ZvAnA

CHW
  • Mesaj sayısı

    2.778
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    107

Everything posted by ZvAnA

  1. Ha dün yazacaktım unuttum. Emek verip yaptığın çalışmalar için açtığın konuların yarın birgün uçma ihtimaline karşın, bir başka yerde de bulundur bence Najaz. DHW'de saatler harcayıp, boya işinden tut, kesme, biçme vs. kasa modu ve soğutma konusunda yeni başlayanları bilgilendirici detaylı anlatımlarımın hepsi uçtu, gitti. Bazen de kullandığın image yükleme siteleri fotoğraf paylaşımlarını yok ediyor. Ben o nedenle blog açtım. Foruma da blogdan foto linki veriyorum ki, 7-8 ay sonra fotoğraflar uçmasın.
  2. Herhangi bir yüzey bozukluğu, ezik, hazar falan yoksa ki yok, direk boya yapabilirsin.
  3. Bu da Aquaero'da yaptığım sistemi izleme sayfası; Tüm sistemi buradan anlık takip edebiliyor ve tutulan loglar sayesinde belli bir zaman aralığı için rapor alabiliyorum.
  4. Bu gece sistemi ilk defa 4.5 Ghz'de test ettim. Aida64'ün full sistem kararlılık testini gerçekleştirdim. 29 derecelik oda sıcaklığında sistemin içindeki sadece sıvının sıcaklığı boşta 33 derece civarlarındayken yarım saatlik test sonunda 47 derecelere kadar çıktı. Bu suyla duş alsan yanarsın. Oda sıcaklığı; Boşta, masaüstünde iken sistemde dolanan suyun sıcaklığı; (Siyah lcd: rezervuardaki suyun sıcaklığı, turuncu lcd: ekran kartı bloğundan çıkan suyun sıcaklığını gösteriyor) Sistem test sırasında %100 yük altında iken; Teste başladıktan 15 dakika sonraki değerler; Teste başladıktan 30 dakika sonraki değerler; 22, 23 dakikadan sonra değerler sabit kaldı ve yarım saat dolunca testi sonlandırdım. Bir de ekran kartı kısa aralıklarla throttle yaptı. Normalde kışın yaptığım gpu testlerinde 1019mhz'den 1 mhz bile düşmez iken, 1000mhz'e falan inip çıkıyordu. Gpu yük durumu da test boyunca iki saniyede bir %99 ve %0 arasında gidip geldi. Anlamadım niye böyle olduğunu. Driver'la alakalı bir mesele olsa gerek. Dediğim gibi daha önce kışın yaptığım aida testlerinde gpu yük durumu %99'dan hiç gerilemezdi. Normalde bu tür testlerim hep kışa falan denk gelirdi, en azından oda sıcaklığı 20 derece falan olurdu. Haliyle önceki değerler aklımda kaldığından değerler eskisine göre biraz yüksekmiş gibi geliyor. Ama oda sıcaklığı 30 derece yahu, ESMİYOR...
  5. Eline sağlık Najaz çok güzel olmuş. DVD-rom işi çok klas olmuş. Dediğin gibi kart okuyucu da fırçalanmış aluminyum olsaymış tadından yenmezmiş. DVD için fırçalanmış aluminyum yapmışın kart okuyucu için de yapsana ey silvırsıton.. Ben de sırf kasa ile uyumunun içine etmemesi için araştırıp Lian-Li'den fırçalanmış aluminyum dvd ön kapağı temin etmiştim. Ama zamanla göz alışır, çok da sıkıntı değil bence. Çok fazla kart okuyucu ile uğraşan için böyle hiç birşeyi takıp çıkartmadan kart okuyucuya rahat ulaşmak güzel bir olay. Ben her seferinde kart okuyucuya usb kablo tak, sonra usb porta tak-çıkar uğraşıyorum hâlâ. Keyifle kullan hocam.
  6. Değil, Naz olamayacak kadar düzgün yazıyor arkadaş )
  7. @@T800; Abi tüm fan ve pompaları aquaero'dan kontrol ettiğim için hepsini sonuna kadar açma ya da tamamen kapatma benim elimde. Tamamen kapatmaya gerek yok tabiki. Kapak açıkken Optimum ayarı tutturdum. Alt radyatördeki 3 tane 12cm'lik fanlara %50 güç verip 1060rpm civarında, üst radyatördeki 14cm'lik 2 adet fana %60 güç verip 1100rpm'de tutuorum. Pompaların ikisi birden %80 güçte 3950-4000rpm devirde çalışıyorlar. Bu şekilde kapak açık olmasına rağmen rahatsız edecek ses duymuyorum. Fanlar %30 güce düşürüldüğünde 400rpm'e kadar düşebiliyor. Pompalarda 2500rpm'e kadar düşebiliyorlar. Bu durum sıfır ses demek zaten. Bir de kapağın penceresi için pleksisi de hazır. Onu monte etmedim daha. Onu yapınca kapak kapalı kullanacağım zaten. Toz olayını hiç sevmiyorum. Bu yüzden tüm fanlarda filtre var. @@Griffon; Sağol abicim, beğendiğine sevindim. @@Najaz; Ya aslında fotolar büyük ama buraya ekleyince ve fotolara tıklayınca küçük açılıyor anlamadım neden olduğunu. Aynı fotolar burada da var.Tıklayınca büyük halleri açılıyor. Bir ara sistemi sıcaklık testleri için zorlamaya başlayacağım. Ama evde pc'den o kadar uzak kaldım ki özledim yani. O yüzden biraz keyif yapayım, oyun falan oynayım, sonra bakacağım.
  8. Proje epey zamanımı aldı, kafamdakini hayata geçirebilmek için birçok sorunla cebelleştim ama bence sonunda uğraşlarıma değdi. Umarım sizler de beğenmişsinizdir.
  9. Arada bir iki çalışmayı yayınlamadan biraz damdan düşer gibi olacak ama iş, güç, ev taşıma vs. nedeniyle fazla zaman ayıramayınca proje uzun sürdü haliyle. Süreç uzun olduğu için ilk olarak düşündüğüm bir iki fikirde de zamanla değişiklik yapmak durumunda kaldım. Bunları daha önce anlatmıştım zaten. Ama sonunda Pro-Z II artık çalışır vaziyette. Projeye başlangıç ve tüm aşamaları blogdaki önceki yayınlarımda bulabilirsiniz. Aslında süre uzayınca anakart ve işlemci terfisiyle projeyi tamamlamak istiyordum. Hem gönlümde yatan anakartı (Asus Maximus VII Formula) temin edemedim hem de sonradan intel'in skylake mimarisi ve z170 chipsetli anakartlar piyasaya girene kadar upgrade'in gereksiz olacağına kanaat getirdim. Aydınlatmaya epey kafa yormuştum bu nedenle olabildiğince farklı renklerde aydınlatılmış fotoğraflarını çekmeye çalıştım. Lafı hiç fazla uzatmadan sistemin fotolarını paylaşıyorum.
  10. Daniel'in sürücü paketi çıktıysa sorun yok ozaman, sağol Najaz. Ürün anahtarı görüntüleme iyiymiş. Aklımda olsun.
  11. Dün nihayet testlere başladım; Çektiğim fotoğrafları ofiste olduğum için yayınlayamıyorum. Akşama hepsi burada. Ama bir ön foto daha vereyim
  12. En azından 5775c gibi hilkat garibesi gibi gözükmüyor. Ama 4790k sahibi adam için bir upgrade sebebi değil gibi. 4800mhz'de test edebildiklerine göre oc. potansiyeli fena değil gibi. Normalde z97+4790k bana yeterli olurdu. Ama kasadaki proje bitti ben bir türlü gönlümde yatan Maximus vii formula'yı bulamadım. Yeni yıla doğru z170 chipset ve skylake işlemciler belki artık p67 chipsetten kurtulma nedenim olabilir.
  13. Eyvallah. Ama dürtmeyim ben en iyisi. Creative sürücüleri falan da hazır değilmiş. Ayrıca bir sürü program kullanıyorum. Uyum sorunu falan yaşarız falan şimdilik kalsın. Acelem yok.
  14. Bana söyleseydin ben sana yapıp gönderirdim kablo. Merakla son halini bekliyorum Najaz.
  15. 4 haftadır kasa üzerinde çalışırken pc çalışmadı haliyle. Daha önce rezerve etmiştim ama bu ne zaman windows 10 için hazır diyor. Gerçi geçmeyeceğim şimdilik.
  16. Valla bilmiyorum artık. Sızdırma sorunlarından kurtulduk, herşey bitti şimdi de şerit ledlerde sıkıntı çıktı. Molex 12v kanalından bağlantı yaptığımda çalışmıyor alet. Ama 12 v.'luk adaptör takıyorum çalışıyor. Kafayı yiyeceğim. Dünkü denemelerimde çalışıyordu.Defalarca molex pinileri de yeniledim yine de olmadı. EDIT: Karanlıkta iş yaparsan böyle olur. Pinleri yenilerken molexler siyah renk olunca yönleri doğru gibi gördüm. Sonra 5v kanalına bağlamışım. Çok şükür bir sorunumuz kalmadı.
  17. Evet gençler, dünkü faciadan sonra tüm gece durumu nasıl düzeltirim diye kafa yordum. Şu saate kadar da uyumadan bir yere vardım. Öncelikle fazla birşey sökmeden hem pompayı, hem de şerit ledleri kontrol etmenin yolunu aradım. Durum tespiti için bir iki boruyu yerinden çıkarıp yaptığım pleksi zemini sökmek yeterli oldu. Şerit ledlerde hiç bir sıkıntı yoktu. Pleksi zemin akan sıvının başka yerlere gitmesine engel olmuş ve tamamen pleksinin altında kalmıştı. Pleksiyi kaldırınca oraları güzelce silip pompayı kontrol ettim. Pompanın su kaçırması tamamen benim hatammış. Pompaya ait sardığım kabloların ucuna yaptığım makaronlar, pompanın motoru ile metal dış kasa arasında kaldığı için bir yere kadar sıkabilmişim. Haliyle iyi sıkıştıramadığım için pompa su koyuvermiş. Pompadaki sorunu hallettikten sonra tekrar sistemi doldurup, tek pompa kapalı halde sızdırmazlık testine başladım. Görünürde hiç bir sıkıntı olmayınca iki pompayı da devreye soktum. Haftalar sonra pc'yi açabildim. Bir yandan sızıntı var mı diye peçetelere bakıp, bir yandan sistem sıcaklıklarını kontrol ediyordum ki 5.25" lik yuvaların oradaki aquaero'nun bloğunun altındaki peçeteler mavi olmaya başladı. Az da olsa peçeteler mavileşiyordu. Önce eski baskından kalmadır diye umut ettim ama temizledikçe tekrar mavi sıvı geliyordu. Elin girmediği, gözün görmediği bir yer olduğu için yine çok fazla şey sökmeden oraya nasıl müdahele ederim diye düşündüm. Çünkü üst radyatörü sökmek, sistemi komple sökmek demekti. Ve tabi sistemden suyu tekrar alıp tekrar vermek artık can sıkıcı olmuştu. Neyseki sadece radyatörün önündeki fanı sökerek kaçak yapan rakora elimi ulaştırabildim. Bu sefer pense ile orayı sıktıktan sonra sisteme tekrar soğutma sıvısını verdim. Feser mavi soğutma sıvısının yarısı heba olduğundan ve elimde de aynı renk olmadığından eksik kalan kısma saf su eklemek durumunda kaldım. Koruyucu özelliğini bozar mı bilemiyorum. Yurt dışından yenisi gelene kadar idare eder en azından. Şuan yaklaşık 1 saat oldu. Epey süre de çift pompa %100 güçle test ettim. Çok şükür herhangi bir kaçak gözükmüyor. Yırttık galiba. Sistemin şu anki hali, peçetelerin arkasına sakladım. Yıllardır custom su soğutma ile uğraşıyorum, böyle aksilikleri hiç bu kadar yaşamamıştım. Neyse bir şekilde sorunları aştığım için mutluyum. Testlerim bitince sistemin makyajlı halinin fotolarını paylaşacağım. Görüşmek üzere.
  18. Sağol Najaz. İnsanın morali bozuluyor ama tabi durmayacağımız da kesin. İletken ve aşındırıcı olmadıkları için bu tip sıvıları kullanıyorum. Genelde sıkıntı döküldüğü yerde sıvının renginde iz bırakması oluyor. Nemli bir bezle silindiğinde geçiyor. Ama sleeve yaptığım kablolar battı tabi. Onları temizlemek zor. Yine de özellikle hemen anakartın altına konumlandırdığım şerit ledlerin durumunu ben de merak ediyorum. Pleksinin üzerinden o tarafa doğru yönlendi sıvı. Hemen kağıt havlu ile müdahele ettim ama dediğim gibi sızıntı şeklinde değil de musluktan boşalırcasına aktığı için ne kadar engelledim bilemiyorum. Ayrıca HDDlerin üzerine gelmesi de olası. Kazadan sonra sıvıyı komple boşalttım. Kaçak yapan pompayı yerinde açtım ve temizledim. Sonra yattım ve işe geldim. Dolayısıyla kasanın içinin gerçek durumunu bilemiyorum. Tam bir durum değerlendirmesi yapabilmek için pleksi zemin dahil herşeyin sökülmesi lazım. Sırf sökmek bile 2-3 saatlik iş. Onlarca kablonun sabitlendiği yerleri sök vs. çok uzun iş. İnsanın o yüzden morali bozuluyor. Yoksa teknik bir zarar geldiğini düşünmüyorum sisteme. Tabi daha önce çift pompa tecrübem olmamıştı. Hele ki seri bağlantıda. Paralel olsa zaten tek pompalı bir sistemden farkı yok. Yurt dışı forumlarda biraz araştırdım. Bu şekilde seri olunca D5 pompalar sisteme çok güçlü geldi diye düşünüyorum. Ama daha önce geçici çift radyatör kullanımımda tek pompayı düşük devirde biraz yetersiz görmüş, ileride sli vs. gibi bir kullanımda da kesin ihtiyacım olur diye şimdiden alt yapısını hazırlayım diye düşünmüştüm. Aslında tek pompa da şu anki düzende iş görürdü. Benim hatam tahminimce ilk sıvı konulmasında çift pompanın max. devirde ayarlı olmasıydı sanırım. Eve gidince hasar tespiti yaptıktan sonra işi sıvı konulmasına kadar tekrar getirebilirsem, döngüyü değiştirmeden bir pompayı komple kapatıp sıvı döngüsünün tam olarak oturmasını bekleyeceğim. Bir müddet böyle testler yapıp herşey yolunda giderse iki pompayı birden oldukça düşük devirlerde denemeye başlayıp optimum akışı tutturmaya çalışacağım. Sistemi çalışır hale getirene kadar sizlerle sıvıyı koymadan önceki halini paylaşayım bari.
  19. Son halini bugün görebilirdik... Sızdırmazlık testinde kasa su içinde kalmasaydı. Tam su bir turluk döngüyü bitiriyordu ki üstteki birinci pompanın içinden musluktan su akar gibi tüm soğutma sıvısı boşalmaya başladı. Hani rakordan kaçırır, borudan kaçırır anlarım da pompanın içinden nasıl böyle su geldi hiç anlamadım. Pompanın başlığını yeterince sıkmadım ya da pompa başlığının lastik contasında bir sıkıntı olsa gerek diye düşünüyorum. Genelde ilk su yüklemesinde açık bırakırım ama eski rezervuarımı daha kısa olan yenisiyle değiştirdiğim için, devridaim yaparken rezervuarın kapağını sıçrama vs olmasın diye kapattıydım bu durum ve iki tane max. devirde çalışan güçlü pompanın birlikte çalışması büyük bir basınç yaratmış olabilir. Rezervuar kapağı da kapalı olunca sistem içindeki hava dışarı çıkmak için en gevşek yeri bulmuş olabilir. Ancak böyle bir tahmin yapabiliyorum. Herşey bitmiş, tertemiz olmuştu. Yazık oldu. Bütün emeklerim sil baştan olacak gibi görünüyor. Moralim bozuldu, elim kasaya gitmiyor şuan.
  20. Akrilik boru hattı tamamen şekillendikten sonra eski bir pc kasasının kapaklarından kendi yaptığım ve iki adet termometre LCD'sini, yine aida 64 gibi programlardan istediğim her türlü değeri gösterecek 20 karakterli mavi bir LCD'yi ve birinci pompayı taşıyacak panelimin kablolarını düzenlemeye geçtim. Bu panel aynı zamanda aydınlatma butonlarını da taşıyacak. Asıl amaç 5.25" lik yuvanın önünü fonksiyonel bir şekilde kapatmak, aquaeroya bağlanacak onlarca kablonun gizlenmesine olanak sağlamaktı. Paneli de tamamen hazır getirdikten sonra kasanın anakartı ve diğer elemanları barındıran ana bölümünde kullandığım şerit ledler ile sağlayacağım aydınlatmayı direk göze batmadan kasa zeminine yaymak için düşündüğüm pleksi işine geçtim. Geçen sene başladığım projede kafamdaki düşünce aslında bu pleksinin içinden sıvının geçeceği kanallar yapmaktı. Hatta yapıp bitirmiştim de. Ancak son aşamada rakorlar için delik ve bu deliklere düş açma aşamasında ne kadar dikkat etsemde delik kenarlarında hep çatlaklar oluştu. Haliyle rakor bağlandığında da su sızdırmasının önüne geçemedim. Bu işi için cnc lazer kesim yaptırabileceğim yer arayışına girdim. Ancak maalesef bir yandan iş, bir yandan artık projeyi biran önce bitirme isteğim, sıvı kanallı pleksi çalışmasını rafa kaldırmama neden oldu. Pleksiyi sadece aydınlatmanın bir unsuru olarak kullanmaya karar verdim. Bu iş için 3 adet farklı uzunluk ve türde pleksi kullandım. En alta 3mm aynalı pleksi, orta katmana 10mm'lik şeffaf pleksi ve en üst kat olan 3. kata 3mm'lik buzlu pleksi kullandım. Aynalı pleksi kullanmamdaki amaç, şerit ledlerden orta katmandaki şeffaf pleksinin alnına gelen ışığı yukarı doğru buzlu pleksiye daha iyi yansıtabilmekti. Her katı koyacağım zeminin şekline uygun şekilde dekupaj ile kesip şekillendirdikten sonra bu katların birbirine yapıştırılması gerekiyordu. Bunun için kloroform kullandım. Dikkatli çalışılması gereken bir madde. Kloroformu plekside direk kullanınca çok hızlı şekilde iki farklı pleksiyi tek bir parçaymış gibi yapıştırıyor. Ancak kuruma süresi neredeyse anlık olduğu için bir tarafa sürdüğünüzde diğer tarafa sürene kadar ilk sürdüğünüz yer kuruyabiliyor. Bu da düzgün ve temiz bir yapıştırmayı neredeyse olanaksız hale getiriyor. Ben de bunun üzerine bir kaseye koyduğum kloroformun içine bir avuç pleksi kesiminden çıkan talaşı koydum ve karıştırdım. Gördüm ki kloroform daha yoğun bir kıvama geldi. Tutkal kıvamında olunca bir fırça yardımıyla kenarlardan hafif hafif sürerek pleksi katmanlarını yapıştırdım. Kuruma süresi de biraz artmış olunca daha rahat çalışabildim. Böylece önceki tecrübelerime göre çok daha temiz bir iş çıktı. Artık pleksi üzerinde yapılacak tek iş delik delme işiydi. 4M somun ile pleksiyi kasaya tutturabilmek için gerekli deliği ve dişi pleksi üzerine açtım. Sonra da birinci pompadan aşağıda bulunan radyatöre boru geçişi için de gerekli olan deliği açıp pleksi işini bitirmiş oldum. Aşağıdaki fotoğraflar da bu çalışmalara ait; Bu çalışmalardan sonra artık ince iş kalmadı ve sistemi çalışır hale getirmek için montaja başladım. Çektiğim son fotoğrafları daha sonra paylaşacağım. Görüşmek üzere
  21. Geçen haftadan bu yana kablolarla, kalan boru hatlarının yapımı ve şerit ledlerin aydınlatmasının önüne gelecek buzlu pleksinin hazırlanması ile uğraşmıştım. O çalışmalardan fotolar; Kablo sarma ve kablo geçecek yerlere kafa yorduktan sonra 5.25" lik yuvaların oradaki radyatöre ve Aquaero XT soğutma kontrolcüsüne gidecek akrilik boruların yapımına geçtim. O borulara şekil vermem gerekiyordu. Akrilik borulara ısı tabancası ile ısıtıp şekil verirken düzgün 90 derecelik dönüşler olmasını istediğim için kendimce mdf'den bir kalıp yaptım. Böylece soğutma sıvısı hattı tamamlanmış oldu. Rezervuardaki sıvı ile başlayan döngü, önce birinci pompaya, birinci pompadan kasa alt bölmesindeki birinci radyatöre, birinci radyatörden çıkan su ikinci pompa ile yukarıda görünen aquaero soğutucu bloğuna ve oradan push/pull fan düzenindeki ikinci radyatöre ve ikinci radyatörden de önce ekran kartı, sonra cpu ve sonra da ram bloklarına girip rezervuarda son bulacak şekilde oldu.
  22. Bu devirde yukarıdaki i/o portları veren bir kart varsa söyleyin de biz de bırakalım creative'i. )
  23. Ben de geçen gün birşey okudum windows 10 ile ilgili olarak. Biliyorsunuz Windows media center 8.1 pro ile geliyordu. 8.1 pro'dan windows 10'a upgrade yapınca media center'ı gördüğü için windows 10'la da geliyormuş. Ancak sonradan temiz kurulum yapıldığında media center yüklenmiyormuş. Parayla falan almak gerekiyormuş.