allreadydead

CHW
  • Mesaj sayısı

    1.048
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    15

Mesajlar posted by allreadydead


  1. Gözümde CB500X var ama hem aradaki farkı verecekmiyim bilemiyorum hem de daha 1000 km yapmışken gidip 500lük motoru almak ne kadar akıllıca onu hiç bilmiyorum :) Hoş o motor racing falan olmadığından 500cc motordan beklenmeyecek kadar acemi dostu ama genede bilemiyorum.

    Fuarda hem motorlar, hem aksesuarlar, hem de korumalar ucuz oluyor. Yani 2 sene önce fiyatlar normale göre makuldu ama geçen sene kayda değer bir fark yoktu mesela.

    DHW forumda Escape ve Archolion bu konularda daha bilgililer, onlar yardımcı olacaklardır :)

     

    Bu arada bahaneyle bizim kırmızı geyiklerin motosiklet topluluğu olduğunu öğrenmiş oldum. Şu 22sindeki eğitime de gideyim bari :D


  2. Motoru satmadım, duruyor. Ama 1000 km yapabildim, çeşitli nedenlerle. şubatın sonunda 27-28 Şubat gibi bir motosiklet fuarı oluyor istanbulda. Bu sene içinde gelecek ve satılacak bütün motorlar orada oluyor. O fuara getirmeden önce genelde motorlar listelere girmiyor. Orada bakabilirsiniz yeni motorlara. 250F muhtemelen 14k civarında olacaktır.

     

    Yamaha R25 ve Kawasaki Ninja 250SL diğer alternatifler. Her 2si de Racing. Boy uzun ve enduro tarzına daha yatkınsanız, Honda CRF250L de güzel bir alternatif. Ben 1.77 civarıyla Hobbit'ten hallice olduğumdan 80 cm üzerinde olan seleli motorlara pek bakmıyorum. 

    Bu sene Honda CB 500 X i getirirse o da başlangıç için biraz iri bir motor ama o da olabilir. 

     

    Herşey bir yana, iyi bir eğitmen veya eğitim kurumundan MUTLAKA eğitim alın. Sürücü kurslarının bu konuda yetersiz olduğunu ayrıca belirtmeme zaten gerek yok. Benim yaptığım gibi bir haftasonu istanbula gidip, orada eğitim alabilirsiniz. Benim eğitim aldığım kişi Rahmi Barutçu. İyi bir eğitmen. Bunun dışında sürekli olumlu yorumlar alan GIS Akademi var.


  3. Motordan ne beklediğine göre değişir hocam. Benim 1000 km'lik bir tecrübem oldu inazuma ile. Benim görüşüm, parça kalitesi, sürüş dinamikleri ve sürüş konforu olarak 10 numara motosiklet. Buna karşın 183 KG'lik ağırlık yabana atılacak bir değer değil. Bu neredeyse 600-800 cc enduro motor ağırlığı bölgesinde bir değer. Bütün bu ağırlık 25 beygir tarafından itilmeye çalışınca tabiiki muadil 250-300 cc racing tarzı motorlara göre görece düşük bir performansa sahip. Bunu beni hiç üzmemiş olan frenleri ve üzerindeki gayet ortalama lastiklere rağmen yol tutuş kararlığıyla örtüyor.

    Ben inazumayı alırken yüksek performans bekleyerek almadım. Amacım, dengeli, sürüşü keyifli bir motorda motosiklet kullanmayı öğrenebilmekti. Daha ucuz modellerden Yamaha YBR 125 ve daha pahalı olan KTM Duke 200 ve Honda CBR 250R'a bana uymadığı için yönelmedim. Ben motoru aldıktan sonra gelen CRF 250'yi de yüksek olan selesi ve CB500X'i Türkiye'ye getirmediği için Honda Türkiye'ye olan derin nefretim yüzünden almadım. YBR katır modunda çok dayanıklı ve bakımı ucuz olmasına rağmen beni eskişehir/konya yolu gibi yollarda düşük yüksek süratı nedeniyle sıkıntıya sokacaktı. Amacım 200'le gitmek falan da değil, trafik kaçla akıyorsa, o hızda, motorun zorlanmadan gidebiliyor olması gerekiyordu. YBR'de bu sınır 60-80 arası iken, inazuma için 70-90 hatta 100 civarı. 80'le trafikle birlikte akarken, sıkışacağımı anladığımda inazuma beni o durumdan hızla kurtaracak güce ve yüksek devir yeterliliğine sahip. 

    Diğer güçlü aday CBR250R idi. Ama racing tarzı bana uymadığından, ileride enduro/touring tarafından devam etme niyetim olduğundan, parça temini ve performans alanlarında artılarına rağmen CBR'ı tercih etmedim. 

    KTM Duke, herşeyine aşık olmama rağmen, temin sıkıntısı, servis/parça problemleri ve 2.000 TL fazla fiyatı (o dönem, şimdi durum nedir bilemiyorum) ile beni kendinden itti. 

    Aldığım dönemde bajaj falan yoktu ama daelim vardı. Dönüp bakmadım bile ;) (böööö, burak :P )

     

    Şu an başlangıç için alacak olsam gene inazuma alırım ama GW-250 değil, GW-250F modelini. Çünkü yaptığım 200 km gidiş/dönüş gezisinde anladımki o ön cam ve karenajlar can, cananmış. O rüzgar, özgürlük falan güzel de, 1 saat aralıksız 100++ km rüzgar yiyince maymuna dönüyor insan :)

     

    Artıları:

    • Başlangıç için ideal. Hırçın değil, Gaz vermedeki ani hareketleri ve hataları iyi tolere ediyor. Motorun ani patlamaları, düşük devirde yığılmaları yok.
    • Süspansiyonu harika. Konforu sınıfında rakipsiz (idi, yenilerle durumun değiştiğini sanmam)
    • Mekanik ve motor olarak çok başarılı. Vites geçişleri falan saat gibi. Hiç üzecek gibi durmuyor.
    • Frenleri güzel, acemi dostu, çok kolay dozlanıyor. Durmayıp durmayıp, biraz daha sıkınca zınk diye değil, çok kolayca dozlanabiliyor.
    • Parçaları kaliteli duruyor. Göze batan işçilik hataları yok
    • 11.500 Devir çeviriyor ! 11.500 !!!! Sesi çok güzel :) Tok ve dolu bir egsoz sesine sahip. Racing'ler gibi cılız bir yırtınma yok.

    Eksileri:

    • AĞIR. Gerçekten AĞIR. Yani, öyle böyle değil, YBR 125'i geçtim, CRF250 falan da kullandım bu alet bariz ağır. Bir Tenere, Transalp ağırlığı var. Başlangıç için büyük problem olabilir. Benim bisikletten gelen reflekslerimle biraz idare edebilir durumdayım ama şehir içinde aralara falan girerim, fıtı fıtı gideirm diyene kolaylıklar diliyorum.
    • Performansı sadece tatminkar. CBR250 ve Kawasaki Ninja 250'nin bariz gerisinde. 0-60 civarı trafikte rakipsiz ama sonrasında yeni nesil araçlar geçiyor. 
    • 250F almıyorsanız, Karenajları olmadığından, uzun yol ve 80-100 Km/s hızlarında rüzgar iyice benzetiyor adamı.
    • Ağır demiş miydim ?
    • Suzuki klasiği olarak Honda'ya göre parçaları pahalı. temin sıkıntısı olacağını sanmıyorum. Ankara'da hem ulusan hem endo motor bakımı yapabiliyor.
    • Son olarak, çok ağır :)

    Suzuki_Inazuma_GW250F_11.jpg