ZvAnA

Bunu ben de düşündüm. Muhtemelen dediğin gibi olacak ve jantlara harcayacağım parayı lastikler amorti etmeyecek. Bu yüzden değiştirirsem aslında jantlar için değiştireceğim. Epey yıpranmış görünüyorlar.

Ayın 1'inde aracın muayenesi var. Muayene öncesi yağ değişim vs genel bakım için de arabayı her zaman bıraktığım özel servise verdim. Servise gitmeden önce de lastiklerin kanal derinliğini bir kontrol edeyim dedim. 1 tanesinin en dıştaki kanalı epey düşmüş gibiydi. Lasitkler; 5. senesini Mayısta dolduran Conrtinental Premium Contact yaz lastikleri. Bu zamana kadar da çok memnun kalarak kullandım. Kuru zeminde fren vs açısından da hâlâ çok iyiler. Ama ıslak zeminde rampada kalkışta vs patinaj yapmaya başlamışlardı. Hem 5. senesini doldurdukları için hem de birinin dediğim gibi kanal derinliği muayenede sıkıntı çıkarabilir diye yenileme kararı aldım. Yeni lastiklere baktığımda daha önce kullanmış olduğum tüm markaların premium modellerinde(Michelin Primacy 4 hariç) benim lastik ebadında bu modellerin artık üretilmediğini gördüm. Lastik ebadım 205/65 R15. Hiç bakmadan Continental Premium Contact 7 alacakken bundan dolayı başka markaların lasitklerine de kaydım. Şu ana kadar Hankook(arabanın üzerinde gelen ilk lastikti), Kumho, Michelin ve Continental lastikleri deneyimlemiştim. Kullandığım Michelin diğerlerinden çok daha çabuk yıpranmıştı bu yüzden sıcak değilim ve şuan satılan Primacy 4 benim lastik ebadı mevcut olmasına da rağmen fiyatı da en pahalı lastik. O yüzden onu eledim. Kumho kullandığım en düşük performanslı lastikti bu yüzden ona da sıcak değildim ama uygun fiyatlı olduğu için yeni premium modeline bakmak istedim, Kumho Ecsta HS52. Maalesef onunda benim lastik ebtına uygun lastiği yok. 2023 üretimi önceki versiyon var HS51. Uygun da fiyatlı ama yakıt tüketimi C, Islak zemin performansı B ve gürültülü lastikler ve de gittiğim bayi temin de edemiyordu. Geriye Hankook ve Continental modelleri kaldı. Hankook Ventus Prime 4 yeni modeli ve yine benim lastiğin ebatlarında yok. 2023 üretimli Ventus Prime 3'ler var ve bunu almaya niyetliydim. Yakıt tüketimi C, Islak Zemin Performansı A ve 71 db. Fiyatı da internetten alırsam 2023 üretimli 4 lastik için 7800 liraya maloluyordu. Ama aracı servise bıraktığımdan bir daha da git gel yapmamak için internetten değil de bir lastik bayisinden almak istiyordum. Sanayideki Hankook satan bir iki yere sorup almak istedim ama maalesef hiçbirinde bulamadım. Son olarak Continantale bir gidip bakayım dedim. Ebattan dolayı Premium Contact alamayacağım için bu sene uzun ömürlü vaadiyle çıkardığı daha ekonomik serisi Ultra Contact modeline bakayım dedim. Bir bayide 4 lastik için 9000 liraya peşin fiyatına 7 taksitle anlaştım ve taktırdım. Yakıt tüketimi B, Islak Zemin performansı A ve 69 db etiketli. Testlerde tabi bir premium contact performansı vermiyor ama daha uzun ömürlü , daha sessiz ve daha az yakıt tüketimi vadediyor. Bir de bunu deneyimleyeceğiz bakalım. Şimdi gelelim aklıma sonradan gelen bir şeye. Şimdi benim lastik yanakları 65 olduğu için artık hem istediğim marka modelleri bulamamaya başladım hem de her zaman en pahalı lastikleri almak zorunda kalıyorum. Mesela yeni aldığım lastikten örnek verirsem 205/55 R16 bir lastik ebadım olsa lastik başına 800 lira daha ucuza alabiliyordum. Benim aracın hem kapısında hem de kitapçığında 16" jant ölçüsü mevcut. Gerçi 16" için yanak ölçüsü 55 değil de 60 verilmiş. Acaba diyorum epey de yıpranmış olan 15" jantları 16" jantlarla değiştirip yanak ebadını mı düşürsem? Sizce arabanın sürüş dinamiklerini, konforunu vs çok etkiler mi?

Aslında Sony Samsung gibi ucuza kaçmadığından QD Oled'i heatsinkli bir versiyonunu kullanıyor, bu nedenle burnin konusunda diğer LG panellerden bir eksisi yok. Ancak fiyatı nedeniyle de Türkiye'de çok fazla satış rakamlarına ulaşamadığından haliyle bizim ülkede fazla geri bildirim yok. A95K ile yaygın gördüğüm tek sorun tv kullanım sırasında donuyor ve insanlar bunu sadece tv'yi fişten çekip geri takarak düzeltebiliyorlar. Bunu yaşayan çok kişi olduğunu yine yurtdışı forumlarda okudum. Ama bunun dışında şöyle ciddi bir sorunu var diyebileceğim benim denk geldiğim bir şikayet görmedim.

Cihan'cım başından beri TV özelinde konuşuyorum, siz ilk Alienware'in modelini de almayı düşünürken, tv'lerinde bakın sorunlar vardı iyice araştırın ona göre hareket edin demiştim. O zaman da alınmaz demiyordum. Tamamen burnin mevzusu ortadan kalkmış gibi konuştuğunuz için itirazım onaydı. Yoksa galaxy S3 telefonumdan beri neredeyse 10 yıldır kullandığım tüm telefonlarımı seçerken özellikle oled ekran tercih sebebimdi. TV vs farklı tarz kullanımda Olede mesafeli olduğum doğru, hâlâ mesafeliyim. Kimseye gönül rahatlığıyla önermem mesela. Artık burnin mevzusunun mazide kaldığını düşünebilirsiniz. Ancak maalesef gerçekte durum böyle değil. Çünkü bu organik bir yapı ve kullandıkça yıpranan fiziksel bir olay. Screen shift, pixel refreshing gibi software koruma çözümleri yanında, organik diyodlara güç verildiğinde ortaya çıkan ısıyı daha çabuk uzaklaştırarak daha az süre ile ısıya maruz kalmasını ve böylece daha az yıpranmasını sağlayan heatsink gibi donanımsal çözümler ile bunu sadece geciktiriyoruz. Artık eskisine göre bunlar nedeniyle daha uzun ömürlüler. Ama dikkat edilmezse burnin her zaman beklenen ömründen daha kısa sürede olacak bir durum. Ben bunu bilerek, biraz da kullanım şeklimin oled dostu olması nedeniyle kabullenerek aldım. Bir de LED tv'ler gittikçe düşen panel kaliteleri nedeni ile bir oled tv'nin yanma süresini zaten yakalıyorlar. Garantisi biter bitmez panel arızası veren tv'leri hem çevremden hem forumlardan çok sık duyar oldum. Panel sorun çıkarmasa bile, yok bulutlanma, yok ışık sızması vs üst segment bir tv'de artık kabul edilebilecek şeyler değil. Kısacası Oled bambaşka bir olay ve tabiki alınsın. Ama alacak kişi de ne aldığını bilip ona göre alsın. Benim dikkat çektiğim durum hep buydu.

Abicim yani öyle bir konuşuyorsun ki sanki oled kullanmamış, ne konuştuğunu bilmeyen bir kullanıcıyım. Zaten LG G2'nin Evo Ex panelli ve heatsinkli panelini kullanan Philips 65" Oled 907 tv sahibiyim. Sanırım bunu bilmiyorsun. Burada bahsettiğimiz OLED değil. Samsung'un QD-Oled' olarak çıkardığı ilk tv'lerinin sorunlu olduğu ve S95B özelinde konuya hakim olduğum için QD Oled ilk nesil tv'lerdeki sorunların düzeldiği tescillenene kadar QD Oledlerden uzak durulmasının kullanıcılar için faydalı olduğunu düşünüyorum. Donanımhaberde de LG, Samsung, Sony ve Philips oled TV konularının takipçisiyim. Dolayısıyla özellikle geçen seneden beri kullanıcılar bu tv'lerde hangi sorunlarla karşılaştılar, neler yaşandı, garanti süreçleri, değişim durumlarına çok hakimim. Sana QD Oled'in ilk örneklerinin insanları nasıl mağdur ettiğini anlatayım belli ki Samsung'un ilk tv'sinde insanlar neler yaşadı bilmiyorsun. 1. Samsung TV'yi ince yapacağım diye öyle bir salaklık yaptı ki, Özellikle 65" TV'ler daha kurulum sırasında yamulmadan kutudan çıkarılamıyordu. Şuan S95B sahiplerinin bir kısmı yamuk tvlerini değiştirmek için Tüketici mahkemesi kararını bekliyor, bir kısmı da tv kendi bozulursa garantiden belki S95C ile değişim olur ümidiyle bekliyor. 2. Aşağıda linkini paylaştığım videodaki abimin bu 3. Samsung S95B oled tv'si(aslında 4. S95B; bir tanesi daha kutudan yamuk ve zedelenmiş olarak çıktığı için direk iade etmişti kutuyu) ve tv 3. kez aynı panel arızasını veriyor. Önceki S95B videolarının yorum kısımları da aynı sorunu yaşayan kullanıcılardan ağlama duvarına dönmüştü. Nitekim AVS Forum'da da bu şekilde çok şikayet mevcuttu. https://youtu.be/rZ0GPA_E-I4 3. İnsanlar parlaklık ve buna bağlı olarak daha yüksek kontrast için bu tv'yi aldılar ama her güncelleme ile tv daha da kararmaya başladı. Tv'yi 7 dak izledikten sonra ekran kararmaya başlıyor ve bunu kapatamıyorlar. Bu yüzden güncelleme yapmıyor insanlar. Bazı kullanıcılar servis menüsünden bile bunu kapatamadıklarını söylüyorlar. 4. Ekranda anti glare için kullanılan kaplama öyle bir lanet ki, ekrana dokunduğun an geçmiş olsun. Parmak izi vs kalıyor. Silmeye kalkarsan o iz etrafa yayılıyor ta ki kaplamanın özelliğini yitirecek kadar silersen geçirebiliyorsun. Girintili çıkıntılı nano yüzeyli bir kaplama olduğu için bezi sürdün mü ekrana uyguladığın baskı yüzünden çıkıntılı kısımları bozuyorsun ve kaplamanın bir özelliği kalmıyor. Senin de takip ettiğini bildiğim çekik gözlü kardeşimiz Vincent'ın S95C duyuru videosundaki "Price 𝗟𝗘𝗔𝗞𝗘𝗗 for World's First 77-inch QD-OLED, But Can You Trust Samsung after S95B Fiasco?" gibi bir başlık atarak video yapması da sanırım benim ne konuştuğumu bildiğimi gösteriyor. Önceki mesajımda paylaştığım haberi de farklı farklı yorumlayabiliriz. Ama S95B gibi çok kötü bir örnek varken ve daha ikinci nesil QD OLED TV'ler yeni piyasaya çıkmışken mesafeli olunmasının kimseye bir zarar getireceğini düşünmüyorum.

Geçen hafta şu haber yayınlanmış verge'de; https://www.theverge.com/2023/5/16/23725160/samsung-lg-oled-tv-panels-deal-supply-report Qd oled konusunda birçok defa farklı başlıklarda uyarılarda bulunmuştum. Daha kendini ispatlamayan ve ilk seride yaşanan birçok sorundan dolayı şimdilik uzak durulmalı diye. Oled tv almayı düşünen olursa samsung qd oled panellerden uzak durmaya devam etsin.

bildiğim kadarıyla bizim ülkede premium benzinler 100 değil. 97 falan. Ben shell kullanıyorum 20 yıldır. Kış aylarında vpower tercih ediyorum. Yazın 95'e geri dönüyorum..

Aloooo biz sizden genciz ogliiiim. Şaka bir yana başka hobiler başka uğraşlar devreye girdikçe pc'den çok onlara öncelik vermeye başladım.

Aynen ben de 3080 varken gaza gelecek birşey göremiyorum şuan. Başından beri hedefim 5xxx serisi.

Aynen, ruhsata falan koymuşsundur, ben de öyle yapıyorum. Ha bir de gaz emisyon ölçümü genelde hemen hemen aynı tarihlerde yapmışsındır. Onu bulabilirsen oradan da hesaplayabilirsin. Benimki de 1 Haziran, ayın sonuna doğru bir de arabayı bakıma sokup, öyle gitmeyi planlıyorum.

@AtrinToner kısmına gelirsek de, yazıcı silik yazmaya başladığında ya da uyarı vermeye başladığında ya piyasadan muadil toner temin edip kullanırsın, ya da ilk aldığında içinde gelen orjinal toner kartuşunu doldurtup ya da toner tozu alıp kendin doldurabilirsin.(Ben önermem hem pis iştir hem de çok da ekonomik olduğunu düşünmüyorum). Bu modellerde Toner reseti kartuş üzerindeki çarklar üzerinden olur. Normalde piyasadan alacağın bir muadil toner zaten resetlenmiş olarak gelir. Ya da doldurttuğun yer bunu yapıp gönderebilir. Dolayısıyla uğraşmadan temizce kullanmaya devam edersin. Ama kendin doldurmaya kalkarsan aşağıdaki videodaki gibi kartuş yanındaki çarkların pozisyonunu sıfır tonerlerde olduğu gibi reset pozisyonuna getirmen gerekir. Bazen doldurttuğun yer de bunu yapmadan gönderiyor. Ama dediğim gibi ben muadil toner alıp geçiyorum.. Kalitesinden baskının koyuluğundan memnun olduğum bir muadil toner bulmuşsam o firmadan devam ediyorum. Bazı muadil tonerlerde kullanılan toner tozu çok ucuza kaçılmışsa güzel baskı vermeyebilir. Bunlar da ayrıca aklında olsun. https://www.youtube.com/watch?v=FUTV_155sEw&ab_channel=konusanservis

@Atrin Hayırlı olsun abicim. Aslında illa benim önerdiğimi almak zorunda değildin, scannersız model de işini görürdü. Ama en azından resmi evrak vs bir iş olduğunda daha düzgün scan işlemi yapmış olursun. Model belli olduğuna göre şu videoları paylaşayım seninle. Drum dediğimiz kısım toner kartuşunun yerleştirildiği bölmedir. Belli bir ömrü vardır. Üretici sayfalarında bu ömür şu kadar baskı diye belirtilir. O civarda bir baskı yaptıktan sonra makina drum uyarısı vermeye başlar. Ama bu demek değildir ki illa ömrü bitmiş olsun. Ömrünün bittiği baskı kalitesinden anlaşılır. Genel olarak baskı yapılan kağıtta siyah lekeler, gölgeler falan olmaya başladığında ömrünün sonuna gelmiş demektir. Ama uyarı verdiği halde halen temiz baskı alınıyorsa aşağıdaki videoda görüleceği gibi drum'ı resetleyerek kullanmaya devam edebilirsin. Gerçekteen ömrü bittiğinde de piyasadan drum temin edip yine bu işlemi yapıp kullanmaya devam edebilirsin. Bu modeli özellikle önermemin nedeni drum'ının da değiştirilebilir olması. Bazı modellerde drum sabittir daha doğrusu son kullancı değiştiremez. O yüzden drum'ı kullanıcı tarafından çıkarıp değiştirilebilen modeller tercih edilmeli. https://www.youtube.com/watch?v=0HoxBQv2YeU&ab_channel=DinamikKartuşToner

Aynen öyle. Mesela benim evde de bir mono küçük lazer yazıcım var. Senede 1 bile kullanmıyorum sanırım. 40 yılda bir işim düşüyor, hemen dolaptan çıkarıp masaüstüne koyup usb'den takıyorum pc'ye. Çıktımı alıp kaldırıyorum. Lazerde baskı kafası tıkanması, mürekkep donması vs bu tür sorunlar asla olmaz.

Şimdi farketmen talihsizlik olmuş hocam. Çıktığında ortalığı kasıp kavuran bir oyundu.

Şu her printer tavsiyesi isteyene tanklı yazıcıları önermeyi bırakın diye çok kavga etmişliğim var. @Atrin Hangi yazıcının alınacağını yapılan iş ve baskı sayısı belirler. İş yerleri için en sorunsuz ve iyi seçenek her zaman lazerdir. Hem ekonomiktir hem hızlıdır. Önemli olan sizi chiple ve çeşitli yollarla vs. orjinal toner kartuşu almaya zorlamayacak, muadil toneri ve muadil drum'ı vs piyasada kolay ve ucuza bulunabilecek marka ve modelleri tespit edip ona göre satın alım yapmaktır. Bu konuda her zaman benim için Brother en iyi seçenek olmuştur. Hem kendim Brother MFC-L5750DW gibi yüksek baskı kapasiteli bir ürünü kullanıyorum, hem de daha az sayıda baskı yapacak yerlerde kullanılmak üzere önerdiğim küçük kapasiteli brother modellerini satın alıp kullananlar çok memnun. En son iki sene önce MFC-1911W modelini kayınbiradere aldırmıştım, arkamdan duacı. Ama scanner gerekli değilse ona göre bir model araştırmalısınız. Bunu yaparken belirlediğiniz modelin ismini yazıp, muadil toner ve muadil drum diye aratırsanız o model için piyasada ucuz ve muadil kartuş vs var mı, fiyatları ne alemde görmüş olursunuz. Ayrıca modele özel youtube vs toner kartuşunun nasıl değiştirildiğine dair de araştırma yapın ki chip gibi istenmeyen bir özelliği var mı ya da yeni kartuş takarken bir reset işlemi varsa kolay olup olmadığının mutlaka ön araştırmasını yapmanız gerek. Kendim iki senedir vs bir piyasa yoklaması yapmadığım için size maalesef direk şu modeli alın diyemiyorum ama parmak bastığım noktalara dikkat ederseniz işini düzgün yapan ekonomik bir yazıcıya sahip olabilirsiniz.

Bu isp'nin size sağladığı bağlantı durumuna göre değişir. ISP'lerin bir kısmı fiberi ont cihazına fiber ile bağlar, ont cihazından ethernet kablosu ile bir router'a bağlar. Sizin ki de böyle ise; Evet kendi routerınızı alıp takabilirsiniz. Ancak örneğin benim vodafone kendi altyapısından internet aldığım gibi de olabilir. Yani internet bağlantısı fiber kablo ile odaya kadar gelip bir fiber modeme giriyorsa bu durumda alacağınız routerı tek başına kullanamazsınız. Ancak yapabilirseniz isp'nin modemini ya bridge moda alarak onun üzerinden kendi routerınızı kullanabilir(vodafone'da mümkün değil, Türk Telekom'da mümkündü.) ya da yine isp'nin modemini DMZ moduna alıp kendi routerınız üzerinden bağlantınızı yönetebilirsiniz. İkinci bağlantı türünde illaki isp'nin cihazı ile routerı birlikte kullanırsınız.

Disney+ da güzel zam yemiş. Yıllık 650 lira olmuş, mail geldi.

Hayırlı olsun Tolga, güle güle kullan.

@MilesTeg, @JardeL Palit iyidir f/p olarak iyi markadır, iki senedir 3080'inini kullanıyorum. Biraz şans işi tabi ama coil whine falan bile yok. İlk başta sıvı soğutma ile kullanmak için sipariş ettiğim blok gelene kadar da fanlarıyla kullanmıştım. Gayet iyiydi ses/soğutma performansı. Açıkçası 4080 bir iki kere aklımı çelse de ben 4000 serisi kartlardan 5xxx için beklemedeyim. İkinize de hayırlı olsun.

Akustiğe biraz daha alışayım(perdeler ve tel aralıkları biraz daha dar benim klasiğe göre) buraya inşallah güzel bir kayıt atarım Çağlarım.

@MilesTeg, @NoFlyZone, @Forgotten teşekkür ederim dostlar. Aslında el yapımı ön kapağı solid sedir yapımı olan, Bon Jovi'nin de sahne gitarı olarak kullanmış olduğu Takamine EF341SC modelini almak hayalimdi ama gitar için ayırdığım bütçeyi aşıyordu maalesef. Bir de yeni zamlanınca 36700 lira veresim gelmedi o gitara. Biraz daha beklesem bugün aldığım gitar da o fiyata çıkacaktı. O yüzden beklemenin bir anlamı da olmayacaktı. Zaten GD90 gelince sesi olsun, malzeme kalitesi olsun diğerini direk unutturdu bana. Şuan tercihimden çok memnunum. Cordoba klasik gitarımı da farklı tonda ezgiler için elde tutacağım.

Ben de bugün şu güzelliğe kavuştum. Klasik gitarla başlayan serüvenim Takamine'nin bu GD90CE-ZC elektro akustik modeliyle ile devam edecek. Gitarlara da fazla fazla zamlar gelmeye başlayınca bunu zamlanmadan edinebildim. Ben aldıktan hemen sonra aldığım mydukkan.com'da satış fiyatı 21.000 lira oldu. Ses muazzam. Bu fiyat segmentinde bence diğer markaların modelleriyle kıyaslandığında performans, malzeme kalitesi, işçilik ve fiyat hepsi dikkate alındığında bence çok iyi bir akustik gitar.

Kimse açmamış bari ben açayım bu başlığı da. Valla özlemişim şöyle güzel aksiyonlu bir fps oyununu. Adamlar yine yapmış. CoD serisine uymayan stealth unsurlu görevler de var ama bence tadında yapmışlar. Öyle bayacak cinsten değil. Seri de en son Cold War'ı almıştım. Vanguard'ı pas geçmiştim. MW2 beklentimi karşıladı. Multiplayer kısmında da artık warzone'u, bf'si, pubg'si, R6 Siege'i vs o kadar sıkılmıştım ki bir senedir multiplayer fps oynamıyordum. Modern Warfare 2 ilaç gibi geldi. Vanguard'da durum nasıldı bilmiyorum ama MW2 multiplayer modlarını da çok beğendim. Bir kere klasik CoD oyunlarındaki döt kadar haritalara sıkışıp kalmamışlar. Epey büyük haritalar da gelmiş oyun moduna göre. Bf tarzı oynamak istersen ground war ve invasion aç oyna. Küçük haritalarda diğer modları oyna. Cold War'a bile yaklaşık 1000 saat gömmüşümdür. Buna da kesin o kadar saat rahat harcarım. Warzone 2 ile birlikte düşününce CoD tarafında yine sahalara döndük anlaşılan.

valla ben 5080 beklemeye devam

İlk iki sezon hem mw2 hem warzone'u 200 saate yakın oynayıp ara vermiştim. 3. sezonda tekrar başlamayı düşünüyorum.