analog

Kısıtlı Üye
  • Mesaj sayısı

    560
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    3

Mesajlar posted by analog


  1. orada ben o cevabı sky'a yazdığımı tekrar edeyim.

     

    editten önceki hali kelimesi kelimesine elimde yok ama özet geçeyim: akademik durumlar gereği c ve asm'den anlarım, oop'dan özellikle kavramsal olarak çok fazla anlamam, belki de javayı ondan sevmiyorum. sen (sky) profesyonel manada it'ci takılalı üç gün oluyor, hele dur bakalım ben iyi kötü 2001'den beri sektördeyim; bu şekilde ayar kayma bize de. bunun gibi bir şeydi. [kaldı ki sky'ın şu xHW camiasında hangi işe el atsa becerecek donanımdaki üç beş adamdan biri olduğunu da biliyorum.]

     

    çünkü alıntıladığım yerde .net öncesinde neden çöküyor araştırın edin demiş, e ben dot.net'in çok öncesinden beri sektörde olan biri olarak buna içerleyip kendimce cevap yazmışım, buna da mı hakkım yok? 

     

    kaldı ki hata ettiğimi anlayıp editlemişim. o sırada araya girip "nerede çalışıyorsan söyle de orayla işimiz olmasın"ı ağdalı bir üslupla yazınca karşınızdaki kırılmıyor mu? format-üslup-syntax mı önemli olan?


  2. Pre-.NET dönemlerinde çöken bir yazılım sistemin tamamını neden kilitliyordu diye bir araştırın yeter. 

     

     

    iyi de koca bir endüstri ms'ten ibaret değil ki o kendini adam edemeyip vm çalışana kadarki süreyi es geçelim. neyse... sizle söz çarpıştırılmaz zira bir siz bilirsiniz her şeyin en iyisini :)

  3. java ben vm olduğu için sevmiyorum. bir kodu yazak da her yerde çalışsın diye emülatörden geçirmek iş değil. yani win32 ortamında java binaryleri native değil, vm'den geçecek de çalışacak ölme eşşem ölme! low-level yazılmış amatör(!) işi oyun konsolu veya komodor-amiga emulatörleri bile java uygulamalarından çok daha iyi tepkiler veriyor. şahsen javaya en çok bu yüzden gıcık kapıyorum. icat edeninden yayanına allah belasını versin, oop olacaksa cpp yazıp her platformda ayrı compile etmek çok zor iş sanki de cross-platform uğruna bunca performans kaybına boyun eğdi millet. memleketteki üniler de yalama, amerikadan estirilen ticari rüzgara göre eğilip bükülüyorlar misal java öven hoca görünce de o tipe akademisyen gözüyle bakamıyorum. insan platform ve vendor-independent olur, cpp dururken vendor spesifik işlere, dot.nete javaya civaya ne gerek var mk. piyasa bunu kullanıyormuş diye dot.net öğretir, java öğretir, ulan senin işin bilgeadamlık mı? 

     

    notepad'e bir ben alışamadım, yıllardır editplus takılıyorum şahsen. 


  4. PC kulaklıklarına güzel ses verebilen bir amplifikatör öneriside ben alabilirmiyim bu başlık altında 750-1000tl arası.Özellikle oyunlarda ses çok kötü beğenmiyorum.Bu aradığım ürünmüdür http://www.amazon.com/Creative-X7-High-Resolution-Headphone-Connectivity/dp/B00Q3XLGLU/ref=sr_1_5?s=electronics&ie=UTF8&qid=1460656072&sr=1-5&keywords=creative+amplifier ?

    hocam buna bu parayı vereceğine [ :D ] xonar tarzı bir ses kartı + kaliteli kulaklık veya yine xonar + yamaha a-s500 gibi bir stereo amfi (1000TL) düşünebilirsin. 400$ sadece pc'de kullanılacak (veya öyle görünen) pc parçası imajlı bir ürün için bence çok. ses kartı + yazdığım amfi hemen hemen aynı paraya geliyor, sadece kulaklıkla kullanacaksan aslında amfiye bile ihtiyacın yok hatta çünkü xonarların kulaklık çıkışı muazzam. 4x3 desek 1200 tl. ben olsam 300 daha koyar amfi ve ses kartı alırım, ki o şekilde yaptım ve çok memnunum. tabii linkteki mal da iyi duruyor ama dediğim gibi çok fazla pc parçası tadında bi görüntüsü var. öteki türlü daha esnek kullanım alanın olur en azından.


  5. en son stereo amfi için dali zensor 3 hoparlör çifti aldım, üretici elemanlar surround sistemde fl/fr olarak da kullanılabilir diyorlar, aynı serinin dali vocal adında bir de center'ı var, artık sinema-stereo ayrımı kalkıyor sanki, en azından belli ürün gamlarında üniversal yaklaşım mevcut ki bu bence iyi bir şey. tam detaya ben de hakim değilim hani yani frekans aralığı farkı açısından ürünlerin konumlandırılması-sınıflandırılması cart curt çok iyi bilemiyorum avantajını dezavantajını ama hoparlörleri o şekilde araştırın derim, ileride faydası olur. misal ben stereo sistemi upgrade ederken zensorları satmak yerine bir de vocal + sub çakıp surrounda kaydırırım bunları. 

     

    bir de amfiler hem surround ac3/dts hem stereo ikisini bir arada tatminkar kalitede yapabilse artık tadından yenmeyecek. müzik için stereo analog, film için digital decoderli surround sistemi ayrı ayrı kurmak hem masraf hem kurulum bakımından çekilecek dert değil yaw. tabi benim gibi çok aşırı audiophile ol(a)mayan fakir insan için bu söylediğim. yoksa her taş yerinde ağır ve ayrı ayrı uğraşması zaten işin tatlı tarafı.

    kHanTW beğendi

  6. Arkadaşlar 79 dolar + 6 dolar shipping li bir saat aldım amazondan. Daha önce aldıklarımda i parcel ile göndermemişlerdi. I parcel in saçma bir uygulaması varmış tc kimlik no falan istiyormuş takip kısmından bakıyorum herhangi bir link istek yok, boku bokuna zamana yazık olmasın gerçi kargo yollanmış diyor ama bilemedim halen tedirgin oldum.

    i-parcel neyin nesi bilmiyorum da benim kargo 8-10 günde geldi amazondan ilk alışverişim oldukça sorunsuz ve hızlı gerçekleşti, hoşuma gitti, sizinki de sıkıntısız ulaşır merak etmeyin. i-parcel, amazon derken işin içinde ups ve tr domestik ayakta yurtiçi kargo filan da var, kimin eli kimin cebinde ben pek çözemedim işleyişi ama neticede yurtiçi kargo günü gününe teslim etti bana paketi.  getiren kuryeye de sordum sadece sizle mi çalışıyor amazon-iparcel diye adam bilmiyordu tabii. valla amazon'dan sanki hepsiburadaymışçasına alışveriş etmek gayet güzel iş. muafiyeti aşanların da vergisi neyse verir alayını oradan alırım artık.

    Enyalios beğendi

  7. bu vakum tüplüler kadar iyi ses veren kartlar var mı piyasada ?

     

    ondan önce digital'den analog'a çevrim yapan dac önemli, kartta misal bir burr-brown dac olunca lamba - transistör farkını anlayacak adamın analog domain tertibatı da (amfi-hoparlör) ona göre olmalı. yoksa vakum tüpünde yarı iletkenlerdeki gibi bir oyuk akımı olmadığından teoride tüpten daha iyi bir analog yükselteç de olamıyor. ama malum pratikte "kalite" zincirin en zayıf halkası kadar işte. kaliteden ziyade karakteristik de çok önemli, misal kendim nad analog fm tuner'ımdaki ses sıcaklığını diğer hiç bir kaynakta bulamadım malesef. (sağolsun her kuşu bitiren ülkemiz bu sene sonunda analog fm yayınını da bitirecekmiş.) 30 yaşında uk design japan üretim alet, böyle şey görmedim. ne xonar'ın bb dac'inin çözdüğü flac ne ape ne de bilmem ne.. bu alette dinlediğim müziğin keyfini vermiyor.


  8. Aguirre: The Wrath of God, Aguirre, Tanrının Gazab

     

    werner herzog acayip bir yönetmen, bu filmin başrolündeki klaus kinski de değişik bir tip, nastasya kinski'nin babasıymış bu arada. film aslında hispaniklerin güney amerika sömürgecilik hikayesinin çok yüzeydeki görüntüsü gibi geldi bana. tarihin o tarafını yeterince iyi bilmediğimden olsa gerek, oldukça merak sardım aslında ama okuyacak fırsat çıkmadı henüz. o sefere veya döneme ait eldeki tek belge olan bir rahibin el yazmalarndan derlenmiş filmin senaryosu.. çok gerçek üstü bir havası var filmin, çekimleri de inanılmaz zorlu geçmiş filan..


  9. Petlas'ın fiyatlarına da göz atın bence. Bazı modellerde neredeyse yarı yarıya farkediyor. Hem yerli hem milli :)

    yerli koç üretimi araçta yine yerli fabrika çıkışı pirelli kullandım bir ara, araç ne dönüyor ne duruyordu, 1mm su görse aquaplanning, ani denemeyecek kadar sert frende kızağa bağlıyordu, bir kaç kere normal hızlarda arabayı durduramayıp arkadan koydum millete, olmayacak virajlarda spin attım, bir de ilk arabam ulan diyorum bu iş bu kadar saçma olmamalı, meğer kabahat bende değil lastikteymiş, en son tem'de 120-130 civarı bir hızla düz giderken arka sağ lastik parçalandıktan sonra dunlop'a geçince anladım. (kabak olmasına imkan yok çünkü totalde 2 set lastikle 50k kullandığım bir arabadan bahsediyorum.) aynı arabada geceyle gündüz kadar fark yaratıyordu o dunlop set, ingiliz üretimiydi hem de sanırım, sene 98-99. resmen insanların güvenliği, dolayısıyla hayatıyla oynayan koçtan o gün bugündür nefret ederim. zaten sağda solda, tv'de filan denk geldiğiniz kazalara dikkat edin hep doblo. hadi şahinler apaçi, yanlamaya çalışıyorlar filan ama küçük ticari kullanan profil belli. resmi regülasyonlara uygun araç üretiyor bunlar ama herhalde kriterlere minimum düzeyde uyuyorlar. yani atıyorum fren basıncı min. 1bar olacak diyorsa resmi döküman, bunlar asla 1.1bar yapmıyorlar. 1.0000 yapıp geçiyorlar. dedikten sonra yerli mi asla! bu imajı yerleştirdiği için de eleştirilmeyi hak ediyor koçlar.


  10. windows 10 en dandik linux distrosu olan ubuntudan bile daha kötü bir os artık. öğrenmeye tembel ve bilgisayarını kurcalamaktan korkak ev kullanıcları yanında türkiye gibi sömürge ülkelerin kamu - özel sektör yığın lisans alımları yanında oyun piyasasını domine eden dx tekeliyle ayakta duruyor. yakında windows filan kalmayacak zaten kendileri söylüyor 10 son windows sürümü olabilir gibi.. server tarafında da *nix piyasaya göz kırpıyorlar, ms yakında batar, muhtemelen bizim çocuklarımız ms os kullanmayacaklar.


  11. cygwin.dll 3rd party /open source bir çözüm, ms'in *nix binarylere resmen native destek verecek olması birinci elden teknik bir hadise olmakla beraber "siyasi", stratejik açıdan daha önemli bir mesele. jvm gibi jit vm'lerdense hal gibi alt seviyede halledilecekse hele teknik olarak da karmakarışık bir iştir muhtemelen. 

     

    sfu da vardı evet ama genelde ms domaininde yer alıp da mevcut unix uygulamalarında ancak thin client vazifesi gören workstationlara bir erişim sağlıyordu, en azından pratikte ben o şekilde kullanıldığına şahit oldum. bundan böyle altyapıda unix server ve işletim sistemi olmasa da native ms domaininde unix /*nix uygulamaları çalışacak demektir ki bu da gerek ticari gerek "free" rakiplere karşı ms'in büyük bir geri adım atması bana göre. çünkü ms'in vizyonu şu son iki seneye kadar "sadece ms ürünleri gerek ticari, gerek open source bütün rakiplerinden bağımsız ve daha iyi bir çözüm ailesi sunar" şeklinde özetlenebilecek oldukça kendini ciddiye alan bir söylem üzere yürüyordu. ms gibi bir tekelin misyon-vizyon-paradigma kayması yaşaması çok önemli.