TiesTorN

sonunda upgrade edebileceğim bir cpu mu geliyordu...

bmw için söylenen 2 meşhur söz vardır 1- bmw şımarık karı gibidir, çok para harcar ama çok da zevk verir 2- ilk sahibi bmw'ye biner, sonraki sahiplerine bmw biner bu sözler boşuna söylenmemiştir japon araçlarıyla alman arabalarının kıyaslanması yanlış zaten. japonların pek sorun çıkarmadığı bilinen bir gerçek. alman arabalarındaki elektronik aksam ve detaycılık gerçekten kıyas kabul etmez. bu kadar komplike sistemlerin daha çok arıza çıkarması da normal tabi. 100K her ne kadar milletimiz tarafından gözde büyütülse de asıl mesele 100K değil 200K'dan sonra başlıyor. en ufak detayına kadar her türlü parçası ve aksamı artık eskimiş oluyor ve olmadık arızalar çıkıyor. bir diğer husus da önceki mesajda da dediğim gibi kişilik meselesi. sen mesela o arabaya 164k'ya kadar sorunsuz bindim diyorsun da, o arabayı ben sürüyor olsam kim bilir neler bulacak neler çıkaracaktım. kıla tüye çok takarım. şimdi mesela vitesi ileri geri takarken şaftından ufak bi çın çın ses geliyo, şaftla şanzıman bağlantısının birbirine geçtiği yer kurumuş, yağlamak gerekiyormuş. başkası olsa farkına bile varmaz bunun. ben gidip yaptırıcam ama, fark burda. sinirimi bozuyor böyle şeyler.

normal... daha önceki sahipleri hiç bakmadığı için. 223k da aldım şu an 235k da. yabancı forumlarda okuduğum "60-100K mil sonra elinize alacağınız parçalar listesi" birebir başıma geliyor. özellikle soğutma sisteminin zayıf olduğunu ve su pompasının ömrünün en fazla 100k km olduğu söylenir. ne yalan söyleyeyim hep erteledim değişmedim daha sonra yaparım diye, ertelediğim için sadece pompayı elime almakla kalmayıp başka parçaları da elime almış oldum... kişi faktörü de var biraz; ben hangi arabayı alırsam alayım 50 tane sorun bulurum. arıza ucundan azıcık baş gösterse bile hasta olduğum için o şekilde kullanmak yerine gidip direkt yaptırmayı tercih ediyorum. bu ne olursa olsun böyle, motordan tut silecek fıskiyelerinin açılarına kadar her şey mükemmel olmalı arabamda sinek küçüktür ama mide bulandırır hesabı bendeki, tahammül edemem...

gün geçmiyordu ki yeni macera yaşamayayım dün eve doğru yaklaşırken (neyse ki çok yakındaydım) motordan langur lungur bi sesler geldi, arabayı durdurdum arkaya yola bakıyorum bişeyler mi bıraktım altımda acaba diye... derken göstergelerde akü ışığının yandığını gördüm, bi an aklımdan "lan!?! aküyü mü bıraktık acaba" falan diye düşünürken (aküyü nasıl bırakacaksam, bagajda duruyor akü, o an kafa uçuk) direksiyonun da taş gibi ağırlaştığını hissettim... sonra durumu direkt olarak anladım. kesin dedim V kayışı gümledi... kaputu açtım bi baktım, tüm her yere dolanmış kayış, doğru tahmin etmişim doğal olarak su pompası falan da çalışmıyor, uzak bir yerde olsam motoru yakacaz... eve 100mt mesafe falan kalmıştı, gittim park ettim yattım. bu sabah hemen yakınımdaki bi servise götürdüm aracı; su pompası öldüğü için kayışı atmış. rulmanlar bitmiş & kasnak yalpalıyor. kayış atınca motorun termik fanını da kırmış. toplam maliyet 900 TL, şu an serviste, çıkmasını bekliyorum dolar da çok düştü zaten bu aralar, zarar üstüne zarar

aboo... uzak dur derim. 9v li-ion diye bişey zaten olmaz. hücre başına 3.7V'dan hesaplarsan 7.6V eder, tam şarjlı halini düşünürsen (4.2V) bu sefer de 8.4V eder. 9V etmiyor hiç bir şekilde. 3 hücre kullanırsan da 12V eder zaten.

nimh pilden bir şey olmaz, li-ion larda var o evi yakma riski. ancak nimh pilde de kaliteli marka almak gerek ki vaadettiği değeri verebilsin & kısa sürede perte çıkmasın... verdiğin linklerdeki piller ne idüğü belirsiz çöp markalar.

bu yöntemi biliyorum, hatta disk yamulmasından kastımızın aslında yamulma olmadığını, sadece disk üzerinde balata birikimi olduğunu da biliyorum ancak ben bu yöntemi denediğimde iyileşme olmak yerine tam tersine kötüleşiyor. diskler ısındıkça titreme çoğalıyor.

yok abi sanayide 23 kere kontrol ettirdim her aksamını, kaliperler sıkışmış mı, eşit sıkıyor mu, fren hidroliği düzgün mü vs. vs. hidrolik tamamen değişti, kaliper piston temizliği falan yapıldı yani mükemmel durumda şu anda ama yok olmuyor işte, yamultuyor birazcık zorlayınca. sanayideki elemanlar "bu arabalar böyle abi, orjinal yetkili servisteki diski & balatayı takmadığın sürece kurtulamazsın bu illetten" şeklinde bir iddiaları var ama, bilemedim... doğru mudur acaba.

4.4 araba yapıyorsanız ona göre de disk koyun kardeşim... 200km ile frene asıldığımda yamulmasın bir zahmet

sürekli disk yamultuyor bu araç, neye dikkat etmek lazım acaba? bu arabaya özel değil gerçi, bir çok arabada başıma geliyor bu. illa ki gidip orjinal mi taktırmak lazım yetkili serviten nedir yani? garantiden 3 kere disk değiştirdim, max 1000km sonra yamultuyor. disk dayanmıyor araca...

tanıdığım biri var, tüm yokuşlarda (ne kadar dik olursa olsun) vitesi boşa atar öyle gider frene basa basa. motora zarar vereceğime balataları değişirim, çok daha ucuz falan deyip durur. hatta ve hatta vitesi boşa attığında tüketimi de daha azalttığını düşünür ben bu herife yıllardır öyle bişeyin olmadığını, yanlış bildiğini anlatmaya çalışıyorum ama anlamıyor maalesef böyle kekolar da var... arabaya yazık.

abicim kış lastiğinin ne olduğunu herkes biliyor zaten, zorlu koşullarda ne kadar faydalı bir şey olduğu da biliniyor ancak yol tutuşu iyi olan araçlarda, kar dışındaki koşullarda çok bir şey farkedemiyorum ben açıkçası. misal babamın mercedes'inin 1 set kış lastiği var. kış lastiği takıldığında hissettiğim tek şey yumuşak olmasından ötürü konforun artması, bunun dışında kar & buz olmadığı zamanlarda frenleme olsun viraj alma olsun benim açımdan herhangi hissedilir bir dezavantajı yok yaz lastiğinin. e ben aynı durumu kendi bmw'mde de yaşıyorum, yani geçen kışı yaz lastiği ile geçirdim komple ve kesinlikle herhangi olumsuz bir durum yaşamadım. koşulların kötü olduğu yerde de (aşırı yağmur & çamur vs) hızlı gitmiyorum, yavaş gidiyorum oluyor bitiyor. hava genel olarak 5c'nin altına pek inmediği için kış lastiği pek avantaj sağlayamıyor. şimdi ben yılda 3 gün kar yağacak diye gidip arabamın hayvan taban lastiklerine 5000 TL mi bayılacağım? tabii ki hayır...

tamam işte ben de ona karşılık bu yorumu yaptım yani yılda 3 gün kar yağacak, ben de arabayı karda 1 gün belki çıkarmam gerekecek diye lastik mi takacam... zorunluluk olması saçma. ben takmam, umrumda olmaz.

saçmalığın daniskası... aracı haftada 1 kere çıkarıyorum diye kış lastiği mi takacağım. kar yağdığı zaman çıkarmam olur biter.

bu kadar kafa yormaya gerek yok. starın önerisiyle amerikadayken şundan 2 şişe almıştım; https://www.amazon.com/Migliore-Strata-Coating-Ceramic-Vehicle/dp/B00ON7K48O/ref=sr_1_1?ie=UTF8&qid=1503168105&sr=8-1&keywords=migliore birisini kendim uyguladım -ki çok başarılı bir uygulama olmamasına rağmen araba 8 ay boyunca parlak kaldı. bunun 3 ayı sanayide toz toprak içinde geçti, ona rağmen aracı yıkatınca güzel parlıyordu. 2.sini de geçen hafta bu işi profesyonel olarak yapan bi elemana verdim, 2 gün uğraştı üzerinde. araç tam anlamıyla ayna oldu... ben seramiği verdiğim için tüm uygulamayı (kil + hare + pasta + seramik) 800 TL'ye yaptı. vermeseydim 1500 çekerdi en az. sonuç olarak seramik kaplama = en az 1 sene boyunca ayna gibi bir araba ile dolaşmak. parlaklık istiyorsanız yapın geçin, dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok.

bana koyan bişi yok ki olm niye hata olsun eğlenmeyi seviyorum ben böyle. buna yaptığım masrafı da üstüne koyup 0 araba alsam sorunsuz binsem bu kadar zevk almazdım. hepsi sıradan günümüz arabaları işte bir özelliği yok...

abi araba burda da baya bir elden geçti, hatta aynı imkanlar burda da var ama o aslında arabanın kullanıcısına bağlı bir durum. yani şu an usta arabaya binse gazlasa hiç bir sorunu yok diye geri verir. ben sürekli sürdüğüm için eksik olan ya da olabilecek şeyleri bildiğim için ustaları ben yönlendirerek kontrol ettiriyorum ya da yaptırıyorum, öylesi daha iyi bence almanya da öyle komple baştan kontrol edin diye versen para dayanmaz ona, iflas ederim

bence seramik kaplama denen şeyi tekrardan araştır ve kendi aracına da yaptır... bilgilerin tamamen yanlış en basitinden bu meretin ingilizcesi bile "ceramic coating"dir. yani kaplama. üstünde ince bir katman oluşturuyor.

cilanın üst versiyonu diyebiliriz. cila gibi ama aracın üstünde daha kalın bir tabaka oluşturuyor, ve daha parlak. benim 17 yıllık arabamı bile yeni gibi yapıyor

boya koruma falan filan fasa fiso tamamen saçmalık, araç yeni zaten. starın dediği gibi sadece seramik kaplama yeterli, araba ayna gibi olur.

senin gibi zihniyetsizler yüzünden tüm 2. el arabalarda olmadık sorunlar çıkıyor zaten... eskimiş parçayı değişeyim yok, ölene kadar devam... "ultimate driving machine"inimi baştan yaratıyorum

civic'e kim büyük araba diyor abi kafayı mı yediniz gayet orta boy bir araba. benim araba gemi gibi onun yanında. bu büyük araba olayı da fazla büyütülüyor zaten. kullanmaya alıştıktan sonra isterse jip olsun, büyüklüğün bir önemi kalmıyor. el alışkınlığı tamamen.

yuh be... arabanın akışmetre + krank + oksijen sensörlerini değiştireyim dedim önleyici bakım olarak, taş devrinden kalma sensörler var hala bozulmaya yakındır diye, 5000 TL fiyat çektiler (orjinal parçalar, yansanayi değil)... amma düzüyolar. aynı parçaları kendim yurtdışından, gümrük vergisini de hesaba katarak 1400 TL'ye getirtebiliyorum. saçmalığa bak.

ben FD6 kasa Civic'in şöför koltuğunda sık sık kadın görüyorum, bence gayet tercih edilen bir araç kadınlar tarafından hatta ve hatta annem de FD6 kullanıyor, çok memnun.

Honda Civic de gayet uygun bence. Sorunsuzdur.