kaptanpedal

CHW
  • Mesaj sayısı

    528
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    8

Everything posted by kaptanpedal

  1. bahsettiğim arkadaş için sebep vaktinin çok değerli olması ve araba vb ile uğraşacak ilgi ve alakasının olmamasıydı daha çok. Gelirinin çok altında araçlara bindiğinden hiç kafaya takacak bir durum değildi yani. O zaman o arabadan 6 ayda bir yeni bir tane alsa yine hayat standardı düşmezdi. Şimdi durum birçoğu için değişmiştir tabii ama kendisi Dubai'de yine vakitsiz ve yoğun çalışıyor. Eline düşen arabaya manitu yardım etsin. Benim de yaklaşımım bu ama yeterince rahat olamadığımdan servise götürüyorum tabii. O kadar yüksek gelirim olsa benim için tek yol leasing olurdu. Gelir alırlar, servise götürürler, tamir ederler, 3-4 yıl sonra da yenisini getirirler. Rengine bile bakmam arabanın. Keyif için olan araba ayrı tabii. Ona araba gözüyle bakmıyorum zaten.
  2. Epey vardir. Ilk defa yolda kalinca tamir bile ettirmeden galeriye verip baska bir araba aldi. Adam icin Sorun=arabanin gitmemesi. Gosterge paneli diskotek gibi yanip sonebilir, problem degil.
  3. sayılarla konuşun, atmayın diyenler için: Alman muayene organizasyonu (tüv) ve otomobil klübü (adac) tarafından hazırlanan raporlar. Araçlar eskidikçe en tepede kalan arabaya dikkat: https://car-recalls.eu/reliability/ Araçlar 2 yılda bir muayeneye giriyor (yaşlandıkça her yıl) ve çok sıkı bir kontrol. Raporlar Almanya'da bu kontrole giren tüm araçları kapsıyor yani öyle müşteri anketi vb değil. 911 gibi bir model Toyota, Honda, VW falan dinlemeden en tepede. asıl kaynak: https://www.tuev-verband.de/presse/publikationen/reporte/tuev-report-autobild Ben bu listeye göre 2014 öncesi Octavia falan listemden çıkardım mesela. 2014 yılında gelen Mk III nesli ile dayanıklılıkta büyük bir gelişme oldu. Çok uygun fiyata bulunan 2010 falan E serilerinin ucuz olmasının da bir sebebi var. Bir ara aklımı çelen 2016-2019 bmw 5 serileri de pek iç açıcı durumda değil. 4-5 seneye durumları belli olur ama listede en dipteler. Bazen tek bir üretim hatası sürüyle aracı muayenede bırakıp bu listeleri bozuyor ama 2-3 yıl benzer sonuçlar genel bir dandikliğin sonucu. Fransızlar şaşırtmıyor tabii :)) Kimse de yaw servisi kötüdür ya da bu ucuz arabalara bakmıyor millet vb demesin. Bazı arabalar ve ticariler için doğru ama binek arabalarda bahane yok. Buralarda servisler ve bağımsız tamirciler gayet iyidir, muayeneler çok sert olduğundan arabayı kendi haline bırakıp ölene kadar kullanamazsınız. Benim eski müdür İstanbul'da arabasını 6 sene 150 bin km falan "servise hiç götürmeden" kullanmıştı mesela. Burda ilk muayenede çakar.
  4. ilan gitmiş. Benim ortak bu de seninkilerden galiba diye yolladı. - 5.30 arabanın ilanını M5 altına aç - araba cumaya kadar serdar beye reservedir - önce ilanı okuyun sonra beni arayın - acil satış değildir - çok masraf ettim, benden sonrakinin başı ağrımayacak - aşıklı mışıklı kerane gibi iç mekan - evde yeterince izleyemediklerinden kafalıkların arkasında sümüklüler için ekranlar - lastikleri vb m5 tipine çevirmek için uğraş (modifiyeleri ruhsata işletmek ölüm) - m5 logoları ekle - aynada osmanlı tuğrası ve bir iki totem daha
  5. why lan why?
  6. Skoda vb daş gibi aksine. Normal arabanin olayi yeterince dayanakli olmak, yoksa niye alsin millet. Superspor arabanin olayi cok baska, alicisinin beklentileri ve butcesi de farkli. Motoru 780 degil de 700bg yapsa belki 100bin yerine 300bin km gidecek ama musterisi 850bg olsun 50bin km gitsin istiyor. Istisnalar var tabii. Tuslari vb metalden birer sanat eseri olan motoru iyi bakilinca milyon km gidebilen vb. Silinen yorumlardaki porsche videosunda bahsedildigi gibi. En tepedeki hyperlari bilmem de turbo s ve alti porcheler gunluk arac olarak tum yil yuzbinlerce km yapiyor. 300bin km sorunsuz 2001 911 turbo vb gayet normal. Ic mekanlari da esek tasimadiysalar cicek gibi duruyor.
  7. Bu arada mfakyu harbiden geldi ve sakasi yok tahmin edildigi uzere.
  8. Areej kardesimiz baskalarinin icerigini arim yamalak somurmek yerine donup okulunu bitirsin ya da siir yazsin bence. Orijinal icerik daha fazla detayla burada: https://semiaccurate.com/2021/10/27/intels-alder-lake-is-needless-complexity/ Teknoloji yayincilari intelden korktuklarindan kimse boyle konusamiyor kolayina. Bu dayi parasini okuyucudan kazandigindan olsa gerek saydirmaktan cekinmiyor.
  9. Yılların arm tasarımı, telefon vb gibi küçük taşınabilirler harici anlamı olmayan bir teknik. Bilgisayarın fanları küçük-büyük çekirdek arasındaki farktan daha çok yakıyordur. 10nm (Yeni adıyla Intel 7) hala çok verimsiz olduğundan bu yöntemle çekirdek sayısını artırabildiler deniyor. Tam performans isteyen eskisi gibi ufak bir soba kadar yakacak. Verimlilik isteyen eski performansın aynısını çok daha iyi verimle alacak. Bu durumda ikisini de isteyen Zen4 bekleyecek sanırım. Çipset ilginç ama, gen5 pcie falan son model sunucu malzemesinde bile yeni olan birşey. Birkaç hafta içinde eve alabilecek olmak ilginç.
  10. benim pozisyonum da bu ama yobazına da, okumuşuna da anlatmaya imkan yok. Çok küçük bir grup bunun farkında ama yapacakları birşey yok. Şu an demir yumrukla doğru yöne gitmeye kalksan 2 nesil yolun var. Bugün 15 yaş altını yetiştirip kurtarabilirsin. Bu yeniler de öğretmen, devlet adamı, asker, bilim insanı vb olduklarında ve bir sonraki dalgayı eğittiklerinde sağlam temele oturdun demektir. Yani 40 yıl falan. Vergi vb mevzusu da böyle. Ülkeyi kurtarmak için tüm önemli üretim imkanlarını ve kaynakları yerlileştirmek gerekiyor. Bu da zorlu bir ekonomik hatta sıcak savaş ve uzun yıllar yokluk anlamına geliyor. Ülkeye milyarları yığmış olan batı ve arap sermayesi yeter diyince bırakıp çıkacak değil. Satılan her bir metre yer için yıllarca uğraşılacaktır. Ambargolar, ateşlenen terör eylemleri ve başkaldırılar, darbe organizasyonları, hatta bunlar yetmezse direk askeri müdahale. İran zamanında batının çok sevdiği cinsten demokratik bir ülkeydi ve seçimle gelen hükümet vatanını seven her hükümetin yapacağı gibi petrolü millileştirdi. Hemen askeri bir darbe organize edilip Şah başa getirildi ve diktatörlük altında petrol gelirleri yine batı şirketlerine akmaya başladı. Sonra Şah kantarın topuzunu kaçırınca karıncanın beli kırıldı ve sonuç malum. Zamanında otomobil başlığında ülkeyi kurtarmak istiyorsak bu vergiler az bile, birçok tüketimden vazgeçip üretime yönelmemiz lazım dediğimde bana aktroll, adam vergi az dedi ya la diye seslenenler ülkedeki eğitimliler. Hesap et işte kurtarma şansımızı. Bugün TR nüfusunun neredeyse tamamı için tek sorun paradır. Güya eğitimli, görgülü elit tayfanın tek sorunu da sosyal rütbelerini kaybetmek ve paracıklarını tatlı tatlı yiyememektir. Hepsi bilerek veya bilmeyerek 80'ler ve 90'larda ektiklerini yiyorlar. Zengin bir arap ülkesi ülkeye bir 500 milyar $ fişeklese akp 2 seçim daha kazanır. Bu kadar basit işte. Ekonomi üzerinden akp eleştirisi yapmanız parayı bulup önünüze koyduklarında sesinizi keseceksiniz demektir. Denk geldiğim ekonomi havhavcılarına para varsa problem yok yani diyorum. Kimisi yok tabii diyor.
  11. Gazlarken dakikada 1lt yakiyordu yaklasik (25lt/100km). Bir de dur kalk trafikte yakiyor tabii. Komik olan t6 volvo da yuksek performans ve dur kalk trafikte bir tik alti ama benzer tuketime sahip. Normal seyirde 12lt/100km civari diyorlar ikisine de. Benim araba her firsatta ciddi zorlasam da 7-8 lt/100km ortalamasinda son 2 senedir. Yani 2 kati yakiyorlar. Benzin 2 euroya dayandi. Ama benim kilometrem de cok az sayilir, 8000km max yillik. Vergim 80 eurodan 450 euro civarina firliyor. Sigorta ise 500 euro farkediyor. Bilemiyorum. Buzdolabim ile devam edecegim sanirim.
  12. tabii ki de alman emekçisinin göz bebeği, babaların dostu, çocukların sevgilisi Şkoda Octavia. Sedan değil de wagon olduğunu belirmeye gerek yok. Buralarda sedan yok gibi birşey. 140ps olan modeli bendeki aslında 180ps olanı almak için gitmiştim ama arka koltukça çikolata lekesi ve bagajda köpek tüyü falan bulunca vazgeçtim. Bu araba da ellerinde olunca bir baktım. İçinde kartvizit falan kalmıştı, kullanılmamış gibi duruyordu. O zaman 4 yaşında ve 32bin kilometredeydi. Leasing dönüşü. Bizim şirketteki arabalardan biliyorum ya feci durumdadırlar ya da çiçek gibi. O zaman bolluk vardı tabii. Otomatik, xenon, beyaz, otomatik klima vb gibi fltrelere rağmen aynı dükkanda bile 2-3 tane bulunuyordu. Biz tabii arabayı bisikletlerden ötürü böyle aldık, yoksa geniş alana ihtiyacımız yok. Özellikle de tandem bisikleti sökmeden uzunlamasına koyabilmemiz için en az Octavio'daki kadar uzun ve genişçe bir bagaj gerekiyor. C serisine girmiyordu mesela, bölmek gerekiyordu. Araba 50 bin km oldu şimdi, hem de biraz daha performanslı birşey bakayım derken konu daha uzun ve biraz daha güçlü birşey alalıma geldi. Malum sürmesi zevkli gündelik araba işi biter yakında, vakit varken tadını alalım dedik. Önce Superb olsun dedim ama istediğim 220-280ps olanlar 6 vites dsg. Benzer modelleri denediğimde uzun yol seyir hızlarında 6. viteste devir fazla yüksek geldi. 7 vites Octavio 130 civarı giderken 2000 devir civarında oluyor, çoğu uzun yol sürüşü 100 km/h falan zaten ve 7. viteste 1xxx devirlerde kalıyor. Bu 6 vites olanlar fazla devirli bence. 7 vites olanlar da daha yeni modeller ve fazla pahalılar. Bir Skoda'ya 30-35 bin euro verirsem dedem mezarından fırlar. En iyisine bile benim kitabımda 15-20 bin eurodan üstü verilmez. Sonra kazalar vb artmaya başlayınca epeydir aklımda olan Volvo XC70 T6 alalım dedik. 20-25 bin civarına ve 300-325ps. Telefoncu şebeklerle plansız buluşma durumunda 2 ton çektiğinden iş de görür. Superb mesela benzer uzunlukta ama 1600kg falan. O ek 400 kg hayati önemde. Octavio daha da hafif, Wolfgang gtüme like atmış mı diye bakarken amel defterimizi kapatacakları kesin gibi. Biz tabii araba konusunda din ve devlet işlerini ayırdık. Günlük kullandığımız araç evdeki buzdolabı gibi bir şey. Keyif için araba alacak paramız da yok. Ama değer korumak ve yatırım için aldıklarımız var. O koleksiyoncu arkadaş da orada devreye giriyor. Bunları sürmüyoruz tabii, senede 3000km max ve 3 aylık plakaları var. Tabii benim ortağa göre o meşrubat tenekelerini bırakıp bunu almam gerekiyormuş: https://suchen.mobile.de/fahrzeuge/details.html?&id=331725701 Aslında mantıklı, bagajı Volvo kadar uzun, geniş ve kullanışlı değil. ama en az onun kadar kaya gibi bir motor ve şanzımanı var. İkisi de değer kaybedecek araçlar. Volvo kadar olmasa da bu da ağır ve görece sağlam. Vergileri ikisinin de kol gibi. Yakıtları da benzer. Volvo'ya hiç binmedim ama bu w211 E55'i tecrübe etme şansım oldu. O an eleman satsa verirdim 25 bini, o derece aptal ve eğlenceli. Tabii Volvo sürerken doğa dostu, eğitimli, baba, güvenilir ve okuma gözlüklü birisiniz. E 55 ile eğitimsiz, modifiyeci, kavgacı, kural kırıcı, market güneş gözlüklü, muhtemelen türk-arap en iyi ihtimal doğu avrupalı birisiniz. Kontrollerde vb hangisinin önce durdurulacağı da belli.
  13. +1 geçen bizim koleksiyoncu arkadaşla buluştuk. Çevresindeki tanıdığı nakiti bol insanlar da parayı ileride geri satılabilecek ev, sanat eseri, saat, araba vb'ye gömüyormuş. Hepsi paranın hızla değer kaybedeceği görüşünde. Fiyatlar öncelikle enerji ve gıdada olmak üzere tırmanmaya başladı. Her piyasanın gerçekleri farklı tabii ama TL de ciddi değer kaybı yaşayacaklar listesinde denebilir. Ben de hemen bisiklete zil ve reflektör aldım Arabayı değiştireceğim ama istediğim modeller piyasada 2-3 tane var. Piyasa derken bulunduğum şehir falan değil. Satmak istediğim arabadan tüm Almanya'da 2-3 tane var yani anında satarım. Son derece sıradan ve buradaki en popüler aile arabalarından biri ama piyasaya 2-3 tane düşüp anında satılıyor. Ben aldığım zaman sitelerde 4-5 sayfa uzardı ilanlar. Almak istediğimden ise hiç yok. Önceki sene bulduklarımı yaw ne gerek var diye üşenip almadığıma pişman oldum. Masraf kapısı görmemiş arabaları tabii çuvalla var isteyene.
  14. Açılın almancı geldi. şaka lan şaka, ne almancısı. gerçek almancılara kıyasla don yok gtümüzde. Neyse bu otoban ve limit konusu buralarda çok tartışılıyor, son gelişmeleri aktarayım. Limitten yana olan 2 grup var; sesi çok çıkan ve medyada da görünenler çevreciler vb ve bunlar yüksek hızlarda yakılan fazladan yakıt ve aşırı hızın sebep olduğu kaza ve yükses seslerden bahsediyorlar. Sesleri çıksa da sayıları az ve dalga geçilen bir grup. Çoğunun arabası bile yok, işe 30km ve 3 tren mesafesinde 2 çocukla yaşamaya başladılar mı sesleri kesiliyor. Limit taraftarı asıl büyük grup ise sigortacılar, sıradan araba üreticileri ve agresif ve kalitesiz sürücülükten bıkan ve korkan büyük bir kullanıcı grubu. Özetle limitsiz yolların bilen bilmeyen, akıllı manyak her tür sürücüye istediğini yapma cesareti verdiğini düşünüp sadece limitlerin gelmesini değil kontrol ve cezaların da artmasını istiyorlar. En büyük problemler telefonlar, geri geri 100m gidemeyecek kadar kötü sürücülerin elindeki 500ps arabalar ve sürekli taciz ederek süren agresif sürücüler. Bunlara rağmen limit vb kısa vadede gelmez, orta ve uzun vadede ise gelmemesi imkansız gibi. Kısa vadede gelmez çünkü tüm otobanları sürekli limitli hale getirmek bir yatırım istiyor. Her otobanda dinamik limit değiştirecek altyapı yok. Mesela bizim burada sigortacıların korkulu rüyası 95 numaralı otobanda bu uzaktan kontrollü dinamik levhalardan yok. Haliyle şartlar ne olursa olsun limitsiz kısımlar sürekli limitsiz. İşte bu yolda aşırı yağışta, siste vb hala basıp sağlam kaza yapan sığır çok. Her yağmurda bariyerlerden 8-10 tane mandayı sabanıyla birlikte topluyorlar. Bazen bu mandalar kontrolü kaybedip başkasına vuruyor ve suçsuz yere epey bir kemik kırılıyor. Tüm bu yolu limitli hale getirmek zaman ve para istiyor. Limitin önündeki diğer bir engel de agresif ve kötü sürücüleri limitlerin durdurmayacak olması. Kazaların çoğu otoban olmayan ikincil yollarda oluyor, en çok yaralanma ve can kaybı da bu yollarda. Almanya'da km başına en çok yaralanma ve ölüm B12 yolunda, güney Almanya'yı doğu batı ekseninde geçen bir yol. Son yıllarda epey bir kısmı otobana çevrildi de kazalar azaldı. Limitlerin önündeki diğer bir argüman da yoğun trafik. tüm yollarda öyle bir trafik var ki bırakın öyle 200 vb basmayı ortalama 50 ile gitseniz şanslısınız. Basılabilecek yollar çok az ve bunlar da çok erken saatlerde veya tatil günleri dışında müsait oluyor. Bu yaz otobanlarda yaptığım onca saatte gerçekten gazlayabildiğim mesafe 94 numaralı otobandaki 20km oldu. Gerisi yoğun veya orta trafikte geçti. Videolarda trafik olmasına rağmen 250 vb basanları görüyorsunuzdur. Bu şartlarda zorlamak yasa dışı ve bir kaza yaparsanız hayatınız kayar. Ama limitsizdi, ama ben gerçek erkeğim, ama 500bg, M5 hıamuğa falan yemiyor. Hızı şartlara göre uydurmak ve diğer sürücüleri tehlikeye atmamak zorundasın maddesinden defterini dürüyorlar. Bazen de kameralardan sizi gören polis bileti kesiyor. Yeni ve geniş yaniş TR'deki bahsedilen yollar gibi olan otobanlar çok yoğun olan hatlara yapılıyor. Yani trafik çok yoğun olmuyorsa otoban da 2 şeritli, virajlı ve sakat oluyor. Kaza sert birşeye direk bir açıyla çarpma şeklinde olduysa işiniz bitiyor. Ağaca, kamyona, bariyere dikey açıyla falan vurunca hızınız yüksekse arabanın sağlamlığına göre anında veya sakat kalarak 50 yılda ölüyorsunuz. Yok araba savrulup bariyerlere sürterek durursa arabaya ve şansınıza göre ya birşey olmuyor ya da çizik, ufak kırıklar vb oluyor. Almanya'da polis ve itfaiye organizasyonları sosyal medyada epey aktifler. Kazalar ve sonuçlarıyla ilgili epey detay veriyorlar. Takip edip neresi tehlikeli neler oluyor öğrenmek mümkün. Mesela durduk yere şerit değiştirip kafa kafaya çarpışma çok olan birşey (telefon). Bunlar yüzünden arabayı daha ağır birşeyle değiştirmek zorundayım zira bölgemiz itibariyle bu ikincil yolları çok kullanıyorum. Örnek: https://www.facebook.com/blaulichtreportsuedschwaben https://www.facebook.com/fftaufkirchen Bir de arabaların pazara göre ayarlanması var. Çok salladığım bir konu değil ama çevremdeki arabacılara göre bu önemli bir fark yaratabiliyor. Bizim Octavio İtalya ve İspanya pazarı için çok daha yumuşak süspansiyon ayarlarına sahip deniyor. Ben oralara gittiğimde araba çok konforsuz oluyor, sürekli kullanmak işkence olur kesinlikle. O pazarlarda da popüler arabalar bunlar, haliyle mantıklı geliyor. Yüksek hızlarda ise ne bir hafifleme ne de bir stabilite sorunu olmuyor. Maksimum hızı 220 falandır ve bu civarda gayet stabil gidip otoban virajlarını da 200 ile geçiyor. Dar ve uzun bir loser baba arabası için çok sert bir süspansiyona sahip. Bozuk yollarda dişleriniz birbirine vuruyor tabii.
  15. Subaru bu. Tersane iscisi, demirci, pro boksor. Tip, estetik falan arayan roof barlara bakacak.
  16. 2 seneden önce yeni bir mimarinin piyasada olması olası değil.
  17. Mekanik ve basit fizik (fizik 101-102) icgudusu (mechanical sympathy) iyi olanlar icin bu giris-orta seviye egitimlere gerek yok. Sonucta diger hersey gibi bu da yetenek meselesi ve seviyeleri var. Bazi insanlar icgudusel olarak ne olacagini, limitleri vb bilirken kimi yillarca surse bile ogrenemeyebiliyor. Egitim de mevcut yetenege, ihtiyaca ve tecrubeye gore olmali.
  18. 8 ayda ne ogreneceksiniz yahu? Egitim ya da yogun sartlarda bir surus degilse 8 ayda ancak ustunde durmayi saga sola donmeyi ancak. Bisiklet de ayni. Yilda 15-25 bin km surup yogun ogreneceginiz sartlarda zorlamiyorsaniz onun da bir noktadan sonra ogretecegi birsey yok. Eliniz refleksiniz falan alisir ama karmasik ve zor pozisyonlarda refleks haline gelecek hareketleri yapmaniz icin o sartlarda calismaniz lazim. Ha gerekir mi bilmem, ben yeterince bilip isimi gorecek guvenlikte suruyorsam daha fazlasini istemeyebilirim. Egitim de para tuzagi olabilir, hepsi iyi ogretiyor degil sonucta. Bir de egitim size yeni bir perspektif katar, yeni imkanlar gosterir. Bunlari uygulayabilmek icin risk alarak zorlamak gerekiyor. Yoksa biliyorsunuz ama yapamiyorsunuz. Ben gecen senelerde epey mtb egitimi aldim. Ogrendiklerimin basinda bak bu mumkun aslinda, bak bu teknik berbat cunku biraz daha zor durumlarda kullanilamaz ya da bir aksilikte sana kurtarma sansi vermez falan gibi ufuk acici ve duzeltici seylerdi. En iyi oldugun sose yol inisinde bile yanlis tekniklerle ve limitte indigimi ogrendim. Teknigi degistirdim, simdi ayni hizlarda ama daha guvenli iniyorum. Bunlar ogrendiklerimi birkac sene zorlayarak ve duse kalka uygulamamla ancak oldu. Pandemi sonrasi devam edecegim egitimlere.
  19. Epeydir dag bisikletine hafif ve genis bir jant seti bakiyordum. Gonlum yeni cikan duke lucky sls3 cemberlerdeydi ama 1400 den baslayan maliyet ve 2 aydan uzun bekleme suresi yuzunden vazgectim. Onlarin yerine aslan gibi cin cemberlerinden set toplayan yerel bir dukkandan aldim. Carbon, 28mm ic genislikte cemberler, 320gr Dt swiss 180exp gobekler ve aerolite teller. 1250gr civari diyor ama bakalim donunce tartacagim. Su anki setim 1550gr ve 22.5mm oldugundan epey fark olacaktir. Artik gelsin maratonlar gitsin komlar.
  20. Evet, ukrayna'da yasandi. Karadeniz oyle aglanildigi kadar etkilenmedi. Asil problem soylendigi gibi yogun kullanilan tarim ilaclari ve asiri suni gubreleme. Tum bolgenin tiroidleri patlak o yuzden. Ben cocukken findiga motorla yapilan ilaclama esnasinda kuslar olup duserdi, yerde kivranan kertenkele vb olurdu. Cernobil trabzonda patlasa bu kadar zarar vermezdi. Simdi ilaclama daha makul, ddt vb zaten ben yetismedim. Ama ciddi bir monsanto Roundup kullanimi var. Bahceleri tertemiz yaptigindan cok seviliyor. Yoksa diken, isirgan vb adam boyuna cikiyor. Ugrasmamak icin kullaniyorlar. Diger bolgeler de farkli degildir. Zaten karadenizde uretilip piyasaya cikan yuksek hacimde findik ve cay disinda fazla bir urun yok.
  21. BMW niye sponsor olsun internetteki adamın birine? BMW vb formula1, dünya kupası, olimpiyatlar vb ile ilgilenecek kadar büyük. Muhtemelen BMW'nin "sponsor ol" sisteminde Sreten'in (m539 kanalı) ihtiyaç duyacağı kadar ufak para girilemiyordur :)) Zaten adam yeni modellere vb giydirerek eski araba kurtarıyor. BMW vb tek derdi millet 3 senede bir araba değiştirsin, ikinci el satış yasaklansın falan olan firmalar. Yeni modellerde bu tip tamirat vb iyice imkansız hale geldi. Servis cihazları olmadan küllüğü değiştiremeyeceğiz yakında. M539 vb kanallar çok farklı bir ekonomiye aitler ve gelecekse o taraftan sponsorluk geliyor. Mesela yeni garajına lift veriyorlar, kurmasına yardım ediyorlar üstelik. Buralarda çok para o tutar mesela. Lift 4000 ise bir 2000 de kurulmasına harcarsın ki bina denetlemeden geçsin, sigortan geçerli olsun. Yoksa araba düşüp seni öldürür, binayı da yakar sigortadan da zırnık alamaz kimse. Ciddi işler yani o kurulum vb. Zaten adam youtube ile yeterince kazanıyor ki bıraktı işini tam zamanlı youtuber oldu.
  22. 2005 ama 2015 için de benzer bir kırılma olduğu söylenebilir. İş satın alma tarafına gelince söyleyecek birşey yok tabii. Her pazar ve alıcının durumu farklı. TR gibi çok yüksek vergilerin olduğu piyasada en alt grup bile "çok para". Araba öğüten (kullanım şartları ve bakım imkanları) pazarlar da yine kendine has kurallara sahip. Dubai'de 2005 model Toyota'ya bile dokunulmaz zira servis ve tamir işi yok denebilir. Ben İstanbul'da iken hiç araba satın almadım. Sürekli kiralama, taksi vb ile idare ettim. Ama şartlarım ona uygundu; işe servisle git, çocuk yok vb. Sonuçta karlı çıktım, 2 araba pert, 3-5 kaza, ciddi değer kaybı vb. Kendi arabam olsaydı hepsi bana patlamıştı. İlk büyük değer kaybını yaşamış kullanılmış alayım desem piyasa patlak araba ve çakal dolu. Zor kararlar ama neticede şartları zorlayarak 2005 sonrası üretilmiş yani ekonomik ömrü 8-10 yıl olan araçlardan almak ciddi kayba uğramak demek. Şartları zorlamadan araba alınamıyorsa belki hiç almamak ve kiralamak daha mantıklı. Sonuçta otomobiller hızla laptop ve telefonlar gibi oluyor. Uzun vadede herkesin kapısında yatırdığı bir otomobil olan bir dünya olması zor.
  23. Benim görüşüm 2005 civarlarından sonraki hiç bir arabaya fazla para verilmez. Uzatmalı garantisi varsa alınır biterken satılır. Aradaki değer kaybı da kiralama fiyatı olarak görülür. Leasing vb kraldır bundan sonra. Özellikle 2015 sonrası çok ciddi bir dijitalleşme yatırımı yapıldı. Herşey ekran, çip, yazılım oluyor. Son VAG araçları mesela bunun ilk örneği. Yazılım denen şeyin doğasında problem çıkması ve bu problemlerin o yazılım yaşadığı sürece yamalanması var. Ciddi sektörlerde her yıl yazılımın lisansının önemli bir yüzdesi bakım parası verilir bunun için. 10 milyon dolar verdiğin ürüne her yıl 2-3 milyon dolar bakım ücreti ödersin ki geliştirme ve düzeltmeler yapılsın. Ve bu yazılımlar çok sert uyumluluk ve güncel versiyon kurallarına tabiidir. Öyle 10 yıllık versiyona para versen de destek alamazsın. En fazla son 3 versiyon falan desteklenir. Otomotiv işinde araçların ömrü yazılıma göre çok uzun ve çok fazla kombinasyon var. Bu kadar çok çeşitliliğin olduğu bir ortamda bununla başedebileceklerini düşünmüyoruz. Microsoft ile dalga geçerken kendileri daha beter olacaklar. Tam da bu konuyla ilgili: https://www.youtube.com/watch?v=SeMZGICNSMg
  24. Nvidia açısından önce ticari mimari geçecek tsmc 5nm'ye. Ampere refresh %99 tsmc 7nm ile gelecek ama bu gidişle kolayına gelmez. En son gelecek olan oyun odaklı 5nm mimari artık hedef 2030 gibi birşey oldu bu kıtlıkta.
  25. Buraya % yerine baglanacak makinalari yazin yoksa 3 vakte ortamda rus veletlerle kantir atarken bulursunuz kendinizi.