- 
				Mesaj sayısı7.591
- 
				Üyelik tarihi
- 
				Son ziyareti
- 
				Days Won470
İçerik türü
Profil
Forum
Blogs
Everything posted by stardust
- 
	dark tower geldi bakalım ne kadar kötüymüş
- 
	Size bu başlık üzerinden güzel bir monitör tavsiyesinde bulunayım: AOC Agon AG271QG https://www.amazon.com/dp/B01G5JYMNA/ref=ord_cart_shr?_encoding=UTF8&psc=1&smid=ATVPDKIKX0DER 27" 1440p IPS G-Sync... Kısaca Asus PG279Q ile aynı panel ama fiyat çok daha ucuza. Asıl bomba ise gümrük vergisi 120 dolar olması gerekir iken amazon $59.88 olarak hesaplamış. Bu ürün gümrüğe girdiğinde masraf 120 dolar çıkar ama amazon sizden asla fiyat farkını istemez. Yani 60 dolarlık kargo ücreti de bedavaya gelmiş olur. Kaçırmamanızı tavsiye ederim, hatta 35" ultra-wide bekliyor olmasaydım bunu alırdım direk TN paneli IPS ile değiştirmek içini. Aynı linkten girerek TN ve FreeSync olan modele de 400 dolardan ulaşabilirsiniz.
- 
	güç hesaplayıcıya gerek yok aslında, kaliteli bir markanın, uygun fiyata bulduğunuz bir 500 ya da 600 watt'lık modelini alıp geçebilirsiniz. ben şuan mesajı yazarken hemen kısa bir araştırma yaptım sizin için. cooler master'ın daha uygun fiyatlı ürünlerini buldum ama verimlilik %70, tam bir çöp. http://www.sanalmarketim.com/Urun/Zalman-ZM500-LX-Aktif-PFC-120mm-Fanli-500W-PSU/42521 http://www.sanalmarketim.com/Urun/Zalman-ZM600-LE-600W-120mm-Fan-PSU-/42556 600W olani önereceğim, zaten çok küçük bir fiyat farkı var. 500W olanda verimlilik %84 iken 600w olanda %82. Ama şöyle bir durum var, 500w'lıkta 12v hattı tek 37 amper. Ama 600w'lıkta çift hat ve her biri 28 Amper. Yani her işinizi görür 600w olan uzun vadede. dediğim gibi çok kısa bir sürede akakçe ve teknofiyat kullanarak bir araştırma yaptım, belki daha uyguna daha kaliteli seçenekler bulmak bile mümkün olabilir. - ps: aktif fan kontrolcüsü olan, 80+ bronze sertifikalı bir 550w isterseniz: http://www.vatanbilgisayar.com/thermaltake-smartpower-80plus-bronze-550w-guc-kaynagi.html acil ihtiyaç var diye türkiye'den araştırdım, yoksa amazon'dan evga'lara bakabilirdik.
- 
	bu herifin de işi gücü yok, pusuya yatmış, hata yapmamı bekliyor. iyi ki ciddi bir açık vermiyorum yoksa dost bildiğimiz düşmanlardan yiyeceğiz ilk darbeyi demek jonnyguru'dan ilk bugün bahsettim, daha önceden sözünü ettiğimi hatırlamıyorum. zaten jonnyguru'yu ne pohpohluyacağım, psu incelemerinde otorite adamın sitesi. Corsair'in ise klavyelerini öneriyorum, misal PSU'ları ile ilgili iyi-kötü bir yorumum olmamıştır. Hatta kulaklırına ise alınmaz demişimdir. ki yani herşeyi geçtim Altuğ'un aldığı garantisi olan bir ürün, garanti dahilinde gerekli işlemler yapılmış.
- 
	oha jonny abi 9.9 mu vermiş. o zaman sen büyük bir şanssızlık yaşamışsın ya da bu kıyamet alameti ps: gerçi senin psu'ya teknik anlamda bir şey olmamış, fan saçmalamış sadece. Fan bu yani mekanik parça en nihayetinde bozulur
- 
	yanlardaki çıplak bedenleri göstermeyip ortaya zoom yapmışlar. başarılı
- 
	Corsair bir PSU üreticisi değil ki corsair'e kızasın fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış durumu seninki... Corsair'in daha ekonomik ürünlerini "Channel Well (CWT)" ve "Great Wall" adından da tahmin edebileceğiniz gibi çinli ve kötü olmasa da "kalite" iddası bulunmayan firmalar üretiyor. Corsair'in premium ürünlerini ise Seasonic ve Flextronics üretiyor. Bu iki firma PSU'da zirveyi temsil ediyor, nesilden nesile geçen evladiyelik ürünleri ile ünlüler. Yani kısaca söylemek istediğim zaten detaylı araştırmış olsan bence baştan hiç o PSU'yu almazdın
- 
	Konunun gidişatına göre bakarız Tolga abi. PSU çok popüler bir konu olmadığı için bence genel başlık olsa daha iyi.
- 
	tomshardware elinin hamuru ile erkek işine karışmasın: http://www.jonnyguru.com/
- 
	@Hugh Bullet Aman hocam filmi bırak, akla ve mantığa bile ara verdiler burda, mümkünse yolunu düşürmemeye çalış
- 
	descartes seni bilseydi, "görüyorum öyleyse harakiri" derdi. @Narcissus
- 
	yoğun olmak bilfiil sürekli işe gitmeyi gerektirmiyor, çalışmadığım zamanlarda da düşünüyorum. sen sadece "sürüngen beyin" kullandığın için düşünen beynin yoğun olmasını anlamlandıramıyorsun tabii ki. sana şimdi bunu anlatacağıma doğuştan kör birine renkleri anlatırım daha iyi.
- 
	şu baba oğul dayanışmasına bak! gözlerim yaşardı. sizi hep böyle ailecek kenetlenmiş görmek istiyorum ama hatrınız için de kötü filme iyi diyemeyeceğim. güzel bulduğum filmleri ilgili başlığa yazıyorum zaten. boş adamlar olduğunuz için anlayamıyorsunuz ama bir gün benim gibi yoğun olursanız anlayacaksınız ki 2 saat bir filme ayrılıyorsa belli kriterleri karşılamak durumunda, bu senin adınla özdeşleşmiş it ise film demeye bile bin şahit, en fazla TV çocuk filmi olabilir, asla sinemada gösterilmemesi gereken bir garabet.
- 
	rahat dur evladım, sinemaya gitmiyoruz dedik diye film izlemiyor muyuz sandın. Hayır zaten biliyorsun ne anlatmak istediğimi de illa bir laf atacaksın yani yoksa yani senin dünya üstünde yaşadığın gün kadar ben film izlemişimdir evlat. o filmeleri adını zaten beni sinemaya gtimekten soğuttukları için özellikle yazdım, ama sen her zamanki gibi yazının ana temasını kaçırmışsın malesef. daha sinemaya gitmeden sana hangi filme gideceğimizi söyledim, adam olsaydın da "o filme gitme, bak arkadaş bu yüzden bu film sana hitap etmiyor" falan deseydin o zaman bıdı bıdı yapmana katlanır hatta "gel seni bir alnından öpeyim evladım, beyhudar ol" derdim ama bu yaklaşımla benim takdirimi kazanman zor.
- 
	videoları yarın izlerim de, diyeceğim bende bahsedilen iki işlemci de var ve oyun oynarken kullandım. Ryzen'i ciddi seven ve bu konuda amd'nin tarafını tutan biri olarak malesef şu bir gerçek ki şuan hiçbir oyunda 7700k nın eline su dökemiyor ryzen işlemciler. Yüksek tazeleme hızlarında, yüksek FPS değerlerine çıkınca, ortalama fps yerine, minimum fps daha çok önem kazanıyor. malesef ortalama fps aynı bile olsa (ki 7700k genelde önde) ryzenin dip yaptığı çok nokta oluyor, o dip yapınca da akıcılık düşüyor bir anda oyunda performansa negatif etkisi daha farkedilir oluyor. kısaca ryzen çok daha yetenekli bir işlemci ama zamane oyunları sadece yüksek saat hızından anlıyorlar şimdilik. 8700k çıkınca bu konuşulanların anlamı da kalmayacak, çünkü tam aradaki açığı kapatmaya yönelik, derde deva, hastalara şifa babında bir işlemci geliyor gibi. O yüzden 350 dolara işlemci alacak adama şuan itibariyle ne R7 1700x, ne de i7 7700k öneririm, 2 rekaat bekle derim.
- 
	Bunu sanıyorum ki Battlefield 1 için yazdın. Çünkü oyunların %99'unda durum böyle değil malesef.
- 
	21:9 iyidir. fazlası delikanlıyı bozar.
- 
	Polis çağırdım, olay mahalinden ayrılma. En başta hesap hatan var, bu 81 değil, 92 PPI yapıyor.
- 
	ps: şu mesajımı paylaşayım da baştan, kimse gereksiz bir tartışma çıkarmaya niyetlenmesin sonuçta acımam harcarım demişim peşin peşin. Mesajı okuyup PPI hesaplamayı gördüyseniz bu monitörün PPI değerine gelelim. 49" 3840*1080 = 81.41 PPI kısaca çöp.
- 
	bu en son 1080p değil diyen narcissus adlı kullanıcının başına hışmım yağmıştı. O yüzden ilk ona sor, hele bir sana yaşadıklarını anlatsın, ondan sonra tekrar bu monitör 1080p değil de ki boşuna acılara gark olma. yatay düzlemde 1080 tane piksel çizgisi var, bu yatay çizginin içinde isterse 1920 isterse 3840 tane piksel olsun. dikey çizgide, yakından bakmak için tasarlanmış olan bu büyüklükteki bir monitörün dikey çizgisinde 1080 tane piksel olması, çamur göreceğiniz anlamına gelir. benim gibi 27" boyutta hem 1080p hem de 1440p monitör kullanmış olan arkadaşlar biliyordur ne demek istediğimi. zaten artık çözünürlükten öte PPI diye öne çıkan bir kavram var, bu bahsettiğimiz monitör tahmin ediyorum piyasadaki en kötü PPI değerine sahiptir. O yüzden piksel yoğunluğu ne demekmiş bir dersinizi çalışın, öyle gelin konuşalım.
- 
	1080p dediği anda videoyu kapattım, bu büyüklükte monitöre 1080p olarak bakacağıma gider çöplük manzarası izlerim daha iyi.
- 
	bizim cinebench testerine bakarsanız zaten normalde r7 1700 ile Tolga abinin 1800x'ni, aynı işlemci saat hzılarında geçmiş olmama rağmen, sonradan Tolga abi bu ram timing'lere el atınca puanını arttırabildi. baştan beri dediğimiz gibi bu infinity fabric doğası gereği, çekirdekler birbiriye haberleşirken ram veriyolu genişliğinden faydalandığı için ryzen'de ram seçimi çok önemli bir durumda. Samsung B-die falan diyordu Tolga abi tam olarak ne olduğunu bilmesem de
- 
	1800x gereksiz malesef, 1700x fiyatına inmediği sürece alınmaz. Neden derseniz biostan 3 tane ayar değiştirecek kadar overclock yapmayı bilen herkes için 1700-1700x ve 1800x aynı işlemciler, hepsinin gelip dayandığı sınır 4ghz. Tecrübe ile sabittir.
- 
	Şimdi özellikle bir giriş bölümü yapacağım ki, yazacağım yorumun samimiyetini tüm şiddetiyle aktarabileyim. En son sinemada film izlemeye, -o zamanlar nişanlım olan- eşimle, 2013 senesi mayıs ayında "Iron Man 3" ve yine 2013 haziran ayında da "Celal ile Ceren" fimlerine gittik. Eşim zaten aksiyon filmleri ile pek ilgili değil, hele çizgi roman uyarlaması tipinde aksiyonları ise hiç sevmiyor. O yüzden doğal olarak Iron Man 3 ona kötü gelmişti. Celal ile Ceren ise, aslında adını bile anmaktan nefret ettiğim, kusmuk gibi film, büyük oranda unutmuş olmama rağmen yaşattığı iğrenç tat hala aklımda. Zaten insanımızın sinema kültürü olmaması, salonda çatur çutur bir şeyler yemesi, telefonla ya da başka biriyle konuşması, cep telefonu ışığını açması, arkadan ayakla dürtülmek vs. şeyler yüzünden sokarım bir daha da sinemaya falan gitmem, alırım 165 dev ekran, blu-ray'i çıktıkça bulur izlerim filmleri demek oldu. Ve yaklaşık 4 sene 4 aydır da bu kararımı hiç esnetmeden uyguladım. Şimdi gelelim bu geceye... Popüler kültür işte, bir aşamada yakalıyor, kaçamıyorsun. Akşam yemeğe çıktıktan sonra sinema afişlerinde gördük o filmi. Ne bahtsızlık ki "gelsin hele, gideriz olmadı" falan gibi yarım ağızla da bir laf söylemiş bulunmuştum önceden. Eşim görünce afişini gidelim diye ısrar etti tabii ki verdiğim sözü unutmayıp. Ben de kaçacak bir yer bulacağım ya, IMDB'yi açtım 7.9 puan, tutunacak bir dal arıyorum hemen rottentomatoes %85, denize düşen yılana sarılır bari metacritic'e bakalım 70 puan, kullanıcılar da 10 üzerinden 8.0 vermiş ortalama. Artık basiretimiz bağlandı bir kere. Bu kadar puan almış heralde çok kötü olamaz dedi bana iç sesim. Kitabını okumadım, yazarı biliyorum sadece. Hiçbir önyargım da yok, tamamen nötr bir şekilde bu gecede böyle olsun artık dedim. Afişi gördüğümüz yerde film Türkçe dublajlı, abi beni zincirle bağlasanız yine de dublajlı film izlemem. ilkokul 3. sınıfta ingilizce öğrenmeye başladığım andan itibaren de izlememişimdir heralde. Fimi orjinal ingilizce gösteren civardaki en kaliteli, koltuklarının rahatlığıyla ve projektörünün teknolojisiyle ödül almış bir sinema salonuna internetten bilet aldım, hani zaten bilet fiyatları kazık değilmiş gibi 4 lira da "hizmet bedeli" almayı ihmal etmediler. Neyse salona girdik, cidden rahat falan, bir de fazla seyirci yok, yarısından fazlası boş, keyifle izleriz umarım dedim ama salon nasıl havasız, adamlar film arasında tasarruf olsun diye klimayı mı kapıyorlar ne, onu da gittim ben açtırdım hemen. 20 dakika da fragman, reklam falan. Yani bu çağda insan zaten açar izler merak ettiği filmin fragmanını ama ona da eyvallah dedik, izledik. En sonunda film başladı. Hani ilk baştaki 5 dakkalık sahne ne olduğunu belli etmese, yanlış salona girdik oturduk diyeceğim. Çocukluğumuzdan bildiğimiz, hafta sonu sabahları yayınlanan, mahalle çocuklarının toplanıp sahildeki bir mağaranın içinde korsan gemisi bulunca yaşadıkları maceraları anlatan çocuk filminin aynısı. İşte zorba "bully" tipler, ezikler, arkadaşını savunmalar, ilk öpücükler falan. Ama abi biz bu filme korku filmi diye gelmiştik, ne bir gerilim, ne bir korku diye düşünürken ara oldu. Bu "film arası" olayına da amerikadan döndüğümden beri hala alışamadım, noluyoruz amk diyorum hala her seferinde. Çünkü ara falan olmaz orda filmlerde, başlar ve biter. Bence ışıkların yanması, milletin ayaklanması falan iyice sıçıyor filmin içine ki, zaten film sarmayı başaramadıysa o noktaya kadar vay haline. O aşamada bir çift pılını pırtını topladı ve gitti, geri de gelmediler. Ordan feyz almalıydım ama işte puanlar hala aklımda ya, ulan dedim bu yönetmen şimdi bizi ilk rahatlatıyor bir şey yokmuş gibi, 2. yarıda taşşaklara yan bastıracak kesin... Abi 2. bölümde de çocuklar gittiler, sağdan soldan emanet topladılar, işte efendim korkuluk demiri, baseball bat, kızılcık sopası falan. palyaçoyu dövdüler, öldü mü ölmedi mi o bile belli değil, film bitti. İlk yeminimi 4 yıl sonra bozdum, sanırım bu yeminimi 40 yıl sürdürürüm o kadar ömrüm olursa. Bu aralar kendinize bir kötülük yapıp sinemaya gitmek isterseniz filmin ismi: it

 
			