-
Mesaj sayısı
1.262 -
Üyelik tarihi
-
Son ziyareti
-
Days Won
29
İçerik türü
Profil
Forum
Blogs
Everything posted by kHanTW
-
Yok, bildiğim kadarı ile devam ediyor. Ama işlerin gelişme hızına bakarsak (ve gerçek olaylarla iyi kötü zaman çizgisinin tutmaya devam edeceğini düşünürsek) muhtemelen 3. sezonda bitecektir.
-
Trail Blazer benim çok ayrı yere koyduğum, şahane bir albüm. Hani kafamda Metallica ve Iron Maiden albümleri ile aynı ligde diyebilirim. Sonraki albümler ise "iyi Türk rock albümleri", (benim gözümde) kendi liglerinde iyiler ama özellikle bulayım dinleyeyim demiyorum, yaşın da etkisi ile parçalar da birbirine benziyor gibi geliyor. Ama madem albümde Ogün Sanlısoy var, bir şans vermek lazım, gün içinde dinleyeyim fırsat bulduğumda. Wiki'den baktım da ne kadar saygı duyduğum adam varsa bir el atmış, logo da eski logo, dinlememek ayıp olur.
-
Disney+ kataloğunda "Godfather of Harlem" dizisini gördüm, Forest Whitaker TOKİ reklamı yapsa izlerim zaten. Açıkçası ben beğendim, o dönemde adı geçen Malcolm X, Elijah Mohammad ve Muhammed Ali gibi karakterler de gelişiyor, özellikle ilk ikisini oynayan karakterler inanılmaz benziyor, kendileri oynasa o kadar benzer. IMDB puanı 8.0, benim puanım 8,5 ama aradaki yarım puan fark da Forest Whitaker için olabilir. 1-2 bölüm şans verin derim.
-
Aradan uzuun bir zaman geçtikten sonra Marslı kitabını okuyabildim. Yazarı kendi halinde bir yazılımcıymış, kitabı da netten yayınlamış, sonra olaylar gelişmiş, önce yayın hakkı sonra film hakkı (Riddley Scot tarafından) alınmış. Kitabı aldıktan sonra filmi de elime geçmişti, "kitabı okumadan filme bakmayacağım" demiştim, aradan yıllar geçmiş. Bilimsel olarak ne kadar tutarlı bilmiyorum ama detaylara dikkat edildiğini ve kurgusunun çok net bir şekilde ilerlediğini söyleyebilirim. Açıkçası ben oldukça beğendim, tavsiye edebilirim. Eşime kitabı anlatacaktım, sonra "amaan, filmi var nasılsa, izler geçeriz" dedim
-
Ben ikinci sezonu çok sevdim, fragmanda da var ama spoiler yapmamak adına "Antonio Banderas" muhabbetini özellikle sevdiğimi söylemem lazım. 3-4 günlüğüne interneti olmayan bir yerde olacağım tüm bölümleri tablete yükledim bir kez daha izleyeceğim.
-
Daha daha diye bir uygulama 1 aylık Gain aboneliğini ücretsiz veriyor. Daha önce gain denemiştim ama o sırada formatları "telefondan izlenebilecek kısa videolar" şeklindeydi, zevk vermemişti. Bu sefer hakikaten zevk aldım ve favori dizim Ayak İşleri. İlk bir kaç bölüm ısınma süreci, sonrasında gerçekten kahkaha ile güldüğüm yerler oldu. İkinci sezonun fragmanını izleyip ona göre karar verebilirsiniz. Kesinlikle tavsiye ediyorum, biraz küfürlü ama bu tip komediye hazır olanlar için bulunmaz bir şey çıktı. İlgimi çeken bir başka yapım ise 10.000 Adım, küfür sevmeyenler için enteresan bir Engin Günaydın (kendine has bir kitlesi vardır) dizisi. Hazır ücretsiz izlemenin yolu varken deneyin derim. Bu arada aynı yöntemle 84 lira karşılığı yıllık abonelik seçeneği de varmış, platformu kuruttuğumu hissetmeme rağmen 84 liralık güldüğümü düşünüyorum, bir yıllık abonelik de alacağım sanırım.
-
Son dönem izlediğim filmlerin özetini geçeyim. Killing Them Softly : (2012) Mafyatik film , kadrosu da iyi ama vasat bir iş çıkmış : https://www.imdb.com/title/tt1764234/?ref_=rt_li_tt Benim puanım da IMDB puanına yakın, 6. Çok üzerine konuşmaya gerek yok. I, Tonya : (2017) Margot Robbie'nin baya güzel bir filmi. Puanım 7.1 , IMDB puanı 7,5 , Oscar'ı da var. BluTV'de izledim. Çok tartışmalı bir buz patencisinin hayatını anlatıyor, hikayeyi yarım yamalak duymuştum ama film iyi kotarılmış. Mysterious Skin : (2004) Joseph Gordon-Levitt'in kendini gösterdiği bir film. Bolca ödül toplamış, oyunculuk da iyi ama eşcinsellik ve çocuk tacizi gibi temaları içerdiği için çok ilgimi çekmedi, benim puanım 6. Konu güzel bağlanıyor, karakterler de fena çizilmemiş ama dediğim gibi ilgimin dışında konular vardı, izlemesem de bir şey kaybetmezdim. Milk: (1998) 10 dakikalık, düşük yapan bir kadının psikolojisini anlatan kısa film. Puanım 6.7 gibi. https://www.imdb.com/title/tt1259773/?ref_=rt_li_tt Read My Lips : (2001) Çok iyi film. Vincent Cassel'in (Le Haine dışında) daha çok kendini gösteremediği bir dönemden ama film güzel kotarılmış. 35 yaşında, bir inşaat şirketinde kendine yer edinmeye çalışan yalnız bir kadın, duyma özründen dolayı işler daha da zor. Bir gün şartlı tahliye ile gelen kanun dışı birisine iş verir ve iki taraf da birbirlerinin eksiklerini tamamlar. Tavsiye ediyorum. Jack & Diane: (2012) Dandik bir gençlik + lezbiyen temalı film, puanım 4, ben de atlaya atlaya baktım zaten. Kaçın siz kendinizi kurtarın. Müjde: (2022) 45 dakikalık bir kısa film. Konuyu (Suriyeliler) enteresan bir yönden ele almış, Lale Mansur da yaşının rolünü çok iyi oynamış. Kime tavsiye ettiysem filmi beğendi. Benim puanım 7.5. MUBİ'de izledim. Murina: (2021) : Genç bir kız babasından baydığı için tatile gelen zengin bir adama takılmaya çalışıyor. Puanım 6, izlemeseniz de olur kategorisinde. The Adam Project (2022) : Bence çok güzel bir film. Sanki Deadpool'un bir bölümünü izliyor gibiydim ama oldukça güzeldi. Çocuksu kısımları, klişe kısımları falan hızlı geçmişler, geri kalan kısmı güzel olmuş, türü sevenler için iyi bir örnek. Puanım 7,2 civarı , yanlış hatırlamıyorsam Netflix'te izledim. https://www.imdb.com/title/tt2463208/?ref_=rt_li_tt Vesarti (2016) : Ali Kemal Çınar diye birinin bir denemesiymiş, cidden çok başarısızdı, puanım 2. Conan The Barbarian (1982) : Yakınlarda gene biraz bakındım, filmin puanı soundtrack'inden geliyor zaten. Dinlemeyen varsa mutlaka dinlesin. La jetée (1962) : 12 Maymun dahil bir çok filmin öncülü, sinema derslerinde okutulan bir filmmiş, gerçekten kendine münhasır bir tarzı var. İçimde kalmasın dost meclislerinde muhabbetinden geri kalmayayım diye izledim, güzelmiş ama benim puanım IMDB (8,2) kadar yüksek değil, 7.1 falan. Farklı bir film olduğu için yaşına da hürmeten izlemenizi öneririm. A Bigger Splash (2015) : Vakit Kaybı, puanım 5. https://www.imdb.com/title/tt2056771/?ref_=rt_li_tt Tereddüt (2016) : https://www.imdb.com/title/tt4373956/?ref_=rt_li_tt Anladığım kadarı ile Yeşim Ustaoğlu adı bilinen bir yönetmen, ben çok ısınamadım tarzına, punanım 6'nın biraz altı. Ayla (2017) : İzlemekte geç kalmışım, Ali Atay ve Murat Birsel'in ve Altan Erkekli'nin aşağı yukarı her filmini de beğenirim, olayın gerçek olması zaten çok ayrı bir şey katıyor, Filmin sonrasında da biraz okuma yaptım. Tavsiye ettiğim bir film, yanlış hatırlamıyorsam Netflix'te vardı. How to Become a Tyrant (Nasıl Diktatör olunur) (2021) : Film değil ama bir kaç bölümden oluşan çok iyi bir belgesel. Çok da yorum yapmaya gelmez de gerçekten feyz alarak izledim. Netlix'i olan kaçırmasın derim, benim puanım 8. https://www.imdb.com/title/tt14832996/?ref_=rt_li_tt
-
MUBİ'de şu bir haftada (hatta 5 günde) silinecek filmlerden şunları kaçırmamanızı öneririm. Blue (Belgesel, Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı'yı anlatıyor) Taste of Cherry (Abbas Kiarostami filmi) Persian Lessons (Hakikaten ilginç film) The Bacchus Lady (Bir ara hakkında yorum yazmıştım, geç yaşına rağmen fahişelik yapmak zorunda kalan bir kesimi anlatan Kore filmi, bir noktada format değişiyor) I Daniel Blake ( Çok güzel bir İngiliz sistem eleştirisi, kafama kazınan bir sahnesi var) The Florida Project (Çocuklarla alakalı, bir şekli ile film beni iyi yakaladı) Night on Earth (Jim Jarmusch filmi) Searching for Sugar Man (Kaçırmayın, izlediğim en etkileyici belgesellerden) Down By Law (Jim Jarmusch, alemlerde sohbeti geçen bir film, eksik kalmasın, yoksa bu yönetmenin benim için açık ara en iyi filmi Broken Flowers) Read My Lips (Çok iyi film, bir vakit bulduğumda hakkında iki satır yazacağım) The Sea İnside (Belki izlememiş olup da içini darlama niyetlisi olan vardır) Dediğim gibi bir yıl ücretsiz MUBİ aboneliği almanın yolu var, bulamazsanız da en kötü deneme üyeliği ile bütün bu filmler emilebilir.
-
Öncelikle hiç başlamadan Capernaum'u tavsiye edeyim. (Netflix'te var) https://www.imdb.com/title/tt8267604/ IMDB puanı 8,4 , benim puanım 9. Eşimle birlikte izledim, yeni çocuk sahibi olmanın etkisi de olunca film içimizden geçti. IMDB top 100'de olmayı hak ediyor. Aynı yönetmenin Caramel filmi de muhteşem müzikleri (bestecisi yönetmenin kocası) ile izlemeye değer bir filmdi. İkinci öveceğim film ise yerli : İnsanlar İkiye Ayrılır : IMDB puanı 6,9 , benim puanım ise 8. Tabiki filmde öngörülebilir ve tam bağlayamadıkları noktalar var ama gene de çok güzel bir sistem eleştirisi, gerçekten çok beğendim. Konu için mesleği kredi batağına düşmüş kişilerin paralarını almak olan kişilerin gözünden anlatılan olaylar diyebiliriz. Yönetmeni/yazarı başka enteresan işler de yapmış, 7yüz ü beğenmiştim mesela, karışık kaset de kendine özgüydü. Kesinlikle bir şans vermenizi öneriyorum. Kendine münhasır bir konusu olan bir başka film de Taksim Hold Em : https://www.imdb.com/title/tt6441120/?ref_=rt_li_tt IMDB puanı 6,7, benim puanım 7. Gezi olaylarını anlatıyor ama eylemcilerin gözünden değil de evinde poker oynayan arkadaşların gözünden anlatılıyor, klasik yerli film formatından uzak. Duyduğum kadarı ile bizim forumdan bir arkadaşın da tanıdığı birinden esinlenmişler. Ben beğendim, vakit geçirmek için güzel bir film, tavsiye ediyorum. Film değil ama Netflix'te bir mini dizi, sanırım izlemekte de geç kaldım. Wild Wild Country. https://www.imdb.com/title/tt7768848/?ref_=rt_li_tt Benim puanım da 8,1 olan IMDB puanına yakın. OSHO denen tarikat liderinin amerikada kendine bir şehir inşa etmesini, zaman içinde FBI'ın punduna getirip tutuklamak istediği bir suçlu haline gelmesini anlatıyor, bize yabancı olmayan konular. Street Kings filmi de bence izlemeye değer. https://www.imdb.com/title/tt0421073/?ref_=rt_li_tt IMDB puanı 6,8 , benim puanım 7,3 civarı . Kadrosu yeter, Keanu Reeves kolay kolay her filmde oynamaz, Forest Whitaker'ın ise (Ghost Dog : The Way of The Samurai) filminden sonra hiç bir filmini kaçırmıyorum. Chris Evans, Hugh Laurie, Terry Crews diye giden bir kadrosu var. Tahmin edilebilir bir film ama izlemesi keyifli. I want you back filmi de underrated filmlerden, tabi biraz da komedi filmlerinin puanının düşük olması ile alakası var. Ben IMDB'nin 6,6 puanının üzerinde , 7.1 gibi bir puan veriyorum : https://www.imdb.com/title/tt6462958/?ref_=rt_li_tt Konu bilinmedik bir şey değil, sevgilileri tarafından terk edilen iki kişinin birbirine yardım etmesi ama izlerken sıkmıyor. Buena Vista Social Club filmini biraz geç izledim, MUBİ vesile oldu, iyi hoş ama bence IMDB puanı fazla, ben 7 veriyorum : https://www.imdb.com/title/tt0186508/?ref_=rt_li_tt MUBİ'de Lamb diye bir film izledim, çocukları olmayan izlandalı bir çiftçi ailenin ahırında yarı kuzu yarı insan bir çocuk doğuyor, olaylar gelişir. Sıkılmadım sonuna kadar izledim ama tavsiye ediyor değilim, zevk meselesi. https://www.imdb.com/title/tt9812474/?ref_=rt_li_tt Şu an Netflix'ten The Harder They Fell filmini izliyorum, zencisi çok gayi henüz yok, çakma bir western'e benziyor, sanırım anca puanının hakkı, fazlasını etmez. https://www.imdb.com/title/tt10696784/
-
Mubi'nin "sunduğu" fimler arasındaydı : https://mubi.com/tr/films/between-two-dawns Zaten canım film izlemek istiyorsa önce orada ne var diye bakıyorum, oraya güzel bir şey gelmediyse diğerlerini inceliyorum. BluTV'den de güzel şeyler çıkıyor, yarın (pazar) üşenmezsem son bir kaç günde izlediğim filmleri ekleyeceğim.
-
Son günlerde evden çıkamadım, film izleme şansım oldu. Bu sefer araya vasat filmler de karıştı. Plaza diye bir yerli film izledim. Güzelce bir fikir, iyi niyetli bir çalışma, izlerken sıkıldım ama gene de vereceğim puan 6,3 civarı imdb puanı 5,5 : https://www.imdb.com/title/tt12737834/?ref_=rt_li_tt Atanamayan bir öğretmen güvenlik görevlisi oluyor, bankada tutunamayınca bunu in cin top oynayan bir plazaya veriyorlar, gelen giden yok, olaylar gelişir. Amazon'da Causality diye bir gerilim izledim, konu ve senaryo "idare eder" seviyesinde. Filmi asıl ilginç kılan hiç kesme/editleme olmadan tek bir seferde çekilmiş olması, onun dışında çok bir özellik yok. IMDB puanı 5,3 , ben 6 veriyorum. Greenland diye bir "felaket filmi" izledim. Gerard Butler bile kurtaramamış, IMDB 6,4 vermiş, benden de 6 alır. : https://www.imdb.com/title/tt7737786/?ref_=rt_li_tt Ava isimli bir "bourne serisi benzeri" film izledim. Puanı IMDB de 5,4 ama niye bu kadar düşük puanlı kalmış anlamadım. Konu yer yer tahmin edilse de güzel, sahneler iyi, çekimler ve prodüksiyon iyi, John Malkovich ve Colin Farrell gibi canavarlar dahil olmak üzere çok iyi oyuncular var. 7.1 veriyorum ve türü sevenlere tavsiye ederim. : https://www.imdb.com/title/tt8784956/?ref_=rt_li_tt The General : Ben izlemeye başladıktan sonra IMDB top 250 de olduğunu fark ettim. Buster Keaton kimdir bilmiyordum, bu film vesilesi ile öğrendim, Charlie Chaplin ile kıyaslanan dehşet bir oyuncuymuş. Duygusuz yüz ifadesi ile ünlüymüş ve özel hayatında da gülmesi yapımcılaf tarafından yasaklanmış. Sessiz sinema olduğu için her sinemada (sinemanın bütçesinin elverdiği oranda) müzik çalınırmış, piyasada çok iğrenç kopyaları gezermiş. Benim MUBİ'de izlediğim versiyonun müzikleri de görüntüsü de harikaydı. 1926 yılında çevrilmiş o filmin günümüz Türkiye'sinde hala çekilemeyecek olması çok acı. Adamlar araba kovalama sahnesi değil tren kovalama sahnesi yapabilmiş, en son sahne bir sessiz filmdeki en maliyetli sahne imiş ve şimdinin 4 milyon dolarına mal olmuş. Dublörsüz öyle sahneler var ki akıl almaz. Film hesapta komedi, ben pek de gülmedim ama gene de 8.0 veriyorum ve yaşına rağmen tavsiye ediyorum. IMDB puanı 8,1 : https://www.imdb.com/title/tt0017925/?ref_=rt_li_tt La Haine filmini izledim, yorumlar olumlu ama ben baydım, Vincent Cassell hatrına 6 veriyorum. https://www.imdb.com/title/tt0113247/?ref_=rt_li_tt Another Round filmini izledim, tamam iyi film hoş film ama zaten sarhoş muhabbetini pek sevmeyen birisiyim, bu filmden de öyle çok büyük keyif almadım, Oscar'lık bir film olduğunu düşünmüyorum. Açıkçası Mads Mikkelsen'in the Hunt filmi çok çok daha iyiydi. Ben 7 verdim, IMDB puanı 7,7 : https://www.imdb.com/title/tt10288566/?ref_=rt_li_tt Pele , Birth of a Legend çok güzel bir belgeseldi, keyifle izledik. IMDB 7,2 , benim puanım 8 : https://www.imdb.com/title/tt0995868/?ref_=rt_li_tt İki Şafak Arasında fena olmayan bir konuya sahip. Bir fabrikada iş kazası oluyor, ağır yaralıyı hastaneye kaldırıyorlar, eğer ölürse fabrikanın sahipleri hapse girecek, karısına adamın sarhoş olduğuna dair bir kağıt imzalatmaya çalışıyorlar, vs vs... Fena kotarılmamış bir film, IMDB puanı olan 7 ye yakın bir puan verebilirim. (Bu arada o filmde Nezaket Erden oynuyor ki dehşet oyuncudur, "Sevgili Arsız Ölüm - Dirmit" tiyatro oyununu bulan kesinlikle kaçırmasın) : https://www.imdb.com/title/tt11771704/?ref_=rt_li_tt
-
İlk bahsetmek istediğim film Abbas Kiarostami'den , akılda kalıcı sahneleri var. Bir kız, ailesinden kopmuş, büyük şehre gelmiş ve escort olmuş ama elinden geldiği kadar saklamaya çalışıyor. İranlı bir yönetmenin bakış açısıyla japonyada çekilmiş bir film, bence güzel bir tadı var. IMDB puanı 7 , ben de 7.2-7.4 arasını hak edeceğini düşünüyorum. Like Someone in Love : https://www.imdb.com/title/tt1843287/?ref_=nm_flmg_wr_5 Film değil ama dizi, BluTV'de Bonkis diye bir komedi dizisi var, IMDB puanı 6.6 ama bence çok underrated, benim puanım 8. Fleabag benzeri, çok hoş bir tarzı var ve güldürüyor. İkinci sezonu çıkmış, haberdar etmiş olayım. : https://www.blutv.com/diziler/yerli/bonkis https://www.imdb.com/title/tt13793502/ Gene underrated olduğunu düşündüğüm bir komedi filmi Netflix'te olan Bize Müsade, IMDB de 4,6 puan ile "üzerine toprak atılacak seviyede" bir yere konumlandırılmış ama bence 6,5 rahatlıkla eder. Komedi filmlerinde , hele yerli komedi filmlerinde çok dayanıklıyımdır, elimden geldiği kadar şans veririm, yapımının eli yüzü düzgün olup da izleyemediğim tek film son recep İvedik (Türkiye gişe rekorunun da sahibi aynı zamanda) olabilir. Bu filme niye öylesi kötü bir rating gelmiş anlamış değilim, konu neredeyse komedi filmlerinin %60'ında olduğu gibi tahmin edilebilir ama bence güldüren diyaloglar vardı, şans verin derim. https://www.imdb.com/title/tt10466384/ MUBİ'de never gonna snow again diye bir film izledim, 5 puan veriyorum, vakit kaybı denebilir : https://www.imdb.com/title/tt9526784/ Bir yere varır sandım , o da olmadı. Siz izlemeyin Cem Yılmaz'ın stand up'ını izledim ama ne yazık ki gülemedim, olmayınca olmuyor. Amazon Prime'a boşa para veriyor gibi hissediyorum, bir kaç özel yapım dışında adam gibi içerik bulamıyorum, ne alakaysa bir sürü Hint içeriği var, sanki adamlarda "dandik ülkeler" diye bir kategori var da hepsini bir arada tutuyor gibi hissediyorum. Ne izleyebilirim diye bakınırken bol miktarda stand up olduğunu gördüm ve keyifli bulduklarım oldu. Jimmy O Yang diye çekik gözlü bir eleman, bol bol "ırkçı" espri yapıyor , bel altı muhabbeti kararında, ben beğendim. Puanı 7,2, bence 7 eder . https://www.imdb.com/title/tt11250926/ Prime'da çoğu stand up için Türkçe altyazı olmadığını, onu bile sallamadıklarını hatırlatayım, ecnebicesi olan varsa tavsiye edeceğim bir komedi. Bir başka stand up ise Lano & Woodley: Fly , buna daha çok komedi tiyatrosu demek lazım. Çok başarılı bir ikili imiş bunlar, biraz Laurel Hardy, biraz da Süheyl Behzat havaları var. 15 yıl boyunca gösteri yaptıktan sonra 8 yıllık bir ayrılıkları olmuş, amazon'un bu programı için bir araya gelmişler ve bence güzel. IMDB puanları 6,5 , ben komedi tarzına puanları bol vermeye eğilimli olduğum için 8 veriyorum. https://www.imdb.com/title/tt13514468/ Tiyatro sahnesini çok iyi kullanmışlar, öyle bizdeki gibi bir sandalye ile ihaleyi kapatmamışlar. MUBİ'de burning diye bir film izledim, Haruki Murakami uyarlaması olduğu için kafa yaktı tabi. (1Q84'ü okumaya başladığımda bir kızla çıkıyordum, kitabı bitirdiğimde başkası ile evlenmişti, ordan yola çıkın). Fena olmayan bir filmdi ama ben 7,5 IMDB puanını hak etmediğini düşünüyorum, 7,0 seviyesinde bir film : https://www.imdb.com/title/tt7282468/ Taipei Suicide Story ilginç bir konu var, intihar etmek isteyenlerin geldiği bir otelde olanları anlatıyor, 7,2 IMDB puanını hak ettiğini düşünüyorum. https://www.imdb.com/title/tt11232334/?ref_=rt_li_tt 2009 yapımı Star Trek filmini izledim, 7,0 puan verdim ama özellikle aklımda kalan bir şey de olmadı açıkçası. Diğer iki tanesini de izleyecektim ama prime'dan kalktılar, sağlık olsun dedim. Yılmaz Erdoğan'ın Münakaşa Stand Up'ını izledim ve güldüm , 7,5 veriyorum, Blu TV aboneliği olanlar izlesin derim.
-
17999 ken 13 pro max aldım, hatuna bendeki X'i verdim, onun 7'sini de satıp geçeceğim. (Hoş hepsiburada da çek falan veriyormuş, tam bakamadım o işe) En büyük dertlerimden biri pil ömrü idi, hem en uzun dayanan iphone u aldım, hem de apple ürünleri ilk aldığında çok güzel pil ömrüne sahip oluyor, şimdilik mutluyum. Güzel telefon, biraz ağır, ekranı da büyük ama çook hızlı alışılıyor. Bir ara büyük ve ağır gelen X'in şimdi anahtarlık gibi kaldığını düşününce bu süreç böyle devam eder gibi geliyor.
-
Film çok iyi... Ama zaten psikolojik olarak darlandığım bir dönemde izlemiştim, filmin sonunda "niye yaptım bunu kendime" demiştim. Tüm oyunculuklar şahanen amma Nadir Sarıbacak bi ayrı oynamış... Akılda kalıcı bir yanı var, ben de oldukça beğenmiştim filmi. Bahsedilmiş, Don't Look Up bize göre bir film çıkmadı, yarısını geçerekten bıraaktık. Konu çok tanıdık ama anlatım tarzı mı hoşumuza gitmedi ne oldu tam bilmiyorum. Bugün biraz yoğun bir fillm izleyeyim dedim, Angeloopoulos'tan "Arıcı" diye bir yunan filmi izledim. (1986) Müzikler her zamanki gibi Eleni Karaindrou'nun ve şahane. Tolstoy'un "Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." sözüne uyuyor, bir yandan da Kustarica filmi andırırcasına bir düğünle başlıyor. (Nasıl ikisi birden oluyor kısmı filmde) Göze göze sokulan sembolizmler de var. Film benden 8 almaya doğru gidiyor derken ortasında form değiştirdi ve istediğimin dışına çıkmaya başladı. Imdb puanı 7.3, benim puanım 6.5 Almadovar'dan Juliete filmini izledim (2016) Akılda kalıcı olabilecek bir filmdi, bende imdb puanına katılıyorum ama biraz "orta yaş ve sonrası" filmi sanırım. Şu an Dardene kardeşlerden (favori yönetmenlerim arasına girdiler) Rosetta diye bir filme başladım, fena gitmiyor. (1999) Adamların her filmi akılda kalıcı, bundan da güzel bir şeyler bekliyorum, sabahın 4 ü itibari ile çay yapma molası vermiştim, o sırada bu postu attım, filme devam edeceğim.
-
Don't Look Up 'ı biz de bitiremedik, kötü film demek haddime mi bilmiyoorum ama zevkimize göre çıkmadı.
-
Bu arada MUBİ nin para vermeden yıllık üyelik olayını hatırlatayım tekrar da benden günah gitsin. .. Üye olanlara da ilk tavsiye edeceğim belgesel Searching For the Sugar Man. Özellikle sıfır yorumla ve spoiler ile sadece ismini yazıyorum, zevki bana yakınsayan birisinin zevk alacağına eminim. IMDB puanı 8.2 , benim puanım 9
-
İspanyol Pansiyonu güzelce bir film. Devammm filmi de var ma ilk filmin hatrına "eh işte" diye izleniyor.
-
Öncelikle , ben aynı problemi Samsung televizyonda yaşadım, baya bir delirdikten sonra çözümü buldum : Televizyonun dilini İngilizce yapacaksın, şak diye çözülüyor. MUBİ'nin güzelliği hayatta aklına gelmeyecek filmleri önüne çıkarması, hani bildiğin bir filmi üşenmezsen torrent ten arar bulur indirirsin altyazı falan da bulursun ama "ne izleyeyim" sorusunun cevabı o değil. Ben nerden bulacaktım Bacchus Lady filmini. İnsan elinde kumanda tıklaya tıklaya seçeneklere bakmak istiyor. "Acaba bugün ne gelmiş"diye bakmak da güzel. Bende netflix, youtube premium, amazon prime, blutv ve mubi var ama en "enteresan" seçenekleri MUBİ'de buluyorum. En vasat olanı da Amazon Prime sanırım, ucuz ve kargo bedava yapıcı olmasa kapatırım sanırım. O 1 yıllık abonelikle alakalı olarak da özel mesaj atayım.
-
MUBİ'de yakın dönemde izlediğim filmleri değerlendireyim, tabi format gereği sanat sepet filmleri. (Bu arada MUBİ'ye bir yıllık ücretsiz aboneliğin bir yöntemi var, neti biraz karıştırıp bakın derim) AZOR (2021) : Çok yavaş ilerliyor, bir şey de olmuyor olabilir ama gene de anlamsız şekilde hoşuma gitti, bir bankacı (tam darbe döneminde) kaybolan meslektaşının izini bulmaya ve müşterilerle görüşmeye gidiyor. Belki de bizden bir şeyler bulduğumdandır, 6.6 olan IMDB puanının üzerinde bir puan (7) verdim : https://www.imdb.com/title/tt11136276/ MUBİ : https://mubi.com/tr/films/azor Özellikle kocasını destekleyen eş rolündeki kadını gerçekten çok beğendim, diyaloglar çok başarılı geldi. Kader (2006 , Zeki Demirkubuz) : Masumiyet filminin sonunda sağlam bir tirad vardır, izlememiş olanlara tavsiye ederim. Aslında Kader filminde o kısım uzunca anlatılıyor. Bu saate kadar izlememiş olmama şaşırıyorum. IMDB puanı 7.9 : https://www.imdb.com/title/tt0875595/?ref_=fn_al_tt_1 MUBİ : https://mubi.com/tr/films/destiny-2006 Microhabitat (2017) : İLginç bir konusu var ama bir yandan da Parasite filmine benzeşen bir yapısı var. 30+ yaşında bir kadının tutkusu viski, sigara ve erkek arkadaşı. Evlerde temizlik yaparak geçiniyor ve kıtı kıtına yaşayabiliyor, oturduğu eve zam gelince (viski ve sigarayı bırakamayacağına göre) evden çıkıyor, olaylar gelişir. Bence güzel film. : https://www.imdb.com/title/tt8191502/?ref_=fn_al_tt_1 7.4 olan IMDB puanını bence hak ediyor, 8 vermek istemediğim için 7 verdim. https://mubi.com/tr/films/microhabitat Mini spoiler : Jerichow (2008) : Almaya'da geçen bir film ama Türk karakter (ve müzik) içermesi ile biraz enteresan. Savaştan dönen bir asker parasızlık yüzünden bir Türk'ün yanında çalışmaya başlıyor, adamın karısına hasta oluyor, olaylar gelişir. Biraz tahmin edilebilir olsa da çok sıkılmadım. https://www.imdb.com/title/tt1224153/?ref_=fn_al_tt_1 https://mubi.com/tr/films/jerichow Bekleme Odası ( 2003, Zeki Demirkubuz) : Baydım, ama öyle böyle baymadım. Filmde evine gelen öğrencisi gerçek hayatta eşi imiş, bu da bir trivia olsun. https://www.imdb.com/title/tt0446930/?ref_=fn_al_tt_1 MUBİ : https://mubi.com/tr/films/the-waiting-room Bozkır (2019 ) : @dandare in seveceği bir film. İsmi gibi bir film, sonuna kadar gelebildim ama çok da önermiyorum. https://www.imdb.com/title/tt11343842/?ref_=fn_al_tt_1 MUBİ : https://mubi.com/tr/films/steppe-2019 İtiraf (2001) : Gene çok bir olayı olmayan bir Zeki Demirkubuz filmi, IMDB puanı fena değil, ama bana biraz keçiboynuzu gibi geliyor, bişiyler alabilmek için fazla emek gerektiriyor. Gene de bekleme odası filmine göre iyidir. https://www.imdb.com/title/tt0317743/ MUBİ : https://mubi.com/tr/films/confession Plüton'da Kahvaltı (2005) : Peaky Blinders'taki koç gibi Tommy Shelby'nin kadın rolünde olması inanılmaz şaşırtıcı, normalde LGBT filmlerine çok prim vermem ama bu güzeldi. IMDB : https://www.imdb.com/title/tt0411195/?ref_=fn_al_tt_1 , MUBİ : https://mubi.com/tr/films/breakfast-on-pluto İç Güvenlik ( The State I am In , 2000) : Yıllardır kaçak olan sol terörist bir çift ve artık ergenliğe giren kızlarının hikayesi, fena değildi MUBİ : https://mubi.com/tr/films/the-state-i-am-in IMDB : https://www.imdb.com/title/tt0248103/?ref_=nv_sr_srsg_2 Yazgı ( 2001) : Gene Zeki Demirkubuz . Öncelikle Zeynep Tokuş tatlı hatunmuş, onu bir not düşeyim Film ruhsuz diyebileceğimiz bir adamın etrafında dönüyor, bence akılda kalıcı sahneleri vardı. MUBİ : https://mubi.com/tr/films/fate , IMDB : https://www.imdb.com/title/tt0287803/ The Bacchus Lady ( 2016 ) : Bu film beni etkiledi. Gene bir kore filmi , oldukça yaşlı olmasına rağmen seks işçisi olarak çalışmak zorunda kalan kadınlar varmış ülkede, onlardan birinin hikayesi. Plot twist olmuyor ama bir noktada filmin konusu (türü?) garip bir şekilde değişiyor. Başrol oyuncusu oscarlı, yabancı filmlerde nadir rastlanan bir durum. Farklı bir film arayanlara tavsiye ederim, diyaloglar yavaş ama sıkmıyor. https://www.imdb.com/title/tt5628012/ , https://mubi.com/tr/films/the-bacchus-lady Bu filmlerden önce çok ciddi bir İran Sineması takibi de yapmıştım da onlara girmek istemiyorum artık, fazlaca uzun bir post oldu. Özellikle bahsetmek istediğim iki tane animasyon var, bu konularda kendimi bilgili sanmama karşın yeni öğrenmiş olmak beni çok şaşırttı. Meğer Macaristan'da 1970'li yıllarda Walt Disney'e kafa tutabilecek bir animasyon sektörü varmış, dahası kalıplar içerisinde olmadıkları için her biri kendine münhasır. İki örneği özellikle paylaşmak istiyorum Scenes with beans (1976) : https://mubi.com/tr/films/scenes-with-beans , 12 dakikalık bir animasyon. https://www.imdb.com/title/tt0263091/ IMDB puanıı 7,6 , ben 8 verdim. Zamanının çok ilerisinde bir stop motion. Paralı bir platform olmadan youtube'dan da izlemek mümkün : I like life a lot (1977) : Çocukların kendi çizimleri ve kendi hikayeleri, 9 dakikalık bir animasyon Teknikten çok içerik insana dokunuyor, https://mubi.com/tr/films/i-like-life-a-lot , IMDB puanı 7,7 , ben gene 8 verdim : https://www.imdb.com/title/tt9347268/?ref_=fn_al_tt_1 (ne yazık ki bunu youtube'da bulamadım)
-
Biz Roborock S5 aldık pandeminin hemen öncesinde, 2 yıldır tepe tepe kullanıyoruz, etrafımızdaki herkese de S5 ya S5 mmax aldırdık. Meretin nerelere takılma ihtimali olduğunu 2-3 seferde öğreniyorsunuz, halılarda problem yaşamıyoruz ama banyolarda yerdeki havlular problem yaratabiliyor. Gene de gerçekten çamaşır makinası / elde çamaşır yıkama farkı kadar önemli bir cihazmış. Not : Evde Dyson var, yatıyor...
-
İşin projeksiyon kısmını bilmem ama TV konusunda alabileceğinizin en büyüğünü almanız lazım. O mesafeye göre TV büyüklüğü seçmek falan hikaye, para neye yetiyorsa o kadar büyüğünü almak lazım, OLED gibi teknolojiler ise ondan sonra geliyor. Çok net hesaplanmış gibi 55" OLED alabileceğinize 65" alabiliyorsunuz , böyle böyle gidiyor. İlk TV aldığım zamanlarda bilmem kaç metreye kadar 32" çok yeterli, 40" alındığında gözü bozar falan diyorlardı, şimdi tuvalete bile ufak kalır. Bu arada @stardust , kıskandım televizyonunu
-
Çok uzun zamandır oynamıyorum, Barbarian harala gürele daldığı için oynaması kolaydır, açıkçası ben Necromancer tercih ederim. İlk başları Amazon gibi olsa da sonradan etrafında adam toplama unsuru olduğu için rahat bir oynayışı vardır.
-
Ya ben zaten nato kafa, inadım inat birisi değilim, bu oyun bu kadar beğeniliyorsa, senin gibi adamlar tavsiye ediyorsa bir şans vermek lazım. Ama dediğim gibi, derdim zevk almama dan çok huzursuzluk hissi oldu. (Hani oyunun harita sisteminden de bişiy anlamadım o ayrı da, o alışılıyordur herhalde) Konsoldaki oyunlarım komple (save leri ile birlikte) gitti, Red Dead Redemption'da 4. kez aynı yerleri geçmek zorunda kaldım ama bu oyunda o bunalma hissini kaldırabilir miyim bir daha bilmiyorum. Oyun için vakit bulursam (ki sanmıyorum, zorlu bir döneme gireceğim) belki bir miktar gameplay falan izleyip zevk veren ögelerini anlamaya çalışırım, ordan gaza gelirsem tekrar denerim.
-
Far Cry 5 zor geldi bana, bir türlü oynayamadım, elime alıp alıp bıraktım, öyle olunca buna da pek bakacağımı sanmıyorum... (Ha kimsenin beğenmediği Far Cry Primal'i ayıla bayıla oynadım, onu da belirteyim) Hani bizi şaşırtır, çok eğlenceli bir şey çıkar, o zaman bakarız ama onun dışında çok da heyecanlandıran bir durum yok ortada.
-
Örnek vereyim, Mersin/Adana tarafından Ankara'ya gideceğiz. Yolun belli bir kısmı (Pozantı'ya kadar olan kısım) ücretli otoban olmak zorunda, 20 TL civarında bir şey alınıyor ve alternatifi yolun zaman/yakıt maliyetine değiyor. Pozantı'dan sonra eskiden olduğu gibi normal devlet yoluna dönülebiliyor, süresi de makul. Ama navigasyon Pozantı'dan sonra Niğde Ankara YİD'ine sokuyor, km olarak uzuyor, süre olarak sadece 8 dakika fark ediyor ve 125 lira gibi bir ücreti var. Trafiği kolaylaştırmak için değil gerçekten deli dumrul vergisi almak için yapılmış. Ücreti geçişleri kullanma dersen ilk baştaki kısma da sokmuyor, kullan dersen de o kazığı yemen için elinden geleni yapıyor. Yolu bilirsen kurtulabiliyorsun ama zaten navigasyonu da bilmediğin yerde açıyorsun, biz Mudanya-Foça yaparken toplamda 15 dakikalık bir "kazanç" için 128 lira gibi bir para ödedik, dahası yolda görmek istediğimiz yerleri de gezemedik, erkenden gitmiş olduk.