-
Mesaj sayısı
1.262 -
Üyelik tarihi
-
Son ziyareti
-
Days Won
29
İçerik türü
Profil
Forum
Blogs
Everything posted by kHanTW
-
İlerde birbirimize misafirliğe gidicez, hepimizde aynı oyuncak ev
-
@@Altan Yoklar Bence Av Mevsimi çok da kötü bir film değil. Klişe olmayan Türk filmi pek yok gibi zaten. (Die Hard, "I'm too old for this shit" muhabbetleri bile var hakkaten) Şener Şen, Çetin Tekindor, Cem Yılmaz, bunların kötü oyunculuk yapması zaten doğaları gereği zor, açıkçası ben Cem Yılmaz'ın bulunduğu psikolojiyi aktardığını düşünüyorum, klasik "şark kurnazı" rolünü oynamamış yani. Hani film "kesin tavsiye edilecekler" listemde değil belki ama izlerken sıkıldığım bir film de değil. Türk filmi normlarına göre ortalamanın üzeri. Ülkemizde en çok gişe yapan film Recep İvedik 4, evde izlemeye çalıştım defalarca kaldığım yerden devam etmeye uğraştım (ki Şahan'ın ilk parodileri dönemini severdim, diğer Recep İvedik'leri de bitirebilmiştim) ama bitiremedim. Gerçekten izlemesem de olurmuş, yönetmenlik, senaryo, oyunculuk vs. açısından gerçekten kötü film bence o.
-
Şu metalik puzzle lar da güzelmiş aslında, biraz incelemeye aldım : http://www.banggood.com/Metal-Earth-3D-Laser-Cut-Model-Himeji-Castle-p-951081.html http://www.banggood.com/PIECECOOL-Retro-Furniture-Sets-DIY-3D-Laser-Cut-Models-Puzzle-p-955446.html http://www.banggood.com/Piececool-3D-Assembly-Namdaemun-DIY-Puzzle-Toys-Building-Model-p-960584.html http://www.banggood.com/Metallic-Steel-Nano-3D-Puzzle-DIY-Jigsaw-No-Glue-Brooklyn-Bridge-p-1007993.html http://www.banggood.com/ZOYO-Aircraft-DIY-3D-Laser-Cut-Models-Puzzle-p-968024.html http://www.banggood.com/Netherlands-Windmill-Miniature-3D-Steel-Puzzle-Model-DIY-p-951887.html
-
Ben önerdim, benden başka herkeş aldı, ben de mi alsam naapsam ? Edit : Aldım, ne yapacaksam... OZBARGAIN kuponu bitmiş, indirim isteyenler aşağıdaki kuponu kullanabilir : 8STOREWIDE
-
Golden Boy azıcık sapık olması dışında "hayatı anlatıyor", iyidir... Düzgün kalitesi biraz zor bulunurdu eskiden, şimdi durum nasıl bilmiyorum
-
Burda hadi bizim korsan görüşümüzü dışarda tutalım. (Ki dediğim gibi ben biraz daha ortadayım, paralı ve kafamı yormayacak bir sisteme girmeye çok yatkınım, şartların daha işime görür olmasını bekliyorum, olduğu an atlarım) Netflix'in de Türkiye'de ciddi bir kullanıcı sayısına sahip olmak istediğini varsayalım. Şimdi, bu durumda, pazar payını kimden kapmak isteyecek. 1- Digiturk, Dsmart gibi kendi uydu cihazını kendi sistemini satmak isteyen ve televizyon odaklı yapılar mı? 2- Tivibu gibi internet üzerinden çalışan ve kotayı yemeyen, daha çok cihazda kullanan yapılar mı? 3- Daha çok yaşlıların rağbet ettiği konvansiyonel TV kanalları mı? 4- Daha çok gençlerin rağbet ettiği dizi siteleri / torrent gibi legalitesi tartışılan yapılar mı ? Ben yukarıda baktığımda, 1 ve 2 de lokal içeriğin ve özellikle futbolun, 3 te Türkçe desteğinin , 4 te fiyatın ve çeşitliliğin Netflix'te daha güdük olduğunu gözlemliyorum. Hani burda sadece gençleri temsil ediyor olabiliriz ama ben annemi düşünüyorum (ki televizyonu yaşam destek ünitesi gibi kullanır) böyle bir sisteme aylık 30 lira vermesini (ki enpara falan da bilmez) gerçekten çok ihtimal dışında görüyorum. Daha ücretsiz ayı başlatmadım, ilgilenebilecek vaktim olmadı, umarım yanılıyorumdur.
-
Korsan'ın savunucusu değilim, zaten ilk mesajımda da böyle bir şeye olan açlığımı da belirttim, ama ortada gerçekten Spotify diye bir örnek var... Genelde bahsedilen "nasılsa bedava, niye netflix'e para verelim" den çok "öyle bir sistem olmalı ki bizi bu rezillikten kurtarsın" şeklinde, tartışma gereksiz alevlendi ama aslında insanlar genelde bu eksende yaklaşıyor. Kendi bakış açımı gözden geçiriyorum. Filmler vizyona çıktığı dakika karşımda olsun diye bir beklentim yok, bir çok film için "makul bir süre" beklemek benim için dert değil (ki torrent kullanıcıları da iyi kalite rip bekliyor), önemli filmleri ise zaten sinemada izliyorum. Ekonomik olması önemli ama "beleşçi, 1 lira bile olsa sıfırdan çok" diyen birisi de değilim. Ama şu an baktığımda, - Film seçeneklerinin eski ve az olduğu söyleniyor - Dizilerde seçeneğin az olduğu, olanlarda sezonların çok geriden geldiği söyleniyor - Yerli içerik yok - (Özellikle çocuğa yönelik medyada) dublaj yok - Altyazı yok - Kota ve internet kalitesinden kaynaklanan problemlerin çıkma ihtimali var - Ücret rekabetçi değil. Ha şimdi digitürk/dsmart ile falan kıyaslayayım diyecem de, ben dijitürkten bir numara aradığı zaman suratına kapatıp blokluyorum, diğer alternatifleri bedava deneme sürelerinde bile kulanmadım. Hani kurtarırsa Netflix kurtarır dedim, onun da kurtaracağı şey digiturk değil neticede. Neyse, bekleyelim görelim bakalım. Ben hala başlatmadım bir ay üyelik falan. du bakalmı...
-
Bende çocuk/yeğen falan yok ama benim bile alasım geldi şunu : http://www.gearbest.com/other-classic-toys/pp_277087.html Fiyat dün 12 dolardı, gaza geldim birine hediye ederim falan diye alacaktım, sonra birden bire 15,60 oldu, vazgeçtim, demek ki o 3 dolar kritik 3 dolarmış
-
Tatlı olmuş bence
-
@@ResetButton : Friends'e laf eden çarpılır hocam, izle biraz
-
Gözünüzü seveyim, yapmayın, etmeyin, iki gün sonra karşımıza androidli kaset çalar falan çıkar, işin tadı kaçar
-
Onu iyi dedin, sanki bu mevzudan çıkamazlar bu şekli ile
- 151 replies
-
@@lawnmower Bakalım bakalım, böyle şeyler hoşuma gidiyor nedense. Hazır çağrışım yapmışken Frequency filmini de tavsiye edelim, benim hoşuma giden bir filmdir. Eleman sonra büyüyecek de Person Of Interest'te oynayacak, breh breh breh.
-
Smoke filmini izledim, 8/10 verdim ama niye verdiğimi bilmiyorum. Film bir şekil benim hoşuma gitti ama beğenmezseniz sorumluluk almam
-
Bana hem ilgimi çekecek Türkçe içeriğin de olması lazım, hem de gereksiz diziler yumağının mali yükünü sırtlanmamam lazım. Umarım makul bir çözüm bulurlar. Şu an için 10 EURO gözüküyor, sanki gereğinden biraz daha pahalı gibi, bekleyelim görelim.
-
@@ismailjr : Mevzu satranca döndü ama senin oyun çok daha etkileyiciymiş, ordan bakınca "8 hamlede mat" göremiyordum ama resmen bakış açımı değiştirdi
-
@@SpeCTRuM : Hacı hadi ben safım da... Neyse...
-
Bilen vardır, 1996'dan bu yana televizyon izlemiyorum, haberler umrumda değil, futbolla (dünya kupası dışında) işim yok, genelde olayım da yabancı diziler ve filmler. Televizyon kanalları (annem eve gelip de burnuma soktuğunda) bana iğrençlik gibi geliyor, sürekli istemediğim şeyleri bana izletmeye çalışıyorlar. İstemediğim haberler, istemediğim siyasetçiler, celebrity olmasını algılayamadığım boş insanlar. Hele hele reklam denen şeyi ben istemiyorum, niye bana zorla, dakikalarca, alabildiğince yüksek sesle izletiyorlar anlamıyorum. Artık dönemi geçti, ama zamanında bir boş vaktim olsa o süreçte reklamları algılayıp sesi kısan, hatta belgesel falan izleten bir televizyon geliştirmek istiyordum, bence satardı : Dahası eşşolueşşek demeyen Kemal Sunal'ı izlemenin tadı yok, insanlar eskiden defalarca izleyip replikleri ezberledikleri için gülebiliyorlar, ekranın yarısı blurlanmış, markalar silinmiş, içkiyi sigarayı kapatmış, cinsellik küfür vs. ne varsa içeren sahneler kesilmiş filmlerin hakikaten tadı yok. Bir yerlerde yazıyordu, TRT'de yayınlanan bir dizi varmış, kızın teki sürekli problem çıkartıyormuş, sanrılar görüyormuş, kopukluklar oluyormuş ama kimse sebebini anlamıyormuş. Meğersem dizinin ilk bölümünde kız tecavüze uğruyormuş, sağlam olsun diye ikinci bölümden başlatmışlar, alakalı ne varsa da sansürlemişler. Kızın tüm yaptıklarının sebebi, olay kurgusu falan kesilmiş geçmiş, millet de "bu dizi ne anlatmaya çalışıyor" diye uğraşmış durmuş. Teokrasi yahut diktatörlükle yönetilen ülkelerdeki gibi içerik değiştirilmesi kısıtlanması gibi şeylerin olmadığının olmayacağının da garantisi yok. Böyle olunca torrent'i efektif olarak kullanıyorum ama filmi indirmek kadar altyazı ile uğraşmak biraz amelelik geliyor, kendimi 4-5 yıl geride kalmış gibi hissediyorum. (Misafirlerim olabileceği düşüncesi ile TR altyazı bulmam gerekiyor) Eskiden laptop'u tv'ye bağlardım da film izlerdim ama sonra bu media box'lar çıkınca direk usb diskleri bağladım, "oh, rahatlık varmış" diyebildim. Şimdi de bir şeyleri eksik yaptığımı, eski yaptığımı düşünüyorum. Oluyor, olmuyor değil ama sanki istediğim konforda değil. Sanki televizyonda her kanal değiştireceğimde gidip düğmelere basıyormuşum ama aslında uzaktan kumanda diye de bir teknoloji varmış gibi. Türk işi kartellerin Türk tipi modele yapacakları sistemler ilgimi muhtemelen çekmeyecek. (Sebep için ülkemizde tüm zamanların en çok gişe hasılatı yapan filmlerine bakın : http://boxofficeturkiye.com/tumzaman/?tm=1989 ) Ama eğer Netflix 1) Benim damak tadıma uygun bir seçki ile gelirse, şu dizinin şuyuncu bölümü yok, bu film bilmem ne kadar zaman daha gelmeyecek demezse 2) Teknik problemleri çözerse, beni internet kalitesi ile sınamazsa, Telekom'un çelmesini yemezse 3) DTS gibi benim (alacağım) ses sisteminin özelliklerini yaşamamı sağlayacak ses formatlarını veriyorsa (@@ChipArchitect ?) 4) Makul bir fiyat politikası belirlerse ben geçerim. Açıkçası şu saatten sonra albüm almak benim için imkansıza yakın, kullanmıyorum çünkü, adalet duygum tabiki var ama gerçekten de çağ değişti, artık pratik değil bu tip şeyler. Ama yeni evime geçip düzenimi kurduğumda Spotify almayı planlıyorum. Aynısı Netflix için de geçerli. Bu adamlar DVD dağıtırlarken de iyiydi, bu sistemin de iyi olacağını umuyorum. Habere bakıyorum, diyor. Aynı anda 190 ülkeye birden daldıkları için lokalleşme problemini bir süre çözemeze benziyorlar. Türkçe için beklediğim 3-5 tane dizi var, işler güçler, kardeş payı, beş kardeş gibi. Bunları youtube'dan çözebiliyorum tabi ama tek sistemden işimi görebilmek isterdim. Dipnot : Unutmadan Netflix'e bir iş başvurusunda bulunayım, belki eğlenceli bir home-office iş yakalarız
-
@@hakancez : İşin sonunda Japonca'dan çıkmaman şaşırtıcı
-
Safım saf... PS4 kırılmış denince "analog'un ps4'ü kırılmış, yazık" dedim de girdim...
-
@@ResetButton An Inspector Calls'u hemen radarıma alıyorum
-
Ben yorgun olduğum bir gün festival gösteriminde gitmiştim Bir Zamanlar Anadolu'ya... Bir süre sonra kafamı yanımdakinin omzuna dayayıp uyumuştum. Bu arada yeri gelmişken Ercan Kesal o kısa süre içerisinde inanılmaz oynamış, hatta adamın Peri Gazozu kitabını da yeri gelmişken tekrar önereyim, beni gerçekten ağlamaya yakın hale getirmişti o kitap. Geçenlerde azmedip tekrar izledim, güzel bir film ama ben hala Sonbahar filmine yakın bir etkilenme yaşayamadım. O nasıl bir insanın içini burmadır, o nasıl güzel bir müziktir. Dipnot: Aynı başlıkta hem film hem kitap hem de müzik önererek kombo yaptım, konsepti bozdum, kusura kalınmasın
-
İnsan psikolojik olarak eski filmleri izlemeye biraz üşeniyor, biraz çekim kalitesine tükaka yapıyor, biraz da eski kült fillmler ister istemez ardıllarını ve sonraki yönetmenleri etkilediği için tekrarlanıyor, etkisini bir anlamda yitiriyor. Yani ne Jaws bizi zamanında korkuttuğu gibi korkutur, ne de sixth sense'in sonu eskisi gibi etkiler. Ne bileyim, Potempkin Zırhlısının merdiven sahnesi iyidir hoştur eyvallah ama o çekimler 90 yıl sonra ister istemez amatör kalıyor. Buna rağmen eskilerden bazı filmler gerçekten de güzel tad veriyor, bu vesile ile 12 Angry Men i tekrar hatırlatmak isterim : http://www.imdb.com/title/tt0050083/
-
@@ResetButton : Connections çok iyidir de fazla eski değil mi @@ismailjr : Açıkçası Game of the Century'nin bir kaç analizini izlemiştim, seninkisi de gerçekten güzelmiş. Keza Game 6 de güzel. Ama nedendir bilmiyorum, muhtemelen benim satranç bilgisizliğimden, bu oyunların ikisi de bana "yüzyılın en iyi oyunu" gibi gelmiyor. Dediğim gibi analizdeki "şu hamleyi yapamaz çünkü çok bariz bir şekilde 6 hamlede mattır, bakın böyle böyle" kısmını göremiyorum, dahası yüzyılın oyunu o değildir aha budur diyeceğim bir alternatifim de yok, gene de nedense öylesine hayretler içinde kalmıyorum. (Elemanın 13 yaşında olmasını saymazsak )
-
City Island filmini izledim ve beğendim, Andy Garcia çok iyi oynamış. Garip bir tarzı var , Little Miss Sunshine benzeri bir havası var demek yanlış olmaz, o tarzı sevmeyen bunu da sevmeyecektir.