kHanTW

Süper Moderatör
  • Mesaj sayısı

    1.249
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    27

Everything posted by kHanTW

  1. Ben muhtemelen indüksiyon ya da elektrik olayına hiç girmeyeceğim. Bu tip şeylerde ürün ne kadar karmaşıklaşırsa o kadar tantana oluyor. Yeni taşınacağım evde doğalgaz olacak, tüp bitti derdi muhtemelen olmayacak. Arada sırada gazda problem çıkarsa diye ocağa fazladan 500-1000 lira vermektense yemek sipariş etmek daha karlı olabilir @ Gönül isterdi atom profesörü olalım ama aklımız yemeye içmeye çalışıyor, bu taraflara uğrarsan bir gastro turizm yapalım
  2. @ Benim de aldığım evde olsa mutlaka kullanırdım, onu biliyorum... Genelde aldığım cihazları akla gelir gelmez her özelliği ile kullanma huyum vardır zaten. Hatta alışsam bir sonraki evime de kesin yaptırırdım. Ama şimdi seçmesi de, taktırması da, maliyeti de gözümde büyüyor biraz. Bim torbası konusunda çok bir şikayetim yok, dahası evime gelecek kadınların da çöp öğütme makinasını kullanacağından şüpheli. Aldığım evye biraz cins bir şey ve full granit olduğundan dolayı çöp öğütme makinasının düğmesi gibi şeyleri de taktırması zor olacak, dahası gelecek olan servisin de kafası basmayabilir. (Mersin'de hizmet sektörü tırt genelde) Görünen o ki, hem yüksek bir talebim olmadığı, hem de amelasyonundan/maliyetinden çekindiğim için bu iş muhtemelen olmayacak. @@CandleGarden Anladığım kadarı ile o teknoloji bayağı değişmiş, merkezkaç sistemi ile dışarı alıp ondan sonra öğütmek gibi bir teknoloji var, parmağı kapmasını bırak elinle içine içine sokabiliyorsun.
  3. @@kronus Hakikaten benim baktıklarım indüksiyon değil elektrikli olabilir, çok emin değilim, özellikle odaklandığım nokta o olmadı hiç. Bu arada migrostan alınan dandik indüksiyonlu ocak da hoşuma gitti, güzelmiş aslında. 66 liraya bulunulsa alınıp bir köşeye (balkon falan) koyulabilir, nette 150 ve üzeri fiyatlarda gözüküyor, öyle olunca almadım.
  4. Açıkçası fırın ve ocak gibi şeylerde çok büyük bir teknoloji yok, kayseri markaları da gayet iş görüyor. Neticede (hadi indüksiyon neyse de) ocak denen şeyin yaptığı gaza kıvılcım vermekten çok ötesi değil, güvenlik gibi standartları alayı karşılıyor. Şu an oturduğum evde geçici kalacağımı varsaymış ve Simfer marka cam bir ocak satın almıştım. (Aşağıdaki gibi bir şey) Açıkçası bu kadar mutlu olacağımı , bu kadar problemsiz geleceğini hiç düşünmemiştim. (Fırını da benzer bir tasarıma sahip aynı markadan aldım, zaten Emine Bedel modeli sabah akşam fırında yemek pişirin bir adam değilim, gayet işimi gördü) Bundan sonraki evimde de hiç markaya bakmadan bu şekil bir şey almayı planlıyorum. İndüksiyonlu ocağı geçtiğimiz ay yurt dışında denedim ilk defa adam gibi, kaldığım mekanda kullanıyordum, açıkçası çok da zevk almadım. Gazla ilgili problem olur diye bir tanesi indüksiyonlu modellerden alabilirim ama, çok da emin değilim.
  5. Ben baktığımda havlu kalmıştı, alayım dursun dedim geçtim
  6. Pawn Sacrifice hakikaten ağızda güzel tad bırakan bir film. Ben zaten konuya ilgiliydim, bir çok belgesel ve alakalı film (Searching for Bobby Fischer gibi) izlemişken üzerine çok iyi geldi Satrançla alakası olmayan birisi için 6-7/10, ben 8/10 verdim...
  7. Ha bu arada Daniel Craig ve Simon Pegg gibi bir sürü adam oynamış, farketmiyoruz bile. (linkte spoiler var) : http://www.thedailybeast.com/articles/2015/12/19/how-to-spot-all-the-star-wars-the-force-awakens-cameos-from-daniel-craig-to-radiohead.html Ben Lost'taki bir elemanı falan farkettim, açıkçası dikkatimin dağılmasına falan da sebep olduydu.
  8. En sonunda filmi Pazar gece seansında izledim. İngiltere'den aldığım Star Wars tişörtümü de giymeyi unutmadım 1 - Akla gelebilecek her yerde spoiler var, facebook'ta star wars tan alakasız bir mesajda bile annesinin mesleği malum birisi "Bruce Willis aslında ölüymüş" ayarında, filmin ırzına geçen bir spoiler vermişti sürekli. İnsan böyle böyle kendi insanından soğuyor, mümkünse bu düşüncedeki şahıslar benimle aynı masaya oturmasınlar, aynı çatı altında kalmak zorunda kalmayalım, sevdiğim insanlara da yaklaşmasınlar. Hamamböcekleri için ne düşünüyorsam aşağı yukarı bunlar için de aynısını düşünüyorum. 2 - Filmi Mersin'de 3D olarak izledim, açıkçası 3D olunca biraz kayıp oluyor, eğer IMAX gibi bir şansınız yoksa 3D izlememenizi öneririm. Nasılsa en yüksek kalitede halini edinip arada sırada izleyeceğimiz için çok ta kasmamak makul aslında... 3- Film güzeldi ama 12/10 luk bir numarasını da görmedim, yanımda iki tane "daha önce hiç star wars izlememiş" kişi vardı, onlar filmi beğendi, demek ki biraz da beklenti ile alakalı bir durum. Spoiler'lara gelince;
  9. Ben niye kafamda Cuma yaptıysam bugünü, yarın uzuuuuun bir mesaimiz var...
  10. Ben bugün bir uğradım, bizim iş yerinin oradaki kenar mahalle BİM'i olduğu için hiç uğramamış bile... :/
  11. Ben cuma 21.30 ya da Cumartesi 24.00 seansı düşünüyorum. Zamanında LOTR'a salon kapattıydık, burda gidecek adam bulamıyorum, üzücü resmen...
  12. Bu arada düşündükçe yeni anılar canlanıyor. Kendime göre güzel bir kaset kolleksiyonum vardı, çekme olanlar bir yana, düşük bütçeme göre ciddi sayılabilecek sayıda orjinalim vardı. Çekme kasetlerde de albüm kapağının fotokopisi (son zamanlara doğru renkli fotokopisi/çıktısı) alınarak cetvelle katlama noktalarının üzerinden (rotring kalemin metal ucuyla) geçilir ve kapağın muadili yapılırdı. Aklıma gelen bir detay, 90'lık kaset alınarak iki adet 45'lik albümün sığdırılması (son zamanlarda ise 100 lük kasetlerle 45'liği geçen standart dışı iki albümü sığdırmak) gibi optimizasyon işleriydi, bunlara kafa yora yora mühendis olduk zaten. CD benim çocukluğumda da vardı aslında ama CD çalarlı cihazlar alınabilir rakamlarda değillerdi. Bir arkadaşım (hem biraz mali durumları iyi olduğu için, hem de anne baba ayrılığından şırmartıldığından dolayı) öyle bir sisteme (o sırada küçük bir masa büyüklüğünde oluyorlardı) sahipti, muhtemelen de ilk dinlediğim CD Manowar Kings Of Metal olmalı. (Sonra o çocuğun ilerde adam olmasını bekle ) CD'ler zamanla yaygınlaştı, Bulgar CD denen "orjinal görünümlü çakmalar" piyasayı doldurdu, onlardan almaya başladık. CD çekmek hala imkansız bir şeydi, zamanla bilmemkim ODTÜ'deki cd çaları kullanabiliyormuş gibi "uzak ihtimaller" başladı, sonra da ciddi paralara 2x 4x, her 3 CD'den birini yakan meretleri aldık, zamanla da CD devrine komple geçtik. E tabi CD devrine geçince benim kasetler tükaka oldu, bir süre 87 model şahinimde kullanıldı sonra da o "çok ciddi arşivim" kutulara dolduruldu, önce odada bir yerlere, sonra da balkona bir dolabın içerisine koyuldu. İşçiler çalışırken o dolabın kırılması, yağmurlu bir havada 3. kattan çamura dökülmeleri ile haketmedikleri bir sona uğradılar. İnsanın yıllarca emek verdiği arşivini yağmurlu bir havada çamurların içinde görmesi, canhıraş aşağıya inmesi, göz ucu ile görece kıymetli olanları kurtarmaya çalışması falan, bir film karesi gibi... Hatırlayınca gene üzüldüm bak, halbuki çoktan unutulmuş bir sevgiliydi...
  13. The Wave diyince şunu anlarım : http://www.imdb.com/title/tt1063669/ ve kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ederim.
  14. Leftovers'tan hiç bir şey anlamadım, bir türlü keyif vermedi, ilk bölümü bitiremeden bıraktım geçtim.. Jessica Jones "idare eder" kıvamındaydı, sezonun ikinci yarısına doğru görece ilgi ile izlemeye başladım. The Man in the High Castle a yeni başladım, ikinci bölümdeyim, çok da bir olayı yok gibi geldi. Benim mi zevk eşiğim değişti anlamıyorum ki
  15. @@ResetButton Hayri gerçekten de bizim çocukluğumuzda mabed gibi bir yerdi, annesinden izin alabilen, hocalardan kaçabilen ve saçını bi şekil taçla falan saklayarak uzatabilen arkadaşların, yani bizden havalı çocukların müdavimi olduğu mekandı. Hayri kaset çekerdi, kalite de hiç fena değildi, her şey bulunurdu ama fiyatı kalındı... Biz genelde Hayri'den çekenlerden çekerdik. Bir arkadaşın Megadeth'in yeni albümü çıktı diye aynı gün okulu kırıp da albümü almaya gittiğini, sonra hava atmak için okula geri geldiğini hatırlıyorum. Ha şimdi sıkı durun, Hayri aşağıdaki gibi bir yer olmuş . Bir tane de buna benzer, daha az bilinen Tunalı'da bir mekan vardı, acaba ne oldu ?
  16. @@Lightning McQueen : Evet, alttakiydi. Dolby Pro Logic diye bişiy vardı hesapta da neye yarardı bilinmez, muhtemel hakancez dayanamaz kısaca açıklar Aynı resimdeki gibi kullanıyordum, hoparlörleri dağıtmak benim için mümkün olmuyordu, duvarlara çivi çakamıyordum, kabloları halının altından bile geçirsem takılıyordu, pislik tutuyordu, annem çemkiriyordu (şimdi tavana kablo çektirtiyorum). Yeni ayılıyorum, hiç kasmayıp stereo bir şey de alsam dünyanın sonu olmazmış. DHW'den birine 3 kuruş paraya sattıydım bari birisi kullansın diye, mesaj atıp "abi bu kadar güzel bişiyi niye bu paraya sattın" dediydi. @@hakancez : Takdir ettim, herkesin bilebileceği bir şey olduğunu sanmıyorum. Benim için "manevi değerinden dolayı" çok kıymetli bir parçadır, ebay de zamanında baktığımda o FM tuner'ın mahvolmuşlarının bile ilgi uyandırdığını görmüştüm. Çok güzel bir "yapım kalitesi" (build quality böyle mi tercüme edilir) var, kesinlikle 35 yıllık bir cihaz demiyorsun, sanki dün alınmış gibi. (Cihaz ve Kasedi) Garip bir taşınma sürecindeyim, işin sonunda güzel bir depolama/sergileme alanı ayarlayıp uygun şekilde saklayacağımı umuyorum. O kaset şeklindeki mp3 modülleri ise bilakis geri dönüşmüş plastik kasadan yapılmış gibiydi, olabilecek en dandik kalitedeki kablosu anında kırılırdı, sesi sanki arabanın kasetçalarına "sürterek" verirdi ve bazen ittirmek/bastırmak gerekirdi, insanın fakirliğini yüzüne vururdu. (Konudan sapıyorum ama bir de FM transmitter denen bir lüzumsuzluk vardı, Türkiye'ye ilk getirenlerden biri olduğumu sanıyorum, Ankara'da gıdım FM bandı kalmadığı için kullanılamadığını farketmiş ve internetten satıp geçmiştim, anteni şöför mahalline yakın olan arabalar ya da Yozgat Sorgun gibi yerdekiler ancak kullanabilirdi sanırım ) Pentagram... İyidir... Ne yazık ki TRT'de görme şansım olmadı, Ankara'da sık sık konser veriyorlardı, sanırım ben biraz süt bebesiydim, hiç gidemedim onlara da.. Tears diye bir grubun albümü vardı bende, winds of dreamland mı neydi, ondaki bir şarkı çok hoşuma giderdi. Pentagram'ın şehit gitaristi (evet ilginç bilgidir) Ümit Yılbar adınaydı... Şimdi bir google'a bakan bilgiler o sırada kulaktan kulağa dolaşıyordu, şimdi bir download a bakan şarkıları çekebilmek için milletin evine gidiyorduk falan... Yaşlanmak kötüymüş ya lan, neyse...
  17. Valla çok ama çok keyifli bir yazı, gözlerim doldu Hızlıca aldığım notları yazayım - Daktilo mevzusu ilginçmiş, hiç aklıma gelmemişti. - Yıllarca Pentagram'ın Orjinal Trail Blazer albümünü aramıştım, bulunabilir edilebilir bir albüm değildi, herkeste çekimin çekimi vardı, bir gün Yüksel'de bir sokak satıcısında rastlayıp önemsemiyormuş gibi görünerek almıştım. Arşivin tamamını attım sattım kaybettim ama Trail Blazer hala bir köşede durur şimdiye kadar da canlı gördüğüm tek orjinal albüm kendi albümüm, sakın göstermeyini, büyü bozulmasın (Bilmeyenler için, Trail Blazer Türk Metal Müziği denen şeyin tepe noktasıdır, Pentagram'ın sonraki albümleri dahil yaklaşan bir şey olmamıştır : https://en.wikipedia.org/wiki/Trail_Blazer_(album) ) - Bize 24'lü 48'li satılan fakan bir halta yaramayan ingilizce öğretme kasetlerine hep çökesim ve üzerine müzik çekesim gelmiştir, ne yazık ki hiç o kadar cesur olamadım, geçtiğimiz yıllarda da kutusu içerisinde hiç kullanılmamış olarak attım gitti. (Type II idiler, hatırlıyorum, biz kıytırık rakslara çekerken onlar hep baş köşede durdular, işe yaramadılar) - Kafa temizleyiciler bende de vardı, bir çok arkadaşımda da olsa gerek ama TDK'nın saat pilli olan ürünü gerçekten çok nadir bir şeymiş, ilk defa görüyorum. - Kasetlere bant yapıştırarak çekim yapabilmek, derinlerde kalmış gitmiş bir anı... Hatırladım, gülümsedim. Standart dışı kasetler de öyle hoş bir anı, boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz misali delirtirdi, kimse de "ilk yüzün sonunda 8 dakika boşluk" istemediği için bahsedilen abukluklar olurdu. - Türk arabeskinin bir yansıması olan "aşık olunca aynı şarkıyı önlü arkalı defalarca çektirtip dinlemek" bence diğer milletlerde yoktur, not alınmalı - Ben olsam yazıda bit pazarlarından aldığımız karambol kasetleri de yazardım. Bilmediğimiz bir sürü kaseti yerdeki satıcılardan beşer onar alır eve koşa koşa giderdik, artık ne çıkarsa... Genelde yabancı kasetlerin üzerine müslüm gürses vs. çekilmiş olurdu, ama hazine tutturduğumuz da olmuştu. Hiç bir fikrim yokken, kim olduğunu duymamışken , "Alan Parsons'tan Tales Of Mystery and Imagination, Edgar Allen Poe" albümünü tutturmuştum. (Bence tarihin gelmiş geçmiş en iyi albümlerinden biridir : https://en.wikipedia.org/wiki/Tales_of_Mystery_and_Imagination_(Alan_Parsons_Project_album) ) - Arif Susam ? Hakkaten, Arif Susam be, galiba bir sebepten dolayı onun çaldığı tavernamsı yerden içeri girmişiliğim bile vardı. (Şu yaşta Arif Susam diyene Metin Milli derim, counter çıkarım ) - Bende 5 hoparlörlü , Sony RX-100 diye bir müzik seti vardı, zamanında ciddi para vermiştim. RX-90 modeli ile farkı fazladan 5. hoparlördü, dolby molby dediler ama parçaları öğrenci odasına dağıtamadığım için stereo'dan hallice hiç kullanamadım. (Link bulmaya çalıştım ama zamana gömülmüş, Sony bile üzerine aynı kod adı ile fotoğraf makinesi çıkarmış) Tabi ciddi para diyorum da, baktım da Nakamichi CR-7 ler hala 2500 dolardan başlıyor, benim verdiğim para 1000 mark /o sırada öyle para birimi vardı/ civarındaydı herhalde. Hediye eden amcaya ben de rahmet diliyorum, çok muhterem bir adammış, insan böyle şeyleri hiç unutmuyor, şu an bu ülkede biraz olsun kültür varsa bu tip insanların da sayesinde... - Bu arada @@hakancez, bakalım bu aşağıdaki resimdeki enteresanlığı (google kullanmadan) bilebilecek misin ? - Hatta (bunda bir soru yok ama) hazır cicileri ortaya çıkarmışım, bir de New Old Stock parça paylaşayım, bu kondüsyonda dünyada çok az olduğu kanaatindeyim PS: Tekrar @@hakancez : Sen DHW whatsapp grubunda yoksun değil mi, niye yoksun ?
  18. Bende garip bir Civilization müptelalığı oldu... (XBOX 360) Durup durup, günde iki kere oyunu bitiriyorum. Hani oyun kötü değil ama çok bir olayı da yok, gereksiz bir saplantı oldu. Bahara doğru bir taşınma işim var, onu halledince yeni nesil konsol alacağım (bu sefer PS4 gibi gözüküyor), herhalde o zaman kurtulurum.
  19. @@Chronos , Büyüklüğü ne ki ? Detayları tam gözümde canlandıramadım, laptop falan diyor ama 13" bir laptop girer mi çok sezemedim, tabletten fazlası sığmaz gibi gözüküyor. (bir de hangi rengini aldın?)
  20. Ya kozmetik geçmiyor gümrükten hesapta ya, o riske girmeyi hiç istemiyorum... Dahası Türkiye'de IMPA ticaret tıraş malzemelerini fena olmayan fiyatlarla satıyor, 2 günde de eline geçiyor. http://www.extrashaving.com/ Diğer ürünlere de bakıyorum 2 tane tırnak makası (tamam capon mapon kaliteli falan ama) kargo ile 40 dolara geliyor. https://www.massdrop.com/buy/seki-edge-2-piece-grooming-kit Yani çok ciddiyim, alınacak güzel bir şey görürseniz beni de mesajla falan dürtün, ben de gireyim, bi türlü mevzuya giremedim PS: Bu neymiş diye bakarken daha da enteresan bir tırnak makası gördüm, sanırım mevzunun rolls royce u bu : http://www.klhip.com/clipper
  21. Ben bir süredir üyeyim, uzunca bir süre baktım ama nedense hiç bir şey çok da ilgimi çekemedi... Bir defa olsun denemek istedim, parama da kıyacaktım ama benimle ilgili pek bir şey bulamadım. Yani atıyorum laptop kullandığım için o klavye bana bedava bile gelse ilgimi çekmiyor, dahası herhangi bir klayyeye 130$ + 20$ kargo vereceğimi de sanmıyorum. Uzunca bir süre takip ettikten sonra ucunu da bıraktım açıkçası. Sırf meraktan Buddha Board alsam mı acaba ? : https://www.massdrop.com/buy/buddha-board
  22. Arkadaşlar, bende 333/3000 var, hesabımın şifresini veremiyorum ama işine yarayan varsa ona bi şekil almaya çalışırız. (2 gün 9 saat kalmış gözüküyor, otomotiv de, elektronikte ve mücevherde geçerli değil) 33/100 de var ama onu kullanırım sanırım...
  23. Brandon Sanderson kimmiş ki, araştıralım bakalım Ben bu tip seri kitapları alamıyorum, hem masraflı oluyor, hem çok yer kaplıyor, hem de eğer ilkini beğenmezsen gereksiz bir şekilde yer kaplıyor ortalıkta.. Ursula K. Leguin'i çok sevmeme rağmen yerdeniz serisini beğenmedim mesela...
  24. Bana yeni nesil konsolu Fallout 4 , yeni Bioshock ve Red Dead Redemption üçlüsü aldırabilirdi... Görünüşe göre Fallout 4 için acele etmeye gerek yok, diğerlerinden biri muhteşem çıkarsa konsolu alırım, falllout 4 ü de bi ara ucuzladığında oynarım...
  25. Ya benim canım Apple TV almayı çok istiyor ama ne işe yarıyor çok anlamıyorum açıkçası Bir gün anlayıp alıcam...