Deathknight

Troll filmi güzel bir yapım olmuş. Biraz king kong godzillavari kafa yapısı denebiliyor ama mitolojik unsur seven birazda gizemle gelişen bir yapısı doğrultusunda fena sayılmazdı.

Arkadaşta benzer yorumları söylemişti geçen gün ilk 3 bölümde bayıldım falan demişti, sonra izlediğinde oha iyiymiş izlemen lazım falan dedi. Zaten Dark' ın yapımcılarından diye biliyorum, hoş daha onuda izlemedim ama sanırım bende bunu izlemek için hazırlık yaptım bugün yarın başlarım gibi.

2 gündür ara vermiş oldum ilk kez oynadıktan sonra, şu an için daha oynanabilir sürdürmelik isteği gelmedi ama bitiririm tabi ki. İlerde eminim biraz daha geliştikçe renklenecektir ama bir banellik söz konusu sanki. Kombatlar kombat değil, böyle bir durağanlık var gibi. Bana biraz Alan Wake kafasından izler anımsattı ama onun gibi değil; yarın bir açar devam ederim. Eski oyunlarda da biraz bu boktanlık olabiliyor sonradan, şimdi zamanına göre çok daha iyi konseptli oyunları oynadıktan sonra geç kalınmış bazı oyunlarda bu sığlık ortaya çıkabiliyor falan.

Control oynuna başladım, 2 saat falan oynadım diyeyim. Yani görselleri falan güzel bir oyun gibi ama öyle oturupta başına aman aman oynayayımlık bir oyun gibi gelmedi pek. Devam ederim bitiririm ama eksik birşeyler var gibi.

Kullanılmaması için ne gibi bir sebep olabilir hocam ? Muhtemelen devir web-watch devri diyebileceğinizi düşünüyorum ama blueray kapasitesinde online streaming yapabilen bir hizmet yok. Olay sadece çözünürlüğünde değilde herhangi bir sıkıştırılma ve kayba uğratılmadan video/audio anlamında maksiumum bit-stream akışı sağlanabilmesi bir yandan. Bunu çoğunlukla hebele izliyom işte, izleyip geç şeklinde bakıyoruz ama aynı ortamda 2 hizmeti yanyana koyup deneyimleseniz o farkın ne olduğu daha belirgin olmuş olur. Tabi tüm bunları sınarken buna uygun tv/monitor ve bilimum ses çözümleme donanımınada sahip olmak gerekiyor tabiki. Bu arada ben Greenland filmini izlememiştim, aslında epeydir izlenecekler listemde vardı ama isminden ötürü sanırım ve hiç merak edip teması konusu neymiş diyede bakmadığımdan hep bir ara izlerim diye ötelemeye müsait bıraktığım filmdi. Meğerse tam sevebileceğim türden kıyamet öncesi taslaklı bir filmmiş. Oldukça sevdim, sürükleyici şekilde ilerleyen bir film olmuş.

Bellek kullanımı aslında ultra ya da hd texture detail olan oyunlarda şişiyor birtek. Bilinçli bir kullanıcı kendine göre neyi nasıl ayarlayacağınıda iyi biliyor böyle bir durumda. Yani icabında nerdeyse ultra ile very high arasında gözle ayırt edemeyeceğin farkı ayarladıktan sonra %50 fps kazancı bu durumu ezip geçmeye yetiyor gibi gibi...

Gddr6x bi kenara dursunda nvidianın rtx3000 serisinde 3060 şu ana kadar çıkan seri kartlarında 12gb bellek kullanıp 3060ti ve 3070 kartlarında ki bunların hepsi gddr6 karttır ve 8gb bellek kullanılması kadar dangalakça birşey yok. He 8gb yetmiyor mu evet yetiyor ama 4k kullanım için sorun yaratacaktır; şu an için erken belki ama ileride bu seviye kartlarda illaki bellek zorluğu çıkacaktır ancak bu seviyede 3060 12gb bunu rahat üstlenirken giriş seviyesinden bi tık hallice anca 4k low-mediuma yeterli kalır. Bu konuda saçmalık burda boy gösteriyor.

JJ' nin kartı mining çıkması değil ama 3070ti için fiyat bencede yüksek. Şu an mining çıkması olsa dahi bu fiyata 3080ti satanını biliyorum. Üzgünüm ama piyasa böyle benim elimde 26 adet kart var şu an hepsi çerez parası

Prey bu senenin en başarılı filmlerindendi bence, ayrıca geçmişte ki ilk predator orijinal filmleri haricinde ki bazı saçma sapan 1 2 predator seri filminden bile iyiydi. Yine de zevkler renkler tabi.

Bu sene bende baktım baktım hiç alacak ve ihtiyacım olan birşey görmedim o yüzden pas geçtim. Hani yükseltsem en çok işlemciyi uplayabilirdim onuda zaten eco-45w modunda r5 3600 kullanıyorum hani onun bile kapasitesi kısık lüzum bulmadım bile.

Lanes olayına hakimim ama o kadar fazla çapta bir depolama kullanımı ihtiyacı olacağını düşünmemiştim. Prensip olarak öyle bakınca tamam mantıklı ve bunu 4k kayıt olayı için yapıyorsunuz anladığım kadarıyla. X370 ya da X470 bir anakartta sanırım benzer işinizi görürdü tabi pcie gen4 kulvarını düşünüp yükseltme yapmak isteyince x570 daha doğru tercih olmuş oluyor. Benim elimde Asus X370 prime vardı elden çıkarttım, Gigabyte Gaming k3 x370 vardı yine onuda elden çıkarttım. Şimdi elimde 2 adet daha X470 msi max var B450' de var ama x470 ' lerde benzer x8+x8 durumunu destekliyor; yine boardun üstünde 2. bir m2 yuvası pcie slotun birini kapatarak raid kullanımına fırsatta veriyor doğrusu bir ara 2x 512gb nvme ile deniyecektim ama benimde işime pcie ler lazım olduğu için sonra vazgeçmiştim. Zaten bu x470 lerden birisinide şimdi elden çıkartacağım. Ben zamanında mining board amaçlı düşünmüştüm. Şimdi mining çökünce 12x slotlu falan anakartlar çöp parası olunca zaten onlara terfi edip bu nextgen moboları çok daha ederinde elden çıkartıyorum bende yavaş yavaş Öte yandan 2. gpu olayı evet yukarda bahsettiğiniz şekilde de kullanım opsiyonu sunabiliyor. Misal ilk gpuyu normal kullanım için kullanıp 2. gpuyu destekli kullandığınız programlar var ise render alma vs şeklinde faydalanmakta mümkün. Hatta yukarıda yazdığım 1 tane x470 benim şahsi kullandığım pcmde şu aralar mining namına zaten pek birşey kalmadığı için kaslı kartlraımdan 2 tanesini sistemime aldım ve bu şekilde 1. kartla oyun oynarken diğeriyle arka planda 3d iş gücü gerekenlere atayarak kullanım yapıyorum gibi kombinasyonlar sağlanabiliyor.

@kaptanpedal Hocam affınıza sığınarak anakart için neden B550 falan tercih etmediniz ? Cpu' dan x8-x8 destekli anakarttan yakınmışsınızda sözünü geçirdiğiniz ekran kartları hem nvidia hemde dibin dibi kartlar. İleride üst seviye RX6800-6900 x2 cfx yaparım düşüncesi mi var o açıdan mı ?

Ben kendim almadım ama laptoptan kalma yedek diski için taşınabilir bi kutu istiyordum ama biraz fuzuli geldiği için almıyordum. Uzun zamandır uzay montaj kullandığım için zaten lazım olunca bağlayıp kullanırım mantığına salağa yatıyordum. Derken doğum günü geldiği için bizimkilerde eşşek kadar olmamıza rağmen devam eden bir adet niteliğinde gibi olunca ve normalde giymememe rağmen zilyon giyim zerzevat varken ya durun bi dakika almayın artık yazık günah diyip giyimden falan vazgeçirttim ama kuzen yok ya öle şey olur mu illaki birşeyler alıncak diye tutturunca bir kaç ıvır zıvır daha dahil bi sepet kitledim. Akabinde şöylede bir taşınabilir hdd kutusu sahibi olmuş oldum. Sigara kutusu şeklinde olması epey hoşuma gitti icabında içinde ki diski daha sonra ssd vs şeklinde de değiştirilebilir. Usb 3 üstünden max kaç hız çalışır bilmiyorum ama benim işimi görecek bir ürün oldu.

O mod enteresan ve ilginçmiş, değişik bir renk katıyordur tahminimce.

Warzonecular buraya doğru kaymışlar. Bizim arkadaşlar geçiş yaptı. Arkadaşın söylediği bazı yeni olaylar varmış galiba coop kafası yapılan ve yaparken gerçek playerın karşıya düşman olarak gelebildiğini falan söledi. Şimdilik pek merak edip yeltelenmedim. Belkide ben bu battle royal muhabbetini pek sevemedim. Warzone baya bi oynadık sayılır arkadaşlarla, taktiksel fps oyunu severim aslında ama bunda bi sıkkınlık bıkkınlık gelmişti bana, aynı şeyi daha önce pubgde de yaşamıştım. Random işler olması iyi hoş ama hep aynı dümen bi yere sallıyorlar oradan kurtulmak için sona kadar mücadele veriyorsun; birde hep bi play to win edasında işler var. Yani nasıl diyim ne kadar çok oynarsan oynadığın silahın eklentileri falan açılıyor atla deve farkı olmasada saatlerce oynayan adamın sana göre hep üstünlüğü olmuş oluyor senin silahın hedef tutturmak için karın sancısı çektirirken adam bakıyorsun bıızzztt üstünden sektirtmeden geçiyor falan Tamam hani denebilir ki oynadıkça tabi ki de daha güçlü olunmuyor mu diğer oyunlarda falan iyi güzelde bu oyun fps o bakımdan böyle farklılıklar olması bana saçma geliyor.

Star warsı seviyorsan sırf hikayesi için bile oynarsın hocam. Kesinlikle bi old school sw kafası var. Ayrıca yıllar sonra özlediğim prince of persia tadında oyun oynadığımı hissetmedim diyemem. Assassin's creedde bu olayı çok tek düze indirmişlerdi. Yani bazı yerlerde o kadar saliselik farklarda bile atlayamadığınız uzak kaldığınız yerde direk geberip gidebiliyorsunuz.

Oyunu oldukça geç oynadım ama bir kaç gündür oynayıp bitirme şerefini yaşamış oldum. Hikaye olarak gayet iyi, evrene ait 6 gezegene bağlı gezdiriyor bizi. Oyun eski bir yapım olsada görsellik kalitesi falan beni benden aldı. Epic grafiklerle oynayınca film modunda bir oyun sunumu yapıyor gerçekten. Oyun baştan sona aslında padawan kıvamında gidiyor, hep birşeyleri öğrenerek gelişiyor; obi-wanın dizisini izledikten sonrada aslında bunu oynarken bir jedi hayatını biraz daha detaylı anlatıyor bir nevi. BD-1 robot karakterineyse oyun boyunca acaip bir şekilde alışıyorsunuz ve ikisi arasındaki bağı çok iyi vurgulamış oyun, koskoca dünyalarda gezerken kendinizi yalnız hissettirtmemeside cabası. Oyun tam aksiyon demek doğru değil, zaten unsur itibariylede rpg öğeleride taşıyor ve kombat dinamiği aslında çok kolayda sayılmaz. Oyunun sonunda max skilleri açmış olsanız dahi çok basit bir şekilde ölebiliyorsunuz. Bazı boss fightlar epey bir cinnet geçirtçek kıvamdaydı. Jedi Master olarak oynadım 1-2 yerde cinnet gelmesin diye jedi knight zorluğa düşüp sonra tekrar master devam ettim. Bir yerden sonra gerçekten bayıyor çünkü; öyle bir kısır döngü var birde artık kontrolün dandikliğinden mi diyeyim nedir belkide oyun gamepad için daha rahat bir oynayışta sunuyordur onuda bilmiyorum şimdi. Klavye mouse ile oynadım ama kontrolcüden ziyade oyunun kendi kontrol dinamiği biraz hantal sanırım. Özellikle bloklama hikayesi bazen çalışmıyor seviyesindeydi(özel vuruşlardan bahsetmiyorum). Checkpoint sistemide bazen cezalandırma seviyesinde, onca şeyi yapıp belli bir yere gelemeden geberdiğiniz bazı büyük haritalarda hoooop aynı şeyleri tekrar yapmak zorunda kalıyorsunuz. Özetleyecek olursak, çok hoşuma gitti ve severek oynayıp bitirdim. Etrafı gezip, sağı solu koloçan etmek ayrı keyifliydi. Devam oyunu olarakta Star Wars Jedi: Survivor gelecekmiş heralde hoş bir bağlantı olur diye düşünüyorum.

Slumberland, aslında oldukça bir çocuk filmi ama aile ilişkilerinide ele almışlar bu vesileyle ailecek izlenilebilir kılınmış. Kurgusu oldukça hoş rüyalar üzerine kurulmuş bir senaryosu mevcut.

Direk ekledim battlefront 2 sonrası bu hediye şukella oldu. Şu an fallen order oynuyorum akabinde geçiş bile yapabilirim o derece gaz geldi 😁

Oyun geliştirici adamlarda kalmadı işin kötüsü artık, adam akıllı kafa yorulup oyun çıkartmak yerine zamanında tutulmuş oyunları nextgen cilalayıp tekrar öne sunuyolar. Bu işten şu an ekmek yiyenler artık aslında UE 5 vs gibi motor geliştiriciler oluyor. Ray trace falan iyi hoş güzel şeylerde şöyle dönüp bakıyorumda eskiye nazaran çıkan adam akıllı oyun kalmamış. Ama işin donanım kısmına bakıyorsun ray trace çıkalı 3. kuşak rtx kartlar geldi oyunsal olarak doyurucu birşey yok. RTX2 ve 3 serisi zaten kripto işinin karnını doyurdu bu dönemde oyunsuz geçti. Bakalım süreç nasıl devam edecek. Splinter cell güzel oyundu, hani anılarıma dönüp bakayım denebilecek oyunlar arasında zamanında güzel gelen şimdi eskimiş görselle oynamak istemiyorsun haliyle bu bakımdan remake değerlendirilebilir. Çıksın bakalım.

Ezeldendir PC' ciyim hocam konsol olarak bir dönem ps3 vardı onda da sadece ps exclusive oyunları oynamak içindi. Şimdilerde bir ara yine düşünsem sadece exc oyunları oynarım onun haricinde pcde olabilecek bir oyunu bana konsolda oynamak anlamlı gelmiyor. Oyun için doğrudur ama ben biraz sw fanatiğiyim dolayısıyla bunu çok uzun zamandır oynamamakla zaten büyük eksiklikti. Benim yaptığım açıkları kapatmak bir nevi, aslında birazda kendimce bi yöntem geliştirdim; bir oyunu 2 sene geriden falan oynarsan o süreçte dlc ek paket sürücü ve güncelleme fixleri gibi büyük bir yolda tamamlanmış oluyor. Şimdi yeni çıkmış bir oyuna bknz cyberpunk direk daldınmı sorunlarla yüzleşmek bi yana sevdiğin birşey oldumu ilerde dlc ya da ek paket çıktımı geri dönüp oynamak zahmetli oluyor. Bende biraz böyle focus hastalığı başladı, birşeye başladım mı aradan başka birşeyler olmadan çıkartıp özümlemem gerekiyor.

Listem geniş olduğu için bunlara yer vermek anlamsız geliyor. Daha boş diyarlarda koşacağım Assassin Creed Valhalla' lar vs beklediği için Yıllardır baya birikmiş geniş temalı oynum var aslında. Online dışı pek oynamadığım Diablo 3 - 2R Heartstone vs vs blizz oyunlarıyla ömür geçirilcek kadar fazla 1000lerce saati sayamayacağım şimdi araya şimdi böyle zamanına göre Horizon gibi aaa bu oyun oynanmaz mı hiç denebilcek güzel senaryolu oyunlarımızı bir işlemeye çalışıyorum. SW: Fallen order' ı oynamamışım mesela hanidir oynayacaktım. Şimdi sıraya onu koydum

Black Adam, sürüyle Marvel filmlerinden sonra bir beklenti kurmadan izledim ve özellikle aslında Thor: Love and Thunder filmi saçmalığından sonra bunu ondan kat ve kat daha fazla beğendiğimi söyleyebilirim. Başrolde Dwayne zaten tipleme ve karakter olarak sevdiğim bir aktör hoşuma gitti genel tüm hatlarıyla. Özel güçleri olan tipler tabi DC ve Marvel kıstasında genelde hep birbirine karşılık gelen kahramanlar şeklinde gibi bunda da Doctor Fate vs Doctor Strange gibi benzeşmeleri direk görüyoruz. İzleyecek olanların tabi ki de film ardından son sahneyi görmesi büyük tavsiye Bu ara geçmişten kalma arşivlerimide bi yandan eritme çabasındayım. Black Adam arkasından Ian Mckellen dayının başrolleri paylaştığı The Good Liar filmini izledim. Kendi dalında elbette daha iyi örneklem filmler olur ama acaip hoşuma gitti bu film. Filmin Türkçe karşılığı Sahtekar olarak çevrilmiş ve gerçektente tema itibariyle zaten o tipte bir karakteri işliyor. Ve sonunda beklenmicek şekilde bitimine gidiyor. Çok iyi işlenmiş rafine olmuş bir senaryo olmuş.

Komple bitirdim Dlc tabi ki ana oyuna göre daha zorlayıcı derecedeydi ama orada ki özel zırhtı silahtı kuşandıktan sonra god mod gibi takılmaya başlıyorsun zaten. Oyunu oynamanında bi yerden sonra tadı kalmıyor, achievement toplarım vs çabası varsa başka tabi ama bu tip oyunlarda 1000 lerce kopya tekrar olayları boy gösterdiği için bana artık zaman kaybı geliyor.

Epeydir envanterimde oynanmayı bekleyen oyunlardandı. Bir başlayayım bakayım dedim ve bir kaç gün arayla seri şekilde oynamalarla bugün tamamladım oyunu. Aslında bitirdiğimde yan görevler falan daha oldukça ıvır zıvır vardı ama open world temalı oyunlarda artık bunları yapmaktan bir noktadan sonra sıkıntı geliyor. Oyun genel olarak fena değil, ana senaryo kendini sürükletecek şekilde devam ettiriyor. Kurgusu, yaratılan ortam ve sunduğu atmosferi değişik olmuş gerçekten. İlkel silahlarla robot mu patlatılır deneyimine aslında güzel bir referans olmuş oyun; halatlarla robotu sabitleyip etrafına tuzak bombalar vs derken birde hassas noktaların zayıflığına göre belli bir uğraş sonucu devirmek falan oldukça eğlenceli geldi. Baktım 2. oyunuda ps4 5 için çıkmış heralde, pcde olsa hemen aldığım gazla devam edeyim derdim ama şimdilik pcye gelmesini bekleyeceğiz anlaşılan. Neyse envanterimde dopdolu oyun mevcutken aradan seri şeklinde olabildiğince birşeyler çıkartarak devam. Horizon zero dawn' ı epey merak ediyordum, oynadığıma değdi.