srk

Üye
  • Mesaj sayısı

    184
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    2

Mesajlar posted by srk


  1. İşim gereği sürekli mobil olduğum için ben igo primo kullanıyordum. Gayette memnundum, ancak güncelleştirme yapmayınca mecburen arayışa geçtim. Bi kaç kez yandex kullandım ama hiç memnun kalmadım. Rotaları önermeleri çok vasat ayrıca çok ara yollara sokuyordu. Belki şu an düzelmiştir ama ben Google maps kullanıyorum ve bundan da memnunum. Aradığım birçok yeri bulabiliyor. Rota önerileri de igo gibi değil ama kötü de değil, idare eder. 


  2. Şu an boyasız göçük tamiri yapan yerler yoğunluktan ve gelen telefonlardan iş yapamaz hale geldiler. Normal kaportacıda göçük tamiri yapmaya başladı ama boyasız tamir bambaşka bir konu olduğundan mutlaka adı sanı bilinen bir yerde yapılması gerekir. Mini tamir özel aletler ve yine özel eğitimli personel tarafından yapılıyor. 

     

    Mini onarımın en ünlü yeri autoking durumdan istifade fiyatlarını yükseltmiş durumda, tüm sigorta şirketleri de autokingle olan anlaşmalarını iptal etmeye başladılar. 

    Bende autoking de yaptırmayı planlıyordum ama bu durumdan sonra RS servisi kullanıcam sanırım, bugün aracı bir götürecem bakalım ne zamana gün verecekler. 


  3. istanbuldaki doludan dolayı zarar gören arkadaşlar eminimki vardır ( biri de ben :) ) onarım için kim nasıl bir yol izliyor burada paylaşalım istedim. 

     

    Benim bmw 320 de tavan, ön kaput ve bagaj kapağında 8-10 arası göçük var. Camlar kırılmadı. Ben kasko kapsamında autoking de yaptırmayı düşünüyorum. Boyasız göçükleri düzeltebilirler sanırım. Ama şu an çok yoğun olacağını tahmin ediyorum, 1-2 ay sonra gideceğim. 

     

    Benim bacanağın aracında (reno-megane) ön cam ve muhtelif yerlerlerde 100 tane göçük var, özel servis 5.000 tl fiyat vermiş. Maalesef kaskosu da yok. 

     

     


  4. Bu sıfır araç fiyatlarına akıl sır erdiremiyorum, geçen gün bir tanıdığım highline golfün sıfırının bayide 125 bin tl olduğunu söylüyordu. 

    Golf için bu rakam çok yüksek değil mi ? bu rakamlara 2014 model, km düşük, benzinli bmw 320 alınabiliyor. 

     

    nasıl iş anlayamıyorum.. 


  5. Bu olayla alakası varmı bilmiyorum ama ben igo navigasyonu para ödeyerek ( 2013 yılında o zaman 50 tl gibi birşeydi) ömür boyu destek verdiklerini söyleyerek appstore üzerinden indirip, ios telefonum üzerinde gayet başarılı bir şekilde kullanıyordum. Herkesede tavsiye ediyordum. 

    Ancak yeni köprü ve yolların yapılmasından sonra hiç güncelleme gelmemişti, bende appstore baktığımda yeni bir igo çıktığını, eskisine destek vermediklerini gördüm. Sonrasında yeni igo uygulamasına yanlış hatırlamıyorsam 6-7 ay önce 70 tl gibi bir para ödeyerek yeniden kullanmaya başladım. 

    Uygulama birşekilde telefondan silindi ve yeniden yüklemem gerektiğinde tekrar satınalmam gerektiğini gördüm.  Verdiğim para da gitti.

     

    Şu an uygulamanın yorumlarına baktığımda herkes aynı dertten muzdarip, çok küfür ettim NNG ye.. 

     

    Sonuç; şu an google haritaların navigasyonunu ile yandexi kullanıyorum. NNG ye hala küfür ediyorum. 


  6. Ben yıllardır kullandığım arabalara plakalık takmıyorum; slikonla yapıştırıyorum. Plakalık bence bir araca yakışmıyor. 

     

    Filo kiralık olan şirket aracında da çıkarmak istemiştim. Ancak kiralama şirketiyle yaptığımız sözleşme gereği çıkarmanın cezası varmış, o yüzden araç sorumlusu izin vermiyor. :) 

    infestor beğendi

  7. 8 hours ago, furunotr said:

    Mesleğin içinde olmadığım için bildiklerinizi benim de bilmem olanaksız; ben kendi açımdan yorum getireyim; yıllardır kazam ya da herhangibir sorunum yok; ve fiyat serbestliği getirildiğindenberi 125 cc.scooter ile 1300 cc. otomobilime nerede ise aynı primi ödüyorum; hatta scooter'e daha fazla ödüyorum; ben bu fiyatları mantıklı bulmuyordum; bu sene de geçtiğimiz 2 ay içinde 2 aracın da sigortasını yaptırmış olduğum için bu indirimlerden yararlanamıyorum; seneye ne olur o da belli değil...

     

    Sigorta şirketlerinin asıl problemi trafik sigortalarındaki bedeni hasarlardı.( yani trafik kazası sonucundaki ölüm, sakatlık durumunda ödenen yüksek tutarlı hasarlar ve manevi tazminatlar)

     

    Daha net anlayabilmeniz için bir örnek vereyim;

    Diyelim bir kişi hatalı sollama yaptı ve kaza sonucunda vefat etti. Tüm kusurda vefat eden sürücüdeydi. Trafik sigortası genel şartları derki kusurlu olan sürücü için sigorta şirketi herhangi bir ödeme yapmaz. Ancak hukuk diyor ki bu ölen adam kusurluydu ama bu sürücünün geride çocuğu, eşi yani bakmakla yükümlü olan kişiler vardı. Trafik sigortasıda 3. şahıslara karşı bir sorumluluk sigortası olduğu için, burada eş, çocuk 3. şahıstır, dolayısı ile geride kalanlara tazminat ödenmeli...

    Yargıtaydan çıkan binlerce böyle emsal karar olması sebebiyle 2014 - 2015 yılından itibaren 10 yıl geriye dönük olarak tüm avukatlık büroları, hastahanelerden trafik kazası sonucu ölen kişilerin ölüm listelerini aldılar ve ailelerinden vekalet alarak sigorta şirketlerine tazminat davaları açmaya başladılar. (Avukatlar için yeni bir sektör oluştu, şirketlerden aldıkları tazminatın %10-15-20-30 hatta yarısını avukatlar almaya başladılar, sadece bu işle uğraşan avukatlar var, kısa bir araştırma ile internette bulabilirsiniz.) 

     

    Bunun sonucunda önceki yıllarda uygun fiyatlarla trafik sigortası yapan şirketler duruma hazırlıksız yakalandı ve geçmişe yönelik 10 yıllarından sorumlu oldukları için ciddi tazminatlar ödemeye başladılar. Bunun sonucunda da benim de çalıştığım şirket dahil olmak üzere birçok şirket trafik sigortası yapmak istemedi ve kendini kurtaran primlerlerle satmaya çalıştılar. Bildiğiniz üzere sigorta bir havuz olduğu için bir taraftan boşalırken, diğer taraftan hızlıca da doldurmak gerekiyor. Doğal olarak primler tüketiciye ağır gelmeye başladı. Maalesef devlet bu noktada bazı hukuksal reformlar yaptı ama daha sonuçları yeni yeni ortaya çıkarken bir anda bu sabit tarifeyi getirerek işleri daha da çıkmaza soktu. 

     

    Sizin durumunuza baktığımızda, küçük hacimli motorsiklet kullanan birinin ölüm riskinin daha yüksek olması, yukarıda saydığım bedeni hasar riskinden ötürü şirketler primini yüksek alıyor. Çünkü düşük hacimli motorlar hemen hergün trafikte kullanılıyor ve buda riski arttırıyor. 

    Ancak motorunuz 600 cc ve üzeri hobi motoru olsaydı (racing motorlar hariç), emin olun çok daha uygun prim veren yerler bulabilecektiniz. Çünkü istatistikler; hobi motorlarının genelde hafta sonu kullanılan, yağışlı havalarda hiç kullanılmayan, 35 yaş üzeri kişiler tarafından kullanılan araçlar olduğunu gösteriyor. Dolayısı ile 125 cc motorlara göre kaza riski daha düşük. 

     

     

    JardeL beğendi

  8. 2 hours ago, Coppermine said:

    Arkadaşlar selam,

     

    trafik branşında olmasada sigorta şirketinde çalıştığım için konuyu kısaca size özetleyeyim. Sigorta şirketlerinin düşündüğünüz ölçüde "düdükledikleri" filan yoktu. Olay nasıl başladı derseniz; Devlet bundan birkaç yıl önce trafik sigortasında serbest tarifeye geçti, yani isteyen istediği primi versin dedi. Ben çalıştığım firmamın adını vermek istemiyorum reklam olmasın diye ama bizim şirketin trafik primleri serbest tarife sonrasında çok düşük bir primde olmadı hiçbir zaman. Çok ciddi aktüeryal hesaplamalar ile olması gereken prim neyse biz onu dedik bu da pazar payımızı fazla yüksek tutamadı hatta pazar payımızı kaybettik. Ancak bu dönemde diğer bazı şirketler ciddi bir fiyat rekabetine girdiler ve primi hesaplanamaz ölçüde düşürdüler. Bu durumun altında da mantıklı aktüeryal bir hesaplama olmadığından da birkaç sene içerisinde büyük zararlar yazmaya başladılar. O noktada bu rekabete giren başta büyük sigorta şirketleri akabinde de onların takipçisi olarak diğer ufak şirketler bu zararı biran önce çıkartabilmek için çok ciddi prim artışına gittiler. İşte sizin gördüğünüz bu ciddi prim artışları bu dönemlere tekabül ediyor. Bu şirketler vakıf kuruluşu değiller tabiiki hepsi birer ticari işletme ve kar odaklı çalışıyorlar. Şu noktada devlet bir üst limit getirerek sigortacının karını kısmadı, ciddi şekilde zarar etmesine yol açtı. Çoğunuz birer ticari işletmede çalışıyorsunuz, örneğin bir lokantanız var diyelim; kuru fasulyeyi 5 liraya mal ediyorsunuz ve 6 liraya satıyorsunuz. Sonra Devlet gelip diyor ki "kuru fasulyeyi isteyen istediği fiyata satabilir" ve akabinde aynı mahalledeki diğer kuru fasulyeciler de rekabete tutuştular ve kasesini 1 liraya kadar düşürdüler. Sonra içlerinden en büyüğü zarar edince "yeter artık yoksa batacağım" diyip kase fiyatını 9 lira yaptı. Bunu gören diğer ufaklar da "o 9 lira yaptıysa bizde arttıralım" dediler. Bu arada siz hala 6 liradan satmaktasınız ve birden en yüksekken neredeyse en düşük fiyata satan şirketlerden birisi oldunuz artık ancak sonuçlarınız tabiiki iyi. Sonra bir bakıyorsunuz devlet gelip diyor "bu kuru fasulyeyi 4 liraya satacaksın ve isteyen herkese de satış yapmak zorundasın." Şu durumda ne düşünürsünüz?

     

    Açıkcası bu durum bazı ufak sigorta şirketlerinin batmasına sebebiyet verebileceği gibi büyük olanların da yatırım yapmamalarını sağlayacaktır. Önümüzdeki dönemde işten çıkarmalar başlayacağını düşünüyorum.

     

     

    Bende sigorta şirketinde çalıştığım için yazdıklarınıza harfiyen katılıyorum. 

     

    Kısacası olay sadece gördüğünüz gibi değil, ek olarak devlet referandum öncesinde birçok sektörde vergi indirimleri sağladı ancak sigorta sektöründe halen %12 civarı vergi almaya devam ediyor ve şirketlere fiyat indirimi için baskı yapıp sabit tarifeye "zorla" geçirirken, kendi vergi oranından indirim yapmıyor. 

     

    Ayrıca şunu da belirtmek isterim; ülkede satışı olan hangi ürünün fiyatı devlet eliyle sabit ki serbest pazarda trafik fiyatı da sabit olsun ? şirketler fiyatları belirlerken ciddi bir aktüeryal hesap yapıyorlar ancak devlet bir anda tüm bu çalışmaları hiçe sayıyor. 

    Coppermine beğendi

  9. bugün itibariyle trafik sigortalarında devletin müdahalesi ile ciddi bir iyileşme oldu. Ancak daha öncede dediğim gibi seçime yapılmış bir hamle olduğu için süreklilik göstermeyecektir diye tahmin ediyorum. 

    Henüz trafik sigortasının yaptırmayanlar varsa bugün acentelerinden yeni fiyatlarını öğrenebilirler. Daha önce yaptıranlara maalesef herhangi bir iade vs olmayacak. 


  10. Pazar günü kaldırımın yüksekliğini tam hesaplayamadım, aracım Mercedes C200D - AMG.

     

    Altta 2 cm farkla düşük hızla çarptım ama kırık oluştu, tüm tampon değişecek.

     

    Dün aracı Has Otomotiv'e bırakıp, şirkete geçtim. Yaklaşık bir saat sonra da kiralama firmasından BMW 320d geldi. 

     

    Bu aracı da 200 km kullanmış bulunuyorum. Benim araç göreceli olarak dolu, BMW sanırım biraz boş bir model. 

     

    Benim araç, AMG olması sebebiyle incecik yanaklı lastiklere sahip.

     

    Buna rağmen konfor daha iyi. 

     

    BMW Kesinlikle hızlanma ve şanzıman konusunda 2 adım önde, vites geçişleri fena. Ama yüksek hız stabilitesine gelince olay, benim araçla alakası bile yok. 

     

    Yol gürültüsü benim araç çok daha iyi. 

     

    Motor gürültüsü benim araç çok daha iyi. 

     

    Rüzgar gürültüsü - açık öre benim araç önde. 

     

    Bagaj ve diz mesafelerinde tam ölçmedim ama 320 önde. 

     

    İç malzeme kalitesinde inanılmaz fark var. Tamam, boş model göreceli olarak ama yine de bu kadar kötü olmaması lazım. Bu aracın donanım seviyesini bilmiyorum, deri koltuk, geri görüş kamerası falan var. 

     

    Tüketim olarak da benzer kullanımda benim araçtan 1 lt az yakıyor.

     

    Yalnız, şöyle bir fark var.

     

    Benim araçta Eco, Comfort, Sport ve Sport + var. 

     

    Eco modda her şey eco, gaz tepkileri yavaş vs. Comfort günlük kullanımda bence en uygun, sport biraz agresif, sport + ise araçta baya fark oluşuyor (136 hp ile ne fark oluşacaksa :D Ama işte karakteri değişiyor)

     

    BMW'De de eco, comfort ve Sport var. Yalnız bunun ecosu bir garip, sanki hız limitörü varmış gibi çalışıyor. Garip geldi. Benim araçta eco var ama hani insaflı :)

     

    Neyse, 320 (benzinli veya dizel) almadığıma sevindim. Seven mutlaka olacaktır, gaza basınca cidden yapıştırıyor :)

     

     

    Bende de 2013 320 ied 170 hp sportline paket var. 

    Eco mod ve ses yalıtımı konusunda katılıyorum. Uzun süreli mercedes kullanmadım ama bende daha iyi bir yalıtım beklerdim. Yanlız paket boş olduğu için yalıtımın az olduğunu düşünmüyorum. Arkadaşımın aynı kasa m paketli olanını kullandım jantların büyüklüğünden sebep ses daha fazla içerideydi sanki, benden daha sakin kullanmasına rağmen aracın birçok yerinden ses geliyordu. 

     

    Arkadaşım m paketli olan aracını satıp yeni c180 coupe amg aldı, bmw mi mercedes mi dediğimde biri güzel kadın, diğer güzel sevişiyor gibi bir yorum yaptı. :) 

     

    Motorun verimliliği konusuna katılıyorum, muazzam bir ivmelenme ve vites performansı var, 320d 320 nm torkuyla daha da iyidir heralde. 

     

    iç malzeme ise dolu pakettede boş pakettede aynı, sadece içerideki renkler vs değişiyor. 


  11. 150 bin tl teminat da yeterli gelir bence, tam hasar halinde aracın hurda bedeli vs düşerek hesaplanıyor, Lüks aracın hurda bedeli de yüksek çıkacağı için size kalan rakam trafik ile birlikte 180.000 tl oluyor. O yüzden yeterli olur ama yinede 1 milyonluk araçların arkalarına çok yaklaşmamakta fayda var tabi :) 

     

    @@JardeL teklif sorgu sisteminde anlık sorun olabilir farklı zamanlarda denerseniz fiyat verecektir. 


  12. Geçen yıl 125'lik scooter kullandığım otomobilden daha pahalıya sigorta edilmişti; bu yıl ise nerede ise otomobil ile aynı fiyat; son 2 yıl yıllık vergi için ise otomobile daha az ödüyorum; ne mantık ama; bu hesaplar neye göre yapılıyor acaba???

     

    Poliçe prim hesabı, şirketlerin ödedikleri hasar durumuna, hasar frekanslarına ve sektörde nasıl konum almak istediklerine bağlı olarak değişiyor. Ülkemizde hukuk sisteminin altyapısının sağlam olmaması sebebiyle sigorta şirketleri geriye dönük 10 yılındaki hasarlarından da sorumlu oluyorlar. Buna göre karşılık ayırma dediğimiz finansman ayrımı yapıyorlar, buda doğal olarak fiyatlara yansıyor. 

     

    Hep söylüyorum, bu fiyatlardaki sorun şirketlerde değil devlette. Devlet hukuk altyapısını düzeltmediği, poliçelerden aldığı kesintileri düşürmediği sürece bu fiyatlar bu şekilde devam edecek. Devlet elindeki güçle şirketlere tek fiyat uygulamasına gitmeye zorluyor ama bu sürekli olamaz, çünkü bu şekilde kimse para kazanamaz. Buda %70 i yabancı yatırımcı olan sigorta sektöründe yatırımcıyı kaçırmaktan başka bir işe yaramayacak. Devletin bu riski alacağını sanmıyorum. Tek fiyat uygulaması sürekli olmayacaktır diye tahmin ediyorum.