Najaz

CHW
  • Mesaj sayısı

    5.664
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    540

Everything posted by Najaz

  1. AMD GPU kullanıp da en son çıkan 15.5 Beta sürücüleri deneyen oldu mu? Witcher 3'te ve Project CARS'da performans artışından söz ediliyor...
  2. DVB-C'in de iki çeşidi vardı hatırladığım kadarıyla. Tabii güncel TV'lerde böyle bir durum söz konusu değildir, ama bundan birkaç yıl önce, kablo TV üzerinden HD yayınları izleyebilmek için DVB-C tuner'ın MPEG4 destekli olması gerekiyordu. Bazı TV'lerdeki tuner'lar MPEG2 destekli olduğu için, HD yayınları gösteremiyordu...
  3. Ilk sonuclar: 1 saatlik Unigine Heaven testi, sifir ses, 60 derece Bu kadarini beklemiyordum dogrusu...
  4. Seti kurdum arkadaşlar Tüm aşamalar sorunsuz bir şekilde tamamlandı. Sistemi devirdaime bıraktım; 1 saat kadar bu şekilde çalışması gerekiyormuş. Sızdırmazlık testi gibi bir şey. Yalnız bir salaklık edip, Feser katkı sıvısını hemen saf suya karıştırdım. Keşke önce sızdırmazlık testinin bitmesini bekleseydim. Neyse, umarım herhangi bir sorun çıkmaz. Zaten ilk 10 dakikada herhangi bir sızıntı da gözlemlemedim... Pompa sıfır sesle çalışıyor. Bakalım soğutma performansı nasıl olacak; hızaşırtmalı R9 290'la başedebilecek mi Reserator? Aşama aşama epey fotoğraf da çektim; düzenleyip buraya koyacağım onları da.
  5. Hocam Tivibu'nun da set-top-box cihazi var; HDMI ile TV'ye bağlıyorsunuz. Aslında bu TV de alınabilir, artık karasal antenlerle, dahili tuner'larla TV yayını izleyen pek kalmadı zaten.
  6. Pleksi'yi kestirdim hocam; vicdansız tabelacı 10 TL'mi aldı CNC tezgahında kestiği için güzel oldu ama... Bir de bugün bir deterjan firmasının önünden geçerken saf su var mı diye sordum. Var dediler, fiyatını duyunca ilk aldığım yerin beni nasıl üttüğünü anlamış bulundum Oto aksesuarcıdan 1 litrelik ambalajı 3 TL'ye almıştım; burada 4 litrelik bidonu 3 TL imiş. Neyse hemen kaptım bir tane, ne olur ne olmaz diye, yedekte bulunsun... Artık her şey tamam; operasyon yarın başlıyor
  7. Pentium 3 550E'yi de (Coppermine çekirdekli) unutmayalım Tolga abi Sadece FSB'yi 100'den 133'e çıkarıp voltaj bile arttırmadan 733 MHz'de kullanıyorduk işlemciyi; ki o dönemde 550 ile 733 MHz modelleri arasında 600 USD'ye yakın fiyat farkı vardı.
  8. Hocam o TV'de dahili tuner yokmuş yalnız. Digiturk, D-Smart veya uydu falan bağlayıp izlemen lazım HDMI'dan.
  9. Kullandığım kasanın yapısından ve elimdeki hortumun kısalığından dolayı, hortumları kasaya sokmak için kasanın yan kapağındaki plexiglass pencerede delik açmaya karar verdim. Plexiglass'a zarar vermeden, hortumun geçebileceği çapta yanyana iki deliği nasıl açarız? Zvana hocam, bir de şunu sormak istiyorum. Rakorları bloğa bağlarken, bu Teflon bant dedikleri şeyden sarıyor musun rakor uçlarına? Yoksa hiç gerek yok mudur? Başka bir soru: Sisteme sıvı doldurmadan önce, rezervuarın içini özel bir maddeyle temizlememe gerek var mı?
  10. BF4 oynayan kaldı mı ya?
  11. Hocam düşünülebilir aslında, ama hortumları dışarıya çıkarmak için bir çözüm bulmak lazım Şöyle büro tipi bir buzdolabı koyabilirim aslında çalışma odasına...
  12. Bugün flowmeter ile Feser sıvı da elime ulaşacak. Reserator'un beraberinde gelen sıkmatik rakorlardan 4 tanesi de EK blokla uyumlu çıktı Kırık olan Reserator'un kendi flowmeter'inden söktüğüm sıkmatik rakorlar daha bir estetik görünüyor, onları kullanacağım. Hortum uzunluklarını da ayarlayabilirsem şimdilik başka bir eksiğim kalmadı gibi gözüküyor. Pazar günü sistemi kuruyorum; bakalım başımıza neler gelecek
  13. Sorunu çözdüm hocam Açma-kapama anahtarında sıkıntı varmış. Dur bakayım şunun içini açayım dedim, bir de baktım kablonun bir ucu boşta. Düzeltince sıkıntı kalmadı, pompa çalışıyor Hay bin pompa!!!
  14. Dün akşam saf su ile sistemi doldurup test edeyim dedim. Setin içinden çıkan CPU bloğuna bağlantı yaparak, kırık olan flowmetre'yi de bir şekilde yapıştırarak sistemi çalıştırdım ama pompadan çıt çıkmadı Çalışıyor mu çalışmıyor mu belli değil, yani çalışıyorsa bile bu kadar sessiz çalışan bir pompa olamaz değil mi? İlla ki bir devirdaim sesi çıkması lazım. Flowmetre'de de bir hareket yoktu, ama ona pek güvenmiyorum. Şimdi benim pompam bozuk mu? Yeni bir flowmetre sipariş etmiştim, büyük ihtimalle yarın elimde olacak bir de onunla deneyeceğim bakalım. Seti aldığım arkadaşla konuştum, kendisindeyken böyle bir sorun olmadığını, en son çalışan sistemi söküp kutusuna koyup bir kenara kaldırdığını söyledi. Pompanın kendi kendine bozulamayacağını, ancak susuz çalıştırılırsa bozulacağını ve kendisinin de böyle bir şey yapmadığını belirtti. Ben de ilk çalıştırmayı su dolu iken yaptım, susuz çalıştırma hiç olmadı yani. Arkadaş pompanın hava yapmış olabileceğinden bahsetti, böyle bir şey mümkün mü? Zvana hocam, eğer hava yapmışsa bunu nasıl giderebiliriz? Eğer pompanın çalışmadığı kesinleşirse pompayı söküp ona göndermemi istedi arkadaş, elektronik mühendisiymiş ve pompayı tamir edebilirmiş. Böyle bir çözüm sağlıklı olur mu, yoksa en iyisi harici bir pompa mı almak?
  15. Hocam bence NUC alın, kenarda sessizce dursun çalışsın
  16. Setin kendi hortumları şeffaf değil hocam, mavi renkte. Senin bahsettiğin DH'deki flowmeter'ı buldum, arkadaşla anlaştım 20 TL'ye alacağım. Flowmeter'ın bir faydası da şu olacak, setin hortumları biraz gelişigüzel ölçülerde kesilmiş, iki hortumu birleştirmeme yarayacak ve beni ilave hortum alma derdinden kurtaracak (umarım). Valla bu iş çok masraflıymış ya Sistemin kendisiydi, bloktu, flowmeter'di, korozyon önleme sıvısıydı derken epey bir masrafa soktu beni (ama kendim kaşındım), bir de bütün bu parçalar ayrı ayrı yerlerden geldiği için bir sürü de kargo parası ödedim/ödeyeceğim. Umarım elde edeceğim sonuç buna değer. Seti aldığım arkadaş hediye olarak 120 mm'lik bir de radyatör yollamış bana Bari bu radyatörü ve setteki CPU ve VGA bloğu satayım da en azından kargo paraları çıksın. Hoş bu dönemde o bloklar kimin işine yarar bilmiyorum. Eğer bütün parçalar bu haftasonuna kadar elime ulaşırsa, bu Pazar sistemi ayağa kaldırmayı düşünüyorum. Montaj aşamasını adım adım fotoğraflayıp buraya koyacağım. Zvana hocam sana da yeniden çok teşekkür ederim, üşenmeden vakit ayırıp her soruma ayrıntılı cevap veriyorsun İnsanın yabancısı olduğu bir konuda akıl danışabileceği birilerinin olması çok güzel.
  17. Reserator geldi; dev gibi bir kutusu varmış Sistemi henüz ayağa kaldırmadığım için çalışıp çalışmadığını deneyemedim. Kutunun içinden farklı hortum tiplerine uyacak bir sürü sıkmatik rakor çıktı, O konuda sorun yaşamayacağım sanırım. Yalnız şu su akışını gösteren aparat, flowmeter, kırıkmış Bir yerlerden flowmeter bulmam gerekiyor. Zvana hocam, flowmeter olmadan seti kurarsam çok mu riskli olur? VGA bloğu yarın elimde olacak, korozyon önleyici sıvı da haftasonu gelecek galiba. Bir de akü suyu aldım mı eksik bir şey kalmıyor. Umarım Reserator'un pompası çalışıyordur, yoksa bir de pompa masrafı çıkacak başımıza Bu pompaların çalışıp çalışmadığını nasıl deneriz?
  18. Onur hocam vallahi Reserator'u bulabileceğimi hiç düşünmüyordum, seneler önce DH 2. el forumlarında satışı yapılan bir ürünü alan arkadaşa mesaj attım satmayı düşünür müsünüz diye. Tesadüf bu ya, arkadaş da masaüstü sistemi dağıtmış, Reserator kuzu gibi yatıyormuş bir kenarda 250 TL'den satmayı kabul etti. İşlemci için hazır su soğutma kiti alınca (Silverstone Tundra TD02 almıştım), kasa içinde gürültü üreten sadece grafik kartı kalmıştı. Fan yapısından dolayı GPU'nun ürettiği tüm ısı da kasa içine doluyor ve kasa içinde duran TD02'nin radyatörü de dahil olmak üzere diğer bileşenleri pişiriyor. Reserator sayesinde bu ısıyı doğrudan kasa dışına alabileceğim, en azından öyle umuyorum yani Dün Witcher 3 oynarken GPU ısısını kontrol ettim, havaların ısınmasının da etkisiyle GPU 90 derecelerde gezmeye başlamış. Bakalım pasif su soğutma ile ne kadar fark edecek? Belki R9 290 gibi dönemi geçmekte olan bir kart için anlamsız bir yatırım gibi görünebilir su soğutma, ama en azından hem merakımı gidermiş hem de daha önceden girişmediğim bir konuyla ilgili tecrübe kazanmış olurum.
  19. https://www.youtube.com/watch?v=5fRdwchtLCk
  20. Anladım hocam, hepsi bir arada ürünleri bulmam çok zor olacağı için bu katkı maddelerinden alayım ben iyisi mi. UV özelliğinin bana bir getirisi olmayacak, o yüzden Mayhems yerine Feser'i alıp geçeyim.
  21. Hocam şöyle bir şey buldum, iş görür mü? UV duyarlı falan diye yazıyor ama senin de belirttiğin gibi öncelik korozyon vs. önlemesi. Saf suya karıştırılıyormuş bu da. http://www.sanalpazar.com/250ml-Konsantre-Mayhems-X1-Uv-Blue-Mavi__isp37926077 Bir de şunu buldum hocam, senin bahsettiğin Feser marka katkı maddesi; fiyatı da daha uygun duruyor bunu mu alsam ki? http://www.sanalpazar.com/Feser-Base-50ml-Korozyon-Onleyici-Sivi-Seffaf__isp38758742?option=watch
  22. Teşekkürler Zvana, yüreğime su serptin Bir de ben bu sistemde soğutma sıvısı olarak ne kullanayım? Saf su kullanmam gerektiğini biliyorum ama sistemde korozyonu falan önlemek için suyun içine katkı maddesi koymak gerekiyor öyle değil mi? Nereden nasıl temin ederiz bu katkı maddesini?
  23. Hocam blok ve Reserator önümüzdeki hafta elimde olacak sanırım. Yalnız aklıma bir şey takıldı, sormak istedim. Yukarıda Reserator'un bir resmini paylaşmıştım. Bu resimde, Reserator kasanın yanında duruyor ve hortumların konumu itibariyle sistemin pompası en randımanlı haliyle bu konumda çalışıyor diye düşünüyorum. Yalnız şöyle bir sorun var, benim kullandığım kasa Silverstone FT02; hani şu anakartı kasaya tepetaklak taktığımız, tüm çıkışların arkaya değil de üste doğru baktığı model. Şimdi ben Reserator'u kasanın yanına yere koyarsam, hortumların kasanın üstünden dolaşıp kasa içine girmesi gerekecek. Bu durum, sıvı devirdaimini olumsuz yönde etkiler mi acaba, Reserator'un pompası bu devirdaimi yapabilecek kadar kuvvetli midir?
  24. Merhaba bisiklet dostu arkadaşlar... Bundan 1 ay kadar önce, şehiriçi ulaşımda kullanmak üzere B'TWIN Tilt 7 model bir katlanır bisiklet almıştım. Bisikletimin üzerinde 1 ay kadar bir süre geçirdikten sonra, kullanım tecrübelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Bisikletforum'a da yazdığım tecrübelerimi buraya da koyuyorum: 10 Nisan 2015; bisikletle ilk buluşma Bisiklet bugün geldi. Decathlon bisikleti ve ilave aldığım bagaj ile park ayağını 2 ayrı paket halinde göndermiş. Bisikletin kutusundan alyan anahtarı ile somun anahtarı çıkıyor, bisiklet kurulum gerektirmese de ince ayar yapmak için bu anahtarları pakete ilave etmeleri çok hoş olmuş. Bagajın yanında da gerekli montaj vidaları ve alyan anahtar geliyor. Kutulama ve içerik konusunda Decathlon çok başarılı diyebilirim. Kutuyu açar açmaz istemsizce Adnan hoca tepkisi verdim: "Sen aşırı derecede sevimli bi'şeysin!" Hiç çekinmeden söyleyebilirim ki Tilt 7, sahip olduğum en güzel bisiklet. Kadro yapısı, kadro rengi falan şahane. Üstelik zili de var! Bisikleti bir müddet uzaktan seyrettikten sonra hemen kolları sıvadım ve ilk önce bagaj ile park ayağını monte ettim. Daha sonra bisikletin kendi elciklerini sökerek (tüyo: Elcikleri rahatça sökmek için iç kısımlarına bir miktar alkol sıkın) barendli Ergon elciklerimi gidona iliştirdim. Aslında bisikletin üzerinde gelen aluminyum gidonu da değiştirecektim ama bisikletin kırmızı-siyah renk kontrastını bozmak istemedim ve kendi gidonunu kullanmaya karar verdim. Count8 km. sayacını takıp gerekli lastik ayarlarını da yapınca (tüyo: Tilt serisinde kullanılan 20x1.95 lastiklerin çapı 1565 cm; km saatine girmeniz gereken değer bu) bisiklet kullanıma hazır hale geldi. Ama saat çok geç, dışarısı çok soğuk ve şu an bisiklet bana, ben bisiklete bakıyorum; hasretle bakışıp duruyoruz yani Yeni bisikletimle ilk turumu atacağım Pazar gününü iple çekiyorum... 12 Nisan 2015; ilk sürüş izlenimleri Bugün bisikletimi ilk defa sürdüm, yaklaşık 25 km'lik bir sürüş yaptım. Katlanır bisiklet deneyimi bambaşkaymış SRAM'in göbektek otomatik 2 vitesli Automatix sistemini de çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim. İlk mesajımda da belirttiğim gibi, Eskişehir gibi yokuş fakiri bir şehirde benim ev-iş arası ulaşımıma ve gerektiğinde şehir içinde, çarşıda ve haftasonları Pazar gezmelerinde kullanacağım araç ihtiyacıma kökten çözüm getirecek bu alet. Bisikletin selesi çok rahat, kayışlı-otomatik çekiş sistemi Eskişehir için biçilmiş kaftan, frenleri ortalama performansta (çok hız yapmayacağım için yeterli gibi, belki ileride Deore ayarında fren bacakları alıp takabilirim). Bisiklet gelir gelmez monte ettiğim Ergon elciklerle sürüş daha da konforlu hale geldi. 17 Mayıs 2015; ilk 1 aylık kullanım deneyimleri... Tilt 7 bisikletimle olan birlikteliğimiz 1 ayı aştı Bu süre zarfında ev-iş arasında yegane ulaşım aracım oldu kendisi. Ev-iş arası ulaşım için önceleri tramvay hattını kullanıyordum, evimin hemen yakınında yer alan tramvay durağı sayesinde, eğer tramvay saatlerine riayet edebilirsem 15 dakika gibi bir sürede işyerime varabiliyordum. Tramvayı kaçırdığımda ise bu süre 25-30 dakikaya kadar uzayabiliyordu. Oysa şimdi bisikletimle evden çıktıktan tam 10 dakika sonra işyerime ulaşmış oluyorum; hem zamandan hem de bilet parasından tasarruf etmemi sağladı yani bisikletim Bisikletime iliştirdiğim B'Twin Count8 km saati sayesinde günlük katettiğim mesafeyi ve ortalama hızımı ölçebiliyorum. Sabah ve akşamları ev-iş arası katettiğim mesafeye ek olarak, gün içinde çarşıda sağa-sola gitmek için de sıkça bisikletimi kullandığımı söyleyebilirim Bu şekilde günde ortalama 25 km. kadar bisiklet sürmüş oluyorum. Ortalama hızım ise 20 km/saat kadar. Bisikletimin çekiş sisteminden de kısaca bahsetmem gerekirse... SRAM'in Automatix göbekten otomatik 2 vitesli çekiş sisteminde zincir yerine kevlar kayış kullanılmış ve bu sistem, Eskişehir gibi engebesi, yokuşu, rampası olmayan bir şehir için biçilmiş kaftan. Sürüş çok sessiz ve temiz; pantolon paçalarınız kirlenmiyor ve en önemlisi sistem bakım gerektirmiyor. 20 km/saat hızı aştığınız zaman otomatik olarak bir büyük vitese geçen çekiş sistemine alışmak ise kısa bir süre istiyor. Çok ender de olsa, vites büyütmek için kadansı (pedal devrini) aniden arttırmak, yani bir nevi sprint atmak gerekebiliyor : İşte bu aşamada, sisteme alışana kadar vites büyüdüğü anda ayağınız pedallardan kayabiliyor, ama sistemin nasıl çalıştığını anladıktan sonra vitesin ne zaman büyüyeceğini sezinlemeye başlıyorsunuz ve bir nevi doğal refleks geliştiriyorsunuz Çarşıda, insanlar arasında, ara sokaklarda gezerken fazla hızlı gitmediğiniz için bisikleti genellikle ilk viteste kullanıyorsunuz. Viteste "boşta" tabir ettiğimiz bir ara kademe de var; bisikleti katlayıp ileri-geri hareket ettirdiğinizde pedalların da dönmesini engelleyen bir özellik bu. Bisiklette kullanılan 1.95'lik 20" lastikler, özellikle tramvay yolundaki ray boşluklarına girmeyecek kadar kalın; bu açında bisiklet size güven veriyor. Lastiklerin 1.95'lik olması, bozuk yolda nispeten konforlu bir sürüş sağlıyor. Pek tabii ki, amortisörlü maşa ve 26/28 jantlı bir bisikletin rahatlığını beklememek lazım. Bisikletin yanında arka bagaj ve park ayağı da almıştım. Decathlon'un tanımladığı 20 TL'lik hediye çekini kullanarak, sonradan Tilt bisikletler için üretilen sepeti de satın aldım; hediye çekiyle birlikte 17 TL'ye maloldu bu sepet. Tilt serisi katlanır bisiklet almak isteyen arkadaşlara tavsiyem; sepet çok elzem olmasa da arka bagaj ve park ayağını mutlaka bisikletle birlikte satın alın. Bisikletimle ilgili 3 konuda şikayetim olduğunu söyleyebilirim, ama bunlar ufak tefek ve (sonuncusu haricinde) pek can sıkıcı şeyler değil. Aşağıda bunlarla ilgili resimler de paylaşacağım. Özetlemek gerekirse: 1. Bisikletin kadrosunda aynakolu çevreleyen bölüm, bisikletin katlı halinde park ayağı vazifesi görüyor. Kadronun doğrudan zeminle temas etmesini önlemek adına üretici bu bölgeye iki adet kauçuk tampon yerleştirmiş. Ancak bu tamponlarda kullanılan yapışkan etkisiz ve kalitesiz; zira bisikletimi kutusundan çıkardığım anda tamponlardan birinin kutunun içine düştüğünü farketmiştim. Diğer kauçuk tampon da kolaylıkla yerinden çıktı. Tamponları Derby yapıştırıcı ve siyah izole bant kullanarak yerine sağlamca sabitledim (izole bant yerine plastik kelepçe de kullanılabilir). Tamponları kaybetmeden bu hususla ilgili tedbir almak lazım 2. Bisikletin sele borusu üzerinde, sele borusunun boyunu ayarlamak için kullanabileceğiniz bir çizelge var; bu sayede sele borusunu her seferinde kendiniz için uygun konuma getirmek çok kolay. Ancak, sele borusu kelepçesindeki bir sorun sebebiyle, sele borusu iki-üç günlük kullanım sonrasında bir kademe kadar aşağıya inebiliyor. Ayrıca, sele borusu kelepçesinin sıkıştırma mandalı, açılıp kapandıkça kelepçenin kendisine sürtüyor; aşağıdaki resimde de görebileceğiniz gibi bu bölümdeki siyah boya bir haftalık kullanım sonrasında aşındı. 3. Bisikleti katladığınız zaman, katlanan gidonu kadroya sabitlemek için bir klips mekanizması kullanılmış. Ancak bu klips mekanizması gidonu ve bisikletin ön kısmını kadroya pek sağlıklı sabitlemiyor. Burada bir tasarım hatası var, belki de mıknatıslı bir sistem kullanılması daha iyi olurdu. Klipsin iç tarafına kauçuk bir malzeme uydurup bu sorunu kendimce çözmeye çalışacağım; zira bisikleti katladığınız zaman sürükleyip götürmek istediğinizde, zaman zaman klipsten kurtulan ön kısım size zor anlar yaşatabiliyor (özellikle ufak engebeleri aşmak istediğinizde). Sonuç olarak, ben bu bisikleti (ve genel anlamda katlanır bisiklet kavramını) çok sevdim Bir aylık kullanım süresi boyunca şehir içinde elim-ayağım oldu bu bisiklet; hemen her yere onunla gitmeye başladım. Şimdi sizi çektiğim birkaç fotoğrafla başbaşa bırakayım