Whooosh

Dün gece virajda kayıp düştüm. Yola mazot dökülmüş, ben de gece karanlığında fark etmedim. Tam virajı dönerken bir anda motor kaymaya başladı, fark edip toplar gibi oldum ama bu sefer ters tarafa yattı. Sağ tarafı üstüne 1 metre falan sürüklendi, ben de kalçamı yere vurdum. İşte ne kadar dikkat etsen de kaza gelip buluyor insanı. Yapcek bişi yok.

Gönlünde X-max varsa zaten başka bir şey alma, aklın kalmasın. Motosiklette ben ikinci el olayına gayet sıcak bakıyorum. Şöyle söyleyeyim benim şuan kullandığım motor 2005 model ama şansıma ilk sahibi çok iyi bakmış, çok temiz kullanmış. Satın aldığımda sadece yağ, hava filtresi, buji, falan değiştirip 1 depo da enjektör temizleyici kullandım. Şuan saat gibi tıkır tıkır işliyor alet. Hatta diferansiyel yağı, varyatör kayışı, antifriz, fren hidroliği falan da aldım, kenarda duruyor. Vakit bulduğum bir hafta sonu onlara da girişeceğim. Dolayısıyla 2005 model motora binerken 2016 model benim gözüme "sıfır" gibi geliyor. Çünkü 2 senede motor paslanmaz, çatlamaz, aşınmaz. Olsa olsa kaza yada kozmetik sorunları vardır, onları da alırken görebilirsiniz. (İkinci el otomobil almak gibi değil motosiklet almak, öyle uzmana ekspertize falan ihtiyacınız pek yok, çoğu şey göz önünde zaten. Tabi tecrübeli biri sesinden gidişinden duruşundan gözle görünmeyen olası sorunları daha iyi anlar ama çok şart değil. ) Scooter'larda durum tam olarak nedir bilmiyorum ama motosikletler ilk senede çok hızlı değer kaybediyorlar. Galeride bir önceki senenin "sıfır" motoru bile bu seneki modelin 2/3 fiyatına satılıyor. Sıfır motor alsanız gözünüz gibi baksanız, hiç kullanmadan evin salonunda da tutsanız seneye satarken çok zararına satacaksınız. İlk motoru zaten sıfır almak çok doğru olmaz. Çünkü senelerce bu motoru kullanıp kullanmayacağınızı bilmiyorsunuz, yarın öbür gün satarken de çok zarar edeceksiniz. İzmir trafiği + acemi sürücü, o motor garanti en az 1 kere devrilecek. Kısaca ikinci el 250 diyorum.

Benim bildiğim bu Stalker'ı yapan adamlar batıp dağıldılar. Kim el atıp tekrardan bu seriyi canlandırıyor o da çok önemli.

Trailer buram buram Just Cause ve Mad Max kokuyor. Güzel.

Ön tekerin kilitlendiğini anlayıp freni gevşetmek için böyle milisaniyelik bir zamanınız var aksi taktirde motorun ön tekeri kilitlendiği anda o motor devrilir. Motor devrilmesinin neredeyse tek nedenidir ön tekerin kayması. Abs şart mı? Her motorda standart olsa güzel olur ama şart değil. Abs büyük rahatlık, yani fren yaparken "fazla mı sıktım? teker mi kaydı?, yerler ıslak biraz arkaya ağırlık vereyim, yerde mıcır var freni sıkmayayım" gibi dertleriniz pek olmuyor. Yani abs olmayınca çok daha fazla hesap yapmak durumunda kalıyorsunuz ve özellikle panik hallerinde bu iş daha da zorlaşıp imkansızlaşıyor ama Abs var ise pek böyle dertleriniz olmuyor, siz sadece freni sıkıyorsunuz gerisini motor hallediyor. Tabi Abs öyle mucizevi bir şey de değil. "Nasıl olsa abs var, her şekilde kurtarırım" diye düşünmeyin, bir çok durumda Abs sizi kurtarmıyor. Milletin dediklerine bakmayın, Abs'in fiyat haricinde hiç bir dezavantajı yok ama getirisi sınırlı. Kombine fren de iyidir. Tabii ki bire bir Abs alternatifi değil ama özellikle yeni kullanıcılar için büyük rahatlık. Kombine fren şöyle çalışır; ön fren kolu sadece ön tekere fren uygular ama arka fren kolu/pedalı anında arka freni sıkar ve gecikmeli ve daha zayıf bir şekilde ön tekere de fren uygular. Böylece daha kontrollü bir yavaşlama sağlar. Tabi kombine fren kullandığınızda arka teker kilitlenme eğilimindedir ama arka tekerin kilitlenmesi baş edilemeyecek bir şey değil. Motora yeni başlayan biri iseniz ve motorunuzda kombine fren var ise kendinizi acil durumlarda önce arka freni kullanmaya alıştırmanız ve bunu kas hafızası haline getirmeniz lazım. Fren mesafesi gibi şeylere de çok aldanmamak lazım, sonuçta o fren mesafesi siz tehlikeyi fark edip fren uygulamaya başladıktan sonra başlıyor. Kritik nokta burası zaten, insan faktörü. Mümkün olduğunca fren mesafesini test edecek durumlara düşmemeye çalışmak gerekiyor. Yeni motora alışma dönemindeyken yol durumunun uygun olduğu yerlerde, değişik hızlarda ve farklı yol hava vs koşullarında fren alıştırmaları yapmak ve motorun ne gibi tepkiler verdiğini tecrübe edip motoru tanımak her zaman doğru bir harekettir. Ayrıca Nmax+1

Güç konusuna çok takılmayın, 125'de olsa 250'de olsa gayet güzel gider. Bu tip scooter'lar zaten mekanik olarak 100~ kmh ile limitli olduklarından otoyolda çok bir şey beklemeyin. 150kg'lık 125cc bir scooter'da şehir içinde gayet seri olacaktır. Ayrıca scooter motosikletin bir alt kategorisi değil, yani "üstüne şu kadar daha koyup motosiklet alırsınız" yorumu yanlış. Kullanım senaryonuza göre seçim yapmalısınız. Gündelik işler için şehir içi kısa mesafe ağırlıklı kullanacaksanız scooter çok daha avantajlı oluyor. Görülebilirlik kısmında motoru boyutu çok fark etmiyor, görmüyorlar. Belki güçlü farlar ve stop lambaları hem gece hem gündüz görünürlük konusunda biraz etki yaratıyor diyebiliriz. Maxi scooter sınıfının öne çıktığı noktalar, depolama alanları ve sürüş konforu. Eğer almayı düşündüğünüz maxi scooter normal scooter'lardan bu konularda bir üstünlük sağlamıyorsa kesinlikle uzak durun. Özellikle ayakların ileri koyulabildiği (dizlerin 45 derece kırıldığı) oturma sistemine sahip scooter'ları şiddetle tavsiye ederim. Misal Xmax ve Vespa'da böyle bir ayak koyma yeri olmadığı için sürekli klozette oturur gibi oturmanız gerekiyor.

Uefi fonksiyonları için gerekli o partisyonlar. Birinde bootloader var, diğeri recovery partisyonu, diğeri swap, bir de normal windowsun kurulu olduğu. Sadece Windows'un kurulu olduğu ntfs partisyonu taşırsanız sistemi çalıştıramazsınız.

Anahtar kelime "defragmentation" Mekanik disklerde zamanla performans düşüşleri olabilir ve en iyi çözüm dosya yazma silme oranınıza bağlı olarak arada bir bütün disk içeriğini başka bir diske kopyalayıp diski formatlamak ve kopyaladığınız içeriği geri yüklemek.

Diyotsuz olmaz çünkü aksi taktirde aynı hatta bağlı diğer park ve fren lambalarını da bu hattan beslemiş olursunuz ki hem direnç dayanmaz hem de fren lambalarını parklarla birlikte kısık yakmış olursunuz. (ki tek bir fren lambasının 55w olduğunu varsayarsak o direnç anında cortlar)

Motosikletim için ebay'den 30$'a Beamtech led far ampulu seti aldım. Bugün montajını yapıp test ettim, sonuç beklediğimden de iyi çıktı. Halojen ile kıyaslamak mümkün değil mükemmel bir aydınlatma sağlıyor. https://www.ebay.com/itm/H4-9003-PHILIPS-CSP-LED-Headlight-Bulbs-Conversion-Kit-High-Low-Beam-8000LM6500K/182504767509?ssPageName=STRK%3AMEBIDX%3AIT&_trksid=p2057872.m2749.l2649

Böyle basit bir devre kurabilmek için led'in kaç watt olduğunu bilmek lazım, fazla gelirse direnci yakar. https://electronics.stackexchange.com/questions/169509/question-on-resistors-for-use-with-5050-led-strips

Yeni tip inverter buzdolabı ise ekonomik bir ups ile gayet güzel çalışacaktır fakat eski sistem ise 1000VA falan işe yaramaz.

Zaten ek görev olarak çıkıyor o zırh setleri, görevi seçince nerede olduğunu da haritada gosteriyor. Sadece haritada gosterilen 3 mağaraya girip bütün zırh ve silah setini topluyorsun.

Bu en son sefer de Aralık ayında başlamıştım oynamaya, baktım yine yarıda kalacak son 2-3 gün kasıp saatlerce oynayarak bitirdim. Yoksa yine kalacaktı başka baharlara. Ayrıca oyun inanılmaz derecede Skyrim ile benzerlikler barındırıyor. Tamam teknik olarak üstünlüğü şüphe götürmez ama kabaca Witcher Skyrim'in biraz daha sinematik olanı diyebiliriz. Hatta Skyrim biraz daha zor gibi. Misal Witcher'da hiç açlık yada çok az kalan can seviyesi yüzünden zorluk yaşamadım ama Skyrim'de kaç defa %5 can ile boss dövüşüne girmek zorunda kaldım. Böyle bakınca Skyrim biraz daha "old school" tarzı bir oyun. Gear konusu da bu şekilde, Skyrim'de iyi bir gear set toplamak zor iş ama Witcher'da gayet basit. Çok kasmadan kısmen boş bir mağaraya girip en iyisinden bir zırh setinin bütün şemalarını topluyorsunuz. Kedi zırhı, Ayı zırhı vs hangisini istiyorsanız bulup kuşanmak gayet kolay. Tabi Witcher'ın da hakkını yemeyelim, ana hikaye çizgisindeki küçük hikayeler çok başarılı. Misal kız kardeşler ( 3 cadı) bölümü karakterler olsun mekanlar olsun müzik olsun efsane olmuş.

Veee nihayet bitirebildim. Oyunu ilk çıktığında almıştım, belki de pre-order. Defalarca kez oyunu yarıda bırakıp bir süre geçtikten sonra yeniden başladım ama bir türlü sonunu görmek nasip olmadı. Atıyorum 10 saat oynadım sonra araya bir şeyler girdi 6 ay sonra yeniden karakter açıp tekrar başladım, 15-16 saat oynadıktan sonra 1 sene ara verdim vs vs vs.Her seferinde de yeni oyun başlatmak zorunda kalıyorum çünkü ne hikayeyi hatırlıyorum ne de oynanışı.Düşünün load game kısmında ilk kayıt 24 Mayıs 2015'i gösteriyor, Yani Mayıs 2015'de başlayıp Mayıs 2018'de bitirmiş oldum.

Bu switch'lerle ilgili yaşanan sorunların çoğu kablo ve elektrik kaynaklı sorunlar. 4/8 portlu ev tipi switchler zaten besleme devresi ve tek yonga ile idare edilen çok basit cihazlar. Tplink, d link vs vs hepsi muhtemelen aynı Broadcom/Realtek vs vs yongalarını kullanıyor.

Üreticinin uluslararası garantisi varsa o, yoksa yok.

Her şeyin bir kullanım ömrü var. O film kim bilir kaç senedir orada, kaç bahar kaç yaz görmüş.

https://eksisozluk.com/hizliresim-coma-turkiye-disindan-erisilememesi--5622912

Neden bilmiyorum ama Hızlıresim.com sitesi yurtdışına kapalı.

Alt tarafı bir çanak yahu. Malzemesi boyası markası sac kalınlığı falan bakmaya gerek yok. İstenilen boyutta en uygununu alın geçin. Paslanması, boyasının dökülmesi falan kozmetik şeyler.

Bazı arabalarda ve motosikletlerde böyle çok fazla şeyi söküp takınca yada değiştirince kalibrasyon yaptırmak gerekebiliyor. Bilgisayara bağlayarak yada belli tuş kombinasyonları ile aracı çalıştırıyorsunuz, araç bir süre kendi kendine bir şeyler yapıyor ve sensörlerden topladığı verilerle beynini yeniden programlıyor. Belki böyle bir şey de olabilir.

Bizim milletin başına ne geliyorsa zaten aç gözlülüğünden geliyor. 5 liraya hdd satıyorum diyen adamdan 100 tane sipariş eden mi istersin, ikinci eli 5000 olan ekran kartının sıfırını 2000'e satıyorum diyenden 3'er 4'er sipariş eden ve bu da yetmezmiş gibi %10 daha indirim alacağım diye bu ödemeyi de havale ile yapan mı istersin, yoksa 5 koyup 1 sene sonra 20 alacaksın diye sanal çiftliklere dombililere çoluğunun cocuğunun rıskını kaptıran mı istersin. Bu tongalara düşen tipler de genelde aynı profilde oluyorlar. Ölüyorum desen bir bardak su vermezler sana ama böyle dolandırıcıların "1 koyup 5 alıyorsun" vaadlerine balıklama atlarlar. Oh olmuş size, şimdi tırmalayıp durun.

Ebay'den alışveriş yaparken paypal gerekmiyor. Kredi kartı ile alışveriş yapabiliyorsunuz. Satıcının sadece paypal kabul etmesi önemli değil, siz kredi kartı ile ödeme yaptığınızda kredi kartinizdan parayı paypal çekiyor satıcıya da paypal ödüyor. Yani satıcı sizin paypal ile mi ödediğinizi yoksa kredi kartı ile mi ödediğinizi bilmiyor. Tabi adres olayını bilemem, ben ebay alışverişlerimde us adresi ve tr kredi kartı kullaniyorum.