Whooosh

Yapmadilar ki farkli yapsinlar. Ya yedek parcalari birlestirdiler yada arabayi komple alip uzerinde(arkasinda) oynadilar.

Benim en kizdigim nokta biz afganistan degiliz, gercekten %100 yerli otomobil yapabilecek bir ulkeyiz. Belki yapacagimiz araclar ile dunyada buyuk firmalarla yarisamayiz ama ic piyasadaki ucuz ekonomik arac ihtiyacini giderebiliriz. Sarlatanliga hic gerek yok. Milli takim direktorune bilmemkac milyon lira maas verecegimize dunyadaki otomobil ureticilerinde calisan turkleri toplasak ciddi araclar cikartabiliriz. Her yil yilin otomobili secilen aracta bir turk tasarimcinin bir turk muendisin imzasi bulunuyor. Lanet olsun, ne diyeyim. Baslarina atesler salsin

Millet carsida gorsun diye yapilmis birsey. Resmen cadillaci alip yerli araba diye iteliyorlar iste. Yersen. Yemesen de %60 yiyecek. Bak diyecekler yerli araba yapti tayyar diyecekler. Huloooi

10 tane 10.000 Amerikan dollarsi Bazi ozellikleri de Dlc. Para verip actiriyorsunuz.

İlk Farcry efsaneydi, ikinci felaketti, üçüncü iyiydi, dördüncüye hiç bakmadım bile, Ubisoft olmasa bu oyundan umutlu olurdum ama Ubi.

980ti alacagiz yani.. Baksana Titan X ile ayni fpsi vermis.

Film başlığından esinlenerek bu konuyu başlatıyorum. Bu güne kadar satın alıp oynadığınız ama verdiğiniz paraya acıdığınız oyunlar hangileri? Belki tanıtım videolarının yada yorumların gazına gelip aldığımız ama şöyle bi gözattıktan sonra bir daha yüzüne bakmamak üzere kaldırıp attığımız oyunlar neler? Biz yandık başkaları yanmasın.

Opel'in yillaaar yillar once yaptigi bi rekortmen arac var. Bir galonla 300 kusur mil giden bir arac. Hatta kendi web sitesi de var 300bilmemkacmpg.com gibi. O aracta normal otomobillerden farkli bir benzin hava karisim orani kullanarak benzini cok verimli bir sekilde yakmayi basarmislar. Sonra da patentini alip arabayi muzeye kaldirmislar. Verimlilik mevzusu acildiginda hep aklima gelir, acaba suan kullandigimiz icten yanmali motorlar kasitli olarak mi verimsiz uretiliyorlar?

Himm. Ben bu fotograf isine cok kucuk yaslarda bulastim. Ilk negatif slr'imi aldigimda 17 yasindaydim. Fotograf cekiyordum ama ne cektigimi gormem bazen bir gun bazen bir hafta suruyordu. Ilk dijital slr kameram Nikon D100 du. Ben D100 kullanirken dijitalin negatife oranla ne kadar kotu ne kadar ruhsuz oldugu fotografcilarin ana sohbet konusuydu. Sonra Ara Guler bile dijital kullanmaya baslayinca bu gorusler de kayboldu. Sonrasinda profesyonel calisirken Nikon ve Canon'un orta ve ust sinif bir suru makinesini kullandim. Artik bu isi yapmiyorum ama nereye gidersem makinemi yanimda goturuyorum. Suan kullandigim Nex6'ya da bayiliyorum. Oled vizor bence negatiften dijitale gecildikten sonra fotograf makinelerindeki en buyuk gelisme. Cunku dijital bize cektigin seyi aninda gorebilme sansi verdi. Oled vizor yada baska bir deyisle sayisal bakac fotografciya daha kompozisyon yaparken deklansore basmadan ne cekecegini gormesini sagladi. Ayna ve optik bakac negatiften dijitale geciste sadece gecisi yumusatmak ve o gunun teknolojisinin imkanlariyla bu gecisi yapabilmek icin bir gecis teknolojisiydi. "Bence" artik gorevini tamamladi. Bunun kacisi yok, gelecek aynasiz ve dijital bakacli makinelerde. Ha ben optik daha iyi diyen adama birsey soyleyemem, tipki negatif daha iyi diyen adama birsey soyleyemeyecegim gibi. Cunku hakli taraflari da var ama cirpinmanin ecele faydasi yok.

Belleklerin icinden cikan markanin kendi sifreleme yazilimlari da oluyor. Sandisk'de var sanirsam.

Ben tatmin oldum.

Evet, gunlerce aylarca yillarca oynadiginiz hayatinizi calan oyunlardan bahsetmiyoruz. Oynayamadigiz yada oynarken her saniye iskence cektiginiz "ulan buna vereceyim parayi denize atsaydim" dediginiz oyunlari merak ediyoruz.

Benim icin Nfs3-4 HP2 ve U2'nin yeri ayridir. Most Wanted beni pek sarmadi ama U2 fenaydi. Ben yeni oyundan umutluyum. Yeni motor, iyi grafikler, yeni araclar ve modifikasyonlar varsa bence yeter. Fazlasini istemiyorum, U2 remake olsun kâfi.

Hdmı önemli yahu. Geçen gün uydu alıcısını oturma odasındakinden salondaki televizyona taşıdım. Görüntüde beyaz beyaz noktanmalar var. Televizyonu da daha doğru düzgün kullanmamıştım, önce ondan şüphelendim, ayarlarını falan kurcaladım, tık yok. Sonra "dur şu kabloyu bi değiştireyim" dedim, kabloyu değiştirince düzeldi. Bilemiyorsun ki, kablo işte. En azından böyle bir sertifika sistemi olursa insanın aklında soru işareti kalmaz.

Biraz yasalara falan goz attim.1- Bizimkiler zaten sadece CO karbonmonoksit ve renk olcumu(berraklik) yapiyormus. Dolayisiyla NOx konusunda herhangi bir hileye gerek yok. Isterse Amerkadaki cikan gercek rakamin 10000000000000 kati ciksin, hicbir sikinti yok. Bizimkiler NOx'a bakmiyor. 2- Co konusunda da bizim yonetmeliklerde "Taşıt üreticisinin belirlediği bir CO miktarı yok ise" gibi bir ifade var. Yani benim anladigim kadariyla diyor ki eger uretici %5 diyorsa bak bakalim dedigi rakamin altinda mi? Eger demiyorsa max 0.5 olmalidir. Kisaca araclar mevzuata gaaaaayet uygun. Hatta mevzuat araclara daha da uygun.

Biz de hile yapmalarina gerek olmayabilir. Muhtemelen bizim yasal sinir cok yukarilardadir.

Bilesenleri azalt. Dahili gpu varsa hariciyi cikart, fazla varsa ramleri cikart, hdd varsa fazlasini cikart.

O zaman bosver lensi falan, esege altin semer vurmanin alemi yok. Rx100 al gitsin.

Bu arada Turkiye'de egzos muayenesi yapan en buyuk firma tuvturk'un %33 hissesi vw grubunun tr distribitorlugunu de yapan dogus grubuna ait.

Gecenlerde bi arkadasin Nikon P900'unu denedim. Zaten zoom konusunda siradisi bir kamera ve goruntu kalitesi de hic fena degil. Uzerinde 24mm-1440mm esdegerinde sabit lens var.

Turkiye'de buyuk bir holding Tesla gibi bi markanin uretimini alsa kendi grup sirketlerinin avm'lerinin benzin iztasyonlarinin icine sarj istasyonlari koysa bile buyuksehirler icin yeterli olur gibime geliyor.

Daha doğrusu Samsung Apple'ın en iyi bileşen üreticisi.

Prime yani sabit olunca f değeri düşük olabiliyor. Düşük olunca da hem düşük ışıkta performansı artıyor hemde şöyle güzel fotoğraflar çekmeyi sağlıyor.

Hımm. 35mm f1.8 35mm olan kısmı açısı, ne kadar düşük olursa o kadar geniş açı oluyor lens. f1.8 ise diyafram açıklığı, yani ne kadar düşük olursa o kadar fazla ışık alıyor yani karanlıkta daha iyi çalışıyor. Prime yada sabit odak ise zum yapamıyor demek. Telefonlardaki kameralar gibi, sabit. 35mm zoom kaçıyor, çünkü geri alma yok, sabit. Sen geri gideceksin.

Güzel makine. Ben de uzun süredir Nex 6 kullanıyorum, çok memnunum. 16-50mm/3.5-5.6, 55-210mm/4.5-5.6 ve 50mm 1.8 lenslerim var. Kit lens boyut, OSS, ve zoom aralığı olarak çok güzel ama f3.5-5.6 diyafram çok fazla kaçıyor. 50mm'yi takınca ortalık bi parıldıyor şenleniyor ama o da çok zoom kaçıyor. 35/1.8 güzel lens ama daha genel amaç için 20mm/f2.8 pancake(SEL20F28) yada 28mm/f2.0(SEL28F20) öneririm. Tabi bu lenslerde OSS yok ama APS-C sensörlü kamerada 35mm lens ile grup fotoğrafı yada manzara fotoğrafı çekemiyorsunuz, çok zoom kalıyor. 28mm APS-C ise tam FF 35mm'ye denk geliyor. Bana deseler ki ömrünün sonuna kadar sadece 1 tane prime lens kullanabilirsin benim tercihim 35mm(28mm) olur. Makineyi ne amaçla kullanacağın önemli. Menü konusuna gelirsek; evet, dünyanın en berbat menüsü Sony makinelerde ama kişiselleştirilebilir tuşlar ve hızlı erişim menüleri oldukça toparlıyor.