Hiç bir şeyi beğenmemeyi erdem sanan insanlar var, orası ayrı ama sanal avatar arkasındaki insanların fikirlerini daha özgürce ifade ettiği de bir gerçek.
Ekşi özlük yazarı bir genç düşünün. Adam asgari ücretle bir mağazada satış görevlisi olarak çalışıyor. Bir müşteri geliyor ve aslında ona uygun olmayan bir tayt deniyor. Satış görevlisi ekşici eleman "çok yakıştı" diyerek bu taytı o kişiye satıyor. Daha sonra ekşi sözlüğe girip "türk kızları fiziklerine bakmadan tayt giymesin lütfen" diye başlık açıyor ve altına saydırıyor.
Şimdi bunlardan hangisi o elemanın gerçek fikri?
Gündelik hayatımızda hepimiz yalan söylüyor ve gerçekte beğenmediğimiz şeyleri beğenmiş gibi yapıyoruz. Bir iş arkadaşımız çocuğunun resmini gösterdiğinde "ay ne kadar şirin" demiyor muyuz?
"Bu ne lan! Maymundan mı yaptın çocuğu?" diyemiyoruz çünkü.
Diğer bir nokta ise satın alma gücünün bir şeyi beğenme yada beğenmeme eşiğini belirlemiyor olması. Bir telefona 5000 lira veremiyor olmam onu eleştirme hakkımın olmaması manasına gelmez. Sırf bu nedenle bile eleştirebilirim.
Bu adamlar bir ataçlığa 781 tl veremiyor diye eleştiremesinler mi? Dalga geçemesinler mi?
Misal votka mevzusu, evimde özel barmenim yok diye Absolut'u beğenmek zorunda mıyım?
Bunun eziklikle falan alakası yok, tamamen eleştiriye karşı tahammülsüzlükle alakalı. Aynı tutumu sizinle aynı fikirdeyseler de gösteriyor musunuz? Hayır, hoşunuza gidiyor ama karşıt görüştelerse "ezik" oluyorlar.
İnsan ile uğraşmak en zor iş. Sosyal medya da bu işi hiç kolaylaştırmıyor. Bu yorumlara falan çok takılmamak lazım çünü o yorumları yazanlar üstüne çok ciddi kafa yorarak bunları yazmıyorlar.
Hayattaki en büyük başarısı 20 yaşına kadar bir şekilde hayatta kalmış olan adam yüzyılın en büyük bilim adamı üstüne atıp tutuyor. O adam hayattı olup o yazılanları okusaydı "ne haliniz varsa görün" diyip bırakırdı belki de
Online eziklik hastalığı
in Muhtelif konularda hikayeler
A blog by lawnmower
Mesaj tarihi:
Hiç bir şeyi beğenmemeyi erdem sanan insanlar var, orası ayrı ama sanal avatar arkasındaki insanların fikirlerini daha özgürce ifade ettiği de bir gerçek.
Ekşi özlük yazarı bir genç düşünün. Adam asgari ücretle bir mağazada satış görevlisi olarak çalışıyor. Bir müşteri geliyor ve aslında ona uygun olmayan bir tayt deniyor. Satış görevlisi ekşici eleman "çok yakıştı" diyerek bu taytı o kişiye satıyor. Daha sonra ekşi sözlüğe girip "türk kızları fiziklerine bakmadan tayt giymesin lütfen" diye başlık açıyor ve altına saydırıyor.
Şimdi bunlardan hangisi o elemanın gerçek fikri?
Gündelik hayatımızda hepimiz yalan söylüyor ve gerçekte beğenmediğimiz şeyleri beğenmiş gibi yapıyoruz. Bir iş arkadaşımız çocuğunun resmini gösterdiğinde "ay ne kadar şirin" demiyor muyuz?
"Bu ne lan! Maymundan mı yaptın çocuğu?" diyemiyoruz çünkü.
Diğer bir nokta ise satın alma gücünün bir şeyi beğenme yada beğenmeme eşiğini belirlemiyor olması. Bir telefona 5000 lira veremiyor olmam onu eleştirme hakkımın olmaması manasına gelmez. Sırf bu nedenle bile eleştirebilirim.
Beymen'de satılan 781 tl'lik ataç kutusu
https://eksisozluk.com/beymende-satilan-781-tllik-atac-kutusu--5222974
Bu adamlar bir ataçlığa 781 tl veremiyor diye eleştiremesinler mi? Dalga geçemesinler mi?
Misal votka mevzusu, evimde özel barmenim yok diye Absolut'u beğenmek zorunda mıyım?
Bunun eziklikle falan alakası yok, tamamen eleştiriye karşı tahammülsüzlükle alakalı. Aynı tutumu sizinle aynı fikirdeyseler de gösteriyor musunuz? Hayır, hoşunuza gidiyor ama karşıt görüştelerse "ezik" oluyorlar.
İnsan ile uğraşmak en zor iş. Sosyal medya da bu işi hiç kolaylaştırmıyor. Bu yorumlara falan çok takılmamak lazım çünü o yorumları yazanlar üstüne çok ciddi kafa yorarak bunları yazmıyorlar.
Hayattaki en büyük başarısı 20 yaşına kadar bir şekilde hayatta kalmış olan adam yüzyılın en büyük bilim adamı üstüne atıp tutuyor. O adam hayattı olup o yazılanları okusaydı "ne haliniz varsa görün" diyip bırakırdı belki de
Çok şeyettirmemek lazım, olur öyle.