eldrun

Üye
  • Mesaj sayısı

    273
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    10

Mesajlar posted by eldrun


  1. AI, illa bilgisayar ile, sayısal ortamda, algoritmalarla, kodla olacak diye bir kural yok. Benim görüşüm zaten temelde fizik motoru olsun, ışıklandırma olsun vb... mevzularda konvansiyonel yöntemlerden vazgeçilmesi gerektiği. Denk gelen bir örnek değil ama randomizasyon olayında bundan vazgeçildi örneğin. Eldeki bilgisayar ne kadar güçlü olursa olsun "gerçek rastgele" davranış sergilenemiyor. Benzeri bir diğer ilgi konusu analog kaotik sistemler mesela...

     

    Ayrıca eldeki süper bilgisayarlar öyle sanıldığı gibi güçlü filan değiller, hatta oldukça yetersizler (yapılan işe göre değişir) kaldı ki bazı işleri çözmenin binary sistemin gücü ile alakası olmadığını görüyoruz. Bu yüzden ben gerçek manada adam akıllı bir AI yapısının ancak analog yollarla gerçekleştirilebileceğine inanıyorum.

     

    Satrançta ilk uygulanan yöntemler kas gücü ileriyi görme üstüneydi. Ortada gerçek manada bir karar veren bir yapı yoktu. Ayrıca oyun kuralları ve sınırı belli. Bu yüzden donanım geliştikçe bu tip oyunlarda bilgisayarların üstünlüğü öne çıktı. Bu tip oyunlarda "AI" olarak adlandırılan yapıların bir önemi olduğunu ben düşünmüyorum. Belirli bir algoritmanın kas gücü ile çalıştırılması bana "AI" olarak görünmüyor.

     

    Bir oyunu izleyip, onu öğrenen ve oynadıkça ustalaşan bir yapı benim kafamdaki AI fikrine uygun düşüyor.

     

    Son olarak "god-like" ile kastım hatasız AI yapısı olmadığının altını çizeyim...Hatasız olsa "god-mode" olurdu zaten. Hata yapmasına müsade edilen gerçekten zeki bir sistem hatalarından ders çıkartarak mükemmele yakın (mükemmel değil kesinlikle) iş çıkartabilir. Bu da zaten ortalama bir insandan daha iyi iş yapması demektir ki aranan/istenen özellik de temelde bu zaten.

     

    Bunu şuraya bağlıyayım, trafikte dolanan insansız arabalar kaza yaptığı zaman araba bir şey öğrenmiyor. Onu yapan mühendisler öğrneiyor, algoritma güncelleyor, donanımı güçlendiriyor. Hepsi bu...

     

    Yapay zekadan kastedilen şey işlemgücü değil. Yapay zekanın olayı hayvani işlem gücü ile bütün olasılıkları deneyip doğru olanı gerçekleştirmekten ziyade olasılıkların hepsini değerlendirmeden öngörme üzerine kurulu. Yani dediğinizin tam aksine sayısal ortamda olması zorunlu bir şey bu.

     

    Sizin dediğinizin aksini kanıtlayan bir çok yapay zeka çalışması yapılıyor. Şu an ITU'de MIT ile ortaklaşa çalışan bir ekibin dronelar kullanarak yaptığı bir çalışma var mesela, bu dronelara bir oyun hazırlıyorlar ve bu oyunu oynarken arasıra gidip şarj olmaları gerekiyor çünkü pilleri 30 dakika dayanıyor. Pil değiştirme sistemini robotik yapmışlar düzeneğe konulunca otomatik değişiyor. Oyun sırasında pil bitmesi, yere düşmek gibi şeyler eksi puan.

     

    Dolayısıyla droneların yapay zekası ilk önce çok temkinli davranıyor, 10-15 dakikada bir koşup pil değiştiriyorlar. Fakat oyun saatler boyu devam ediyor ve dronelar o kadar erken gitmelerine gerek olmadığını "farkediyorlar" ve 7-8 saat sonra 25dk'da bir pil değişimi gerçekleştirmeye başlayıp oyunu daha iyi oynuyorlar. Süreç başından sonuna insan müdahelesi içermiyor.

     

    Tesla'nın durumu biraz farklı. Yolda hareket eden bir şeye böyle bir yapay zeka veya algoritmayı henüz koyamazsınız. Çünkü orası deneme yanılma yapabileceğiniz bir yer değil. Verileri toplayıp analiz etmeniz, bunu gerçek hayatta değil simülasyonlarla denemeniz gerekiyor. 


  2. Masama ilan açacaktım yazayım bari buraya da.

     

    60cm derinlik, 74,5cm yükseklik, 130cm genişlikli masama yeni düzenime uymadığı için satacağım. Klavyeliği 40x70, kasa yerine ise 50x50 uygun. Benim pc kutusunun olduğu yerde aslında klavyelik gibi öne çekmeli bir raf var yazıcılar için vs. Tekerlekli bu arada. PC kasası konulan yerin aşağısında (fotoğrafta da gözüken) ufak bir aşınma var başka da bir yerinde kırık dökük yok sağlam, demonte edilebiliyor fakat hiç etmedim ona uygun tornavida lazım. daha ufakları 100e falan gidiyor, 120tl uygun diye düşünüyorum masaya.

     

    gXgQX2.jpgPQdjQQ.jpg


  3. Aslında çok yazık olmuyor, ben son birkaç bölümde şunu anladım; yapımcılar kitap okuyan ve okuyacak olanlara spoiler olmasın diye bazı (okuyuculara önemli gelecek) yerleri bilerek değiştiriyorlar bence. Fakat yazarlık becerileri yüksek değil dolayısıyla değişikliklerin bir kısmı kötü hatta çelişkili olabiliyor. 

     

    Kitapta Night's King diye baş kötü bir others karakteri yok mesela. Dizi için ortaya çıkarılmış bir karakter o, çünkü gerçek bir villain olmaması fantastik evren dizi izleyicisinin genelinde memnuniyetsizlik yaratır. Others zaten öyle undead'e benzemiyor kitapta, farklı bir tür, zarif diye betimliyorlar hatta. Olayların gidişatı biraz farklı. Kitap ve dizinin ayrı değerlendirilmesi lazım. Ben farklılıkları yazıyorum ama her farklılık kötü değil. Dizinin kendi içinde çelişmeye başladığı sahneler kızdığım sahneler sadece. Mesela Elia Martell, Lannister'lara savaş açtı dizide, neden, çünkü Red Viper öldürüldü. Ama Red Viper kendi isteğiyle ölümüne bir turnuvaya katıldı ve öldü dolayısıyla Lannister'ların hiçbir suçu yok bu işte. Kitapta Elia zaten savaş değil barış yanlısı. Doran'ın kardeşi Arianne savaşçı olan. Arianne karakterini çıkarırken onun özelliklerini Elia'ya aktarmışlar dolayısıyla senaryo sıçtı.  

     

    Dizinin kitaptan önde olmasının dezavantajı şu:

     

    Kitapta olaylara daha derinlemesine bakabiliyor, ipuçlarını yakalayabiliyorsun, haliyle olayların nasıl şekilleneceğine, karakterlerin neler yapabileceklerine dair görüşlerin oluyor. Red Wedding kitapta ben geliyorum diye bağıran bir sahne, Ned'in ölümü de, Red Viper'ın ki de, Jon Snow'un ki de.. hatta kitapta henüz ölmemiş olan Roose Bolton'un Ramsay sayesinde öleceği de belliydi.

     

    Dizi ise bu sahnelerin şok edici olması için uğraşıyor, (ned'in ve jon'un ölümü hariç. onlar dizide de ölüme gidiyorlardı, belli oluyordu) ipuçlarını genelde yok ediyor. Kitaba göre sahneleri de değiştirdiği hatta arasıra kendi ile çeliştiği için tek başına diziyi izleyerek bir izleyicinin bir çok olay hakkında öngörüde bulunması imkansıza yakın. Kitabı okuyan da dizi ile ilgili öngörüde bulunamıyor çünkü olaylar farklı ve kendi içinde bile tutarlılığı kaybolabiliyor. Aslında mağdur olan kitap okuyucusundan çok, gelecek sezon olacak olaylar hakkında fikir yürütmek isteyen bir kesim dizi izleyicisi. 

     

    Kitap içinde bazı ufak hatalar barındırsa da, bu inanılmaz detay içermesinden kaynaklanıyor ve genel olarak aşırı tutarlı. Yazarın yavaş yazmasının dezavantajı aynı zamanda avantaj doğuruyor bu nedenle. Çünkü bu kitabın okuyucu kitlesi daha doğrusu hitap etmek istediği kitle normal fantastik edebiyat kitlesinden biraz farklı. İnsanların teoriler oluşturması, okuması, bazılarına inanması, teorilerde mantık hatası arayarak elemeler yapması ve zamanı gelince bu teorilerin bazılarının doğru çıkması hoşlarına giden bir his. Yazar okuyucusunu dedektif yapıyor, aklını kullanması için yönlendiriyor. İnsanların hoşlandığı şey bu. Kitapları birkaç kere okuyorsun, forumlarda teorileri tartışıyor, alıntılar yapıyorsun. Bir çok teori şekilleniyor, büyük bir çoğunluğunu bir çırpıda diğer okuyucular çürütüyor. Bir kısmı olma ihtimali olan, yanlışanamayan fakat yeterli kanıt olmayan teoriler. Bazıları kanıt sayısı daha fazla olan, olma ihtimali olan teoriler. Bazıları uçuk ama olma ihtimali olan teoriler. Bazı teoriler, başka ufak teorileri kapsıyor falan. Ben böyle şeylerle uğraşamam diyen kişiye hitap etmiyor zaten.

     

    Yıllar önce ortaya atılmış, gidgide gelişmiş ve en sonunda gerçekleşmiş olan teoriler var ki o teorileri kabul eden kişilere bu zevk veriyor.

     

    2017'ye ertelenmesi biraz kötü oldu tabi. Aslında ilk üç kitap gayet hızlı bir biçimde yazılıyor. 96, 98 ve 2000'de 2'şer yıl arayla çıkmışlar. 4.kitap 5 yıl sonra çıkıyor, 5.kitap ise 6 yıl sonra 2011'de. Bu arada George Martin 2012 yılında yani Game of Thrones'un ilk sezonu bittikten sonra zaten son kitabın dizi bittikten sonra çıkacağını, daha öncesine yetişmeyeceğini söylemişti. İnsanlar 6.kitabı, 6sezon yayınlanırken veya bittiğinde bu yaz bekliyorlardı.

     

    Bence ertelenmesi üzen tek kitap bu çıkacak kitap oldu o nedenle aslında. Çünkü dizi başladığı sene zaten 5.kitap yaz ayınca çıktı ve çekirdek okuyucu kitlesi okumuştu. Dizinin ilk sezonunu izleyenler ise 2.sezon çıkana kadar muhtemelen bütün kitapları okumuşlardır ve ardından 2.sezon başlamıştır. Okudukları sahneleri izleyecekleri için sıkıntı pek yoktu. 6 sezon yayınlanırken kitap ile dizi birbirlerine yetişmiş olacaktı ve yeni kitap okunacaktı, yıllardır beklenen şey buydu. 


  4. Evet yazım tekniği farklı ve benim de çok hoşuma gitmişti. Olayları sadece karakterlerin bakış açısıyla görüyoruz, geçmişe dair detayları da bize yine başka bir karakter anlatıyor veya okuduğumuz karakter olayları anımsıyor. Normalde bu tarz romanlarda bir anlatıcı olur, karakterlerden bağımsız bir şekilde olayları nesnel bir anlatımla bize sunar. 3rd person tarzı... George Martin'in bu tekniği ise karakterleri çok daha derinleştiriyor. Olaylar hakkında mutlak bilgilere ulaşamıyoruz, karakterlerin bakış açılarıyla sınırlıyız. 

     

    Bunun üstüne, LOTR gibi yazılıp bitirilmiş olmadığı için, devam eden bir romanda müthiş teoriler şekilleniyor, okurken tahminler yürütüyorsun, onların bazıları doğru çıkıyor bazıları yanlış. Roman'ın bir çırpıda bitmeyip yazılmasının yıllara yayılmasının böyle bir avantajı var aslında. 


  5. Tommen "King's Landing" yaptı.  :zuh:

     

    Hocam ilk sezonda ve 4.sezonda geçti o bahis. 

     

    Rheagar Targaryen, Robert Baratheon'un nişanlısı Lyanna Stark'ı kaçırıyor ve savaş başlıyor. Savaşta Rheagar'ı Robert öldürüp kral oluyor. O sırada Ned Lyanna'yı arıyor, en son Tower of Joy'da buluyor. Kaçırılma ve savaşın bitmesi arasında 1 sene falan fark var. Çocuk Rheagar'ın. Kaçırma veya tecavüz yok ama, bu Robert'ın kendi düşüncesi sadece...

     

    Lyanna bunu Robert'a söyleme diyor çünkü Robert'in karakterini biliyor, Robert bütün Targaryenleri öldürdü sadece Viserys ve Daenerys kurtuldu. Robert eğer Jon'un Rheagar ve Lyanna'nın çocuğu olduğunu öğrenirse, onu da öldürtür çünkü tahtta hak iddia etme şansı doğuyor.

     

    Danerys tırtı bir şey yapamaz King's Landing'i ele geçirdikten sonra... Kış geliyor, oralara kadar ulaşır kar. Dothraklar üşürler. Ejderhaların da soğukta ne yapacağını bilemiyoruz. Güneydekiler karadan gelirlerse Neck'i geçemezler Kuzeye ulaşamazlar. Denizden gelirler mi veya gelebilirler mi bilmiyoruz.


  6. Bloody hocam; kitapta şöyle bir şey var arkadaş hatırlattı bana, Jaime Cersei'nin onu saraydaki başkalarıyla aldattığını da öğreniyordu, sanıtım Tyrion söylüyordu. Cersei milleti kullanıyor, bazı sörleri yatağına atarak kullanıyor Margaery'e tuzak kuruyor falan. Dizide bu olmadı.

     

    Fakat Jaime, Cersei'nin her şeyi çocuklarını korumak için yaptığını düşünüyor dizide de. Cersei'nin çocuklarının ölmesi ve tahta oturması, Jaime'nin Cersei'nin her şeyi taht için yaptığını farketmesini sağladı bence. Hiç tanımıyormuş gibi, kim bu kadın der gibi bakış attı. Jaime öldürecektir onu... Tyrion'un öldürmesi ihtimali yok bence, çünkü çok bariz bir şey Tyrion, Cersei zaten onun öldürmesini bekliyor, ona önlem almış durumda. Kehanetler bu dizide (gerçekte olduğu gibi) hep farklı yorumlara açıklar ve genelde dizideki karakterler kendi gerçekliklerine uyduruyorlar yorumları, gerçek farklı çıkabiliyor.

     

    Ben kitapta da dizide de Jaime'nin ölmesini istemiyorum. Çok ilginç bir karakter.

     

    Benzer şekilde aslında Margaery'nin ölmesi hoşuma gitmedi. Belki kitapta da ölür bilemiyorum fakat Margaery çok zeki, politik zekası üst seviye bir kadın. Dizideki bütün kadınlardan 3-5 gömlek üstün, karşıdakini çok iyi analiz edip ona göre manipülasyon yapıyor. Tommen'i kendine bu şekilde bağladı, High Sparrow ile kimse baş edemezken, bir tek o kendini kurtarmıştı adamla satranca başlamışlardı. High Sparrow bu bölüm hırsından dolayı yargılamayı ertelemedi, Margaery farketti tersliği çıkmak istedi, yazık oldu...

     

    Tyrion'u gerçekten takdir edip hakkını veren tek kişi Daenerys oldu bu arada, queen's hand ilan etti. Tyrion için çok duygusal sahneydi bence çok iyiydi sahne.

     

    Bu arada, 2 bölüm önce yamuık atan Robett Glover bu bölüm kılıcını çekip öyle bir King in the North dedi ki, evde kılıcım olsa ben de çekerdim havaya kaldırırdım.

    z64pLob.jpg

     

    https://www.youtube.com/watch?v=yUvijWMhaBo

     

    Bu arada farkettiniz mi bilmiyorum, Qyburn King's hand oldu tabi yaşayan kimse kalmayınca... (queen's hand mi diyelim yoksa) sağ omzuna taktılar apoleti.

     

    t3UMzFv.jpg


  7. Son 2 bölüm baya iyiydi, bu iki bölümü çeken yönetmen efsane çekmiş, senaryo bazı yerlerde hoşuma gitmese de, iyiydi. King's Landing çekimleri efsaneydi, müzik muhteşemdi, pipe organlı bölümler gerilimi iyi veriyordu.
     
    Cersei joffrey öldükten sonra, küçükken ona söylenen kehanet aklına geldi ve bekelmeye başladı. Kızı da öldükten sonra, Tommen'in ölmesini bekliyordu zaten bir şekilde, o nedenle Joffrey'e ağladığı kadar ağlamadı Tommen'e. Onu öldürecek kişinin yani kardeşinin, Tyrion olduğunu düşünüyor fakta Jaime öldürecek aslında. Anne karnından ilk Cersei çıktığı için Jaime de kardeşi aslında, ikiz olmasına rağmen haha.
     
    Arya'nın bravoos'ta eğitimini düzgün tamamlayamayıp böyle hoppadanak yüz değiştirebilmesi bence iyi değil, ama kabul edeceğiz artık. Kitapta da bu yüz değiştirmeyi kaptıktan ve suikastçi olmayı öğrendikten sonra faceless man'den ayrılacağını biliyoruz. Dizide o gelişim sürecini beceremediler sadece.
     
    Jon Snow, kuzey kralı ilan edildi. Kitapta bu işin altyapısı nasıldı yazmıştım kopyalayayım.
     

     

     

    Bu satır aralarında geçen, ana karakterlerin değil yan hatta figüran karakterlerin yaptıklarından anlaşılan çok geniş kapsamlı bir teoriydi, başka teorileri de kapsıyordu. Teoriyi farklı farklı anlatanlar vardı kitaptan da tekrar bakarak, birleştirip yazdıydım genel hatlarıyla. Dizide farklı olsa da artık gerçekleşti. Kitapta ise belirttiğim şekilde gerçekleşecek gibi.

     

     

     

    a dance with dragons'un en çarpıcı anları kuşkusuz; stark hanesi yok olmanın eşiğine gelmiş (varisler ölü veya kayıp ve winterfell ilk kez başka bir hane tarafından kuşatılmış) olmasına rağmen kuzeylilerin hala stark'ları sevmeleri ve onlara bağlılıklarını dile getirmelerini okuduğumuz anlardır.

    stannis 40 kadar kuş uçurtur beni kralınız olarak kabul edin ve birlikte bolton'lara karşı savaşıp winterfell'i ele geçirelim diye fakat bu mektuplara pek cevap alamaz. 8 tane red cevabı gelir. özellikle de lyanna mormont'un dalga geçer gibi olan cevabı stannis'i çok kızdırır ve bu cevabın duyulmamasını ister.10 yaşındaki lyanna mormont stannis'i kral olarak görmeyi reddedip, stannis'in gelin bana katılın mektubuna cevap olarak “ayı adası, adı stark olan kuzey kralı'ndan başka kral tanımaz” der.

    davos kral eli ve elçi olarak wyman manderly'nin yanına destek istemek için gittiğinde gördüğü manzara onun kadar bizi de dehşete düşürür. salonda herkes lannister'ları, bolton'ları hatta frey'leri savunur. red wedding'de robb stark'ın kavgayı başlattığını, warg'a dönüşüp ilk onun saldırdığını pişkin pişkin, sırıtarak anlatırlar. lord manderly lannister'ların istedikleri fidyeyi verip sadakat yemini ettiklerinde barışın geleceğini fakat stannis'in yanına katıldıklarına kan ve ölümden başka bir şey gelmeyeceğini söyler.

    davos yüssüzlüklerden ve yalanlardan bezerken şöyle cevap verir. 

    -----“evet ölüm olacak. kırmızı düğün'de bir oğul kaybettiniz lordum. ben karasu'da dört oğul kaybettim. peki neden? çünkü lannister'lar tahtı çaldı. benden şüphe ediyorsanız kral topraklarına gidin ve tommen'a kendi gözlerinizle bakın. bunu kör bir adam bile görebilir. stannis size ne teklif ediyor? intikam. benim ve sizin oğullarınız için intikam. kocalarınız, babalarınız, kardeşleriniz için intikam. katledilmiş lordunuz, katledilmiş kralınız*, doğranmış prensiniz için intikam. intikam!”

    o sırada 15 yaşında bile olmayan wylla mandarley de frey'lerin bu yalanlarına katlanamayıp büyükbabası ile annesinin “seni sessiz kardeşlere veririz” uyarılarını dikkate almayarak konuşmaya başlar. 

    -----“evet, lord eddard'ı, keydi catelyn'i ve kral robb'u öldürdüler. robb bizim kralımızdı. iyi ve cesur biriydi. ve freyler onu öldürdü. eğer lord stannis onun intikamını alacaksa, lord stannis'e katılmalıyız.”

    -----“sessiz ol çocuk” dedi leydi leona. “lord büyükbabanı duydun, sessiz ol! hiçbir şey bilmiyorsun.”

    -----“verilen sözü biliyorum” diye üsteledi kız. “üstad theomore onlara anlatın! fetih'ten bin yıl önce bir söz verildi. kurt ini'nde, eski ve yeni tanrıların huzurunda yeminler edildi. dört bir yanımız sarılmışken, hiç dostumuz yokken, evlerimizden çıkarılmışken ve hayatlarımız tehlikedeyken kurtlar bizi evlerine aldılar, beslediler ve düşmanlarımızdan korudular. bu şehir, onların bize verdiği arazinin üstüne inşa edildi. bunun karşılığında, ebediyen onların adamları,stark adamları olacağımıza dair ant içtik!”

    fakat bu kız salondan dışarı çıkarılır ve bir süre sonra davos tutuklanır, hücreye atılır. günler sonra davos bir yere götürülür ve orada sadece lord manderly vardır. yukarıdaki kutlamadan bir süreliğine ayrılan lord, davos ile gizlice görüşür ve geçen gün salonunda frey'ler ve lannister yanlıları olduğu için bir fars oyunu oynadığını, davos'u o yüzden zindana attırdığını hatta davos diye başka bir adamı, bir suçluyu idam ettirdiğini, böylece lannister'ların güvenini kazanıp oğluna kavuştuğunu söyler. 

    ve devam eder...

    -----“wylla” lord wyman gülümsedi. “onun ne kadar cesur olduğunu gördünüz mü? onu dilini kesmekle tehdit ettiğimde bile, bana, beyaz liman'ın kışyarı stark'larına olan borcunu hatırlattı, ki bu asla ödenemeyecek bir borçtur. wylla kalbinden konuştu, leydi leona da öyle. eğer yapabilirseniz, leona'yı bağışayın lordum, o aptal ve korkmuş bir kadın... her kadın wylla ve onun ablası wynafryd kadar cesur değildir... gerçeği bilen ama rolünü korkusuzca oynayan...

    -----“etrafım düşmanlarla ve sahte dostlarla çevrili lord davos. şehrimi böcekler misali istila ettiler. geceleri üstümde gezindiklerini hissedebiliyorum. oğlum wendel, ikizler'e konuk olarak gitti. lord walder'ın ekmeğini ve tuzunu yedi, arkadaşlarıyla birlikte sofraya oturmak için kılıcını duvara astı. ve onu öldürdüler. öldürdüler diyorum. freyler anlattıkları masalda boğulsunlar. jared'la içki içtim, symond'la şakalaştım... ama bütün bunların olanları unttuğum anlamına geldiğini sanmayın. kuzey unutmaz lord davos. kuzey unutmaz ve bu fars oyunu bitmek üzere, oğlum evde.”

    kuzeyliler kaybettikleri savaşlarda esir düşen akrabaları nedeniyle güneylilere boyun eğmiş, onların yanındaymış, barış istiyorlarmış ve yaptıkları hatayı anlamışlar gibi davranmaktalar. fakat içten içe nefret beslemekteler. o nedenle,the north remembers.

    bu sırada stannis etrafındaki lordlar ile winterfell'a, bolton'lara doğru hareket etmekte fakat kış bastırmaktadır ve orduda insanların özellikle de güneylilerin soğuktan ölmesi ve geri dönmek istemeleri karşısında kuzeyliler kızmaya başlarlar ve bu bir savaş insanlar ölür der biri... şöyle bir konuşma geçer.

    -----sör corliss penny inanamaz gözlerle kabile şefine baktı. “ölmek mi istiyorsun wull?”

    -----bu soru kuzeyli adamı eğlendirmiş gibiydi... “kış neredeyse tepemizde evlat. ve kış ölümdür. adamlarımın ned'in küçük kızı için dövüşürken ölmesini; gözyaşları yanaklarında donarken, karın içinde yalnız ve aç bir halde ölmesine tercih ederim. bu şekilde ölen adamlar için şarkılar yazılmaz. bana gelince, ben yaşlıyım. bu benim son kışım olacak. bırak da ölmeden önce bolton kanıyla yıkanayım. baltam bir bolton'ın kafasına gömüldüğünde kanın yüzüme sıçradığını hissetmek istiyorum. o kanı dudaklarımdan yalamak ve ağzımda o kanın tadı varken ölmek istiyorum.”

    işte kuzeylilerin stark'ları bu kadar sahiplenmeleri; bolton'lara, frey'lere ve lannister'lara karşı öfkeleri ile birleşince acaba daha ötesi de olabilir mi diye insan düşünmeye başlıyor. “the great northern conspiracy” doğuyor. teori her kuzeylinin gizlice stark'ların tekrar güçlenmesi için uğraştığı yönünde. bazıları bolton'larla, işbirliği yapıyor, diğerleri ise stannis ile. arada ise bonus olarak frey'lerin defteri dürülüyor. 

    bunların yanında önceleri beric dondarrion'un şimdi ise lady stoneheart'ın önderliğindeki brotherhood without banners, yol kesip freylerden esir almakta, fidye istemekte ve esirleri öldürmekte ki insanlar bu haydutların bu cesareti nereden bulduklarını merak ediyorlar. red wedding'ten kurtulmayı başaran brynden "blackfish" tully'nin de jaime lannister'in kuşatması sırasında takındığı tavırlar ilginç detaylar barındırıyor. bunların detayına girmiyorum, davos'un karşılaştıkları zaten yeterince fikir vermekte.

    kuzeyliler sadece stark'ların tekrar yükselmesini değil, kuzeyin kralı da olmalarını istiyorlar ve bu kralın kimin olacağı konusunda ise çok önceden mutabakata varılmış olunabilir. eski kitaplara tekrar baktığımızda robb stark'ın konuşmaları daha dikkat çekici bir hale geliyor. 

     

    ***

     

    a storm of swords'ta robb stark ve catelyn stark bir tartışma içine giriyorlar. 


    robb bir sonraki savaşta ölüp ölmeyeceğinin belli olmadığını, dolayısıyla bir varis belirlemesi gerektiğini söylüyor annesine. kanunlar gereği robb ölürse varis sansa olmakta fakat sansa tyrion ile evlendirildiğinden dolayı winterfell düşmanın eline verilmiş olacak. bu nedenle catelyn, robb'un eşi jeyne bir çocuk doğurana kadar başka bir varis ataması konusunda hemfikir. ned'in yaşayan bir kardeşi olmadığı için, en yakın stark akrabası olarak ned'in babasının kız kardeşinin lord raymar royce ile evli olduğunu söylüyor catelyn. fakat bu sırada robb, annesine babasının 3 değil 4 erkek çocuğu olduğunu (yani jon'u) unuttuğunu söylüyor. 

    catelyn'in tabii ki unutmadığı fakat bakmak da istemediği bir gerçek."snow bir stark değildir" diyen catelyn'e robb jon'un the vale'den pek görüşmedikleri bir çok (starklar ile evlenmiş olan) lorddan daha fazla stark olduğunu cevabını vermekte. catelyn yine karşı çıkıp jon'un artık gece gözcülerine ait olduğunu, hayatını oraya adamaya yemin ettiğini söylemekte tabi. ama robb diyor ki benzer şekilde kral korumalarının da benzer bir yemin ettiklerini fakat bu yeminin lannister'ları durdurmadı. ser barristan selmy ve ser boros blount ile işleri bitince onları yeminlerinden ferahat ettirdiler. eğer gece gözcülerine jon'un yerine yüz tane adam verirsem, onu özgürleştirmenin bir yolunu bulurlar.

    catelyn içinden "bu planı kurmuş" diye geçiriyor ve oğlunun inatçılığı karşısında bir piçin meşrulaştırılamayacağını söylüyor fakat robb meşrulaştırmayı ancak kralın yapabileceğini* belirtiyor. 

    -----he is set on this. catelyn knew how stubborn her son could be. “a bastard cannot inherit.”
    -----“not unless he’s legitimized by a royal decree,” said robb.

    catelyn bu sefer sansa yerine arya'yı robb'a hatırlatıyor fakat robb arya'yı babası idam edildikten sonra kimsenin görmediğini ve duymadığını, onun da bran ve rickon gibi gittiğini, sansa'nın da tyrion'a çocuk verdikten sonra öldürüleceğini, kardeşi olarak sadece jon'un kaldığını, ölürse jon'un kuzey'in kralı olmasını istediğini, bu kararındaonu desteklemesini umduğunu söylüyor. annesi ise her şeyi iste ama bunu isteme dediğinde, robb istemek zorunda değilim, kral zaten benim diyip gidiyor.

    -----“i cannot,” she said. “in all else, robb. ın everything. but not in this… this folly. do not ask it.”
    -----“i don’t have to. i’m the king.” robb turned and walked off, grey wind bounding down from the tomb and loping after him. 

    catelyn'in gözünden izlediğimiz bu olaylarda robb'un önceden bu kararı verdiğini fakat sadece annesinin de desteğini istemek için onunla konuştuğunu görebiliriz. tabi annesiyle konuştuktan sonra robb fikrini değiştirmiş de olabilir çünkü küçüklükten beri birlikte büyüdükleri theon greyjoy robb'a ihanet etmişti. ayrıca, lannister örneğine tekrar bakarsak, lannister'ların yeminleri ve yasaları çiğneyebildiklerini fakat stark'ların bu tarz şeylere çok önem verdiklerini biliyoruz. 

    fakat kuzeyli lordların bir ellerinde jon'u salma seçeneğini tutarken diğer ellerinde buna karşı olan seçenekler nefret ettikleri güneylilerin sansa sayesinde winterfell'a sahip olması, ramsay'ın fake arya ile winterfell'da hak iddia edip oturması veya winterfell'in kuzeyi sallamayan herhangi bir vadi lordunun eline geçmesi olduğu için, jon snow'un sur'dan ayrılmasına o kadar da ses etmezler. kuzey bu nedenlerden dolayı patlamaya hazır bir yanardağ haline gelmiş durumda. buna özellikle a dance of the dragons kitabında şahit oluyoruz.önceki entry'de bunun üzerinde durmuştum.

    ayrıca a clash of kings kitabında castle black'te lord commander mormont jon snow'a maester aemon'un zamanında kral olabilecekken olmadığını söylemekte. bu hikayenin detaylarını anlatırken, ölen kral ile en yakın kan bağı aemon'da olduğu için aemon'a sessizce bu teklifin götürüldüğünü, gece gözcüleri için verilen yeminin ise high septon'un kendisi tarafından iptal ettirileceği söyleniyor fakat aemon kabul etmiyor. yani birinin gece gözcüleri'nden ayrılması için çok önemli bir neden varsa, bunun mümkün olabileceğini görüyoruz mormont ile jon snow'un 2.kitapta yaptığı bu konuşmadan. robb'a bağlı olan kuzeyli lordlar isterlerse benzer bir şey yapabilirler.

    a dance of the dragons'ta stannis baratheon, jon snow'u jon stark yapıp winterfell'in lordu pozisyonuna getirebileceğini söylediğinde, jon'un kafasından geçenlere baktığımızda, jon geçmişte her sabah robb ile yaptıkları antremanları hatırladığını görüyoruz. küçükken birbirleriyle savaşırlarken şovalyeleri ve kahramanları canlandırıyorlar, ben prince aemon'um, ben ser ryam redwyne'ım diye dövüşüyorlar. bir gün jon gaza gelip winterfell lorduyum diye bağırıyor ve ilk kez o gün robb karşılık veriyor. jon'a hayır winterfell lordu olamazsın, sen piçsin, annem asla senin winterfell lordu olamayacağını söylüyor. o gece (stannis'in jon'u winterfell lordu yapacağını söylediği gece) jon rüyasında sur'a tırmanan ölüleri tekrar ölmeleri için aşağı atarken ben winterfell lorduyum diye bağırıyor.

    yani theon'un aksine; jon hayatı boyunca, piç olmasına rağmen (stannis'in teklifini her ne kadar geri çevirmiş olsa da) bir stark olduğunun onayını hayal ediyor zaten. 


     

    ***

     

    robb'un jon'u meşru kılmış olabileceğine dair önemli bir detay da yine a storm of swords'ta bulunuyor.

    lord jason mallister'dan, kartal burnu'na ve boğaz'dan* bozsu gözcüsüne (greywater watch'a) göndermek için iki adet gemi istiyor. mallister ise tereddüt ediyor çoğrafyanın şartlarından dolayı bunun zor olacağını ve bozsu kulesinin de zaten hareket etmesiyle meşhur olduğu için bulunamayacağını söylüyor. 

    robb, bu gemilerin stark sancağıyla yola çıkmalarını böylece crannogmen'in onları bulacağını, howland reed'e yollayacağı mesajın çok önemli olduğunu ve bulunma şansının artması için iki gemi lazım oolduğunu belirtiyor. görevin lady maege mormont ve galbart glover'a verilmesini söylüyor. robb'a bağlı kuzeydeki lordlar için yazılan mektupları ileteceklerini fakat mektuplardaki emirlerin sahte olduğunu, yakalanırlarsa ayı adasına döndüğünüzü belirtin demekte.

    moat cailin'e saldırmadan önce bunlar olmakta ve robb red wedding'te ölmekte. fakat maege ve galbart boyun'a gittikten sonra kayboluyorlar. a dance with dragons'da kızı ondan bashediyor asha greyjoy'a. alysane, asha'ya beş kardeş olduklarını hepsinin kız olduğunu, leanna'nın ayı adasında kaldığını (stannis'e “stark'tan başka kral tanımayız” diye mektubu yazan küçük kız) dacey'in öldüğünü, diğer iki kardeşinin ise anneleriyle birlikte olduğunu söylüyor. 

    yani maege hayatta ve howland reed'e taşıyacağı mesajın ulaştığına dair ipuçları var.

    a dance with dragons'ta theon'un bölümlerinde moat cailin'de ölü insanlar bulunuyor. robb'un planı moat cailin'e saldırmaktı ve howland reed'i bu konuda bilgilendirmek istiyordu, bu saldırılar crannogmen tarafından düzenleniyor (yapılış şeklinden belli oluyor) yani robb'un mesajlarının howland reed'e ulaştığını düşünebiliriz. 

    galbart glover'a gelirsek... bu adamın varisi olan robett glover, beyaz liman'da manderly'lerin yanında. yani ilk entry'de davos'un yanlarına gidip destek istediğini belirttiğim hane. lord manderly'nin salonda bolton ve frey elemanları varken gerçek niyetini göstermeyip, davos'u yargıladığını ve zindana attırdıktan birkaç gün sonra gizlice görüştüğünü biliyoruz. bu gizli görüşmede bulunan diğer kişi robett glover. derinorman kalesi abisi galbart'ın makamı. robett, kral stannis sayesinde bu makamın onlarda kaldığını, stannis'in greyjoy'ları yenip burayı sahibine geri verdiğini söylüyor. 

    manderly ve glover, davos'a piçleri sevmediklerini söylüyorlar. muhtemelen, eğer plan açığa çıkarsa jon snowaçısından iyi olmayacağını, stannis'in cephe alacağını bildikleri için. (çünkü amaç sadece stark'ları winterfell'a geri döndürmek değil, king of the north yapmak ki stannis ile robb'un ayıldığı nokta da bu. stannis açısından, krallığının yarısı çalınmış oluyor) 

    lord manderly winterfell'den kurtulan dilsiz bir çocuğu bulduklarını (büvet ağacının yüksek dallarına saklanarak katliamdan kurtulan bu çocuk, bran ve rickon'u kaçarken görüyor) ve onun bran ile rickon'u gördüğünü, o çocukların yaşadıklarını söylüyor. manderly en azından bir stark çocuğunun skagos adasında olduğunu öğrediklerini belirtip,davos'a bu çocuğu getirme görevini veriyorlar. daha doğrusu, vereceğim bu görevi yapabilirseniz, beyaz bıçak'ın doğusundaki bütün toprakların ittifakını sizin kralınız stannis'e getiririm demekte. 

    manderly hakkındaki bir diğer detay ise, robb stark ondan büyük bir filo yapmasını istemişti savaş sırasında. a dance with dragons'ta bu filo yapılmış bir vaziyette.

    böylece winterfell bolton'lardan kurtarılıp, yine stark'lara verilebilecek. jon snow'un meşrulaştırılması ise daha sonraya bıraklan, daha gizli bir iş. piçlere karşı gereksiz agresifliklerini, bunu gizlemek için takınıyorlar. 

    a storm of swords'ta bran'ın kuzeye doğru yaptığı yolculuğuna gelirsek. yolculuklarında bir noktada jojen reed, dağ klanından insanların onların burada olduklarını bilip bilmediklerini merak ediyor. bran ise üçüncü gözü sayesinde çevreye baktığı için, burada olduklarının bilindiğini söylüyor. dağ insanlarından biriyle, tek bir sefer, yağmur bastırdığında sığınıak aradıkları zaman karşılaşıyorlar. bu kişi onları tanımamazlıktan gelirken; winterfell'de stark'ların olduğu zaman, bakire bir kızın isim gününde kral yolunda rahatlıkla yürüyebileceğini, gezginlerin hanlarda rahatlıkla ateş ekmek ve tuz bulabileceğini, yolların o zamanlar çok güvenli olduğunu fakat şimdileri gecelerin daha soğuk olup kapıların insanlara kapatıldığını, kral yolunda derisi yüzülmüş insanların (bolton'ları kastediyor) olduğunu söylüyor. 

    jojen reed, derisi yüzülmüşü merak ettiğinde ise eleman devam ediyor. bolton piçinin kurt derisine ve ölü insanların yürüdüklerine dair bilgilere iyi para verdiğini söylerken bakışları bran'a kitleniyor. bran zaten ürperiyor. winterfell'da stark'lar varken her şeyin daha farklı olduğunu fakat yaşlı kurt'un öldüğünü, genç kurt'un taht oyunları için güneye gittiğini, buralarda sadece hayaletlerin kaldığını söylüyor. 

    bran'ın öldürüldüğü bilindiği için, bran'ı kastediyor ölülerin yürümesi derken. karşılaştıkları kişi sıradan bir insan değil. yolculuk boyunca gizlice bran'ı izleyenlerden ve kollayanlardan biri. çünkü bolton'lar ölü stark çocuklarının ölü olmadıklarını görüp onlara haber verecek olanlara ödüller bahşetmekte. ayrıca, jojen ve bran daha kuzeye, (sur'a nasıl gidebileceklerini sorduklarında, bu adam sur'a gitmelerinin pek akıllıca olmadığını belirtmekte.)

    dağ klanı insanları winterfell'in bolton'lardan alınması için stannis baratheon'un safına katılıyorlar son kitapta.

     

     

     


  8. Bugün biraz daha uğraştım, kurtarma programlarının ana olayı bilgisayarın hdd'yi görmesi, fakat bios haricinde pc'de hdd'yi gören bir şey yok. (o da her zaman değil, baştan başlatıyorsan görmüyor, ilk kez açıyorsan görüyor ama görmesi de uzun sürüyor)

     

    hiren boot cd ile de, bootable disk yazılımlarıyla da hdd gözükmüyor.

     

     

    bozulduğu günün gecesi hiren boot cd görmüştü iyi bari demiştim fakat elimde başka hdd olmadığı için kapayıp sökmüştüm, yeni hdd gelince tekrar takayım da dosya aktarayım dedim, durup dururken görmemeye başladı. 

     

    Deneyeceğiz bakalım daha da..


  9. pcde ssdye windows 7 yuklu, 1 internal 1 tane de external hdd var.

     

    Cuma gunu windowstayken bilgisayarima bir baktim internal hdd gozukmuyor, sasirdim, pcyi bastan baslattim yine gormedi, o sirada boot ekraninda da gozukmemisti. ikinci kere bastan baslattigimda ise windows acilmadi, loadingte tikaniyor. guvenli kip denedim o da acilmadi. win recovery yapayim dedim o da olmadi. sonra baktim bios goruyor.

     

    hiren boot cd kurdum usbye, ssddeki bilgileri hddye atayim da yeni win 10 kurayim dedim. intrnale attim bilgileri. kurduk yeni windows fakat hddyi pcden cikardim zarar gelmesin diye, kenara koydum.

     

    bugun yeni hdd geldi. eski hddyi de taktim verileri almak icin. fakat pc eski hdd takiliyken ya hddyi gormuyor, ya benzeri bir hatadan tikaniyor (asus anakart a2 hatasi veriyor ve siyah ekranda bekliyoruz.)

     

    hiren boot cd ile deniyorum, bios bazen hddyi goruyor fakar hirende linux hddyi gormuyor. mount unmount secenekleri falan yok yani, sanki hdd hic takili degilmis gibi.

     

    eski bozuk hddmi bile goeuyordu, smart faiulure vermis hdd den bilgi kurtardiydim.

     

    fakat su an hic bisi yapamiyorum. delirecegim. 3-5 deneme ile bios hddyi gormekte ama hiren boot cd gormuyor, windows hic gormuyor, zaten windows baslatmaya kalktigimda genelde baslatamiyor o hdd takiliyken.

     

    smart failure da vermesi, virus falan mi engel oluyor acaba bu hddye.

     

     

    bu arada saka gibi 3 yil once bozulan ve butun cabalarima ragmen butun verileri kurtaramadigim eski 500gb hddmi tekrar takayim dedim ve ondaki verileri su an sorunsuzca kurtariyorum. Delirecegim.


  10. Oyuncak geyik Stannis'in kızının geyiği, kıza Davos kendi yapıp vermişti onu. Geyik yanık olduğundan Davos kızın yakıldığını anladı, gelecek bölüm Melisandre'den hesap soracak gibi.

     

     

    Bariz braveheart cakması bi bölüm olduğunu saymazsak (kalkan olayı da 300den) ve tabi ki bazı abartıları.. son 8 bölümdür türk dizisi mi izliyorum sorusundan kurtarıcak bi bölümdü..

     

    İkinci eleştiriyi yapayım buna, 300 ile bir formasyonun benzerini gördük diye her şey onun çakması olacak değil.

     

    Bu bölümdeki savaş, özellikle kalkanlarla kapana kıstırma sahnesi Battle of Cannae'den alınma. Yönetmenin araştırdığı diğer savaş ise Battle of Agincourt.

     

    https://en.wikipedia.org/wiki/Battle_of_Cannae


  11. Bu Sansa salagi neden Tully'lerin gelecegini gizledi? Bu kismi tam anlayamadim. Littlefinger kaypak bir adam oldugu icin Jon karsi cikar diye mi?

     

     

    NTV web sitesi de sabah sabah direkt spoiler haber cikarmis, "Intikamin faturasi agir oldu" diye. Hiyarlar, haber okumaya gidiyorum spoiler yiyorum.

     

    Sansa dizide ve kitapta en çok değişim gösteren karakterlerden biri. Jon ve Jaime ile birlikte. Dİzide ise Jaime aynı, Jon kısmen değişti, Sansa daha çok değişti. Sansa'nın değişimi şu şekilde, insanlara karşı naif bakış açısı yok oldu. Bir çok şeye tanık oldu ve artık temkinli hareket etmekte. Jon Snow'a güvenmediği için değil, onu yıllardır görmediği ve pek de tanımadığı için, Littlefinger/Eyrie ordusunun yardım edeceği teklifine Jon'un nasıl bir tepki vereceğini pek kestiremediği için bahsetmiyor. 

     

    Jon'un sayıca az olduğu kısmı savaşın kilit noktası. Bu yüzden Ramsay meydan savaşı yapıyor. Eğer Littlefinger'ın orduyla geleceği, savaşa katılacağı bilinirse, Ramsay Winterfell kalesinden dışarı adım atmaz ve Winterfell'i kuşatmak öyle kolay iş değil. Theon kuşatma yaparak değil, içeriden fethetti. 6000 kişilik ordusu olan Wİnterfell'i ele geçirmek için 20000 asker lazım en az. Geçen bölüm Blackfish, kale kuşatmasında boşuna Jaime'ye artizlik taslamıyordu, 9000 kişilik Jaime o kaleyi 2 senede zor ele geçirirdi. Benzer şekilde Robert's Rebellion sırasında Stannis, Fırtına Burnunda kalesinin Mace Tyrell ve Redwyne ordusuna karşı uzun süre savundu fakat yeterli erzakları yoktu, fare kedi vs yediler, Davos geldi, Soğan Şovalyesi oldu getirdiği soğanlarla. Daha sonra Ned Stark yetişip Tyrell'leri yendi kuşatmayı kaldırdı.

     

    Kısaca.. Fatihin toplarından yok Westerosta. Kale kuşatması öyle kolay iş değil. (devin gelip kapıyı kırması extrem bir olay tabi. kalede bekliyor olsalar devin de icabına bakabilirlerdi kaleye ulaşamadan)

     

     

     

    Littlefinger'In derdi kuzey lordu olmak değil. Bu adam ufaklığından beri lordlar tarafından sen aşağı tabakadansın diye aşağılanıyor vs. Catelyn'e de aşıktı... adam bütün haneleri birbirlerine düşürüp iti ite kırdırıyor kendi deyimiyle. Soylu kesimi sevmiyor. Sansa'yı ise bir süre sonra Catelyn'in gençliği olarak görüyor. Kitapta Sansa'yı bir yandan kızı gibi görürken bir yandan da aşık gibi.

     

    Dolayısıyla, Littlefinger'ın tek zayıf noktası Sansa, ölürse Sansa sebebiyle ölür. 

     

     

    Kalkan olayının 300'den olduğu kısmına pek katılmıyorum. Savaşlardaki taktikler belli, kalkanlı spearmen kullanan bütün ordular 300 çakması olur o mantıkla. Sahnelerin çekim tekniği çok farklıdyı.

     

    Son bölüm olacak bir şey kesin. Cersei wild fire kullanıp şehrin bazı yerlerini patlatacak ateşe verecek. Chekov'un silahı gibi her birkaç bölümde bir bahsi geçti şu wildfire'ın, hatta bu bölüm Tyrion nerelere gömülü olduğunu da söyledi Daenerys'e, spoiler verdi bizde. 

     

    Ramsay ve Rickon'un öleceği barizdi 9. bölüm. 

     

    10.bölüm de en az bir kişinin ölmesi gerekiyor. Benim tahminim Tommen. (bunun yanına Loras Tyrell'de eklenebilir diyeceğim ama Martell'lerin varisi o adam, dolayısıyla sıkıntı olur)

     

    Bir de kitapta olan bir olay var, o kişi de ölebilir fakat spoiler vermeyeyim. 

     

    Cleganebowl ise çok beklenen bir şey fakat henüz olmayacak gibime geliyor, Sandor'un hikayesi dizide biraz daha farklı gidiyor. Trial by Combat da yasaklandı zaten.


  12.  

     Euron Greyjoy'un villain olması bir yana, adamı görünce hatırlamadım bile, kimdi neydi hiç kasmadım yani... 

     

     Ne yapsak, bu saatten sonra kitaba mı başlasak ? :)

     

    Euron diziye yeni geldi, abisi Balon Greyjoy'un ölümüyle... hatırlanmaması normal. Fakat herifin yaptıkları ve amaçları falan korkutucu. Valyria'ya giden dönemiyor niyese, bu herif gitmiş dönmüş, Valyria çeliğinden armor bulup üstüne giymiş tabi oraya gittiği için. Westeros'ta millet valyria çeliği kılıçla övünür bu herif zırh bulmuş, kimsede yok böyle bir şey. Kardeşi Aeron, zırhı görünce şok oluyordu zaten, bir de Euron'un Valyria'ya gittiği için delirdiğini düşünüyor. Ayrıca ejderha kontrol edebileceği söyleniyor, söylenti bu tabi fakat bir tane horn bulmuş bu iş için... Şöyle bir söz var, Balon was mad, Aeron is madder, and Euron is maddest of them all. 

     

    Hocam game of thrones evrenini sevdiyseniz ve olayların detaylarını merak ediyorsanız, karakterlerin kafalarından geçen düşünceleri (grrm'nin önemli bir özelliği bu, bazı karakterlerin gözünden bakıyoruz olaylara, gerçekten ne düşündüklerini görüyoruz.), içlerinde yaşadıkları çekişmeyi falan merak ediyorsanız  kitapları tavsiye ederim. Ben 3.sezon bittikten sonra başlamıştım kitaplara, gayet memnun kaldım. Karakter point of view'ları sayesinde izlediğim şeyin aynısını okuyormuşum hissi olmadı. Mesela Valyria'nın yok oluşu hikayesinin detayları esas olarak Arya'nın bravoos bölümlerinde geçiyor, dizide Jaqen olarak gözüken, kitapta Kind Man olan kişi Arya'ya faceless man'in nasıl ortaya çıktığını anlatıyor, Valyria'yı falan anlatıyor. Arya dizidekinin aksine kitapta görev verilen suikastlerde başarılı oluyor güzel yöntemler bulup. (dizide arya insanlıktan çıkmış soğuk kanlılıkla suikast yapıyor izlenimi verdirmemek için başarısız yaptılar sanırım.)

     

    Fakat sonuçta kitap ve sayfa sayısı fazla, evreni çok sevmediyseniz sıkılabilirsiniz.


  13. Bence bu bölüm kötü değildi ortalama olarak. Arya ve Tyrion/Daenerys sahneleri kötüydü sadece.

     

     

    Sıkıntı GRRM'nin yavaşlığında değil, Benioff ve Weiss adaptasyon işini iyi yapıyorlar (ilk sezonlar örnek) fakat yazarlık becerileri sıfırın altında. Kendi kendilerine kitaptan ayrılıyıp başka şeyler deniyorlar ve o denedikleri şey hüsran oluyor. Dizinin ilk 2-3 sezonunun iyi olmasının nedeni, kitaptan çok az ayrılmaları, fakat 4. ve 5. sezonda George Martin'in yazdığı yerleri değiştiriyorlar, senaryo vasatlaşıyor. İzleyici sayısı arttığı için pek umurlarında değil.

     

    Dorne sahneleri kitapta var, fakat kitaptaki dorne senaryosunu baştan aşağı yok sayıp kendi kafalarından bir senaryo oluşturdular, izleyiciler sevmedi haliyle. Sonra da Dorne'u bitirdiler.

     

    Arya sahnelerinin bu bölüm çıkan sonuçlanışı hariç hepsi kitapta var, fakat kitaptan ayrılıp farklı bir şekilde çektiler, sonuç hüsran.

     

    Iron Islands senaryosunu da değiştirdiler, bundan da pek memnun olan yok. Euron Greyjoy'un yanında Joffrey, Ramsay falan sabi sübyan kalır, adam villain'in hası, dizide pek bir olayını göremedik.

     

    Stannis'in kuşatmasını ve Riverrun kuşatmasını değiştirdiler, onlar da pek tutmadı. Blackfish burada yazılan gibi kimseye faydası olmayan bir adam değil, adam efsane. Fakat dizi bunu pek işleyemedi sanırm. Öldürülmesinin nedeni maliyet kısmak bence. Benzer nedenden bu bölüm ejderha da gösterilmedi tam.

     

    Kitapta mesela oo Berric Dondarrion tekrar diriltildi veya Jon tekrar diriltildi o zaman herkes diriltilir diye bir düşünce oluşmuyor okurken. Hangi şartlar altında dirildikleri belli. Diziyi izleyenlerin çoğu ise 2 karakter dirildi diye şimidye kadar ki bütün ölen karakterlerin tekrar diriltilebileceği fikrine adapte olmuş durumdalar. İzleyici ve okuyucu kitlesi farklı tamam fakat dizinin bu altyapıyı iyi kuramadığını düşünüyorum, sıkıntı ondan kaynaklanıyor. 

     

    Mesela yüzüklerin efendisinde Gandalf tekrar dirildi, Frodo ve Aragorn öldü sanıldı vs... kimse de çıkıp aa bunlar ölmediyse diğer ölen karakterler de ölmemiş olabilir diye teori kasmadı.

     

    Benzer şekilde dizide karakterlerin yanlış yansıtılmasından dolayı geçen bölüm Waif'in Arya'yı öldürmeyip karnını bıçaklaması nedeniyle elli tane teori çıktı yok Arya aslında Jaqen'miş bilmemneymiş, Arya Waif kılığna girmiş falan, bu bölüm o teorilerin hepsi çöpe atılabildi neyse ki. Kitapta Arya'nın Bravoos plotu ne kadar iyiyse dizide o kadar kötü. Arya dizide sadece kalbur üstü dövüşmeyi öğrendi, bütün diyarın korktuğu faceless man ise dandik bir suikast örgütü gibi gösterildi.


  14. Kitapta Mountain ölmüyor, turnuvada red viper'ın mızrağı zehirliyor, günlerce bağırıp çığırmaları duyuluyor. Qyburn zehri durdurmak için deneyler yapıyor adamın üstünde. Ölüyü diriltmiyor yani. Ama dizide ölüyü diriltti resmen.

     

    Hound ise yorulup ağaca yaslanıyor mecali kalmayınca, arya terkediyor. Dizideki gibi uçurumlardan tepe takla düşmüyor, çok saçmaydı o düşüş be.

     

    Arya ne ara öldü sanıldı onu hatırlayamadım dizide.

     

    Stannis ise adamına öldüğüm haberini alabilirsin hatta bu doğru bile olabilir falan diye bir şeyler söylüyor, kendini bilerek öldü gösterme ihtimali var ciddi ciddi. (dizide kesin öldü, şüpheye yer yok.)

     

     

    Dizi şaşırtmak için, ters köşe için garip garip işler yapıyor sonra haliyle artık aa ölenler diriliyormuş salla gitsin düşüncesine girildi tabi.


  15. Bu arada son 3 bölüm uzun olacak, normalde 45-50dk sürerken bölümler, 8 ve 9. bölüm 55-60dk'yı zorluyor, final ise 1 saati geçiyor. 

     

    Bölüm adlarına bakılırsa 9.bölümde winterfell'de savaş var. Jon son anda orduyu toplar Ramsay'i yener.

     

    Bugün farkettiğim bir sıkıntı var gibi kral diyarında. Cersei'nin geçen sezon başlangıcında gösterilen flashback'ine göre (kitapta da var bu) Cersei 3 çocuğunun da ölümünü görecek. Dizide 2si öldü, Tommen kaldı. Belki bu sezon finalinde Tommen ölür. Fakat bu çocuk ölürse kral kim olacak? Kitapta Stannis yaşıyor, kızı yaşıyor, Tommen'in kız kardeşi Myrcella yaşıyor hatta Myrcella Dorne'da yaşadığı için (ve Doran Martell dizideki gibi öldürülmediği için) Tommen öldüğünde Dorne Myrcella'yı kraliçe ilan edebilir...

     

    dizi çatır çutur karakter harcayınca bu olayı hesaba katamadı gibi. Margaery'e dul bir şekilde diyarı yönettirirlerse dandik olur.


  16.  

    Sandor'a yer verilmesinin nedeni, karakter arc'ının hala devam etmesi. Kitapta da ölmedi, dizide de öldüğü gösterilmemişti zaten iyileşti. Mountain ile dövüşmesi bekleniyor. Bence bu sezona  yetişmez.

    https://imgur.com/a/7R5KO#r5fMnw0

     

    Dizi bazı yerlerde sıçtığı için toparlayamıyor. Mesela bu bölüm Lord Glover bizi Boltonlar kurardı diye artizlik yaptı, kitapta Gloverları boltonlar değil Stannis kurtarıyor. Dolayısıyla bu sahne saçma sapan. Jon Snow az adamla takılsın, son bölüm bütün orduyu toplasın da şaşırtalım diyorlar sanıırm.