Peregrine

Güle güle kullanın; umarım sorunlar da çözülür.

Bu zerzevat geldi, bayağı da sefil bir şey, alttaki vidaları sıkıştırmak istedim düşen olmasın diye, çoğu boşa dönüyor. Dolgusu normal/istenen bir yumuşaklıkta ve oldukça rahat ettim. Ama raha etmemin sebebi bunun kaliteli bir sele olması değil uygun pozisyonda oturma kemiklerimin sele üzerinde arka kanatlardaki uygun yerlere düzgünce basması böylece yük sadece yumuşak dokuya binmiyor ve ağrı oluşmuyor. Havanın kapalı olması ve yağmur riski sebebiyle 24 km yapabildiğim selenin sınırlı ilk tecrübe sürüşümde neredeyse sıfır ağrı ile tamamlandı. Hayır Bisiklet Alman üretimi ve üzrindeki orijinal sele de Selle Royal üretimi ama demek ki benim toto anatomime uygun değilmiş. Sonuç olarak sele 200₺ için gayet iyi. PS: Pedallar da Fransa, Marseller üzerinde Almanya'ya geçti, ben göremedim ama pedallarım Avrupa gördüler :))

Hem şundan hem de elektrikli (şarjlı) kullanmış olanınız var mı acaba? Varsa ikisi arasında bir kıyaslama yapabilirler mi acaba? Ben bundan oldukça memnundum, fiyatlar uçunca o kadar da şeyapmamak lazım deyip oral-b 2'li ekonomik fırçalardan stokladım. Tabi Pulsar ile fırçalama süresi daha az oluyor. Kötü tarafı pilini fırça eskimeden bitirmeyi başarırsanız pili değişmiyor, yani en azından ben aleti bozmadan değiştiremedim, gerçi pil bitmeden önce zaten kıllar dağılıyor, değişim zamanı geliyor. https://www.amazon.com.tr/dp/B004PU0QJQ/ref=asc_df_B004PU0QJQ1661551200000

Market işi Oral-B Pulsar'dan öresi biraz gereksiz geliyor bana, bunlar hep para tuzağı sanki.

Hawaii'den egzotik ve kawai bir hanım bulurum diyorsunuz yani sayın hocam.

1) Kilitli (SPD) pedal https://www.amazon.com.tr/gp/product/B01L06V5WO/ref=ppx_yo_dt_b_asin_title_o01_s00?ie=UTF8&psc=1 2) Pressure relief sele https://www.youtube.com/shorts/q8NDDbtOOrc https://www.hepsiburada.com/selle-san-marino-sm-56-jelli-bisiklet-selesi-sle-337-p-HBCV000004XFLA Sele çok iyi çıkmazsa zaten Decathlon sele kılıfları 140₺ oldu ben bunu 200₺'ye aldım. Diğer daha az kullandığım bisiklete takar geçerim, ondaki Jelli Selle Royal marka seleyi de daily driver bisikletime takarım. Bunların takılacağı daily driver bisiklet de şu: (Ghost Square Urban 5.8 : Gates Carbon Drive kayış ve Shimano Nexus/Alfine 8 vites sistemi var) Bunun üzerinde gelen sele de aslında malzeme kalitesi ve marka olarak güzel bir şey ama her nedense benim kasığımı tahriş ve yara etmek gibi bir huyu var. Geçen hafta ilk gün 32 ertesi gün de 24 km yaptım, yol açtığı hasarı ancak pişik kremi ile toparlayabildim.

Teşekkürler. Kurulumu silmiştim, hemen indirmeye başlayayım o zaman. 😁

Bunun yine server slam adında bir open beta'sı başlayacaktı bugün, oyunu satın almayanlar da open beta gibi oynayabilecek mi? Bilginiz var mı arkadaşlar?

Mini led denen şey zaten full array backlit'in daha fine grain, yani daha fazla led'den oluşmuş hali, daha fazla led kullanmak için de led'lerin küçülmesi gerekiyor bu da teknolojiye ismini veriyor zaten: mini led. Mini led'in avantajı çok sayıda normal led ile yapılmış aydınlatmadan çok daha fazla dimming zone'a imkan tanıması. Dimming zone sayısı artması elbette dramatik bir iyileşme sağlasa da her pikselin kendi ışığını verdiği oled ya da micro-led teknolojileriyle yarışamıyor. Mini led'i normal QLED'in çok daha fazla dimming zone'a sehip olan bir varyantı olarak düşünün keza öyle zaten

Proxmox'u nerede çalıştırıyorsunuz hocam, x86 router box'mı yoksa şu mini workstation tarzı düşük güç çeken bir sistem alıp 1/2.5 GbE kart mı taktınız? Kurulum şeması nasıl; ben de yapmak istiyorum da

Kimsede ölü piksek falan yoktur umarım. Herkesin OLED'i sağlam mı?

Ben daha bir şey indirip denemedim ama onayli BT clientlerden birini kullandığınıza ve belirtilen protokolleri (DHT, vs) kapattığınıza emin olun derim.

Bir tane kaptım outlook hesabıyla (gmail'i yine kabul etmedi 🤡) teşekkürler. 🕺

https://www.youtube.com/watch?v=0Bq9TOA7EiQ

infestor hocam bizi trollemiyorsun umarım 😅 sgi doğrusunu açıklamış bu arada. 👍

Dediğiniz sadece intra frame'lerin lossless compression olayı ancak dosya boyutu ve depolama alanı sorunu olmadığı, örneğin müstakil SAN üniteniz ve onlarca enterprise level drive'ınız varsa, olabilir ama para içinde yüzen MKBHD (youtuber olan) bile 8k Red marka kameralarından aldığı çıktıyı o şekilde saklamıyordur herhalde. Middle-out deyince aklıma hemen Gilfoyle'un çift elle gösterdiği aksiyon gelip gülme krizine giriyorum. Çizimde çift elle ne yaptığının hint'i var.

Burn-in bakmak için düz bir gri ekran kullanıyorsunuz değil mi? Bazı çok belirgin olmayan durumlarda ancak o şekilde görülebiliyor sanırım.

Video'dan minik kesitler seçerek (örneğin 1dk ya da 5dk) bu kesit için çok sayıda codec ve kalite faktöründe kodlamalar yapın, ve aynı dosya boyutunu veren ayarlar üzerinde karşılaştırma yapın. 5mb nvenc çıktıs ile 10mb x264 çıktısını karşılaştırmak adaletsiz ve aynı zamanda da mantıklı olmayacaktır. Bunu aynı codec'in farklı encoderleri (nvenc h264 ve x264) arasında yapabileceğiniz gibi tamamen farklı codec'ler arasında da yapabilirsiniz; örneğin av1 ve x265. Ben bu şekildeki denemelerimde dosya boyutu ve encode hızı (fps) sabit tutulduğunda x265'in çok daha az sıkıştırma artifact'i verdiğine şahit oldum. Tabi bu x265 Ultrafast CQ:20 ayarları ve buna denk gelen AV1 ayarları arasında oldu. AV1 ve x265'i her ikisinin de en yavaş kodlama hızlarında kodlatsam muhtemelen av1 baya bir fark atardı ama software kodlamada öyle bir vakit ayıramam keza uygulanabilir bir durum olmaz. Düşünün 40 dk'lık diziyi 3-5 günde re-encode edersiniz. nvenc h264 konusunda ise zaten muhtemelen 3 kalite ayarı falan veriliyor ve bunun en kalitelisi x264'ün fast ayarına falan denk gelir herhalde o da çok iyimser bir tahminle. Dediğim gibi yüksek kaliteli bir video'dan küçük kesitler alıp bizzat deneyebilirsiniz.

Tamam ekran kartının nimetlerinden yararlanarak encode işlemini hızlandırmak istiyorsunuz ama h264 için zamanında yaptığım denemelerde ne intel QuickSync ne nVidia HW encoder'ları bir x264 kalitesini verememişti. Bu işin x265 için de AV1 için de farklı olacağını sanmıyorum. x265 en hızlı modu olan UltraFast'de bile çok tatminkar ve hızlı sonuçlar veriyor. Siz de aynı video kesitini değişik ayarlarla encode ettirip iyice bir ekran başında "pixel peeping" yaparak kendi deneyiminizi edinebilirsiniz. Bence HW encoder'ların en işe yaradıkları kullanım alanı, ayrı capture donanımı gerekmeden, oyunlarda vs. screen capture yapabilmeleri.

Ben aslında takip ediyordum, bir ara soğudum sonra devam etmeye çalıştım tat vermedi, bu aralar yaşadığım bıkkınlık/bezginlik sendromunu aşabilirsem tekrar şans vereceğim, tabi torrent akar.

La Luna - Belinda Carlisle https://www.youtube.com/watch?v=FBu2ZWMPIb0

Kapattım gitti. 'twas too rich for my blood anyway. Torrent akar.

Ben de büyük boyutlu 1080p h264 dosyalarda (atıyorum 40dk lık dizi 4.9Gb gibi) %66nın üzerinde yer kazancı oldu. Kaynak dosya mevzusuna gelince 4k ve iyi kaliteli bir videoyu 1080p olarak kodlayacaksanız orijinal/kaynak dosyaya ihtiyacınız yok. Sonuç yeterince iyi oluyor.

İlla gpu desteği şart değilse Handbrake var ancak benzer hızlarda encode'lar için x265 preset'im daha iyi sonuç verdi (ben bunu x265'in çok oturmuş bir encoder olmasına yoruyorum) ve bizim 4k LG TV'nin dahili media player'ı h265 oynattığı için, x265'in DLNA üzerinden TV'de oynatabilme gibi bir avantajı oluyor. Ama vakit sorun değilse, çıktı dosyası boyutu sabitken, en yavaş x265 modundan en yavaş AV1 modu daha iyi görüntü verecektir. Önerdiğim x265 preset ise Constant Quality: 20, Encoder Preset: UltraFast (diğer x265 ayarlarını olduğu gibi bırakın) şeklinde. Tabi çok fazla temporal noise varsa, final dosya boyutunu küçültmek adına, bir ön NR filtresi çalştırmak lazım.

The Next Generation, Voyager ve Deep Space Nine hep ilintili ve aynı dönemin dizileri ya o bakımdan yazdım hatta aynı karakterleri de paylaşırlar. Star Trek Enterprise'ı da ara ara birer bölüm izliyorum. Quantum Leap abiyi seviyoruz.