kHanTW

Peaky Blinders için notumu yükseltiyorum, sarıyormuş...

Açıkçası tablet ile bir şeyler okurken de gözlerim çok aman aman yorulmuyor, neticede günde 10 saatten fazla bilgisayardan bir şeyler okuyan insanlarız. Ama psikolojik mi bilmiyorum, e-kitap okuyucu ile daha rahat ediyorum. Dahası sadece bu iş için bir cihazın yanımda olması hoşuma gidiyor. Cebimde taşıyorum, asansörde ve kırmızı ışıkta bile okuyabiliyorum. Bence de kitaplara bariz rakip bir teknoloji. Öncelikle evimde kitap kolilerinden ve kitaplardan artık bıktım. Belki çok entellektüel olmayan bir yaklaşım ama kitaplar eskisi kadar huzur vermiyor, sıkışmışlık hissi yaratıyor. Hayalimde uzakta bir kulübe yapmak ve kitaplarımla orayı doldurmak, yani mancave oluşturmak, evimde de tek tük kitap bırakmak var. (Yani henüz ne tam vazgeçebiliyorum, ne de o sıkışmışlık hissini istiyorum) Dahası kalın kitapları taşıması zor. Bu cihaz (güzel bir kılıfla) kendine yer buluyor, bir süre sonra enstrüman gibi oluyor. Gene kalın kitaplarda (belki size çok önemsiz bir detay gibi gelecek ama) açılınca ince kısmın kalın kısmın üzerine kapanmasını hiç bir zaman sevmemişimdir. Dahası bazı kitaplarda fontların zayıf basılması, kağıt ince olduğu zaman arkadaki yazıların belli olması ya da çok küçük fontlar gibi şeyler beni rahatsız edebliyor. Geceleri kendi aydınlatması olan bir cihazı okumak normal kitaptan daha kolay , tek elle okumak da güzel bir şey. Zamanında kaset, CD , VCD , DVD vs. koleksiyonu yapmış ve bunlara kıymet vermiş , zamanla bunlardan vazgeçerek bırakmış biri olarak söylüyorum, elektronik kitap , bu işin geleceği gibi gözüküyor. Traktörün öküzü tarlalardan kovduğu gibi kovsa şaşırmam. Bu arada baskı ve kağıt maliyeti olmadığı, dağıtıcı, lojistik ve (benim çok kıymet verdiği) kitabevi beş kuruş kazanmadığı, depo maliyeti olmadığı halde bile normal kitap ile elektronik kitabın aynı paraya satılması bence büyük bir saygısızlık, onu da söyleyeyim. Olması gereken, aynı Spotify'da olduğu gibi geniş bir abonelik sistemi, o da ileride gelecektir.

@@OnLyTNT : Geç bile kalmışsın hacı, ben ismine kanıp da izlemediydim uzun süre... Peaky Blinders diye bir diziye başladım, fena gitmiyor gibi. Güzel dizi ama gene de bir Power tadı vermedi henüz...

Steve Jobs biyografisi okuyorum, bir ara niyetlenmiştim, ancak vakit bulabildim. Bence oldukça etkileyici, adam güzel yazmış... Ronald Wayne'in vizyonsuzluktan bıraktığı %10 apple hissesinin hikayesi gene gözükü yaşarttı.

@@JardeL : Vodafone beceremedi bu işi... Biz DHW tayfasından 4 kişi aile kurarak konuyu bağladık 3 aylığına, Vodafone ile cebelleşmeye değmeyecek muhtemelen... Umarım yapabilirsin, konuyu merakla takip ediyorum. Vodafone hesapta Digiturk Play diye bir şeyin de aboneliğini bedava veriyordu, şikayetvar sitesi bunun yapılamaması ile ilgili şikayet dolu, digiturk'ü arayanlar "sözleşmemiz bitti" cevabıyla karşılaşıyorlarmış.

Aklınıza gelebilecek en kötü Türk komedilerini bile (maskeli beşler falan) izleyebilen ben, Recep İvedik 4'ü zorlamama rağmen bitiremedim. En çok izlenen filmler listesinde başta olması gerçekten uygunsuz bir şeyleri buraya yazmadan çok da ifade edemeyeceğim bir durum.

@@JardeL : Yapabilirsen sevinirim, ben denemiştim ve vermemişlerdi... Olsaydı hem netim artacaktı, hem de o 3 ay netflix i çatır çatır kullanacaktım. Sen yaparsan ben de seni emsal gösteririm, iyi olur.

@@CandleGarden : Tekrardan izlemenin zamanı gelmiş, canım çekti, Tyrion'un savunmasını izledikten hemen bir sonraki bölümü açasım geldi.

Benim Hasanbey siparişi geldi, oldukça memnunum paketlemeden... Kocaman bir kutu içerisinde, her ürün ayrı paketlenmiş şekilde geldi. 3 kilo süt için iki tane soğutucu koymuşlar, onları da (resimde yok) kesinlikle sızdırmayacak kalın bir torba içine yerleştirmişler. 3 kilo süt , yanında iki soğutucu ve ufak cam kavanozda yoğurt mayası, 1 adet büyük ekşi mayalı çörekotlu ekmek, 1 kilo cam kavanozda süzme yoğurt, 250 gram şeker domatese toplamda 31 TL verdim, kargo ödemedim.

Bir ay öncesinden sözüm varmış, oyunlara devam Color my heart : Ödüllü bir oyunmuş ama çok kısa, demo mahiyetinde. http://www.gamesolo.com/flash-game/color-my-heart.html Shift 4 : Güzel fikirli bir oyun. http://www.mousebreaker.com/game/shift-4 Rubble-Trouble : Bina yıkma oyunu http://www.mousebreaker.com/game/shift-4 Red Remover : Güzel oturtulmuş bir fizik oyunu, ben bitirdim http://www.thegamehomepage.com/play/red-remover/ Filler : Bağımlılık yapıcı oyunlardan, ekrandaki zıplayan toplara dokunmadan ekranı doldurmaya çalışmaca. http://www.physicsgames.net/game/Filler.html Impossible Mission : Commodore'daki şahane oyunlardan biri. Küçükken niye bitiremezdim diye kendimi üzerdim, şu yaşta hala bitiremiyorum, çocuk halimin yapacağı bir şey yokmuş. Zormuş http://impossible-mission.krissz.hu/ Çubuk adam: Bir çok örnekten bir tanesi http://www.oynabitir.com/cubuk-adam/ Hexagon : Nefret edilesi bir oyun, ama arada oynuyorum http://terrycavanaghgames.com/hexagon/ Craps oyunu: Aslında bedava bir barbut simülasyonu idi ama site yasaklanmış sanırım. http://www.vegasslotsonline.com/table-games/craps/#

@@JardeL : 4 kişi aile kurup kişi başı 10 liraya getirmek mümkün... Ben daha vodafone olayını başlatmadım, elimdeki blutv nin süresi bitsin diye bekliyorum.

@ : Güzele benziyor, 30 TL üzerine de kargo bedavaymış, deneyebilirim... Süzme yoğurdunu özellikle merak ediyorum, iyi süzme yoğurt zor bulunuyor.

Hakikaten çocukken çok güzel bir şeydi bu, tabi filmi bulunmazdı, Mekke falan olurdu ancak.. Keşke ucuza çizgi film cart curt satılsaydı ben çocukken, şimdi bakıyorum da, yapması çok zor bir şeye benzemiyor çünkü...

@@Erwin : Firefly potansiyeli tanımı beni direk aldı içine , not aldım

Olması lazım, ben izlemiştim yakın dönemde... @@libra78 Bugün netflix aboneliğim bitiyor, bir süre ara vereceğim bakalım, alternatiflerini biraz denemeye çalışacağım..

Daha önce izleyip gene izlediğim filmlerden "The Game" i öneriyorum. Benim puanım 8/10 Normalde Michael Douglas'ı pek sevmem ama bu, çok başarılı bir David Fincher filmi...

@@fortuneteller : Hiç kullanmasam da üzüldüm açıkçası, sonuçta öyle bir seçeneğin olduğunu bilmek iyiydi. En kötü, para verip kullandığımız sistemlere göre daha kaliteli olmalarını argüman olarak kullanıyorduk, bknz. 5 mesaj yukarısı. Neticede yasal olmayan bir şey, bu kadar dayanması bile şaşırtıcıydı...

Aralıklarla yaptığım gibi, Law Abiding Citizen filmini tekrar önereyim Bugün BluTV'den 3/4 ünü izlemeyi başardım, hala çok güzel film.

@ : Yok yok, zaten kitap öncelikli, kitabı okuyamadığım için sistem kilitlendi... (Yoksa günde 3 tane film izliyorum )

İzlemek istediğim bir film Netflix'te yoktu, mecbur BluTV'ye geçtim. Search'ü hakikaten çok zor, bir filmi bulmak için o filmin Blutv'de olduğunu bilmek gerekiyor. Filmde eğer altyazı ya da dil değiştirmek isterseniz film baştan başlıyor. 2-3 defa baştan başlattım. Altyazı uyumsuz... Ya böyle bir şey mümkün mü, on-demand hizmet veren bir sistemin "altyazılı izle" amatör sitelerinden bile kötü olması mümkün mü ? Altyazı uyumsuz olunca diğer dili de deniyeceğim ve kapatacağım diye tekrar tekrar başlattım, altyazıyı kapatınca dublaj tekrar Türkçe'ye döndü, tekrar onu da kapatıp baştan başlatmam gerekti. Özetlersek filmi izleyebilmek için 5-6 defa baştan başlatmam gerekti. Şu an filmi izliyorum ama ilk 10 dakikada 3-4 defa film kısa süreliğine durdu yükleniyor ekranını gördüm. (Bu cümleyi yazarken bir kez daha oldu, çok da kısa süreli olmadı) Yeni yılın başında Netflix aboneliğim bitiyor, biraz BluTV ile devam ederim diyordum ama çok da öyle olmayacak sanırım...

@@stardust : Breaking Bad ve Se7en, ikisi de şahane ürünler, şahane sahneler...

@@JardeL : Marslı filmini o yüzden izleyemedim, kitabını aldım, okuyacak vakit bulamadım, ikisi de kaldı. Size 2007'den Fracture filmini öneriyorum , zamanında çok keyifle izlemiştim, şimdi ise kötü havada battaniye altında tekrar izledim, gene çok hoşuma gitti. Antony Hopkins ve Ryan Gosling oynuyor her anını keyifle izletiyor.

Sevan Nişanyan'dan Kelimebaz'ı okuyorum... Kalın da bir kitap, daha yarılayabildim. Sevmeyeni çok (şu anda hapiste olan) bir yazarın, sevmeyeni çok bir gazetedeki makalelerinden oluşma bir kitap. Biraz kalın olduğu için yarısına kadar gelebildim. 2 sayfalık parçalardan oluştuğu için bölük pörçük okumalara çok uygun. Örnek bir tanesi aşağıdaki gibi. Ben keyif alarak okuyorum, tavsiye ederim.

Zamanında cepteteb ulaşım masrafının yarısını veriyordu 100 liraya kadar ve ben o sıralar her ay istisnasız yüzlerce lira ulaşım harcaması yapıyordum. Farkedip de kartı aldığım ay son ayıymış, tek bir kere kullanabildim. (Ama kart ücretsiz olduğu, ilk ayın da parasını aldığım için umursamadım) Şimdi de arada sırada yemeksepetinden verdiğim siparişlerin %20 sini geri veriyor, kapattırmaya uğraşmıyorum, ama yemek sepeti dışında bir harcama yapmıyorum, içinde de çok para tutmuyorum. Enpara da yavaştan cepteteb havasına bürünüyor, şu an harcamalarımın bir kısmını enpara'dan yapıyorum, ama ilk ciddi alternatifte kopar giderim.

@@ResetButton : Kampanya uzatılmamış, mundar edilmiş... İndirim %50 idi ve bir anlamı vardı, şimdi %20 ye düşmüş. Hem ayın enparalısı olmak için takla atacaksın, 5 tane madde gerçekleştireceksin, hem de indirim eskisine göre üçte biri civarında... Biz Netflix'i 4 kişi kullanıyorduk, normalde 40 lira olan ödeme bize 20'ye mal oluyordu ve adam başı 5 lira veriyorduk. Şimdi bunu yapmaktansa Vodafone'un sattığı Netflix'i almak daha karlı. Şu kadar bankacılık sistemi arasında beni üzmeyen sadece enpara vardı, o da muhtemel katarlılara satışı yapana kadar bir kısım zararı göze alarak bugünlere gelmiş. Hemen bırakıp gidecek değilim ama alternatif oluşursa düşünebilirim.