stardust

ben onu daha önce söyledikleri bir şeye dayandırarak değil, lafın gelişi yazdım. demek istediğim hala bir icraat görmedik, yapsınlar bir benchmark artık, ortalık şenlensin.

yine uyduruk 4 tane powerpoint sunum sayfası koymuşlar fiyasko geliyor olabilir bana karşılaştırma koysunlar, öyle manalı isim bulmakla bitmiyor iş, göstersinler işlemci i7-6900k ile aynı işi yapıyor ama fiyat 1000 dolar yerine 300 desinler, o zaman tebrik edeceğim amd'yi ama henüz değil. hala kağıt üstündeler, hala laftalar. neyse benchmarklar yakındır artık heralde...

dediğin doğru ya korku filmleri hep 1-0 geriden başlıyor puan ortalamasında, ama bu sanki biraz daha bağırarak gelmiş

imdb 3.8, metascore 14, bence sen kendin kaşınmışsın

6. bölümü de izledim şimdi. işin garibi kedim de bütün bölümleri gözünü kırpmadan benimle birlikte izledi, çok entellektüel ve genel kültür sahibi bir hayvan. normal filmlere ve dizilere bakmazken belgesel oldu mu kaçırmıyor. bence gayet güzel olmuş, mümkünse bulabileceğiniz en yüksek kalitede bir kopya ile ve büyük ekran televizyonda izlemeye çalışın. bilgisayar ekranında izleyip yazık etmeyin.

Ben-Hur (2016) yine bile bile ladeslerimden biri oldu bu, çok popüler diye indirdik, sonra 10gb data ziyan olmasın mantalitesi ile izledik. belli çok para harcamışlar, ulan haluk bilgineri bile bulup oynatmışlar ama olmayınca olmuyor işte, tutturamamışlar. zaten remake filmler çok riskli, teknoloji ne kadar gelişse de orjinal filmin gölgesinde kalıyorlar hep, bu da öyle olmaktan kurtulamamış.

akşam akşam bu kızı söyleyemecektiniz bana...

bence -mümkünse bu bahsettiğin önyargılar olmadan- izle Sully'i öyle gürüşelim. gerçekten güzel film olmuş, hala tadı damağımda kaldı, bugün bile kokpitte konusunu açtım. yönetmen michael bay olsa bu dediklerine ben de katılırdım ama yönetmen clint eastwood. izlememek kayıp olur.

Halkın hizmetindeyim. Babam da kullanır, dursun. Zaten satmak istesem üstüne kar koyup satabilirim heralde türkiye'deki fiyatlarına baksana: http://www.akakce.com/arama/?q=evrak+imha

birşeyleri derken kargo ücretini sıfırladım aslında, montu tek başına alsam 22 euro kargo çıkıyor, 19 euro'ya bu aleti ekleyince, 49 euro'yu geçtiği için kargo ücreti sıfıra iniyor. çok gizli evraklarım var tabii ki imha etmem gereken filmlerden falan gördük heralde etkilendik, bir seferde 7 sayfaya kadar imha ediyormuş. evde 1 büyük klasör dolusu, garantisi yüzyıllar önce dolmuş malların, faturası fişi var, kağıtların üstünde her türlü bilgi mevcut, onları yırtıp çöpe atmaya üşeniyordum, yeni oyuncağımla temizlik yapacağım evde artık

batan geminin malları

şunu önce belirtmek lazım ki Sully gerçek olay, Flight ise kurgu. Flight da benim hoşuma gitmişti ama Sully cidden etkiledi ve duygulandırdı beni.

@@JardeL @ Fakat burda görünen o ki JardeL'in aldığı ürün yanlış fiyattan faturalandırılmış, yani indirim yansıtılmadan. Önceden import fee alınmadığı için de gümrükte takılmış olabilir.

yeni bir sepet yaptık yine deutschland'dan, hadi bakalım... https://www.amazon.de/gp/product/B01AYDF8D6/ref=oh_aui_detailpage_o00_s00?ie=UTF8&psc=1 https://www.amazon.de/gp/product/B0034CE6UQ/ref=oh_aui_detailpage_o00_s01?ie=UTF8&psc=1

ama o durum warehouse deals, yani refurbished itemler için geçerli. normalde sıfır ürünün fiyatı gümrük sınırının altına indiyse ve o fiyattan faturalandıysa herhangi bir sorun olmaz gümrükte.

Tolga abi insan düşman ararsa çok uzaklara bakmasına gerek yokmuş, en yakınımdaki iki herifin dediklerine bak işte... Evlendikten sonra 2-3 kilo aldık diye biri diyor tombiş olmuş, 5 seneden sonra sistemi yeniledik diye öbürü der parayı bulmuş. Halbuki orta direk şaban misali kendi halinde memur hayatı yaşayan, işine gidip gelen sade vatandaşın biriyim yani Ayrıca insan baba parasını daha rahat ve düşünmeden harcayabiliyor, öğrencilik dönemimde daha sık upgrade yapardım, sadece performans/fiyat oranını daha yüksek tutmaya çalışıyordum o zaman, yani gidip 1080 almazdım da 1070 seviyesinde takılırdım. Şuan da biraz daha üst seviye almamın sebebi, içkim yok, sigara içmem, çağlar gibi badi salonlarında tiner koklamam, ot gibi yaşıyorum işte. Tek hobim ve keyif kaynağım bilgisayar. Ona da iki kuruş para harcadık diye bu ties denen deyyus herifin gözü kaldı Arabayı aldığından beri kaç para harcadı kendisi bile bilmiyordur artık ipin ucunu kaçırdı. "vay abi araban kıyakmış" diyen benzinci pompacılarına bile 20 lira bahşiş yapıştırıyor, gelmiş bana sonra parayı buldu diyor - Konuya geri dönersek, zen ile 300 dolar seviyesi altında 8 çekirdekli bir işlemcide hiç değilse bir 6600k - 6700k arası bir performans sunabilirse amd, 2003'de athlon 64 örneğinde olduğu gibi parsayı toplayarak intel'i zor durumda bırakabilir ama kimin ümidi vardır bu konuda bilemiyorum. intel'in artık arayı ne kadar açtığı arka sayfada belli. Ben bile i7-2600k'yı aslında can sıkıntısından değiştirmişken, insanlar hala i7-900 serisi, yani 2009'da piyasaya yayılmış 7 senelik işlemciden memnun olduklarını belirtiyorlar. Zen de fiyasko çıkarsa amd "masaüstü işlemci" piyasasından iyice silinecek ve intel ufak güncellemelerle fiyatları abarttıkça abartacak. yani zen'in başarısız olması aslında kimsenin işine gelmez ama konu amd olunca insanın inanası gelmiyor. @@T800 @@Narcissus @

Sully heralde kendi mesleğim ve her gün uçurduğum uçak olması sebebiyle tüylerim diken diken, gözlerim dolu dolu izledim. benim açımdan son derece etkileyici bir filmdi. uçakları bilgisayarlar yerine niye hala pilotlar uçuruyor sorusunun cevabını açıklamaya uğraşmak yerine artık direkt bu filmi referans olarak gösterebilirim. bir belgesel olmadığı halde, ticari beklenti ile gişe yapmış olmasına rağmen, bazı kişisel ve aile durumlarını dramatize etmek dışında gerçeğe olabildiğinde sağdık kalınarak çekilmiş olması da ayrıca takdire şayan.

Gökalp kusura bakma ama yanlış yönlendiriyorsun Onur'u bana kalırsa. herkese kendi malının ederi, kendi gözünde yüksek görünüyor ama 2. el piyasasında fiyatı, satıcıdan çok alıcı talebi belirliyor. bu tip lükse giren donanımlarda her zaman değer kaybı yüksek olur 2. elde. zaten parası olan adam sıfır alıyor bu mac'leri. 2. elde alacak adamı da cezbetmek için düşük bir fiyat yazmak zorundasın. %25 fazla verip sıfırını almak varken kimse 2. elde böyle pahalı ürün almıyor. çok basit bir örnek ile yazın ekran kartımı sattım. r9 290 vapor-x, çoğu gtx 970'den iyidir performansı. ama gel gör ki en kötü gtx 970, 900 TL'den satılırken, r9 290'a kimse 700'den fazla vermiyordu, mecbur ben de verdim. sen istediğin kadar performansının aynı olduğunu bil, insanlar para vermedikten sonra satamaz beklersin, bekledikçe de daha çok değeri düşer, sinir olduğunla kalırsın. bir malı gözden çıkarıp satmaya karar verdiysen piyasası neyse vereceksin gidecek, kurtardığın paraya sevineceksin, o yüzden bence Onur'un bizim forum için yazdığı fiyat son fiyat olarak normal, 2000 altına zaten verilmez. ben olsam pazarlık payı olsun diye 2500 yazardım ya da 2000 son diye belirtirdim, DH gibi ölücüsü bol olan yere de 2700 yazıp pazarlıkla 2400'e bırakırım falan derdim, alan adam zaten 2000'e almak için zorlayacak. uzun lafın kısası tabii ki isteyen istediği kadar fiyat yazmakta serbest ama satılmayacak olduktan sonra anlam ifade etmiyor.

düz hesap 10 yapsaydık ya, her sene başlık adı mı değiştiriceğiz...

Westworld'ün sağlam dizi olacağı belliydi. Çok az yapım biter bitmez 1 kez daha baştan izlesem mi hissi uyandırıyor. Yine de biraz ağırdı temposu bana göre, bazı sahneleri gereksiz uzattıklarını düşündüm. Çok radikal bir sonla bitirdiler, bu noktadan sonra 2. sezonda işleri nasıl ilginç tutacaklar bilemiyorum, senarister üzmez umarım.

zaten 5 dolarlık şeye kendinden pahalı kargo ücreti ödemeyeyim diye posta yoluyla göndertmiştim, bir anlamda kaybolma riskini de göze almıştım. yoksa daha pahalı bir ürün için takipli kargo ücretinden kaçınmamak daha mantıklı olur.

Benim de AliExpress'de toplam 3 ürünüm kayboldu, iadesi için yazdım ama peşine düşmedim, o yüzden iade alamadım. Hepsi 5-6 dolarlık ıvır zıvır şeylerdi ve açıkçası Türkiye sınırlarına içine girip, ne olduysa burda olduğuna inanıyorum. Fi tahirinde play-asia.com dan bir oyun almıştım. Postacı apartmanın sokak kapısının demirine bırakıp gitmişti misal, tamamen şans eseri ben gördüm aldım ama sokaktan geçen herhangi biri de alıp gidebilirdi.

Bu subforum olayına girdi TiesTorN bugün işte. ben de süsledim orayı. "Sıcak Fırsatlar"da da işte böyle bir başlık açıp, diğer başlıkların da adını uygun şekilde düzenledim. Bakalım bu işler sonucu bir momentum yaratırsak bu forumda, yönetici abilere söyleriz açarlar bir uzakdoğu fırsatlar subforumu, amazon'da yaptığımız gibi. Ama bence şimdilik böyle kalsın bir müşteri talebini görelim.

Bunu turuncu forumdaki çocuklar hep aldı bu siteden, bir sorun olmadı benim gördüğüm. ben n11'den 55 liraya aldım misal bu ürünü, hala o fiyat mıdır bilmiyorum ama bunu örnek olsun diye koydum.

Ben de bu akşam izleyeceğim Sully'i. Geçen sene bizim şirketin simülatöründe, "sully kimmiş, o hudson'a indiyse ben de bizim boğaza inerim" diye gaza getirdim bizim simülatör hocasını. İstanbul 35L kalkış yapıyoruz, normal'de yaptığımız gibi 5 mil sonra sağdan beykoz'a dön, 1-2 mil sonra 2 motoru da patlat dedim hocaya. Her şey mükemmel gitti, tam olması gerektiği gibi, olması gereken hızda, tam 11 derece ile uçağın kuyruğu boğazın sularına değecekti ki "çaaat" kırıldı uçak, dedim ya nası olur, bir daha al başa, yine kırıldı. Sokarım böyle işe, teknisyen çağıralım gelsin baksın, bozuk bu alet dedik. Neyse adam geldi meğer simülatör haritasında boğazı görsel olarak su yapsalar da, programlama olarak su yapmaya üşenmiş yapan hıyarlar. Yani ben suya iniyorum olarak görsem de, aslında alet karaya iniyormuş. Dedim tamam o zaman marmara'ya ineceğim, şöyle b.çekmece koyuna, albatrosun yanına park edeyim ki yolcunun ayağı bile ıslanmasın. Onda bir sorun olmadı tabi ama oraya Sully dede de iner, önemli olan boğaza inebilmekti