pentaman

CHW
  • Mesaj sayısı

    2.473
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    75

Everything posted by pentaman

  1. Bir süredir hepsiburada'dan kozmetik, temizlik vs. ürünlerini alıyorum, her zaman kargo bedava oluyor ve inanılmaz iyi indirimler yakalanıyor. Örneğin gillette fusion flexball makine + 8 bıçak + traş jelini 54 TL'den aldım geçen hafta. Genelde 1-2 senelik bir arada alıyorum ben bunları, 2 kutu aldım bana fazla fazla yeter. Eve kadar geldi, gidip alacak olsam daha uğraştırıcı olurdu. Geldiği firma satıcı hepsiburada olmasına rağmen farklı bir kozmetik firmasıydı, fatura hepsiburada'dan geldi. Bu hafta bulaşık makinesi deterjanı bitmiş, süper hızlı gönderide finish hepsi bir arada 110 tablet 2 kutu ve makine temizleyiciyi 50 TL'ye aldım. Migros'ta sadece 110 tablet indirimle 35 TL'ydi. Direkt olarak finish toptancısından kargolanmış. Ücretsiz kargoyl bu tarz sarf malzemelerini paylaşırsak güzel olur diye düşündüm.
  2. Aslında grupta daha önce yazmıştım, hatta @ResetButton'ın önerisiyle bir inceleme yazısı yaz demesi ve benim bir türlü fırsat bulamamam nedeniyle çok uzadı mevzu. Bugün kapanmış başlığın da yenilenmesi maksadıyla bir incelemeyle beraber rahatlıkla önerebileceğim Philips 65pus7101 TV'nin incelemesini yazmak istedim. Philips'in üst serilerinden biri olan bu televizyon 65" 4K, gerçek 100 Hz IPS panel içeriyor. Kılavuzda belirtilen bu bilgilerin gerçekte işe yarayıp yaramadığı konusuna daha sonra değineceğim. Bir alt modeli olan 65pus6521'den ayrıldığı özellikler 6521'de VA panel olması ve buna bağlı olarak daha kalın olması, 7101'in 30W hoparlörleri olması 6521'de bunun 20W olması. Normalde VA panelin daha iyi bir görüntü vaad etmesine karşı 7101'e göre yaklaşık 2 kat daha kalın olması nedeniyle estetik görünüme önem verenler açısından 7101'in daha iyi bir tercih olduğunu söylemem lazım. Yine 30W hoparlörler ancak yeterli geliyor, 20W muhtemelen yetersiz kalıyordur diye tahmin ediyorum. 7101 Android 6.0'la geliyor ve kurulum esnasında wi-fi bağlantısını yaptıktan hemen sonra kanal kurulumu yapılıyor ve tüm işlemler otomatik olarak ayarlanıyor. Ürünü Vatan Bilgisayar'dan aldım, televizyonu servis eve getirip kurdu, kurulum için duvar aparatı ücreti haricinde bir ücret almadılar. Ürünün Android yazılımlarının hepsini kullanmadım, henüz Google Play aboneliğim de yok ancak özellikle kumandasının tam ortasında bulunan Netflix düğmesi sürekli kullandığım tuş oldu aldığımdan bu yana. Netflix'e çok rahat adapte olan uygulaması mevcut, kullanımı çok rahat ve takılmıyor. Yine Youtube uygulaması da takılmadan sorunsuzca çalışıyor. Dahili uydu alıcı için çok fazla kötü yorum vardı, özellikle yavaş kanal geçişi olduğundan bahsediliyordu ancak bir önceki televizyonda Next uydu alıcı kullandığım için kıyasladığımda çok ciddi bir fark göremedim. TRT 4K'da bir sıkıntı olmadan izlemek de ayrıca keyifli. Kumandanın arkasında yer alan klavye de güzel olmuş bence, yazı gerektiren uygulamalarda kullanımı çok rahat. Üründe ethernet girişi var, ancak aynı zamanda ethernet girişini Apple TV kullandığı için televizyonu wi-fi üzerinden bağladım. Televizyon 3 kenardan ambilight özelliğine sahip, yoğunluğunu vs. ayarlayabiliyorsunuz bu tamamen size kalmış. İlk nesilde bazı gereksiz artefaktlar olduğu için söyleyebileceğim bu nesilde hepsi çözülmüş ve özellikle heyecanlı bir film izliyorsanız çok keyif almanız mümkün. Netflix'in 4K olan bazı videoları güzel olsa da hd yayınlar salonda 4-5 metre mesafeden biraz kötü görünüyor (pikseller anlaşılıyor). Bu noktada değinmek istediğim bir başka durum salon veya televizyonu her nereye koyacaksanız elinize bir metre alıp ölçmeniz gerektiği. Normalde televizyonu almaya gittiğimde aklımda 72-84" arası bir televizyon almak vardı, iyi ki almamışım diyebiliyorum. 65" bile duvarın yarısını kapladı, yine 4K çözünürlük iyi olsa da henüz HD yayınlar olduğu için görüntü ara sıra kötü kalabiliyor. Eviniz bizim ev gibi çift kat alçıpan duvara sahipse ve sadece televizyonun monte edildiği duvarda sac levha varsa dikkat edin demem lazım, çünkü tv 28 kg. Bir önceki televizyon 40 kg olduğu için fark etmedi benim açımdan ancak daha küçük bir tvden geçiyorsanız bu noktayı atlamayın demek isterim. Şimdilik aklıma gelenler bunlar. TV almak isteyenlere küçük bir yardımım olduysa ne mutlu bana.
  3. Şöyle oluyor, akaryakıt istasyonuna giriyorsun, adama söylüyorsun "2000 TL eurodiesel", sonra içeri girip ödüyorsun sırada bekleyip. Bir dönüyorsun bakıyorsun alakasız bir arabaya fiş kesilmiş, çünkü pompacı eleman fiş kesince %4 komisyonla satıyor. Tabi olay çıkarmazsan bir şey olmamış gibi davranırsan o iş düzelmiyor, düzeltmek için kaşe ve imzalı olarak düzeltilmesi gerekiyor. İçeriye gidiliyor, yönetici olan kişi bunu yapıyor. 15-20 dakika süren bu serüvende pompacıya mı sinir olursun, içerideki salak elemanlara düzeltemedikleri için mi sinir olursun bilemem tabi. Bu olayı ayda bir rutin yaşıyoruz biz, yani ben yaşamıyorum artık, çünkü e-arşiv direkt benim adıma ve plakama yazılı e-posta olarak geliyor. Daha sık yaşadığımız ise plaka hatası, plaka BGB diyelim, BGN yazıyor adam, aynı prosedür bir daha sil baştan. İlk olan durum en sıkıcı olanı, çünkü yavşak bir tiple ve yavşakça bir muhabbetle muhatap kalıyorsun, "aaabi bu seferlik böyle olsun" gibi. Dizel araçlara has bir durum daha çok, benzin fişi pek işlerine yaramıyor. Annenizin muhtemelen fişle bir işi olmuyordur ya da benzinli araç kullanıyordur diye tahmin ediyorum. Biz bu olayı Kartal-Maltepe arasındaki tüm benzincilerde yaşadığımız için Türkiye'nin her yerinde olan bir durum olduğunu düşünüyoruz açıkçası. Böyle bir yorum için güzel küfürler var aslında ama küfretmeyi sevmiyorum, hak ettiğini bilsen yeterli.
  4. Siteye kurulum için herhangi bir şarj firmasına telefon etmeniz yeterli. Sitenizin ya da firmanızın adı nedir ? Sizin için e-posta atabilirim böyle bir sorun varsa, çok hızlı çözüm üretiyorlar. Hem de %20 indirim tanımlıyorlar işyeri-ev sabit portlarında 2 tanesine, neredeyse evde şarj etmiş fiyatına geliyor. Bizim işyerinde port yoktu, sadece tek firmaya e-posta atıldı, aynı hafta kurdular portları. Böyle bir sorun yaşanılması gerçekten ilginç olmuş. Şu anda öyle bir rekabet var ki firmalar her yere istasyon kurmak için savaşıyor resmen. Çevremde 56 port vardı geçen haftaya kadar, şu anda 98 olmuş. Cevizli/Maltepe burası bir de. Ben sizin bu bahsettiğiniz sorunu bizim dizel araçlar için yaşıyorum, akaryakıt istasyonuna girmek için evime gittiğim yolu değiştiriyorum, ters yönden gitmemek için yolu uzatmam gerekiyor. Üstüne de yoğun olduğu için 15-20 dakikadan önce çıkamıyorum. Hatta zam geleceği söylentilerinin olduğu günlerde yarım saat beklemişliğim var. Geçenlerde hanım da sinir olmuş, saçma sapan kişilerle muhatap olduğu için, ben neden akaryakıt istasyonuna gidiyorum diye söyleniyordu. Muhtemelen onun da elektriklisine geçeceğiz.
  5. Valla 2012 yılında 2011 model bir araçta dondu, hem de 2 defa dondu. Yani 12 yıl olduğuna göre 30 yıllık kara düzen dizel değil. Afyon muhtemelen Ankara'dan daha soğuk, ama o kış en düşük -27 görmüştük, -10 sonrasında 6-8 saat dışarıda durunca donuyor. Ankara'nın soğuğunu çok iyi biliyorum, Afyon'un yanına bile yaklaşamaz muhtemelen, Afyon'da da en düşük -27 ölçtüğümüze göre Ankara'da -20'ler çok mümkün gelmiyor bana. Bir yerde bir hata olmalı. Zaten kitabi bilgi de dizelin -12'den itibaren donmaya başladığı yönünde, tam olarak benim 2 defa yaşadığım deneyime uyuyor. Yola çıkmadan güzergah planı yapıyorsanız zaten neden benzinli ya da dizel araç kullanıyorsunuz onu anlamadım ? 100 benzinli aracın belki 1 ya da 2'sinde rastlanabilecek bu durum aynı şekilde 100 elektrikli aracın belki 1 ya da 2'sinde rastlanabilir bu da çok normal. Güzergah planı yapmanıza da gerek yok üstelik, araç sizin için bu planı çoktan yapıyor. Ben günlük hayatımda kullanıyorum herhangi bir sorun da yaşamadım, Tesla'yı bilemem tabi, konfor için denemiş değilim, ama ix aşırı konforlu bir araç. X5'ten daha konforlu olduğu kesin, sonuçta her ikisini de direkt uzun süreler kullanma fırsatım oldu. iX açık ara daha konforlu. Isıtmayla enerji harcaması %25 artıyor, hepsi o kadar, öyle uçuk kaçık düşüşler yok. Norveç, Finlandiya gibi ülkelerde en çok satılan araçla bu söyledikleriniz tam ters, Ankara'nın Norveç'ten daha soğuk olduğunu sanmıyorum. Yangın konusunda ben de kendime katılıyorum, direkt haberlere bakabilirsiniz, 2024 yılının ilk ayında yanan benzinli, dizel ve gazlı araçların kaç tanesi tam yanmadan söndürülebilmiş bir bakın isterseniz. Araç çelik kasası kaldıktan sonra söndürmenin kimseye bir faydası olduğunu sanmıyorum. Daha benzin istasyonundan çıkmadan alev topuna dönen bir araçtan sağ çıkabilme ihtimaliniz emin olun elektrikli araç yangınına göre daha az. Sonrasında araç sönse ne olur sönmese ne olur ? Siz şimdi bu da az görülen bir şey dersiniz ama öyle değil, Kartal yanık merkezinde kaç sene çalıştım ben, benzin istasyonundan çıkarken alevle patlama sonrasında tüm sevkler bize gelirdi tüm Türkiye'den. Her ay en az 2 defa aynı durum oluyor ve gelenler yaşamıyor maalesef.
  6. Geçen yıl oranı %5'e geldi, bu yıl da bu giderek artacak artık. Çin markalarına ambargo uygulamamış olsaydık büyük ihtimalle bu yılın şampiyonu Çin üretimi araçlar olacaktı, devletimiz Togg için buna engel oldu bir bakıma. Şarj portu sayısındaki artışa bakarak bunu anlayabiliriz aslında, 3 ayda ikiye katlandı İstanbul'daki port sayıları. İnsanlarda da genel bir alışkanlık oldu, AVM'ye girip alışverişini yaparken şarjda bırakıyor çoğu kimse. Alevli yangınlarda yangın söndürücü işe yarayamıyor maalesef, bomba gibi patlıyor gazlı araçlar. Yine diğerleri de daha yangın söndürücüyü çıkaramadan bütünüyle alev almış oluyor. Önemli olan yangın çıkmamasını sağlamak kısacası, buna da önlem olarak elektrikli araçlar her geçen gün daha dikkat ederek ilerliyor. i-Pace görece menzili düşük bir araç. Üretildiğinden beri öyle zaten alet, xdrive50 İstanbul-Bozcaada arası 110 km ile klima açık toplamda 450 km'de %85 şarj gidiyor (yolun belli kısımlarında istesen de 110'la gidemiyorsun maalesef, ışıklar ve şehiriçi trafik var). 130 civarı gitsen daha çok harcar tabi, ben kamyonetle de 100-110 arası gittiğim için açıkçası çok rahat geliyor böyle. Kış denemesi yapmadım ama %25 düşer ısıtma ve koltuk ısıtma açılınca, oradan hesapla herhangi bir yerde 15 dakika şarj etsem yine rahat rahat gidiyorum. Biz ailece yarım saat rutin duruyoruz bu arada, 8 dk'da 100 km'lik menzil ekliyor alet zaten, yarım saat takılı bıraksam muhtemelen düz yolda Muğla'ya gideriz. Şimdi ben arada bir yerlerde şarja takarım bir yarım saat dediğimde "yola çıkarken hesap yapmış" oluyorum, durup benzin alırım dediğinde "istediğim zaman basar giderim" oluyor. Şarj portlarının haritasını araç kendine göre sürekli güncellediği için "elektrikli aracın üstünü örttüğü sorun" oluyor, Niğde otobanında 120 km benzin istasyonu olmadığını görünce "hesapsızca kendimi yola vurmuş" oluyorum. Servis konusunu tekrar hatırlatayım, sanayide DSG şanzıman ustalarının çok olması benzinli-dizel araçların iyi olduğunun ve kolay tamir edilebildiğinin göstergesi değil, tam tersine çok bozulduklarının göstergesi. Elektrikli araçlarda bozulma durumunda servise bırakın çözsünler, zaten garantisi devam eden araçlar çoğunlukla. Sanayide tamir edilebilir hale gelirse onu da o zaman düşünürüz.
  7. Biz ofiste 3 tane me too kullanıyoruz, son dönemlerde ben de rahat edememeye başladım, kadınlar daha memnun bu dizayndan, biraz göbeğiniz varsa rahatsız edebiliyor. Tüm sırt desteği yerine direkt bel hizasının üstü koltuklar daha rahat olabiliyor. Benim koltuğumu Ikea'dan değiştirdim mecburen, eve de bundan aldım daha rahat ettim. https://www.ikea.com.tr/urun/alefjall-grann-altin-kahverengi-calisma-sandalyesi-40419982 Ben aldığımda 7 bindi, hatta indirimle 6 bine aldım. Şimdi 11 bin olmuş, 3-4 ay oldu sadece alalı.
  8. İşte problem orada zaten, 1000 km yolda hiç durmadan neden araba kullanıyoruz ben bunu anlamıyorum. Bir yere yetiştirmeye çalıştığımız bir mal ya da hizmet mi var ? O zaman zaten binek araba almak hatalı, ticari bir araçla gitmek çok daha mantıklı. Son 12 yılda 1 defa 1000 km üzerinde araç kullandım, bir daha da kullanacağımı sanmam. Böyle iyiyim ben, kemiklerimi, eklemlerimi ağrıyla başbaşa bırakmak istemiyorum. Biz ailece buradan çıkıyoruz Çanakkale'ye giderken 2 defa duruyoruz yolda (dizel araçla da aynı şekilde), yarım saat mola verip kahvemizi içiyoruz, tuvalete uğruyoruz, gözlerimizi dinlendiriyoruz ve yola öyle devam ediyoruz. Uzak mesafeye, örneğin Hatay'a giderken uçağa atlıyoruz, Adana'da araç kiralayıp istediğimiz gibi kullanıyoruz tatil süresince. Servis ve usta konusuna bence de hiç girmeyelim, aracın bakımı yok. Bildiğin yok, polen filtresi değişim zamanı gelince onu değiştirmeleri için arıyorlar zaten. Genelde 20 bin km civarında oluyormuş değişim, aracın kullanım süresine göre de değişir muhtemelen. Benzinli ve dizel araçlar tamamen sorunsuz, hiç sıkıntı çıkarmıyor, masrafı sıfırmış gibi yazıyorsunuz bunları ama bu vw neden senelerdir dsg şanzımanı aşağı indirip değiştiriyor. Sanayide Ahmet Usta'yla çay keyfi sevmek gibi bir durum bu. Motoruydu, yağıydı bitmek bilmeyen problemleriydi derken aslında dizel veya benzinli bir araçla daha fazla servise girip çıkıyorsunuz. Size çok daha net bir örnek vereyim, Google'da "alev alan araç 2024" diye bir arama yapın bakalım kaç tanesi elektrikli bu yananların. Benzincide patlayanı mı dersin, benzinciden çıkmadan patlayanı mı dersin, yolun ortasında motordan alevler çıkaranı mı dersin her türlüsü var. Sırasıyla Karaman, Antalya, Adıyaman Besni, Bursa, Ankara çıkıyor ilk sayfada, Daha Ocak ayının ilk 15 gününde yanan benzinli, dizel ve gazlı araç sayısı neredeyse 10 olmuş (kontrol ettim hepsi Ocak 2024'te yananlar). Bu araçların kaç tanesini yangın büyümeden söndürebilmişler, sadece 1 tanesi. Geri kalanların hepsi kül olmuş. Ama sosyal medyaya bir bakıyorsun, elektrikli araçların yangınları durdurulamıyor, bunlara müdahale edebilecek araç yok diye gaza getirici başlık dolu. Zannedersin yanan dizel ve benzinlilerde yangın sadece sol dikiz aynasındayken durdurulmuş. Hepsi cayır cayır yanmış. Daha kötüsü gazlı araçlarda bildiğin bomba patlamış.
  9. Genel olarak yazıyorum, elektrikli araçları 2-3 bin km kullanmadan yazdığınız varsayımların hepsi yanlış, o yüzden yanlış varsayımlarla olumsuz yorumlardan sakının. Bu teknoloji bir günde limitleri x2 yapmayacak, Tesla'nın 7 senede yazılım haricinde katlayarak gittiği bir özellik yok genel olarak. BMW premium araçlar içerisinde elektrikliye aşırı önem veren bir firma, geliştirdiklerini en az 5 yıl koruyacak büyük ihtimalle. Çinli firmalarda da limitler aslında Tesla ve BMW'ye benzer, aşırı güçlüyse menzil 500-600 km arası, normalse 800 km'ye kadar çıkan menzillerden bahsediliyor ama fiyatları yüksek. Kısacası özellikler x2 olmayacak 5-10 yıl arasında. Çok net olacak hadise ise şu, bugün elektrikli alanların ellerindeki araçlar, yeni gelen araçların performansları ikiye katlandığı için çok ucuzlarsa yakıt kullanan araçlar direkt hurdaya ayrılacak. Bunu erteleyebilecek bir mekanizma yok, yol yakınken kendinizi buna alıştırırsanız daha rahat kabullenebilirsiniz teknolojiyi. Sizlerin buradaki endişelerinin günlük hayatta karşılığı yok, benim çevremde elektrikli araç kullanan herkes mutlu mesut kullanıyor araçlarını, şarjla ilgili en ufak bir sıkıntı yaşamıyoruz. Çabuk şarj doldurmayı gerektirecek bir durumumuz yok, sakin sakin AC şarja bırakıyoruz, işimiz bitince ve şarj tamamlanınca uygulamaya gelen mesajla uyarımızı görüp, gelip alıyoruz. Yola çıkacak olanların araçlarındaki yazılımlar yol üstündeki şarj istasyonlarının DC mi AC mi olduğunu, kaç km sonra şarj gerekebileceğini, eğer fazla harcıyorsan olası yeni rotayı dahi gösteriyor, yola çıkarken tek düğmeye basmak yetiyor, öyle planlama falan yapmıyoruz, alet kendi yapıyor zaten planını. Uygulamadan istersen rezervasyon yapabiliyorsun varacağın saate göre, keyfine kalmış durum. Halkımızın içindeki "hadi bu sabah tatile gidelim" şeklindeki fantastik senaryoları kurgulayıp sonra da "tüh şarj portu yokmuş gidemiyoruz" şeklinde bunu kendi içinde cevaplaması gerçekten takdire şayan. Yok öyle bir fantezi, boşuna kuruyorsunuz öyle senaryoları, hadi dur işi gücü bırakıp bu sabah tatile gidelim diyebilecek kendi işine sahip maddi durumu süper olan insanlar o sabah uçağa atlayıp premium araçlarını da ücretsiz araç nakil hizmetiyle ayağına getirtiyor zaten. Olası en kötü senaryoları kafanızda kuruyorsunuz ya ben size gerçek tecrübelerden bahsedeyim biraz. 2022 yazında Niğde otobanında 120 km boyunca benzinci olmadığını otobana girdikten sonra anladık, X5'le otoban ortasında kalıyorduk az kalsın, son 30 km kaldığında benzinciyi gördüğümdeki mutluluğu nasıl anlatabilirim bilemiyorum. Tabi Opet'te tam yarım saat sıra bekledik arabayı doldurmak ve kasıldığımız çişimizi yapmak için. Çünkü herkes aynı istasyondaydı ve herkes aynı panik havasındaydı. 2010-2012 arasında Afyon'da çalıştım, ix35'im 2 defa dondu, bildiğin dondu. Çünkü -10 dereceden sonra dizel yakıtlar donuyor, Opet katkılarla -20 dereceye kadar donmadığını iddia etse de -10'dan itibaren donuyor, -20'de kesin donuyor, -27-30 arasında araba s.ksen de çalışmıyor. Sorunun çözümü için 55-56 litre dizel yakıt yanına 3-4 litre benzin koyuyorlar. Bunu bilmiyorsan ve kış kötü geçiyorsa arabaya 3 bakım parası tutarında bir masraf çıkıyor ilk çalıştırdığında. Alternatif eski teknoloji iyiymiş gibi düşünmekten vazgeçin artık, gelecek elektriklide, bugün olmaz yarın olacak, kaçış yok. Fransa'da 2021-2023 arasında dizel ve elektrikli araç satış oranları yer değiştirmiş durumda, sübvansiyonlar bu şekilde devam ederse Avrupa'da binek araçlarda dizel-benzinli tarihe karışacak. İkinci elde dizel araçlar iyice ucuzladığı için bir süre daha dizeller kullanımdan kalkmamış olacak sadece.
  10. iX alın diye yazmamıştım Önceki araç x5 olup bununla değiştirip en ufak bir sorun olmadığını belirtmek istedim sadece. Sizde de kullandığınıza muadil bir elektrikliye geçerseniz sıkıntı çıkma ihtimali yok, şarj olayı sanıldığı gibi zorlu bir şey değil, hatta benzinciye girme ızdırabından kurtulunca ekstra mutlu ediyor. Sürekli gidip geldiğiniz günlük 300-500 km arası bir yol yoksa, şehir içi rutin kullanım içinse yakıtlı bir araçtan çok daha rahat edersiniz. Evde şarj olayının ciddi bir avantajı yok açıkçası, neden bu konu bu kadar önemli gibi düşünüldüğünü bilmiyorum.
  11. Ben biraz geç görmüşüm sanırım başlığı. Eylül ortası gibi banka ucuz kredi verince arabayı değiştirmeye karar verdim, açıkçası aklımda da yoktu ama 5. yılı dolmuştu aracımın, daha da eskimesini istemedim, cebimden de para çıkmadığı için mantıklı geldi. Borusan'ın X5'i ederi fiyatında alması ve 400 bin TL elektrikli araç takas indirimi sağlaması sonrasında iX xdrive50 aldım. Menzil maksimum 633 km olarak belirtilmiş ama benim tahminim 550 km civarı olması yönündeydi, öyle düşünerek aldım. 3000 km'yi geçtim geçen hafta. Deneyimlerimi aktarayım : Eylül ayında klima açık kullandım, ben %20 şarja inince %80'e kadar şarj ediyorum ve o şekilde kullanıyorum hep, bu şekilde önerildiği için de düzenimi böyle kurdum. Toplam %60 şarjla 350 km civarında gidiyor şehir içinde ve klima açıkken. %100 şarjla rahatlıkla 550 km'yi geçebileceğini düşünüyorum, çünkü ekim ve kasım aylarında hava iyiydi, klima ve ısıtma açık değilken bu değerlerin üstüne çıktım hep. Aralıkta birkaç gün soğuk oldu, klimayı bu defa ısıtma için kullandım, ön iki koltuk ısıtma, arka bir koltuk ısıtma, kolçakların ısıtması vs. derken soğuk havada 26 derecelik ısıtmayla %60 şarjla 280 km gittim. Haftada 4 defa Kartal-Ataşehir git-gel yapıyorum, bir defasında 3 saat arabada bu ısıtma açıkken oturdum, o hafta 4 defa bu yolu bu şekilde kullandım ve 10 saatlik toplam sürede ısıtıcı açıkken 240 km'ye indi %60 şarjla. Kısacası toplam menzil açısından ciddi soğukta ve arabada çok uzun süre (3-4 saat gibi) oturup beklerseniz menzil %25 civarında azalıyor. Klimayı soğutma için açtığınızda da %10 civarında bir azalma söz konusu. Şu anda artık takip etmiyorum ne kadar şarj gideceğini çünkü alıştım ve ilk alışma süreci geçtiği için çok rahat biliyorum, benzinin ne kadar gideceğini tahmin etmek gibi bir durum oldu benim için. Şehir dışında hiç kullanmadım, benim en uzun gittiğim yol Çanakkale-İstanbul arası, 480 km civarında tutuyor, aşırı hızlı kullanmayı da sevmediğimden tam dolu şarjla yolda hiç durmadan gidilebiliyor (videosu var, Bozcaada'ya kadar problemsiz ulaşılıyor). Bundan daha uzun bir mesafede araba kullanmayı doğru bulmuyorum, tır şoförü değiliz en nihayetinde hiçbirimiz. Biz ailece bu şekilde git-gel yaptığımız için Çanakkale'ye mutlaka mola veriyoruz zaten, en az yarım saat durduğumuz için de bir sorun çıkacağını düşünmüyorum şarj gerekirse. Evde şarj yeri olması gerekir mi diye düşündüm, BMW zaten hediye ediyor şarj istasyonunu ama gerekmediği için taktırmadım (yerim var aslında). İşyerinin otoparkında 4 tane şarj istasyonu var, AC 22kw istasyonda 3 saatte %60 doluyor zaten alet, dolunca mesaj geliyor alıp kendi park yerime koyuyorum aracı. Haftada bir, bazen de 10 günde bir şarj etmek yetiyor bana. Voltrun firmasıyla anlaşması var bizim plazanın, %20 indirim sağlıyorlar, AC şarjla %60 şarj 350 TL civarında tutuyor. Evde şarj etsem belki daha ucuza mal olur ama değdiğini düşünmüyorum. Klima açıkken yazın 1 KM/1 TL tutuyor, kışın da tüm ısıtıcılar açıkken 1 KM/1.3 TL gibi bir maliyeti var. Herhangi bir benzinli veya dizel aracın bu fiyatların yanına yaklaşabilme ihtimali yok, en az 3 katı tutuyor. Tabi 523 beygir ve 0-100 4 saniyede hızlanan bir motoru olan araçla kıyaslamak lazım, o zaman 5-6 katı tutacaktır büyük ihtimalle. Evde şarj edebiliyorsanız bundan da ucuz tutuyor haliyle. Ben işte şarj ettiğim için bir sorun yaşamıyorum ama haritada 2 km çevremde 56 tane şarj istasyonu görünüyor, aracı ilk aldığımda bu sayı 32'ydi. Her geçen gün yeni bir şarj firması ekleniyor sisteme. Evde-işte AC şarjla rahat şarj etme imkanı oluyor, zaten park yerinde bırakıp gidiyorsunuz. DC şarj için de bizim çevremizdeki petrol istasyonlarında da istasyon görmeye başladım bu ara, yine avm'lerde DC şarj istasyonları var. Ben pek ihtiyaç duymadığımdan hiç kullanmadım. Haftada bir benzinciye gidip, pompacıyla "evet fiş lazım, 2000 TL eurodiesel", içerideki elemanla "2000 TL, evet YapıKredi olacak", sonra tekrar pompacıya gidip fişi verip bir de fişi beklemek gibi durumları yaşamadığım için çok mutluyum. Haftada bir yarım saatim çöpe gidiyormuş onu anladım. Benzinciye hiç girmiyor olmak gerçekten çok rahatlatıcı bir şey. Elektrikli araçların rejenerasyon olayının motor freninden bile iyi kapasitede kullanım sağlamasına alışmak çok kolay, ilk 2-3 kullanım sonrası ayak alışıyor direkt ve daha yumuşak kullanım sağlıyor. Bakım zamanı genelde 20k km civarında polen filtresi tıkanmaya yakın oluyormuş, bilinen bir bakım zamanı yok yakıtlı araçlar gibi, zaten polen filtresini değiştirip gönderiyorlar bakımda da. Bizim plazada Tesla model Y ve S var daha çok, 2 tane Togg gördüm geçen gün şarjda, EQE ve EQS'ler var birkaç tane, iX1 ve iX3 vari bir de i7 gördüm geçen gün şarjda. Her çeşit araç var kısacası şu anda, şarjda sıra sorunu falan yaşamıyoruz, 4 şarj istasyonu çok rahat yetiyor şu an ama araç sayısı arttıkça neler olur onu zaman gösterir, gerekirse istasyon eklerler olur biter. Şarjla ilgili istasyon olmama sıkıntısı olma ihtimali yok artık, her yer şarj istasyonu, Hakkari'nin ortasında bile var. Araçların gelişmesi ve şu an elektrikli araç alanların zarar edeceği beklentisi ise bir ütopya. Çok basit bir mantığı var bu işin, elektrikli araçların menzilleri 1000 km'yi rutin olarak aşıp teknolojik ilerleme şu andakinden daha iyi olacak olursa eski nesil elektrikliden önce benzinli ve dizel araçların ruhuna Fatiha okur geçersiniz. Elinizdeki benzinli veya dizel araç böyle bir durumda direkt çöpe döneceği için hurda fiyatına hurdacıya satarsınız artık. Şartlar olgunlaşmışken rahatlıkla alabilirsiniz, daha tercih edilen bir modeli alırsanız daha rahat edersiniz, bu ara her yer Tesla doldu bizim burada, kullananlar hep memnun.
  12. Yediğimiz davuğu kısmı hala aklımdan çıkmıyor, senelerdir tavuk yiyemedim bu yüzden
  13. Ben sadece öneride bulundum Mobilya gibi bir şey değil bunlar sonuçta, çok kaliteli olsun 10 sene plastiği eskimesin dediğiniz şeyin pili 10 sene dayanmıyor beraberinde. Bir bakmışsınız evinize gelen temizlikçi bir gün sizin o el bebek gül bebek baktığınız süpürgenizin borusunu 2 parçaya ayırmış Mercedes'inizi emanet ettiğiniz şoförün "abi yolda çukur açmış belediye görmemişim, yanlışlıkla teker girdi" diyerek arabayı pert etmesi durumundan çok farklı değil. Ürünün kalitesi vs. bilemem, bizde bir tane saç kurutma makinesi-fön benzeri bir aleti var bu markanın, bir cacık olduğunu görmedim. Aradaki tek fark kutu kartonu çok kalındı, paketlemede geniş boş alanlar bırakılmıştı, ücretli sattıkları ama hediye olarak verdikleri stand için bile kocaman kutu yapmışlardı. Bir önceki Philips'in kablosu kopmak üzereydi artık 6. yıl sonunda, o yüzden aldım. Hanıma da arkadaşı önermiş şöyle iyi böyle iyi diye, tabi memnun kalmadı, şimdi bir tane Philips daha aldık mecburen. Dyson'la şu anda bizim köpeği banyodan çıktıktan sonra kurutuyoruz, az ses çıkardığı için huylanmıyor, az kullanıldığı için büyük ihtimalle 10 sene daha gider. Bu postu yazarken baktım 14 bin TL olmuş alet, şaka gibi.
  14. Ben kayınpeder ve kayınvalideye bozulan elektrikli süpürge yerine Beko'nun borusu katlanarak koltuk altına girebilen modelinden aldım. 6 aydır kullanıyorlar, çok mutlular, pille ilgili bir sorun yok, Beko servisinden isterseniz şu anda da yedek alabiliyorsunuz. Onlar çok memnun kalınca biz de yazlık eve bir tane aldık, biz de memnun kaldık. Benim elektrik süpürgesiyle ilgili görüşlerim çok net, bunlar sağa sola çarpıla çarpıla kırılan bozulan aletler, en çok dayananlar genelde en ucuz olan modelleri oluyor. Bizim işyeri ve ev için 4 tane yedek Beko'nun en ucuz normal elektrikli süpürgemiz var depoda (sanırım en son 700 TL gibi bir fiyata aldım dördünü de), işyerinde 2 tane bozuldu bugüne kadar 7 senede, her defasında direkt çöpe atıp yedekten aldığımızı kullanmaya başladık. Çok daha pratik ve ucuz bir yöntem, boşuna öyle çok para verip uğraşmayın diye bunları yazıyorum. Beko'nun ürünü 9 bin TL'ydi, bu Greenote 2750 TL. Dyson'dan bir tane alıp yedek parçayı Çin'den kovalayacağınıza 3 tane Beko veya 10 tane Greenote alıp kenara koyun, bozulup performansı azalanı direkt çöpe atın. Bir ömür boyu çözüm olur size.
  15. Hocam senin çok işine yaramaz bu ürün maalesef. Ben uzunca bir süre Xiaomi Air Purifier Pro, H2 ve H3'leri kullandım birkaç odada birden. Bizim çocuk 8-10 yaşları arasında her kış girişinde kuru öksürükten duramıyordu, aynı şekilde benim hanım da ciddi alerjik olduğu için üst kattaki tüm odalara yerleştirdim. Filtrelerini de her 3 ayda bir değiştirecek şekilde yedekledim. 2 yıl çok güzel işi götürdü, çocuk 12 yaşından sonra hiç öksürmemeye başladı kış girişlerinde, odada yer kapladığı için ben de kaldırıp attım hepsini ve şu an mutlu mesut yaşıyoruz. Bu ürünler mekanik temizlik yapsa da senin 20 m2 alan içerisine en az 10 tane yerleştirmen lazım, çünkü benim workstation'ın bulunduğu odada pro olan modeli (60 m2 için olan) tam güç çalışsa da sürekli toz toplamaktan bir hal oluyor ve filtresi erken tıkanıyordu. Filtrenin üzerine örtücü filmlerden aldım o bile çare olamadı. @Najaz'ın çözümüne benzer bir çözüm senin için çok mantıklı olacaktır, yani klima hava çekiş alanını tamamen filtreleyecek ve dışarıdan direkt günlük temizlenebilecek filtrelerden alman mantıklı olur. Her akşam yıkarsınız olmazsa. Bak şu ürün gibi bir şeyi klimanın ön filtrelerine sarıp ara ara değiştir, çok daha kullanışlı olacaktır. https://shop.faffiltre.com/10-adet-xiaomi-air-purifier-pro-filtre-ustune-ekstra-nano-gumus-iyonlu-elekrostatik-toz-tutucu-beyaz-on-filtre-koruyucu
  16. Benim sorunumla karşılaşmış biri sonunda Chia çiftliği için 90 tane hdd'yi bağlayacak usb port gerekiyor. 16'lı sabret usb hub'ları bağladığınızda 2 tane ardışık bağlarsanız 4 çıkışı olan bir bilgisayarda teoride bunu sağlayabiliyorsunuz. Ama böyle bir şey olamıyor (apple haricinde), evdeki workstation'da 20'den fazla hdd bağlayamadığım için mecburen eski MacBook Pro'yu nas server gibi kullanma amacıyla ayırdım, her bir usb portuna 2'şerli 16'lı sabrent hub bağladım ve uzaktan buna erişiyor workstation. HP, Asus ve Acer laptoplar var, hiçbiri ardışık (16'lı hub üzerine bir tane daha 16'lı hub) izin vermiyor. Apple aslında usb değil Thunderbolt arabirimi yüzünden bunu becerebiliyor diye tahmin ediyorum. Tek bir mbpro'da 90 hdd mümkünmüş yani.
  17. Ben dün update ettim 17.0.3 kuruldu. Pil ömrüyle ilgili bir sıkıntı olmadı. Yalnız 16’da takılmalar başlamıştı, apple zorla update yaptırdı 😊
  18. Aslında yapalı çok uzun süre oldu ve uzun süredir kullanıyorum ama buraya eklememişim, sanırım fırsat bulamadım. Son 1 yılda çok fazla şey yaşadım muhtemelen o yüzden gecikti. Ikea Hemnes masa revizyonu sonrasında bir Hemnes yazıcı sehpası gerekiyordu, böyle bir ürünü yok Ikea'nın, o nedenle kendim yapmak istedim. Aslında normal bir sehpa olabilecek ürünü elimdeki eski parçalardan yaptım, bence güzel oldu. İyi seyirler Ikea Hemnes Yazıcı Sehpası
  19. Maximiles Black'le sektör mil kısıtlaması yokmuş onu fark ettim. Biz normalde malzeme alırken Business ve normal maximum kredi kartlarımızı kullanıyorduk. Sektör kısıtlaması olarak medikal-ecza deposu harcamalarında maksimum 50 mil veriyor tutardan bağımsız. Maximiles Black'le bir anda 8-10 tane bilet alacak kadar mil geldi bizim senelik malzeme alımında. Tabi bunda %1.75 olan mil katsayısı da önemli oldu. Ticari müşteriyseniz oldukça güzel fırsatlar sunuyor ama 5-6 ay sürdükten sonra biter diye tahmin ediyorum.
  20. Fiyatlar çok uçtu her yerde o yüzden puanlı sistemler pek işe yaramıyor artık. Katsayıyla çarptığınızda aslında yüzdesel olarak çok düşük kalıyor mil ödülleri. Adios puanlar artık birikse de faydalı olmuyor. Bir süredir ben de eşimle Maximiles Black kullanıyorum, restoranlarda %20, otel ödemelerinde %5 iade yaptı bizim tatillerde, oldukça iyi tutarlarda iade alınca güzel oldu açıkçası.
  21. Eskiden direkt meşe tezgahı vardı Ikea'nın harika bir şeydi ama artık yok gördüğüm kadarıyla. Muhtemelen zımpara gerektirmesi, biraz da kolay çizilmesi gibi nedenlerle kaldırıldı. Ama çok başarılıydı.
  22. Chia plot oluşturmak oldukça zor ve SSD'leri tüketen bir hadiseydi. Şimdi 256 gb ram ve 4070ti ile 4 dakikada C9 plot üretebiliyorum, bunun hepsini ram üzerinde ürettiği için SSD'ye herhangi bir şey olmuyor, üstüne 4070Ti da aynı şekilde toplasan %40-50 yükle bile çalışmıyor, fanı %30 bile üflemiyor, hatta sürekli de çalışmıyor. Benim chia farm'ın kapasitesi bu yolla net %50 arttı, 3 ayda tüm çiftliği yeni nesil plotlarla doldurabileceğim bu sayede, üstüne bir de ekran kartım oldu, yetmezmiş gibi elektrik tüketimim iyice dibe vurdu Net %50 artış tüm masrafları düştükten sonra günlük 5-6 dolar arası getiri demek bu arada, öyle hafife alınacak bir olay değil. Sadece ekran kartı + ram yatırımı ile bunu yapabildim, 9 ay sonra tüm yaptığım masraflar bitmiş oluyor (devalüasyon olmazsa), üstüne daha ekran kartının ve ram'lerin parasının yarısını ödemiş oluyorum Devalüasyon olursa saf kar yazacağım, TL harcayıp dolar kazanıyor olmak çok keyifli
  23. GTX 1650 super ihtiyacımı karşılamadığı için PNY 4070Ti ile artık RTX ailesine geçmiş bulunuyorum. Sağolsun İnan 19 bin TL'ye hepsiburada'da satıldığını söylediği anda aldım, 3 ay ödemesiz, 9 ay vadeli alınca resmen bedavaya gelmiş oldu. Destek için anakart harici bir yere bağlamadım, ciddi ağır olsa da aşağı sarkmadı, kart 55 derece üstüne pek çıkmıyor, açıkçası oldukça memnun bıraktı şu aşamada. Ürün şu : PNY 4070Ti
  24. Uzunca bir süredir uyumlu olur mu olmaz mı diye emin olmadan almak istediğim ram'leri Amazon'dan aldım sonunda. 32 GB 3200 mhz DDR4 ram'leri 2133 mhz olarak çalıştırıyorum ancak oldukça memnun olduğumu söylemem lazım. Ürün şu : Kingston 32 GB DDR4 Bellek, 3200 MHz KVR32N22D8/32 https://www.amazon.com.tr/dp/B084GKDJ6M?ref_=cm_sw_r_cp_ud_dp_VC0JBZNKNV212ZANMTWG Fiyat olarak oldukça uygun, 2 işlemci için 8 x 32 toplam 256 gb quad channel ram doldurmuş oldum workstation'ı. Artık ram ihtiyacım kalmadı, eldeki 4x8'lik setleri de satabilirsem süper olur.