lawnmower

CHW
  • Mesaj sayısı

    1.087
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    55

Reputation Activity

  1. stardust liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Aynen öyle. Mercedes Maybach markasını Bentley ve Rolls Royce müşterilerini çekmek için diriltmişti. Beklenen ilgiyi görmeyince üretimi durdurdular. Bunun yerine S serisinin büyük motorlu ve uzun şaseli versiyonuna Maybach ismini vereceklerini ve Maybach müşterilerine bunu sunacaklarını söylediler.
     
    Tabi Maybach müşterileri bu durumdan pek hoşnut kalmadı. Çokuluslu şirket sahibi adam yanında çalıştırdığı, maaşını verdiği elemanıyla (CEO da olsa eleman elemandır) aynı arabaya mı binecek? Tamam, biri S600L diğeri S350cdi ama sonuçta sokaktaki vatandaş için çok fark yok arada. RR be Bentley but fırsatı kaçırmadılar tabi.
     
    Bu marka yönetimidir. Tek markayla herkese hitap edemezsiniz. Her ne kadar bize adaletsiz ve saçma gelse de tüm toplumlarda sınıf, statü, vs. ayrımlar var. Giyim kuşam, kullanılan araba, oturulan semt filan bunları belirliyor. Evet, her zaman adaletli değil. Evet, her zaman tutarlı değil. Lakin böyle birşey var.
     
    Beymen kendi mağazalarında kendi markasını ve bazı kaliteli markaları satıyor. Daha uygun fiyatlı ürün isteyenler için tamamen ayrıştırılmış Beymen Club markası var. Farklı kalıplar, farklı kumaşlar filan. Lakin Beymen Club asla Beymen'in kendi mağazalarında satılmıyor. Boyner gibi yerlerde satılıyor. İkisi asla birbirine karıştırılmıyor çünkü bunların hedef müşteri kitleleri farklı.
     
    Araba konusunda da durum böyle. Herkes herkese birden mal satamaz. Bu bir ütopyadır. Firmaların bu yüzden birden fazla markaları oluyor. Aksi halde Audi, Porsche, Bentley filan olmazdı. Hepsi Volkswagen olurdu.
  2. stardust liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Aynen öyle. Mercedes Maybach markasını Bentley ve Rolls Royce müşterilerini çekmek için diriltmişti. Beklenen ilgiyi görmeyince üretimi durdurdular. Bunun yerine S serisinin büyük motorlu ve uzun şaseli versiyonuna Maybach ismini vereceklerini ve Maybach müşterilerine bunu sunacaklarını söylediler.
     
    Tabi Maybach müşterileri bu durumdan pek hoşnut kalmadı. Çokuluslu şirket sahibi adam yanında çalıştırdığı, maaşını verdiği elemanıyla (CEO da olsa eleman elemandır) aynı arabaya mı binecek? Tamam, biri S600L diğeri S350cdi ama sonuçta sokaktaki vatandaş için çok fark yok arada. RR be Bentley but fırsatı kaçırmadılar tabi.
     
    Bu marka yönetimidir. Tek markayla herkese hitap edemezsiniz. Her ne kadar bize adaletsiz ve saçma gelse de tüm toplumlarda sınıf, statü, vs. ayrımlar var. Giyim kuşam, kullanılan araba, oturulan semt filan bunları belirliyor. Evet, her zaman adaletli değil. Evet, her zaman tutarlı değil. Lakin böyle birşey var.
     
    Beymen kendi mağazalarında kendi markasını ve bazı kaliteli markaları satıyor. Daha uygun fiyatlı ürün isteyenler için tamamen ayrıştırılmış Beymen Club markası var. Farklı kalıplar, farklı kumaşlar filan. Lakin Beymen Club asla Beymen'in kendi mağazalarında satılmıyor. Boyner gibi yerlerde satılıyor. İkisi asla birbirine karıştırılmıyor çünkü bunların hedef müşteri kitleleri farklı.
     
    Araba konusunda da durum böyle. Herkes herkese birden mal satamaz. Bu bir ütopyadır. Firmaların bu yüzden birden fazla markaları oluyor. Aksi halde Audi, Porsche, Bentley filan olmazdı. Hepsi Volkswagen olurdu.
  3. stardust liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Aynen öyle. Mercedes Maybach markasını Bentley ve Rolls Royce müşterilerini çekmek için diriltmişti. Beklenen ilgiyi görmeyince üretimi durdurdular. Bunun yerine S serisinin büyük motorlu ve uzun şaseli versiyonuna Maybach ismini vereceklerini ve Maybach müşterilerine bunu sunacaklarını söylediler.
     
    Tabi Maybach müşterileri bu durumdan pek hoşnut kalmadı. Çokuluslu şirket sahibi adam yanında çalıştırdığı, maaşını verdiği elemanıyla (CEO da olsa eleman elemandır) aynı arabaya mı binecek? Tamam, biri S600L diğeri S350cdi ama sonuçta sokaktaki vatandaş için çok fark yok arada. RR be Bentley but fırsatı kaçırmadılar tabi.
     
    Bu marka yönetimidir. Tek markayla herkese hitap edemezsiniz. Her ne kadar bize adaletsiz ve saçma gelse de tüm toplumlarda sınıf, statü, vs. ayrımlar var. Giyim kuşam, kullanılan araba, oturulan semt filan bunları belirliyor. Evet, her zaman adaletli değil. Evet, her zaman tutarlı değil. Lakin böyle birşey var.
     
    Beymen kendi mağazalarında kendi markasını ve bazı kaliteli markaları satıyor. Daha uygun fiyatlı ürün isteyenler için tamamen ayrıştırılmış Beymen Club markası var. Farklı kalıplar, farklı kumaşlar filan. Lakin Beymen Club asla Beymen'in kendi mağazalarında satılmıyor. Boyner gibi yerlerde satılıyor. İkisi asla birbirine karıştırılmıyor çünkü bunların hedef müşteri kitleleri farklı.
     
    Araba konusunda da durum böyle. Herkes herkese birden mal satamaz. Bu bir ütopyadır. Firmaların bu yüzden birden fazla markaları oluyor. Aksi halde Audi, Porsche, Bentley filan olmazdı. Hepsi Volkswagen olurdu.
  4. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır.
     
    -Sabit aks
    -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon
    -Arkada helezon yerine makas yaylar
    -Tam şasi
    -Yerden yüksek tasarım
    -Kilitli diferansiyel
     
    Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu.
     
    Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
  5. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır.
     
    -Sabit aks
    -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon
    -Arkada helezon yerine makas yaylar
    -Tam şasi
    -Yerden yüksek tasarım
    -Kilitli diferansiyel
     
    Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu.
     
    Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
  6. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır.
     
    -Sabit aks
    -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon
    -Arkada helezon yerine makas yaylar
    -Tam şasi
    -Yerden yüksek tasarım
    -Kilitli diferansiyel
     
    Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu.
     
    Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
  7. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır.
     
    -Sabit aks
    -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon
    -Arkada helezon yerine makas yaylar
    -Tam şasi
    -Yerden yüksek tasarım
    -Kilitli diferansiyel
     
    Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu.
     
    Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
  8. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır.
     
    -Sabit aks
    -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon
    -Arkada helezon yerine makas yaylar
    -Tam şasi
    -Yerden yüksek tasarım
    -Kilitli diferansiyel
     
    Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu.
     
    Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
  9. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır.
     
    -Sabit aks
    -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon
    -Arkada helezon yerine makas yaylar
    -Tam şasi
    -Yerden yüksek tasarım
    -Kilitli diferansiyel
     
    Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu.
     
    Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
  10. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır.
     
    -Sabit aks
    -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon
    -Arkada helezon yerine makas yaylar
    -Tam şasi
    -Yerden yüksek tasarım
    -Kilitli diferansiyel
     
    Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu.
     
    Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
  11. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır.
     
    -Sabit aks
    -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon
    -Arkada helezon yerine makas yaylar
    -Tam şasi
    -Yerden yüksek tasarım
    -Kilitli diferansiyel
     
    Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu.
     
    Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
  12. emre666 liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Ya bizim millet olarak kronik hastalığımız bu. Hep en tepedekini hedef alıyoruz kendimize. Otomobil mi üreteceğiz? O zaman Volkswagen, Renault, Fiat gibi olmalıyız. Teknoloji mi üreteceğiz? O zaman Intel, Samsung, Seagate filan gibi olmalıyız. Kafada hep bu var.
     
    Halbuki mesela otomotiv sektöründe ülkemizde pek bilinmeyen "niş" otomobil ve aksesuar alt sektörleri var. Seri üretim değil, özel yapım, az sayıda, ama kaliteli ürünler üretmekten bahsediyorum. Birsürü "coachmaker" denen firma var, daha tarihleri boyunca bir tane motor veya şanzıman üretmemişler. Mekanik parçaları (genelde komple altyapıyı) büyük üreticilerden alıyorlar, el yapımı kasa ve iç mekan ekleyip uçuk fiyatlara "bu araba sadece bende olsun" diyen zenginlere satıyorlar. Porsche'yi, Ferrari'yi çok sıradan bulup buna yönelen müşteriler var. Bizde işçilik ucuz. Millet olarak el becerimiz de fena değil. Malzeme de var. Gayet yapılabilirmiş yani. Tabi tren büyük ölçüde kaçmış. Artık biraz zor o sektöre girmek. Yine de bitmiş değil tabi, ciddi gayretlerle olur. Mesela Rimac diye bir Hırvat firması var, 2009'^da kuruldu. Yaptıkları arabalara fuarlarda tüm gazeteciler hayran kalıyor. Hırvatistan yav, iç savaşın daha dün bittiği ülke bu. Otomotivle ilgili hiçbir endüstriyel yatırım yokken, yan sanayi filan yokken bunu yaptılar. Bizde de olabilir eğer güzel çalışılırsa.
     
    Bir de komple arabadan ziyade aksesuar kısmı var işin. Bulgaristan'daki Vilner bunun en güzel örneğidir. Adamların uzmanlığı deri. Dünyanın en kaliteli derisini üretiyorlar. Bugatti, Bentley, Rolls Royce gibi ultra lüks segment arabaların hepsinin koltuklarındaki deri Vilner'den geliyor. Ayrıca müşteri isteklerine göre mevcut normal arabalara da deri iç mekan filan yapıyorlar. Bulgaristan'ın ekonomisi bizimkinin onda biri filan, zaten genç nüfus da pek kalmamış (Schengen bölgesi sayıldığından serbest dolaşım var, kaçabilen tüm Bulgar gençleri Almanya'ya filan kaçıyormuş). E öyle köklü bir firma da değil, zaten Bulgaristan'ın kapitalist ekonomiye geçişi 1990 filan. Daha eski olamaz firma. Demek ki çalışınca ve kafayı çalıştırınca oluyor. Sonuçta deri inekten geliyor, inek orada da inek, burada da inek. Bizde çok daha iyisi olabilirdi.
     
    Olabilirdi ama olmamış, çünkü bizde zamanında dış ticaret açığının önüne geçmek için ithalat kısıtlanmış. Süper zengine süper lüks özel yapım araba üretmek için önce o adamın kullandığı türde arabaları tanımak lazım. O yıllarda internet yok, dergiler filan varsa bile vasat. İnsanlar Maserati, Bentley, Rolls Royce nasıl oluyor bilmiyorlar, bilmeyince ona göre fikir geliştiremiyorlar. Bildikleri sadece gurbetçilerin getirdiği (ve çoğu boş donanımlı) Mercedes'ler filan. Ömründe film izlememiş birine yönetmenlik yaptıramazsınız. Bizdeki durum "çocukların ahlakı bozulacak" diye sinemayı yasaklayıp sonra film çekmeye çalışmak gibi birşey. Sonra işte Şamil filan oluyor, ömründe Ferrari'yi Lamborghini'yi sadece Turbo sakızlarında görmüş adam onlara rakip olmaya çalışıp kendini rezil ediyor.
     
    Keşke böyle sırf herşeyi bizim olsun diye kimsenin beğenerek binmeyeceği şeyler üretmek yerine bu yazdığım türde sektörlere girebilsek. Çok daha kazançlı olurdu Türkiye için.
  13. emre666 liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Ya bizim millet olarak kronik hastalığımız bu. Hep en tepedekini hedef alıyoruz kendimize. Otomobil mi üreteceğiz? O zaman Volkswagen, Renault, Fiat gibi olmalıyız. Teknoloji mi üreteceğiz? O zaman Intel, Samsung, Seagate filan gibi olmalıyız. Kafada hep bu var.
     
    Halbuki mesela otomotiv sektöründe ülkemizde pek bilinmeyen "niş" otomobil ve aksesuar alt sektörleri var. Seri üretim değil, özel yapım, az sayıda, ama kaliteli ürünler üretmekten bahsediyorum. Birsürü "coachmaker" denen firma var, daha tarihleri boyunca bir tane motor veya şanzıman üretmemişler. Mekanik parçaları (genelde komple altyapıyı) büyük üreticilerden alıyorlar, el yapımı kasa ve iç mekan ekleyip uçuk fiyatlara "bu araba sadece bende olsun" diyen zenginlere satıyorlar. Porsche'yi, Ferrari'yi çok sıradan bulup buna yönelen müşteriler var. Bizde işçilik ucuz. Millet olarak el becerimiz de fena değil. Malzeme de var. Gayet yapılabilirmiş yani. Tabi tren büyük ölçüde kaçmış. Artık biraz zor o sektöre girmek. Yine de bitmiş değil tabi, ciddi gayretlerle olur. Mesela Rimac diye bir Hırvat firması var, 2009'^da kuruldu. Yaptıkları arabalara fuarlarda tüm gazeteciler hayran kalıyor. Hırvatistan yav, iç savaşın daha dün bittiği ülke bu. Otomotivle ilgili hiçbir endüstriyel yatırım yokken, yan sanayi filan yokken bunu yaptılar. Bizde de olabilir eğer güzel çalışılırsa.
     
    Bir de komple arabadan ziyade aksesuar kısmı var işin. Bulgaristan'daki Vilner bunun en güzel örneğidir. Adamların uzmanlığı deri. Dünyanın en kaliteli derisini üretiyorlar. Bugatti, Bentley, Rolls Royce gibi ultra lüks segment arabaların hepsinin koltuklarındaki deri Vilner'den geliyor. Ayrıca müşteri isteklerine göre mevcut normal arabalara da deri iç mekan filan yapıyorlar. Bulgaristan'ın ekonomisi bizimkinin onda biri filan, zaten genç nüfus da pek kalmamış (Schengen bölgesi sayıldığından serbest dolaşım var, kaçabilen tüm Bulgar gençleri Almanya'ya filan kaçıyormuş). E öyle köklü bir firma da değil, zaten Bulgaristan'ın kapitalist ekonomiye geçişi 1990 filan. Daha eski olamaz firma. Demek ki çalışınca ve kafayı çalıştırınca oluyor. Sonuçta deri inekten geliyor, inek orada da inek, burada da inek. Bizde çok daha iyisi olabilirdi.
     
    Olabilirdi ama olmamış, çünkü bizde zamanında dış ticaret açığının önüne geçmek için ithalat kısıtlanmış. Süper zengine süper lüks özel yapım araba üretmek için önce o adamın kullandığı türde arabaları tanımak lazım. O yıllarda internet yok, dergiler filan varsa bile vasat. İnsanlar Maserati, Bentley, Rolls Royce nasıl oluyor bilmiyorlar, bilmeyince ona göre fikir geliştiremiyorlar. Bildikleri sadece gurbetçilerin getirdiği (ve çoğu boş donanımlı) Mercedes'ler filan. Ömründe film izlememiş birine yönetmenlik yaptıramazsınız. Bizdeki durum "çocukların ahlakı bozulacak" diye sinemayı yasaklayıp sonra film çekmeye çalışmak gibi birşey. Sonra işte Şamil filan oluyor, ömründe Ferrari'yi Lamborghini'yi sadece Turbo sakızlarında görmüş adam onlara rakip olmaya çalışıp kendini rezil ediyor.
     
    Keşke böyle sırf herşeyi bizim olsun diye kimsenin beğenerek binmeyeceği şeyler üretmek yerine bu yazdığım türde sektörlere girebilsek. Çok daha kazançlı olurdu Türkiye için.
  14. Whooosh liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
     
    Hemşerim sen nasıl Türksün, 3 haftadan öncesini hatırlayamaman lazım, niye soruyorsun böyle geçen seneyle ilgili soruları?
  15. emre666 liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Ya bizim millet olarak kronik hastalığımız bu. Hep en tepedekini hedef alıyoruz kendimize. Otomobil mi üreteceğiz? O zaman Volkswagen, Renault, Fiat gibi olmalıyız. Teknoloji mi üreteceğiz? O zaman Intel, Samsung, Seagate filan gibi olmalıyız. Kafada hep bu var.
     
    Halbuki mesela otomotiv sektöründe ülkemizde pek bilinmeyen "niş" otomobil ve aksesuar alt sektörleri var. Seri üretim değil, özel yapım, az sayıda, ama kaliteli ürünler üretmekten bahsediyorum. Birsürü "coachmaker" denen firma var, daha tarihleri boyunca bir tane motor veya şanzıman üretmemişler. Mekanik parçaları (genelde komple altyapıyı) büyük üreticilerden alıyorlar, el yapımı kasa ve iç mekan ekleyip uçuk fiyatlara "bu araba sadece bende olsun" diyen zenginlere satıyorlar. Porsche'yi, Ferrari'yi çok sıradan bulup buna yönelen müşteriler var. Bizde işçilik ucuz. Millet olarak el becerimiz de fena değil. Malzeme de var. Gayet yapılabilirmiş yani. Tabi tren büyük ölçüde kaçmış. Artık biraz zor o sektöre girmek. Yine de bitmiş değil tabi, ciddi gayretlerle olur. Mesela Rimac diye bir Hırvat firması var, 2009'^da kuruldu. Yaptıkları arabalara fuarlarda tüm gazeteciler hayran kalıyor. Hırvatistan yav, iç savaşın daha dün bittiği ülke bu. Otomotivle ilgili hiçbir endüstriyel yatırım yokken, yan sanayi filan yokken bunu yaptılar. Bizde de olabilir eğer güzel çalışılırsa.
     
    Bir de komple arabadan ziyade aksesuar kısmı var işin. Bulgaristan'daki Vilner bunun en güzel örneğidir. Adamların uzmanlığı deri. Dünyanın en kaliteli derisini üretiyorlar. Bugatti, Bentley, Rolls Royce gibi ultra lüks segment arabaların hepsinin koltuklarındaki deri Vilner'den geliyor. Ayrıca müşteri isteklerine göre mevcut normal arabalara da deri iç mekan filan yapıyorlar. Bulgaristan'ın ekonomisi bizimkinin onda biri filan, zaten genç nüfus da pek kalmamış (Schengen bölgesi sayıldığından serbest dolaşım var, kaçabilen tüm Bulgar gençleri Almanya'ya filan kaçıyormuş). E öyle köklü bir firma da değil, zaten Bulgaristan'ın kapitalist ekonomiye geçişi 1990 filan. Daha eski olamaz firma. Demek ki çalışınca ve kafayı çalıştırınca oluyor. Sonuçta deri inekten geliyor, inek orada da inek, burada da inek. Bizde çok daha iyisi olabilirdi.
     
    Olabilirdi ama olmamış, çünkü bizde zamanında dış ticaret açığının önüne geçmek için ithalat kısıtlanmış. Süper zengine süper lüks özel yapım araba üretmek için önce o adamın kullandığı türde arabaları tanımak lazım. O yıllarda internet yok, dergiler filan varsa bile vasat. İnsanlar Maserati, Bentley, Rolls Royce nasıl oluyor bilmiyorlar, bilmeyince ona göre fikir geliştiremiyorlar. Bildikleri sadece gurbetçilerin getirdiği (ve çoğu boş donanımlı) Mercedes'ler filan. Ömründe film izlememiş birine yönetmenlik yaptıramazsınız. Bizdeki durum "çocukların ahlakı bozulacak" diye sinemayı yasaklayıp sonra film çekmeye çalışmak gibi birşey. Sonra işte Şamil filan oluyor, ömründe Ferrari'yi Lamborghini'yi sadece Turbo sakızlarında görmüş adam onlara rakip olmaya çalışıp kendini rezil ediyor.
     
    Keşke böyle sırf herşeyi bizim olsun diye kimsenin beğenerek binmeyeceği şeyler üretmek yerine bu yazdığım türde sektörlere girebilsek. Çok daha kazançlı olurdu Türkiye için.
  16. emre666 liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Ya bizim millet olarak kronik hastalığımız bu. Hep en tepedekini hedef alıyoruz kendimize. Otomobil mi üreteceğiz? O zaman Volkswagen, Renault, Fiat gibi olmalıyız. Teknoloji mi üreteceğiz? O zaman Intel, Samsung, Seagate filan gibi olmalıyız. Kafada hep bu var.
     
    Halbuki mesela otomotiv sektöründe ülkemizde pek bilinmeyen "niş" otomobil ve aksesuar alt sektörleri var. Seri üretim değil, özel yapım, az sayıda, ama kaliteli ürünler üretmekten bahsediyorum. Birsürü "coachmaker" denen firma var, daha tarihleri boyunca bir tane motor veya şanzıman üretmemişler. Mekanik parçaları (genelde komple altyapıyı) büyük üreticilerden alıyorlar, el yapımı kasa ve iç mekan ekleyip uçuk fiyatlara "bu araba sadece bende olsun" diyen zenginlere satıyorlar. Porsche'yi, Ferrari'yi çok sıradan bulup buna yönelen müşteriler var. Bizde işçilik ucuz. Millet olarak el becerimiz de fena değil. Malzeme de var. Gayet yapılabilirmiş yani. Tabi tren büyük ölçüde kaçmış. Artık biraz zor o sektöre girmek. Yine de bitmiş değil tabi, ciddi gayretlerle olur. Mesela Rimac diye bir Hırvat firması var, 2009'^da kuruldu. Yaptıkları arabalara fuarlarda tüm gazeteciler hayran kalıyor. Hırvatistan yav, iç savaşın daha dün bittiği ülke bu. Otomotivle ilgili hiçbir endüstriyel yatırım yokken, yan sanayi filan yokken bunu yaptılar. Bizde de olabilir eğer güzel çalışılırsa.
     
    Bir de komple arabadan ziyade aksesuar kısmı var işin. Bulgaristan'daki Vilner bunun en güzel örneğidir. Adamların uzmanlığı deri. Dünyanın en kaliteli derisini üretiyorlar. Bugatti, Bentley, Rolls Royce gibi ultra lüks segment arabaların hepsinin koltuklarındaki deri Vilner'den geliyor. Ayrıca müşteri isteklerine göre mevcut normal arabalara da deri iç mekan filan yapıyorlar. Bulgaristan'ın ekonomisi bizimkinin onda biri filan, zaten genç nüfus da pek kalmamış (Schengen bölgesi sayıldığından serbest dolaşım var, kaçabilen tüm Bulgar gençleri Almanya'ya filan kaçıyormuş). E öyle köklü bir firma da değil, zaten Bulgaristan'ın kapitalist ekonomiye geçişi 1990 filan. Daha eski olamaz firma. Demek ki çalışınca ve kafayı çalıştırınca oluyor. Sonuçta deri inekten geliyor, inek orada da inek, burada da inek. Bizde çok daha iyisi olabilirdi.
     
    Olabilirdi ama olmamış, çünkü bizde zamanında dış ticaret açığının önüne geçmek için ithalat kısıtlanmış. Süper zengine süper lüks özel yapım araba üretmek için önce o adamın kullandığı türde arabaları tanımak lazım. O yıllarda internet yok, dergiler filan varsa bile vasat. İnsanlar Maserati, Bentley, Rolls Royce nasıl oluyor bilmiyorlar, bilmeyince ona göre fikir geliştiremiyorlar. Bildikleri sadece gurbetçilerin getirdiği (ve çoğu boş donanımlı) Mercedes'ler filan. Ömründe film izlememiş birine yönetmenlik yaptıramazsınız. Bizdeki durum "çocukların ahlakı bozulacak" diye sinemayı yasaklayıp sonra film çekmeye çalışmak gibi birşey. Sonra işte Şamil filan oluyor, ömründe Ferrari'yi Lamborghini'yi sadece Turbo sakızlarında görmüş adam onlara rakip olmaya çalışıp kendini rezil ediyor.
     
    Keşke böyle sırf herşeyi bizim olsun diye kimsenin beğenerek binmeyeceği şeyler üretmek yerine bu yazdığım türde sektörlere girebilsek. Çok daha kazançlı olurdu Türkiye için.
  17. emre666 liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Ya bizim millet olarak kronik hastalığımız bu. Hep en tepedekini hedef alıyoruz kendimize. Otomobil mi üreteceğiz? O zaman Volkswagen, Renault, Fiat gibi olmalıyız. Teknoloji mi üreteceğiz? O zaman Intel, Samsung, Seagate filan gibi olmalıyız. Kafada hep bu var.
     
    Halbuki mesela otomotiv sektöründe ülkemizde pek bilinmeyen "niş" otomobil ve aksesuar alt sektörleri var. Seri üretim değil, özel yapım, az sayıda, ama kaliteli ürünler üretmekten bahsediyorum. Birsürü "coachmaker" denen firma var, daha tarihleri boyunca bir tane motor veya şanzıman üretmemişler. Mekanik parçaları (genelde komple altyapıyı) büyük üreticilerden alıyorlar, el yapımı kasa ve iç mekan ekleyip uçuk fiyatlara "bu araba sadece bende olsun" diyen zenginlere satıyorlar. Porsche'yi, Ferrari'yi çok sıradan bulup buna yönelen müşteriler var. Bizde işçilik ucuz. Millet olarak el becerimiz de fena değil. Malzeme de var. Gayet yapılabilirmiş yani. Tabi tren büyük ölçüde kaçmış. Artık biraz zor o sektöre girmek. Yine de bitmiş değil tabi, ciddi gayretlerle olur. Mesela Rimac diye bir Hırvat firması var, 2009'^da kuruldu. Yaptıkları arabalara fuarlarda tüm gazeteciler hayran kalıyor. Hırvatistan yav, iç savaşın daha dün bittiği ülke bu. Otomotivle ilgili hiçbir endüstriyel yatırım yokken, yan sanayi filan yokken bunu yaptılar. Bizde de olabilir eğer güzel çalışılırsa.
     
    Bir de komple arabadan ziyade aksesuar kısmı var işin. Bulgaristan'daki Vilner bunun en güzel örneğidir. Adamların uzmanlığı deri. Dünyanın en kaliteli derisini üretiyorlar. Bugatti, Bentley, Rolls Royce gibi ultra lüks segment arabaların hepsinin koltuklarındaki deri Vilner'den geliyor. Ayrıca müşteri isteklerine göre mevcut normal arabalara da deri iç mekan filan yapıyorlar. Bulgaristan'ın ekonomisi bizimkinin onda biri filan, zaten genç nüfus da pek kalmamış (Schengen bölgesi sayıldığından serbest dolaşım var, kaçabilen tüm Bulgar gençleri Almanya'ya filan kaçıyormuş). E öyle köklü bir firma da değil, zaten Bulgaristan'ın kapitalist ekonomiye geçişi 1990 filan. Daha eski olamaz firma. Demek ki çalışınca ve kafayı çalıştırınca oluyor. Sonuçta deri inekten geliyor, inek orada da inek, burada da inek. Bizde çok daha iyisi olabilirdi.
     
    Olabilirdi ama olmamış, çünkü bizde zamanında dış ticaret açığının önüne geçmek için ithalat kısıtlanmış. Süper zengine süper lüks özel yapım araba üretmek için önce o adamın kullandığı türde arabaları tanımak lazım. O yıllarda internet yok, dergiler filan varsa bile vasat. İnsanlar Maserati, Bentley, Rolls Royce nasıl oluyor bilmiyorlar, bilmeyince ona göre fikir geliştiremiyorlar. Bildikleri sadece gurbetçilerin getirdiği (ve çoğu boş donanımlı) Mercedes'ler filan. Ömründe film izlememiş birine yönetmenlik yaptıramazsınız. Bizdeki durum "çocukların ahlakı bozulacak" diye sinemayı yasaklayıp sonra film çekmeye çalışmak gibi birşey. Sonra işte Şamil filan oluyor, ömründe Ferrari'yi Lamborghini'yi sadece Turbo sakızlarında görmüş adam onlara rakip olmaya çalışıp kendini rezil ediyor.
     
    Keşke böyle sırf herşeyi bizim olsun diye kimsenin beğenerek binmeyeceği şeyler üretmek yerine bu yazdığım türde sektörlere girebilsek. Çok daha kazançlı olurdu Türkiye için.
  18. emre666 liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
    Ya bizim millet olarak kronik hastalığımız bu. Hep en tepedekini hedef alıyoruz kendimize. Otomobil mi üreteceğiz? O zaman Volkswagen, Renault, Fiat gibi olmalıyız. Teknoloji mi üreteceğiz? O zaman Intel, Samsung, Seagate filan gibi olmalıyız. Kafada hep bu var.
     
    Halbuki mesela otomotiv sektöründe ülkemizde pek bilinmeyen "niş" otomobil ve aksesuar alt sektörleri var. Seri üretim değil, özel yapım, az sayıda, ama kaliteli ürünler üretmekten bahsediyorum. Birsürü "coachmaker" denen firma var, daha tarihleri boyunca bir tane motor veya şanzıman üretmemişler. Mekanik parçaları (genelde komple altyapıyı) büyük üreticilerden alıyorlar, el yapımı kasa ve iç mekan ekleyip uçuk fiyatlara "bu araba sadece bende olsun" diyen zenginlere satıyorlar. Porsche'yi, Ferrari'yi çok sıradan bulup buna yönelen müşteriler var. Bizde işçilik ucuz. Millet olarak el becerimiz de fena değil. Malzeme de var. Gayet yapılabilirmiş yani. Tabi tren büyük ölçüde kaçmış. Artık biraz zor o sektöre girmek. Yine de bitmiş değil tabi, ciddi gayretlerle olur. Mesela Rimac diye bir Hırvat firması var, 2009'^da kuruldu. Yaptıkları arabalara fuarlarda tüm gazeteciler hayran kalıyor. Hırvatistan yav, iç savaşın daha dün bittiği ülke bu. Otomotivle ilgili hiçbir endüstriyel yatırım yokken, yan sanayi filan yokken bunu yaptılar. Bizde de olabilir eğer güzel çalışılırsa.
     
    Bir de komple arabadan ziyade aksesuar kısmı var işin. Bulgaristan'daki Vilner bunun en güzel örneğidir. Adamların uzmanlığı deri. Dünyanın en kaliteli derisini üretiyorlar. Bugatti, Bentley, Rolls Royce gibi ultra lüks segment arabaların hepsinin koltuklarındaki deri Vilner'den geliyor. Ayrıca müşteri isteklerine göre mevcut normal arabalara da deri iç mekan filan yapıyorlar. Bulgaristan'ın ekonomisi bizimkinin onda biri filan, zaten genç nüfus da pek kalmamış (Schengen bölgesi sayıldığından serbest dolaşım var, kaçabilen tüm Bulgar gençleri Almanya'ya filan kaçıyormuş). E öyle köklü bir firma da değil, zaten Bulgaristan'ın kapitalist ekonomiye geçişi 1990 filan. Daha eski olamaz firma. Demek ki çalışınca ve kafayı çalıştırınca oluyor. Sonuçta deri inekten geliyor, inek orada da inek, burada da inek. Bizde çok daha iyisi olabilirdi.
     
    Olabilirdi ama olmamış, çünkü bizde zamanında dış ticaret açığının önüne geçmek için ithalat kısıtlanmış. Süper zengine süper lüks özel yapım araba üretmek için önce o adamın kullandığı türde arabaları tanımak lazım. O yıllarda internet yok, dergiler filan varsa bile vasat. İnsanlar Maserati, Bentley, Rolls Royce nasıl oluyor bilmiyorlar, bilmeyince ona göre fikir geliştiremiyorlar. Bildikleri sadece gurbetçilerin getirdiği (ve çoğu boş donanımlı) Mercedes'ler filan. Ömründe film izlememiş birine yönetmenlik yaptıramazsınız. Bizdeki durum "çocukların ahlakı bozulacak" diye sinemayı yasaklayıp sonra film çekmeye çalışmak gibi birşey. Sonra işte Şamil filan oluyor, ömründe Ferrari'yi Lamborghini'yi sadece Turbo sakızlarında görmüş adam onlara rakip olmaya çalışıp kendini rezil ediyor.
     
    Keşke böyle sırf herşeyi bizim olsun diye kimsenin beğenerek binmeyeceği şeyler üretmek yerine bu yazdığım türde sektörlere girebilsek. Çok daha kazançlı olurdu Türkiye için.
  19. Whooosh liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
     
    Hemşerim sen nasıl Türksün, 3 haftadan öncesini hatırlayamaman lazım, niye soruyorsun böyle geçen seneyle ilgili soruları?
  20. Whooosh liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
     
    Hemşerim sen nasıl Türksün, 3 haftadan öncesini hatırlayamaman lazım, niye soruyorsun böyle geçen seneyle ilgili soruları?
  21. 4x4 liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Volkswagen skandali   
     
    Hocam zaten aklı başında adam böyle şeyler söylemez de, şimdi isim verip rencide etmek istemediğim, bu forumun da üyesi olan, aklı başında bildiğim kişiler de yazıyorlar "Oh olsun itlere, iflas ederler inşallah" diye. Bu olaya marka fanatizmiyle veya "ben alamıyorsam bok atayım" mantığıyla yaklaşmak yanlış. Volkswagen çoğu ülkede olduğu gibi ülkemizde de çok tutuluyor. Bir taraftan Doğuş otomotiv de garip bir satış politikası izliyor. Fiyatlar yüksek, bazen de saçma uzunlukta bekleme süreleri oluyor. Haliyle almak isteyip alamayan veya o fiyatı / bekleme süresini mantıklı bulmayıp vazgeçen çok oluyor. Bu kişilerin böyle bir olayda azılı VW düşmanı kesilmesi bana anlamsız geliyor. Çok iyi biliyorum, o kuyruk biraz daha kısa olsa veya fiyatlar biraz daha makul olsa o kişilerin önemli bir kısmı o ölümüne savundukları markayı değil, VW alacaklardı. Mantık ile hareket eden adam zaten fanatizm yapmaz. Bugün VW alır, yarın Peugeot alır, sonra onu satar Volvo alır, bütçesine ve şartlarına hangisi uygunsa onu tercih eder.
     
    İşin aslı daha önce de yazdığım gibi politik. Volkswagen hile yapmamış demiyorum, yapmıştır. Her firma bir şekilde hile yapıyor zaten. Teknik olarak açıklayayım. Emisyona dayalı vergilendirme sistemlerinin amacı aslında çevreye verilen zarardan çok tüketimi ölçmektir. Arabanın ortalama tüketimini ölçmek o kadar kolay olmadığından egzost borusundan çıkan gaza bakılır. Motor ne kadar verimli çalışıyorsa, ne kadar az yakıtla aynı gücü verebiliyorsa emisyonu da o kadar düşüktür. Bu yüzden AB ülkelerinde karbonmonoksit emisyonu ölçülür, buna göre vergilendirme yapılır. Ancak, motordan çıkan tek kötü gaz karbonmonoksit değil. Nitrojen Oksit (NOx diye de bilinir) gibi bazı diğer zararlı gazlar da çıkıyor egzost borusundan. Bunlar dizel motorlarda daha fazla, benzinli motorlarda daha az üretiliyorlar. Karbonmonoksit üretiminde ise durum tam tersi. Yani CO emisyonuna bakarsanız dizel daha temiz, NOx emisyonuna bakarsanız benzinli motor daha temiz.
     
    İşte iş bu noktada karışıyor. NOx insana zararlı bir gaz. Hatta, hamileliğini dizel araçların (bilhassa kamyon ve otobüslerin) çalıştığı otoban ve yollara yakın bölgelerde geçiren kadınların doğurduğu çocuklarda zeka problemlerinin daha fazla görüldüğü tespit edilmişti Fransa'da yapılan bir araştırmada (buradan büyük paralar verip Ataşehir'de filan otobana cepheli residence dairesi alanlara selam gönderiyorum). Yani Avrupa da bunun farkında. Ancak hep söylediğim gibi, işin içinde siyaset var. Dizel motor Avrupalı üreticilerin en önemli kozu. Ne Japon üreticilerde, ne de Amerikan markalarında doğru düzgün dizel motor yok. Kullanacakları zaman Avrupa'dan alıyorlar. Amerika'da Cummins filan var ama onların motorları kamyonet veya kamyonlar için, binek arabaya göre değil. Amerika'nın NOx üzerinde bu kadar durmasının sebebi de bu. Halk sağlığı filan diyorlar ama esas takıntıları Avrupalı dizellerin yaygınlaşmasını önlemek, çünkü kendilerinde rakip birşey yok, geliştirecek altyapı da yok. Yukarıda yazdığım gibi benzinli motorlar NOx açısından daha temiz. Yani tıpkı Nvidia ve AMD'nin reklamlarında kendilerinin güçlü olduğu kıstaslara odaklanıp en önemli şeyin o olduğunu söylemeleri gibi burada da Avrupa "dizelde CO salımı düşük, dizel çok çevreci" diyor, Amerika da "siz asıl NOx salımına bakın, benzinli araba hala daha çevreci" diyor. Yakın zamana kadar bu sıkıntı değildi, çünkü zaten dizel motor Avrupa haricinde pek tercih edilmiyordu. Ancak Avrupa markaları düşük CO emisyonunu reklam malzemesi yapıp "Clean Diesel" sloganıyla Amerika'da araba satmaya başlayınca iş değişti. Dedim ya, rekabet edecek birşey yok ellerinde. Elektrikli arabalar halkın çoğunun ihtiyacını karşılamaktan hala uzak, iyi olan modeller (Tesla Model S gibi) de pahalı.
     
    NOx emisyonunu aşağı çekmek tabii ki mümkün. Çeşitli kimyasal filtrelerle bu yapılabiliyor. Ancak bu filtreler hem pahalı, hem de sarf malzemesi listesine girip düzenli aralıklarla değiştirildikleri için bakım maliyetini yükseltiyorlar. AdBlue gibi sistemler yakıt haricinde ayrıca filtreleme sıvısının sürekli doldurulmasını gerektiriyor. Bu tüketicilerin pek hoşuna gidecek birşey değil, o yüzden üreticilere de çok cazip gelmiyor. Mercedes'in BlueTec teknolojisinin olayı bu zaten, onlar kullanıyorlar. Diğer üreticiler bildiğim kadarıyla bu topa girmemişler. Girmeyenlerden biri olan Volkswagen "nasıl olsa ABD pazarında çok fazla dizel satmıyoruz, bizim esas dizel pazarımızda da NOx ölçümüne bakılmıyor, o yüzden böyle teferruatlı bir sistem geliştirmeye gerek yok" demiş. Filtreleme sistemine yatırım yapmak yerine arabaya ölçüm esnasında motorun gücünü düşürüp NOx üretimini azaltan bir sistem entegre etmişler. NOx denen meret yüksek devirlerde ve yüksek sıcaklıklarda çok fazla üretiliyor. Motoru sakin ve serin çalışacak, fazla devirlenmeyecek şekilde sınırlandırmışlar işte.
     
    Peki diğer üreticiler ne yapıyor? Dediğim gibi, hemen hepsi bir şekilde hile yapıyor. Belki Volkswagen'in yaptığı hile çok büyük, ama bir kurcalansa hepsinden birşeyler çıkar. Daha önce de söylediğim gibi tüketim, emisyon, performans rakamlarında hile yapmayan üretici yok. Hepsi Amerika'da yapmıyordur belki hileyi, ama biryerlerde bir şekilde yapıyorlar. E bizde de Mercedes motor hacimlerinde hile yapıyor mesela. C180K ilk geldiğinde 1.8L motorluydu, sonra 1.6L motorlu oldu birden. Nasıl oluyorsa bu 1.8L ve 1.6L motorların tüm teknik özellikleri aynı, sadece birinin hacmi biraz daha düşük. ABD kadar büyük pazar değiliz tabi, ama bu da bariz şekilde vergi sistemini yanıltmaktır, çünkü 1.8L motor bir üst dilimden vergilenecekti, arabanın fiyatı daha yüksek olacaktı. O hileyse aha bu da hile, hem de kazık bizim devletimize giriyor. Kimse "ceza alıp batsınlar, oh olsun itlere" demiyor, ama konu Volkswagen olunca daha Volkswagen'in tam olarak ne yaptığını anlayamayan adam bile sanki kesilen cezadan kendisine de prim verilecekmiş gibi seviniyor. Eğer Amerika rakip kalitede dizel motor üretiyor olsaydı ve pazar payı vazgeçemeyeceği noktaya gelseydi NOx ölçümüne bakmazlardı, o yasa usulca değişirdi (veya hiç çıkmazdı). Benzer şekilde, eğer bu olay Volkswagen ile değil de, Fiat ile patlamış olsaydı yine bu olay hiç dillendirilmeden üzeri örtülürdü, zira Fiat'ı üzmek demek Chrysler'ı üzmek demek.
  22. Makaan liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Android telefonlar üzerine ...   
    Bu zaten sürpriz değil. Android telefonlar yaygınlaştığından beri tüketiciler birşeyler istiyor, üreticiler başka şeyler veriyor. Biz büyük pil istiyoruz, onlar ince telefon yapıyorlar. Biz bloatware yüklü olmayan telefon istiyoruz, onlar daha fazla yüklüyorlar. Biz hızlı güncelleme istiyoruz, onlar "telefonu olduğu gibi sev" diyorlar. Millet artık sıkıldı. Huawei filan daha iyi değil belki ama daha ucuz.
  23. Makaan liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Android telefonlar üzerine ...   
    Bu zaten sürpriz değil. Android telefonlar yaygınlaştığından beri tüketiciler birşeyler istiyor, üreticiler başka şeyler veriyor. Biz büyük pil istiyoruz, onlar ince telefon yapıyorlar. Biz bloatware yüklü olmayan telefon istiyoruz, onlar daha fazla yüklüyorlar. Biz hızlı güncelleme istiyoruz, onlar "telefonu olduğu gibi sev" diyorlar. Millet artık sıkıldı. Huawei filan daha iyi değil belki ama daha ucuz.
  24. Makaan liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Android telefonlar üzerine ...   
    Bu zaten sürpriz değil. Android telefonlar yaygınlaştığından beri tüketiciler birşeyler istiyor, üreticiler başka şeyler veriyor. Biz büyük pil istiyoruz, onlar ince telefon yapıyorlar. Biz bloatware yüklü olmayan telefon istiyoruz, onlar daha fazla yüklüyorlar. Biz hızlı güncelleme istiyoruz, onlar "telefonu olduğu gibi sev" diyorlar. Millet artık sıkıldı. Huawei filan daha iyi değil belki ama daha ucuz.
  25. wazzap liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Android telefonlar üzerine ...   
     
    Hayırlı olsun. Aynısından ben de kullanıyorum, memnunum. LG G3 bozulunca acil telefon lazım olduğundan bir gazla gidip almıştım. G3'ü servise verdim, ama geri geldiğinde geri dönmeyeceğim. GM marka olarak dandik belki ama bu telefon güzel olmuş. Aksesuar olayı biraz sıkıntı. Çok aramama rağmen esas üreticiyi ve klonu olduğu modeli bulamadım. Amazon'da satılan Blu R1 HD bunun aynısının 5" olanı, ama bu (5.5" ekranlı model) yok işte. Esas modeli bulsam onun aksesuarlarına dadanacağım.