Executioner

750W kurtarır beni, 850W'lığı cazip değil evet ama 1400'e 750W 80+ gold bir güç kaynağı alabilmek gerçekten bir fırsat şu an için.
ve ben alana kadar bitivermiş, ölücü abiler hücum etmişler bitirmişler stokları

Benim ihtiyacım var açıkçası, sağda solda 2200'den aşağı satılmıyor. XPG Adata'nın gaming ürünler için markası. PSU CWT üretimiymiş. Channel Well Technology açılımı, kimdir nedir bilmem. İncelemelerde iyi diyorlar. Ayrıca teknoseyir'de Murat Gamsız'da incelemiş. 2020 Psu standartlarını karşılayan bir PSU imiş. 2022 Mart'ta da PSU'lar için ATX 3.0 standartı çıkmış ama henüz onunla uyumlu üretilmiş PSU'ya rastlamadım. Düşük yük altında verimliliği yüksekmiş ki 2020 standartlarının gereği buymuş, muadili olan diğer PSU'lar bu standartları karşılıyor mu bilemiyorum açıkçası. İncelemeler:
https://www.tomshardware.com/reviews/xpg-core-reactor-750w-power-supply-review
https://www.techpowerup.com/review/xpg-core-reactor-750-w/
https://teknoseyir.com/xpg-core-reactor-750-80-plus-gold-watt-guc-kaynagi
PSU'dan bağımsız olarak bu piskolik nasıldır? Daha önce burayla deneyimi olan oldu mu? PSU diye içi boş zeytinyağı tenekesi göndermezler di mi? : )

https://pckolik.com/urun/xpg-core-reactor-850w-850g-bkceu-power-supply/
https://pckolik.com/urun/xpg-core-reactor-750w-750g-bkceu-power-supply/
Markaya aşina değilim ama bu fiyat için iyi demişler turuncu forumda, ihtiyacı olan varsa değerlendirsin.

Babam hastayken oyalansın diye Tab S6 lite tablet almıştık 1 buçuk sene önce falan. Vefat edince boşta kaldı. Ben de eş dost ziyaretlerinde Gitar çalarken akor ve tab okumak için kullanmaya başlayayım dedim. Tabi yaş itibariyle artık telefondan vs küçük ekranlardan okuyamıyorum küçük yazıları. Neyse tabi bu iş için tabletin dik durması gerekiyor ve bunun için hem dik hem yatay duruş sağlayan bir kılıf alayım dedim. Evdeki diğer ipad kılıflarından biliyorum ki Türkiye'deki kılıf piyasası zaten berbat. Ucuz ürün satacaz diye herkes bulabildiği en dandik , en kalitesiz ürünü satıyor. Bu yüzden evdeki diğer tabletlerin kılıfların hepsi yurt dışından alınma ve kaliteli ürünler. Yalnız bu tab s6 lite herhalde ucuz bir tablet olduğu için yurtdışında da düzgün birşey bulamadım. Her yerde de hep aynı ürünler var. Aynı ürün en ucuz trendyolda diye oradan sipariş verdim ki Trendyol benim alışveriş yaptığım bir yer değil. Şu ana kadar bununla 3 alışverişim olmuş. Diğer ikisi de aile bireyleri adına alışverişmiş. 
Neyse efendim konuya dönersek; sırf ucuz diye de dandik ürüne para verecek adam değiliz. İşini yapsın parası neyse verelim. Kılıf için 44 değerlendirme yapılmış. 32'si 5 yıldızlı, 9 tanesi 4 yıldızlı , 2 tanesi 3 yıldızlı yorum.  Ürüne tek 3 yıldızdan aşağı yorumu 1 yıldız ile ben yapmış oldum.
https://www.trendyol.com/fibaks/samsung-galaxy-tab-s6-lite-p610-uyumlu-kilif-360-donebilen-disi-deri-ici-yumusak-katlanabilir-kapak-p-99532162?boutiqueId=602730&merchantId=110546
Yorumlara güvenerek aldım ürünü. Bugün geldi. Tam bir çöp. İncecik plastik üzerine uyduruk bir suni deri kaplama. Plastik öyle birşey ki daha ilk katlamada çatırdayacak cinsten. Eminim 1 hafta bile dayanmayacak. Tableti korusun vs diye de almadım ürünü yeterki tableti dik tutsun diyordum ki; dik durmayı geçtim yatayda bile zar zor duruyor. Daha yukarıdan aşağı parmağımla gesture yaparken bile tablet pıt diye kayıp gidiyor.
Şimdi bu yorumlar gerçekten hakiki ürünü alıp kullanmış kişilerin yorumları mı inanamıyorum.. Eğer öyle ise ülkedeki tüketici bilincinin, aman ucuz olsun gerisi önemli değil diyen zihniyetin buradan a. k.....yım. Evdeki diğer ipadlerin kılıfını yorumlayın desek 50 yıldız falan verecek bunlar.

Zevkler ve renkler konulu kompozisyonumuza güzel bir örnek daha
Ben diziyi severek izliyorum. Öyle aman muhteşem falan demiyorum ama izletiyor kendini bence. Ama bir ikinci sezon 8. bölüm vardır ki bence dünya dizi tarihinin en muhteşem bölümüdür. Kolay kolay geçilebileceğini de sanmıyorum. Sırf o bölüm için bile izlenir.
https://www.imdb.com/title/tt6243308/
Evet dizi oldukça karmaşık. Bir sezonda iki, hatta üç farklı zamanda geçen hikayelerin harmanını izlediğinizi çok sonra anlayabiliyorsunuz. Anlatımı ve anlaşılması zor, doğru. Ama yine de tümüne bakılırsa hakkını yiyemem.
 
 

Erşan Kuneri'nin ilk bölümünü izledim dün. Bu kadar kötü bir şeyi nasıl ortaya çıkarmışlar o kadroyla şaştım valla. 

Biliyoruz da konuşuyoruz kardeşiiiiiiiiiyyym. Neyse en azından bir forumdaşın daha cebinden çıkacak gereksiz paraya engel olmuş olduk.  
Abi valla bizim hanımın bana öğrettiği patates kızartması tarifi şöyle; (Yaklaşık bir fırın tepsisi patates kızartması için geçerlidir.)
Öncelikle patatesleri soyup yıkadıktan sonra dilimliyoruz. Püf noktalardan birisi çok kalın dilimlememek. En kalını parmak kalınlığında olsa yeter. Ama ne kadar ince o kadar çıtır. Sonra patateslerin hepsini alabilecek bir kaba dibini dolduracak kadar yarım bardak diyelim kaynar su koyuyoruz. Bu kaynar suya (püf nokta 2); iki çorba kaşığı kadar karbonat ve bir çorba kaşığı tuz atıyor. Kaynar su olmasının sebebi tuz ve karbonatın erimesini sağlamak. Karıştıktan sonra üzerini kab dolacak şekilde soğuk suyla tamamlıyoruz ve dilimlenmiş patatesleri içine atıyoruz. Patatesler nişastasını bırakana kadar bekletiyoruz. Genelde 10-15 dak. gibi bir süre. Su zaten epey bir grileşiyor. Yeterince bekledikten sonra kabı boşaltıp şeffaf su olana kadar kabda patatesleri tekrar yıkıyoruz. yıkadıktan sonra yine püf noktalardan biri set üzerine serdiğimiz bir havlunun üzerine patatesleri yayıyoruz ve havlu ile üstünü kapatıp bildiğin elimizle havluya hafif hafif bastırıp kurumasına yardımcı oluyoruz. Burası çok önemli, iyice sudan arındırılmayan patates haşlanmış gibi olur. Çıtır olmaz. Bu işin olmazsa olmazı bu. Patatesler kururken bir yandan isteğe bağlı olarak ayrı bir kaba çeşitli baharat karışımları hazırlanabilir. Patateslerin kuruduğunu düşündüğümüz zaman bir su bardağına dibinden bir buçuk, iki parmak kadar olacak şekilde zeytinyağı dolduruyoruz. İsteyen ayçiçek yağı da kullanabilir. Yağı yine bir kabın içinde patateslerin üzerine döküp harmanlıyoruz. Burada yine çıtırlık için iki tatlı  kaşığı hatta 3 olabilir tuz eklemenizi şiddetle öneririm. Dileyen bu şamada hazırladığı baharatları da boca edebilir. İyice harmanladıktan sonra patatesleri üzerine yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye alıp yayıyoruz. 220 derecede, üst ızgara açık ve fanlı modda fırına veriyoruz. Üstler altın sarısı rengine biraz yaklaşınca bir defa kapağı açıp patatesler ters yüz olacak şekilde karıştırıyoruz. Diğer ksımlar da rengini aldıktan sonra fırından çıkarıyoruz patatesleri. Biz hep bu şekilde yapıyoruz ve şimdiye kadar ayrı bir lezzet arayışına girmemiz gerekmedi patates kızartması için. Gayet leziz oluyor. Dışı çıtır içi de çok kuru olmadan pişiyor. Bazen fırında unuttuğumuz oluyor o zaman kuru oluyor işte. Süre de maalesef artık patatesin cinsinden midir başka birşeyden mi farklı farklı oluyor pişme süreleri. O yüzden renk tanımını verdim.

Her şey devamlı pahalanıyor, en iyisi aracımı yenileyeyim diye düşündüm ve geçen hafta Hyundai'ye gittim. Tucson'un (2017 modeli var bende) yeni kasası çıktı bu sene, onu almaya karar verdim. Bayi, aracım temiz ve boya, kaza vb. olmadığı için 285'e sayarız takasta dedi. Özel bir takas desteği kampanyası falan yoksa çok ölü fiyat veriyorlar bayiler, o yüzden kendim de bir bakayım dedim. Ama çok vakitte yok, araç gelir yakında dediler. Daha önce sahibinden üzerinden araç sattım ama bu sefer uğraşacak pek vaktim de yoktu, o yüzden bu aralar sık sık TV ve youtube'da reklamlarını gördüğüm Vavacars'ı bir deneyeyim dedim. (bu arada, arabam.com, otoeksper ve dod üzerinden de form doldurdum). Sahibinden'de benim aracın muadillerine sahipleri 315-350 arası değerler biçmişler. Neyse, Vavacars benim araca 317.5 ön teklif verdi (bilgileri eksiksiz ve hatasız doldurdum, çakallık vs yapmadım) final teklif ekspertiz sonrası ortaya çıkar yazıyor sitede. Randevu oluşturdum ve bazı bilgileri konfirme etmek için aradılar o bilgileri de verdim.
Çok uzattım ama fikriniz olsun diye yazıyorum. Bugün sabah 9'da gittim, araç ekspertiz yapılırken oradaki arkadaşla sohbet ettik. Saat 9:45 gibi araca ufak tefek çizik, göçük vb olduğu için 315 fiyat verdiler. (bu arada takas aradı abi 290 veriyorlar en son dedi, bir galeri de 295 demişti) Ben de uzatmadan kabul ettim. Ödeme nasıl oluyor dedim, biz satışı gerçekleştirdikten sonra size parayı gönderiyoruz ama isterseniz takasbank üzerinde de yapabiliriz ama onların sistem bazen gecikme yapabiliyor, noterde bekleyebilirsniz bilginiz olsun dedi. Güvenli bulduğum için sizin dediğiniz gibi olsun dedim. Ufak bir sözleşme imzaladık, bu arada araç ve kimlik bilgileri notere gitti. Notere gittik, işimiz 5 dakika sürdü, 10:30 gibi noterden çıktık. 11:30'da da para hesabıma geldi. 
Ben Türkiye'de bu kadar düzgün işleyen az sistem gördüm. Eğer araç satacaksanız bence bir şans verin derim.

Far: Lone Sails:
https://store.steampowered.com/app/609320/FAR_Lone_Sails/
Ben çıktığında satın alıp sonuna kadar oynamıştım,casual bir yolculuk hikayesi. Şu an %80 indirimle 5 TL'ye satılıyor. Tavsiye ederim o paraya gayet alınıp oynanası bir oyun. Gördüğü ilgi üzerine devamı yapıldı ve çıkar çıkmaz gamepass'e geldi. :
https://store.steampowered.com/app/1570010/FAR_Changing_Tides/?curator_clanid=40737742
Şu an gamepass'den oynuyorum ve tavsiye ederim. Far: Lone Sails'in üstüne koymuşlar, sualtı mekanikleri vs. girince oyun daha çekici olmuş. Far Lone Sails'in devamı olduğu halde aralarında bir bağlantı yok, direk Far: Changing Tides'ı oynayabilirsiniz  gamepass'ınız varsa. Hikaye açısından bir kaybınız olmaz
 

Far: Lone Sails:
https://store.steampowered.com/app/609320/FAR_Lone_Sails/
Ben çıktığında satın alıp sonuna kadar oynamıştım,casual bir yolculuk hikayesi. Şu an %80 indirimle 5 TL'ye satılıyor. Tavsiye ederim o paraya gayet alınıp oynanası bir oyun. Gördüğü ilgi üzerine devamı yapıldı ve çıkar çıkmaz gamepass'e geldi. :
https://store.steampowered.com/app/1570010/FAR_Changing_Tides/?curator_clanid=40737742
Şu an gamepass'den oynuyorum ve tavsiye ederim. Far: Lone Sails'in üstüne koymuşlar, sualtı mekanikleri vs. girince oyun daha çekici olmuş. Far Lone Sails'in devamı olduğu halde aralarında bir bağlantı yok, direk Far: Changing Tides'ı oynayabilirsiniz  gamepass'ınız varsa. Hikaye açısından bir kaybınız olmaz
 

Ultimate'i hem pc'de hem de konsol'da aynı anda kullanabiliyorsunuz. Ayrıca Tr'de yok ama Xcloud'da dahil Gamepass Ultimate'e.
 

Belki biraz uzun olacak ama artık foruma fazla girdi olmuyor şikayetlerinin yapıldığı bir dönemde kendi windows 11 kullanım tecrübelerimi aktarayım dedim.
Bir haftadır imzâmdaki sistem ile (TPM 2.0 destekleniyor) windows 11 kullanıyorum. Normalde bu kadar kısa sürede yeni işletim sistemine geçmem ve başkasına da geçmesini önermem. Ama yaklaşık iki, üç hafta yaşadığım bir sıkıntıdan dolayı kafayı sıyırıp sonunda pc'ye format atıp temiz windows kurulumuna karar vermiştim. Sonra da madem sıfırdan temiz bir windows 10 kuracağım ondan önce 11'i deneyimleyim, sorun çıkarsa da fazla bir uğraş vermeden windows 10'a geri dönerim diye düşündüm.
Bazı şeyler eski sürümlerde edinilen alışkanlıkların da etkisiyle pek hoşuma gitmese de microsoft'tan beklemeyeceğim şekilde işletim sisteminin çalışmasında şu ana kadar büyütülecek bir sorun yaşamadım. Özellikle sürücü konusunda bir sorun yaşamamak şaşırtıcıydı. Hele ki her yeni sürümde creative ses kartı sürücüleri ile birçok sorun yaşamış biri olarak bu konuda da hiçbir sorunla karşılaşmamaktan memnun kaldım. Oysa epey de şikayet görmüştüm önceki haftalarda.
Dediğim gibi işleyiş olarak bir sorun çıkarmadı windows 11, herşey tıkır tıkır çalışıyor görünüyor. Daha önce windows 10 ile kullanıp da 11 ile uyumsuz olan herhangi bir yazılıma denk gelmedim. Oyunlarda falan herhangi bir sıkıntı yaşamadım. İlk zamanlar herhalde bu konularda biraz sıkıntı vardı. Çünkü kullandığım yazılımlardan biri Logitech'in desteğini 2018'de sonlandırdığı Logitech Gaming Software ve ben G13 için bu yazılımı kullanmak zorundayım. Bu programın kurulamadığına ya da kurulması için bir iki trick yapılması gerektiğine dair yabancı forumlarda mesajlar okumuştum. Ama ben de öyle bir durum olmadı. Direk kurdum programı ve şuan çalışmasında bir sıkıntı yok. Yaşadığım diğer bir sıkıntı "wake on lan" ve uzak masaüstü ayarlarımı yaptıktan bir süre sonra farkettiğim, sistemin boşta kaldığında uyku moduna geçmemesi oldu. Öyle ki monitörler de hiçbir şekilde uykuya geçmiyordu. Windows 10'da da bu konuda çok kere aynı ve benzer sıkıntıları yaşadım. Ancak uzun uğraşlardan sonra biostan bir iki ayar deneyerek bu sorunun da ortadan kalktığını gördüm. Ama windows 10'da bir çözüm bulamadığım ve windows 11'de de aynen devam eden steam açıkken uykuya girmeme ve monitörün anlık uykuya giriyormuş gibi yapıp uyanma sorunu devam ediyor. Bu windows 10'da da alışık olduğum bir durum olduğu için şimdilik üzerinde durmuyorum. Genellikle bu sorun nvidia high definition audio sürücüleriyle bağlantılı bir durum. HDMI ve Display port üzerinden ses desteği sunan monitör kullanımlarında yaşanıyor bildiğim kadarıyla. Kimi kullanıcı aygıt yöneticisinden bu cihazı devre dışı bırak diyerek sorunu çözse de benim pc aynı zamanda salondaki AV Reciever'a bu şekilde bağlı olduğu için benim için bir çözüm yolu değil maalesef.
Gelelim fonksiyonellik ve alışkanlıklar açısından hoşuma gitmeyen şeylere; Öncelikle startup'a sabitlenmiş uygulamaların kişiselleştirilememesi ve gruplanamaması bunlardan biri. Windows 10'da hep uygulamaların türüne göre gruplanmış bir startup kullanırdım. Bunun için bir güncelleme geleceği söyleniyor; Umarım gelir. Windows 11'in çoklu monitör kullanımında da bazı sorunlar var bana göre. İlk kurduğumda ikinci monitörün görev çubuğunun en sağında saat ve tarih gözükmüyordu. Kaldırmışlar normalde. Ancak epey şikayet olmuş olacak ki bir iki gün önce bir güncellemeyle saat ve tarihi geri getirdiler. Ama işte bu noktada hâlâ yetersiz. Çift monitör kullanan ve oyun oynayan çoğu kullanıcı windows 10'da görev çubuğunu istediği monitöre ana monitör olarak seçmeksizin taşıyabiliyordu. Böylece ana ekranda tam ekran bir oyun çalışırken, system tray'e atılmış uygulamalar üzerinden istenilen ayara anlık müdahele edilinebiliyordu. Windows 11'de şuan bu yok. Ancak ikinci monitörü ana ekran olarak seçerseniz görev çubuğu ve system tray haliyle oraya geçiyor. Ama istediğimiz ana ekranı değiştirmek değil tabi. Umarım bunun için biran önce bir güncelleme gelir. Alışkanlıklardan kaynaklı yaşadığım diğer bir sıkıntı task bar'ın kısayol kullanmak dışında sadece startup windows logosuna sağ tıklayarak gelen menüden açılabilmesi. Oysa eskisinde görev çubuğunda herhangi bir boşluğa sağ tıklayıp görev yöneticisinin olduğu menüye ulaşmak mümkündü. Yine anlam veremediğim bir başka olay masaüstü sağ tık menüsü. Nvidia Control Panel gibi daha önce orada olan bir uygulama kısayoluna menüde yer alan diğer seçenekleri göstere tıkladığınız zaman ikinci kez açılan menüden ulaşabiliyoruz. Kısacası şöyle diyeyim; ilk sağ tık ile windows 11'in yeni menüsü, "Diğer Seçenekleri Göster" tıklandığında alıştığımız windows 10 sağ tık menüsü geliyor. İkisi de aynı menü aslında ama windows 11 menüsünde Nvidia Contol Panel gibi oraya yerleşebilen bir uygulama kısayolu bulunmuyor. Açıkçası hemen hemen aynı menünün tekrar açılmasını çok saçma buldum. Öyle yapana kadar ya eskisi gibi uygulama kısayolu tekrar eklensin, ya da kardeşim orada artık uygulama kısayolu istemiyoruz, git system traydeki nvidia simgesinden ya da başka bir yerden oraya ulaşmaya alış deyin. Hiç olmazsa bir mantığı olsun.
Gelelim eskisinden güzel olan şeylere; Bunlar genel olarak kozmetik türü şeyler. Genel kanı olarak zaten işletim sisteminin daha güzel göründüğü ki ben de katılıyorum. Pencereler, menüler vs daha modern ve güzel görünüyor. Sistem seslerinde vs daha soft tonlar tercih edilmiş ki bu da hoşuma gitti. Temalarda Koyu ve Açık Mod seçenekleri daha güzel çalışıyor. Ayarlardan temayı koyu mod olarak seçerseniz desteklenen tüm uygulamalar da koyu backround ile açılıyor. Mesela HWinfo64'ü çalıştırdığımda beyaz bir pencere beklerken siyah pencere gelince şaşırdım. Aynı şekilde chrome, edge gibi uygulamalar yine koyu backround ile geliyor. Ama mesela nvidia control panel bildiğimiz şekilde açılıyor. Genel Ayarların olduğu pencere daha derli toplu ve kullanışlı buldum. Ekranın solundan gelen widget penceresi ise çok subjektif bir konu. Kimisi beğenip kimisi beğenmeyebilir. Ben şimdilik negatif ya da olumlu birşey diyemiyorum. Orayı döviz kurunu, hava durumunu, ilgimi çeken konulardaki haber akışlarını takip edebileceğim şekilde ayarlayıp bıraktım. Daha önce bu pencereye görev yöneticisinde bulunan simgesine tıklanarak ulaşılıyordu. Diğer monitör için saat ve tarih ile ilgili gelen güncellemeyle birlikte o simge kaldırıldı görev çubuğunun soluna hava durumu infosu geldi ve artık widgetların olduğu pencereye buraya tıklayarak ulaşabiliyoruz. Her ne kadar çoklu monitör kullananlar için çok anlamlı olmadığını düşünsem de birden çok masaüstü uygulaması ve birbirleri arasında geçişler sorunsuz çalışıyor. Bu birden çok masaüstü kullanımında hep masaüstündeki simgelerin de kaydedilen masaüstüne göre farklı, özelleştirilebilmesini istemişimdir. Neden böyle birşey düşünülmüyor anlamadığım şeylerden biri. Yine windows 11'den beklediğim şeylerden biri daha kolay erişimli ses ayarları idi. Eskisinden daha iyi ama kardeşim birden çok uygulama açıkken sesin şiddetini ayrı ayrı ayarlayabileceğimiz "Ses Düzey Karıştırıcısını" niye bir tık basitliğine bir türlü indiremiyorsunuz ? İnsanlar artık yayın yapıyor, amatör müzisyen pc'ye ses kaydediyor, bir çok farklı harici ses cihazı vs kullanılıyor. Açıkçası yeni bir işletim sisteminde bunların hepsini bir yerden yönetebileceğimiz iyi düşünülmüş bir ayar penceresi beklerdim.
Sözün özüne gelinirse windows 10'un üzerine ne konmuş, neyi çok beğendin diye sorulursa açıkçası bir cevabım yok. Zaten windows 11 duyurusunda ilgi çeken çoğu özellik sonraya bırakılmış durumda. Bu haliyle daha iyi görünen daha derli toplu bir windows 10 diyebilirim. Bu yüzden durup dururken Windows 11'e geçmenin şuan için bir mantığı yok. Ama kendim açısından şuan itibariyle can sıkıcı, problem olabilecek bir sorun yaşamadığımdan da windows 10'a dönmek için hiç bir sebep göremiyorum. Umarım da absürt bir sorun yüzünden de dönmek zorunda kalmam.

Gamepass'den prey oynuyorum. O kadar övüldüğü halde uzak durmuştum bugüne kadar bazı şeyleri itici geldiği için ama övüldüğü kadar varmış. Sağlam bir single player sci fi FPS arıyorsanız tavsiye ederim ki prey'den beri bu sınıfta başka bir oyun çıkmadığından pek alternatifi yok maalesef.

Ayrıca gamepass'den denediğim Nobody Saves The World, Crown Trick, Death's Door'u da tavsiye ederim.

Şu an sisteme takılı durumda, allahın pazar akşamı verdiğim mouse sabahın köründe ulaştırıldı. Adamlar kargoyla kapıda bekliyorlardı herhalde sipariş vermemi.:)
Benim palm tutuşum var genelde mouse'larda ve ellerim orta boydur, ondan fena gelmedi gibi şimdilik ergonomi ve kullanım açısından.Kutuya koydukları örgü usb-c kablo'da hoşuma gitti.RGB efektleri delikli yapısıyla çok güzel olmuş, mouse yaldır yaldır parlıyor valla. Bakalım biraz uzun süreli kullanmak gerekecek tam fikir vermesi için ama şimdilik eski mouse'ımı kullanmaya devam edeceğim, daha can vermedi o henüz.

12 taksit aerox 3 sipariş verildi. Her taksitte star'a özel mesajla veryansın edeceğim diyeceğim ama amazon.com'dan bile daha ucuza satıyor amazon tr. Mouse'a ihtiyacım vardı bakalım bu havadar zımbırtıya alışabilecek miyiz.

Şu an sisteme takılı durumda, allahın pazar akşamı verdiğim mouse sabahın köründe ulaştırıldı. Adamlar kargoyla kapıda bekliyorlardı herhalde sipariş vermemi.:)
Benim palm tutuşum var genelde mouse'larda ve ellerim orta boydur, ondan fena gelmedi gibi şimdilik ergonomi ve kullanım açısından.Kutuya koydukları örgü usb-c kablo'da hoşuma gitti.RGB efektleri delikli yapısıyla çok güzel olmuş, mouse yaldır yaldır parlıyor valla. Bakalım biraz uzun süreli kullanmak gerekecek tam fikir vermesi için ama şimdilik eski mouse'ımı kullanmaya devam edeceğim, daha can vermedi o henüz.

12 taksit aerox 3 sipariş verildi. Her taksitte star'a özel mesajla veryansın edeceğim diyeceğim ama amazon.com'dan bile daha ucuza satıyor amazon tr. Mouse'a ihtiyacım vardı bakalım bu havadar zımbırtıya alışabilecek miyiz.

Şu an sisteme takılı durumda, allahın pazar akşamı verdiğim mouse sabahın köründe ulaştırıldı. Adamlar kargoyla kapıda bekliyorlardı herhalde sipariş vermemi.:)
Benim palm tutuşum var genelde mouse'larda ve ellerim orta boydur, ondan fena gelmedi gibi şimdilik ergonomi ve kullanım açısından.Kutuya koydukları örgü usb-c kablo'da hoşuma gitti.RGB efektleri delikli yapısıyla çok güzel olmuş, mouse yaldır yaldır parlıyor valla. Bakalım biraz uzun süreli kullanmak gerekecek tam fikir vermesi için ama şimdilik eski mouse'ımı kullanmaya devam edeceğim, daha can vermedi o henüz.

küçük biraz Barış abi. benim eller de biraz kürek tabii. açmadım henüz ama rival 3'ün deliklisi, hafifi işte.

12 taksit aerox 3 sipariş verildi. Her taksitte star'a özel mesajla veryansın edeceğim diyeceğim ama amazon.com'dan bile daha ucuza satıyor amazon tr. Mouse'a ihtiyacım vardı bakalım bu havadar zımbırtıya alışabilecek miyiz.

Ozark 3. sezonu ile kendini Breaking Bad gibi efsanelerle birlikte yazdırmayı garantiledi bence. Şans vermediyseniz, es geçtiyseniz mutlaka geri dönün bu diziye. 
onu bitirince la casa de papel'in 4. sezona başlamak zorunda kaldım eşimi kıramayıp ama ilk bölümün ortasında bıraktım. Ozark'tan sonra böylesine aptal bir diziyi daha fazla kaldıramadı bünyem.

@Executioner Barış abi tavsiyeler için sağol. Kaptanlık bir olayımız kalmadı, uçağımı paketlediler beni de şutlamaları yakındır 
 

Sevgili kaptan @stardust
Child Of Light beleşti ben tavsiye ettiğimde ve Metroidvania türünün en güzide örneklerinden biri olan Hollow Knight'la alakası olmayan bir oyun. Child Of Light ile Hollow Knight'ı karşılaştırmak Forza ile Witcher 3'ü karşılaştırmak gibi bişi yani : P. Neyse bu tarz oyun arıyorsan metroidvania türünü yaratmış olan Castlevania'nın yapımcısı Koji Igarashi'nin Bloodstained'ına bakabilirsin. Gamepass üyeliğimin sonlarına denk gelmişti ve üyeliğim bitene kadar severek oynamıştım(maalesef oyunu bitiremeden üyelik bitti: ), uygun bir fiyata düşürürsem satın alacağım, tavsiye ederim. Henüz oynamaya fırsat bulamadığım Dust: An Elysian Tail'e bir göz atabilirsin. Biraz oynayıp mekanikleri hoşuma giden Iconoclast'ı da tavsiye ederim. Tek bir kişi tarafından yapılan ve bayağı iyi eleştiriler alan Axiom Verge' i de bir incele derim. Ayrıca 2d Dark Soul diye de geçen Salt And Sanctuary'yi de tavsiye ederim. Gerçekten hoş bir oyun. Ama bunlara bakarken Hollow Knight'ı bir kenara koyacaksın. Severek oynadığım ve bitirdiğim Ori'de dahil olmak üzere hiçbiri Hollow Knight'ın yerini tutamaz bence ama hepsi gayet iyi ve oynanası oyunlar gerçekten
Bu aralar Children Of Morta oynuyorum fırsat buldukça. Tavsiye ederim, ARPG tarzı ama tek bir karakterle oynamıyorsunuz, Bergson ailesinin fertleriyle kötülükle savaşıyorsunuz gibi bir konusu var ama orjinal bir konsept olmuş. Ayrıca biraz oynadığım henüz early access safhasında olmasına rağmen hiçte öyle hissettirmeyen Hades'i de şiddetle tavsiye ediyorum. Severek oynadığım gayet özgün ve sanatsal dokunuşları olan Bastion ve Transistor'un yapımcısı Supergiant Games'in son oyunları ve yaptıkları en iyi iş olma yolunda adım adım ilerliyor. EA falan demeyin az biraz indirim falan görürseniz ekleyin kütüphanenize muhakkak.

2 senedir ertelediğim arşivleri birleştirmeyi tamamladığım için yılbaşı öncesi sipariş önemliydi. Alacağım ssd'nin boyutunun küçük olmasının çok anlamı olmadığına karar verdim. Toshiba'nın OCZ'yi satın almasından sonra Toshiba adı altında ürettiği TR200 960 GB modelinden aldım. Bunu usb 3.0 type-c ile bağlamak için de Dark Storex E210 kutu aldım.
Dark Storex E210 1 yıl önce de aldığım ve elimdeki Samsung 850 EVO 500 gb ile kullandığım bir ürün, geçen yıldan bu yana çok memnunum, özellikle MacBook Pro ile direkt bağlantıyla kullandığım için geniş arşivleri bunda saklıyorum ve binlerce dosyayla bile rahatlıkla yavaşlama-takılma olmadan çalışılıyor. SSD ısınsa bile çok anlamlı bir ısınma görmediğim için tekrar bunu tercih ettim. Geçtiğimiz yıl 53 TL gibi bir fiyata almışım. Bu yıl 63 TL'ye aldım.
Toshiba TR200 960 GB bir süredir takip ettiğim bir ürün. Genel olarak kullanıcı yorumları fena değil. Forumdan @Gerginix tavsiyesiyle bunu arşivlemede kullanacağım için gözü kapalı aldım. macOS üzerinde şifreli olarak kullanmaya başladım. Eski nesil olan usb 2.0 üzerinden bağlı transcend 640 gb hdd ile karşılaştırma imkanım oldu, aradaki 10 kattan fazla transfer hızları insana normal ssd'den farklı hissettirmese de psikolojik olarak çok rahatlatıcı. 
Umarım uzun süreler sorunsuzca kullanırım diye ümit içerisindeyim. Toplamda 770 TL gibi bir fiyata geldi, maximum'un kampanyasıyla 75 TL puan yüklenecek. Bu haliyle ssd+kutu 695 TL gibi oldukça güzel bir fiyata gelmiş oldu.

Öyle bir tantana yapılıyorki, bu arabayı hadi ürettin, bu paralara yerli piyasaya nasıl satacaksın? Dışarıya satacağız diye bir hedefiniz varsa daha adı sanı duyulmamış bir markanın ilk modelini hangi ülke alır? Atıyorum bir yanda Audi Electroking, bir yanda Togg Şokçu Fatih 1453 Sedan 8 kapı : ) Hangisini alır Avrupa'lı arkadaş. Bu gazla verirsiniz Zİraatten senelik %2,5 faizle kredi, kimseninde gıkı çıkmaz vatan haini ilan edilmek var sonuçta, zaten devletin 30.000 alım garantisi de yapılmış, iyi valla. Arabayı italyana tasarlattır, fabrikayı almana kurdurt, üretimi japona yaptır, proje batarsa görev zararı diye vergiyle vatandaşa yüklersin. Başarılı olursa da onlar konuşur, biz yaparız diye caka satarsın.
Kağıdını bile üretemeyen bir ülke haline geldik, şeker fabrikaları peşkeş çekildi ve kapandı. Zaten az olan sanayi üretimi artık kan ağlıyor ve bir bir batıyor. Bu ortamda biz yerli otomobil yapıyoruz diye hava atarsanız kusura bakmayın ben o gaza gelen kısımdan olmayacağım.