allreadydead

"Oyunu seviyorsanız, filmi seveceksiniz" 10 numara açıklama olmuş. Oyundaki havayı yakalayan bir film olmuş. Konusu falan gayet güzel. Oyunların en favori karakteri genelde Ezio'dur. Onun dönemine dokunmadığından fanboyların bazıları forumlarda ağlayıp, IMDB, rottentomatoes da falan kötü puan verdiler ama dayandıkları nokta da ortada işte...
 
Saman balyasına kuleden atlayan çılgın katil konseptine sahip oyunla fazla aram olmamasına rağmen, görsel olarak da, oyunun atmosfer ve konusunu yansıtması olarak da güzel bir film.

Medic adamı kaldırırsa, adamın ilk öldüğünü saymıyor oyun.
Yani 5-5 kill/death durumundayken vurulup ölüyorsunuz ve sizi öldürene +1 yazılıyor. Sonra medic geliyor, sizi kaldırıyor ve K/D 5-5 olarak kalıyor. Başkası ya da aynı kişi revive'dan kısa sonra öldürürse, 5-6 oluyorsunuz. Skip yapmadan veya timer bitmeden ticket'tan sizin ölümünüz de düşmüyor. 
 
torbalar hareket halide de resupply/heal yaptığından hareketli durumlarda daha etkili. Bir yerleri savunuyorsanız da crate'ler etkili. Zaten Crate'lerden daha fazla resupply/heal oluyor.

@@allreadydead demiyorum zaten, bir iki bekleyip benchmqrklara tekrar bakalım diyorum

99th percentile ve gecikme/micro stutter testlerinde Intel'in neden hala mantıklı seçim olduğu net bir şekilde görülüyor. O yüzden yıllardır bağlayıcı bir şey ifade etmediği defalarca ifade edilmiş MAX FPS/MIN FPS/AVG FPS testlerini göstererek Ryzen hakkı yeniyoru bari siz demeyin..
 
Bir önceki nesle göre mucize seviyesinde iyileştirme olduğunu zaten gördük. 8 çekirdek, MAX ve Handbrake kullananları mutlu edecek geliştirmeler.
 
Hala MMO veya Massive Multi FPS testlerini göremedik. Bu 2 türde daha akıcı olabilir 8 çekirdek. Sadece MMO oynarım veya oyun açıkken stream bilmemne yaparım diyene de Ryzen'ın ekstra çekirdekleri çok fayda getirebilir. Ama bunu ölçeni de görmedik.
 
1700'ün OC kapasitesine göre, kullanım senaryosu da uygunsa (stream, video encoding, 3D tasarım, 3D oyun karması gibi) 7700k bazlı bir sistem yerine tavsiye edilebilir. 1700x ve özellikle 1800x çok mantıklı durmuyor benim için.

KTM 250 RC mi aldım Keyifli

Onlarca paragraf yazmaya gerek görmüyorum; evde bilgisayarını oyun makinesi olarak kullanan biri için Ryzen ne performans ne de fiyat olarak bir yenilik getirmiyor. Tek cazibesi, önceden de söylediğim gibi, Intel'i çekirdek sayısının önemli olduğu server bazlı işlemlerle sıkıştırarak bizim oyun amaçlı kullandığımız işlemcilerin fiyatını aşağı çekecek olması. 
Ryzen, başarılı, AMD için mucize bir işlemci. Çok iyi çıkarmışlar, bütün emeği geçenleri tebrik ederim. Benim kullanım senaryoma uygun alanlarda gerekli performans ve/veya fiyat avantajını verdiğini düşünmediğim için, acil durumlar hariç, almayı düşünmüyorum.

Onlarca paragraf yazmaya gerek görmüyorum; evde bilgisayarını oyun makinesi olarak kullanan biri için Ryzen ne performans ne de fiyat olarak bir yenilik getirmiyor. Tek cazibesi, önceden de söylediğim gibi, Intel'i çekirdek sayısının önemli olduğu server bazlı işlemlerle sıkıştırarak bizim oyun amaçlı kullandığımız işlemcilerin fiyatını aşağı çekecek olması. 
Ryzen, başarılı, AMD için mucize bir işlemci. Çok iyi çıkarmışlar, bütün emeği geçenleri tebrik ederim. Benim kullanım senaryoma uygun alanlarda gerekli performans ve/veya fiyat avantajını verdiğini düşünmediğim için, acil durumlar hariç, almayı düşünmüyorum.

Onlarca paragraf yazmaya gerek görmüyorum; evde bilgisayarını oyun makinesi olarak kullanan biri için Ryzen ne performans ne de fiyat olarak bir yenilik getirmiyor. Tek cazibesi, önceden de söylediğim gibi, Intel'i çekirdek sayısının önemli olduğu server bazlı işlemlerle sıkıştırarak bizim oyun amaçlı kullandığımız işlemcilerin fiyatını aşağı çekecek olması. 
Ryzen, başarılı, AMD için mucize bir işlemci. Çok iyi çıkarmışlar, bütün emeği geçenleri tebrik ederim. Benim kullanım senaryoma uygun alanlarda gerekli performans ve/veya fiyat avantajını verdiğini düşünmediğim için, acil durumlar hariç, almayı düşünmüyorum.

BF4 de expansion ile gelen haritalar bence çok başarılıydı. Hepsinin belli amacı, belli oyun stillerini öne çıkaması, oyunun daha uzun süre oynanabilir olmasını sağladı. 
Özellikle Guilin Peaks ve her naval strike haritası, üzerine hammerhead gibi karlı ve dağlı tepeli açık haritalar çeşitli araç kullanımını da teşvik ederek çok güzel bir atmosfer oluşturdu.
 
BF1 de accuracy olayı beni oyundan itiyor. Sniper'lar mermiyi iğnenin deliğinden hiç uğraştırmadan geçirirken, diğer silahlar özellikle rifle sınıfı ne yakında ne uzun mesafede etkilier. Sürekli orta mesafe takılmak lazım, o da mümkün değil. LMG lere girmiyorum bile, tek başına otomatik rifledan bozma 20 mermili BAR Storm olmasa bitik bir sınıf. Assault automatico ile kimseye yakın-yakın orta mesafede şans tanımıyor zaten. sonra hellrieger geliyor o da biraz daha uzun mesafeye isabetli atış yapıp üzerine 60 mermilik şarjörüyle ölüm kusuyor.. Yeni gelen Assault silahını JackFrags da gördüm, o şu andaki haliyle 100m gibi mesafeye nokta atışı yapıp 17 vurarak işi iyice saçmasapan bir noktaya taşıyacak gibi duruyor.
 
Yeni gelecek patch'in betasını oynarken gördüğüm kadarıyla HALA revive bug var ki, bu, benden 2 tane full price isteyen bir oyun için kabul edilebilir değil. tam çatışmanın ortasında medic kendi hayatını tehlikeye atıp gelip sizi kaldırıyor, o heyecanla  dönüp ateş edeceksiniz ama ne iron sight a geliyor silah ne ateş ediyor.....

Defalarca değişik platformlarda söyledim, ama okuma alışkanlığı olmadığından bakıyorum gene yorumlar aynı geliyor. Özellikle online oyunlarda önemli olan oyunun sentetik benchmarklarının ne dediği değil. Oyunun, multi senaryolarında etrafta patlama çatlamalar olurken, koşuşturan 32-64 veya daha fazla oyunculu ortamda ne yaptığı. Bu noktada CPU üzerine inanılmaz bir yük biniyor. Bunu sentetik benchmarklarda göremiyoruz. 
 
Ryzen ortalama FPS'yi dalgalandırmadan bu işi yapabilirse, belli senaryolarda öne geçip, intel'i fiyat indirmeye zorlayabilir. Benim için şu anda Ryzen'in görevi fiyat normalleştirme ve intel'i biraz daha hızlı hareket etmeye itme.

Defalarca değişik platformlarda söyledim, ama okuma alışkanlığı olmadığından bakıyorum gene yorumlar aynı geliyor. Özellikle online oyunlarda önemli olan oyunun sentetik benchmarklarının ne dediği değil. Oyunun, multi senaryolarında etrafta patlama çatlamalar olurken, koşuşturan 32-64 veya daha fazla oyunculu ortamda ne yaptığı. Bu noktada CPU üzerine inanılmaz bir yük biniyor. Bunu sentetik benchmarklarda göremiyoruz. 
 
Ryzen ortalama FPS'yi dalgalandırmadan bu işi yapabilirse, belli senaryolarda öne geçip, intel'i fiyat indirmeye zorlayabilir. Benim için şu anda Ryzen'in görevi fiyat normalleştirme ve intel'i biraz daha hızlı hareket etmeye itme.

Hikayesini King'in yazdığı, JJ tarafından yönetilen yeni bir dizi geliyor; castle rock. İsmin yabancı olmaması normal çünkü King'in favori mekanlarından biri Castle Rock. Salem's Lot ve Needful Things gibi romanlar hep burada geçiyor. Kalanını da Maine'de geçiriyor, kendi yaşadığı yer
Stranger Things'in başarı üzerine diye geliyor haberler genelde. Yani 80'ler tadı beklemek yanlış olmayacaktır. Hulu orginal deniyor, nasıl izleriz bilemiyorum
 
Kaptanın seyir defterine ek: https://www.engadget.com/2017/02/18/jj-abrams-stephen-king-create-new-hulu-show/
atlamışım, Pennywise ve Shawshank State Prison falan da geçiyordu trailer'da
 

Hikayesini King'in yazdığı, JJ tarafından yönetilen yeni bir dizi geliyor; castle rock. İsmin yabancı olmaması normal çünkü King'in favori mekanlarından biri Castle Rock. Salem's Lot ve Needful Things gibi romanlar hep burada geçiyor. Kalanını da Maine'de geçiriyor, kendi yaşadığı yer
Stranger Things'in başarı üzerine diye geliyor haberler genelde. Yani 80'ler tadı beklemek yanlış olmayacaktır. Hulu orginal deniyor, nasıl izleriz bilemiyorum
 
Kaptanın seyir defterine ek: https://www.engadget.com/2017/02/18/jj-abrams-stephen-king-create-new-hulu-show/
atlamışım, Pennywise ve Shawshank State Prison falan da geçiyordu trailer'da
 

(dönmedi)
15inde yola çıkan Edifier 17sinde UPS tarafından teslim edildi. Eve biraz geç gelmem nedeniyle şu saate kadar devreye alma işi sarktı. Hepimizin özellikle Hakancez hocamın dediği gibi belli bir  wow factor bekliyordum. Ama ilk parçadan itibaren olanlar tamamen şu şekilde:

 
Ses derinliği ve ayrışması, daha önce kullandıklarıma ve dinlediklerime oranla çok iyi. Her detayı duyabiliyorum, bozulma olmuyor. Daha önce Hi-Fi bir sistemde kulaklıkla plak dinlerken aldığım tadı hatırlattı.
Kötü olarak nitelendirebileceğim yanı bass biraz daha baskın gibi olması (üzerindeki ayarlarla düzeliyor) ve benim MP3 koleksiyonumun bütün defolarını anında yüzüme vurmuş olması

(dönmedi)
15inde yola çıkan Edifier 17sinde UPS tarafından teslim edildi. Eve biraz geç gelmem nedeniyle şu saate kadar devreye alma işi sarktı. Hepimizin özellikle Hakancez hocamın dediği gibi belli bir  wow factor bekliyordum. Ama ilk parçadan itibaren olanlar tamamen şu şekilde:

 
Ses derinliği ve ayrışması, daha önce kullandıklarıma ve dinlediklerime oranla çok iyi. Her detayı duyabiliyorum, bozulma olmuyor. Daha önce Hi-Fi bir sistemde kulaklıkla plak dinlerken aldığım tadı hatırlattı.
Kötü olarak nitelendirebileceğim yanı bass biraz daha baskın gibi olması (üzerindeki ayarlarla düzeliyor) ve benim MP3 koleksiyonumun bütün defolarını anında yüzüme vurmuş olması

Önemli olan o 8 çekirdeğin ne yapabildiği ve kullandığınız uygulamaların 4 yerine gerçek 8 çekirdek ve 16 iş parçağı işletmeyi ne kadar becerebildiği. yoksa 8 çekirdeği Qualcomm da sunuyor.

Önemli olan o 8 çekirdeğin ne yapabildiği ve kullandığınız uygulamaların 4 yerine gerçek 8 çekirdek ve 16 iş parçağı işletmeyi ne kadar becerebildiği. yoksa 8 çekirdeği Qualcomm da sunuyor.

Önemli olan o 8 çekirdeğin ne yapabildiği ve kullandığınız uygulamaların 4 yerine gerçek 8 çekirdek ve 16 iş parçağı işletmeyi ne kadar becerebildiği. yoksa 8 çekirdeği Qualcomm da sunuyor.

bugün yeni kreator albümü geldi
https://open.spotify.com/album/6C5TpkQ4EF1utp0rIUp6Gy  

Yahu tarikat işte. Aynı şeye inanıyorlar ama yöntemleri farklı. Naz'da okuduğum kadarıyla bunu söylüyor.
Jedi Order içinde light/dark side ayrımından rahatsız olanlar var. Mace Windu ve Qui-Gon bunlardan bizim gördüklerimiz. Bu ikisinin olaya bakışı "Aydınlık, Karanlık taraf yoktur, sadece güç vardır. Güç neyi nasıl isterse öyle olur" şeklinde. Bu yüzden Sith öğretilerini, onların dövüş taktik ve güç kullanma şekillerini de çalışıyorlar. Mace Windu'nun kılıcı bu yüzden o renk. Hani Samuel L. Jackson istemiş de, o renk olmuş falan işin pazarlaması. Windu, Vaapad tekniğini kullanan, Jedi Order tarihinde sayılı Jedi'dan biri. Kesinlikle çok agresif bir stile sahip ve en iyi savunma saldırıdır taktiğini benimsemiş bir yaklaşımı var. Sith öğretilerini ve tekniklerine de bir Jedi'ın hayal bile edemeyeceği kadar hakim. Normalde bunların hepsi Jedi Order'da yasak. Qui-Gon'un "There is only force" yaklaşımı ve bütün güç kullanımlarına ilgisi yüzünden konseye almıyorlar. Almaya kalktıklarında da Qui-Gon istemiyor zaten. 
 
En başta dediğim gibi, her "Dark Side" Sith olmadığı gibi, her "Light Side" da Jedi değil. Ahsoka ve Kyle Katarn yanında, sonraki dönem Maul da bunun en temiz ispatı.

 
Jedi, kelimesi aynı zamanda çoğulda kullanılıyor. Aslında bir tarikat ismi (Kısaca Jedi ama aslen Jedi Order) ama aynı zamanda üyelerine de aynı isim veriliyor (Jedi Apprentice, Jedi, Jedi Knight, Jedi Master gibi.. kısaca Jedi).
Bu durumda "The Return of The Jedi" denince, imparatorlukla yok oldukları sanılan bir tarikatın yeni bir üyeyle tekrar varolmaya başlaması kastediliyor. Yani bir eleman çıktı gücü kullanabiliyor ve bu da Jedi değil, Jedi Order geri döndü anlamında. Çünkü Luke tam olarak trials'ı tamamlamış ve Jedi olmuş değil. Ama Jedi öğretilerini takip ediyor ve bu yüzden Jedi Order,yani Jedi geri dönüyor. Sonunda, testleri tamamlanıyor ve Jedi Knight olarak İmparator ve Vader'a karşı savaşıyor.
 
The Last Jedi ise, benim umudum, Expanded Universe'e bir atıf. Çünkü orada Luke, Cumhuriyet kurulduktan sonra senatoda yer almıyor ve kendi Jedi Order'ını kurup, öğrenci almaya ve eğitmeye başlıyor. Solo ve Skywalker ailelerinin çocukları da bu öğrenciler arasında. Bu çocuklar etrafında çok hikaye geçiyor ama 7 ile bunların tamamını silip atmış gibiler. Sadece, Luke ve Jedi Order'ı almışlar. Bunun izleri zaten 7de vardı. Biliyoruzki Kylo Ren, Luke'un öğrencisiyken Dark Side'a geçiyor. Daha fazla detay yok ama az çok tahmin edebiliyoruz. Eğer böyleyse, The Last Jedi, gene Jedi Order'a atıf. Yani Jedi Order'ın son üyeleri demek daha doğru olacak tahminimce..
 
Sümüklü Jedi konusunda da Atrin'den farklı düşünüyorum. İlk filmde tek parlak karakter Qui-Gon'un bir lafını hatırlatayım:
Qui-Gon Jinn: I can only protect you, I cannot fight a war for you. 
 
Jedi, savaşcı bir kabile değil. Zorunda kaldıkları için savaşıp, öldürüyorlar. Normalde barışçıl yolları tercih ediyorlar. Zaten bütün yeteneklerine rağmen, İmparatorluğa karşı savaşmaları mümkün değil, çünkü sayıları yeterli değil. Korumak zorunda oldukları ve kaybetmemeleri gereken bir öğretileri var. Yoda'nın zaman ötesi kavrama yeteneğiyle, dağılmaları gerektiğini söylüyor.
Revenge of the Sith ve Attack of the clones'da görüyoruz ki, Yoda, Mace Windu, Obi-Wan ve bütün konsey üyeleri gayet yetenekli ve etkili öldürme makinaları. Anakin'den bahsetmeye gerek bile yok. İstedikleri takdirde Anakin ve Palpatine'in üzerinden geçerler ama bunların başlattığı hareketi, ellerindekiyle durdurmaları mümkün değil. Bu yüzden kendilerini dağıtıp, saklanıyorlar. Ta ki zamanı gelene kadar. Obi-Wan Skywalker'ı eğitiyor, Yoda işi tamamlıyor. Çünkü güce denge gelmeli ve bunu Anakin yapmalı. Sonunda da o yapıyor; ölümü aldatmış, ölümsüz ustasını öldürmüş Darth Sidious'u öldürüyor. Bütün eğitimine rağmen Luke, ve onu eğiten Jedi, Sidious ile baş edebilecek seviyede olmadığını biliyor. Luke anca onurlu bir ölümle çıkabilir o savaştan. Ama Anakin öyle değil, o hem mental hem fiziksel olarak Sidious'la baş edebilecek kapasite ve seviyede.
 
Exile muhabbeti de en başından beri, güçle bir ve barış içinde olma isteğinden geliyor. Sorunları bu şekilde çözmeleri gerektiğine inanıyor Jedi Order üyeleri. Bu yüzden güçle bir olabilecekleri, yoğun hayat ve gücün bulunduğu yerlere gidip bir süre orada yaşayıp, kendilerini soruna çözüm bulmaktan çok, gücün onları yönlendirmesini bekliyorlar. "Gücün dediği olur" gibi bir inanış zaten Jedi Order'ın temelini oluşturuyor. Gene Qui-Gon'dan gidersek;
Jar Jar Binks: Where wesa goin? 
Qui-Gon Jinn: Don't worry. The Force will guide us. 
Jar Jar Binks: Ohh, maxi big da Force. Well dat smells stinkowiff. 
 
Star Wars hikayelerine bakarsak, bu sümüklü taktik her seferinde işe yarıyor

 
Jedi, kelimesi aynı zamanda çoğulda kullanılıyor. Aslında bir tarikat ismi (Kısaca Jedi ama aslen Jedi Order) ama aynı zamanda üyelerine de aynı isim veriliyor (Jedi Apprentice, Jedi, Jedi Knight, Jedi Master gibi.. kısaca Jedi).
Bu durumda "The Return of The Jedi" denince, imparatorlukla yok oldukları sanılan bir tarikatın yeni bir üyeyle tekrar varolmaya başlaması kastediliyor. Yani bir eleman çıktı gücü kullanabiliyor ve bu da Jedi değil, Jedi Order geri döndü anlamında. Çünkü Luke tam olarak trials'ı tamamlamış ve Jedi olmuş değil. Ama Jedi öğretilerini takip ediyor ve bu yüzden Jedi Order,yani Jedi geri dönüyor. Sonunda, testleri tamamlanıyor ve Jedi Knight olarak İmparator ve Vader'a karşı savaşıyor.
 
The Last Jedi ise, benim umudum, Expanded Universe'e bir atıf. Çünkü orada Luke, Cumhuriyet kurulduktan sonra senatoda yer almıyor ve kendi Jedi Order'ını kurup, öğrenci almaya ve eğitmeye başlıyor. Solo ve Skywalker ailelerinin çocukları da bu öğrenciler arasında. Bu çocuklar etrafında çok hikaye geçiyor ama 7 ile bunların tamamını silip atmış gibiler. Sadece, Luke ve Jedi Order'ı almışlar. Bunun izleri zaten 7de vardı. Biliyoruzki Kylo Ren, Luke'un öğrencisiyken Dark Side'a geçiyor. Daha fazla detay yok ama az çok tahmin edebiliyoruz. Eğer böyleyse, The Last Jedi, gene Jedi Order'a atıf. Yani Jedi Order'ın son üyeleri demek daha doğru olacak tahminimce..
 
Sümüklü Jedi konusunda da Atrin'den farklı düşünüyorum. İlk filmde tek parlak karakter Qui-Gon'un bir lafını hatırlatayım:
Qui-Gon Jinn: I can only protect you, I cannot fight a war for you. 
 
Jedi, savaşcı bir kabile değil. Zorunda kaldıkları için savaşıp, öldürüyorlar. Normalde barışçıl yolları tercih ediyorlar. Zaten bütün yeteneklerine rağmen, İmparatorluğa karşı savaşmaları mümkün değil, çünkü sayıları yeterli değil. Korumak zorunda oldukları ve kaybetmemeleri gereken bir öğretileri var. Yoda'nın zaman ötesi kavrama yeteneğiyle, dağılmaları gerektiğini söylüyor.
Revenge of the Sith ve Attack of the clones'da görüyoruz ki, Yoda, Mace Windu, Obi-Wan ve bütün konsey üyeleri gayet yetenekli ve etkili öldürme makinaları. Anakin'den bahsetmeye gerek bile yok. İstedikleri takdirde Anakin ve Palpatine'in üzerinden geçerler ama bunların başlattığı hareketi, ellerindekiyle durdurmaları mümkün değil. Bu yüzden kendilerini dağıtıp, saklanıyorlar. Ta ki zamanı gelene kadar. Obi-Wan Skywalker'ı eğitiyor, Yoda işi tamamlıyor. Çünkü güce denge gelmeli ve bunu Anakin yapmalı. Sonunda da o yapıyor; ölümü aldatmış, ölümsüz ustasını öldürmüş Darth Sidious'u öldürüyor. Bütün eğitimine rağmen Luke, ve onu eğiten Jedi, Sidious ile baş edebilecek seviyede olmadığını biliyor. Luke anca onurlu bir ölümle çıkabilir o savaştan. Ama Anakin öyle değil, o hem mental hem fiziksel olarak Sidious'la baş edebilecek kapasite ve seviyede.
 
Exile muhabbeti de en başından beri, güçle bir ve barış içinde olma isteğinden geliyor. Sorunları bu şekilde çözmeleri gerektiğine inanıyor Jedi Order üyeleri. Bu yüzden güçle bir olabilecekleri, yoğun hayat ve gücün bulunduğu yerlere gidip bir süre orada yaşayıp, kendilerini soruna çözüm bulmaktan çok, gücün onları yönlendirmesini bekliyorlar. "Gücün dediği olur" gibi bir inanış zaten Jedi Order'ın temelini oluşturuyor. Gene Qui-Gon'dan gidersek;
Jar Jar Binks: Where wesa goin? 
Qui-Gon Jinn: Don't worry. The Force will guide us. 
Jar Jar Binks: Ohh, maxi big da Force. Well dat smells stinkowiff. 
 
Star Wars hikayelerine bakarsak, bu sümüklü taktik her seferinde işe yarıyor

 
Jedi, kelimesi aynı zamanda çoğulda kullanılıyor. Aslında bir tarikat ismi (Kısaca Jedi ama aslen Jedi Order) ama aynı zamanda üyelerine de aynı isim veriliyor (Jedi Apprentice, Jedi, Jedi Knight, Jedi Master gibi.. kısaca Jedi).
Bu durumda "The Return of The Jedi" denince, imparatorlukla yok oldukları sanılan bir tarikatın yeni bir üyeyle tekrar varolmaya başlaması kastediliyor. Yani bir eleman çıktı gücü kullanabiliyor ve bu da Jedi değil, Jedi Order geri döndü anlamında. Çünkü Luke tam olarak trials'ı tamamlamış ve Jedi olmuş değil. Ama Jedi öğretilerini takip ediyor ve bu yüzden Jedi Order,yani Jedi geri dönüyor. Sonunda, testleri tamamlanıyor ve Jedi Knight olarak İmparator ve Vader'a karşı savaşıyor.
 
The Last Jedi ise, benim umudum, Expanded Universe'e bir atıf. Çünkü orada Luke, Cumhuriyet kurulduktan sonra senatoda yer almıyor ve kendi Jedi Order'ını kurup, öğrenci almaya ve eğitmeye başlıyor. Solo ve Skywalker ailelerinin çocukları da bu öğrenciler arasında. Bu çocuklar etrafında çok hikaye geçiyor ama 7 ile bunların tamamını silip atmış gibiler. Sadece, Luke ve Jedi Order'ı almışlar. Bunun izleri zaten 7de vardı. Biliyoruzki Kylo Ren, Luke'un öğrencisiyken Dark Side'a geçiyor. Daha fazla detay yok ama az çok tahmin edebiliyoruz. Eğer böyleyse, The Last Jedi, gene Jedi Order'a atıf. Yani Jedi Order'ın son üyeleri demek daha doğru olacak tahminimce..
 
Sümüklü Jedi konusunda da Atrin'den farklı düşünüyorum. İlk filmde tek parlak karakter Qui-Gon'un bir lafını hatırlatayım:
Qui-Gon Jinn: I can only protect you, I cannot fight a war for you. 
 
Jedi, savaşcı bir kabile değil. Zorunda kaldıkları için savaşıp, öldürüyorlar. Normalde barışçıl yolları tercih ediyorlar. Zaten bütün yeteneklerine rağmen, İmparatorluğa karşı savaşmaları mümkün değil, çünkü sayıları yeterli değil. Korumak zorunda oldukları ve kaybetmemeleri gereken bir öğretileri var. Yoda'nın zaman ötesi kavrama yeteneğiyle, dağılmaları gerektiğini söylüyor.
Revenge of the Sith ve Attack of the clones'da görüyoruz ki, Yoda, Mace Windu, Obi-Wan ve bütün konsey üyeleri gayet yetenekli ve etkili öldürme makinaları. Anakin'den bahsetmeye gerek bile yok. İstedikleri takdirde Anakin ve Palpatine'in üzerinden geçerler ama bunların başlattığı hareketi, ellerindekiyle durdurmaları mümkün değil. Bu yüzden kendilerini dağıtıp, saklanıyorlar. Ta ki zamanı gelene kadar. Obi-Wan Skywalker'ı eğitiyor, Yoda işi tamamlıyor. Çünkü güce denge gelmeli ve bunu Anakin yapmalı. Sonunda da o yapıyor; ölümü aldatmış, ölümsüz ustasını öldürmüş Darth Sidious'u öldürüyor. Bütün eğitimine rağmen Luke, ve onu eğiten Jedi, Sidious ile baş edebilecek seviyede olmadığını biliyor. Luke anca onurlu bir ölümle çıkabilir o savaştan. Ama Anakin öyle değil, o hem mental hem fiziksel olarak Sidious'la baş edebilecek kapasite ve seviyede.
 
Exile muhabbeti de en başından beri, güçle bir ve barış içinde olma isteğinden geliyor. Sorunları bu şekilde çözmeleri gerektiğine inanıyor Jedi Order üyeleri. Bu yüzden güçle bir olabilecekleri, yoğun hayat ve gücün bulunduğu yerlere gidip bir süre orada yaşayıp, kendilerini soruna çözüm bulmaktan çok, gücün onları yönlendirmesini bekliyorlar. "Gücün dediği olur" gibi bir inanış zaten Jedi Order'ın temelini oluşturuyor. Gene Qui-Gon'dan gidersek;
Jar Jar Binks: Where wesa goin? 
Qui-Gon Jinn: Don't worry. The Force will guide us. 
Jar Jar Binks: Ohh, maxi big da Force. Well dat smells stinkowiff. 
 
Star Wars hikayelerine bakarsak, bu sümüklü taktik her seferinde işe yarıyor

 
Jedi, kelimesi aynı zamanda çoğulda kullanılıyor. Aslında bir tarikat ismi (Kısaca Jedi ama aslen Jedi Order) ama aynı zamanda üyelerine de aynı isim veriliyor (Jedi Apprentice, Jedi, Jedi Knight, Jedi Master gibi.. kısaca Jedi).
Bu durumda "The Return of The Jedi" denince, imparatorlukla yok oldukları sanılan bir tarikatın yeni bir üyeyle tekrar varolmaya başlaması kastediliyor. Yani bir eleman çıktı gücü kullanabiliyor ve bu da Jedi değil, Jedi Order geri döndü anlamında. Çünkü Luke tam olarak trials'ı tamamlamış ve Jedi olmuş değil. Ama Jedi öğretilerini takip ediyor ve bu yüzden Jedi Order,yani Jedi geri dönüyor. Sonunda, testleri tamamlanıyor ve Jedi Knight olarak İmparator ve Vader'a karşı savaşıyor.
 
The Last Jedi ise, benim umudum, Expanded Universe'e bir atıf. Çünkü orada Luke, Cumhuriyet kurulduktan sonra senatoda yer almıyor ve kendi Jedi Order'ını kurup, öğrenci almaya ve eğitmeye başlıyor. Solo ve Skywalker ailelerinin çocukları da bu öğrenciler arasında. Bu çocuklar etrafında çok hikaye geçiyor ama 7 ile bunların tamamını silip atmış gibiler. Sadece, Luke ve Jedi Order'ı almışlar. Bunun izleri zaten 7de vardı. Biliyoruzki Kylo Ren, Luke'un öğrencisiyken Dark Side'a geçiyor. Daha fazla detay yok ama az çok tahmin edebiliyoruz. Eğer böyleyse, The Last Jedi, gene Jedi Order'a atıf. Yani Jedi Order'ın son üyeleri demek daha doğru olacak tahminimce..
 
Sümüklü Jedi konusunda da Atrin'den farklı düşünüyorum. İlk filmde tek parlak karakter Qui-Gon'un bir lafını hatırlatayım:
Qui-Gon Jinn: I can only protect you, I cannot fight a war for you. 
 
Jedi, savaşcı bir kabile değil. Zorunda kaldıkları için savaşıp, öldürüyorlar. Normalde barışçıl yolları tercih ediyorlar. Zaten bütün yeteneklerine rağmen, İmparatorluğa karşı savaşmaları mümkün değil, çünkü sayıları yeterli değil. Korumak zorunda oldukları ve kaybetmemeleri gereken bir öğretileri var. Yoda'nın zaman ötesi kavrama yeteneğiyle, dağılmaları gerektiğini söylüyor.
Revenge of the Sith ve Attack of the clones'da görüyoruz ki, Yoda, Mace Windu, Obi-Wan ve bütün konsey üyeleri gayet yetenekli ve etkili öldürme makinaları. Anakin'den bahsetmeye gerek bile yok. İstedikleri takdirde Anakin ve Palpatine'in üzerinden geçerler ama bunların başlattığı hareketi, ellerindekiyle durdurmaları mümkün değil. Bu yüzden kendilerini dağıtıp, saklanıyorlar. Ta ki zamanı gelene kadar. Obi-Wan Skywalker'ı eğitiyor, Yoda işi tamamlıyor. Çünkü güce denge gelmeli ve bunu Anakin yapmalı. Sonunda da o yapıyor; ölümü aldatmış, ölümsüz ustasını öldürmüş Darth Sidious'u öldürüyor. Bütün eğitimine rağmen Luke, ve onu eğiten Jedi, Sidious ile baş edebilecek seviyede olmadığını biliyor. Luke anca onurlu bir ölümle çıkabilir o savaştan. Ama Anakin öyle değil, o hem mental hem fiziksel olarak Sidious'la baş edebilecek kapasite ve seviyede.
 
Exile muhabbeti de en başından beri, güçle bir ve barış içinde olma isteğinden geliyor. Sorunları bu şekilde çözmeleri gerektiğine inanıyor Jedi Order üyeleri. Bu yüzden güçle bir olabilecekleri, yoğun hayat ve gücün bulunduğu yerlere gidip bir süre orada yaşayıp, kendilerini soruna çözüm bulmaktan çok, gücün onları yönlendirmesini bekliyorlar. "Gücün dediği olur" gibi bir inanış zaten Jedi Order'ın temelini oluşturuyor. Gene Qui-Gon'dan gidersek;
Jar Jar Binks: Where wesa goin? 
Qui-Gon Jinn: Don't worry. The Force will guide us. 
Jar Jar Binks: Ohh, maxi big da Force. Well dat smells stinkowiff. 
 
Star Wars hikayelerine bakarsak, bu sümüklü taktik her seferinde işe yarıyor

Edifier R1700BT siparişini verdim. Merhaba kodunu kabul etmedi ve Türkiye'ye göndermezük diyordu Fikirlerini esirgemeyen herkese teşekkürler gelince (gelirse ) izlenimlerimi yazarım.