MilesTeg

CHW
  • Mesaj sayısı

    2.166
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    55

Mesajlar posted by MilesTeg


  1. Benim psu gümrüğe girdi sanırım. Amazondan baktığımda istanbulda 4 hane işlem gördü gibi gözüküyor. Muhtemelen aksilik çıkmazsa bugün yerel kargoya geçer ordanda yarın ya da diğer gün elime ulaşır diye düşünüyorum. Epeyde bi hızlı geldi maşallah.

     

    Benimkinin gelişi 11-18 Ocak arası tahmin ediliyor Amazon'da. Sizinkinde böyle bir aralık öngörüyorlar mıydı? Yaklaşık kaç günde gümrüğe girmiş oldu acep?

     

    Teşekkürler...


  2. Yorumlara katılıyorum, potansiyeli çok yüksek aslında. Çok daha güzel birşey çıkartabilirlerdi ortaya, ancak yine de o dönemi farklı bir versiyon şeklinde izleyebilmek güzel oluyor.

     

    Türkiye için de benzer birşey yapılabilir miydi acaba :icon_think: Ortalık feci karışırdı sanırım :icon_eek:

     

    Neme lazım diye spoiler muamelesi yapayım da kimsenin hevesi kaçmasın :)

    @@Tumer

    PKD aslında bu tür fantezilerin piridir. Günümüzde gördüğümüz bir çok aykırı fikrin ilk mimarı O'dur. Paralel evrenler de dahil buna. Kitapta doğrudan paralel evren olarak mı geçiyor bilmiyorum ama PKD "hiçbirşeyin göründüğü gibi olmadığına ve farklı bir gerçekliğin bizden gizlendiğine" kafayı takmıştı zaten. Belki de günümüz yazar ve uyarlayıcıları bu diziyi de daha önce başarıyı yakalamış dizilerin senaryolarını yakalamak ve izleyicilerin yadırgamayacağı bir kalıba sokmak için paralel evren olayına girmiş olabilirler.

     

    Lost'un aksine bu hikayenin gerçek bir sonu var. Ancak PKD'nin hikayelerinin sonunu bağlamadaki beceriksizliği de göz ardı edilmemeli. Yine olay kitaptaki hikayeyi diziye uyarlayan senaristlerde bitiyor gibi görünüyor. Yani ucu oldukça açık, herşey olabilir.


  3. Selamlar,

     

    Philip K. Dick'i kitaplarından tanımıyor olabilirsiniz ancak Hollywood'un çok ekmeğini yediği bir çok filmin O'nun kitaplarından yola çıkılarak yapıldığını biliyor olabilirsiniz. En çok bilinenleri Blade Runne, Total Recall, Minority Report, Next, Paycheck vs. Bu sefer kitabıyla aynı adı kullanarak (bazı kitaplarının isimlerini beğenmemiş olacaklar ki yapımcılar filmlerinin isimlerini değiştirmişlerdi - Total Recall gibi) film yerine bir dizi çekmeye karar vermişler ve bence oldukça da iyi yapmışlar. Son zamanlarda ilgiyle izlediğim başarılı bir dizi çıkartmışlar ortaya.

     

    Konusu kısaca şöyle: "Ya İkinci Dünya Savaşı'nı Almanlar ve müttefikleri Japonlar kazansaydı dünya, özellikle de Amerika nasıl olurdu?"

    Elbette söz konusu yazar PKD olunca iş bununla bitmiyor. Hiçbirşey göründüğü gibi değil. Gerçek sandıklarımız bir hayal olabilir mi?

     

     

    Özellikle o dönemi anlatan ve casus temalı eserlerden hoşlananlar için oldukça ilginç bir dizi çıkmış ortaya. Meraklısına The Man in the High Castle'ı tavsiye ederim.


  4. şuanda yine b2 indirimde

    http://www.amazon.com/gp/product/B00KFAFRW6?psc=1&redirect=true&ref_=oh_aui_detailpage_o00_s00

    Price: $56.99 + $18.52 Shipping & Import Fees Deposit to Turkey

     

    Abicim çok sağol valla hızır gibi yetiştin :)

     

    Bir süredir Corsair 650W 3.3v sorunu çıkartıyordu. Az önce de surge protection yüzünden sistem kendisini kapattı. Kara kara düşünürken KaraSinek geldi :D

     

    Verdim siparişi bakalım ne zaman gelecek...

    KaraSinek beğendi

  5. Merhaba dostlar,

     

    Başka bir başlık altında antivirüs yazılımlarına ihtiyaç olmadığı, hatta riski azaltacağına artırdığı yönünde görüşler oldu. Ben de panonun genel eğilimini görebilmek ve fikir paylaşımı sağlayabilmek için farklı bir başlık açayım dedim.

     

    Ne dersiniz, antivirüsler gerekli mi, gereksiz mi sizce?

     

     

     

     


  6. Ben çok tutmadım maalesef, yaşım kırkın üzerinde, ilk filme(Episode 4) gittiğimde 7-8 yaşlarındaydım, o yaştaki ve tarihteki tadı beklemiyordum bu yaştan ve bu saatten sonra ama ne bileyim ben dediğim gibi çok beğenmedim filmi.

     

    Sanırım bizim yaştakilerin sıkıntısı bu. Bu tür filmler için "yaşlı" olmak. Çocukluğun naifliği kalmayınca hayata olduğu kadar eğlence unsurlarına da farklı bir gözle bakıyoruz. Öyle feleğin çemberinden geçtik falan demiyorum, en azından kendim için. Ama yine de yaşanmış yıllar birşeyleri değiştiriyor kaçınılmaz olarak.

     

    Ciddi bir Star Wars filmi hiçbir zaman yapmayacaklar sanırım. Karanlık tarafın koyu karanlığını, aydınlık tarafın fark yaratan asaletini görmek istiyorum. Aile ilişkileriyle basite indirgenmiş bir çocuk filmi artık kesmiyor beni.

     

    Star Wars'un da herşey gibi değişmesi, ilk izleyicileriyle birlikte büyüyüp olgunlaşması gerekiyor bence. Biz büyüdük, Star Wars büyümemiş.

    SEP beğendi

  7. @@MilesTeg

     

     

     

     

    Hocam Kylo Ren, Han Solo Ve Leia Organa (Skywalker esasında)'nın oğlu. Darth Vader (Anakin Skywalker) Luke ve Leia nın babası. Yani Kylo Ren in dedesi Darth Vader (Anakin Skywalker), Dayısı Luke Skywalker

     

     

     

     

    Ehhehee Dallas'a benzemiş olay :) Demiştim çok iyi bir SW izleyicisi olmadığımı, çok teşekkürler @@Atrin :beer2:

     

    Öyleyseee... BB-8, R2-D2'nun nesi oluyor?

     

    Ciddi bir soru değildir... :)


  8. Ben de az önce gördüm filmi. Ciddi bir SW fanı olmadığım için Spoiler bir sorum olacak.
     

     

    CİDDİ ANLAMDA SPOILER VAR AÇMAYIN İZLEMEDİYSENİZ.

     

     

    Kafam karıştı. Kylo Ren Darth Vader'dan büyükbaba diye bahsediyor ancak babası Han Solo. Kafasını fena karıştırdıkları için mi öyle düşünüyor yoksa kafası karışık olan ben miyim? :)

     

     

     

    Genel olarak görsel anlamda iyi kotarılmış bir film elbette. Devam hikayesi olarak da hem eskilere sadık kalmak, hem de yeni bir hikaye üretmek konusunda başarılı.

    Bir geri dönüş filmi olduğu için de bolca klişe var. Zaten böyle olmasaydı SW fanları topa tutardı JJ'i.

     

    Yine de Star Trek'in devam filmlerinde hissettiğim o yapaylığı bunda da hissetmekten kurtulamadım. Eski dostları görmek, ışın kılıcı ve X-Wing lazerlerinin sesleriyle Tie Fighter'ların çığlıklarını duymak çok iyi geldi tabii ancak yeterli olmadı sanki.

    Birşey eksik...


  9. Cevap için teşekkürler :)

     

    Benim korkumda buna benzer bir sebepten dolayı aslında. Ev oldukça eski, 20 yılın üzerinde bir yaşı var. Yani elektrik tesisatı da aynı yaşta. Durum böyle olunca da alıp da kullanamamaktan korkuyorum aletleri.

     

    Orada burada okuduğum kadarıyla herkes ağız birliği yaparak cihazların doğrudan prize bağlanması, uzaymayla veya çoklayıcılarla kullanılmaması gerektiğini söylüyor. UPS için de aynı şey geçerli. Mümkün olduğunca yalın bir bağlantı en sağlıklısı gibi görünüyor.

    Şöyle by-pass yapabilen modeller var. En kötü böyle birşey alıp uzatmayı bunun üzerine bağlamakla çözülebilir sorun. Daha ucuz modelleri de var, örnek olsun diye koydum bunu. Belki de aldı mı bunu almak lazım :icon_think:

     

    Neyse umarım sen halledersin de benim gibilere cesaret verirsin :beer2:


  10. Mayhem pasteller ile ilgili olumsuz şeyler okudum çok siz de böyle diyorsanız vazgeçeyim, o vakit beyaz Primochill ve EK şeffaf konsantre ile devam edeyim.

     

    Yanlız Aurora da günlük kullanım için tavsiye edilen bir ürün değil firma tarafından da. Pastel için uzun süreli kullanılabilir ama bu süre zarfında radyatör ve blokları boyaması problemi olabilir demişler.

     

    Kullanıcı tarafında ise kısa sürede bile problem yaşayan var gördüğüm kadarıyla.

     

    Radyatör meselesine gelirsek sistemi bir defa kurup sonra da bloklar dışında ellemeyi düşünmüyorum, belki 3-Way SLI olur falan ileride orada da rahat gider diye düşünüyorum, elimde iki adet 360mm uzunluğunda ve 38mm kalınlığında radyatör var zaten.

     

    Radyatör olayı tamamen keyfe keder, kafanızdaki sistem sizi nasıl mutlu edecekse en güzeli odur :)

     

    Sıvı konusunda en mantıklısı söylediğiniz gibi olur. Aurora ve pasteller çok sağlıklı değil. Özellikle filtre varsa loopta sıkıntı çıkartıyorlar kısa süre içinde. Yoksa da orta vadede mutlaka çıkıyor.

     

    Şimdiden hayırlı olsun yeni sistem :alkis: Montaj aşamalarını da isteriz ama burada :icon_dance:


  11. 30 MB/s transfer hizi, herhangi bir medyayi stream etmek icin fazlasiyla yeterli, hatta 10 MB/s hiz ile 1080p bir filmi hic sorunsuz izlersiniz.

    Pratikte o hiz 300Mbps den cok daha dusuktur. Zaten 30MB/s gibi bir hiza ancak wireless AC cihazlarla ve ideal kosullarda ulasablilirsiniz.

     

    Maalesef bendeki bazı filmlerde bu hız yeterli olmuyor. Takılmaların yaşandığı anlarda 40MB/s hızlara çıkıyor transfer. 30MB/s'i geçtiği anda yaşanıyor bu takılmalar.

    Normalde 10GB'a kadar olan filmlerde hiçbir sıkıntı yok. Anlık veri aktarma hızı yeterli oluyor ancak dosya büyüklüğü 15-20GB'lara çıktığında anlık akan veri miktarı da artıyor haliyle ve 30MB/s yeterli olmuyor.


  12. Son parti siparişi de verme noktasındayım ancak şu noktada kararsız kaldım, pastel beyaz sıvı ve şeffaf hortum mu yoksa düz saf su ve beyaz hortum mu ?

     

    Renkli sıvıların bloklar ve radyatörü boyadığı hatta tıkadığı falan yazılmış, bu bakımdan tırstım.

     

    Sistemi de 1/2 ID-3/4 OD hortum, dört adet EK 360 PE 360mm radyatör, 12 adet Noctua NF-F12 fan, tüm fittingler Barrow, tüm diğer su soğutma elemanları EK olmak üzere toparladım, bu ay sonu gibi parça temini tamamı ile bitmiş olur.

     

    Dört adet 38mm kalınlığında, 360mm radyatörden hele şu kış aylarında buzdolabı kıvamında beklentim var. :)

     

    Göreceğiz artıkın. Noctuaları da gayet düşük devirlerde kullanmayı planlıyorum.

     

    Sıvı olarak benim tavsiyem en renksiz ve katkısız(allı pullu olan modelleri de var) olanından kullanmanız yönünde olacak. Linkteki modeli kullanmış ve sıkıntı yaşamış birisi olarak uzak durmanızı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

    Katkısız modelleri iyidir Mayhem'in. Eğer erişiminiz varsa tavsiye ederim.

    Hangi sıvıyı kullanırsanız kullanın bir süre sonra yosunlanma yapacaktır. İster katkı kullanın, ister gümüş koyun loopa, geciktirse de önüne geçemez. Durum böyle olunca da şeffaf hortum bir süre sonra albenisini yitirir.

    Elbette ilk başta çok şık oluyor, kabul, ancak zamanla canlılığını yitirince de gözünüz sürekli takılacak ve sistemi boşaltıp(ki sizin sistemde çok daha zahmetli olacaktır) hortumları tek tek temizlemeniz gerekecek. Şu an benim de yapmam gerekiyor ancak gözümde çok büyüdüğü için sürekli erteliyorum.

    Hortum konusunda da masif renkli modelleri tavsiye ederim. İçini göstermese de olur bence, tabii zevk meselesi.

     

    Radyatör konusunda gelince. Elbette ne kadar radyatör o kadar iyi ama şunu da değerlendirmek lazım ki sisteme eklenen her yeni radyatör bir öncekinden daha az fayda sağlayacaktır. Bir "azalan fayda" durumu söz konusu. Yani aslında ilk 360'lıktan sonra takacağınız her 120'lik radyatör size en fazla, atıyorum, 0.2 derecelik bir fayda sağlayacak. Bana sorarsanız ne o masrafa değer ne de radyatöre takılacak (Noctua da olsa) her fanın sistem gürültüsünü artırmasına değer. Sonuçta sıvı soğutma performans yanında sessizlik için de tercih ediliyor diye düşünürsek, bu kadar çok radyatör ve fan yeterince performans eklemeyeceği gibi gereğinden fazla da ses üretmeye sebep olacaktır diye düşünüyorum.

     

    Benim genel kanaatim, CPU için 240'lık, 2 adet SLI bağlantılı görüntü kartı için de kalınından(60mm) bir tane 360'lık radyatörün yeterli olacağı yönünde. Nereden baksanız 2 adet 360'lık radyatör performansına yakın olacaktır.

     

    Bir de pompa olayımız var tabii. Loop ne kadar genişlerse pompaya binen yük de o kadar artıyor. Su miktarına da bağlı olarak devridaim hızı yavaşlıyor. Sıvı soğutmalarda suyun debisi de çok önemli bence. Yeterince hızlı dolaşmayan su performanslı olmaz. O yüzden de yukarıda verdiğim radyatör örneğinde iki adet DDC veya en azından 1 adet D5 kullanmak iyi olur diye düşünüyorum. Hatta ben olsam içim rahat etsin diye bir tane D5 daha eklerdim. Loop büyüdükçe DDC'lerin gücü zayıflar. D5'ler ("tork" gibi düşünecek olursak), daha yüksek miktarlarda suyun üstesinden gelebilirler.

     

    Işıklandırma için de birşeyler düşündünüz mü? Bu kadar emek harcanacaksa sistemi güzel göstermek de lazım elbette :)


  13. Bu tip bir çözüme benim de yakın zamanda ihtiyacım olduğu için araştırmaya başlamıştım kendimce. Güzel bir başlık olmuş, teşekkürler :alkis:

     

    Benim sıkıntım da film izlerken özellikle yoğun veri akışı olan sahnelerde takılmalar yapması. Diskler bilgisayara bağlı. Dijital medya oynatıcım(Popcornhour A210) diskleri networkten okuyor haliyle, ancak bahsettiğim gibi bir sıkıntı oluyor.

    Tp-Link'in 600'lük wireless adaptörünü kullanıyorum ancak 2.4 ve 5GHz'lik bağlantılarda toplam 600Mbps olarak destekliyor, yani 2.4GHz(veya 5GHz) bağlantıda sadece 300Mbps oluyor, onda da 30MB'lık aktarım hızı veriyor ve bu da yeterli olmuyor.

    O yüzden bilgisayarla modemi doğrudan bağlantı arayışlarım beni bu noktaya getirmişti. Başarılı sonuçları görünce cesaretleniyorum :icon_dance:

     

    @@Deathknight sorunun çözüldü galiba, sesin çıkmamış bir süredir?


  14. @@MilesTeg güzel düşünmüşler. Sadece Atatürk ve baseball topunu pek bağdaştıramadım. :)

     

    Sanırım rastgele bir seçim yapmışlar. İmzayı başka birşeyin üzerine atmak da çok abes olurdu, şimdi en azından imzaya uygun bir zeminde görüyoruz o güzel ismi :)

     

    Habere göre 10 Kasım'da satışa çıkması yüzünden böyle bir jest yapmışlar deniyor. Sebebi ne olursa olsun kendi ülkesinde tarihten, anılardan ve kalplerden kazınmaya çalışılan böylesine büyük bir insanın "oyun" denen şeyin içinde karşımıza çıkması bile dünya üzerindeki etkisinin ne denli büyük olduğunu gösteriyor bence.

    ZvAnA beğendi

  15. Dün biraz daha oynama fırsatı yakaladım. İkinci sürüm izlenimlerim de şöyle:

     

    Oyun son derece "plastik". Sadece görsel olarak değil, oynanış olarak da lezzetsiz ve yetersiz geldi bana. Görsellik pırıl pırıl, tertemiz, tozsuz, sevimli. Wasteland dışında herşey olabilir yani. Sadece kırık dökük binalarla, eskimiş arabalarla olmuyor bu iş. Bir önceki yorumumda da söylediğim gibi sanki oyunu Fallout Lore'undan haberi olmayan, "pileysiteyşın"ında oynasın diye küçük veletler için yapmışlar da sonradan PC'ye portlamışlar gibi bir durum söz konusu. Yeni başlayanlar için güzel bir oyun ancak geçmişe sadık kalamamış, yeni birşeyler yapayım derken de eline yüzüne bulaştırmışlar. Tamam oyun güzel bir oyun kabul ediyorum, ancak Fallout değil. Eski hikayelere evrim geçirtme modasının son kurbanı bence. En büyük endişem de Star Wars 7'nin de aynı akıbete uğraması. Bakalım onda ne gibi sürprizler bekliyor bizi. Gerçi benzer bir durum olsa fanlar linç ederler adamları o da ayrı bir konu :)

     

    Kısacası F4 bu şekilde de oynanır ama Fallout dünyasından çok ödün verildiğini de kabul etmek gerekiyor. Oynanış açısından üreticinin bir sonraki eklentide tıpkı New Vegas'ta yaptığı gibi güzel değişiklikler yapması olası. Görsellik ve atmosfer konusunda birilerinin tam da şu an harıl harıl çalışıp texture packler hazırladığına eminim. Bir de öyle denemek lazım oyunu.

     

    Yeni bir Fallout nesli geliyor gibi. Onlar da kendi lore'larını oluşturup orijinal Fallout'la karşılaştıracak ve beğenmyecekler belki de.


  16. Power Armor'ı erken vererek bir tabuyu yıkmışlar aslında. Ben de yadırgadım ama aslında oyunun hikayesiyle ilgili bir durum da olabilir. Eğer en sonda yapmaları gereken şeyi en başta yapıp sonuna kadar böyle devam ettirirlerse Fallout'u Fallout yapan en önemli şeyi, "yokluk" hissiyatını çöpe atmışlar demektir.

     

    Tahminen önce erken buldurup oyuncunun ağzına bir parmak bal çalacak, ondan sonra da elinden alıp wasteland'de aratıp duracak bir ihtimal :)

    Çok mu iyimserim yine? :))


  17. Dün 1 saat kadar oynayabildim F4'ü.
     
    İlk olarak alışılmışın üstünde renkli geldi bana. Çevre oldukça güzel fakat daha çok çizgifilm gibi oluyor çok renkli olunca. Wasteland duygusunu yitiriyor oyun yani. Eminim bunun için yakında texture packler çıkar :) Loş, sarımtırak, tozlu bir ortam arıyor gözlerim.
     
    Oynanış çok değişmiş. Gelişen kısımları da var, tamamen değişen kısımları da. SPECIAL ve diğer özelliklere "yıldız" vermek pek de sevimli gelmedi bana. PIPBOY başarılı, detaylar güzel olmuş.
     

    Maalesef çok fazla "konsol" oyunu olmuş gibi bu sefer. Portlamışlar sanki. Özellikle diyaloglar daha konsolvari olmuş gibi geldi bana.
    Zamanla alışılır elbette ama yine de aklımın bir köşesinde eski hali kalacak. Özellikle de New Vegas.

     

    Ultra detayda 2560x1440 çözünürlükte 970'in gayet yeterli olduğunu görmek sevindirici ama texture packler çıkınca onlar için yeterli olmayabilir izlenimi verdi bana nedense.
     

    Oyunun içine girdikçe daha hızlı seveceğime inanıyorum ama şimdilik çok da "hadi hemen eve gidip başına oturayım" gibi bir duyguya sebep olmadı. Ancak biliyorum ki bunun da girilmedik yerini, bulunmadık özel lokasyonlarını vs. bırakmayacağım. Göreceğiz...