pentaman

CHW
  • Mesaj sayısı

    2.473
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    75

Reputation Activity

  1. Omfs liked a blog entry by pentaman, Ikea Hemnes Sehpa Yapımı   
    Aslında yapalı çok uzun süre oldu ve uzun süredir kullanıyorum ama buraya eklememişim, sanırım fırsat bulamadım. Son 1 yılda çok fazla şey yaşadım muhtemelen o yüzden gecikti. Ikea Hemnes masa revizyonu sonrasında bir Hemnes yazıcı sehpası gerekiyordu, böyle bir ürünü yok Ikea'nın, o nedenle kendim yapmak istedim. Aslında normal bir sehpa olabilecek ürünü elimdeki eski parçalardan yaptım, bence güzel oldu. İyi seyirler
    Ikea Hemnes Yazıcı Sehpası
  2. ObiWan liked a blog entry by pentaman, Elveda eski çalışma masam, merhaba Ikea Hemnes Masa revizyonu   
    Eski çalışma masamı yaparken koyduğum hedeflere eriştiğimden yeni bir hedef ve güzel görünüm için masa değişikliğine ihtiyacı vardı. Yaklaşık 1 yıldır çalışma odamda dokunmadan duran eski Ikea Hemnes masayı bu nedenle revize ederek kullanmaya karar verdim. 3 yıl kadar benim kullandığım, sonrasında ofiste sekreter masası olarak kullanılan ve toplamda 10 yıl civarında eskitilmiş Ikea Hemnes masamın her yanı çizikler, derin defektler ve mürekkep lekeleriyle doluydu. Ayrıca minifix (birleştirici vidalama sistemi) yuvaları da yalama olmuş ve masa salladığınızda devrilecekmiş görünümündeydi. Youtube'a yükledim, buyurun link :
    Ikea Hemnes Masa revizyonu ve tamiri
    İlk hali ve son hali arasındaki farkları da beğenirsiniz umarım. Görüşmek üzere.
  3. Whooosh liked a blog entry by pentaman, Eski çalışma masamın parçalarından monitör standı yaptım   
    Aslında oldukça uzun bir süre önce yaptığım ve hali hazırda kullanılmakta olan monitör standı videosunu ancak düzenleyip YouTube’a atabildim. Makalelerle uğraşmadan evvel yaptığım çam masanın makalelerimin tümünün yayınlanması sonrası 200 cm’den 100 cm’ye küçültülmesi esnasında çıkan bir sürü parça oldu . Bağlantı ekipmanları, kuru masif çam parçalar vs. derken bunlardan hem monitör standı hem de yazıcı sehpası yaptım. Öncelikle monitör standı videosu yayında : 
    Eski çam masadan monitör standı yapımı
  4. Whooosh liked a blog entry by pentaman, Eski çalışma masamın parçalarından monitör standı yaptım   
    Aslında oldukça uzun bir süre önce yaptığım ve hali hazırda kullanılmakta olan monitör standı videosunu ancak düzenleyip YouTube’a atabildim. Makalelerle uğraşmadan evvel yaptığım çam masanın makalelerimin tümünün yayınlanması sonrası 200 cm’den 100 cm’ye küçültülmesi esnasında çıkan bir sürü parça oldu . Bağlantı ekipmanları, kuru masif çam parçalar vs. derken bunlardan hem monitör standı hem de yazıcı sehpası yaptım. Öncelikle monitör standı videosu yayında : 
    Eski çam masadan monitör standı yapımı
  5. ObiWan liked a blog entry by pentaman, Elveda eski çalışma masam, merhaba Ikea Hemnes Masa revizyonu   
    Eski çalışma masamı yaparken koyduğum hedeflere eriştiğimden yeni bir hedef ve güzel görünüm için masa değişikliğine ihtiyacı vardı. Yaklaşık 1 yıldır çalışma odamda dokunmadan duran eski Ikea Hemnes masayı bu nedenle revize ederek kullanmaya karar verdim. 3 yıl kadar benim kullandığım, sonrasında ofiste sekreter masası olarak kullanılan ve toplamda 10 yıl civarında eskitilmiş Ikea Hemnes masamın her yanı çizikler, derin defektler ve mürekkep lekeleriyle doluydu. Ayrıca minifix (birleştirici vidalama sistemi) yuvaları da yalama olmuş ve masa salladığınızda devrilecekmiş görünümündeydi. Youtube'a yükledim, buyurun link :
    Ikea Hemnes Masa revizyonu ve tamiri
    İlk hali ve son hali arasındaki farkları da beğenirsiniz umarım. Görüşmek üzere.
  6. ObiWan liked a blog entry by pentaman, Elveda eski çalışma masam, merhaba Ikea Hemnes Masa revizyonu   
    Eski çalışma masamı yaparken koyduğum hedeflere eriştiğimden yeni bir hedef ve güzel görünüm için masa değişikliğine ihtiyacı vardı. Yaklaşık 1 yıldır çalışma odamda dokunmadan duran eski Ikea Hemnes masayı bu nedenle revize ederek kullanmaya karar verdim. 3 yıl kadar benim kullandığım, sonrasında ofiste sekreter masası olarak kullanılan ve toplamda 10 yıl civarında eskitilmiş Ikea Hemnes masamın her yanı çizikler, derin defektler ve mürekkep lekeleriyle doluydu. Ayrıca minifix (birleştirici vidalama sistemi) yuvaları da yalama olmuş ve masa salladığınızda devrilecekmiş görünümündeydi. Youtube'a yükledim, buyurun link :
    Ikea Hemnes Masa revizyonu ve tamiri
    İlk hali ve son hali arasındaki farkları da beğenirsiniz umarım. Görüşmek üzere.
  7. ObiWan liked a blog entry by pentaman, Elveda eski çalışma masam, merhaba Ikea Hemnes Masa revizyonu   
    Eski çalışma masamı yaparken koyduğum hedeflere eriştiğimden yeni bir hedef ve güzel görünüm için masa değişikliğine ihtiyacı vardı. Yaklaşık 1 yıldır çalışma odamda dokunmadan duran eski Ikea Hemnes masayı bu nedenle revize ederek kullanmaya karar verdim. 3 yıl kadar benim kullandığım, sonrasında ofiste sekreter masası olarak kullanılan ve toplamda 10 yıl civarında eskitilmiş Ikea Hemnes masamın her yanı çizikler, derin defektler ve mürekkep lekeleriyle doluydu. Ayrıca minifix (birleştirici vidalama sistemi) yuvaları da yalama olmuş ve masa salladığınızda devrilecekmiş görünümündeydi. Youtube'a yükledim, buyurun link :
    Ikea Hemnes Masa revizyonu ve tamiri
    İlk hali ve son hali arasındaki farkları da beğenirsiniz umarım. Görüşmek üzere.
  8. TatanQa liked a blog entry by pentaman, Antik Antalya   
    Türkiye'de bulunan antik kentlerin keşfi için biraz geç bir yaşa sahip olsam da son 3-4 yıldır nerede kim yaşamış, nasıl yaşamış ? gibi meraklarım oldu. Senede 3-4 defa Antalya'ya gidiyorum, daha çok kongreler, arada sırada da tatil için. Ancak Antalya'da antik kentleri gezme fırsatım olmamıştı. Bunda antik kentler arasındaki mesafelerin uzak oluşu, otelin içine kapandık mı başka bir yere çıkmıyor oluşumuz gibi etkenler ön plandaydı tabi. Bu kongreye sadece sunum yapmak için geldiğimden geliş ve gidiş günlerimi ayırdım ve bir araba kiralayıp en azından antik kentlerden ikisini gezmek için vakit buldum.
     
    Perge Antik Kenti
     
    Antik tiyatrosu hala hayatta olsa da ziyarete açık değil maalesef, ancak göreceklerinizin yanında tiyatro açıkçası biraz sönük kalıyor. Perge antik kenti oldukça büyük bir alanda kurulu ve iki ana caddede sütunlu kamu binalarının kalıntılarıyla çevrili çeşmeleri-hamamları olan bir kent. Yine agora yani pazar alanı oldukça büyük ve ortasında ayazma-kutsal alan gibi bir anıt halen duruyor. 
     
    Antik tiyatro :

     
    Gymnasium'a giden cadde (yön olayını çözememiş biri olarak direkt aklımda böyle yer etti )

     
    Ana cadde bitimi ve tak, hemen arkasında sütunların sonunda da çeşme : 

     
    Diğer gezebildiğim antik kent ise daha çok tiyatrosunun oldukça iyi durumda kalmış olmasıyla hepimizin bildiği Aspendos. Aslında su kemerleri inanılmaz ihtişamlı olan kentin tiyatrosu hep daha ön planda kalmış ama sabredip yukarı kentin sonuna kadar giderseniz eğer su kemerlerini görebileceksiniz.
     
    Su kemerleri :

     
    M.S. 2-3. yy'a kadar yaşamış her kentte bir bazilika kampanyası. Bazilikanın üst katında sonradan eklenmiş görünen duvar kalıntıları ne zaman eklendi diye merak ediyor insan) :

     
    Panoramik olarak meclis ve agora kalıntıları:

  9. pentaman liked a blog entry by Najaz, Vestel Desibel SBA400 Soundbar   
    Vestel Desibel SBA400 Soundbar nihayet elime ulaştı ve dün gece kurulumunu yaptım. Önce birkaç fotoğraf...
     



     

     
    Ürünün malzeme kalitesinden bahsedeyim. Kasası fırçalanmış aluminyum ve üstteki Vestel logosunu yok sayarsak, çok şık bir görünümü var (logoyu asetonla silmeyi düşünüyorum). Cihazın ağırlığı, metal kasası sebebiyle 3.7 kg. Internet üzerinde giriş/çıkışlarıyla ilgili çok az bilgi olduğu ve hiçbir görsel de bulunmadığı için, özellikle arka kısmını fotoğrafladım. Gördüğünüz gibi cihazda 1 adet HDMI girişi, 1 adet de ARC özelliği taşıyan HDMI çıkışı bulunuyor. Bu fiyat seviyesindeki (350-800 TL bandı) hiçbir soundbar'da HDMI giriş-çıkışı yok; bu yüzden diğer cihazlardan bir adım öne çıkıyor SBA400. Aklıma gelmişken yazayım; cihaz Vestel'in Manisa'daki tesislerinde değil, Çin'de üretilmiş.
     
    ARC destekli HDMI neden önemli? Çünkü TV'niz ile soundbar arasında ARC destekli HDMI portları aracılığıyla bağlantı yaptığınızda, TV'nizin kumandasından soundbar'ı da kontrol edebiliyorsunuz. Soundbar TV ile birlikte otomatik olarak açılıp kapanıyor. Optik, coax ve RCA bağlantı kullandığınızda, cihazı kendi kumandasından açıp kapamak ve ses seviyesini de yine kendi kumandasından ayarlamak zorunda kalıyorsunuz. HDMI/ARC bağlantısı, sizi bu dertten kurtarıyor.
     
    Cihaz açıkken, bize göre sağ taraftaki ufak bir alanda 1 adet beyaz LED, aktif olan giriş portunu belirmek için de bunun hemen yanında farklı renklerde 1 adet LED yanıyor. HDMI/ARC bağlantı için açık yeşil, optik giriş için koyu yeşil, Bluetooth için mavi gibi farklı renkler belirlenmiş. Ben HDMI/ARC girişini kullandığım için beyaz/açık yeşil renkte yanan LED'ler gözümü rahatsız etmedi; cihazla ilgili olarak en çok bu duruma sevindim diyebilirim
     
    HDMI/ARC bağlantısını için en başta ufak bir sorunla karşılaştım. TV'yi stand-by konumuna aldığımda soundbar da kendini kapatıyor, ancak 2-3 saniye sonra tekrar açılıyordu. TV'nin yazılımından kaynaklandığını düşündüğüm bu sorunu, TV'ye yazılım güncellemesi yaparak aştım. Şu anda bağlantı, birlikte açılma-kapanma sorunsuz durumda.
     
    Ses kalitesine gelince... Soundbar'la birlikte TV çağ atladı diyebilirim. Cihazın tiz ve orta frekanslardaki ses üretimi çok başarılı; çok net ve pürüzsüz ses alıyorsunuz. Alt frekanstaki seslerde pek tabii ki harici subwoofer'lı cihazlar kadar iyi değil, ama yine de tatminkar ve tok bass sesler üretebiliyor. 30 kademe ile ayarlanan ses seviyesinde zaten 19-20. kademeden sonra sesi daha fazla açamıyorsunuz konu-komşuyu rahatsız etmemek için  Ancak bu seviyelerin üzerinde bile seste herhangi bir çatlama, netlik kaybı yok.
     
    Cihazla ilgili hoşuma gitmeyen tek husus şu oldu: Girişler arasında seçim yaparken hangi girişte olduğunuzu bir kadın sesiyle söylüyor ve bu kapatılamıyor.
     
    Sonuç: Malzeme kalitesi, şık tasarımı, ses çıkış gücü, ses kalitesi, giriş-çıkış özellikleri ve en önemlisi HDMI/ARC desteği sayesinde, 378 TL'lik fiyatının kat kat üzerinde performans veren, kıyıda köşede kalmış bir "hidden gem"  
  10. TatanQa liked a blog entry by pentaman, Antik Antalya   
    Türkiye'de bulunan antik kentlerin keşfi için biraz geç bir yaşa sahip olsam da son 3-4 yıldır nerede kim yaşamış, nasıl yaşamış ? gibi meraklarım oldu. Senede 3-4 defa Antalya'ya gidiyorum, daha çok kongreler, arada sırada da tatil için. Ancak Antalya'da antik kentleri gezme fırsatım olmamıştı. Bunda antik kentler arasındaki mesafelerin uzak oluşu, otelin içine kapandık mı başka bir yere çıkmıyor oluşumuz gibi etkenler ön plandaydı tabi. Bu kongreye sadece sunum yapmak için geldiğimden geliş ve gidiş günlerimi ayırdım ve bir araba kiralayıp en azından antik kentlerden ikisini gezmek için vakit buldum.
     
    Perge Antik Kenti
     
    Antik tiyatrosu hala hayatta olsa da ziyarete açık değil maalesef, ancak göreceklerinizin yanında tiyatro açıkçası biraz sönük kalıyor. Perge antik kenti oldukça büyük bir alanda kurulu ve iki ana caddede sütunlu kamu binalarının kalıntılarıyla çevrili çeşmeleri-hamamları olan bir kent. Yine agora yani pazar alanı oldukça büyük ve ortasında ayazma-kutsal alan gibi bir anıt halen duruyor. 
     
    Antik tiyatro :

     
    Gymnasium'a giden cadde (yön olayını çözememiş biri olarak direkt aklımda böyle yer etti )

     
    Ana cadde bitimi ve tak, hemen arkasında sütunların sonunda da çeşme : 

     
    Diğer gezebildiğim antik kent ise daha çok tiyatrosunun oldukça iyi durumda kalmış olmasıyla hepimizin bildiği Aspendos. Aslında su kemerleri inanılmaz ihtişamlı olan kentin tiyatrosu hep daha ön planda kalmış ama sabredip yukarı kentin sonuna kadar giderseniz eğer su kemerlerini görebileceksiniz.
     
    Su kemerleri :

     
    M.S. 2-3. yy'a kadar yaşamış her kentte bir bazilika kampanyası. Bazilikanın üst katında sonradan eklenmiş görünen duvar kalıntıları ne zaman eklendi diye merak ediyor insan) :

     
    Panoramik olarak meclis ve agora kalıntıları:

  11. OnLyTNT liked a blog entry by pentaman, 27" 2010 orta iMac'in suyunu çıkarmak   
    Yaklaşık 8 senelik iMac'im son 3-4 aydır önceleri az sonraları giderek artan miktarda kapanma, kilitlenme, uykudayken kapanıp açılma gibi problemler yaratmaya başladı. Ömrünü tamamladığını düşündüğüm için önemsemedim ancak iMac güncellemesi de yapmak istemedim, bunun yerine uygun bir usb-c girişli monitör ararken bir süre daha idare edebilir miyim ? sorusunu sordum kendime ve neler oldu bakalım ?
     
    Olası sorunlar arasında ilk aklıma gelen iMac'in normalde de ısınan bir alet olması nedeniyle aşırı ısınarak kendisini kapatıyor olması geldi, çünkü herhangi bir yazılımsal problem düşündürecek log dosyası yoktu. iMac'in son ana kadar sürekli ısınıp fanları yüksek devirlerde çalıştırması (muhtemelen sessiz olması için bu şekilde ayarlı) problemi nedeniyle ısınıp kapanma daha olası geldi. Bu nedenle öncelikle Macs Fan Kontrol yazılımını kurdum, gerçekten de çekirdek sıcaklıkları 95-96 dereceye ulaşıyordu, heatsink ise 60 dereceyi ancak görüyordu. iMac içerisinde yaptığım modifikasyonlar nedeniyle de bazı problemler olmuş olabilirdi, bunların başında hdd altında bulunan fanın 5000 devirlerde çalışmasını önlemek için hdd ısı sensörünü devredışı bıraktığım için de ısınıyor olabilirdi. Yaptığım tüm zorlama denemelerinde alet kilitlendi, yine zorlamadan da uyku modunda da kapanıp açılmalar giderek arttı. Uygun olduğum bir zamanda iMac'i yine açtım.
     

     
    Burada sol alt köşede gördüğünüz işlemcinin heatsink'i ancak işlemci tam ortada ve ssd'nin üstünde kalıyor. Yine sağ üstte gördüğünüz heatsink ise ATI Radeon ekran kartına ait. Bağlantı noktalarına ait çok sayıda video var ama çok kolay bir işlem, hepsini dikkatlice söktüğünüzde anakart ve ekran kartı-heatsink olduğu gibi çıkıyor.
     

     
    Sökülmüş hali de yukarıda gördüğünüz gibi. Bunları sökmek zorundayız çünkü direkt olarak heatsinki çıkarmak mümkün değil maalesef. Öncelikle işlemcinin heatsinkine bakalım :
     

     
    4 köşedeki vidaları çıkarında işlemci heatsinki çıkıyor, ısı sensörünü de çıkarmayı unutmayın. Apple buradaki vidanın üzerine etiket yapıştırarak ironi mi yapmak istemiş bilemiyorum ama buraya gelene kadar her vidayı sökmek gerekiyor zaten
     
     
     
    Sökülmüş haline bakınca macun aşırı derecede kuru ve işlemciyle temas çok noktada kesilmiş haldeydi, burada Apple'ın bu kadar adi bir termal macun kullanması gerçekten can sıkıcı, 8 senede kurumuş çöp olmuş diyebilirsiniz ancak ekran kartında durum öyle değildi maalesef. Apple çok büyük ihtimalle tedarik aşamasında ekran kartına iyi bir macun kullanırken işlemcide bunu yapmamış. Ekran kartının neredeyse her noktası için heatsink'e temas sağlanmıştı ve macun halen kıvamını koruyordu. İşte bu da ekran kartı :
     

     
    Güzel bir temizlik sonrası görüntüler :
     
     
     
    En son olarak Vatan Bilgisayar'dan 20 TL'ye aldığım termal macunu sürdüm.
     

     
    Tüm bunları yaptıktan sonra genel bir toz temizliği de yapıp iMac'i tekrar toparladım ve açtım. İlk açılış sonrası maalesef 95-96 dereceleri görmeye devam ettim. Alet 15 dakika sonra yine kilitlendi, hatta gün boyunca bu süreç devam etti ve ben Amazon'dan usb-c 4k monitör bakınmaya başladım. Philips güzel bir monitörü Avrupa pazarına da sunmuş onu fark ettim. Tam siparişi verecekken biraz daha işim olduğu için iMac'i açtım ve sürpriz alet hem güzel çalışıyor hem kilitlenmiyor hem zorlamalara rağmen durmuyor vs. Macs Fan Kontrol'ü açtım, Adobe Premiere Pro'yla çalışırken bile 92-93 dereceyi görüyor en fazla ve heatsink bu esnada 70 dereceye kadar çıkıyor ve fanlar otomatik olarak devreye giriyordu.Kısacası herşey düzelmişti. @OnLyTNT sağolsun hatırlattı, macun sürüldükten sonra 1-2 gün içerisinde oturuyor ve gerçekten de durum bundan ibaretti. Sorunum çözülmüştü. Bir gecemi aldı ancak şu anda iMac'im ilk aldığım gün gibi çalışıyor ve ekstra bir masraf yaptırtmadı bana, 20 TL'yi masraf olarak kabul edecek olursak tabi  9. yılda da görüşmek üzere...
     
     
     
  12. OnLyTNT liked a blog entry by pentaman, 27" 2010 orta iMac'in suyunu çıkarmak   
    Yaklaşık 8 senelik iMac'im son 3-4 aydır önceleri az sonraları giderek artan miktarda kapanma, kilitlenme, uykudayken kapanıp açılma gibi problemler yaratmaya başladı. Ömrünü tamamladığını düşündüğüm için önemsemedim ancak iMac güncellemesi de yapmak istemedim, bunun yerine uygun bir usb-c girişli monitör ararken bir süre daha idare edebilir miyim ? sorusunu sordum kendime ve neler oldu bakalım ?
     
    Olası sorunlar arasında ilk aklıma gelen iMac'in normalde de ısınan bir alet olması nedeniyle aşırı ısınarak kendisini kapatıyor olması geldi, çünkü herhangi bir yazılımsal problem düşündürecek log dosyası yoktu. iMac'in son ana kadar sürekli ısınıp fanları yüksek devirlerde çalıştırması (muhtemelen sessiz olması için bu şekilde ayarlı) problemi nedeniyle ısınıp kapanma daha olası geldi. Bu nedenle öncelikle Macs Fan Kontrol yazılımını kurdum, gerçekten de çekirdek sıcaklıkları 95-96 dereceye ulaşıyordu, heatsink ise 60 dereceyi ancak görüyordu. iMac içerisinde yaptığım modifikasyonlar nedeniyle de bazı problemler olmuş olabilirdi, bunların başında hdd altında bulunan fanın 5000 devirlerde çalışmasını önlemek için hdd ısı sensörünü devredışı bıraktığım için de ısınıyor olabilirdi. Yaptığım tüm zorlama denemelerinde alet kilitlendi, yine zorlamadan da uyku modunda da kapanıp açılmalar giderek arttı. Uygun olduğum bir zamanda iMac'i yine açtım.
     

     
    Burada sol alt köşede gördüğünüz işlemcinin heatsink'i ancak işlemci tam ortada ve ssd'nin üstünde kalıyor. Yine sağ üstte gördüğünüz heatsink ise ATI Radeon ekran kartına ait. Bağlantı noktalarına ait çok sayıda video var ama çok kolay bir işlem, hepsini dikkatlice söktüğünüzde anakart ve ekran kartı-heatsink olduğu gibi çıkıyor.
     

     
    Sökülmüş hali de yukarıda gördüğünüz gibi. Bunları sökmek zorundayız çünkü direkt olarak heatsinki çıkarmak mümkün değil maalesef. Öncelikle işlemcinin heatsinkine bakalım :
     

     
    4 köşedeki vidaları çıkarında işlemci heatsinki çıkıyor, ısı sensörünü de çıkarmayı unutmayın. Apple buradaki vidanın üzerine etiket yapıştırarak ironi mi yapmak istemiş bilemiyorum ama buraya gelene kadar her vidayı sökmek gerekiyor zaten
     
     
     
    Sökülmüş haline bakınca macun aşırı derecede kuru ve işlemciyle temas çok noktada kesilmiş haldeydi, burada Apple'ın bu kadar adi bir termal macun kullanması gerçekten can sıkıcı, 8 senede kurumuş çöp olmuş diyebilirsiniz ancak ekran kartında durum öyle değildi maalesef. Apple çok büyük ihtimalle tedarik aşamasında ekran kartına iyi bir macun kullanırken işlemcide bunu yapmamış. Ekran kartının neredeyse her noktası için heatsink'e temas sağlanmıştı ve macun halen kıvamını koruyordu. İşte bu da ekran kartı :
     

     
    Güzel bir temizlik sonrası görüntüler :
     
     
     
    En son olarak Vatan Bilgisayar'dan 20 TL'ye aldığım termal macunu sürdüm.
     

     
    Tüm bunları yaptıktan sonra genel bir toz temizliği de yapıp iMac'i tekrar toparladım ve açtım. İlk açılış sonrası maalesef 95-96 dereceleri görmeye devam ettim. Alet 15 dakika sonra yine kilitlendi, hatta gün boyunca bu süreç devam etti ve ben Amazon'dan usb-c 4k monitör bakınmaya başladım. Philips güzel bir monitörü Avrupa pazarına da sunmuş onu fark ettim. Tam siparişi verecekken biraz daha işim olduğu için iMac'i açtım ve sürpriz alet hem güzel çalışıyor hem kilitlenmiyor hem zorlamalara rağmen durmuyor vs. Macs Fan Kontrol'ü açtım, Adobe Premiere Pro'yla çalışırken bile 92-93 dereceyi görüyor en fazla ve heatsink bu esnada 70 dereceye kadar çıkıyor ve fanlar otomatik olarak devreye giriyordu.Kısacası herşey düzelmişti. @OnLyTNT sağolsun hatırlattı, macun sürüldükten sonra 1-2 gün içerisinde oturuyor ve gerçekten de durum bundan ibaretti. Sorunum çözülmüştü. Bir gecemi aldı ancak şu anda iMac'im ilk aldığım gün gibi çalışıyor ve ekstra bir masraf yaptırtmadı bana, 20 TL'yi masraf olarak kabul edecek olursak tabi  9. yılda da görüşmek üzere...
     
     
     
  13. pentaman liked a blog entry by lawnmower, Kiminin parası, kiminin duası   
    Kiralık daireler için bir kadın aradı. Gelinlik satışı yapacaklarmış. Doğrudan fiyat sordu. Söyledim. "Biz işe yeni başlıyoruz, bize birşeyler yapamaz mısınız?" dedi. Ben de yapamayız, bunlar net rakamlar dedim. Bakınız pazarlığa başladık ama şu noktada halen kirada indirim isteyen kişinin tutacağı mülk hakkında hiçbir fikri yok. Daireleri görmek bir yana, içi yeni mi, eski mi, kaç metrekare, kaç odalı, nasıl ısınıyor, bunları bilmiyor, ilgilenmiyor bile. Sadece indirim (ikram) istiyor.
     
    Sonra kadın "biz hatim indiriyoruz, biz indirdikçe size de sevap yazılır" dedi. Bende kayış koptu o anda. "Hanımefendi daha tutacağınız yeri görmediniz, neyi nereye indiriyorsunuz? Bana ne sizin hatminizden, herkesin ibadeti kendinedir" dedim. Kadın hala sevap kazanacaksınız filan diyor. Kibarca kapatmaya çalıştım, olmadı. Suratına kapatmak zorunda kaldım. Daha ilk baştan "kiminin parası, kiminin duası" moduna girmiş, kazıklayacak adam arıyor hatimci abla.
  14. stardust liked a blog entry by pentaman, 27" iMac 2010 Orta Modelinde Xeon Sistemimizi Target Mode Olarak Çalıştırıyoruz   
    Uzunca bir süredir 2010 orta model imac'im premiere pro gibi güç gerektiren uygulamaların altından kalkamıyor. 45 saniyelik herhangi bir efekt eklenmemiş video render işlemi 2 dakikadan uzun sürüyor. Yine harici disk üzerinden dosyaları mpeg2 olarak kopyalamak 20 dakikayı buluyor bazen. En son kongre öncesinde sunum için videoyu hazırlarken 3 defa yüksek sesli bip uyarısı sonrasında imac kendini kapattı ve sıcaklık azalana kadar açılmadı maalesef. Burada biraz benim daha önce yaptığım modifikasyonların da etkisi var tabi ki, özellikle superdrive yuvasına taktığım ssd'nin üzerindeki ısı sensörünü sonradan kasanın kendisine yapıştırmam nedeniyle fan 2000 devirde çalışmıyor haliyle. Tabi bu kadar sesli çalıştıktan sonra konfor da kalmıyor, orası da ayrı bir mevzu. iMac'imden vazgeçmek istememem (özellikle stabil bir sistem olması, internet, ofis işlerinde vs. güvenilir olması gibi durumlardan, yine evdeki time capsule, airport Express, ipad, apple tv gibi apple ekosisteminden dolayı) ve iMac Pro'nun Türkiye beklenen fiyatının girişte 25.000 TL, benim istediğim 18 çekirdekli modelinse muhtemelen 32.000 TL civarında olması ihtimali nedeniyle sadece işlemci güncellemesi için bu kadar para vermeyi uygun bulmadım. 
     
    Apple 2009 ve 2010 iMac'lerde thunderbolt (minidisplayport'la birebir aynı şey, sadece çift yönlü aktarımla ilgili farklıklıklar var) çıkışı aynı zamanda target mode (hedef modu) ile imac'in ekran olarak kullanılabilmesini mümkün kılıyor. Bu özellik 2010 sonrasındaki imac'lerden kaldırıldı maalesef. Bunda bu özelliğin aşırı kullanışlı olmasının da etkisi var tabi ki. Öncelikle belirtmem gereken hedef modu/target mode kesinlikle Windows tabanlı bir PC'den görüntü alınmasını sağlıyor, bazı forumlarda sadece mb pro gibi thunderbolt çıkışlarından görüntü alınabildiği yazılmış ancak tamamen yanlış bir bilgi. 
     
    İşe Windows tabanlı iş istasyonumuzu kurarak başlıyoruz. Kuracağımız sistem :
    - Asrock EP2C612 WS Anakart
    - Xeon E5-2696v3 2.3ghz 18c36t işlemci
    - 4x8 gb non ECC 2133 Mhz DDR Ram
    - Samsung Evo 850 1TB SSD
    - Silverstone Prime Platinum 1000W PSU
    - Corsair H100i v2 AIO soğutucu
    - Corsair Graphite 780T kasa
    - EVGA 1050Ti 4 GB ekran kartı
    - Pioneer Blu Ray yazıcı bileşenlerinden oluşuyor. Asrock anakart ve E5 Haswell seçmemizin bir nedeni bir bug nedeniyle modlama sonucunda işlemcimizi turbo modunda kullanabilme özelliği. Bu özelliği nedeniyle bu işlemci şu anda piyasada karaborsa olarak satılıyor maalesef.
     
     

    Her nedense düzenleme aşamasında yazdıklarım uçup gitti ve tekrar yazmaya başladım. İş istasyonu kurmaya başladığımızda önümüze çıkan engellerden ilki SSI EEB anakartlara uygun bir kasa bulabilmek. Graphite 780T kasa e-ATX uyumlu ve 12"x13" boyutuyla SSI EEB ile aynı boyutlarda anakart sığsa bile maalesef anakartın oturduğu 4 delik farklı yerlerde, bunu uydurabilmek için e-ATX uyumlu 4 vidayı söküp 3.3 mm demir matkap ucuyla, akülü şarj cihazını kullanarak delik açmak lazım. Ardından üstteki resimlerde görüldüğü gibi anakartı takıyoruz.

    Şu anda tek işlemci kullandığım için kasa oldukça ferah, radyatörü kasanın üstüne yerleştirdim, bana geniş alanlar kaldı bu sayede. Ardından bilgisayarımız çalışır hale geliyor. iMac hedef modunu kullanmadan önce ekran kartımızdaki displayport çıkışından aldığımız görüntüyü minidisplayporta çevirmemiz gerekiyor. Bunun için gerekli kablo Hepsiburada'da satılıyor. 30 TL civarında oldukça ucuz bir kablo. Bu kabloyu takıyoruz ve ardından iMac'imizi açıyoruz. Hedef modunda çalıştırabilmek için iMac'in açık olması gerekiyor. iMac açıldıktan sonra bilgisayarımızın güç düğmesine basıyoruz ve iMac ekranı bir anda kararıp geri geliyor. Sonrasında cmd + F2 tuş kombinasyonuyla bilgisayara geri dönüyoruz. Bu aşamada çok kolay unutulabilecek birşey klavye ve fare, yeni bilgisayarımızın klavye ve faresi ayrı bu yüzden bunu unutmamak lazım. Bios'un default ayarlarıyla direkt açtığımız bilgisayarımıza windows kurmak çok kolay oluyor. Daha güzel olansa cmd + F2 kombinasyonuyla OS X ve güçlü bir windows pc arasında rahat geçiş yapıyor olabilmek. Displayport aynı zamanda ses iletimini de gerçekleştirdiği için iMac'in hoparlörlerini aktif olarak kullanabiliyoruz windows üzerindeyken. Bu da ayrı bir güzellik. Apple hedef modunu kaldırarak bizlere kötülük yaparken kendisine oldukça büyük bir iyilik yapmış aslında, özellikle Xeon ihtiyacı olanları kendisine muhtaç bırakmış, elinizde 2009-2010 iMac varsa yanlışlıkla atmak veya satmak gibi şeylere girişmeyin, sonuç çok güzel oluyor :

    İş istasyonunu kurarken yardımları için @Whooosh'a ayrıca teşekkür ederim.
  15. pentaman liked a blog entry by lawnmower, Tofaş / Renault vergisi   
    Bu bizdeki arabaların motor hacmine göre vergilendirilmesi sistemi, daha doğrusu bu sistemin 1.6L üzeri motor hacmine sahip arabaya bineni cezalandıracak şekilde ayarlanması çok yüksek ihtimalle bu sistem ilk geldiği zaman yerli otomobil endüstrisini koruma amaçlı yapılmış birşey. İstisnalar haricinde Türkiye'de üretilen arabalar hep küçük motorluydu. Dünya genelinde ortalama sayılan 2.0L motor bizim üreticilerin pek bulaşmadığı bir hacimdi. Haliyle büyük motorlu araba = ithal araba gibi bir durum vardı. Özellikle gümrük birliği sonrasında ithal arabaya ekstra bir vergi koyulamadığı için büyük ihtimalle bu şekilde ithal araba alanı cezalandırarak yerli endüstriyi teşvik etmek istediler. Tabi yine çok yüksek ihtimalle bunu devleti yönetenler değil, yerli araba üreticileri akıl etti. Bizim geçen yıllarda isyan ettiğimiz Vestel vergisinin bir benzeri yani bu da. Tabi o zaman bunu "büyük motor çok yaktırıyor" yalanının arkasına saklayarak milleti ikna ettiler. Makas git gide açıldı, normal olanı kullanan bile cezalandırılıyor artık. Millet olarak her arabayı olabilecek en küçük motorla almayı tercih eder olduk.
     
    Küçük motor tüketimi düşürmez. Sadece rölantideki tüketimi düşürür (ki artık Stop / Start sistemleri sayesinde o da pek kalmadı). Küçük motor arabayı sürücünün talep ettiği gibi hareket ettirecek gücü üretebilmek için daha yüksek devirde çalışmak ve daha fazla zorlanmak zorundadır. Bu da hem tüketimi arttırır, hem de motoru daha fazla yıpratır. Yıpranan motorun onarımında kullanılan parçalar da yine ithal parçalar, çünkü araba yerli olsa bile motor yurtdışından geliyor. Kazık her türlü bize giriyor yani. Maalesef kendini bu konuda uzman olarak tanıtan bazı dingiller bu küçük motor = az tüketim yalanını millete yedirdikleri için kimse itiraz etmiyor bu duruma. İtiraz edenler vergi zammına itiraz ediyor, sistemin komple yanlış olmasına değil. Halk ciddi şekilde isyan etmediği için de bu sistem böyle devam edecek, iktidar değişse bile bu değişmeyecek. Biz de çekmeyen arabalara çok para vermeye devam edeceğiz.
  16. Mr.Smith liked a blog entry by pentaman, iMac, Airport Time Capsule ve muhtelif diğer bilgisayar parçaları için masa yapıyoruz (Vol. 2)   
    Masanın boyası hariç her aşamasını bitirdiğim halde birkaç gündür yoğunluktan yazamadım. Çalışma odamı da eş zamanlı yaptığım için biraz gecikme oldu. Son haliyle ahşap koruyucu da uyguladığım hali yazının en sonunda yer alıyor. Masanın iskeletini yaparken ortadaki destek çıtasının civata ile tutturulmaması ve yine tek çıta olması nedeniyle üzerine koyacağım tablaları yeterince destekleyemeyeceğini düşündüm. Öncelikle ortadaki çıtaya civata ilave ettim.
      
    Tablalar 2 parça halindeydi, 200x40 cm olan her iki tablayı iskelet üzerine monte ettim.
     
    Bunun için bolca köşebent kullandım. Masanın alttan görünümü de şu şekilde :

    Köşebent kullanımını abartmamın nedeni en ufak bir gıcırdamaya bile tahammülüm olmaması, esneklik çok sevdiğim birşey değil. İki tabla arasında milimetre bile etmeyecek kadar bir girinti kaldı, burasının düz olmasını istediğim için ahşap tamir macunu kullandım, macunun kuruması için 15 dk yeterli dese de 12 saat bekledim, üstünü zımparaladım ve sonrasında da ahşap koruyucu ile boyadım. Masanın son hali de bu şekilde :

  17. pentaman liked a blog entry by lawnmower, Entellektüel olmanın şartları   
    Ekşici kafası = mal kafası. Sabah gazete almaya giderken duvarda Ayşe Erbulak'ın Cinayet Sınıfı Başkanı diye bir kitabının reklam afişini gördüm. Televizyon filan izlemediğimden Ayşe Erbulak'ı da tanımam. Altan Erbulak'ın birşeyi olduğu belli de, nesi bilmiyorum. Kızıymış. Neyse, gelince kadını arattım Google'da. Ekşi Sözlük linkine tıkladım belki kitaplarıyla ilgili yorum vardır diye. İlk birkaç madde kadının yaptığı işlerle (stand up gösteri, yazarlık filan) alakalı. İşte Norveç'te yaşıyormuş filan. Boş bir insan değil neticede, Altan Erbulak'ın kızı, boru değil.
     
    Neyse bir ara kadın homoseksüelleri sevmediğini söylemiş. Ondan sonra linç kampanyası başlamış. İşte onca kültür eğitim filan para etmiyormuş Türk kafası değişmiyormuş filan. Yav entellektüel olmak ibneleri sevmeyi mi gerektiriyor? İbneleri sevmek bizi daha batılı, daha modern mi yapıyor? İbne sevmeyen otomatikman cahil mi ilan edilecek? Diploması elinden alınacak mı?
     
    Homoseksüel de herkes gibi insandır, herkesin herkesi sevme veya sevmeme hakkı vardır. Saygı duyduktan, rahatsız etmedikten sonra kimse kimseyi sevmek desteklemek zorunda değil. Şu "entellektüel ibne sever", "entellektüel arada kendi de bir sakso çeker", "entellektüel azınlıkları destekler" gibi osuruktan kalıplardan kurtulmak lazım. Bizim başımızı toplumu ayrıştıran bu kalıplar yiyor.
  18. pentaman liked a blog entry by lawnmower, Yaz okulları / kampları   
    Ben öğrenciyken en nefret ettiğim şey yaz tatili için verilen ödevdi. Çocuğuz, zaten okul filan çocuk doğasına tam uygun birşey değil, ileride lazım olacak filan ama işte uyum sağlanması zor birşey. İşte o zor şeyin çocuğu rahat bıraktığı birkaç aylık yaz tatili dönemi sanki millete batıyormuş gibi rahat rahat tatil yapmasın çocuklar diye bir ton ödev verirlerdi. 
     
    Şimdi aynı zihniyet çocukları yaz kampına yönlendirmeye çalışıyor. Neymiş, öğrenilen şeyler yaz tatilinde unutuluyormuş. Hadi ya, ben de neden uzaya roket gönderemedik diye merak ediyordum, demek ki bu sebeptenmiş. Yaz okulları ve kampları sayesinde çocuklar o bilgileri hiç unutmayacak ve bu sayede roketlerimiz havalanacak birkaç sene sonra.
     
    Bu çocuklar unutuyor diye hayıflanılan bilgiler de zaten çoğu aslında bir boka yaramayan şeyler. Hangi nehir hangi vilayetlerden geçer, hangi dağın yüksekliği kaç metre, nerede ne yetişir, hangi padişah ne zaman doğmuş ne zaman ölmüş filan... Bunları hiç unutmayan bir çocuğun hayatında hiçbir olumlu değişiklik olmayacağı gibi, bu fuzuli şeyler gençlerin gerçekten işlerine yarayacak şeyleri öğrenmesini de engeller.
     
    Ne zaman televizyonda çocukların yaz kampına filan gitmesinin gerektiğini söyleyen birini görsem içimden (bazen de dışımdan) siktir git diyorum. Çocuklar yazın tatil yapsın, bari çocukken rahat etsinler.