Whooosh

CHW
  • Mesaj sayısı

    3.245
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    140

Mesajlar posted by Whooosh


  1. On 6/14/2021 at 1:32 PM, Whooosh said:

     

    Vay be, 3 sene 3 ay olmuş bu motoru alalı. Beraber güzel bir 3 sene geçirdik.

    Bu güne kadar kullandığım hiçbir taşıta bu kadar bağlanmamıştım. Düştüm, kaza yaptım, yolda kaldım, çamura saplandım, ıslandım.. Fakat günün sonunda bir şekilde devam edebildik. Mümkün olduğunca kendi ellerimle bakımını yaptım, parçalarını değiştirdim, kırılan yerleri yapıştırdım, macunladım boyadım.

    Fakat son 2-3 ay çok uğraştırdı beni, istisnasız her gün başka bir problem çıkardı ve artık çok yoruldum. Aslında sorun çıkarması dert değil, ben arabalarla motorlarla ilgilenmeyi, tamir etmeyi falan çok seviyorum ama bir şeyleri düzelmek için saatlerce uğraştıktan sonra bir şeylerin düzeldiğini görmeniz gerekiyor. Ertesi gün saatlerce uğraşıp düzeltiğiniz parçada başka bir sorun patlak verince işin tadı kaçıyor.

    Bu motorun karakterinden, gidişinden, duruşundan, dönüşünden, selesinden, yük kapasitesinden, yakıt sarfiyatından.... anlayacağınız her şeyinden çok memnundum. Ne eksik ne fazlaydı benim için, ben de gittim aynı motorun yeni modelinden aldım. (Böyle bir huyum vardır zaten, ayakkabım eskiyince bile gider aynı renk aynı modelden alırım)

    Biraz ibnemsi puştumsu bir rengi var ama olsun. O kadar ibnelik kadı kızında da olur.

     

     

     

    Bu aldığım motor da sıfır değil ama çok daha yeni ve temiz. Bir de bu iki model arasında çok ciddi değişiklikler yapılmış. Örtekisinde ilk defa denenen ve çok düzgün çalışmayan bazı özellikler bu modelde oturmuş artık.

    i-img1200x796-1618903847jc2yxu403915.jpg

     

     

    Eski motor ile ilgili aldığım yer ile görüştüm, dedi getir biz onu yaptırır (robotize aktarma sistemini tamir edemedikleri için mekanike çevirecekler) satarız fakat hem oraya gidebilecek kadar yürür hale getirmem lazım hem de benim sonradan eklediğim bazı güzel parçalar var, götürmeden onları değiştirmem lazım. O yüzden şimdilik kapıda iki tane motor duruyor. Allah'tan hanım burada değil :D

    3 gün sonra 1 seneyi dolduruyorum bu motorla.

    1 senede 6300km yol yapmışım. (Aylık ortalama 517km )
    Toplamda 260 litre benzin harcamışım. (Ortalama 4L/100km )

    Benzin, 1 set lastik ve birkaç yağ değişimi hariç masraf yapmadım.

    Omfs, quad, Mono and 2 others beğendi

  2. Bu güç tüketimlerinin böyle uçmalarının en önemli sebeplerinden biri de artık gpu ve cpu'ların fabrikadan overclock'lu olarak gelmeleri.

    Eskiden cpu'lar gpu'lar güç/performans olarak sweet spot'ları neredeyse o hıza sabitlenir öyle satılırlardı ve sweet spot'taki güç tüketimleri üzerinde yazardı. Siz manuel overclock yapınca bu değerin çok çok üstünü görürdünüz.

    O devir artık değişti, aletler artık kutudan çıkardığınzda soğutma izin verdiği sürece çıkabildiği en yüksek hıza çıkıyor, dolayısıyla o haldeki tüketimi ile lanse ediliyor.

    Frekanslar arttıkça performans oranla güç tüketimi deli gibi artıyor. 400-450 watt güç harcayan masaüstü yongaların mobil versiyonları çok daha düşük güç tüketimleri ile benzer performans verebilir.


  3. 10 tane falan bağlamaya gerek yok, tamamen pasif yapmaya da gerek yok. Sadece sıcak havayı tahliye edecek kadar hava akışı olduğunda iyi bir sıvı soğutma sıfır ses ile çalışıyor.
    Atıyorum normalde ince 240'lık rad ile çalışacak sisteme bir tane kalın 360'lık rad takıp 3 fanı minumumda döndürseniz bile yetiyor. Soğutma kapasitesi ihtiyacın bir tık üstünde ise fanların öyle jet gibi çalışmasına gerek yok, ısınan havayı radyatörden uzaklaştıracak bir meltem yetiyor.

    Pompa da aynı şekilde, sistemde akışı engelleyecek türbilans yapacak acayip eklentiler dirsekler falan yok ise sıvı sadece devirdaim etse yetiyor. Çünkü sıvı soğutma olayında şöyle bir paradox var; akış arttıkça soğutma sıvısının hem blok içinde hem de radyatör içinde geçirdiği süre kısalıyor ve dolayısıyla daha az ısı emip daha az ısıyı dışarı atıyor. Pompayı yavaşlatınca soğutma sıvısı blok ve radyatörde daha uzun vakit geçirdiği için daha sıvı daha fazla ısınıp daha fazla soğuyor. Sistem bir şekil dengeliyor kendini.

    Benim custom sistemde en çok ses yapan şey güç kaynağının fanıydı ki güç kaynağının zamanının "sessiz" olarak bilinen bir güç kaynağı olduğunu söyleyebilirim.


  4. 43 minutes ago, wazzap said:

    benim hayalim şuna benzer bir şey

    https://www.youtube.com/watch?v=Q2SIrV_4-dM

    fansız soğutma, 0 gürültü.

    İşlemcilerin soğutma konusunda ekran kartı yongalarına göre ne kadar geride olduğunu gösteren bir test olmuş.
    Su sıcaklığı ile gpu sıcaklığı arasında 5-6 derece oynarken neden cpu sıcaklığı ile su sıcaklığı arasında 60 derece oluyor?
    Delid ile falan kurtarılacak bir şey değil bu. Intel gitsin kendini uçurumdan atsın amk.

    Omfs and wazzap beğendi

  5. Ben hepsini kullandım.

     

    İyi bir custom gerçekten çok para tutuyor ama çöpe atılan bir şey değil. Ufak tefek değişikliklerle 20 sene kulanabiliyorsunuz.

    Kapalı devreler böyle değil. Bir süre sonra ya pompası arızalanıyor yada içindeki sıvı topaklanıp kanalları tıkıyor, böylece soğutma kapasitesi düşüyor. Açıp tamir etme temizleme şansınız yok gibi bir şey.
    İbneler tamir edilmez şekilde yapıyorlar. Açmaya çalıştığınızda yalama olsun diye yumuşak materyalden vidalar falan kullanıyorlar.


    Custom öyle değil. Gerektiğinde yedek parça alıp, sadece sıkıntılı yeri değiştirip kullanmaya devam edebilirsiniz.
    Ayrıca işin görsel kısmı da var.


    "Performans farkı yok " iddiasına cevap bile vermiyorum.

     

    Çoook iyi hava soğutucular var. Eğer bir engel yok ya iyi bir hava soğutma kullanılmalı yada custom yapılmalı.

     

    Quote

    mevcut zaten oda sıcaklığında ne kadar aşağı çekebilirsin ısı değerlerini? 

    Mevcut oda sıcaklığına kadar çekebilirsin. :D


  6. Şarj edilebilir kalem pillerle ilgili şöyle bir şey var.

    Standart alkalin piller tam dolu iken 1.5v sağlarken, şarj edilebilir Nimh AA piller 1.2volt'a kadar şarj oluyor. Dolayısıyla bazı cihazlarda tam dolu (1.2v) pil taktıktan çok kısa bir süre sonra "düşük pil" uyarısı almanıza sebep olabiliyor. Bu durum özelikle 4+ AA pil ile çalışan elektronik cihazlarda çok daha belirgin bir hale geliyor.

    4x 1.5v = 6V

    4x1.2v = 4.8V

    Hal böyle olunca şarj edilebilir pilleri teknik olarak hala dolu olsalar bile tekrar tekrar şarj etmek zorunda kalıyorsunuz.

    Diğer taraftan yeni "lithium" AA piller uyumlu şarj aleti ile 1.5 1.6 volta kadar şarj oluyor.


  7. 30.000 yağ için çok yahu.

    Yağ bir süre sonra ayrışıyor. Yoğun kıvamlı jelimsi kısım kartelin dibinde yada sibop kapağının orada oturuyor, yağlama etkisini önemli miktarda kaybetmiş akışkan kısım kömür karası şekilde devirdaim yapıyor.

    16.000 bence ideal, 20.000'e kadar sallanabilir ama sürekli 30 30 pek doğru değil.


  8. 14 hours ago, TiesTorN said:

    eh... lityum pili öldüren ana sebebin sürekli şarjda durmasının olduğunu 500 kere söyledim farklı konularda.

    Bilmemekten değil o, "göze alınan zarar" mı diyelim ona "expected loss" mu diyelim bilemedim ama "bu aleti sürekli şarjda tutarsak pili bozulacak ama zaten sabit fişe takılı bilgisayar hoparlörü olarak kullanıyoruz, pili bozulursa bozulsun amd"  sonucu gelişen bir durum.


  9. 15 hours ago, Najaz said:

     

    2. Oyunda cutscene yok. Böyle olunca hikayeden kopuyor insan; hikaye bütünlüğü sağlanamıyor.

    Nasıl yahu!

    Tam tersine cutscene olmaması oyunu bütünleştirir. Half life bunun ilk örneklerindendir.

    epi beğendi

  10. Motoru aldığımda önde yeni ama çin malı bir lastik, arkada ise artık betonlaşmış ve üzerinde diş kalmamış bir bridgestone vardı.
    Arka lastiği neden değiştirmediklerini yada değiştiremediklerini yeni lastik almaya karar verdiğimde anladım. Arkada 140/70-13 gibi piyasada pek de bulunmayan ölçüde bir lastik kullanılmış.
     

    Bu ölçüde arka lastik bulsam aynı model ön bulamıyorum, bir türlü takım olmuyor, bulduğum da 1-2 model.

    Baktım olmuyor arkaya 150/70-13 takayım dedim, enine boyuna bir tık büyüyor lastik ama sürtünecek yada takılmasını engelleyecek bir şey yok.

    ck445lcya01i90jo5zdx6e1da-city-grip-2.fu

    Bir takım Michelin City Grip 2 aldım, lastikler dün elime ulaştı, bugün de montajını yaptım. Test sürüşüne çıkınca ağzım açık kaldı. 
    Bu güne kadar bildiğin odun üstünde gidiyormuşum. Lastik değiştirince sürüşün iyileşeceğini biliyordum ama böyle gündüz gece gibi bir fark olacağını tahmin bile edemezdim.
    Herşey değişti, titreme, yol tutuşu, fren mesafesi, yakıt tüketimi, gidonun yumuşaklığı değişti, kalkışı, gidişi, hızlanması bile değişti. Benim 40 yıllık motor gitti başka bir motor geldi.

    Bu kadar değişeceğini bilseydim ilk gün değiştirirdim lastikleri.
    Otomobilde böyle bir fark yok, arabanın lastiklerini değiştirince böyle belli belirsiz bir fark oluyor.

    quad, Mono, yarimpower and 1 other beğendi

  11. 36 minutes ago, TiesTorN said:

    kışın tabi ki 100c'ye çıkması daha uzun sürüyor ama yine de çıkıyor (termostat bozuk değilse). zaten o noktada önemli olan "cold start" esnasındaki akışkanlığı, onu da zaten yağın başında rakam belirler (0w-5w-10w vs.) 2. rakamın o noktada bir anlamı yok. 2. rakam motor çalışma sıcaklığına ulaştıktan sonra önemlidir ki o noktada da zaten hava şartları soğuk ya da sıcak olmuş bir önemi yok.

    Soğuk çalışma ile optimal sıcaklığa ulaşana kadar geçen süreyi atlıyorsun. Sen 0 derecedeki akışkanlığı yada 100 derecedeki akışkanlığı değiştirince 80c'deki akışkanlık da değişiyor. İşte o optimal sıcaklığa ulaşana kadar geçen süre içerisinde o değer önem arzediyor. Yoksa ısındıktan sonra bir önemi yok. Mevzu 100 derece ikenki akışkanlık değil, o sıcaklığa ulaşırken geçilen sıcaklık/akışkanlık eğrisi

    Kimi insan aracın ısınmasını beklemez (misal kendim), böyleler için akışkan yağ her zaman iyidir.

    5-40 zaten yağın 4 mevsim olanı diyebiliriz. İstanbul gibi bir yerde 5-40 koy geç yaz kış.

    Adam yaz kış farklı yağ kullanmak isterse de kullansın, zararı yok. Zaten yağ herşekilde değişiyor, değişirken mevsim kışa giriyorsa ona göre yağ koymasında sakınca yok.
    Yağa gelene kadar araç sahiplerinin yaptığı milyon çeşit tuhaflıklar var.


  12. On 3/22/2020 at 6:50 PM, Whooosh said:

    Vava 720p bebek kamerası

    61ToxSWjJvL._SL1500_.jpg

    Spoiler

     

    İlk çocukta Motorola'nın bir bebek kamerasını kullanmıştık, çok faydasını gördük fakat çocuk büyüdükçe o da yıprandı eskidi ve bozuldu.
    Birkaç ay içinde ikinci çocuk geliyor ve yeni bir kameraya ihtiyacımız var. Bir kaç kriter belirledim.


    1- İnternet erişimi olmayacak. Uzaktan erişilebilen bir kamerayı çocuğun odasına koyma fikri hoşuma gitmiyor. Varsın telefondan, iş yerinden bağlanıp bakmayayım ama kafam rahat olsun.

    2- Çekim mesafesi iyi olacak. Önceki Motorola kamerada bu biraz sorun oluyordu, evin içinde bile görüntü/ses kesiliyor diğer kablosuz cihazlarla etkileşime giriyordu.


    3-Pan-Tilt. Yine önceki kameramızda bunun eksikliğini çok yaşadık. Kameranın üstünde ekran falan olmadığı için elinizde monitör yoksa ezbere ayarlamaya çalışıyorsunuz, ayarlıyorsunuz ama çocuk kadrajdan çıkıyor falan, yani uzaktan motorlu pan/tilt lazım.

    Bu VAVA benim başlıca kriterlerimin hepsini karşılıyor ve fazladan yüksek görüntü kalitesi, iki yönlü ses, usb-c/micro-usb adaptör/şarj aleti desteği, büyük ekran, büyük pil gibi güzellikleri var. Bizim önceki kamerada yaşadığımız bütün sorunlar bunda çözülmüş.

    Wifi yok. Yine 2.4Ghz bandını kullanıyor ama kendine özgü şifreli bir bağlantısı var. İlk çocuktaki cihaz da böyleydi.


    Misal önceki motorola cihazda hem kameranın hem de monitör ünitesinin kendine özgü doğrudan prize takılan elektrik adaptörleri vardı, süreki bunları da yanımızda taşımamız gerekiyordu. Bu modelde kamera ünitesi micro usb, monitör ünitesi ise usb-c güç girişine sahip,  dolayısıyla istediğiniz cep telefonu şarj aletini yada taşınabilir bataryayı kullanabiliyorsunuz. Çünkü bazen kamerayı koyduğunuz yerde elektrik olmuyor yada bazen çocukla birlikte kamerayı da başka odaya başka eve taşımak zorunda kalıyorsunuz, sabit adaptör tamamen ayak bağı. Denemek için kamerayı 10.000'lik powerbank ile çalıştırdım, sabaha kadar açık bıraktım sabah powerbank'ın şarjı hala %60'ın üstündeydi. Kablosu yetişmezse de usb uzatma kablosu takar uzatırsın.


    Görüntü kalitesi gayet iyi. Öyle iddia ettiği gibi "gerçek 720p" yada kutusunun üstündeki fotoğraflar gibi falan değil ama yeterli. Çözünürlük yüksek olduğu için digital zoom'un da bir manası oluyor.

    Çekim mesafesi çok iyi, en azından bu cihazda evin içinde çekmediği bir yer yok ve başka kablosuz cihazlarla etkileşime girmiyor. Önceki kamerada monitörün yanında cep telefonunun wifi'si açıksa görüntü kesiliyordu yada bazı kör noktalarda kesinlikle sinyal almıyordu.

    Fiyatı normalde biraz tuzlu, Türkiye'de ise 2 kat tuzlu ama ben yurt dışından open-box olarak Türkiye'deki fiyatının çeyreğine alabildim.

     

     

    2 yıl sonra biz bu aletin monitör kısmını bozduk. Artık düşmekten mi bozuldu yoksa üzerine dökülen çeşit çeşit sıvılardan mı bozuldu bilmem ama monitör kısmı sizlere ömür.
    Bebek kamerası elimiz ayağımız oldu, onsuz yapamıyoruz. Yeni bir tane almak şart oldu.

    Bugün başka bir şey almak için dükkan dükkan gezerken bir outlet mağazasında aynı modelin 2 kameralısını buldum. Kutusu biraz yıpranmıştı ama içindekilerin jelatini üstündeydi. Pazarlıkla 68$'a aldım. Normal US fiyatı 280$. Tr fiyatını hiç sormayın, kafayı yemişler.


    4 kameraya kadar desteklediği için önceki bozulan setin kamerasını da sisteme ekleyip 3 kameralı bir sistem kurabiliyorsunuz. Şimdi evde çocukları her açıdan dikizleyebileceğiz :D 

     

    2_720x_f2a20913-1481-4128-9ea5-2f1e3fa77

    pentaman and Omfs beğendi

  13.  

    On 2/3/2022 at 11:44 PM, TiesTorN said:

    ya bu milletteki "kışın ince yağ koyun yazın kalın yağ koyun" kafası nedir çözemiyorum. motorun çalışma sıcaklığı her zaman aynı, dış sıcaklıkla yağın ne ilgisi olabilir? sadece soğuk motoru çalıştırırken farkeder ki onda da yağın soğuk vizkozitesi 0-10 arasında olduğu sürece zaten hiç bir sorun yok.

    adam diyor mesela yazın 5w40 kullanıyorum, kışın 5w30. tamam da neden? motor kışın da 100c de çalışıyor yazın da? değişmiyor ki.

    Eğer yaz kış 100 derecede çalışıyorsa sorun yok. Fakat her araç çat diye 100c'ye çıkıp orada durmuyor. Kimi araç kışın optimal çalışma sıcaklığına ulaşmakta zorlanıyor, kimisi ise yazın rampada yada sıkışık trafikte soğutmada sıkıntı yaşıyor.

    Büyük motorlu büyük radyatörlü sağlıklı bir araç için İstanbul gibi yazı da kışı da "ılık" geçen bölgelerde dediğin gibi çok önemli değil. Yağ olsun da ne olursa olsun.

     


  14. Ben ilk indirime girdiğinde alıp oynamıştım, bu hafta yeniden başladım.

    İnternette arattığımda bulamadım ama 1.31 yaması ile oyundaki The Office dizisinin beyin cerrahı göndermesini kaldırmışlar sanırım. Muhtemelen dizideki diyaloğu birebir aldıkları için telif yediler.


  15. Matrix de kurban gitmiş.
     

    İlk hali "iyi" yada "çok iyi" olan bir şeyi devamını yapmak, remake yapmak, remastered falan yapmak çok riskli bir iş. Bu film olur dizi olur oyun olur müzik olur farketmez, hepsi için geçerli. Başarı şansı çok düşük.

    Buradan yapımcılara sesleniyorum, tamamen yeni bir şey yapamıyorsanız (ki bunu anlıyorum) lütfen geçmişte kötü yada orta kalitede yapılmış işlerden başlayın.

    Senaryosu çok iyi ama oyuncuları kötü olan biri işi alın, yada senaryosu ve oyuncuları iyi ama kötü çekilmiş bir işi masaya yatırın. Tutup da geçmişten senaristi iyi, oyuncuları iyi, yönetmeni iyi, görüntü yönetmeni iyi olan bir filmi alıp devam çekmeye çalışırsanız işte böyle bok oluyor. Özellikle de aynı ekibi bir araya getiremeyince.

    Şunu da ekleyeyim, bir de zamanın ruhu diye bir şey var. O bullet time'ı ilk gördüğümüzde o Ajan Smith ordusu ile dövüş sahnesini ilk gördüğümüzde afallamıştık, çünkü daha önce buna benzer bir şey görmemiştik. Günümüzde bunlar çok sıradan şeyler, Ajda Pekkan kliplerinde falan kullanıyorlar böyle efektleri. Matrix'in şanına yakışır şekilde bizi böyle şaşırtacak daha başka bir şey olması lazımdı.

    Zamanın ruhu çok önemli. Bazen aynı ekibi toplasanız da aynı tadı alamazsınız. Bir "Nothing Else Matters" aynı ekipten çıkmaz misal.

    Adını unuttum, bu mermiye falso verdiren elemanlarla ilgili bir film var. Şimdi bu filmi insanlar çerezlik izledi geçti. Aynı film Matrix'den önce çekilmiş olsaydı ortalık yıkılırdı.

     

    Ha Martix 4 kötü bir film mi? değil fakat bir devam filmi olduğu için Matrix markasının altında ezilmiş.