kHanTW

Süper Moderatör
  • Mesaj sayısı

    1.227
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    26

Reputation Activity

  1. Mono liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in güle güle cupra hoşgeldin mazda   
    Güle güle kullanalım 
     
     Araca çok binme, öyle her kızı gezdirme, aracın manevi balansını bozma Çok da kullanma, tadını çıkar ondan sonra müşterisiyim  
  2. Mono liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in güle güle cupra hoşgeldin mazda   
    Güle güle kullanalım 
     
     Araca çok binme, öyle her kızı gezdirme, aracın manevi balansını bozma Çok da kullanma, tadını çıkar ondan sonra müşterisiyim  
  3. cherqes liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in Ebay, Aliexpress 'ten alınası ürünler .   
    İlerde birbirimize misafirliğe gidicez, hepimizde aynı oyuncak ev
  4. Büyülü Rüzgar liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in Bilgisayar ile müzik   
    Tatlı olmuş bence  
  5. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by hakancez in Dizi Tavsiyesi   
    Kitabin Turkce çevirisi rezillik hatta kepazelik seviyesinde. Merak edenler ne yapip edip yabanci dilde okusunlar. Benim en rahat okudugum dil Fransizca olunca ona dondum.
  6. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by MilesTeg in İzlenesi film tavsiyeleri ...   
     
     
    Smoke'u kim bilir kaçıncı kere izledim haftasonu. Bir arkadaşın evindeydik, izlemelerini özellikle istediğim için yanımda getirmiştim.
     
    Aslında bir üçlemenin ilk filmi Smoke. Lulu on the Bridge, Blue in the Face de diğer ikisi. Bunları da izlemek lazım ancak Smoke benim için çok özel bir filmdir.
    Hele final sahneleri ve müzik insanı bitirir. "You are innocent, when you dream!" İşin ilginci Amerikan-Japon ortak yapımı ama filmde Japon unsuru hiç yok. Sadece finansal katkıları var anladığım kadarıyla.
     
    Kadro sağlam, senaryo sağlam, müzikler sağlam. Hele bir de tütün tüketicisiyseniz doğrudan bağ kuruyorsunuz filmle. Ben sigara içmiyorum ama bu kadar etkilendim filmden.
    Film içinde bir sürü hikaye var, çoğu da anlatılan ve muhabbet konusu olan bir sürü küçük hikaye. Oldukça hayatın içinden bir film. Ayakları yere basan bir film izlemek isteyenler için eski olmasına rağmen dolu dolu bir film Smoke.
  7. analog liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in ps4 kırılmış.   
    Safım saf...
     
     PS4 kırılmış denince "analog'un ps4'ü kırılmış, yazık" dedim de girdim...
  8. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by ResetButton in Şuan ne dinliyoruz?   
    https://www.youtube.com/watch?v=REahRGXMEWs
  9. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Nescafé DOLCE GUSTO Mini Me Kahve Makinesi   
    İsmi Nescafe olan filtre kahve makinesi bana ismi Oralet olan narenciye sıkacağı gibi geliyor.
  10. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in Nostalji: Kaset Kültürü   
    Bu arada düşündükçe yeni anılar canlanıyor.
     
     Kendime göre güzel bir kaset kolleksiyonum vardı, çekme olanlar bir yana, düşük bütçeme göre ciddi sayılabilecek sayıda orjinalim vardı. Çekme kasetlerde de albüm kapağının fotokopisi (son zamanlara doğru renkli fotokopisi/çıktısı) alınarak cetvelle katlama noktalarının üzerinden (rotring kalemin metal ucuyla) geçilir ve kapağın muadili yapılırdı.
     
     Aklıma gelen bir detay, 90'lık kaset alınarak iki adet 45'lik albümün sığdırılması (son zamanlarda ise 100 lük kasetlerle 45'liği geçen standart dışı iki albümü sığdırmak) gibi optimizasyon işleriydi, bunlara kafa yora yora mühendis olduk zaten. 
     
    CD benim çocukluğumda da vardı aslında ama CD çalarlı cihazlar alınabilir rakamlarda değillerdi. Bir arkadaşım (hem biraz mali durumları iyi olduğu için, hem de anne baba ayrılığından şırmartıldığından dolayı) öyle bir sisteme (o sırada küçük bir masa büyüklüğünde oluyorlardı) sahipti, muhtemelen de ilk dinlediğim CD Manowar Kings Of Metal olmalı. (Sonra o çocuğun ilerde adam olmasını bekle )
     
    CD'ler zamanla yaygınlaştı, Bulgar CD denen "orjinal görünümlü çakmalar" piyasayı doldurdu, onlardan almaya başladık. CD çekmek hala imkansız bir şeydi, zamanla bilmemkim ODTÜ'deki cd çaları kullanabiliyormuş gibi "uzak ihtimaller" başladı, sonra da ciddi paralara 2x 4x, her 3 CD'den birini yakan meretleri aldık, zamanla da CD devrine komple geçtik.
     
    E tabi CD devrine geçince benim kasetler tükaka oldu, bir süre 87 model şahinimde kullanıldı sonra da o "çok ciddi arşivim" kutulara dolduruldu, önce odada bir yerlere, sonra da balkona bir dolabın içerisine koyuldu. İşçiler çalışırken o dolabın kırılması, yağmurlu bir havada 3. kattan çamura dökülmeleri ile haketmedikleri bir sona uğradılar. İnsanın yıllarca emek verdiği arşivini yağmurlu bir havada çamurların içinde görmesi, canhıraş aşağıya inmesi, göz ucu ile görece kıymetli olanları kurtarmaya çalışması falan, bir film karesi gibi... Hatırlayınca gene üzüldüm bak, halbuki çoktan unutulmuş bir sevgiliydi... 
  11. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in Nostalji: Kaset Kültürü   
    Valla çok ama çok keyifli bir yazı, gözlerim doldu Hızlıca aldığım notları yazayım
     
     - Daktilo mevzusu ilginçmiş, hiç aklıma gelmemişti.
     
    - Yıllarca Pentagram'ın Orjinal Trail Blazer albümünü aramıştım, bulunabilir edilebilir bir albüm değildi, herkeste çekimin çekimi vardı, bir gün Yüksel'de bir sokak satıcısında rastlayıp önemsemiyormuş gibi görünerek almıştım. Arşivin tamamını attım sattım kaybettim ama Trail Blazer hala bir köşede durur şimdiye kadar da canlı gördüğüm tek orjinal albüm kendi albümüm, sakın göstermeyini, büyü bozulmasın  (Bilmeyenler için, Trail Blazer Türk Metal Müziği denen şeyin tepe noktasıdır, Pentagram'ın sonraki albümleri dahil yaklaşan bir şey olmamıştır : https://en.wikipedia.org/wiki/Trail_Blazer_(album) ) 
     
    - Bize 24'lü 48'li satılan fakan bir halta yaramayan ingilizce öğretme kasetlerine hep çökesim ve üzerine müzik çekesim gelmiştir, ne yazık ki hiç o kadar cesur olamadım, geçtiğimiz yıllarda da kutusu içerisinde hiç kullanılmamış olarak attım gitti. (Type II idiler, hatırlıyorum, biz kıytırık rakslara çekerken onlar hep baş köşede durdular, işe yaramadılar)
     
    - Kafa temizleyiciler bende de vardı, bir çok arkadaşımda da olsa gerek ama TDK'nın saat pilli olan ürünü gerçekten çok nadir bir şeymiş, ilk defa görüyorum. 
     
    - Kasetlere bant yapıştırarak çekim yapabilmek, derinlerde kalmış gitmiş bir anı... Hatırladım, gülümsedim. Standart dışı kasetler de öyle hoş bir anı, boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz misali delirtirdi, kimse de "ilk yüzün sonunda 8 dakika boşluk" istemediği için bahsedilen abukluklar olurdu. 
     
    - Türk arabeskinin bir yansıması olan "aşık olunca aynı şarkıyı önlü arkalı defalarca çektirtip dinlemek" bence diğer milletlerde yoktur, not alınmalı  
     
    - Ben olsam yazıda bit pazarlarından aldığımız karambol kasetleri de yazardım. Bilmediğimiz bir sürü kaseti yerdeki satıcılardan beşer onar alır eve koşa koşa giderdik, artık ne çıkarsa... Genelde yabancı kasetlerin üzerine müslüm gürses vs. çekilmiş olurdu, ama hazine tutturduğumuz da olmuştu. Hiç bir fikrim yokken, kim olduğunu duymamışken , "Alan Parsons'tan Tales Of Mystery and Imagination, Edgar Allen Poe" albümünü tutturmuştum. (Bence tarihin gelmiş geçmiş en iyi albümlerinden biridir : https://en.wikipedia.org/wiki/Tales_of_Mystery_and_Imagination_(Alan_Parsons_Project_album) )
     
    - Arif Susam ? Hakkaten, Arif Susam be, galiba bir sebepten dolayı onun çaldığı tavernamsı yerden içeri girmişiliğim bile vardı. (Şu yaşta Arif Susam diyene Metin Milli derim, counter çıkarım )
     
    - Bende 5 hoparlörlü , Sony RX-100 diye bir müzik seti vardı, zamanında ciddi para vermiştim. RX-90 modeli ile farkı fazladan 5. hoparlördü, dolby molby dediler ama parçaları öğrenci odasına dağıtamadığım için stereo'dan hallice hiç kullanamadım. (Link bulmaya çalıştım ama zamana gömülmüş, Sony bile üzerine aynı kod adı ile fotoğraf makinesi çıkarmış) Tabi ciddi para diyorum da, baktım da Nakamichi CR-7 ler hala 2500 dolardan başlıyor, benim verdiğim para 1000 mark /o sırada öyle para birimi vardı/ civarındaydı herhalde. Hediye eden amcaya ben de rahmet diliyorum, çok muhterem bir adammış, insan böyle şeyleri hiç unutmuyor, şu an bu ülkede biraz olsun kültür varsa bu tip insanların da sayesinde... 
     
    - Bu arada @@hakancez, bakalım bu aşağıdaki resimdeki enteresanlığı (google kullanmadan) bilebilecek misin ?
     
     
     
    - Hatta (bunda bir soru yok ama) hazır cicileri ortaya çıkarmışım, bir de New Old Stock parça paylaşayım, bu kondüsyonda dünyada çok az olduğu kanaatindeyim
     

     
    PS: Tekrar @@hakancez : Sen DHW whatsapp grubunda yoksun değil mi, niye yoksun ?  
  12. ssHds liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in İzlenesi film tavsiyeleri ...   
    The Wave diyince şunu anlarım : http://www.imdb.com/title/tt1063669/ ve kesinlikle ama kesinlikle tavsiye ederim.
     
     
  13. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by SEP in Nostalji: Kaset Kültürü   
     
    Şundan mıydı @@kHanTW hocam?
     

     
    Ya da şu:
     

     
    Bizde de RX-77 vardı (hala var gerçi, duruyor ama tuşları falan doğru düzgün çalışmıyor).
  14. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in Nostalji: Kaset Kültürü   
    Ben de geçenlerde youtube da şu videoyu görüp nolstaji yapmıştım.
     

  15. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by hakancez in Nostalji: Kaset Kültürü   
     
    Normalde Stereo Mecmuası'nda her dakika bir yazı yayınlanıyor. Tahminen konular birçoğunuzu ilgilendirmiyordur ancak kaset yazısı CHW deki yaş kitlesini ilgilendirir diyerek linki ekleyeyim dedim. Benim kaset döneminden aklımda kalanlarla alakalı bir yazı. Sanırım bir çok ortak yorum çıkacaktır... 
     
    http://stereomecmuasi.com/2015/12/nostalji-kaset-kulturu.html
  16. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by Altan Yoklar in Şuan ne dinliyoruz?   
    .
    Yarın bir haftalık olacak oğlum Kaya için gelsin o zaman.
    .

  17. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by Chronos in Ebay, Aliexpress 'ten alınası ürünler .   
    @@kHanTW Benim 13" mac sığıyor içine ama ben taşımayı tavsiye etmem çünkü içine konulunca notebook tabana doğrudan değiyor. Malum notebook çantaları notebooku zarf biçimindeki yumuşak bölmesine koydurarak çanta yere sert bırakıldığında gelecek zararlara karşı koruyor. Ayrıca ölçüsü silme içine 13" girecek gibi o yüzden notebook dışında çantaya koyacaklarınız içindeyken bilgisayar zor çıkartılır, ben termos not defteri çakı meyve yemiş su vs koyduğum için notebooku ayrı taşıyorum.
    Hakan ben aldığımda koyu ve açık kahvesi vardı, koyusunu aldım. Hatta o zaman 10usd daha pahalıydı, şimdi düşmüş. alinin app ile alınca daha da düşüyormuş.
  18. atp liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in Dizi Tavsiyesi   
    Ben hala Walking Dead'e başlamadım, aslında bir denemek lazım, bol sezon birikmiş... 
  19. kHanTW liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Volkswagen skandali   
     
    Hocam zaten aklı başında adam böyle şeyler söylemez de, şimdi isim verip rencide etmek istemediğim, bu forumun da üyesi olan, aklı başında bildiğim kişiler de yazıyorlar "Oh olsun itlere, iflas ederler inşallah" diye. Bu olaya marka fanatizmiyle veya "ben alamıyorsam bok atayım" mantığıyla yaklaşmak yanlış. Volkswagen çoğu ülkede olduğu gibi ülkemizde de çok tutuluyor. Bir taraftan Doğuş otomotiv de garip bir satış politikası izliyor. Fiyatlar yüksek, bazen de saçma uzunlukta bekleme süreleri oluyor. Haliyle almak isteyip alamayan veya o fiyatı / bekleme süresini mantıklı bulmayıp vazgeçen çok oluyor. Bu kişilerin böyle bir olayda azılı VW düşmanı kesilmesi bana anlamsız geliyor. Çok iyi biliyorum, o kuyruk biraz daha kısa olsa veya fiyatlar biraz daha makul olsa o kişilerin önemli bir kısmı o ölümüne savundukları markayı değil, VW alacaklardı. Mantık ile hareket eden adam zaten fanatizm yapmaz. Bugün VW alır, yarın Peugeot alır, sonra onu satar Volvo alır, bütçesine ve şartlarına hangisi uygunsa onu tercih eder.
     
    İşin aslı daha önce de yazdığım gibi politik. Volkswagen hile yapmamış demiyorum, yapmıştır. Her firma bir şekilde hile yapıyor zaten. Teknik olarak açıklayayım. Emisyona dayalı vergilendirme sistemlerinin amacı aslında çevreye verilen zarardan çok tüketimi ölçmektir. Arabanın ortalama tüketimini ölçmek o kadar kolay olmadığından egzost borusundan çıkan gaza bakılır. Motor ne kadar verimli çalışıyorsa, ne kadar az yakıtla aynı gücü verebiliyorsa emisyonu da o kadar düşüktür. Bu yüzden AB ülkelerinde karbonmonoksit emisyonu ölçülür, buna göre vergilendirme yapılır. Ancak, motordan çıkan tek kötü gaz karbonmonoksit değil. Nitrojen Oksit (NOx diye de bilinir) gibi bazı diğer zararlı gazlar da çıkıyor egzost borusundan. Bunlar dizel motorlarda daha fazla, benzinli motorlarda daha az üretiliyorlar. Karbonmonoksit üretiminde ise durum tam tersi. Yani CO emisyonuna bakarsanız dizel daha temiz, NOx emisyonuna bakarsanız benzinli motor daha temiz.
     
    İşte iş bu noktada karışıyor. NOx insana zararlı bir gaz. Hatta, hamileliğini dizel araçların (bilhassa kamyon ve otobüslerin) çalıştığı otoban ve yollara yakın bölgelerde geçiren kadınların doğurduğu çocuklarda zeka problemlerinin daha fazla görüldüğü tespit edilmişti Fransa'da yapılan bir araştırmada (buradan büyük paralar verip Ataşehir'de filan otobana cepheli residence dairesi alanlara selam gönderiyorum). Yani Avrupa da bunun farkında. Ancak hep söylediğim gibi, işin içinde siyaset var. Dizel motor Avrupalı üreticilerin en önemli kozu. Ne Japon üreticilerde, ne de Amerikan markalarında doğru düzgün dizel motor yok. Kullanacakları zaman Avrupa'dan alıyorlar. Amerika'da Cummins filan var ama onların motorları kamyonet veya kamyonlar için, binek arabaya göre değil. Amerika'nın NOx üzerinde bu kadar durmasının sebebi de bu. Halk sağlığı filan diyorlar ama esas takıntıları Avrupalı dizellerin yaygınlaşmasını önlemek, çünkü kendilerinde rakip birşey yok, geliştirecek altyapı da yok. Yukarıda yazdığım gibi benzinli motorlar NOx açısından daha temiz. Yani tıpkı Nvidia ve AMD'nin reklamlarında kendilerinin güçlü olduğu kıstaslara odaklanıp en önemli şeyin o olduğunu söylemeleri gibi burada da Avrupa "dizelde CO salımı düşük, dizel çok çevreci" diyor, Amerika da "siz asıl NOx salımına bakın, benzinli araba hala daha çevreci" diyor. Yakın zamana kadar bu sıkıntı değildi, çünkü zaten dizel motor Avrupa haricinde pek tercih edilmiyordu. Ancak Avrupa markaları düşük CO emisyonunu reklam malzemesi yapıp "Clean Diesel" sloganıyla Amerika'da araba satmaya başlayınca iş değişti. Dedim ya, rekabet edecek birşey yok ellerinde. Elektrikli arabalar halkın çoğunun ihtiyacını karşılamaktan hala uzak, iyi olan modeller (Tesla Model S gibi) de pahalı.
     
    NOx emisyonunu aşağı çekmek tabii ki mümkün. Çeşitli kimyasal filtrelerle bu yapılabiliyor. Ancak bu filtreler hem pahalı, hem de sarf malzemesi listesine girip düzenli aralıklarla değiştirildikleri için bakım maliyetini yükseltiyorlar. AdBlue gibi sistemler yakıt haricinde ayrıca filtreleme sıvısının sürekli doldurulmasını gerektiriyor. Bu tüketicilerin pek hoşuna gidecek birşey değil, o yüzden üreticilere de çok cazip gelmiyor. Mercedes'in BlueTec teknolojisinin olayı bu zaten, onlar kullanıyorlar. Diğer üreticiler bildiğim kadarıyla bu topa girmemişler. Girmeyenlerden biri olan Volkswagen "nasıl olsa ABD pazarında çok fazla dizel satmıyoruz, bizim esas dizel pazarımızda da NOx ölçümüne bakılmıyor, o yüzden böyle teferruatlı bir sistem geliştirmeye gerek yok" demiş. Filtreleme sistemine yatırım yapmak yerine arabaya ölçüm esnasında motorun gücünü düşürüp NOx üretimini azaltan bir sistem entegre etmişler. NOx denen meret yüksek devirlerde ve yüksek sıcaklıklarda çok fazla üretiliyor. Motoru sakin ve serin çalışacak, fazla devirlenmeyecek şekilde sınırlandırmışlar işte.
     
    Peki diğer üreticiler ne yapıyor? Dediğim gibi, hemen hepsi bir şekilde hile yapıyor. Belki Volkswagen'in yaptığı hile çok büyük, ama bir kurcalansa hepsinden birşeyler çıkar. Daha önce de söylediğim gibi tüketim, emisyon, performans rakamlarında hile yapmayan üretici yok. Hepsi Amerika'da yapmıyordur belki hileyi, ama biryerlerde bir şekilde yapıyorlar. E bizde de Mercedes motor hacimlerinde hile yapıyor mesela. C180K ilk geldiğinde 1.8L motorluydu, sonra 1.6L motorlu oldu birden. Nasıl oluyorsa bu 1.8L ve 1.6L motorların tüm teknik özellikleri aynı, sadece birinin hacmi biraz daha düşük. ABD kadar büyük pazar değiliz tabi, ama bu da bariz şekilde vergi sistemini yanıltmaktır, çünkü 1.8L motor bir üst dilimden vergilenecekti, arabanın fiyatı daha yüksek olacaktı. O hileyse aha bu da hile, hem de kazık bizim devletimize giriyor. Kimse "ceza alıp batsınlar, oh olsun itlere" demiyor, ama konu Volkswagen olunca daha Volkswagen'in tam olarak ne yaptığını anlayamayan adam bile sanki kesilen cezadan kendisine de prim verilecekmiş gibi seviniyor. Eğer Amerika rakip kalitede dizel motor üretiyor olsaydı ve pazar payı vazgeçemeyeceği noktaya gelseydi NOx ölçümüne bakmazlardı, o yasa usulca değişirdi (veya hiç çıkmazdı). Benzer şekilde, eğer bu olay Volkswagen ile değil de, Fiat ile patlamış olsaydı yine bu olay hiç dillendirilmeden üzeri örtülürdü, zira Fiat'ı üzmek demek Chrysler'ı üzmek demek.
  20. Altan Yoklar liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in İzlenesi film tavsiyeleri ...   
    He ya, varmış, o zaman lan lı da konuşmayayım, makama uymaz  
     
     Dün CHEF filmini izledim, pek ortalıklarda promosyonu yapılmayan, oyuncuyu sevdiğim için izlediğim ama sıcak gelen bir film oldu. Filmin içerisinde hem mutfak sanatları, hem de baba-oğul dayanışması olunca nedense hoşuma gitti. Anahtar kelimeleri sevenlere iyi gelebilir.