Volkswagen skandali
0

Bu konuda 198 mesaj var

Benim bir yakınım VW servisinde çalışıyor bana söylediği arabaların aslında çok sorunlu olduğu yönünde. Bir ayda 60-70 araba arıza yüzünden servise geliyomuş. Bir aylık arabalar bile çeşitli sorunlardan dolayı geliyormuş. Kabin malzeme kalitesini beğenmiş olsamda zaten VW ye sempatik bakmıyordum bu olaydan sonra hiç ilgilenmiyorum.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Hocam forumun otomobil konusunda referans aldığı kişi olarak sizden daha teknik ve detaylı yorumlar bekliyoruz. Peugeot, Opel sahipleri vs sevinsin dursun, siz daha önemli konularda bizi bilgilendirin.

 

Öte yandan o adamlar da kendilerince haklılar çünkü marka fanatikleri bu tür olaylara böyle sığ yaklaşımlarda bulunuyorlar. VW sahipleri de EuroNcap sonuçları için "Fransızlar hile yapıyor, Euroncap'e özel araçlar yapıyorlar" gibi komik iddialar ortaya atıyorlardı... Yani fanatiklerin kafa yapısı bu...

 

Aklı başında hiç bir insan böyle bir habere sevinmez, en kötü senaryoda dünyanın en büyük otomotiv firmalarından birisinin batması, bir çok insanın işini kaybetmesi, bir çok araç sahibinin mağdur olması demek ki, böyle bir durumda marka fanatiği gözüyle bakıp sevinebilen adam bana göre hem gerizekalı, hem de karatker problemlidir.

 

Hocam zaten aklı başında adam böyle şeyler söylemez de, şimdi isim verip rencide etmek istemediğim, bu forumun da üyesi olan, aklı başında bildiğim kişiler de yazıyorlar "Oh olsun itlere, iflas ederler inşallah" diye. Bu olaya marka fanatizmiyle veya "ben alamıyorsam bok atayım" mantığıyla yaklaşmak yanlış. Volkswagen çoğu ülkede olduğu gibi ülkemizde de çok tutuluyor. Bir taraftan Doğuş otomotiv de garip bir satış politikası izliyor. Fiyatlar yüksek, bazen de saçma uzunlukta bekleme süreleri oluyor. Haliyle almak isteyip alamayan veya o fiyatı / bekleme süresini mantıklı bulmayıp vazgeçen çok oluyor. Bu kişilerin böyle bir olayda azılı VW düşmanı kesilmesi bana anlamsız geliyor. Çok iyi biliyorum, o kuyruk biraz daha kısa olsa veya fiyatlar biraz daha makul olsa o kişilerin önemli bir kısmı o ölümüne savundukları markayı değil, VW alacaklardı. Mantık ile hareket eden adam zaten fanatizm yapmaz. Bugün VW alır, yarın Peugeot alır, sonra onu satar Volvo alır, bütçesine ve şartlarına hangisi uygunsa onu tercih eder.

 

İşin aslı daha önce de yazdığım gibi politik. Volkswagen hile yapmamış demiyorum, yapmıştır. Her firma bir şekilde hile yapıyor zaten. Teknik olarak açıklayayım. Emisyona dayalı vergilendirme sistemlerinin amacı aslında çevreye verilen zarardan çok tüketimi ölçmektir. Arabanın ortalama tüketimini ölçmek o kadar kolay olmadığından egzost borusundan çıkan gaza bakılır. Motor ne kadar verimli çalışıyorsa, ne kadar az yakıtla aynı gücü verebiliyorsa emisyonu da o kadar düşüktür. Bu yüzden AB ülkelerinde karbonmonoksit emisyonu ölçülür, buna göre vergilendirme yapılır. Ancak, motordan çıkan tek kötü gaz karbonmonoksit değil. Nitrojen Oksit (NOx diye de bilinir) gibi bazı diğer zararlı gazlar da çıkıyor egzost borusundan. Bunlar dizel motorlarda daha fazla, benzinli motorlarda daha az üretiliyorlar. Karbonmonoksit üretiminde ise durum tam tersi. Yani CO emisyonuna bakarsanız dizel daha temiz, NOx emisyonuna bakarsanız benzinli motor daha temiz.

 

İşte iş bu noktada karışıyor. NOx insana zararlı bir gaz. Hatta, hamileliğini dizel araçların (bilhassa kamyon ve otobüslerin) çalıştığı otoban ve yollara yakın bölgelerde geçiren kadınların doğurduğu çocuklarda zeka problemlerinin daha fazla görüldüğü tespit edilmişti Fransa'da yapılan bir araştırmada (buradan büyük paralar verip Ataşehir'de filan otobana cepheli residence dairesi alanlara selam gönderiyorum). Yani Avrupa da bunun farkında. Ancak hep söylediğim gibi, işin içinde siyaset var. Dizel motor Avrupalı üreticilerin en önemli kozu. Ne Japon üreticilerde, ne de Amerikan markalarında doğru düzgün dizel motor yok. Kullanacakları zaman Avrupa'dan alıyorlar. Amerika'da Cummins filan var ama onların motorları kamyonet veya kamyonlar için, binek arabaya göre değil. Amerika'nın NOx üzerinde bu kadar durmasının sebebi de bu. Halk sağlığı filan diyorlar ama esas takıntıları Avrupalı dizellerin yaygınlaşmasını önlemek, çünkü kendilerinde rakip birşey yok, geliştirecek altyapı da yok. Yukarıda yazdığım gibi benzinli motorlar NOx açısından daha temiz. Yani tıpkı Nvidia ve AMD'nin reklamlarında kendilerinin güçlü olduğu kıstaslara odaklanıp en önemli şeyin o olduğunu söylemeleri gibi burada da Avrupa "dizelde CO salımı düşük, dizel çok çevreci" diyor, Amerika da "siz asıl NOx salımına bakın, benzinli araba hala daha çevreci" diyor. Yakın zamana kadar bu sıkıntı değildi, çünkü zaten dizel motor Avrupa haricinde pek tercih edilmiyordu. Ancak Avrupa markaları düşük CO emisyonunu reklam malzemesi yapıp "Clean Diesel" sloganıyla Amerika'da araba satmaya başlayınca iş değişti. Dedim ya, rekabet edecek birşey yok ellerinde. Elektrikli arabalar halkın çoğunun ihtiyacını karşılamaktan hala uzak, iyi olan modeller (Tesla Model S gibi) de pahalı.

 

NOx emisyonunu aşağı çekmek tabii ki mümkün. Çeşitli kimyasal filtrelerle bu yapılabiliyor. Ancak bu filtreler hem pahalı, hem de sarf malzemesi listesine girip düzenli aralıklarla değiştirildikleri için bakım maliyetini yükseltiyorlar. AdBlue gibi sistemler yakıt haricinde ayrıca filtreleme sıvısının sürekli doldurulmasını gerektiriyor. Bu tüketicilerin pek hoşuna gidecek birşey değil, o yüzden üreticilere de çok cazip gelmiyor. Mercedes'in BlueTec teknolojisinin olayı bu zaten, onlar kullanıyorlar. Diğer üreticiler bildiğim kadarıyla bu topa girmemişler. Girmeyenlerden biri olan Volkswagen "nasıl olsa ABD pazarında çok fazla dizel satmıyoruz, bizim esas dizel pazarımızda da NOx ölçümüne bakılmıyor, o yüzden böyle teferruatlı bir sistem geliştirmeye gerek yok" demiş. Filtreleme sistemine yatırım yapmak yerine arabaya ölçüm esnasında motorun gücünü düşürüp NOx üretimini azaltan bir sistem entegre etmişler. NOx denen meret yüksek devirlerde ve yüksek sıcaklıklarda çok fazla üretiliyor. Motoru sakin ve serin çalışacak, fazla devirlenmeyecek şekilde sınırlandırmışlar işte.

 

Peki diğer üreticiler ne yapıyor? Dediğim gibi, hemen hepsi bir şekilde hile yapıyor. Belki Volkswagen'in yaptığı hile çok büyük, ama bir kurcalansa hepsinden birşeyler çıkar. Daha önce de söylediğim gibi tüketim, emisyon, performans rakamlarında hile yapmayan üretici yok. Hepsi Amerika'da yapmıyordur belki hileyi, ama biryerlerde bir şekilde yapıyorlar. E bizde de Mercedes motor hacimlerinde hile yapıyor mesela. C180K ilk geldiğinde 1.8L motorluydu, sonra 1.6L motorlu oldu birden. Nasıl oluyorsa bu 1.8L ve 1.6L motorların tüm teknik özellikleri aynı, sadece birinin hacmi biraz daha düşük. ABD kadar büyük pazar değiliz tabi, ama bu da bariz şekilde vergi sistemini yanıltmaktır, çünkü 1.8L motor bir üst dilimden vergilenecekti, arabanın fiyatı daha yüksek olacaktı. O hileyse aha bu da hile, hem de kazık bizim devletimize giriyor. Kimse "ceza alıp batsınlar, oh olsun itlere" demiyor, ama konu Volkswagen olunca daha Volkswagen'in tam olarak ne yaptığını anlayamayan adam bile sanki kesilen cezadan kendisine de prim verilecekmiş gibi seviniyor. Eğer Amerika rakip kalitede dizel motor üretiyor olsaydı ve pazar payı vazgeçemeyeceği noktaya gelseydi NOx ölçümüne bakmazlardı, o yasa usulca değişirdi (veya hiç çıkmazdı). Benzer şekilde, eğer bu olay Volkswagen ile değil de, Fiat ile patlamış olsaydı yine bu olay hiç dillendirilmeden üzeri örtülürdü, zira Fiat'ı üzmek demek Chrysler'ı üzmek demek.

Whooosh, SEP, kHanTW and 2 others beğendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

İşte lawnmower'dan beklenen cevap...

 

Bu arada bana da olay daha çok politik geliyordu, fakat şöyle bir şey var... Olayı ortaya çıkaran bir üniversite, yani resmi bir kurum değil. En azından otomobil sektörüyle ilgili bir kurum değil. Hatta okuduğuma göre olayı tespit eden araştırmacılar da Avrupalı imiş ve ABD'ye bir standardı taşımak için örnek araçlar üzerinde çalışma yaparken bu durumu tespit etmişler. Tabii bu Amerika'nın tezgahladığı bir operasyon olmadığının kanıtı olamaz...

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Diyelim ki VW batti bu durumda global piyasada araba fiyatlari etkilenir mi ?

 

GM, Ford ve Chrysler'in batmasına Amerika nasıl izin vermediyse VW'in iflas etmesi gibi bir ihtimali de Almanya göze almaz diye düşünüyorum.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

VW'nin ve VW kullanıcılarının burnundan kıl aldırmayan tavrıdır VW'den nefret edilmesindeki ana neden. Marka fanatikleri neden bir Renault'dan, Fiat'tan, Opel'den bu kadar "nefret" etmiyor? Çünkü VW özellikle ülkemizde öyle bir yere konuluyor ki, hani araba değil uzay mekiği zannedersin.

 

VW başarılı bir marka mı? Evet

VW iyi arabalar mı üretiyor? Evet çok iyi arabalar üretiyor.

 

Marka fanatiği de olsam yukarıdakileri ben de kabul ediyorum ama VW piyasa aracı üreten diğer markaların belki bir iki tık üzerinde araç üretiyor. En nihayetinde otomobil bu yahu!

 

VW'nin bu yaptığı çok ama çok büyük birşey. Mercedes'in 1,6 motorlu arabaya X180 demesi ile asla karşılaştırılamaz. BMW de 3.20i modelinde kullandığı motoru 3.28i 'de de kullanıyor üzerinde oynayıp. "2800 motor gücünü artık ben 2000 motordan alıyorum ve bu modelime X.28i diyorum" diyor ve aracın teknik verilerinde de bunu belirtiyor. Buna kim ne diyebilir ki? VW'nin yaptığı resmen sahtekarlık. Kataloğunda "Ben bu arabadan A miktar zehirli gaz salıyorum" derken aslında 40xA miktar zehirli gaz salınmasının nesi savunulabilir ki?

 

Tekrar belirteyim. Asla diğer markalar sütten çıkmış ak kaşık demiyorum. Kurcalasan büyük küçük mutlaka bir hile bulursun. Fakat bu VW'nin yaptığının savunulmasını asla gerektirmez. Hile hiledir ve yapan da cezasını çekmelidir. Bu kadar basit. Şike soruşturmasındaki gibi "E ama herkes yapıyor". İşin arkasında VW'nin önünü kesme gibi bir amaç olma ihtimali mümkün tabii. Avrupa'da da birçok Amerikan firmasına ceza kesilmedi mi?

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Bir de ilave yapayım. Aranızda kaç kişi General Motors'un "marş skandalı" (ben uydurdum bu ismi, esas ismi Ignition switch scandal) hadisesinden haberi oldu?

 

https://en.wikipedia.org/wiki/General_Motors_ignition_switch_scandal

 

Hatalı marş mekanizması yüzünden arabalar yolda giderken motor birden duruyordu. Motor durunca hidrolik direksiyon çalışmıyor, airbag'ler devre dışı kalıyormuş. GM bu olay yüzünden 124 ölen kişi için tazminat ödedi. Öyle havaya karışan zehirden dolayı kanser olma ihtimali artan filan değil, doğrudan GM'in bok yemesi yüzünden ölen adamlar bunlar. Bir de tabi bunlar sadece Amerika'da ortaya çıkanlar, dava açanlar. Bir de bilinmeyenler var, Amerika'da olmayanlar var. Belki çok daha fazla.

 

GM bu sorunu 10 seneden fazladır biliyormuş, ama hiçbirşey yapmamış. Aradan seneler geçip bok paçalardan akmaya başlayınca mecbur kalmışlar arabaları geri çağırmaya. Kesilen ceza sebep olunan (ve olunabilecek) zarara göre komik seviyede. Ayrıca, olay öyle güzel gizlendi ki, kimsenin haberi olmadı. ABD'de çok konuşulmuştur belki ama dünyaya yansımadı. GM'in araba satması yasaklanmadı, CEO'su istifa etmedi, kimse forumlarda "gebersin itler" demedi. Zaten kimsenin haberi olmadı. Geçen sene yaşandı bu olay, haberiniz olsaydı unutmazdınız.

 

Az daha geriye gidelim. Toyota'nın sıkışan gaz pedalı meselesini hatırlarsınız. Hatırlamamanız imkansız, ortalık inledi resmen. Süper yaygara yapıldı. Millet "Toyota da bozmuş" filan dedi. 21 kişi ölmüş resmi kayıtlara göre. Daha fazla olduğu iddia ediliyormuş ama ispatlanmamış. 124'e 21. Daha birşey demiyorum.

 

Şimdi biraz daha yakına gelelim. 2013 yılında Takata airbag problemi patladı. Japon üreticilere geçirdiler de geçirdiler. Basında yerden yere vuruldu. Arabalar geri çağırıldı filan. Ölen kişi sayısı 8. 124'e 8.

 

Ben Volkswagen'i savunmuyorum. Hile yapmışsa cezasını çeker. Ancak ABD'nin gazıyla hareket eden medyanın her dediğine kapılmayın. En az 124 kişiyi fiilen öldüren, üstelik bu arızanın 10 seneden fazladır farkında olup kılını bile kıpırdatmayan General Motors'a hoşgörüyle yaklaşan, ama Toyota'nın 21 kişiyi öldüren hatasını atom bombası gibi anlatan, Takata'nın 8 kişinin canını alan hatasını kullanarak tüm Japon arabalarını güvensiz ilan eden medya bence güvenilmezin, yalancının, düzenbazın ve denyonun önde gidenidir. Volkswagen olayında da insanları sürükleyen aynı yavşak medya işte. Volkswagen cezasını çeksin, batacaksa da batsın, ama madem bu olay bu kadar detaylı inceleniyor, o zaman tüm üreticiler incelensin, hatta senelerce ultra verimsiz motorlar üreten Amerikalı üreticilere de bir bakılsın.

Altan Yoklar, SEP and quad beğendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Emre: Ben dediklerine inanmıyorum. ABD süper ülke ve ABD üreticilerinin kesinlikle hile yapacağı düşüncesi aklımın ucunun köşesinin kenarından bile geçmez. Yakıt tüketim verilerinde %0.001 sapma bile olmaz. Hatta gerçek hayatta bile aynı çıkar. Ford Kamyonetler mesela, bir Polo'nun havayı kirlettiğinin 10'a biri bile kirletmez havayı.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

VW'nin ve VW kullanıcılarının burnundan kıl aldırmayan tavrıdır VW'den nefret edilmesindeki ana neden. Marka fanatikleri neden bir Renault'dan, Fiat'tan, Opel'den bu kadar "nefret" etmiyor? Çünkü VW özellikle ülkemizde öyle bir yere konuluyor ki, hani araba değil uzay mekiği zannedersin.

 

Hocam futbol dünyasında VW'nin bu durumunun yansımasının FB klübü olması (Tüm klüplerin FB'den nefret etmesi vs.) ile VW'yi Türkiye'ye getiren Doğuş'un sahibi olan Ferit Şahenk'in FB'li olması arasında organik bir bağ var mıdır acaba?  :icon_think:

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Hocam futbol dünyasında VW'nin bu durumunun yansımasının FB klübü olması (Tüm klüplerin FB'den nefret etmesi vs.) ile VW'yi Türkiye'ye getiren Doğuş'un sahibi olan Ferit Şahenk'in FB'li olması arasında organik bir bağ var mıdır acaba?  :icon_think:

 Kesin! :D

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

O kadar yazdım bir anda silindi:) tüm reklamlarında güvenden bahseden bir markaya bu olaydan sonra güvenmek de hoş olur gerçekten. Bu kadar çok yerilmesinin en büyük nedeni de bu reklamlarıdır bence. Tabi bir de Kibitzer'in bahsettiği gibi bu markaya kör kütük aşık olanların tavırları var. Aracı alamamak veya sıra beklemek gibi şeylerin bunda çok ciddi payı olduğunu sanmıyorum zira kendim istesem çok rahat alırım, o kadar isteklisi olsam sıra da beklerim ne olacak sıkıntı değil, sonuçta bir aracı sadece fiyat/performans oranı için değil keyif için de alıyorsunuz ve insan keyfi için de para harcayabilir.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Otomotiv endüstrisinde bir sürü skandal oldu. Hatta Pinto skandalı VW ile yarışacak bir dalavere içeriyordu bildiğim kadarıyla. VW tabii ki batmayacak. En azından ders alacaktır. Cezanın da böyle şark kurnazlıkları yapmaya çalışanları caydıracak nitelikte olması gerekli.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Bir iki avrupa ülkesinde satışının durdurulduğunu okudum şimdi . Detayına bakamadım ,Gördüğüm kadarı çok feci ama. Bunun devamını da gelir.

 

VW neden bu kadar tutuluyor bilmiyorum. Almanya'da bu kadar tutulduğunu hatırlamıyorum. Türkiye 'de Golf modelini çok sevilirdi eskiden . Nesi sevilirdi kutu gibi arabanın onu da anlamazdım. 

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Kutu gibi olduğu için işte. Golf derli toplu, düzgün bir araba. Aşırı tasarım öğeleri yok. Sıradışı yanları yok. Sürüye katılmayı pek bir seven halkımız için, tam sürüye katılmalık.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Volkswagen'in neden tutulduğunu veya sevildiğini daha önce defalarca konuştuk zaten. Muhtelif sebepleri var. Kimisi istediği donanım / motor / şanzıman kombinasyonu sadece Volkswagen'de var diye alıyor, kimisi servisi yaygın diye, kimisi ikinci eli güçlü diye. Herkesin kendine göre bir sebebi var. İşyerinde Transporter veya Caddy kullanıp, çok memnun kalıp daha sonra durumu düzelip de binek araba alacak noktaya geldiğinde kafadan Jetta veya Passat seçenler var mesela.

 

Volkswagen gibi bir markaya kör kütük aşık olmak nasıl bir zihniyet ben de anlayamıyorum. Git Ferrari'ye aşık ol, Porsche'ye aşık ol, Maserati'ye aşık ol, ama Volkswagen'e neden aşık olunur ki? Etki tepkiyi doğurur, bir kesim VW fanboyluğu yapınca diğer tarafta da nefret oluşuyor. Bunu anlarım da, ben yine de esas sürükleyici olanın medya olduğunu iddia ediyorum. Autoblog podcast'ini dinledim mesela, adamlar bariz taraflılar. Sitelerindeki yazılardan da belli oluyor zaten.

 

Bunun sonunda ne olur? Avrupa Volkswagen'in batmasına izin vermez. Bakın Almanya demiyorum, Avrupa diyorum. Volkswagen'in bu şekilde sarsılması Euro'nun darbe alması demek, bu da piyasada Volkswagen'le rekabet eden, onun ortadan kalkmasından memnun olacağını düşündüğümüz Fiat, PSA, Ford gibi üreticileri de sarsar. Ceza bildiğim kadarıyla kesinleşmiş değil. Volkswagen bir şekilde anlaşma yoluna gidecek, cezayı olabildiğince azaltıp, ödeyip olayı kapatacak. Eğer ABD inat edip o bahsedilen rekor cezayı Volkswagen'den tahsil etmeye kalkarsa işler çok karışır. Volkswagen o cezayı öder ama ondan sonra Amerikan firmmalarına Avrupa'dan acaip cezalar gelmeye başlar, çünkü yukarıda da yazdığım gibi o ceza sadece Volkswagen'i veya sadece Almanya'yı vurmaz. Ben Fiat'ın arabuluculuk yapacağını tahmin ediyorum. Resmi yoldan olmasa da gayrı resmi yoldan karışacaktır bu olaya.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Sevdiğini elde edemiyorsan, elde edebildiğini sev. Tüm açıklama bu cümlede. Asla alamayacağı, direksiyonuna bile ancak şu fırsat sitelerindeki kampanyalar ile son zamanlarda geçebildiği aracın nesini sevsin ki ilk cümledeki motto ile yaşayan halkımız. E alabildiği en iyi arabaya da aşık olacak tabii ki. Herkes Enzo Ferrari gibi alfisti değil ki Ferrari'nin sahibiyken Alfa 164 ile poz versin.

 

 

m79fti.jpg

 

 

Hayallerini büyük tutma, hayal kırıklığına uğrarsın. Ulaşabildiğin şey ne ise ona tamah et.

 

Neyse konuyu fazla uzatmayayım. VW'nin tercih edilmesinin bir nedeni daha ülkemizde istediğin kombinasyonda araç bulmanın zor olması. Ben de dizel otomatik almak istiyordum ama sevdiğim markada yoktu, dizel otomatik almak isteyen birisi benim gibi fanatik olmadıkça gidip sevdiği markadan dizel manuel almıyor. Gidiyor ya tek kavramalılardan alıyor, ya da üstüne ekliyor, krediyi fazla çekiyor sarsıntısız geçişli DSGli bir dizel alıyor. DSG sorun çıkarsa bile onu savunmaya devam ediyor çünkü zaten o sürede markayı sahiplenmiş oluyor, DSGyi tamir ettiriyor, bir şekilde devam ediyor. Aracını yenilerken de yine o konforu arıyor artık. Çünkü rahatlığa çok kolay alışılır, çok zor vazgeçilir.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

2008 ekonomik krizinde ABD krize sebep olan çoğu bankasının batmasına izin nasıl vermediyse (bkz. Inside Job) Almanya da VW'nin batmasına müsade etmez.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Konunun bir ureticinin hilesinin ortaya cikarilmasi olayindan cikip,  ABD-Avrupa hesaplasmasiymis gibi irdelenmesine mi; yoksa "Volkswagen'e parasi yetmedigi icin laf atan adam" yaftasi yiyerek garibanligimin bir tokat gibi yuzume vurulmasina mi yanayim bilmiyorum ama tartisma amacindan sapmis gibi. Su ana kadar uzerinde konusulanlarin yerine konuyu gelecekteki yansimalarini tartismak daha yerinde olur. Uluslararasi basinda genel olarak olayin dizel motorlarinin gelecegine buyuk darbe vurdugu; kazancli cikanin hibrid/elektrikli arac teknolojileri oldugu konusuluyor. Umarim boyle olur, sirketlerin bu teknolojilere yatirimlarini artirmalari ve hizlandirmalari gundeme gelir.   

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

@@ChipArchitect "Volkswagen'e parasi yetmedigi icin laf atan adam" yaftası diye bir şey yok. Konuşulanlardan böyle bir şey çıkardınız ise o sizin kendi alınganlığınız olmuş. Onlarca VW alabilecek durumunuz olduğunu zaten biliyoruz. Bizim bahsettiğimiz güç bela VW alıp da ölümüne sahiplenenler. VWyi bir otomobil markası olmaktan çıkarıp tapılacak bir nesne statüsüne yükseltenler. VW alamayıp laf atanlar ülkemizde bol bol bulunmakta. Yaşadığınız yerde ortalama geliri olan bir insanın hayallerini süsleyen bir araç değil VW, ama burada öyle.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Peki anlasildi. O lafin kime gittigi belli olmamis, ondan oyle bir sonuc cikarmisim. Konuya donecek olursak belki bu olayin uzerine elektrikli araclar daha da ucuzlar da insanlarin hayallerini susleyen onlar olur, dizeller degil. Elektrikli araclarin yayginlasmasi 21. yuzyilin insanlik acisindan en onemli gelismelerinden birisi olacak, bu skandal buna vesile olursa daha iyi bir sonuc beklenemez.

 

Not: Onlarca Volkswagen anahtarligi, T-shirt'inden falan bahsediyoruz sanirim - alirdim ama simdi boyasi akar, yikaninca ceker falan - sonucta Volkswagen yani ;-) 

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Dizel motorlar veya genel olarak içten yanmalı motorlar istedikleri kadar darbe alsınlar, yakın gelecekte (şöyle kafadan 10 yıl diyelim en azından) elektrikli veya hibrid araçların tam anlamıyla yaygınlaşması mümkün değil. İşin içinde yine siyaset var. Elektrikli arabalarda kullanılan pil ve motorların üretiminde nadir toprak mineralleri (rare earth minerals) kullanılıyor. Bu nanenin de rezervinin büyük çoğunluğu Çin'de. ABD ve AB otomotiv endüstrilerinin kontrolünü Çin'e bırakmayacaklardır. Elektrikli arabaların ciddi oranda yaygınlaşması, hatta dizel ve benzinli arabaların yerini alması durumunda Çin'in eline bakacaklar bu maddeler için. Yarın Çin herhangi bir krizde "satmıyorum, vazgeçtim" dediği anda GM, Chrysler, Mercedes, Ford, BMW ve Volkswagen gibi dünya devleri fabrikaları kapatmak zorunda kalabilir. Amerika gerekirse petrol fiyatını düşük tutmak için aradaki farkı kendisi kompanse eder, Avrupa gerekirse içten yanmalı motor fiyatlarını düşük tutmak için üreticilere vergi indirimi yapar, ama asla kontrolün Çin'in eline geçmesine izin vermezler.

 

Üreticiler şu an elektrikli veya hibrid araba üretiyorlar, hatta sırf bu tip araba yapan markalar var (Tesla gibi) ama bunların üretim hacimleri "normal" araba üretimine göre çok düşük. Yukarıda bahsettiğim gibi bir kriz olması durumunda Tesla kapansa bile ABD'de kimse araba sıkıntısı çekmez, çünkü Tesla'nın üretimi belki de ABD'nin toplam üretim hacminin %1'i filan. Şu an firmaların yaptığı şey bir nevi ön hazırlık. Olur da ileride yeni motor ve pil teknolojileri gelirse ve bu minerallere olan bağımlılık ortadan kalkarsa, veya ABD bir punduna getirip Çin'i devirip madenleri ele geçirirse filan açıkta kalmamak, hazırlıksız yakalanmamak için şimdiden başladılar üretime ve geliştirmeye. Hacimler düşük, ama en azından işte şarj istasyonlarını yaygınlaştırıyorlar, arabaları hafifletmek üzerine çalışıyorlar filan.

 

Elektrikli arabalar er geç yaygınlaşacak, fosil yakıtların sonu gelecek, ama dediğim gibi daha buna zaman var. İşin çevrecilik boyutuna bakarsak da elektrikli arabalar göründükleri kadar masum değiller zaten. Evet, karbon monoksit veya herhangi bir başka gaz üretmiyorlar, ama işe yaramayan, doğaya bırakıldığında çevreyi fena halde kirleten ve geri dönüştürülmesi oldukça masraflı bitik piller üretiyorlar. Elektrikli araba sayısı şu an oldukça az, bir de yeni teknoloji olduğundan henüz arabalar o kadar eskimedi. Şöyle 3-5 yıl sonra bitik pillerin ne olacağı meselesi tartışılmaya başlanacak. 3. dünya ülkelerine gömmek isteyecekler filan.

 

Ayrıca, pil sorunu halledilse bile elektrikli arabanın çalışması için gereken elektriğin üretilmesi ve taşınması meselesi çıkacak önümüze. O elektrik de bir şekilde üretiliyor, o üretimin de maliyeti var ve doğaya zararı oluyor. Hidroelektrik santrali kursalar ağaçlar gidiyor filan, termik santral içten yanmalı motordan beter, nükleerde atıkların tasfiyesi meselesi var, sızdırma riski var filan. Sonra bir de enerjinin taşınması sıkıntısı var. Geçtiğimiz aylarda Fransa'da dizele karşı bir hamle oldu. Biliyorsunuz Avrupa'da devlet dizel motorlara vergi indirimi yapıyor. Zaten bu yüzden normalde üretimi pahalı olan dizeller Avrupa'da benzinli muadillerine yakın fiyattan satılıyor. Fransa'da bu indirimi iptal edip bunun yerine dizel arabasını satıp elektrikli araba almak isteyenlere vergi indirimi yapma önerisi geldi. Hatta kabul ediliyordu bu öneri, haberlerde "artık Paris'te dizel araba kullanılamayacak" gibi şeyler yazdı. Sonra birisi çıkıp şebekenin bunu kaldıramayacağını söyledi. Eğer planlanan şekilde dizel sahipleri elektrikli arabaya geçerse bunların şarj için gerek duydukları enerjiyi Paris'in elektrik şebekesi taşıyamıyormuş. Hemen vazgeçtiler, dizelle devam ediyorlar eskisi gibi.

 

Kısacası, olay öyle vergi indirimine filan bakmıyor, daha alınması gereken çok yol var. Elbet o noktaya geleceğiz tabi. Bir ufak detay daha ekleyeyim bununla ilgili. Uzmanlara göre elektrikli arabaların içten yanmalı motora sahip arabaların yerine geçmesi durumunda bile son kalan içten yanmalı motorlar dizel olacak, çünkü benzini sentetik olarak üretmek çok zorken dizeli üretmek daha kolay (biodizel). Adamlar "binek ve gündelik arabalar elektrikli olacak, ama spor ve egzotik arabalar dizel olacak, hatta motor sporlarında dizel kullanılacak" diyorlar. En azından mevcut teknolojide durum böyle görünüyor.

 

Ben kimsenin fakirliğini yüzüne vurmuyorum, hatta bu konuda yorum da yapmıyorum. Kimsenin maddi durumu kimseyi ilgilendirmez. Ben onları yazarken Türkiye'de insanların tepkilerinden bahsediyordum. Kibitzer'in de dediği gibi VW aşığı bir grup var, ama onun karşısında VW düşmanı bir grup var. Nasıl aşık olanın neden aşık olduğunun sebebi çok saçmaysa, nefret edenin de sebepleri böyle çok saçma şeyler. Sizin anlayacağınız şekilde anlatayım. Adam sistem toplamak için bilgisayarcıya gidiyor, aslında kafasında Intel var ama parası AMD'ye yetiyor veya daha iyi bir ekran kartı almak için Intel'den AMD'ye geçiriyor sistemi. Sonra koyu bir AMD fanatiği ve Intel düşmanı oluyor. Avrupa Birliği anti tekel muhabbetinden Intel'e ceza kesince seviniyor, AMD'nin sürekli hakkının yendiğini filan düşünüyor. Halbuki Intel'in fiyatı az daha makul olsa o da Intel alacaktı. Aslında bu adamın ne Intel'in neden iyi olduğunu, ne de neden ceza aldığını açıklayacak bilgisi yok. Sadece gazetede Intel'in ceza aldığını okumuş, o bilgiyle Facebook'ta paylaşımlar yapıyor filan. Türkiye'de Volkswagen emisyon skandalının yansıması maalesef bu.

 

Asıl olması gereken yansımayı ise sona sakladım. NOx gazı yüksek devirlerde ve yüksek sıcaklıkta daha fazla üretiliyor. Volkswagen zaten bunu kullanıyor hilesinde. Motor hacmine göre vergi belirlenen çok saçma bir vergi sistemimiz var. Diğer yandan büyük arabaları da seviyoruz. Türkiye'de çoğu kişi için en ideal araba olabilecek en büyük kasaya ve en küçük motora sahip araba. Büyük ve ağır kasa + küçük motor kombinasyonu o motoru sürekli zorlamak, daha sık yüksek devirlere çıkmak, daha devirli sürmek demek. Bu da NOx üretimini coşturuyor. Eğer bir devrim olacaksa bizim vergi sistemimizde olmalı, çünkü herhangi bir Avrupalının tercih ettiği 2.0TDI motorlu Passat bizdeki 1.6TDI motorlu Passat'tan çok daha az NOx salgılıyor.

Kibitzer beğendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Konuya başka bir noktadan yaklaşayım. Zamanında dizel motor standartları belirlenirken neye göre belirlendi? Dizel motorun yaydığı gazların kabul edilebilir sınırında baz alınan nokta ne oldu? Bilmediğim için soruyorum. Dizel motor icat edildiği zaman "bu motorun yaydığı gaz sınırı şu olmalıdır" şeklinde bir standart konuldu diyelim. Sonradan Euro1-6 arasında belirlenen sınırlar neye göre belirlendi. Mesela bundan sonraki EuroX için imkansız bir sınır konulsa ve üreticiler bunu yapamasa ne olacak?

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

 

Dizel motorlar veya genel olarak içten yanmalı motorlar istedikleri kadar darbe alsınlar, yakın gelecekte (şöyle kafadan 10 yıl diyelim en azından) elektrikli veya hibrid araçların tam anlamıyla yaygınlaşması mümkün değil. İşin içinde yine siyaset var. Elektrikli arabalarda kullanılan pil ve motorların üretiminde nadir toprak mineralleri (rare earth minerals) kullanılıyor. Bu nanenin de rezervinin büyük çoğunluğu Çin'de. ABD ve AB otomotiv endüstrilerinin kontrolünü Çin'e bırakmayacaklardır. Elektrikli arabaların ciddi oranda yaygınlaşması, hatta dizel ve benzinli arabaların yerini alması durumunda Çin'in eline bakacaklar bu maddeler için. Yarın Çin herhangi bir krizde "satmıyorum, vazgeçtim" dediği anda GM, Chrysler, Mercedes, Ford, BMW ve Volkswagen gibi dünya devleri fabrikaları kapatmak zorunda kalabilir. Amerika gerekirse petrol fiyatını düşük tutmak için aradaki farkı kendisi kompanse eder, Avrupa gerekirse içten yanmalı motor fiyatlarını düşük tutmak için üreticilere vergi indirimi yapar, ama asla kontrolün Çin'in eline geçmesine izin vermezler.

 

Üreticiler şu an elektrikli veya hibrid araba üretiyorlar, hatta sırf bu tip araba yapan markalar var (Tesla gibi) ama bunların üretim hacimleri "normal" araba üretimine göre çok düşük. Yukarıda bahsettiğim gibi bir kriz olması durumunda Tesla kapansa bile ABD'de kimse araba sıkıntısı çekmez, çünkü Tesla'nın üretimi belki de ABD'nin toplam üretim hacminin %1'i filan. Şu an firmaların yaptığı şey bir nevi ön hazırlık. Olur da ileride yeni motor ve pil teknolojileri gelirse ve bu minerallere olan bağımlılık ortadan kalkarsa, veya ABD bir punduna getirip Çin'i devirip madenleri ele geçirirse filan açıkta kalmamak, hazırlıksız yakalanmamak için şimdiden başladılar üretime ve geliştirmeye. Hacimler düşük, ama en azından işte şarj istasyonlarını yaygınlaştırıyorlar, arabaları hafifletmek üzerine çalışıyorlar filan.

 

Elektrikli arabalar er geç yaygınlaşacak, fosil yakıtların sonu gelecek, ama dediğim gibi daha buna zaman var. İşin çevrecilik boyutuna bakarsak da elektrikli arabalar göründükleri kadar masum değiller zaten. Evet, karbon monoksit veya herhangi bir başka gaz üretmiyorlar, ama işe yaramayan, doğaya bırakıldığında çevreyi fena halde kirleten ve geri dönüştürülmesi oldukça masraflı bitik piller üretiyorlar. Elektrikli araba sayısı şu an oldukça az, bir de yeni teknoloji olduğundan henüz arabalar o kadar eskimedi. Şöyle 3-5 yıl sonra bitik pillerin ne olacağı meselesi tartışılmaya başlanacak. 3. dünya ülkelerine gömmek isteyecekler filan.

 

Ayrıca, pil sorunu halledilse bile elektrikli arabanın çalışması için gereken elektriğin üretilmesi ve taşınması meselesi çıkacak önümüze. O elektrik de bir şekilde üretiliyor, o üretimin de maliyeti var ve doğaya zararı oluyor. Hidroelektrik santrali kursalar ağaçlar gidiyor filan, termik santral içten yanmalı motordan beter, nükleerde atıkların tasfiyesi meselesi var, sızdırma riski var filan. Sonra bir de enerjinin taşınması sıkıntısı var. Geçtiğimiz aylarda Fransa'da dizele karşı bir hamle oldu. Biliyorsunuz Avrupa'da devlet dizel motorlara vergi indirimi yapıyor. Zaten bu yüzden normalde üretimi pahalı olan dizeller Avrupa'da benzinli muadillerine yakın fiyattan satılıyor. Fransa'da bu indirimi iptal edip bunun yerine dizel arabasını satıp elektrikli araba almak isteyenlere vergi indirimi yapma önerisi geldi. Hatta kabul ediliyordu bu öneri, haberlerde "artık Paris'te dizel araba kullanılamayacak" gibi şeyler yazdı. Sonra birisi çıkıp şebekenin bunu kaldıramayacağını söyledi. Eğer planlanan şekilde dizel sahipleri elektrikli arabaya geçerse bunların şarj için gerek duydukları enerjiyi Paris'in elektrik şebekesi taşıyamıyormuş. Hemen vazgeçtiler, dizelle devam ediyorlar eskisi gibi.

 

Kısacası, olay öyle vergi indirimine filan bakmıyor, daha alınması gereken çok yol var. Elbet o noktaya geleceğiz tabi. Bir ufak detay daha ekleyeyim bununla ilgili. Uzmanlara göre elektrikli arabaların içten yanmalı motora sahip arabaların yerine geçmesi durumunda bile son kalan içten yanmalı motorlar dizel olacak, çünkü benzini sentetik olarak üretmek çok zorken dizeli üretmek daha kolay (biodizel). Adamlar "binek ve gündelik arabalar elektrikli olacak, ama spor ve egzotik arabalar dizel olacak, hatta motor sporlarında dizel kullanılacak" diyorlar. En azından mevcut teknolojide durum böyle görünüyor.

 

Ben kimsenin fakirliğini yüzüne vurmuyorum, hatta bu konuda yorum da yapmıyorum. Kimsenin maddi durumu kimseyi ilgilendirmez. Ben onları yazarken Türkiye'de insanların tepkilerinden bahsediyordum. Kibitzer'in de dediği gibi VW aşığı bir grup var, ama onun karşısında VW düşmanı bir grup var. Nasıl aşık olanın neden aşık olduğunun sebebi çok saçmaysa, nefret edenin de sebepleri böyle çok saçma şeyler. Sizin anlayacağınız şekilde anlatayım. Adam sistem toplamak için bilgisayarcıya gidiyor, aslında kafasında Intel var ama parası AMD'ye yetiyor veya daha iyi bir ekran kartı almak için Intel'den AMD'ye geçiriyor sistemi. Sonra koyu bir AMD fanatiği ve Intel düşmanı oluyor. Avrupa Birliği anti tekel muhabbetinden Intel'e ceza kesince seviniyor, AMD'nin sürekli hakkının yendiğini filan düşünüyor. Halbuki Intel'in fiyatı az daha makul olsa o da Intel alacaktı. Aslında bu adamın ne Intel'in neden iyi olduğunu, ne de neden ceza aldığını açıklayacak bilgisi yok. Sadece gazetede Intel'in ceza aldığını okumuş, o bilgiyle Facebook'ta paylaşımlar yapıyor filan. Türkiye'de Volkswagen emisyon skandalının yansıması maalesef bu.

 

Asıl olması gereken yansımayı ise sona sakladım. NOx gazı yüksek devirlerde ve yüksek sıcaklıkta daha fazla üretiliyor. Volkswagen zaten bunu kullanıyor hilesinde. Motor hacmine göre vergi belirlenen çok saçma bir vergi sistemimiz var. Diğer yandan büyük arabaları da seviyoruz. Türkiye'de çoğu kişi için en ideal araba olabilecek en büyük kasaya ve en küçük motora sahip araba. Büyük ve ağır kasa + küçük motor kombinasyonu o motoru sürekli zorlamak, daha sık yüksek devirlere çıkmak, daha devirli sürmek demek. Bu da NOx üretimini coşturuyor.

Eğer bir devrim olacaksa bizim vergi sistemimizde olmalı, çünkü herhangi bir Avrupalının tercih ettiği 2.0TDI motorlu Passat bizdeki 1.6TDI motorlu Passat'tan çok daha az NOx salgılıyor.

 

İşte bu çok çok önemli bir nokta. Nice emisyonu düşük dizel motor ülkemize giriş bile yapmıyor bu nedenle. Örneğin Mazda'nın 2,2 dizeli.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Zamaninda konuyu takip edip arastirdiginiz belli ama bilgileriniz guncel degil; bu nadir mineraller vs. argumani gecerliligini kaybedeli bayagi oluyor. CInliler birkac yil once kendilerince bir rest cekmeye kalkinca ABD endustrisi yerel nadir toprak mineralleri ureticilerine yoneldi, yeni girisimciler de o alana yoneldi. Fiyatlar da dustu, su anda endustride Cin'e herhangi bir baglilik yok. Gelecekte de olmasi icin bir sebep gorunmuyor; ABD ve Avrupa da dahil olmak uzere dunyanin baska yerlerinde de tonla var bu minerallerden. Asagidaki WSJ makalesi abonelik gerektiriyor ama oldukca aydinlatici. Baska bir makale de su:

 

http://io9.com/how-chinas-rare-earth-weapon-went-from-boom-to-bust-1653638596

 

 

So, what happened? How did China suddenly lose its status as the Master of the Earth's Crust, poised to blackmail the U.S. economy?

Well, for starters, there might not have been a crisis to begin with.

....

 

Cinliler 2011'de horozlanmaya kalktiktan sonra ABD nadir toprak minerali endustrisinin eski madenleri acmasina, ve piyasanin tepkisine dikkat:

 

image.jpg

 

Kullanacak baska bir argumaniniz varsa eyvallah, ama elektrikli araclar gumbur gumbur geliyor ve 10 yildan once de yayginlasacaklar. Pil teknolojisinin yeterince hizli ilerlememesi vs. su anda daha gecerli bir arguman.

 

http://www.wsj.com/articles/SB10001424052702303848104579308252845415022

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Tamam da, elektrikli arabalar iyice yaygınlaşır da talep 100 katına çıkarsa ne olacak? Şu anda elektrikli araba üretimi çok az, haberlerde bolca Tesla ismini duyuyoruz ama Tesla bile öyle çok yaygın değil. Talep arttığında yerel üreticiler bu talebe cevap verebilecekler mi? Rare earth minarals denen meretlerin rezervinin %90'ı Çin'de bildiğim kadarıyla. Bakın üretim demiyorum, rezerv diyorum. ABD'nin elindeki rezerv eninde sonunda bitecek, daha doğrusu Çin'deki rezervden çok daha önce bitecek. O zaman yine bahsettiğiniz kriz durumuna geri dönülecek.

 

Ayrıca, ABD otomotiv endüstrisi ve pazarıyla ilgili haberleri WSJ gibi Amerikalı yayınlardan takip etmek çok mantıklı değil. Yani takip edilir de, ne kadar tarafsız olmaya çalışsa da taraflı olacaktır. Ermeni meselesiyle ilgili gerçekleri Türk gazetelerinden takip etmek gibi birşey bu, her zaman olayın sadece bir yanını aktaracaktır yerel yayınlar. Tarafsız, aklı başında sayılan otomotiv sitelerinden Autoblog bile bazen öyle taraflı şeyler söylüyor ki, insanın gülesi geliyor. Bir seferinde ABD'nin yerel premium markalarının Alman markaları karşısında zayıf kalmasıyla ilgili bir mevzu geçmişti podcast'te, adamlar "Mercedes, BMW ve Audi'nin kendini bu kadar geliştirmiş olması Cadillac ve Lincoln'ün suçu değil" dediler. O yüzden bu tip şeylerde biraz da karşı taraf ne diyor, ne yapıyor, orada durum nasıl diye bakmak lazım.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Yorum yazmak için üye olun veya giriş yapın

Yorum yazmak için üye olmanız lazım

Üye ol

Üye olun ve sitemizin tüm avantajlarından yararlanın!


Yeni bir hesap oluştur

Giriş yap

Zaten üyemiz misin? O halde giriş yap


Hemen giriş yap
0

  • Bu sayfadaki üyeler   0 üye

    Şu an bu sayfayı görüntüleyen bir üye yok