snc-tr

Üye
  • Mesaj sayısı

    171
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    3

Reputation Activity

  1. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by Definitive in Kış Temizliği - XBOX, PS4, PC, Monitör   
    Askere daha pahalı satıyorum, askerlerin çoğu bedelli yapıyor, 4 ay askerlik yapmamak için 70-80 bin ödeyen adamda para var demektir. 
  2. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   
    @Squall
    halıyı gördüm, çocukluğuma ışınlandım bir anda ağlayacak gibi oldum.
    aynı halının üstünde o çizgileri yol yapar, oyuncak arabalarımı yürütürdüm.
  3. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by kaptanpedal in Black Friday 2022   
    TL para saklayan var mı bilmem ama kur haricinde de sürüyle risk var. Döviz artışı sadece ürünün kendi fiyatını değil geri kalan tüm yan ödemeleri de zıplatıyor. 
    Başkasının parasını bugün TL olarak harcamak da mantıklı olabilir. Kredi kartına 100 taksitle almak gibi. Kredi imkanı varken eldeki nakit dövizi harcamak kötü fikir. 
     
  4. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  5. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by Coppermine in En son aldıklarınız   
    Daha öncesinde satin aldigim Crucial X6 2TB external ssd den bir tane daha aldim ve sonunda aklıma uygun bir Steam Deck hafıza kapasite yönetimini hayata geçirebildim.

    Bu ssd’ler oldukça ufak ve hafifler ayrıca 800 Mb/s hızlara ulaşabiliyorlar. Gerçi bu hıza USB 3.1 Gen2 ile çıkabiliyor olsalar da Steam Deck’in Gen1 olan 5Gbps veri yolu hızı da oldukça yeterli, 400-500 Mb/s hızlar mümkün yani. Bu en hızlı microsd karttan kabaca 3-4 kat daha hızlı demek, üstelik kapasite ölçeğinde de daha ucuza geliyor.

    SSD’lerden birisine windows 11 pro ve steam dışı kütüphanelerimi (Xbox Game pass, Ubisoft Connect, Epic vs) kurdum. Bu kütüphaneler steam deck’de de bir şekilde çalışabiliyor olsalar da windows altındaki performansları ve uyum sorunları açısından daha stabil. O sebeple bu yöntemi tercih ettim.


    Diğer SSD’de de SteamOS kütüphanesi var. Bu sayede tüm kütüphanemi yanımda taşıyabiliyorum.


    SSD’ler cihaza sabit bir şekilde tutunabilsinler diye Steam Deck’e cırtcırtlı bant ile sabitlenebiliyorlar. Bu şekilde düşme, sallanma, çıkma derdi de olmuyor. Diskler direkt type c üzerinden bağlanılıp kullanılabiliyor olsalar da, bu şekilde kullanımda şarj portu da kalmayacağı için, zamanında Nintendo Switch için aldığım ufak ve hafif Type C Dock’u da bu ekipmanlara dahil ettim. Bu sayede cihaz 3 usb 3.0, 1 HDMI 2.0, 1 gigabit ethernet ve 1 PD 3.0 şarj girişine de kavuşmuş oldu. SSD’lerle benzer şekilde Steam Deck’in arka yüzeyine cırtcırtlı bantla sabitlenebiliyor. Konumlandırması sayesinde de hava kanallarını yada herhangi bir düğmeyi de kapatmamış oluyorlar.


    Bu şekilde hem cihazın ağırlığı çok arttırmadan ve ergonomisini de bozmadan ciddi kapasiteler ve kullanım imkanları da sağlamış oldum. Windows modülünü takarsam Windows 11, Steam modülünü takarsam da SteamOS direkt elimin altında oluyor. Üstelik şarj portunu kapatma derdi de ortadan kalkmış oluyor.


     
  6. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    araba 1 aydır kaporta&boyada, sonuç nasıl çıkacak merak ediyorum. 2 aydır sürmüyorum özledim be...
    sol marşpiyel çöp çıktı. eski sahibi kaza yapıp marşpiyeli ezmiş (kaldırıma falan girdi heralde) götürdüğü usta da hiç düzeltmeden üstüne direkt macun basmış. üstünden boyayı ve macunu kazıyınca sac ortaya çıktı, tamamen çürümüş halde, tamir edilecek yeri kalmamış. komple kesilip atıldı yeni marşpiyel basıldı cakacıda. biraz daha kalsa şaseyi de çürütecekmiş.
    ben arabanın 3. sahibiyim, ilk sahibi bilindik holdinglerden birinin sahibiymiş, plakası o adamın baş harfleri zaten hala öyle kullanıyorum. o zamanlar arabanın tüm bakımları ve tamirleri kosiflerde yaptırılmış hep. holding sahibi adamın sanayide dolaşacak hali yok tabi yetkili serviste yaptırmış ne gerekiyorsa.
    2. sahibi ilk sahibinden bi hevesle yalvar yakar almış apaçinin biri, sadece bir kaç ay kullanmış, masrafının altından kalkamayınca satılığa çıkarmış. aracı aldığımda genel anlamda ilk sahibinden ötürü çok iyi durumdaydı ama işte yıllar içinde bazı noktalarında marşpiyel gibi rezil noktalar çıkıyor, hepsinin bu apaçinin marifeti olduğunu düşünüyorum. neyse ki elinden erken kurtarmışım aracı fazla zarar veremeden.
  7. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  8. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  9. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  10. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  11. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  12. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  13. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  14. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  15. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  16. Kibitzer liked şu konuya bir mesaj by snc-tr in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Karşınızda benim oğlan 
    Kendisi de KTM 50SX ile aramıza katıldı.

  17. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Amazon Almanya'dan 28 Eylül'de sipariş verdiğim Corsair RAM'ler dün elime ulaştı. Tam olarak 12 günde gelmiş oldu.
    Amazon yurtdışı siparişlerde yeni bir uygulamaya geçmiş. Sipariş kargoya verildiğinde, paket Türkiye'ye girdikten sonra yerel dağıtımı yapacak firmanın takip kodu çıkıyor kargo takip bölümünde. Benim siparişi Kolay Gelsin firması getirdi.
    RAM'leri sisteme takıp CPU-Z ve Thaiphoon Burner uygulamalarıyla kontrol ettiğimde, Dual Rank ve Micron E-Die olduklarını gördüm. 16GBx2 kitlerde Dual Rank biraz şans işiymiş. Micron E-Die olması da RAM'lerin hızaşırtmaya yatkın olduğu anlamına geliyormuş. Her iki konuda da şansımız yaver gitti sanırım
    RAM'ler 3600@CL18 olmasına rağmen, ek voltaj vermeden 3600@CL16 olarak kullanabiliyorum. CL18 parasına CL16 RAM almış oldum diyebilirim. Bana toplam maliyeti, her şey dahil 1985 TL oldu bu RAM'lerin.
     



  18. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    Evet arabanın işlerine devam ediyorum. Daha önceki mesajlarımda belirttiğim gibi kimya şirketimiz varken bir ara taşıdığım hidroklorik asit bidonlarından bir şekilde buharı sızmış ve arabanın bagajında yer yer pas yapmıştı. Kaporta aksamında genel olarak birşey olmasa da arka speakerlar ve stepne krikosu inanılmaz paslanmıştı. Pas sökücü bir kimyasalla onlara giriştim geçen hafta. Bagajın durumu bir süredir şu halde;

      
    Speakerların bu arka yüzeyleri ve kriko inanılmaz paslıydı. Yukarıdaki speakerın fotosu pas sökücü ile bir kısmı temizlendikten sonra çekildi. Krikonun paslı fotosunu çekmemişim. O da aynen o şekildeydi. Ama onu bir güzel pastan arındırdım ve üzerine bir de metal boyası atınca mis gibi oldu.

    Evet kriko bu kadar iyi olunca speakerları da halledeyim dedim. Ama benim Sonata'nın arka hoparlörlerini sökmek deveye hendek atlatmakla aynı şey. Arka koltukları koltuk yan dayamalarını sökmeden arka cam altı deck'i kaldıramıyor ve hoparlörlere erişilemiyor. Bunu gözüm yemediği için hoparlörlerin paslanmış metal kısımlarına bagajdan fısfısla pas sökücüyü sıkmak durumunda kaldım. Sonra da metal tel ile çitileye çitileye temizlemeye çalıştım. Bir gün ilk uygulamamı yaptım. Yorulunca ertesi güne bıraktım işi. İkinci gün biraz daha fısıfısladım. Bir ara o kadar hafif değmesine rağmen parmağım hoparlör konisine değdi ve değer değmez koni anında yırtıldı. Pasları halledelim derken tam olarak hallettik speakerları.  
    Meğer fısfısla hoparlör konisini çürütmüşüz. Speakerlar o kadar paslı olmasına rağmen aslında gayet de güzel çalışıyorlar ve iyi de performans veriyorlardı. Hoaparlörleri mahvettikten sonra işin başında göze alamayıp sökmediğim şeyleri mecburen sökmek durumunda kaldık. Koltukların kıç kısımlarını, yan omuz desteklerini söktüm, cam altı deck'i yerinden çıkarabildim ve sonunda speakerları da sökebildim.



    Arabayı bu duruma getirirken bir yandan da Focal RCX-690 yeni hoparlörün siparişimi verdim. Onlar gelene kadar bagajın diğer taraflarını elden geçirmeye başladım.
    Bagajın yedek lastik konulan kısmı ve tabanı epey yıpranmıştı. İlk paylaştığım fotolarda görüldüğü gibi hem boyanın zedelendiği yerler hem de pas tozları vs pis bir görüntü oluşturuyordu. Bu bölümü plastidip gibi bir sprey boya ile boyamayı uygun gördüm. Böylece istediğim zaman söküp atabilirim, orjinal boyasına da herhangi bir zarar vermemiş olurum diye düşündüm.
    Bagajı önce güzelce yeni yaptığım köpük makinasıyla bir güzel yıkayıp, kaba pisliğini aldım. Güzelce her yerini sildim. Sonra bagaj döşemelerine ve aracın dış yüzeyine rüzgarla vs gelebilecek boya tozlarını engellemek için maskeleme işlemine başladım.

    Benim arabamın orjinal rengi olan sedefli beyaz(Pearl White) için iki adet plastidip mat beyaz ve bir adet Pearl effect spreyi almıştım.

    Boyanın tamamı için 4 kat mat beyaz ve 2 kat da pearl effect uygulanması gerekiyor. Ancak 2 kat pearl effect için bir kutu yeterli olurken 4 kat beyaz için bir tane daha mat beyaz sprey boya alsaymışım iyi olurmuş. 4 katı yine attım ama bazı yerler tam da istediğim gibi kapanmadı. Ama işin sonunda en azından eskisine nazaran çok daha iyi ve temiz bir görüntüye kavuştum.

     bu işi de hallettikten sonra yeni hoparlörlerimiz de geldi ve bir sonraki gün onların montajına geçtim. Onun aşamalarını da bir sonraki mesajda paylaşırım artık.
  19. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    evet, illa sökmek şart değil, iyi bir maskelemeyle araç üzerinde yapılmasında bir sakınca yok.
    Bu arada son kullanıcıya uygun istediğim kendinden sertleştirici özellikte sprey bir vernik için iki gün alışveriş sitelerini taradım. Her yerde normal mobilya, aksesuar vs için genel amaçlı sprey vernikler var. Çok zor buldum. Özellikle ColorMatic ya da SprayMax 2K Clear Coat ürünlerini bulmaya çalıştım. Bu spreylerin özellikleri tüpün içinde akrilik verniğin dışında ayrı bir haznede akrilik sertleştirici de oluyor. Kullanım öncesi spreyin altındaki mekanizma ile hazne deliniyor  ve sertleştirici vernikle karışıyor. Bu şekilde gerçek anlamda kemikleşen bir vernik uygulaması yapabiliyorsunuz. Nozzle'ları da normal sprey boya ya da verniklerden farklı bu iş için uygun şekilde oluyor.  Bir iki güne elime geçer muhtemelen.
    Ben farlar için kullanacağım ama özellikle  jantları için uygulama yapacak vs olursa, kesinlikle bu tip bir vernik edinin.
  20. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    Arabayı kaportacıdan teslim aldım çok şükür. Kaportacıya verme sebebim; Arka sağ ve sol çamurluklar iç kısımlardan dışarı doğru paslanmaya ve boya kabarmaya başlamıştı. Bagajda yine 6-7 sene önce kimyasal bir malzeme taşımıştım iş nedeniyle. O taşımadan sonra bagajın tabanında ufak bir yerde yine paslanma olmuştu. Marşpiyellerde, dikiz aynalarında tamponlarda ufak tefek sürtme izleri dışında arka tamponda 3 kere kırmızı ışıkta duramayıp vuran geri zekalı şoförler yüzünden büyük çatlaklar ve boya dökülmesi vardı. Sol arka çamurlukta bu sefer benim eski işyerimizin dar garajında manevra yaparken kolona vurmam nenediyle oluşan küçük bir göçük ve boya yıpranması vardı. Ben yıllar önce kendim piyasadan sedefli beyaz boya temin edip buıralara uygulamıştım. En azından temiz duruyordu. Arabayı bu şekilde 4-5 senedir kullanıyorum. Ama pas da işin içine girince iyice tüm kaportayı elden geçirmek, bahsettiğim göçüğü düzelttirip boya yapılması gereken her yer için anlaşmıştım kaportacıyla. Bahsettiğim yerler dışında arabanın her yerinde gerekli yerlere de nokta nokta rötüşlar yapıldı. Boyası güneşten yanmış silecek kolları vs boyandı. Yani yepyeni olmasa da tertemiz oldu araba.
    6- 7 yıl önce arabanın orjinal iki ön farına da dünyanın parasını verip far temizleme yaptırdım. Aslında hata yaptım çünkü durumları çok kötü değildi. O zamanki aklımla çok daha yeni gözüksün diye yaptırmıştım. Bu far temizliği sonrası iki far da çok çabuk sararma yapmıştı. Bu şekilde kullanırken sol ön far tarafından ufak bir kaza yaptım ve sol ön far kırıldı.. Hata bende olmadığından karşı tarafın sigortası araçtaki hasarı karşıladı ve yeni orjinal far takıldı. Ancak diğer far bu ayna gibi parlarken sapsarı duruyordu. Önceki performansını düşününce temizletmek istemedim. Götürdüğüm yer de öyle dandik bir yer değildi. Ödediğim ücret de yan sanayi yeni far fiyatının yarısıydı o zaman. Durum böyle olunca internetten yedek parça satan bir yerden yeni sağ ön far aldım ve kendim onu taktım. 3-4 senedir de bu şekilde kullanıyorum. İki farım da gayet iyi durumdalar, sararma, kararma falan yok. Ancak bu yan sanayi far orjinali gibi ayarlanmıyor. Dolayısıyla far ayarlarında hep sıkıntım var. Bunu düzeltmek için bir süredir sağlam olan orjinal sağ farımı kendim temizleyip tekrar kullanmak istiyordum ve bugün o işi hallettim. Aşamaları sizlerle paylaşıyorum.
     
    EVDEKİ MALZEMELERLE "0" MALİYETLE FAR TEMİZLİĞİ
    Açıkçası elinden her türlü iş gelen bir herif olduğumdan evde ne ararsanız bulursunuz. O yüzden başlıkta sıfır maliyet desem de bende hazır olan malzemelerin bir kaçını bazılarımız satın almak zorunda kalabilir. 
    Gerekli Malzemeler;
    - 400, 1000, 2000 su zımparası (Ben de mevcut olan zımparalardan bu iş için uygun olanlar bunlardı. 400 değil de 500-800, 1000 değil de 1200-1500, 2000 değil de 3000 nıumaralı zımparalar da olur.)
    - Kloroform (evde niye kloroform var diye soran olursa, pc mod işlerinden kalma, pleksi yapıştırma amaçlı almıştım koca bir şişe vardı.)
    - Bir adet elektrikli su ısıtıcı ya da kahve cezvesi
    - Kloroformu içine koyacağınız kapaklı bir kap. (Plastik, cam, metal hatta şaşal şişesi bile olabilir. Yeterki kapağı delinip ufak bir hortum geçirilebilecek birşey olsun.)
    - Ufak bir hortum. (Eski basmalı bir sıvı sabun kabından ya da fısfıslı kullanmadığınız birşeyin kabından sökebilirsiniz.) 
    Bunlar olmazsa olmaz malzemelerimiz. Bu malzemeler yanında ekstradan bir adet maske, bir adet kloroformu dökmeden boşaltmak için şırınga öneririm. Bir de buharlama işlemini ne olur ne olmaz havadar bir yerde yapmakta fayda var. Ben kapalı balkonun iki camını açıp yaptım. Tam açık balkonda rüzgar varsa uygulama zor olabilir.
    Bu detayları verdikten sonra farımızın işlem öncesi, dolaptan çıkarıldığı haliyle üzerinde kir, çamur olmadığı halini paylaşayım, gördüğünüz şey kir veya toz vs. değil;

        
    İlk aşama zımparalama; Farımızı bir lavaboya götürüyoruz. Zımparalarımızı devamlı ıslatıp temizleyebileceğimiz bir kabı da hazır ediyoruz.
    Farın yüzeyini bir sünger ya da su püskürtebileceğimiz bir fıs fısla sürekli ıslatıyoruz. 400 zımpara ile yatay bir hat üzerinde ovalamadan zımpara işlemini güzelce yapıyoruz.

     
    Bu işlem sırasında zımpara yaptıkça sararmış olan vernik tabakası nedeniyle suyun sarımsı şekilde aktığını görebilirsiniz. 400'lük zımpara sonunda aşağıdaki görüntüye ulaşıyoruz,

     
    1000'lik zımpara ile devam, bu aşamada sarı çıkan kir yavaş yavaş beyazlaşmaya başlıyor. Bu artık pleksi tabakasını zımparalamaya başladığımızın da bir işareti.

     
    1000'lik zımpara sonucu;

     
    Son olarak 2000'lik zımparayı da tamamlıyoruz. Güzelce ön yüzeyi yıkayıp yumuşak bir bezle siliyoruz ve iyice kurumasını bekliyoruz. Farımız aşağıdaki gibi oluyor.

     
    Artık kloroform buharını fara püskürtmek için gerekli tesisatı hazırlayabiliriz.
    İki sene önceki kasık ameliyatımdaki dikişlerin pansumanını yapmak için kullandığım plastik oksijenli su kabını bir gün işime yarar diye atmamıştım. O gün bu günmüş. Açıkçası bu iş için de cuk oturdu. Kendi tıpasını küçük bir matkap ucuyla delip temin ettiğim hortumu içinden geçirdim. 
      

    Ve kloroform için buhar makinamız hazır 

    Artık kloroformu koyup tesisatımızı gözden geçirebiliriz. Kloroform bayıltma etkisi olan bir madde ve solunduğunda boğazda yanma etkisi de yapabilir. O yüzden bir maske kullanmanızı öneririm.

    Kloroformu hazırladığım küçük kabın yarısını dolduracak şekilde koydum, tek far için fazlasıyla yeterli. Artık buharlama işlemini yapacağımız kapalı balkonumuza geçiyoruz. Cezvemizin içine kloroform kabını koyduğumuzda taşmayacak şekilde su ile doldurup çalıştırıyoruz ve bu işlemi de videoya çekiyoruz.
    https://www.youtube.com/watch?v=ssnb_jHbZao&ab_channel=ZvAnA
    Sonuç mükemmele yakın. Videoda da görüleceği üzere bir ara soğuyan suyu tekrar ısıtmak için cezvenin düğmesini tekrar açıyorum. Ama dalıp suyun fokurdamasına izin verdiğimden farın üzerine su damlaması oldu. Oralar bozulmuş gibi olsa da kloroform buharını üzerine daha fazla tutup gezdirince hiçbirşey kalmadı. Ekstra bir işlem yapmama da gerek kalmadı böylece. 
    İlk ve son halinin fotosunu da yan yana koyalım;

     
    Evet bir tadilat, tamirat projesini de başarıyla sonuçlandırmanın verdiği keyifle diğer projelere geçebiliriz.
  21. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    UYAR! Bu yazı kabus gibi bir tamirat sürecini içerir. 

    Bugün anten çubuğu nihayet elime geçti ve hemen tamir işine koyulayım dedim. Önce evde tamir edebilmem için 12v'luk bir güç kaynağına ihtiyacım vardı. Bu antenleri ben normalde bildiğiniz 12v 7 ah ups aküleriyle çalıştırıyordum ama maalesef elimdeki tüm aküleri tek tek denedim ama hepsi ölmüş. Ayarlanabilir bir basit adaptörle yapabilir miyim diye baktım ama amper değeri çok düşük olduğundan hiçbir işe yaramadı. Kara kara düşünürken aklıma birden evdeki rgb led şeritleri bağladığım 12 v'luk adaptörler geldi ve güç sorununu o şekilde çözdüm.
    Tamamdır artık sorun kalmadı bir iki saate halletmiş olurum diyordum içimden. Ama nereden bilirdim bir tamir işinin bu kadar aksilikle devam edeceğini... Daha işin başında anten motorunun kasasını sökmeye başlamıştım ki kalan son bir somun ben çevirdikçe kendi yerinde boşa dönüyordu. Onu yaptım, bunu yaptım yok. Bana mısın demiyor. Somunun vidalandığı parçanın başı vida gibi değil. Başı düz. Kargaburun gibi birşeyle bir yandan o kısmı sıkarken somunu çevirsem açılacak. Ama işte o vidalı kısmın başı plastik içine gömülü. Herhangi birşeyle kavramama imkan yok. Haliyle sinirlerim tepeme geldi. Sonunda başlarım lan bu işe deyip, aldım elime çekiçle ıskarpilayı kontrollü bir şekilde daldım plastik kısma. İnce uçlu kargaburun kavrayabilecek kadar yaraladım plastiği ve oldu.

    Sırf bu somunu çıkarabilmek için abartmıyorum yaklaşık 5 saat harcadım. Ama sonunda kasayı açabildiğim için keyfim yerine geldi. Artık başka ne sorun çıkabilirdi ki...
    Sıra kasa içindeki pislikleri vs temizleyip, çarklara, hareketli parçalara gress yağı sürmeye gelmişti. Hemen hallediverdim. Metal çubuğu da motorun gri borusundan geçirip, çubuğun plastik kablosunun başını yerine oturttum mu iş bitecekti. Çok beklersin.
    Bu dediğimi yapabilmek için motorun kasasına bir vida ile tutturulmuş en dış gri boruyu sökmem gerekiyordu. Vidasını söktüm, boru milim oynamıyor. Çekiyorum olmuyor, döndürüyorum olmuyor. Öyle bir sıkı ki o borunun yerinden çıktığını bilmesem bunu sabit yapmışlar derim, sırf anten çubuğuna orjinal diye verdiğim 640 liranın içime oturmasıyla işi bırakır giderim. İngiliz anahtarıyla sıkıp döndüreyim diyorum boru eğilmeye başlıyor. Çekiçliyorum hiç bir kıpırdama yok. Wd40 sıkıyorum belki araya nüfüz eder diye o da yok. Kafayı sıyırmaya az kaldı. Baktım olmayacak çekiçle bu sefer ince düz bir saatçi tornavidasını elime aldım. Boruyla kasanın birleştiği noktadan plastikle borunun arasına tornavida ucunu çekiçleyerek sokmaya başladım. İlk denediğim kısımda yine ufak bir yerden plastik kırıldı. Tam aksi yönde aynı işlemi bir daha yaptım ve plastiği biraz daha kırdım.

    Boruyu kavrayan plastik yüzey biraz azalınca başladım zorlamaya ve evet kıpırdadı sonunda. Zorladım zorladım ve nihayet çıktı. Borunun o kısmı nasıl bir oksitlenme yaptıysa plastikle akraba olmuşlar. Bu kısım da 5 saatimi çaldı. Evet anten çubuğunu poşetinden çıkarıp bu aşamaya gelmek 10 saatime mâloldu.
    Artık tecrübe edinmiştim. Bir işi nihayete erdirmeden artık bitti demeyecektim. Şimdi hangi zorluk çıkacak diye korkuyla bekliyordum artık. Bir yandan 640 lirayı boşa mı harcadık acaba, bu kadar aksiliğin üzerine anten çalışmazsa ne yaparım falan diye düşünerek plastik kabloyu haznesinin içine doğru sarmaya başladım. Haznenin gerekli yerlerine yine gress yağı sürdüm ve yerine oturttum. Sadece kasayı kapatmak kalmıştı. Vidaları tek tek yerlerine nazikçe oturttum ve işin başındaki ilk şoku yaşatan somun kaldı yine en sona. Somunu elime aldım yerine oturtacam, ellerim gress'ten dolayı biraz kaygan... Somun pırtı verdi parkeye düştü. Bir sıçrama sesi duydum sonra bir çarpma ve en son yere düşme sesi. Sakinliğimi bozmadan yakın gözlüğümü çıkardım, aşağıya baktım, göremedim. Koltuğumdan kalktım yere eğildim baktım yok. Yok, yok, yok, bulamıyorum. Kafayı gerçekten sıyırma noktasındayım. O tarafta çeşitli adaptörlerin olduğu amazon kutusu vs var. Bakıyorum, kutuyu boşaltıyorum yok ulan yok. Ulan göt kadar odada hemen dibime düştün de nereye gittin kahrolasıca somun. Seni somun yapana, başta oraya takana, anteni kırana, 300 liraya komple yeni universal anten alıp takmayan kafama sövüyorum da sövüyorum. Artık kafa uçtu. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi gibi tekerlemeler falan söylüyorum. O derece yani. Hanım korkudan birşey soramıyor, arada bir gelip kapıdan napıyor bu deli der gibi çaktırmadan bakıp gidiyor. Dedim bir sakinle Korhan! Zaten ter içindeyim dötümden bile ter akıyor. Git bir bardak soğuk cola koy kendine bir nefeslen. Sakince düşün. Bir somun küçücük odada düşüp nereye gidebilir?

    O an gözüm sehpasında duran gitara ilişti, rahatlamak için bir iki tıngırtadıyım diye uzandım ve o an yok artık dedim. Gitar deliğinden içeri girmiş olabilir miydi? 
    Gitarı şöyle bir salladım ve tadaaaaa. Evet somun parkeden sekip gitarın içine girmişti. Yine başladım sövmeye... bu kadarı da olur mu diye sövüyorum artık. Aldım yerine taktım hemen şerefsizi. Masanın üstüne bakıyorum kesin unuttuğum birşey vardır falan diye ama yok hakikaten montaj bitmişti. Geriye bir tek 12v bağlayıp test etmek kaldı. Anasını satayım bu sefer de korkudan adaptörü prize takamıyorum. Çalışmayacak düşüncesi hasıl oldu. Bu sefer gittim kendime çay koyup geldim. Yaktım bir sigara. Bir adaptöre bakıyorum bir antene. Sigaram bitince korkunun ecele faydası yok deyip taktım adaptörün fişini prize. Motorun sesini duymamla anten çubuğun tavana doğru yükselişini gördüm. Sorunsuz şekilde, hiç teklemeden sonuna kadar açıldı anten. Acaba kapanacak mıydı; Sanki yarım gün anamı ağlatan kendisi değilmiş gibi de gayet cool bir şekilde kapandı pzvenk. 
    Bu sahneden sonra çetin geçen, yolları tuzaklarla dolu, 12 saat süren bir tamir serüvenini başarıyla tamamlamanın verdiği huzurla aşağıdaki videoyu çektim ve sizinle paylaşmak için mutluluk gözyaşlarıyla yazdım bu satırları. Bir sonraki serüvende görüşmek üzere.
    https://www.youtube.com/watch?v=CyFBhSJml18&ab_channel=bmxunderground2
  22. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    aracın mekaniğini %99 bitirdiğim için artık kozmetiğe sıra geldi. çok iyi bir kaportacı ile konuştum, sıra bekliyorum. sıram geldiğinde kaportayı düzelttirip (ufak tefek ezikler büzükler çürükler çatlaklar vs.) komple boyaya göndereceğim. ondan sonra mission accomplished.
    boyasını da yıllardır çalıştığımız ve işçiliğini çok sevdiğimiz bir ustamıza yaptıracağım. araç kendi aracım olduğu için, satmayı düşünmediğim için ve boyanın kalınlığı gibi gereksiz takıntılarım da olmadığı için olabildiğince kalın attıracağım. hatta çift kat vernik geçirteceğim üstünden. ondan sonra 20 sene boyunca her ay pasta cila yap o vernik erimez.
    tüm malzemeler hazır. bmw'nin fabrikada kullandığı orjinal verniği aradım buldum servet bayılıp aldım. parlaklığı ve kalitesi aracın fabrikadan çıktığı ilk günkü gibi olacak.
  23. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by stardust in Eat my dust, dust eaters.   
    bir gün beynin de no error verir umarım.
  24. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    araçla haftada en az 1 gün yaşadığımız manzara...
    hata kodu var mı. varsa hemen google başına... çözümü neymiş bak, hallet. (hataların %90'ını zaten ezbere biliyorum da, bilmediğim bişey çıkarsa işte...) motorun çalışma değerleri nasıl, toleranslar içinde mi, sensörlerden okunan değerler ne durumda vs. arabada istediğim farklı özellikleri kodlama, yeni donanım kodlama vs. haftalık rutinimi yapmazsam rahat edemiyorum. her daim %100 çalışmalı yoksa kafayı sıyırıyorum.
    yıllarca emeğin sonunda artık bütün arabayı baştan sonra tarattığımda bütün sekmelerde "NO ERROR" yazısı görmek beni mest ediyor.

  25. snc-tr liked şu konuya bir mesaj by JardeL in Ucak bileti firsatlari   
    Millet Avrupa seyahatlari icin yeni yollar bulmus; once Sofya'ya geciyorlar oradan da resmen bedava fiyatlara Avrupaya ucuyorlar... Simdi baktim mesela, RyanAir sagolsun 635TL'ye Londra gidis donus bileti var ya , inanilmaz... 
    Ucuslari Google Flights uzerinden takip edebilirsiniz, destinasyonda Europe (Continent) secince her yer gozukuyor...