quad

Üye
  • Mesaj sayısı

    90
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti


Reputation Activity

  1. quad liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in Nvidia GeForce RTX40 Serisi - Hopper/Ada Lovelace (2022-2023)   
    Mining iş tekrar hortlarsa zaten iyice tüy dikmiş olur.
     
    [off-topic]
    Ben zaten oyun işinden çok soğudum. Hem vakit bulamıyorum hem de artık doğru düzgün oyun çıkmıyor.
    Eskiden oyunlar vardı, oynamaya hevesli bizler vardık ama donanım yoktu. Donanım zincirin en zayıf halkasıydı. Elimizdeki donanımı overclock ile falan tahammül edilebilir hale getirip oyun oynamaya çalışıyorduk. Bu zevkimizi bile elimizden aldılar. Artık overclock bile yapamıyorsun.

    Şimdi hayvan gibi donanımlar  var ama ne oyun var ne heves.  Yeni çıkan oyunların hikayelerine bakıyorsun, karakterlerine bakıyorsun, animasyonlarına falan bakıyorsun, insanın iştahı kaçıyor. SJW saçmalıklar, kısacık hikayeler, DLC, pay to win, bitmeden piyasaya sürülmüş oyunlar, aynı oyunları parlatıp parlatıp piyasaya sürmeler....
    Sektörün iyice silkelenip toparlanması lazım, yoksa ne çıkarsa boş. Sürecek yol olmadıkdan sonra neyleyim Ferrari'yi.

    Bana 5090 10 sene önce lazımdı, şimdi alsın biryerlerine soksunlar.

    Steam'de en çok oynanan oyunlara bakıyorum; CS, Dota, PubG, Rust, GtaV, Palworld ... Hiç biri 5090'la oynanacak oyunlar değiller. Çok tuhaf bir arz talep durumu var. Talep olmayan şeyler arz ediliyor ve ilginç bir şekilde sanki çok talep varmış gibi rakamlar isteniyor.
    Hardware survay'e bakıyorum en üst sıradaki 4000 serisi gpu 4060 laptop, o da %2.51.

    Nerede bu kapışılan 4080'ler 4090'lar  4070 TI'lar ?
    Bu kartlar gerçekten satılıyor mu? Satılıyorsa bu kartları alanlar oyun oynamıyorlar mı? Satılmıyorsa Nvidia nasıl trilyon dolarlık şirket oluyor? 
    4000 serisi çıkalı kaç sene kaç ay oldu? Nerede abi bu kartlar? Oyun oynamıyorlarsa ne yapıyorlar bu kartları?

    Burada tuhaf bir durum var. Ya bu kartları alan adamlar oyun oynamıyor, yada bu kartlar satılmıyor. Birileri bizi yiyor abi
     
    [off-topic]
  2. quad liked şu konuya bir mesaj by SkyWarrior in Nvidia GeForce RTX40 Serisi - Hopper/Ada Lovelace (2022-2023)   
    Şu hiç değişmedi ama nerdeyse. İlk günkü gibi hala GTK2

     
     
  3. quad liked şu konuya bir mesaj by SkyWarrior in Nvidia GeForce RTX40 Serisi - Hopper/Ada Lovelace (2022-2023)   
    Windows altındaki salak win32 temalı kontrol panel ile geforce experience i birleştirip tek paket haline getireceklermiş. 
    Açıkçası win32 temalı salak kontrol paneli çok boş geliyordu bana şu ikisi hep daha iyiydi bence. 
       
  4. quad liked şu konuya bir mesaj by mamad in Nvidia GeForce RTX40 Serisi - Hopper/Ada Lovelace (2022-2023)   
    Ne kadar ekonomist, finansçı vs varsa hepsi Nvidia'nın 4. çeyrek sonuçlarının açıklanmasına kitlenmiş bekliyordu bugün. CNBC'de geri sayım bile koymuşlar (Yuh)!
    Sonuç olarak Nvidia, beklentileri de aşarak 22 milyar doların üzerinde çeyrek sonucu açıkladı. Tabi ki aslan payı data-center tarafından geliyor:
    https://nvidianews.nvidia.com/news/nvidia-announces-financial-results-for-fourth-quarter-and-fiscal-2024
    Geçen yılın aynı dönemine göre %265 artış! Yıllık toplam gelir 60 milyar doların üzerinde. Hissesi balon oldu, patlayacak derken adamlar beklentileri de aştı. Muhteşem 7 yerine muhteşem 1 demeye başladılar. Son dönemde diğer firmaların gelirlerinde ve hisselerinde yavaşlamalar ve düşüşler başlamıştı. Nvidia tek başına direniyor. Geçen haftalarda hisse değeri 700 doların üzerine fırlayınca firmanın borsa değeri 1,7 trilyon doların üzerine çıkmıştı. Bu da onu ABD'nin en değerli 3. şirketi haline getirmişti. Özellikle 2015'ten sonra korkunç bir hızla büyüdüler, uçtular gittiler.
    Bundan sonra ekran kartıymış, oyuncu gpusuymuş falan çok da umurlarında olacağını sanmıyorum. Adamlar yıllardır üzerinde çalıştıkları işten esas ekmeği yemeye başladılar. Oyuncu gpuları işiyle de Amd-Intel takılsınlar işte diyebilirler.
  5. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    motor son zamanlarda (bir kaç aydır) çok zayıf marş basmaya başlamıştı. uzun zamandır nispeten zayıftı ama son zamanlarda boku çıkmıştı artık. hele soğuk havalarda, akü de yatmaktan ötürü biraz zayıflamışsa soğuk marşlarda o kadar yavaş marş basıyordu ki elimle çevirsem daha hızlı döner yani.
    3 olasılık vardı; zayıf akü, marş motoruna giden kablonun oksitten ötürü direncinin artmış olması veya marş motoru kömürlerinin artık bitmiş olması. aracın 284k km'de olması dolayısıyla zaten marş motorunun elinin kulağında olduğunu tahmin ediyordum artık. çok kafaya takmadım bakarız bir ara dedim hep.
    arabayı salı günü hidrolik hortumlarından birinin değişmesi için tamircime bırakmıştım, dün telefon geldi -biraz da stresli bir ses tonu ile- "abi senin araç marş basmıyor, tık diye kaldı. marş motorun gitti galiba" dediler. benden acaip bir tepki bekliyorlar tabi siz bozdunuz falan dememi... dedim ki "hadi ya iyi bari sizdeyken olmuş.. bekliyordum zaten böyle bir şey." acaip rahatladılar  "abi işten anlayan adam bir başka oluyor ya gereksiz stres yaptık burda" falan dediler. her neyse. ama gerçekten iyi oldu yani, garajdayken bozulsa ne bok yiyeceğim? olabilecek en iyi yerde hakkın rahmetine kavuşmuş.
    neyse, ben zaten arabayı aldığımdan beri marş motorunun bozulacağını tahmin ettiğim için ve orjinal marş solenoid'inin de TR'de bulunmadığını bildiğim için bir kaç sene önce yurtdışından kampanyalı bulup çöp parasına getirtmiştim. yıllardır rafta yatıyordu, kısmet düneymiş. kömür her yerde bulunuyor o sorun değil ama bu bulunmuyor. standardı bulunuyor ama bendeki sadece 540'a özel olan otomatik (bas bırak) marş solenoidi olduğu için bulunmuyor. zaten bulamayanlar standardı takıyorlar o zaman da otomatik özelliği gidiyor. tofaş gibi anahtarı basılı tutarak çalıştırıyorsun. ne anladım o işten.
    sanayide bu parçaya marş taşşağı diyorlar hemen ustamı tekrar aradım ve eğer marş taşşağında sorun varsa boşuna aramamalarını bende sıfır olduğunu söyledim. tamam dedi kapadı, yarım saat sonra tekrar telefon geldi "evet abi taşşak da bozulmak üzereymiş getirebilir misin" dedi. atladım kartala götürdüm, sıfır kutuyu açıp çıkardılar parçayı... bir parçaya baktılar bir bana, abi sen çatlaksın dediler evet dedim çatlak olmasam bu kadar orjinal kalır mı bu araba?
    değişen parçalar şunlar;
    çıkan kömür yatağı (kömürler bitmiş ve uçları parçalanmış, bu kadar dayanması bile mucize)

    bu da bahsettiğim solenoid;

    marş motorunun komple halini nedense çekmedim ama baya büyük. normal araçların 2 katı boyunda falan.
    işlem bittikten sonra arabaya takıldı, usta kontak başına geçti. nasıl basıcak diye merakla dinliyorum. kontağı çevirdi, araç öyle bir marş bastı ki ağzım kulaklarıma vardı  aldığım günden beri bu kadar hızlı basmamıştı hiç. ışık hızında bastı resmen. tamam dedim demek ki başından beri derdi buymuş bunun. bir sorunun daha üstü çizildi.
  6. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Otomobil Hakkında Her şey   
    benim tofaş kartalın soğutma sistemi vahim durumdaydı, yıllarca musluk suyu ile kullandım hiç umursamadım kalorifer peteği de artık tıkanmaya başlamış olsa gerek ki devir arttırmadan ısıtmamaya başlamıştı. hep bmw hep bmw olmaz, biraz da şununla ilgileneyim dedim ve soğutma sistemini temizlemeyi kafaya koydum. 
    bütün hortumları söktüm, yıllardır musluk suyu ile kullanıldığı için içi resmen pas dünyası olmuş çamur gibi su aktı  radyatörden, hortumlardan, kalorifer peteğinden bahçe hortumu ile sıcak suyu bastım (kombiye bağlı), içinde kalan bütün paslı balçıklı suyu çıkan su berraklaşana kadar akıttım.
    tüm noktalarından çıkan su berraklaştıktan sonra tüm hortumlarını geri bağlayıp içine würth radyatör temizleyici attım ve havasını alıp komple su ile doldurup motoru kendi halinde bıraktım 1 saat boyunca 2000 devirde çalıştı.
    1 saatin sonunda sistemdeki suyun rengi tekrar şuna dönüştü;

    tekrar tüm hortumları açtım, her yerinden köpürerek çamur kustu. yine aynı şekilde her yerine bastım hortumu, hem çamur hem kimyasal temizlenene kadar devam ettim. en son her şeyi toplayıp saf su ve antifriz doldurup havasını alıp kapattım. suyun son rengi şu haldeydi;

    işlem toplamda 6 saat sürdü ama değdi. bugün 100km yol yaptım, suyun renginde bir değişme olmamış, bu da sistemin büyük ölçüde temizlendiği gösterir.
    kalorifer peteği muhtemelen açılmış, sıcak hava sorunu düzelmiş. ayrıca radyatörün motoru soğutma kapasitesi inanılmaz artmış. radyatör fanı neredeyse devreye bile girmiyor ısınmadığı için.
    son olarak şöyle slx motorumun bir resmini de koyayım keko gibi

  7. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Otomobil Hakkında Her şey   
    işin garip yani bu iq50 varlıklar merceksiz halojen farına xenon taktığında önünü iyi aydınlattığını sanıyor. halbuki halojen taksa önü çok daha iyi aydınlanacak. öndeki adamı kör etmekten başka bir işe yaramıyor merceksiz xenon. ben bu tipler karşımdan geldiği zaman direkt uzunları yakıp sokuyorum gözüne ki benim uzunlar adamın gözüne fena girer ışık şiddeti çok güçlü. iq seviyesinden ötürü pek bir şey anladığını düşünmesem de ben rahatlıyorum.
    bir de ampul tipi doğru ama farın açısı uzaya bakan tipler var. tuvturk far ayarına hafif kusur yazıp gönderdiği sürece o iş düzelmez. ellerinde makine var halbuki ayarlamaları 2dk sürer. herkesi ayarlayıp gönderseler trafik gece daha çekilir olur.
  8. quad liked şu konuya bir mesaj by escape in Elektrikliye Geçmek Mi Yoksa..   
    Abi yaklaşık 1,5 sene önce eşime sana araba alalım ne istiyorsan alacağım dedim ki limitin içerisinde güzel modeller vardı. O da ben en dolu pickup'ı istiyorum dedi, Raptor'da 6 ay sıra bekleme muhabbeti olmasa Raptor alacaktık halimi sen düşün:)
    Ondan önce 2007 model Land Rover Discovery kullanıyordu ve resmen aşıktı, ondan Ranger'a geçince dünyanın en mutlu insanı olduğunu iddia etmişti:D
    Bana kalsa 2019 Mercedes E180 alıp geçecektim:D Şimdi beni gören eşinin arabasını kullanıyorsun galiba abi yakışmış diyor, hanımı gören eniştenin arabasını iyi kullanıyorsun yenge diyor:D
    Cidden saçma oldu, benim araba sınıfının en küçüğü, hanımın araba sınıfın en büyüğü :DD
    Abi takıldım sana, üstelik senin cevabın ile kafa karışıklığım ve gaza gelme seviyem eskisine geri geldi:D
  9. quad liked şu konuya bir mesaj by pentaman in Elektrikliye Geçmek Mi Yoksa..   
    Ben biraz geç görmüşüm sanırım başlığı. Eylül ortası gibi banka ucuz kredi verince arabayı değiştirmeye karar verdim, açıkçası aklımda da yoktu ama 5. yılı dolmuştu aracımın, daha da eskimesini istemedim, cebimden de para çıkmadığı için mantıklı geldi. Borusan'ın X5'i ederi fiyatında alması ve 400 bin TL elektrikli araç takas indirimi sağlaması sonrasında iX xdrive50 aldım. Menzil maksimum 633 km olarak belirtilmiş ama benim tahminim 550 km civarı olması yönündeydi, öyle düşünerek aldım. 3000 km'yi geçtim geçen hafta. Deneyimlerimi aktarayım :
    Eylül ayında klima açık kullandım, ben %20 şarja inince %80'e kadar şarj ediyorum ve o şekilde kullanıyorum hep, bu şekilde önerildiği için de düzenimi böyle kurdum. Toplam %60 şarjla 350 km civarında gidiyor şehir içinde ve klima açıkken. %100 şarjla rahatlıkla 550 km'yi geçebileceğini düşünüyorum, çünkü ekim ve kasım aylarında hava iyiydi, klima ve ısıtma açık değilken bu değerlerin üstüne çıktım hep. Aralıkta birkaç gün soğuk oldu, klimayı bu defa ısıtma için kullandım, ön iki koltuk ısıtma, arka bir koltuk ısıtma, kolçakların ısıtması vs. derken soğuk havada 26 derecelik ısıtmayla %60 şarjla 280 km gittim. Haftada 4 defa Kartal-Ataşehir git-gel yapıyorum, bir defasında 3 saat arabada bu ısıtma açıkken oturdum, o hafta 4 defa bu yolu bu şekilde kullandım ve 10 saatlik toplam sürede ısıtıcı açıkken 240 km'ye indi %60 şarjla. Kısacası toplam menzil açısından ciddi soğukta ve arabada çok uzun süre (3-4 saat gibi) oturup beklerseniz menzil %25 civarında azalıyor. Klimayı soğutma için açtığınızda da %10 civarında bir azalma söz konusu. Şu anda artık takip etmiyorum ne kadar şarj gideceğini çünkü alıştım ve ilk alışma süreci geçtiği için çok rahat biliyorum, benzinin ne kadar gideceğini tahmin etmek gibi bir durum oldu benim için.
    Şehir dışında hiç kullanmadım, benim en uzun gittiğim yol Çanakkale-İstanbul arası, 480 km civarında tutuyor, aşırı hızlı kullanmayı da sevmediğimden tam dolu şarjla yolda hiç durmadan gidilebiliyor (videosu var, Bozcaada'ya kadar problemsiz ulaşılıyor). Bundan daha uzun bir mesafede araba kullanmayı doğru bulmuyorum, tır şoförü değiliz en nihayetinde hiçbirimiz. Biz ailece bu şekilde git-gel yaptığımız için Çanakkale'ye mutlaka mola veriyoruz zaten, en az yarım saat durduğumuz için de bir sorun çıkacağını düşünmüyorum şarj gerekirse. Evde şarj yeri olması gerekir mi diye düşündüm, BMW zaten hediye ediyor şarj istasyonunu ama gerekmediği için taktırmadım (yerim var aslında). İşyerinin otoparkında 4 tane şarj istasyonu var, AC 22kw istasyonda 3 saatte %60 doluyor zaten alet, dolunca mesaj geliyor alıp kendi park yerime koyuyorum aracı. Haftada bir, bazen de 10 günde bir şarj etmek yetiyor bana. Voltrun firmasıyla anlaşması var bizim plazanın, %20 indirim sağlıyorlar, AC şarjla %60 şarj 350 TL civarında tutuyor. Evde şarj etsem belki daha ucuza mal olur ama değdiğini düşünmüyorum. Klima açıkken yazın 1 KM/1 TL tutuyor, kışın da tüm ısıtıcılar açıkken 1 KM/1.3 TL gibi bir maliyeti var. Herhangi bir benzinli veya dizel aracın bu fiyatların yanına yaklaşabilme ihtimali yok, en az 3 katı tutuyor. Tabi 523 beygir ve 0-100 4 saniyede hızlanan bir motoru olan araçla kıyaslamak lazım, o zaman 5-6 katı tutacaktır büyük ihtimalle. Evde şarj edebiliyorsanız bundan da ucuz tutuyor haliyle.
    Ben işte şarj ettiğim için bir sorun yaşamıyorum ama haritada 2 km çevremde 56 tane şarj istasyonu görünüyor, aracı ilk aldığımda bu sayı 32'ydi. Her geçen gün yeni bir şarj firması ekleniyor sisteme. Evde-işte AC şarjla rahat şarj etme imkanı oluyor, zaten park yerinde bırakıp gidiyorsunuz. DC şarj için de bizim çevremizdeki petrol istasyonlarında da istasyon görmeye başladım bu ara, yine avm'lerde DC şarj istasyonları var. Ben pek ihtiyaç duymadığımdan hiç kullanmadım. Haftada bir benzinciye gidip, pompacıyla "evet fiş lazım, 2000 TL eurodiesel", içerideki elemanla "2000 TL, evet YapıKredi olacak", sonra tekrar pompacıya gidip fişi verip bir de fişi beklemek gibi durumları yaşamadığım için çok mutluyum. Haftada bir yarım saatim çöpe gidiyormuş onu anladım. Benzinciye hiç girmiyor olmak gerçekten çok rahatlatıcı bir şey. 
    Elektrikli araçların rejenerasyon olayının motor freninden bile iyi kapasitede kullanım sağlamasına alışmak çok kolay, ilk 2-3 kullanım sonrası ayak alışıyor direkt ve daha yumuşak kullanım sağlıyor. Bakım zamanı genelde 20k km civarında polen filtresi tıkanmaya yakın oluyormuş, bilinen bir bakım zamanı yok yakıtlı araçlar gibi, zaten polen filtresini değiştirip gönderiyorlar bakımda da. Bizim plazada Tesla model Y ve S var daha çok, 2 tane Togg gördüm geçen gün şarjda, EQE ve EQS'ler var birkaç tane, iX1 ve iX3 vari bir de i7 gördüm geçen gün şarjda. Her çeşit araç var kısacası şu anda, şarjda sıra sorunu falan yaşamıyoruz, 4 şarj istasyonu çok rahat yetiyor şu an ama araç sayısı arttıkça neler olur onu zaman gösterir, gerekirse istasyon eklerler olur biter. Şarjla ilgili istasyon olmama sıkıntısı olma ihtimali yok artık, her yer şarj istasyonu, Hakkari'nin ortasında bile var.
    Araçların gelişmesi ve şu an elektrikli araç alanların zarar edeceği beklentisi ise bir ütopya. Çok basit bir mantığı var bu işin, elektrikli araçların menzilleri 1000 km'yi rutin olarak aşıp teknolojik ilerleme şu andakinden daha iyi olacak olursa eski nesil elektrikliden önce benzinli ve dizel araçların ruhuna Fatiha okur geçersiniz. Elinizdeki benzinli veya dizel araç böyle bir durumda direkt çöpe döneceği için hurda fiyatına hurdacıya satarsınız artık. Şartlar olgunlaşmışken rahatlıkla alabilirsiniz, daha tercih edilen bir modeli alırsanız daha rahat edersiniz, bu ara her yer Tesla doldu bizim burada, kullananlar hep memnun.
  10. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Trifecta Restoration   
    evet bu macera da buraya kadarmış... işi bıraktım.
    ortaklarımla çok iyi arkadaşız ama maalesef iş konusunda anlaşamıyoruz. "iş başka arkadaşlık başka" lafı boşuna söylenmiş bir söz değilmiş belli ki.
    açtığımız günden beri ara sıra tartışmasını yaptığımız mevzular büyüdü ve işin içinden çıkılmaz hale geldiği için ben hisse değerimi devretmek için gereken ücret neyse alıp kendileriyle yolumu ayırmaya karar verdim. bu mevzu ekimin başında oldu, yeni yeni ortalık duruldu, anlaşmalar sağlandı.
    özet olarak temel sorun çalışma saatlerinde anlaşamamamız. çok fazla, anlamsız derecede çalışıyorlar. bunun farklı sebepleri var biliyorum ama o konulara girmeyeceğim. sürekli günde 13-15 saat çalışıyorlar ve benden de aynı şeyi bekliyorlar. ben evli barklı bir adamım, onu da geçtim insanın kendine ayırması gereken zamana ihtiyacı var. son zamanlarda eve uğrayamaz oldum. saçmalık boyutuna ulaştı, eşim yüzünü göremiyorum diye sürekli darlamaya başladı vs. 
    sonrasında 9 veya duruma göre 10 saatten fazla çalışmayacağımı söyleyip mesaim bittiğinde dükkandan ayrılmaya başladım, gerginlik ve tatsızlıklar başladı tabi. en sonunda yaşadığımız tartışmada bu şekilde bir çalışma hayatı olamayacağını söyleyip ayrılmaya karar verdim.
    şu anda aramızda arkadaşlık olarak bir sorun yok, yine eskisi gibi iyi arkadaşız, sırf iş olmadı diye iyi arkadaşlıkları bitirmek de istemem açıkçası, ama iş konusunda kesinlikle anlaşamayacağımızı düşündüğüm için tekrar geri dönmek de istemedim. 1.5 aydır evdeyim, emekli hayatı yaşıyorum. sağda solda freelance iş varsa yapıp 3-5 kuruş kazanıyorum
    eski işime dönmeyi tercih ederim (IT) böyle bir bölümde çalışan varsa iş tekliflerine de açığım 
  11. quad liked şu konuya bir mesaj by mamad in Guncel laptop modelleri   
    Bence esas soru, neden macbook air gibi fansız, sessiz, az güç tüketip az ısınan laptoplar göremiyoruz hala, olmalı. Teknoloji geliştikçe güç tüketimi düşmeli, daha küçük yapıda bilgisayarlar ortaya çıkmalı. Ancak yazılım sektörü ne kadar alakasız gelişiyorsa, sürekli daha güçlü donanımlara, daha fazla güç tüketip daha fazla ısınan ve sonucunda da daha büyük ve gürültülü soğutma sistemlerine sahip laptoplar görüyoruz.
    Laptopların çoğu, yük altında süpürge gibi çalışıyor. İşlemci 100 dereceyi buluyor, gpu 90 dereceye yaklaşıyor. SSD'lerin bile kararsızlaştığı oluyor. Piller fazla ısındığı için ömrü kısalıyor, fanlar susmuyor. Artık biraz düzelmesi gerekir.
    Zamanında ultrabook konsepti müthiş bir atılım olmuştu. Laptoplar için ciddi bir standartlaşma ve iyileşme sunmuştu. O tip bir şey olmalı yine. 2 cm'den kalın olmayacak, 2 kiloyu geçmeyecek, işlemcisi en az şu kadar olacak, rami bu kadar olacak ve yükseltilebilecek, harici en az şu kadar gpusu olacak, sıvı soğutma bulunacak, şu kadar desibel gürültünün üstüne çıkmayacak, ekranı en az 144hz 400nits %100 sRGB olacak, pili en az 80-90w olacak, klavye aydınlatmalı olacak, kamerası 4k olacak vs vs. Bunlar olmayacak şeyler değil.
  12. quad liked şu konuya bir mesaj by SkyWarrior in Kara Cuma 2023   
    Geçen bir tane su sebili almak için girdiğim bayiden bir mutfak robotu bir kahve makinası bir çaycı bir sebil ve bir çamaşır kurutma makinası aldım çıktım. Sağlam kazık gelecek dediler biraz da ikram olunca al lan ne olcak dedim. Hanım da sevindi iyi oldu.  kara cumayı salıdan yaşatan yerel esnafımıza teşekkür ediyoruz buradan. 
    Hanımla beraber çarşıya çıkınca kayış kopuyor bizde harcamayacaksak bile para birşeyler almadan dönemiyoruz nedense. Birbirimizi tetikliyoruz çok fena
  13. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Otomobil Hakkında Her şey   
    farklı sebepleri de vardır ama temel sebebi vergi bence... türkiyenin sikko vergi sistemi karşısında ayakta kalamadılar tabi. adamlar dünyanın en verimli motorlarını üretiyorlar ama hacim biraz yüksek diye çuvalla vergi alındığı için kimse almıyordu. 1.2 üstü motorlu arabalar bizim neyimize tabi, biz kimiz ki... devletimize zeval gelmesin.
  14. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Otomobil Hakkında Her şey   
    doğru, lakin terimler yanlış  yeri gelmişken yazayım dedim;
    logolu orjinal parçalara "genuine" denir. söz konusu araç için "genuine peugeot" olur. oem değil.
    örneğini verdiğin mann filtre için, yani logosuz orjinale "OE" denir. (original equipment) önemli parçalarda logoludan ziyade her zaman tercih edilmesi gereken seçenek budur. boşuna 2 kat logo farkı ödemezsiniz.
    bir parça üreticisi sözkonusu aracın herhangi bir aksamının orjinal üreticisiyse ama mevzubahis parçanın orjinal üreticisi değilse ona OEM denir. (original equipment manufacturer). benim arabadan örnek verecek olursam mesela farlarımı orjinalde Hella üretiyor, ama egzantrik sensörümü Bosch üretiyor. farlarımı Hella alırsam OE olur, ama egzantrik sensörünü Hella alırsam OEM olur.
    aracın üzerindeki hiç bir parçayı orjinal üretmeyen marka ise aftermarket'dır  kale bu durumda aftermarket oluyor, ama fazlasıyla kaliteli olduğu için sorun yok.
  15. quad liked şu konuya bir mesaj by Mr.Smith in Otomobil Hakkında Her şey   
    arabayı bugün çıkardım. 
    orjinal şanzıman yağ soğutucu 21 bin tl olunca kale marka yan sanayi takıp geçtik. bin tl
    eat6 şanzıman tarafına su almış. usta normalde bu tarafa hemen yağ almaz ama dedi. tabi bizimki almış.
    normalde 150 bin kmden aşağıda pek yağ soğutucular patlamıyormuş. 
    12 lt motul atf6 yı 4er  4er doldur boşaltla 3 tur değiştirdik. şanzıman toplam 7 lt yağ alıyor.
    en son seviyesini ayarlayıp kapattık. son boşaltmada yağ fena değildi. temiz gibiydi.
    motor içini 4 tur radyatör temizleyici ile yıkadık değiştirdik . en son total antifiriz koyduk kapattık.
    1 ay kadar sonra 8 lt daha motul atf6 ile 2 tur değiştiricez.  şanzıman yeniden doğmuş gibi. şu anda çok akıcı ama tabi ömründen ne kadar kaybetti emin değilim. 
    motor bakımı fln dahil 8 bin gibi bişey tuttu. tabi 2 bin daha atf alıcam. düz hesap 10 bin diyelim.
     
  16. quad liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in USB resources is not enough   
    Genelde basit usb cihazlar 3-5 endpoint kullanıyorlar, (2 input,1 output gibi) böyle aygıtlar için anakart arkasında bir sürü fiziksel soket olması iyi bir şey fakat bazı usb aygıtlarda işin ucu kaçabiliyor.
     
    Misal programlanabilir oyun faresi sadece bir fare değil. Fare + klavye + gamepad + ışıklar + programlanabilir hafıza falan içeren komposit bir cihaz ve her bir fonksiyon birkaç end point kullanıyor. O fareyi bir hub gibi düşünebiliriz. Siz bir fare bir klavye bağladım diye düşünebilirsiniz ama o bir fare bir klavye değil.
    Fonksiyon ve bant genişliği arttıkça doğal olarak bu kullanılan endpoint sayıları da artıyor. Bir de siz bu aygıtları doğrudan anakartın arkasındaki farklı soketlere takınca ayrı yere taktım sanıyorsunuz ama gerçekte hepsi aynı yere gidiyor.
    Burada anakart üreticilerinin de kabahati çok. 3-5$ için yüzlerce dolarlık anakartlarda kontolcü sayısını düşük tutuyorlar.

    Genelde tapografi şu şekilde oluyor, anakartın üstündeki usb2 soketler bir kontrolcü, varsa usb 3.1 ve typeC soketler bir kontrolcü, diğer usb3.0'ler hepsi bir kontrolcü ve front panel soketi ayrı bir kontrolcü oluyor.
  17. quad liked şu konuya bir mesaj by Atrin in Motosiklet kullanıcıları! Tanışalım. Künye/Tanışma   
    Yok hocam aynen dediğin gibi. Acil durum parası başka. Ona dokunmam  Bu öyle arada kenara attığım bir birikimdi. Zaten gaza geldim bugün gittim aldım. Cumartesi teslim olacak inşallah.
  18. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    cd changer şerefine hemen kendime en sevdiğim klasik rocklardan karma bir cd yaptım (flac dosyalarından tabi, mp3 değil) ses kalitesi olarak o devrin araçları için bundan daha ötesi yok gerçekten. ses sistemi tamamen cdyi en iyi şekilde aktarmak için tasarlanmış o devirlerde. fabrikasyon olarak changer modülü amfiye direkt dijital coax üzerinden bağlı, o devirler için acaip bir durum. crystal clear ses. muhtemelen benim aracı bayiden alan kalantor abi en üst ses opsiyonu ile aldığı için öyle. daha alt versiyonlarında aynı modül analog üzerinden bağlanıyor (analog çıkışı da var ama boş bendeki)
    az önce 4.5 yaşındaki kızımı kreşten alıp eve getirirken yaptığım cd'yi dinliyordum, arkaya baktım bizim kız da müzikle ritim tutup kafa sallıyor. dedim sen de baban gibi klasik rock'cı mı olacaksın yoksa 
  19. quad liked şu konuya bir mesaj by T800 in Gsync Nasıl Kullanılmalı   
    Unutmadan şuraya koyalım:
    https://blurbusters.com/gsync/gsync101-input-lag-tests-and-settings/14/
    Kısaca:
    Gsync aktif edildiğinde monitörün kullanılan tarama hızı ne ise o değerden üç eksik FPS limiti koyulacak, Nvidia sürücüsü üzerinden Manage 3D Setting-Vsync On yapılacak, oyundaki Vsync, Triple Buffering v.b Off konumuna alınacak. Neden böyle olması gerekiyor diyenler ilgili linkten bakabilir, geniş anlatım orada. 
    Bu ayarlar tabii ekran yırtılması yaşamamak için hiçbir durumda.
  20. quad liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in Otomobil Hakkında Her şey   
    Güncelleme yapayım.
    Uzun araştırmalar sonunda kaliteli denileblecek 20$'a Veepeak Bluetooth OBD2 cihazını ve 50tl'ye de Google play store'dan Car Scanner programını satın aldım. Daha profesyonel yada daha kullanıcı dostu başka alternatifler de var ama en ekonomik çözüm buydu.
     
    "Veepeak OBDCheck BLE"
    https://www.veepeak.com/product/obdcheck-ble/
    "Car Scanner ELM OBD2"
    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.ovz.carscanner
     
    Bluetooth Obd cihazı ve program diğer onlarca türevleri gibi hata okuma/silme sensör verilerini gösterme gibi fonksiyonlar da sağlıyor. Fakat bu programın avantajı VW grubu araçlara long coding desteği vermesi ve bunu 50tl gibi çok uygun bir fiyata sağlaması. Benim asıl ilgilendiğim nokta da burası.

    Long Coding'i biraz açıklayacak olursak; Modern araçtaki hemen hemen her elektronik modül birbiri ile bir veri yolu(CAN BUS) üzerinden haberleşiyor ve bu modüller genelde yine bu veri yolu üstünden programlanabiliyor. Özellikle büyük üreticiler masrafları azaltmak için çok geniş yelpazedeki araçlarında genelde aynı elektronik modülleri kullanıyorlar ve her bir marka, model ve paket için yeni bir modül kullanmaktansa bu modülleri yazılımsal olarak programlayarak donanımları sınıflandırıyorlar.
    "Programlanabiliyor" derken firmware yazmaktan bahsetmiyorum. Bu modüllerin bir çoğunun genelde birkaç byte uzunluğunda kendilerine özgü programlanabilir ayar seçenekleri var ve önceden tanımlanmış her bir bit modülün fonksiyonlarını tanımlıyor. Long coding ile biz bu bitleri byteları değiştirerek modüllerin önceden belirlenmiş fonksiyonlarını değiştiriyoruz. Tabi hangi byteları bitleri değiştireceğimizi önceden bilmemiz gerekiyor. Burada da internetin gücü öne çıkıyor. Genelde long coding sağlayan yazılım ve donanımlarda temel fonksiyonlar ön tanımlı seçenek olarak geliyor. Siz bitlerle bytelarla uğraşmıyorsunuz, menüden müdahele etmek istediğiniz fonksiyonu seçiyorsunuz, gerisini yazılım hallediyor.
    Car Scanner programı da Long coding olayının büyük kısmını kendi hallediyor ama yine de dikkatli olmak gerekiyor. Bir değişiklik yapmadan önce bütün modüllerin ön tanımlı ayarlarınının komple yedeğini almakta fayda var. Bu yedekleme işlemi biraz uzun sürüyor ama değer. Yedek almasanız bile program kodlama geçmişi tutuyor, sonra o listeden girip yaptığınız değişikliği geri alabiliyorsunuz. Bazı opsiyonlar için şifre gerekiyor, her modülün belli şifreleri var. Car Scanner programı bu kısmı da kendi hallediyor.
    Benim ilk kodlama denemelerim başarısız oldu, cihaz program çalışıyor gibi görünüyor ama kod değiştirmeye kalktığınızda yazma hatası veriyordu, meğer bazı long coding ayarları için kaputu açmak gerekiyormuş. Mecaz yapmıyorum, kaput kapalı iken read-only oluyor sistem.
    Car Scanner programının sunduğu hazır seçenekler ile;
    Otomatik uzun farları aktive ettim. Henüz tam test edemedim ama en azından menüde çalışıyor gibi görünüyor.
    Ekleme: Test ettim çalışıyor.
    Hız tabelası okuma özelliğini henüz çalıştıramadım, Car Scanner'ın hazır ayarlarında araçtaki kamera modülüne (2q0) özgü hız tabelası okuma ayarı bulunmuyor. 
    Ekleme: Benim araçta bulunan 2q0-980-653 kamera modülünde bu özelliğin aktifleştrilmesi için swap code işlemi gerekiyormuş. Car Scanner'ın henüz bu modül için swap desteği yok.
     
    Araç çalışırken kumandadan kapıları kilitlemeye izin vermiyordu, bunu değiştirdim. Arabayı ilk kullanmaya başladığım gün öğrendiğim ve çok canımı sıkan özellik buydu. Motor çalışırken kapıları dışarıdan kilitleyemiyorsunuz. 1 dakika fırının önünde durup ekmek alayım derseniz ya kapıları açık bırakacaksınız yada mecburen kontak kapatacaksınız, çok gıcık. Bunu kapattım çok güzel oldu.
    İsterseniz motor ve kapılar kapalı iken anahtar aracın dışına çıktığında kapıların otomatik kilitlenmesini de aktif edebiliyorsunuz. Ben gerek görmedim ama böyle bir seçenek de var.
    Anahtardan unlock tuşuna basılı tutarak camları açma özelliği vardı ama camları kapatma yoktu, bunu da ekledim. O camları kumandadan açabiliyorsam kapatilmem de lazım arkadaş, neyin kafası bu?
    Program içinde hazır seçeneklerde elektrikli bagaj kapağını araç içindeki düğmeden yada anahtar üstündeki düğmeden açmanın yanı sıra kapatma opsiyonu da var ama ben çalıştıramadım. Güvenlik endişesi nedeni ile bu seçeneği tamamen kaldırmış olabilirler, çünkü bagaj kapağı biraz agresif, yakalarsa çocuk evcil hayvan falan sıkıştırma potansiyeli yüksek.
    Yarı sinyal sayısını 3'den 5'e çıkardım. Sinyal kolunu yarım bastırıp bıraktığınızda 3 kere sinyal verip kapanıyordu. 3 bana az geldi, onu izin verilen en yüksek değer olan 5'e çıkardım. Bu ayarın ekran görüntüsünü de fikir vermesi açısından ekliyorum.

    Araç kapanıp açılınca klima ayarlarında hava sirkülasyon seçeneğinin son ayarını hatırlamıyordu, her arabayı çalıştırdığınızda yeniden açmak gerekiyordu, bunu değiştirdim. Şimdi en son ayar ne ise o şekilde çalışıyor.
    Auto start/stop kapatma modunu henüz yapmadım, en azından şimdilik klima sürekli açık olduğu için gerek olmuyor, kışın bakarız. Start/Stop için gerekli akü voltajı limitini yada motor sıcaklığı limitini değiştirerek start/stop'u kalıcı olarak devre dışı bırakabiliyorsunuz.
    Ekleme: Start/stop zaten çalışmıyor. Önceki sahibi devre dışı bıraktırmış herhalde.
    Ölçü birimlerini metrik yaptım. Araç US spec olduğu için mile/galon standart olarak geliyor.  Ölçü birimlerini değiştirme normalde aracın menüsünde var ama artık yasal bir zorunluluk mu bilmiyorum ama tam bir dönüşüm yapmıyor,. Siz ayarlardan km'yi seçseniz dahi Km yanında mili de göstermeye devam ediyor ve bu gıcık bir durum çünkü ekranda sürekli 2 adet farklı hız değeri görünüyor. Fakat long coding ile değiştirince tam değişiyor.

    Bagaj kapağı üstündeki decoratif park lambalarını gündüzleri fren lambaları ile birlikte çalışacak şekilde değiştirdim. Aslında bu konu ayrı bir topiği hak ediyor. Çünkü araçtaki hemen hamen bütün lambalar soft wiring'miş. Yani hangi lambanın hangi fonksiyonu yapacağını yazılımsal olarak değiştirebiliyorsunuz. Atıyorum uzunları yaktığımda sol plaka lambası ile sağ geri lambası da yansın, sağa sinyal verince gündüz farı sönsün, bagaj kapağını açınca geri lambaları yansın gibi gibi şeyler yapabilirsiniz. İsterseniz farları bile sinyal lambası olarak kullanabilirsiniz
    Araç US çıkışlı olduğu için arka sinyal ve stop lambaları bir. Ayrı sarı sinyal lambaları olmadığı için frene de bassanız sinyal de verseniz aynı ortak kırmızı lambalar yanıp sönüyor. Dörtlüleri yaktığınızda yada sinyal verdiğinizde arkadaki fren lambaları bypass oluyor ve fren için sadece 3. tepe lambası kalıyor ki bu çok salakça bir durum. Normalde gündüz parklar kapalı iken atıl olan bagaj kapağı üstündeki kırmızı park lambalarını fren lambaları ile birlikte yanıp sönecek şekilde değiştirince kendimi bir tık daha güvende hissettim.

    Gaz pedalı için Audi throttle mod olarak bilinen bir ayar var. VW, Seat ve Skoda'larda standart "incremental controlled over time" ayarını  Audi'lerdeki gibi "direct controlled over"  olarak değiştiriyorsunuz. Kimisi plasebo diyor ama benim kanaatim "çok fark ettirdi" şeklinde, en son aldığım benzin ile de alakalı olabilir ama dur kalklarda gaz tepkisi inanılmaz değişti. Önceden D'deyken kalkışta araba yürümüyordu, gaza basıyorsunuz basıyorsunuz hiç bir şey olmuyor sonra bir anda çoşuyordu. Bu ayarı değiştirince bu durum ortadan kalktı, artık gaz pedalı olması gerektiği gibi davranıyor.
    Ekrandaki kapatılamayan yön bilgisini kaldırdım. Çok lazımsa dikiz aynasında N E S W NE ES SW... şeklinde aracın yönünü gösteren mini ekran mevcut. Bir de dashboard'da buna gerek yok, kuru kalabalık. Korsan hazinesi mi arıyoruz bu ne arkadaş?

    Araçtan dışarı çıkınca kapıları otomatik kilitleme. Eğer anahtar üzerinizde ise araçtan çıkıp kapıyı kapattığınızda kapıları otomatik kilitliyor. Ben biraz uzaklaşınca yada belli bir süre geçince kilitler diye bekliyordum ama kapıyı kapatır kapatmaz şak diye kilitliyor. Yedek anahtar da olmadığı için biraz tırsmadım değil.
    Daha bir sürü şey var vakit buldukça kurcalayacağım ve bu mesajı güncelleyeceğim.
  21. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    yılların pc bilgisi ile arabada sorun çözmek gibisi yok arkadaş...
    bagajdaki 6'lı cd changer'ım uzun zamandır düzgün çalışmıyordu, cdleri bir okuyor bir okumuyor, cd seçiyordu. e artık cd dönemi bittiği için çok da sallamamıştım açıkçası... ama araçtaki her orjinal donanımın çalışır halde olması takıntım yine üstün geldi...  
    tüm cd okuyucuların lazerleri devre üzerinde küçücük bir potansiyometreye bağlıdır gücünü belli bir seviyede tutmak için. cihazlar eskidikçe lazer gücü düşer, cdleri zor okumaya başlar. o noktada bu potansiyometre ile oynayarak gücünü tekrar arttırabilirsiniz. dedim ki aynı şey bunda neden uygulanamasın?
    söktüm cd changerı, koydum masaya ve dağıttım... 100 parçaya dağıldıktan sonra potansiyometreye ulaşabildim. direnci %20 kadar düşürüp lazere giden gücü arttırdım, geri topladım gittim arabaya taktım ve voila.... okuyamadığı bütün cdleri takır takır okumaya başladı ve araç çok ciddi sarsılsa bile müzik kesilmiyor artık. kafam rahatladı, artık rahatça uyuyabilirim
  22. quad liked şu konuya bir mesaj by NoFlyZone in En son aldıklarınız   
    Harika bir gitar. Üniversitede okurken benim de vardı bir tane Takamine'm.. Biraz fazla gaza gelip "ben okumayıp müzik yapıcam" dediğimde babam kafamda kırmıştı canım gitarı  
    İyi ki de kırmış hayatımı o harekete borçluyum.. Zira ne çok iyi sesim var ne de bir Steve Vai'yim.. Muhtemelen İstiklal Caddesinde Ahmet Kaya cover'ı söyleyip tip koparmaya çalışıyordum şu an 
    Sonrasında Washburn ile devam ettim yoluma, yanında da Yamaha bir klasik var, 2 Jackson,1 İbanez 1 de Cort elektroları da kızlara hava atmak için aldım..
     
    Neyse başta söylediğimi sonda da söyleyeyim.. Şaheser bir gitar.. Güzel ve keyifli günlerde çalınması dileğiyle 
  23. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Trifecta Restoration   
    farkedeniniz olmuştur, farketmeyeniniz olmuştur, buraya koyayım. geçenlerde çıkan şu videodaki aracı biz restore ettik;
    https://www.youtube.com/watch?v=CaVPAfA7ooo
    videoda çıkan arkadaş benim ortağım. daha önce de dediğim gibi 3 ortağız ama videoya tek kişiyi çıkarmak istediler biz de onu seçtik. neden tek kişi diye soracak olursanız o kısımlar derin mevzular, hiç girmeyeyim. neyse.. ayrıca videoda buzdağının görünen kısmı bile anlatılmıyor, çok fazla detay es geçiliyor ama yapacak bir şey yok.
  24. quad liked şu konuya bir mesaj by mamad in Nvidia GeForce RTX40 Serisi - Hopper/Ada Lovelace (2022-2023)   
    Tek mesele bellek miktarı değil ki; bant genişliği de düşük. Gpu da gereğinden fazla zayıf kalıyor. Toplamda da 3070'i bile tam olarak dengeleyemeyen bir kart görüyoruz. Bu nedir arkadaş? 3070 dediğimiz kartın lansmanı Ekim 2020'de yapıldı, fiyatı 500 dolardı. 2023'ün temmuzuna gelmişiz, lansman fiyatı 500 dolar olan daha zayıf bir kart.
    Şu halde 16 gb bellekli kartın bile ederi 400 dolar değil benim gözümde. Ha ama benim fikrimi ipleyen mi var...
    Edit: Yanlış mı hatırlıyorum diye şöyle bir bakındım, doğru hatırlıyormuşum. Mevzu şu:
    Nvidia, 30 serisinde modellerin arasındaki performans farkını kısıtlı tutmuştu. Mesela 3090 ile 3080 arasında %10-15 kadar fark vardı. 3070'e inildiğinde %20 kadar düşmüş oluyordun. 3060ti da yine bir %15 geriliyordun. 3060'ta da %15-20 kadar azalıyordu performans. Ardından üst tarafta ti modeller geldi ve o kısıtlı aralıklar iyice daraldı. 3080ti, neredeyse 3090'ın aynısıydı. 3070ti, ise 3070'e %10 kadar bile fark atamıyordu. En tepedeki 3090ti ise %15 kadar daha hızlı olabilmişti.
    Şimdi bakıyoruz, 4090 başka bir boyutta. Fiyatı da bunu gösteriyor. Ama 4080'e indiğimizde fiyat fazla düşmese de performans ciddi darbe yiyor, %25-30 kadar düşüyor, bellek yine o şekilde azalıyor. Onun altına iniyoruz, yine %25 hatta biraz daha fazla düşüyoruz, fiyat yine yüksek. Bellek de azalmış. Bu haliyle bu karta 4080 adını vereceklerdi de son anda değişti, 4070ti oldu. Onun altına iniyoruz, yine bir %20 civarı düşüş, fiyat biraz daha normalleşiyor, bellek de azalmamış ama zaten sınır denilebilecek değerde, 12 gb. Zaten o yüzden 4070 ne iyi ne kötü diyebiliyoruz. Onun altına düştüğümüzde ise cehennemin kapıları açılıyor. %30-65 arasında bir kayıp, ama fiyat 200 dolar düşmüş. Bellek ciddi azalmış. Gpu cidden zayıf. Böyle bir kartı 4060ti adı ile, yani 4070'e çok yakınmış gibi dayadılar. Şimdi de 16 gb belleklisini koyup sözüm ona 4070'e iyice yaklaştılar. Tabi fiyat da yaklaştı. Hatta bazı modeller (bkz: Asus) 4070'le yarışıyor fiyatta. Ama 4K'da rt açayım dersen %50 fark yiyorsun. Berbat.
    4K+RT sonuçlarına baktığımızda 3090 ile 3060ti arasında tam olarak 2 kat fark oluşurken, şimdi 4090 ile 4060ti arasında 3 katın üzerinde fark oluşuyor. Ve fiyat da yükselmiş durumda.
    Nvidia tarafında tüm serinin bu kadar berbat olduğu bir dönem, hatırlamıyorum. 9000-G200 dönemindeki kafa karışıklığı sırasında olmuştur belki ama o zaman bile F/P tarafında güzel işler oluyordu (9600gt, 9800gt, gts250). Amd'nin güçlü rekabeti vardı. Şimdi öyle bir şey de yok, Nvidia kendi kendine sıvamış durumda.
  25. quad liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    araçla bodrum tatili yaptık geldik, toplamda hiç durmadan 2000km küsür kullanıldı ve hiç bir arıza çıkarmadı. şaşkınlığa kelimeler kifayetsiz...  yanımda bozulabilecek parçaları da götürmüştüm hazır olsun diye  ruh hastası yapar bu araba adamı.
    gitti geldi toplam ortalama tüketim: 12.3lt