OnLyTNT

CHW
  • Mesaj sayısı

    1.858
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    23

Reputation Activity

  1. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by allreadydead in En son aldıklarınız   
    Dolardan seçim sonrası korktuğum için aslında sürekli ertelediğim NAS işini hallettim. Synology DS218+ ve WD Red 4 TB aldım. Synology NewEgg'den, diski n11den aldım. bugün aktive ettim, yedeklemeye başladım
    haftasonu becerebilirsem diğer fonksiyonlarını da kurcalayıp, en azından torrent vs işini ona atacağım.
  2. ahat liked şu konuya bir mesaj by OnLyTNT in Hazır şablonlu kağıda DOT matriks yazıcı kullanımı   
    Elinizdeki faturalarla normal yazıcıdan çıktı alamazsınız, alttaki nüshaya geçmeyecektir (öyle biliyorum). Nokta vuruşlu yazıcı da olmaz çünkü form besleme yapmanız lazım ya da elle yapacaksınız o işi, doldurmak daha kolay olabilir veya daha basit bir yöntemi varsa bilemiyorum.
     
    Elinizdeki faturalar bitince
     
    1- Nokta vuruşlu, form beslemeye uygun fatura bastırabilir
    2- Direk lazer yazıcıya uygun, tercih edilen boyutta fatura bastırabilir (genelde bu tercih ediliyor)
    3- E-Arşiv seçeneğini düşünebilirsiniz ama size uymaz, astarı yüzünü geçer...
     
    Faturalar bitmeden yeni seriden devam edilebiliyor sanırım fakat mevzuat kısmını tam bilemiyorum, fatura sayısı çoksa maliyetli olabilir...
     
    Her durumda bir muhasebe programı ihtiyacı olacaktır.
  3. ahat liked şu konuya bir mesaj by OnLyTNT in Hazır şablonlu kağıda DOT matriks yazıcı kullanımı   
    Elinizdeki faturalarla normal yazıcıdan çıktı alamazsınız, alttaki nüshaya geçmeyecektir (öyle biliyorum). Nokta vuruşlu yazıcı da olmaz çünkü form besleme yapmanız lazım ya da elle yapacaksınız o işi, doldurmak daha kolay olabilir veya daha basit bir yöntemi varsa bilemiyorum.
     
    Elinizdeki faturalar bitince
     
    1- Nokta vuruşlu, form beslemeye uygun fatura bastırabilir
    2- Direk lazer yazıcıya uygun, tercih edilen boyutta fatura bastırabilir (genelde bu tercih ediliyor)
    3- E-Arşiv seçeneğini düşünebilirsiniz ama size uymaz, astarı yüzünü geçer...
     
    Faturalar bitmeden yeni seriden devam edilebiliyor sanırım fakat mevzuat kısmını tam bilemiyorum, fatura sayısı çoksa maliyetli olabilir...
     
    Her durumda bir muhasebe programı ihtiyacı olacaktır.
  4. ahat liked şu konuya bir mesaj by OnLyTNT in Hazır şablonlu kağıda DOT matriks yazıcı kullanımı   
    Elinizdeki faturalarla normal yazıcıdan çıktı alamazsınız, alttaki nüshaya geçmeyecektir (öyle biliyorum). Nokta vuruşlu yazıcı da olmaz çünkü form besleme yapmanız lazım ya da elle yapacaksınız o işi, doldurmak daha kolay olabilir veya daha basit bir yöntemi varsa bilemiyorum.
     
    Elinizdeki faturalar bitince
     
    1- Nokta vuruşlu, form beslemeye uygun fatura bastırabilir
    2- Direk lazer yazıcıya uygun, tercih edilen boyutta fatura bastırabilir (genelde bu tercih ediliyor)
    3- E-Arşiv seçeneğini düşünebilirsiniz ama size uymaz, astarı yüzünü geçer...
     
    Faturalar bitmeden yeni seriden devam edilebiliyor sanırım fakat mevzuat kısmını tam bilemiyorum, fatura sayısı çoksa maliyetli olabilir...
     
    Her durumda bir muhasebe programı ihtiyacı olacaktır.
  5. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Narcissus in Ucuz oyun avcısı   
     

     
  6. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by stardust in İzlenesi film tavsiyeleri ...   
     
    mobil link atan yazılımcıları erciyes'ten aşağı yuvarlıyorlarmış diye duydum.
  7. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by eldrun in Game Of Thrones - Spoiler Alert!   
    Senarist ve yönetmen gözüyle de 8.sezon tamamiyle çöp. Dizi açıkça kitapları referans almayı bıraktığından beri (yeni kitap çıkmayınca) düşüşte. Dizide karakterler kitaptan bağımsız olarak bile tutarsız ve çelişkili davrandılar, karakter arc'ları tamamlanamadı bile. Adamlar zaten başka projelerde rol almak istiyorlar sıkılmışlar game of thrones'u yönetmekten, bunu kaç senedir dile getiriyorlar. Bu kadar vasat bir sezon savunulmasın ya kolaysa siz yapın diye. Bu kafayla dünyanın en kötü dizisini bile savunabiliriz.
     
    Daenerys'in kitapta baya dar kafalı ve yönetmeyi bilmeyen biri olduğunu sanırım önceki sayfalarda yazmıştım. Dizide bu geçişi doğru gösteremedikleri için sonuda Dany delirdiye çevirdiler, oysa Dany hep böyleydi. Jon ile olan sahnede bile, doğruyu ben biliyorum diğerlerinin doğrusu önemli değil diyor, yani kendisini kadri mutlak varlık gibi görüyor, eskiden de böyleydi. Dizi geçişi kademeli yapmak yerine aniden yaptı, 5.sezondan beri işlemesi gerekiyordu. Jaime'nin redemption'u tamamiyle çöpe atıldı. Kitaba göre 4.sezon başlangıcından beri Cersei'den soğuması gereken karakter 7.sezonun sonunda Cersei'ye tavır aldı, kısa süre sonra ise geri döndü, rezillik. Tyrion 5.sezondan itibaren zekasını ameliyatla aldırdı. Diziyi yazanlar senaryo yazmayı bilmediklerinden ve ellerinde kitaplar da olmadıkları için Tyrion sürekli içen ve espri yapan boş bir karaktere dönüştü, karikatürize bir hal aldı. Arya'nın eğitim sahnelerinden itibaren hatalar başladı, Bravoos sahnelerini kitaptan farklı yaptılar ve sıkıcı geçmeye başladığı için alelacele eğitimi tamamlayıp yeni bir senaryo yazdılar Frey'leri gidip öldürdü falan, Arya tamamiyle vasat tv izleyicisine aksiyon sağlayan cool karaktere dönüştürüldü, süper kahraman oldu. Jon Snow kitapta diplomasi uzmanı, istemese bile doğuştan lider bir görüntü çizerken dizide sümsük bir tip oldu. Dany ortalığı yakıp yıkmış hala mal mal o bizim kraliçemiz diyor. Bran bostan korkuluğu oldu, çocuğa 2 sezondur replik yazmayı akıl edemiyorlar.
     
    Kitaptan ayrılıp tek başlarına senaryo yazdıkları ilk yer 5.sezon Dorne sahneleri. Kitapta hikakyeyi oldukça derinleştiren bu kesim diziye konulmayacaktı HBO ille de koyun diyince D&D değiştirip koydu. İzleyiciler Dorne sahnelerinde sıkıntıdan patladılar. Tutarsız saçma sapan sahnelerdi. Sonra herşey çorba oldu. George Martin bile değişikliklerden hoşnut değil hatta 8.sezonda dizi oyuncuları bile hiç memnun değiller senaryodan. 8.sezon 3.bölüm sırf ekranda görülen en uzun savaş sahnesi olsun diye çekilen, izlediğim en kötü en saçma sapan savaş sahnelerinden biriydi. O kadar kumandan o kadar saçma savaş planı yapıyor. Savaş taktiğini kesinlikle düşünmemişler, hiç danışmanlara falan sormamışlar, adamlar sadece ekrana ne koysak karizmatik görüntü olur diye düşünüp bu karizmatik görüntüleri birbirleriyle birleştirmişler. Vasat izleyici zaten anlamsız karizmatik sahneyi gördü mü aooo ne güzel sahne lan derken aksiyon sırasında da düşünmekten ziyade izlendiği için, aksiyon da bölüm boyunca hiç durmadığı için, vasat izleyici 3.bölümü sevebiliyor. Ama 2 dakika düşünmeye fırsat kalınca bütün tutarsızlıklar görülüyor. Dothraki şarjı, trebuchet'lerin konumu, tek sıra ateş yakıldıktan sonra surlardan tek bir kişinin bile ölülere ok atmayıp mal mal beklemeleri... ulan ertesi bölüm ölüleri yakmak için 10 sıra boyunca odun dizmişlerdi devasa ateş yakmışlardı, saldırıdan önce onu yapsaydınız ya kazmalar...
     
    Neyse, 8.sezon inanılmaz vasattı. Final ise kötü değil. Lost, BSG, X-Files ve Heroes gibi oldu. The Chris Carter Effect diyorlar bu olaya. Seyirciyi memnun etmek ve reytinglerde geriye düşmemek için sezonlar boyunca ipuçları verip konuyu geliştirdikçe geliştiriyorsun, sonra seyirci bunlar bu işin altından kalkamayacaklar diye şüphelenmeye başlıyor. Sonra gerçekten işin altından kalkamıyorsun. Çünkü bir süre sonra senaryo yazarken tutarlılığı baz almıyorlar, seyirciye ne koysak hoşlarına gider diye anlamsız sahnelerle doldurdukları için konu çöp oluyor, toparlanamıyor. BSG'de starbuck'un öldürülüp diriltilmesi mesela tamamiyle düşen reytingleri toparlama amacıylaydı, o yüzden tutarlı bir açıklaması yok, havada kalıyor. Lost'ta da dizi ilerlerken hiçbir şekilde roadmap yoktu, her bölüm acaba ne koysak da millet teori kassa konuşsa izlenmeye devam etse diye düşünülerek bir şeyler serpiştiriliyordu. O nedenle açıklama ihtiyacı hissetmediler teorileri. Çünkü onlar da black smoke'u koyarken kafalarında anlamlı bir şey yoktu. Sadece şu black smoke'u koyalım da millet merak etsin izlesin düşüncesi ile oluyor bunlar. Senarist açısından demişsin, bunlar ucuz senaryo yazımı işte. Shock Value'ya, Cool Factore'e göre sahneler koyup tutkalla yapıştırıyorlar, çünkü vasat izleyici bunları görünce daha çok izliyor, senaryo çatısı can çekişiyor. Reytingler yüksek olduktan sonra ve son sezonu/son bölümü dandik olsa ne olur, millet zaten izlemiş, reytingler yüksek gelmiş, adam parayı cukkalamış. Kazandığı para azalmıyor, milleti sezonlarca ekran başında tutmayı başarmış, adamın hedefi iyi senaryo yazmak değil, sezonlarca milleti ekrana kitlemek. Amacına ulaşmış. 
     
     
  8. RFID liked şu konuya bir mesaj by OnLyTNT in En son aldıklarınız   
    iBar' dan hatun aldım. Tayland' dan sevgiler...
  9. pentaman liked şu konuya bir mesaj by OnLyTNT in En son aldıklarınız   
    Doğru 
  10. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Narcissus in En son aldıklarınız   
     
    Boşuna bombacı mülayim demioruz.. 
  11. MilesTeg liked şu konuya bir mesaj by OnLyTNT in En son aldıklarınız   
    won't happen
  12. Hamso liked şu konuya bir mesaj by OnLyTNT in Bugün sıfır üretilse alınacak otomobiller   
    Egzotiklerin alayı öyle, konfor filan aramayacaksın.
     
    Bu egzotiklerin en ikonik komikliklerinden birisi Countach mesela:
     
     
  13. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   

     

         
  14. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    250 TL'ye Thinkpad T400 dizüstü aldım
     
    Daha doğrusu olay şöyle gelişti... Sahibinden sitesinde bir ilana rastladım. Satıcı, anakartı arızalı bir T400 dizüstü listelemişti. Core 2 Duo P9600 işlemcisi, 2 GB DDR3 RAM'i, 1400x900 LCD paneli, Intel WLAN ve Ericsson WWAN kartı (ki bunun IMEI'si kayıtlı olanını bulmak bile çok zordu zamanında), DVD-RW sürücüsü, klavyesi, hala 5 saate yakın şarj tutan pili, orijinal adaptörü ve kozmetik durumu çok iyi olan kasasıyla birlikte 250 TL'ye satın aldım cihazı. Zira klavyesi ve LCD paneli çalışmayan bir T400'üm vardı kenarda yatan ve bu parçalar, bendeki T400'e hayat öpücüğü olacaktı.
     
    Kargo geldiği gün işe giriştim. Anakartı yeni kasaya transfer ettikten sonra boşta duran 2 GB'lık bir SODIMM'i ekleyerek toplam RAM'i 4 GB'a çıkardım. Geçenlerde aldığım T420'ye yaptığım SSD terfisi sonucu boşa çıkan 320 GB'lık HDD'yi de T400'e takıp, işletim sistemi olarak Ubuntu 18.04'ü kurdum.
     
    Sonuç: Yaşına göre şaşırtıcı derecede seri çalışan, taş gibi bir dizüstü  
  15. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   

     
    insanlar niye 2-3 sene içinde çöp olacağını bile bile hayvan gibi pahalı telefonlar alır anlamıyorum.
     
    fiyat/performans canavarı alet. kesinlikle tavsiye ederim.
     
    https://www.gsmarena.com/samsung_galaxy_a50-9554.php
  16. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Ben de bu seneye kadar sıfır akıllı telefon almadım hiç. Sadece bu sene, o da acil lazım olduğu için bulabildiğim en iyi fiyat/performans telefonu olan Zenfone Max Pro aldım 1400 TL'ye. 4 GB RAM, 64 GB depolama, 5000 mah pil, Google Camera yüklenebilmesi sayesinde ortalamanın bir hayli üzerine çıkan kamerası, saf Android ve hepsinden önemlisi Amazon TR garantisi bu fiyat seviyesine çıkmama sebep oldu. Yoksa benim için  telefonda psikolojik sınır 1000 TL idi ama bu döviz kuru ile bu sınırı 1500'e çekmek durumunda kaldım.
     
    Oyıun oynamıyorum, Instagram'da post kasayım diye fotoğraf çekmiyorum, Facebook hesabım bile yok. Bankacılık uygulamaları, Whatsapp, Youtube, web bütün olayım bu telefonda. O yuzden 10K'lık telefon da alsam, 1K'lık da alsam hiçbir fark olmayacak benim için.
  17. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Najaz in Klavye arayışı...Everest KB-GX6 alındı   
    Şu boşluk tuşunun ortasına eşşşek kadar EVEREST logosunu koymamış olsalar ve tuş ışıkları tek renk (tercihen beyaz) olsaymış, çok daha geniş bir kitleye hitap edecek bir klavye olurmuş.
  18. wazzap liked şu konuya bir mesaj by OnLyTNT in Otomobil Hakkında Her şey   
     
     
  19. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by stardust in Oynanası Oyun Tavsiyeleri...   
    "İzlenesi Film Tavsiyeleri" başlığımızdan feyz alarak, bu konuyu başlatıyorum bakalım tutturabilecek miyiz...
     
    Amacım zaten herkes tarafından bilinen büyük oyunlar haricinde, kıyıda köşede kalmış, dikkatlerden kaçmış bazı oyunların gün ışığına çıkmasını sağlamak.
     
    Açıkçası Hollow Knight'ı bu kadar geç keşfetmiş olmam beni bu başlığı açmaya yönlendirdi. Bunun gibi farkında olmadığım güzel oyunlar varsa sizin tavsiyelerinizle bulmak isterim.
     
    -
     

     
    Hollow Knight
     
    Bu oyunu ben nasıl şimdiye kadar farketmemişim ya da nasıl olmuş da kimse yazmamış bizden bilmiyorum ama tam bir saklı hazine.
     
    "Indie" adı altında uyduruk ve sözüm ona "AAA" ama 5 para etmez oyunların dünyasında, benim gibi detaylı ve uzun oyunları seven oyuncuları mest edecek bir yapım olmuş.
     
    Platform-Aksiyon-Macera tipi oyun ama atmosferi ile dünyasına hapsediyor direk. En güzeli de konsol bebeleri ağmasın diye basitleştirilmiş oyunlardan değil. Gerekli upgrade'ler olmadan bazı bölümlere girdiğinizde çok acılar çekebiliyorsunuz. Bu dediğimden de anlayacağınız gibi oyun "açık dünya" fakat bazı noktalara hemen ulaşılmıyor. "Charm" ve "upgrade" sistemini mükemmel bir şekilde ayarlamışlar.
     
    Gerçi çok bile yazdım, bu oyun için "Mutlaka oynanaması gerekir" diyorum.
     
    Oyunun başında "gamepad ile oynamanız şiddetle tavsiye edilir" deniyor. Ben de bu tavsiyeye katılıyorum. Klavye'den bazı hareketleri yapmak sinirlerinizi yorabilir. Ben PC'den xbox360 controller ile oynadım, gayet güzel bir deneyim oldu.
     
    -
     

     
    FTL: Faster Than Light 
     
    Bu oyun tahmin ediyorum daha iyi biliniyordur, Yine de bilmeyenler için yazıyorum. Yine mutlaka oynanması gereken bir oyun.
     
    -
     

     
    Antichamber
     
    Son yıllarda oynadığım en orjinal oyun diyebilirim. Bunun için de yazılacak çok şey var ama gerek yok. Oynamayan çok şey kaçırır.
     
    -
     

     
    NaissanceE
     
    Steam de "free to play" durumda şuan. Diğer oyunlar kadar yoğun şekilde tavsiye etmedem de benim oldukça hoşuma gitti.
     
    Karamsar/Depresif bir havası var oyunun, First Person Puzzle-Macera gibi düşünebilirsiniz. 
     

     

     
    The Talos Principle
     
    Bunu daha önceden de yazmıştım. Yine kesinlikle oynanması gereken bir oyun. 3 boyutlu büyük bir bulmaca oyununu çok güzel bir hikaye ve atmosfere entegre etmişler. Bence kaçmaz.
  20. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in En son aldıklarınız   
    Su soğutma parçalarının bir kısmı geldi ve ilk denemeyi yaptım.
     
    Petg olayı düşündüğüm kadar zor olmadı, üzerinde çalışması gayet kolay. Isıttığınızda zaten bildiğiniz hortum gibi oluyor, istediğiniz şekli verip soğumasını bekliyorsunuz yada suya daldırıp anında sertleştirebiliyorsunuz. Kesmesi biçmesi gayet kolay. Diğer eksik parçalar aksesuarlar falan gelince belki yeniden girişirim. Aldığım boruların yarısı duruyor. Aksesuarlar gelince tam 90 yada 45 derecelik dönüşler falan yapabilirim.
    Enermax pompa/rezervuar canavar çıktı. En düşük hızında bile fazlasıyla akış sağlıyor zaten fazla açamıyorsunuz çünkü hem V8 gibi sesi var hem de hidrofor gibi su basıyor.
    Planımda fanları kasanın içine, içeriden dışarı üfleyecek şekilde takmak vardı ama ekran kartı + pompa +  radyatör + fanlar sığmadı. Fanları ön tarafa dışarıdan içeri üfleyecek şekilde takmak zorunda kaldım. Güzel tarafı dışarıdan da iyi görünüyorlar.
     
    Fanlar ve pompa minimum hızda işlemci tam yük altında iken su sıcaklığı 5 derece falan oynuyor. Yarım saatlik zorlama sırasında işlemci en fazla 45 dereceyi gördü.
     

     
    Bu arada memlekette saf su bulamadım, kargosu çok tutuyor diye de malzeme ile birlikte almamıştım. Evde kendi imkanlarımla buharlı pişiriciyi kullanarak 3 litre falan su damıttım  Ne kadar başarılı olduğunu zaman gösterecek.
     
     

  21. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Narcissus in En son aldıklarınız   
     

  22. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
     
    Geri iade edersen anlatım bozukluğu ortaya çıkar, istersen sadece "iade et"
     
    Grammar Nazi notu: İade etmek "geri vermek" anlamına geldiği için, "geri iade ettim" dendiğinde ortaya "geri geri verdim" gibi tuhaf bir anlam çıkar. Bu da anlatım bozukluğuna yol açar...
  23. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Oyun sistemimin CPU soğutmasını ve kablolamasını güncelledim.
     
    CPU soğutma için Silverstone TD03-Lite AIO kullanıyordum. Kasam Corsair 250D olduğu ve kasa içinde siyah-beyaz tema oluşturmak istediğim için, bu soğutucuyu Corsair H80i V2 ile değiştirdim. Ancak bu değişim epey sancılı oldu
     
    Sahibinden'deki bir satıcıdan ikinci el Corsair H80i GT soğutucu satın aldım. Satan kişi yaşadığım şehirde diş hekimliği bölümünde okuyan genç bir çocuk, biraz da bu sıfatına güvenerek, kiti denemeden satın aldım. Lakin eve gelip montajını yaptığımda kitin pompasının arızalı olduğunu gördüm. Geri vermek için çocuğu aradığımda çamura yattı ve iade almak istemedi  (Çocukla ilgili güzel planlarım var, ama intikam soğuk yenen bir yemektir).
     
    Hal böyle olunca, Corsair'e RMA kaydı açmayı deneyeyim dedim. AIO kitinin yanında herhangi bir fatura, belge vs. yoktu ve Corsair RMA için fatura, sipariş ekran görüntüsü gibi bir ispat istiyor. Yine de şansımı deneyeyim dedim ve RMA kaydı açtım. Bir gün sonra beklediğim cevap geldi, fatura olmadan RMA onayı veremeyeceklerini, ancak son 2 yıl içinde başka bir Corsair ürünü satın aldıysam bu ürünün faturası üzerinden bir şeyler yapmayı deneyeceğini yazmıştı Corsair yetkilisi. Ben de yaklaşık 2 yıl önce Amazon.de'den satın aldığım (ancak daha sonra arızalanınca iade ettiğim) Corsair SF450 PSU'nun faturası ile, kullandığım Corsair ürünlerinin (250D kasa, ML120 fanlar vb) fotoğraflarını sisteme yükledim. Bir sonraki gün olumlu cevap geldi ve RMA talebim onaylandı, ancak bunun 1 defaya mahsus yapıldığını ve istisnai bir durum olduğunu, normal prosedürde fatura ibrazının şart olduğunu özellikle belirtmişler. Ürünü Hollanda'daki RMA merkezine, kargo ücretini ödeyerek yollamamı, yeni ürünün kargo-gümrük ücretleri kendileri tarafından ödenerek gönderileceğini yazmışlar.
     
    Ben de ertesi gün PTT'ye gittim ve PTT'nin Turpex hizmetiyle ürünü Hollanda'ya yolladım. Turpex gönderileri uçak kargo ile gidiyor ve kısa sürede teslimat vaatleri var. Şikayetvar gibi sitelerde bazı olumsuz yorumlar okuduysam da, bu yorumların sistem yeni hizmete girdiği dönemlere ait olduğunu gördüm ve artık bazı şeylerin rayına oturmuş olması gerektiğini düşündüm. Bu yüzden sistemi denemeye karar verdim  150 TL gönderi ücreti ödediğim Turpex beni hayalkırıklığına uğratmadı ve Cuma günü PTT'ye teslim ettiğim kargo Pazartesi günü Hollanda'ya ulaştı ve aynı gün Corsair'e teslim edildi.
     
    Yaklaşık 1 hafta sonra ABD'den değişim ürünü yola çıktı. H80i GT modeli üretimden kalktığı için bunun yerine bana güncel versiyon olan H80i V2 yollamışlar. Kargo UPS ile gönderilmiş. Kargo takip no bana iletildikten 4 gün kadar sonra paket Türkiye'ye giriş yaptı ve UPS benden gümrük işlemlerini yürütebilmek için vekaletname istedi. Hemen aynı gün vekaletnameyi gönderip beklemeye başladım, lakin bu bekleyiş epey uzun sürdü.
     
    Corsair paketi "free domicile" ibaresiyle yollamış. Bu şu demek; gönderinin tüm navlun ve gümrükleme masrafları göndericiye ait oluyor. Normalde paket Türkiye'ye giriş yapıp gümrüğe alındıktan sonra 2-3 gün boyunca gümrükte kalıyor, gümrükleme işlemleri bittikten sonra da dağıtıma çıkıyordu. Ancak bu sefer gümrükte bekleme süresi epey uzun sürmüştü, aradan 1 hafta geçtikten sonra yaptığım sorgulamada hala "gümrükleme işlemi devam ediyor" ibaresiyle karşılaşıyordum. UPS'in Türkiye'de gümrükleme işlerini yürüten firma olan Unsped'i birkaç defa aramama rağmen konuştuğum kişiler "ilgileniyoruz, dönüş yapacağız" diyerek baştan savma ifadeler kullandılar. Ben de en son çare olarak olayı Şikayetvar sitesine yazdım. Her ne hikmetse, aramalarıma dönüş yapmayan UPS'in şikayet yayınlandıktan hemen sonra beni arayacağı tuttu ve 1 haftadır gümrükte bekleyen paket şıp diye gümrükten çekiliverdi. Demek ki bu ülkede işler ancak böyle yapınca düzgün yürüyor.
     
    Evet, epey maceralı bir RMA sürecinden sonra yeni AIO kitime sonunda kavuştum. Yeni soğutucu ile birlikte, siyah-beyaz temaya uygun olsun diye yaptırdığım uzatma kablolarını da sistemem monte ettim. Bu kablolar için @Gerginix'in 3D yazıcıda bastığı kablo taraklarını kullandım, kendisine tekrar teşekkür ederim  Kasa mini-ITX olduğu ve içine hem CPU hem GPU için AIO soğutucu sığdırmaya çalıştığım için biraz sıkış-tepiş durdu her şey, ama elde ettiğim görsellik ve soğutma performansından ziyadesiyle memnun kaldığımı söyleyebilirim.
     









     

     

  24. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by hakancez in HakanCez: Bir Aceminin Donanim Maceraları   
    Forumda değerli  bircok bilgi konu başlıkları arasında kaybolup gidiyor. Aslında donanim ile fazlaca haşır neşir olan arkadaşlar deneyimlerini bu tarz başlıklar altinda toplasalar harika olur.
     
    Geçenlerde Narcissius’un konu başlığını gördüğümde bende bu tarz bir sey yapmak istedim. Bilmediginiz pek bir sey olmayacaktir ama maksat deneyimler derli toplu bir yerde bulunsun.   
     
    EPISODE I SİSTEM BİLEŞENLERİ
    ------------------------------------------------------------------------
     
    Uzun seneler sonra kendime bir bilgisayar toplamaya karar verdim. İlk amacım kendime ait bir sistem olması, ikinci amaç ise bir şekilde acemiliğimi atmak içindi. Uzun senelerden beri dizüstü, çevreden gelen ekipman veya Teknobiyotik gibi siteler tarafından hazırlanmış sistemler kullandığım için ciddi bir cehalet içerisinde idim. Bileşenlere tek tek bakmak gerekirse... 
     
    ------------------------------------------------------------------------
    NZXT H500
    Bileşenleri biraz araştırma çoğunlukla da görsel tasarıma göre seçtim. İlk olarak kasa ile başladım. Uzun seneler sonra ilk kez bir kasa alacağım için tasarımı hoşuma gidecek bir kasa almak istedim ve seçeneklerimi ikiye düşürdüm; Phanteks Eclipse 300 ve NZXT H500. Sonunda  iç hacmi daha büyük gözüken NZXT H500'de karar kıldım. Bana sorarsanız her üründe olduğu gibi H500 kasanın bazı dezavantaj ve avantajları var. Kasa QP Bilişim firmasından alındı. Kendi bakış açımdan yazmak gerekirse. 
     
    Artıları:
    - Şık ve sağlam tasarım. Gayet sade olması. Cam yan paneli. Göreceli makul fiyatı. 
    - Derli toplu iç yapı, kablo saklamak için güzel plastik kanalların yapılmış olması. Ayrıca kasanın ön bölümündeki köprü kısmı gerçekten çok işe yarıyor kablo saklamak için. 
    - Fena olmayan hava akışı 
    Eksileri:
    - PSU bölümde eğer moduler bir güç kaynağı kullanmıyorsanız ve HDD kızağını kullanmak zorunda kalırsanız kablo toparlamak ciddi sorun. Hacim yarı yarıya azalıyor. 
    - Eger fazla sayıda SSD kullanacaksanız kasa içerisinde sadece  iki adet takma aparatı geliyor. Ekstra satın alınamıyor. İkiden SSD fazla takmak için biraz uğraşmak gerekiyor
    - Üst kısımda bir adet 120 veya 140mm fan takılabildiğinden üst kısma AIO takmak mümkün değil. Ayrıca anakartınızın yapısına göre üstteki fan ek elektrik girişi ile çakışabiliyor. 
    - Kasanın alt bölümdeki delikler yeterince geniş  değil. Bazı anakartlarda -ki benim başıma geldi- SATA girişleri alt bölümde olunca bu delikler ön audio paneli USB çıkışları gibi kablolar ile çakışıyor. Ayrıca alt bölüme SSD koyarsanız kablo delikleri kesinlikle yeterli olmuyor. Aşağıda bu senaryoyu görebilirsiniz. 
     

     
    Gün sonunda H500 parasını hak ettiğini düşündüğüm bir seçim oldu. Özellikle CyberMonday indirimi döneminde benim satın aldığım fiyatı düşünürsek. Ancak benim gibi bazı konulara takıntılı adamların yanı seffaf kasalar almasının bazı problemleri oluyor. O konuya sonra geleceğiz. 
     
    ------------------------------------------------------------------------
    Asus Prime B450 Plus
     
    İşlemci olarak AMD Ryzen 5 2600 veya 2600X tercih etmeyi planlıyordum. 2600X aldım ama aslında biraz daha ekonomi yapabilmek için 2600'de alınabilirmiş. Zaten overclock ile hemen hemen aynı saat hızlarında çalışıyorlar. Anakart seçimimde geçmişte kullandığım Asrock yerine Asus markasını tercih ettim. Yongaseti olarak B450 Plus modelinde karar kıldım. Gün sonunda Asus Prime B450 Plus modeli anakartı tercih ettim. Bu anakart son derece giriş seviyesi bir anakart. MSI ve Asrock tarafında daha iyi donanıma sahip daha iyi VRM soğutması olan modeller mevcut. MSI sevmediğim bir marka ve Asrock anakartların B450'li modellerinin görsel tasarımları gerçekten çok kötü. Prime'ların sade tasarımları çok hoşuma gitti. Aslında mATX modelde seçebilirdim ama kasa içerisinde güdük kalacağını düşünerek standart ATX modelini aldım. Vatan Bilgisayar'da hem işlemci hemde anakart çok uygun bir fiyata denk geldi.  Donanım olarak tatmin edici 4 adet fan girişi, 1 adet AIO pump kontrolcüsü, RGB kontrolcüsü, M2 sata yuvası gibi özellikler ile benim için tatminkar bir alışveriş oldu. 
     
    Daha üst model bir anakartı zaten Ryzen'ların overclock edilememesi nedeni ile tercih etmemeyi düşündüm. Ayrıca future proof olayını da pek kafaya takmadım. Her ne kadar 2020'ye kadar AM4 soket devam edecek olsa da, yeni nesil Ryzen'lere geçerken anarkartı da değiştiririm diye düşündüm. 
     
    ------------------------------------------------------------------------
    RAM GSKILL TRIDENT Z 3000 Mhz 
     
    Bu RAM'leri G4560'lı sistemimi kullanırken almak durumunda kaldım. Tasarımlarından nefret ettim ve uzun zaman kullanmadım. Sistemimi ilk kurduğumda Kingston Hyper Fury X 2133Mhz 2x 8GB'lik kit'lerimi kullandım. Aslında bir yönden de iyi oldu. RAM overclock konusunda bayağı bilgi edindim. Uzun süre 3000Mhz'de sorunsuz şekilde bu RAM'leri kullandım. Arkasından da Gskill 2x8GB kiti kullanmaya başladım. Bu arada Ryzen platformunda RAM konusu bayağı sıkıntılı deniliyor. Ben o kadar kurcalamaya hiç sorun yaşamadım. Verilmiş sadakam vardı herhalde  
     

     
    Trident serisi öve öve bitirilemeyen bir seri. Teknik anlamda bilemiyorum ancak RGB ışıkları saklayan beyaz plastik bölüm bence oldukça kalitesiz. Metal şasi içerisine bana sorarsanız gelişigüzel oturtulmuş ve oynuyor. Bugünlerde yüksek fiyatlara satılan bir RAM'in daha iyi üretilmiş olmasını umardım. Ha Allah var, gerçekten sorunsuz RAM'ler. Taktığım anda OCP menüsünü seçince 3.000Mhz olarak çalışmaya başladılar. Pavyon ışıkları da Asus'un Aura Sync yazılımı ile kolaylıkla ayarlanabiliyor. 
     
    ------------------------------------------------------------------------
    AKASA VENOM R20
     
    Soğutma için AMD Ryzen 5 2600X içerisinde gelen soğutucu gayet yeterli olsa da, 240mm'lik bir su soğutma çözümüne sahip olmayı arzu ediyordum. Soğutucuları biraz araştırınca aslında bir çok soğutucunun OEM olarak aslında aynı firma tarafından üretildiğini anlayınca ve Teknobiyotik firmasında gerçekten saçma sapan bir fiyata denk gelince hiç düşünmeden satın aldım. Pompa sistemi beklediğimden çok daha sessiz bir ürün. Soğutma performansı iyi. Ne kadar dayanır onu hep birlikte göreceğiz. R20 modelinin çok beğenilen A20 modeline göre tek farkı işlemci bloğundaki logonun RGB olması. Abartılı değil gayet hoş bir tasarım. Ben şimdilik memnunum. Uygun fiyata denk gelirse satın alınmasını nacizhane tavsiye edebilirim. Tasarımı da Prime anakartın siyah/gümüş renk şemasına uydu. Aşağıda fotoğrafı görülebilir....
     

     
    ------------------------------------------------------------------------
    AKASA Apache Fanlar
     
    Ben uzun zamandır düzgün bir fan alıp kullanmamıştım. Biraz incelemelere bakınca sessizlik konusunun kaliteli fan ile sağlanabileceğini anladım; genelde bu yolun sonu Noctua'ya çıkıyor idi. Giriş seviyesi bir sistemde fanlara böylesine büyük bir para vermek konusunu bir türlü hazmedemedim. NF S12 diye bir modeli gözüme kestirmiştim. Klasik Noctua fanların aksine siyah renkte olan bu fanların 4 adedi ciddi bir para tutuyordu. Gün sonunda cimrilik edip daha ucuz bir fan almaya karar verdim. Bu noktada @ZvAnA imdada yetişti ve Akasa fan'ların bir çözüm olabileceğini  söyleyince Apache modeli 4 adet fan satın aldım. NZXT H500 içerisinde gelen Aer F120 fanlar standart modellerden değil "case version" olarak geçiyor ve oldukça gürültülüler. Apache'ler ise tam tersi. Kağıt üzerinde daha fazla hava akışı sağlıyorlar ve daha sessizler. Belki tek hatam 240mm radyatör için Viper modelini tercih etmemek oldu. İlk başta pallleri sarı olduğu için içime sinmemişti ama zaten bunlar radyatörün önünde duracakları için gözükmezdi. Neyse genel olarak memnunum ve 4 adet fan 1 adet NF S12'den daha ucuza mal oldu. Muhtemelen bir sonraki sistemde Noctua'ya terfi ederim. 
     
    ------------------------------------------------------------------------
     
    Sistemin diğer bileşenleri ise eski sistemden alındı. Kısa kısa özetlemek gerekirse, 
     
    Ekran Kartı: Asus Strix RX470 4 GB. Aslında 1080P oyun oynadığım için benim için pek ehemmiyeti olan bir konu değil ekran kartı. RX470 işimi fazlası ile gördüğü için bu kart ile devam etme kararı aldım. 
    Diskler: Oyun ve dosyaları tutma amaçlı 2 adet Kingston A400 960GB sisteme aynı şekilde takıldı. Yedekleme amacı ile yine elimde bulunan ve memnun olduğum Toshiba 6TB diskimi kullanmaya devam ettim. Sistem diski olarak ise Sandisk marka 240GB sürücü kullandım. 
    PSU: Silverstone 750W. Maalesef zamanında modüler bir güç kaynağı almadığıma pişmanım. Bu tarz camlı kasalarda hayatı çok kolaylaştırıyor ve kablo yönetimini de daha basit hale getiriyor. Yeni nesil Silverstone'larda kablolar siyah ve "flat" yapıda geliyor ama maalesef benim ki eski tip o berbat sarı kırmızı siyah kablolardan. Zaten bu durum başıma bir sürü iş açtı
    Monitörler: 2 adet Dell U2412M. Ben bu monitörleri çok seviyorum. 1900x1200 gibi benim işimi kolaylaştıran bir ölçüde. Normalde kendi ayakları ile her türlü şekilde hareket ettirmek mümkün olsa da, ben masaüstünde biraz daha sade bir görüntü olması açısından çok uygun fiyata aldığım Dark marka VM27 stand ile kullanıyorum. Cam masa kullandığım için fazla seçeneğim yoktu ve çok ucuza aldığım için mutluyum. Denk gelirse tavsiye ederim. 
    Klavye: Evde gürültü olmaması için membran klavye kullanmak zorundayım. Uzun seneler Logitech G105 kullandım ancak yaklaşık 2 sene önce tüm klavyelerimi Corsair K55 ile değiştirdim ve çok mutluyum. İstediğim gibi standart layout'a sahip ayrıca G105'teki gibi makro tuları da var. Son derece sessiz, membran klavye için hızlı sayılabilecek ve medya uşları olması da bir diğer avantaj. Banan sorarsanız verdiğim parayı sonunda kadar hak ediyor. 
    Mouse: Uzun seneler Mad Catz RAT 7 kullandıktan sonra tüm mouse'larımı Razer Deathadder ile değiştirdim. Sistemimdeki Elite modeli. Büyük mouse seven birisi olarak çok mutluyum. Ucuza denk geldiği için mutluyum ama bir mouse'a o kadar para verilir mi konusunda da emin değilim. Bir de yazılımı çok saçma geliyor bana. 
    Mousepad: Aslında mouse'unu tercih ettiğim markanın mousepad'ini satın alırım ama Razer'ın istisnasız denk geldiğim tüm mousepad'lerı üstlerindeki saçma sapan desenleri ile beni tiksindirince, SteelSeries'in QCK diye bir serisinin en büyük modelini aldım. Perfomans olarak bir şey söylemem ama sade olduğu için mutluyum. 
     
    ------------------------------------------------------------------------
     
    Ses sistemi olarak ise denediğim hemen her ses kartı beni mutlu etmediği için bildiğim yoldan devam ettim. Bu kısma fazla bakmayın, malum benim asıl konu bu.... 
    Hoparlör: AudioEngine A5+ Bu hoparlör ile görüşlerimi kendi sitemde yazmıştım. Link
    DAC: Basit kulaklıklar ve AudioEngine hoparlörler ile kullanmak üzere iFi Audio Nano iDSD kullanıyorum. İnceleme linki Ana kulaklık sistemim ile ise Matrix X Sabre DAC kullanıyorum. İnceleme linki Tabii ki zaman içerisinde daha üst model DAC sistemleri de sisteme girip çıkıyor. Malum bende o iş bayağı devinim
    Kulaklık: Elimde oldukça fazla kulaklık olsa da ana kulaklık sistemim STAX SRM-06tS referans kulaklık amplisi ve 404 Signature kulaklıktan oluşuyor. İnceleme Linki
    Aksesuarlar: O kısım yaz yaz bitmez. Hoparlörler altında özel vibrasyon podları, özel tube buffer'lar, WireWorld USB kabloları, ozel güç üniteleri filan derken iş uzar gider