Orion

Arkadaşlar size bir hikaye anlatayım. 

Background info: Beni bilen bilir, 90'ların sonundan beri aktif olarak donanımlarla ilgileniyorum. Bu bağımı da hiç koparmadım. Olaylardan anlarım hani aşırı detaycı olmasamda. 

BF1'i 5 EUR + premium pass şeklinde arkadaşlarla aldık. Güzel güzel oynuyoruz, fakat FPS droplar oluyor. Oyun default high setting seçmiş herşeyi. nvidia experience da kökle diyor ama gel gör ki 64 player haritalarda aksiyon anları ve smoke/gas da oyun üzüyor (sis atma OÇ). Bir anormallik var ama çözemiyorum.

Bu arada sistem Core i7 4790K, MSI 980 Gaming 4G, 16 GB 2400 Mhz, Samsung 860 500 SSD falan filan. YAni fena değil, rahatlıkla 60 fps üstü hatta 100 fps civarları olması lazım. Gelin görünki aksiyon anında ve genel olarak 40-50'lere düşüyor genelde.

Araştırmaya başladım, 2. monitöre komple sensor programlar dizdim, afterburner, aida64, hwinfo falan filan. Herşey normal hızlarda gözüküyor. 3dmark indirdim timespy. Skor normal. Başka oyuna giriyorum 120 fps hep (overwatch). Bir tek BF1'de sorun var. Anlayamıyorum.

BF1 özelinde araştırmaya başladım. Tek tek tavsiyeleri deniyorum. 2. monitörü çıkar, şu driver'ı kur, sadece driver kur experience vs. kurma, thread sayısını ayarla, max prerendered frame 1 yap, max performance profilleri seç hem pc hem ekran kartı için vs. vs...

Olmuyor, hep aynı. 

GPU usage genelde düşük görüyorum %40-50 arası. İşlemci normal %80 civarı hep. Neyse bir OC çakayım dedim. Önce işlemciyi 4.7 GHZ yaptım, çalışıyor stabil ve oyunda görüyorum 4.7'yi. 

GPU'ya biraz voltage verip 130 MHz core arttırdım, oldu, timespy'da skorlar yükseliyor mantıklı bir şekilde. 

Ama gel gör ki BF1 aynı.

Delircem, müdahale edebilecek programları siliyorum virüs falan hiçbişey kalmadı pc'De program namına.

Yok...

Arada tavsiyelerde "ramlerin dual channel olmasına özen gösterin vs" yazıyor.

YAHU DİYORUM ADAM GİBİ TAVSİYE VERİN, HERHALDE DUAL YANİ. O KADAR EMİNİM Ki... YILLARIN DONANIMCISI OVERKLOKÇUSUYUZ...

Bir kaç gün geçiyor, ramlere bakayım diyorum hadi onu da kontrol etmiş olalım diye.

RAM'LER SINGLE CHANNEL! 

Yerin dibine giriyorum. Hemen slotu değiştirip açıyorum. (Bu arada MB manualde ramlerin hangi configte dual channel olacağı ile ilgili bir bilgi olmadığını farkediyorum, o da enteresan)

BF1'e giriyorum heyecanla ve yağ gibi akıyor! 90-110 fps hep. Monitör de 120 hz olunca resmen oyun stilim ve skillim değişiyor. 

Sanırım PC'yi aldığımdan beri single channel çalıştırmışım Böyle de bir mal olduğumu farkediyorum ama ilk defa BF1'de bir anormallik olduğunu hissettim, daha önce oynadığım oyun, bench vs. hiçbiri bir darboğaz yaratmamıştı.

Bu da böyle bir anım işte

 

H3VR'ı yapan eleman yeni kontrolcüyü anlatmış, genel olarak epey beğenmiş diyebilirim:
 
https://youtu.be/QeusBy6fUR0?t=14m

Mesaj bir şekilde çift gitmiş.
 
Knuckles EV2'yi göstermişler, thumbstick eklemeleri bence mantıklı olmuş. Oculus Touch kullanırken epey rahat oluyor.
 
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=1411984190&preview=true

Notebook'ta hdd pişmanlıktır, yasaklanması lazım acil bir şekilde.

Güle güle kullanın, Steam'deki oyunların Türkiye fiyatları gayet iyi tavsiye ederim.

Dirt Rally, Humble Bundle'da $14.99
 
https://www.humblebundle.com/store/dirt-rally

Arkadaşlar The Defenders olmamış, izlemeyin. Sonuna kadar dikkatle izledim, hiçbir ibnelik yok. Ne bir gay karakter, ne bir hemcinsle oynaşma, hiçbir şey yok. Olmamış yani. Tamamen homofobik ve cahil bir dizi. Böyle yapımlarla medeniyet yükselemez. Protesto edin, izlemeyin. Eyyy Hollywood, totoşların sabrını zorlama! İbnesiz diziye hayır!

Bir süredir PC'de oyun için 4K TV kullanıyorum, Samsung 49" KS8500. 20ms civarı input lag var (PC modunda). Sürekli multiplayer oynamıyorum, oynadıklarımda da, "attığımı vuramıyorum, kesin lag var" dediğim bir durum olmadı. Ancak bunun dışında büyük ekranda ve kaliteli bir panelde oyun oynamak çok zevkli. Elimde 120Hz 27" Asus monitör var ve 60Hz olmasına rağmen TV'yi tercih ederim. Film, dizi izlerken zaten çok iyi. Sadece siyahları gösterme başarımı bile önemli benim için. Dahası 10bit panel HDR desteği güzel. 1080p ve 1440p oynadığım oyunlarda da bir bozukluk görmedim (native çözünürlük dışında görüntü olayı).

 
Gerçek ya, manyadılar iyice, işlemciye DLC çıkardılar. Raid 1 ve 10 istiyorsan 100 dolar, raid 5 istiyorsan üstüne ilaveten 300 dolar ve sadece intel marka SSD'ler ile çalışacak. Bir piyasa danışmanı falan da yok heralde zavallı koskaca şirketin, insanların en gıcık kapacağı şey ne diye tespit edip onu yapıyor gibiler. Bu tip gelişmeler normalde AMD'ye yönelmeyecek kendi müşterisini bile "beni aptal yerine mi koyuyorlar" diye düşündürtüp, satın alma tercihini sorgulatmaya götürür.
 
Bu saçmalığın sebebi de Xeon alan kurumsal müşteri "biz niye bu kadar para verdik, halka aynı bokun yoğurtlusunu hem de daha ucuza satıyorsunuz" demesin diye. Sıçtı işte laf söyleyince bazı intel'e gönül vermiş arkadaşlar alınıyor, hazırlıksız yakalandı deyince hemen savunmaya geçiyorlar. Görünen o ki elde kısa vadede AMD'ye cevap verecek bir ürün olmadığı için mevcut Xeon'ları kırparak verecek. Ve hala da burnundan kıl aldırmayan tavırlarla fahiş fiyatlar çekiyorlar. Ne şiş yansın ne kebap yapmaya çalışırken ikisini de yaktılar bana göre. 27. kez söylüyorum bu X299 kesinlikle bulaşılmaması gereken bir çipset, ölü doğum yaptı, bundan bir cacık olmaz çünkü neresinden tutarsan tut dökülüyor.
 
-
 
Buraya kadar objektif olarak açıklamaya çalıştım ama daha subjektif bir açıdan yorumlamam gerekirse eğer bu noktadan sonra bol bol çemkireceğim için üzülme potansiyeline sahip arkadaşlar okumasa da olur gerisini:
 
Whoosh'un yazdıklarının altına da imzamı atarım. Sene 2005-2006 işte efendim xBok 360, dandikstation 3 falan çıkıyor, akabinde biraz öne geçer gibi oluyorlar. DHW'de bu zamanlarda açılan konuları unutmayalım şimdi, PC oyunculuğu can çekişiyor, imam selasını verdi, öğleye yetişmezse ikindiye kalkacak biz neler duyduk, bu kediler de mundar diyecek ciğer buldu yine dedik geçtik. Kendi iç dünyanızda Desktop PC'nin satış rakamına falan bakarak bir sıkıntı olduğunu düşünebilirsiniz, o satış rakamları hazır PC'ler. Dell, HP falan ya da Vatan'a gidip bana bir pc kurun diye casual kullanıcıların aldıkları. Ben hiçbir yerde anakart satışları, ekran kartı satışları düşüyor diye ne bi haber ne bir istatistik gördüm. (hatta ekran kartı satışları 2016'da rekor kırmış) Yahu bu kadar satış düştüyse nasıl oluyor da anakart üreticileri tek bir çipset için yüzlerce farklı anakart tasarlıyor, sadece 300-500 satıyorsa niye bu kadar zahmete giriyorlar acaba diye kimse düşünmüyor. Zaten herhangi bir veriye de ihtiyaç yok, 4chan, 9gag gibi yeni nesil bebelerin takıldığı, şakalaştığı ortamlara biraz baksanız, bütün çocukların gaming pc kurup, konsolları ya da apple ürünlerini yerin dibine soktuğunu farkedersiniz. Malesef artık dinazorlaşmanın ötesinde bir fosilleşme ve üşengeçliğin ötesinde bir tembellik yaşayan, eski guru-şimdi kuru kullanıcılar sandı ki onlar gibi herkes tablete, mac ürünlerine hücum edecek, iSheep postu altında Apple store'un önünde hizaya girecekler. Yok öyle bir şey!  iPhone 7 çıktığında Danimarka'daki apple store'un önünde etkinlik düzenleniyor, sadece 2 (yazıyla 2) kişi gelmiş, bu bahsettiğim ortamlarda aylarca bunun dalgasını geçtiler, dükkanın önünde çekilmiş fotoğrağı "meme" yaptılar. İyi eğitim almış, satın alma tercihini rasyonel olarak belirleyen gençler çatır çatır PC kuruyor. Computex hiç olmadığı kadar renki geldi benim gözüme. Envayi çeşit kasalar, binbir türlü sıvı soğutma sistemleri. Koca firmalar müthiş bir kaynak aktararak ar-ge çalışması yapıyorlar. Bence bu adamların referans kaynağı forum köşelerinde "ya desktop PC'de iyiydi ama bitti" falan diyen içi geçmiş ihtiyarlar değil, ciddi bir pazar araştırması ve reklam çalışmaları var sergilenen ürünlerin ortaya çıkışında. Bu firmalar gençlerdeki potansiyeli görüyorlar. Ben yine DHW'de "PC oyunculuğu ölüyor mu acaba ?" diye soranların yüzüne attığım gevrek kahkamı müsadenizle burda da atmak istiyorum 
 
ps:
 
 
bahsettiğim 2 kişi, rivayete göre biri zaten beğenmeyip almamış, diğeri de sadece tuvaletinizi kullanabilir miyim diye sormuş. İşte burda göremediğiniz gençlerin evine gidin bakın muhakkak custom built gaming PC var ve şuan işlemci upgrade ediyorlarsa kesinlikle Ryzen alıyorlar
FMZyrLT.mp4

Bu paketle daha çoook dizi çeker Netflix.

Samsung'un yeni ekranı tanıtılmış:
 
http://www.roadtovr.com/samsungs-new-vr-display-nearly-3-5x-pixels-rift-vive/
 
Karşılaştırma için:
 

USENET hala calisiyor mu yahu? 1993 yilinda Sinasi Sahnesi'nin oradaki Tubitak bilgisayar kulubunde ulkeye yeni gelen "Internet" nanesini ogrenmeye calisan lise ogrenciligi anilarima dondum bir an. Usenet o zamanlar vardi.
 
Usenet temelde Cilali Tas Cagi'ndan kalma bir mailing list / bulletin board servisi idi. Bugunun forumlarla, Reddit'lerle buyumus gencligine tam olarak kisaca anlatmak zor. Programlama bilmenize gerek yok ama bugunun Web forumlarinin atasi oldugunu ve 2017 yilinda kelimenin her anlamiyla tamamen demode olmus bir haberlesme metodu oldugunu soylesek yeterli olur. Degisik mailing list'lere atilan mesajlar sistemden sisteme kopyalanarak okuyuculara ulastiriliyor, binlerce abone sistem oldugu icin atilan mesajlar dunya uzerinde en azindan bir yerde yillarca yasiyordu. 1994'de DHW / CHW var olsaydi muhtemelen USENET uzerinde olacakti.
 
Makaleye bakinca yazarin onemli dosyalari sifreleyip "nasil olsa makineden makineye kopyalanarak sonsuza dek yasiyor" mantigi ile Usenet forumlarina post etmeyi onerdigini goruyoruz. Ilginc olmakla birlikte pratik oldugunu soylemek zor. Zaten yorumlar kismini okursaniz makalenin yazari da cok ciddiye alinmamasi gerektigini yazmis.
 
Belki asla, asla kaybetmeyi goze alamayacaginiz (buyuk dedenizin tek fotografi vs. ;-) ) birkac dosya icin dusunulebilir. Simdi baktim, 1995 yilinda Turkiye'de ogrenciyken Usenet'e attigim bircok mesaj hala Internet'te yasiyor ve Usenet arsivlerinde kolayca bulunabiliyor. O yillardan bugune format degistirmeden, veri kaybetmeden gelen baska forum, depolama servisi dusunemiyorum; dolayisiyla Amazon S3/Glacier vs. kullanmiyorsaniz belki de uzerinde durmaya deger bir oneri.

 
Bu "geyik" falan degil, durumu tamamen aciklamasa da olan buyuk olcude aynen bu. Problemin bir kismi finansal problemler nedeniyle tasarim grubunun kuculmesi. 2010-2012 doneminde sirketin uc buyuk tasarim grubundaki toplam muhendis sayisi 4000'den 2000'e dustu. Bunlarin bir kismi parasal nedenlerle isten cikarilanlar, bir grubu da surekli diken ustunde calismaktan bikarak kendisi ayrilanlar ;-).  Zaten daha once de durum pek parlak degildi. Sanilanin aksine tasarim sureci oldukca emek gerektirebilen bir sey : islemci cekirdegini ve onemli alt sistemleri belki 20-25 kisilik "ak sakalli" tecrubeli bir ekip tasarliyor, ama isin asil uzun suren kismi olan back-end design (fiziksel devre tasarimi), pre-Si, post-Si validation (silikon oncesi ve sonrasi dogrulama) icin yuzlerce kurek mahkumu parlak yeni mezun muhendis gerekiyor.
 
Diger faktor ise zaman: 2011-2012'ye kadar Bulldozer cekirdegini gelistirerek adam edebileceklerini dusunuyorlardi. 2012'de Bulldozer tasarimindaki olumcul ihmallerin(*) duzeltilemeyecegi anlasilinca cok tecrubeli muhendislerden ufak bir grubu toplayip sonradan Zen adini alan projeyi baslattilar.  2012'den sonrasini ben orada olmadigim icin bilemiyorum ama sifirdan bir cekirdek tasarlanmasi 1.5 - 2 yil, o cekirdegi kullanan SoC'nin tasarlanmasi 2 yil surse 2012'de baslattiklari caba ancak sonuc veriyor. Bu buyuklukte bir proje icin bu sure normal.
 
Modern bir yuksek performansli islemci insanligin tasarladigi en kompleks seylerden birisi. Oyle 1-2 yilda cikarilabilecek bir sey degil. 1-2 yilda cikarabilecekleri sey en fazla modifiye edilmis bir Bulldozer cekirdegi etrafinda sekillenebilirdi ki onun da iki sirket arasindaki acigi kapatabilmesi imkansizdi.
 
(*): Bu olumcul ihmallerin en onemlileri her cekirdegin kendisine ozgu FPU'su olmamasi ve SMT (Intel'in "hyperthreading" dedigi konsept)  olmamasi. 

Eminim herkesin kendi kullandığı bir yöntem vardır. Burada kendi kullandığım yöntemi paylaşacağım. Belki birilerinin ihtiyacını görür.
 
Temiz kurulumuzu yaptık, sürücüleri, sürekli kullandığımız olmazsa olmaz yazılımları yükledik, kişisel ayarlarımızı yaptık, aktivasyonumuzu gerçekleştirdik yani kısaca miss gibi yeni windowsumuzu yükledik.
Yarın öbür gün ihtiyaç duyduğumuzda bu haline hızlıca ve kolayca dönmek istiyoruz.
 
Temizlik ile işe başlıyoruz, Windows'un yüklü olduğu sürücüyü ne kadar temiz hale getirirsek yedeğimizin boyutu o kadar küçük olacak. Pagefile'ı ve hibernate'i kapatmak bize korkunç yer kazandıracaktır. Nasıl yapılacağını 2-3 arama ile bulabilirsiniz.
(Bu yöntemle yedek aldığınızda yedeğiniz ciddi oranda sıkıştırılmış oluyor. Örneğin benim diskte 24gb yer kaplayan temiz kurulmuş Windows diskimin yedeği sadece 8gb boyutunda.
 
Sıra geldi yedekleme yapacağımız bir sürücü bulmaya. Eğer bilgisayarımıza takılı ikinci bir sabit sürücüye yedek alabiliyoruz ancak istersek daha sonra bu yedeği usb bellek yada taşınabilir harddisk üzerine kopyalayıp saklayabiliriz. 
 
Komut satırını açıyoruz
C: Sürücüsünün Windows'un kurulu olduğu sürücü, D sürücüsünün de ayrı bir partition yada harddisk olduğunu varsayalım.
recimg -CreateImage D:/yedek  
komutunu girip arkamıza yaslanıyoruz. D:/yedek olan bölümü siz nereye yedek almak istiyorsanız o şekilde değiştirebilirsiniz. Örneğin;
 
recimg -CreateImage f:/backup recimg -CreateImage e:/dosyalarim/18012017/windowsyedek  
vs vs gibi
 
Windows seçtiğimiz sürücü ve klasöre "CustomRefresh.wim" adında bir yedek dosyası oluşturacak. Windows'un kurulu olduğu sürücüde ne varsa hepsi bu imaj dosyasının içinde. Yarın öbür gün isterseniz 7zip gibi bir arşiv yazılımı ile bu yedeğin içinde gerekli dosyalarınızı da tek tek çıkarabilirsiniz.
 
Sıra geldi yedeği geri yüklemeye
Bilgisayarınıza virüs bulaştı yada bahar temizliği yapmak istiyorsunuz.
 
Bize kücük boyutşu dandini bir flash bellek lazım. Bu flash belleği kurtarma sürücüsü yapacağız.
Flash belleğimizi bilgisayarımıza takıp arama bölümüne (win+s) "recovery" yazıyoruz. Karşımıza kurtarma sürücüsü oluştur (Create recovery drive) seçeneği çıkıyor ve talimatları takip ederek takılı flash belleğimizi boot edilebilir kurtarma sürücüsüne dönüştürüyoruz. (Bu işlem sürücü içerisindeki tüm veriyi silecek)
 
https://support.microsoft.com/tr-tr/help/17422/windows-8-create-usb-recovery-drive 
Ek bilgi; Denemedim ama bellekte yeterli kapasite varsa aldığımız yedek dosyasını(wim) da bu sürücü içine kopyalayıp saklayabiliriz diye düşünüyorum.
 
Bilgisayarı yeniden başlatıp biostan bilgisayarı bu sürücüden boot edecek şekilde ayarlıyoruz.
Kaydedip bilgisayarımızı bu usb bellekten başlattığımızda karşımıza kurtarma seçenekleri çıkacak. Kurtarma seçenekleri içinden komut satırını bulup çalıştırıyoruz.

 
Önce windowsun kurulu olduğu sürücüyü bir güzel formatlayalım
Bunun için komut satırına diskpart yazıp enter tuşuna basıyoruz
diskpart daha sonra komut satırına list volume yazıp bilgisayarımızdaki sürücüleri görüntülüyoruz
list volume Yedeğimizi geri yüklemek istediğimiz sürücüyü seçmek için select volume komutunu kullanıyoruz. Genelde Windows sürücüsü volume 0 olur.
select volume 0 Windows sürücüsü yeniden formatlamak için format fs=ntfs quick komutunu kullanabiliriz.
 format fs=ntfs quick Ek bilgi; Formatlamak zorunda değilsiniz.
 
Formatlama işlemimiz bittikten sonra Exit komutuyla diskpart uygulamasından çıkıyoruz.
exit Sıra geldi yedeğimizi taze formatladığımız disk bölümüne geri yüklemeye, bunun için dism aracını kullanıyoruz.
dism /Apply-Image /ImageFile:D:/yedek/CustomRefresh.wim /index:1 /ApplyDir:C:\ Komutuyla daha önceden aldığımız yedeğimizi örneğimizde C sürücüsüne geri yüklüyoruz. Siz kendi yedek dosyanızın konumuna göre yukarıdaki kodu değiştirebilirsiniz.
 
Yükleme işlem tamamlandığında Exit komutuyla kurtarma menüsüne dönüp bilgisayarımızı kapatıyoruz. Flash belleği çıkarıp boot ayarlarımızı yeniden yaptıktan sonra tertemiz Windows'umuzu afiyetle kullanıyoruz.
 
 
 
Ekleme:
Aslında böyle uzun uzun yazınca göz korkutuyor ama aslında bu işlerden az biraz anlayan birinin bilmesi gereken iki şey var;
recimg -CreateImage d:/yedek dism /Apply-Image /ImageFile:D:/yedek/CustomRefresh.wim /index:1 /ApplyDir:C:\


https://support.microsoft.com/en-us/help/2748351/how-to-create-a-system-image-to-refresh-your-windows-8-pc
https://msdn.microsoft.com/en-us/windows/hardware/commercialize/manufacture/desktop/dism-image-management-command-line-options-s14
https://technet.microsoft.com/en-us/library/cc766465(v=ws.10).aspx

HTC Vive için kablosuz bağlantı kiti:
 
https://www.engadget.com/2016/11/10/220-htc-vive-wireless-add-on/

 
Davetiye gibi bir şey göremedim ayarlarda.

"VR/AR Haberleri" konusunda yazdığım deneyimleri ayrı başlık olarak buraya yazıyorum:
 
Dün Samsung Gear VR'ı denedim biraz ve ilk izlenimlerim gayet olumlu. Sağa sola bakarken gecikme yok, gayet hassas çalışıyor. Positional tracking yok, zaten onun olması için ekstra kameralar ya da sensörler kullanıyorlar sanırım. Galaxy S6'daki çözünürlüğe rağmen pixelleri görebiliyorsunuz. Öncesinde bir Google cardboard türevi ile deneme yapmıştım. Bu cihazla arasında ciddi fark var. Başınıza takmak zor değil ve gayet konforlu diyebilirim. Tepesinde odak ayarı yapmaya yarayan tekerlek var. Ayrıca yön tuşları işini gören dokunmatik yüzey ve geri tuşu var, kullanması kolay.
 
Cihazı taktığınızda, otomatik olarak tanıyıp gerekli yazılımları kuruyor. İç kısmında yakınlık sensörü var. Başınızdan çıkardığınızı anlayıp, ekranı kapatabiliyor. Yazılımlar da Oculus tarafından hazırlanmış ve steam gibi çalışıyor. Kendi mağazası var. 3D resimler, videolar, oyunlar filan bulunabilir. Arayüz de hiç fena değil, kolaylıkla istediğiniz yere erişebiliyorsunuz. Henüz çok içerik yok. Normal 2D filmleri, sinema gibi bir mekanda izleyebiliyorsunuz ve epey gerçek görünüyor. Şu an beni tek rahatsız eden çözünürlük oldu. İleride çözünürlük olayı aşılırsa, ciddi pazar elde edebilir bence. Özellikle ilk denediğim 3D fotoğraf ve görüntülere bakarken, gerçekten oradaymış gibi hissettim. Ana menüde kameraya geçiş yapıp, başınızdan cihazı çıkarmadan etrafı görebiliyorsunuz, ancak hızlı bir kısayol yok sanırım. Ayrıca şunu söylemem lazım, bu tarz VR cihazlarında kesinlikle, S6'daki gibi OLED ekran kullanılması şart bence. Tam karanlık elde etmenin başka yolu yok ve karanlık ortamlarda gri bir yüzeye bakmak çok rahatsız edici olur.
 
Yarım saat civarı kurcalayabildim, herhangi bir baş dönmesi vs. olmadı. Kullanırken pek rahatsız da hissetmedim, başa düzgün şekilde oturuyor. HB'den 400 TL'ye aldım. Amazon fiyatı da $100'dı zaten. Kargo, gümrük vs. derken neredeyse aynı fiyata geliyor. Henüz oyun deneyemediğimden, bugün ne kadar bedaya oyun varsa indirdim . Birde Gunjack isimli oyun satın aldım. CCP'nin oyunu, Eve Online'ın yapımcısı. Steam gibi kredi kartı ekleyip, kendi (Oculus) mağazasından alabiliyorsunuz. 
 
EK:
 
Özellikle 3D oyunlarda, boyut etkisi, algısı oldukça iyi. Bahsettiğim Gunjack  isimli oyunda, oyuna başlarken, uzay gemisi içinde hareket ediyorsunuz. Etrafınızdaki duvarlar, gerçekten yakınınızda gibi geliyor. Uzanıp dokunmak geliyor insanın içinden  . 3D etkisi gerçekten başarılı. Çeşitli filmler için VR destekli ufak sahneler hazırlanmış. Avengers ve Jurassic Park için iki uygulamayı denedim. Önünüzde bir dinazor var (T-Rex diil neyseki   ) ve size yaklaşıp kokluyor filan, hatta ani hareket bile yapmıyor. Buna rağmen insan tırsıp geri çekiliyor reflex olarak  . Önceki mesajda da söylediğim gibi; çözünürlük arttırılıp, başlığın ağırlığı da düşürülürse, cep telefonu gibi olur bu cihazlar. Çünkü bu deneyimi 3D TV gibi cihazlardan almanız imkansız.

Uçak modunda wifi vs. kapatılıyor normalde. İnternet olmayınca arka planda senkronizasyon filan yapmaya çalışmaz programlar sanırım.