AlperD

.................

.................

................

Evde çok eski bilgisayarlarınız var diyelim misal pentium 2 3 belki atom işlemcili netbook veya bir VM server var evinizde network işi yapıyorsunuz veya birden fazla cihazı çalıştırıyorsunuz. Kenarda köşede bir torrent serverim olsun evimde NAS yok nereye kuracam derdine düşerseniz basit ve güzel bir çözüm var. 
 
Evdeki eski toshiba laptopu değerlendirme derdine düşmüştüm. 2gb dan fazla ram takılamıyor sadece 32 bit bir pentium dual core işlemcisi var ve LCD ekranın alt tarafında donanımsal bir görüntü bozulması vardı. 
 
32 gb lık eski bir SSD yi taktım üzerine ve turnkeylinux torrent server appliance ın yollarını tuttum. 
 
https://www.turnkeylinux.org/torrentserver
 
Burada 64 bitlik sürüm var ancak mirrorlarda 32 bitlik sürümler de mevcut. 
 
Debian üzerine kurulu bir webmin, web shell ve ruTorrent client mevcut. Samba vs herşey kurulu geldiği için zaten dosya paylaşımında hiç bir sorun yok. USB belleğe rufus ile yazıp sisteme kurulum updateler ile birlikte 10 dk sürmedi. Zaten herhangi bir GUI yok tamamen shell arabirim ama remote kontrol webmin ile sağlanıyor ve çok rahat. NTFS dahil birçok disk formatı desteklendiği için cihaza external sürücü bağlamak da sorun değil. 
 
Kurulumda belirlenen şifreleri de iyice belledikten sonra geriye sadece yeni sunucumuzun IP adresini girip işlere başlamak kalıyor. Şuraya birkaç foto yapıştırayım. 
 
Bu sayede bilgisayarıma herhangi bir malware içeren torrent client yüklemek zorunda kalmıyorum. Torrentleri ana bilgisayarım kapalı iken bile rahat rahat kullanıyorum vs vs. Tabi evinde NAS cihazı olan evinde rpi cihazı olanlar bunları değerlendirmek isteyecektir ama benim derdim evde bir tane atıl bilgisayar var atsan atılmaz satsan satılmaz needelim diyenler için bir seçenek. Laptopun kapağını bile kapalı tutarak bir kabinet içinde rahat rahat çalıştırabilirim kimsenin ruhu duymaz. Ayrıca samba kurulu olduğu için basit bir fileserver modunda çalışması da içten bile değil zaten. 

@@AlperD Hocam tam benim söylemek istediklerimi söylemişsiniz. Rekabet edilemiyor diye gümrük vergisini arttırıyorlar, Amazon.de'de satılan ürünlerin yüzde 95'i TR'de üretimi ve muadili olmayan ürünler. Yurtdışında üretlip birileri tarafından koca bir kazıkla bize satılıp köşe olan tipler mi rekabet edemiyorlarmış. Mesela bugün biten bir amazon fırsatı vardı. Logitech kablosuz G900 Spectrum mouse 81€'ya düşmüştü.Şu an 139€'ya satılıyor:
https://www.amazon.de/Logitech-Spectrum-Professionelle-kabelgebundene-kabellose/dp/B01D04HWWQ/ref=sr_1_1?s=computers&ie=UTF8&qid=1482425171&sr=1-1&keywords=g900
 
KDV hariç 70€'ya geliyo, Merhaba indirimini falanda katarsanız 60€'ya ürünü getirebilirsiniz kapınıza kadar. 60€'ya hadi 70€'ya alacağınız bu mouse burada 600-700'e satılıyor tutturabildiğine.Tamam full price olunca o mouse buradaki fiyatlara yaklaşıyor doğru. Ama ben bir mouse'a 700 TL vermem. 200 TL'ye olan o indirimle cazip oluyor benim için ve alınası oluyor. Türkiye'deki Teknosa, Hepsiburada Amazon'un 2 günlük indirimli, kampanyalı fiyatlarıyla rekabet edemiyorlarsa o beni pek bağlamıyor açıkçası, gidip vergi koyun diye ağlayacaklarına kendilerini cazip hale getirecek birşeyler düşünsünler. İstedikleri kadar vergi koysunlar, TR'deki hiçbir firmadan görmedikleri hizmeti, adam yerine konulmayı tadan bizleri Amazon'dan vazgeçiremezler.
 

@@AlperD garanti konusunda kesinlikle haklisiniz. Sonucta bende tuketiciyim senelerce bilgisayar tarafinda perakende tarafinda calisip cok insan tanimama ragmen son yillarda aldigim USB bellege kadar herseyi yurtdisindan aldim. Turkiyede mali satincaya kadar musteri odakli olma anlayisi degismedikce ayni sekilde devam ederim...
 
Ha bu zihmiyette olmayan firmalarda var az sayida. Onlara karinca kararinca destek olmak icin satin alma yapiyorum. Bunu yaparken anormal farklarin olmamasına da ozen gosteriyorum..
 
Sonucta is yapsak ticarette yapsak en nihayetinde hepimiz tuketiciyiz. Sahsim adina kendi islerimde yurtdisinsan aliveris yapan insanlara hic kızmıyorum ben olsam bende oyle yapardim..

 
Her gün tüm ülke hep bir ağızdan buradan git diyor. 
Gerek bombalarla, gerek alınan kararlarıyla, gerekse içinde yaşadığım halkın cehaletiyle.

Şu anki düşüncelerimi yazmak muhtemelen bol miktarda suç içerecektir... 
 
 Özetlersek, niye bu yapıldı ? Çünkü güzel bir şeydi, biz de güzel şeyleri haketmiyoruz.... 

30 euro ne yani muafiyeti tamamen kaldırsalarmış.
 
yurtdışı alışverişlerde taksit olayını da yasaklattılar zaten, eskiden ne güzel 3 de olsa taksitle alıyorduk.
 
%20 vergiye rağmen yine de bir çok ürün daha avantajlı olacak ve açıkçası ben aynı fiyat bile olsa gider amazon'dan alırım.

Ben daha ucuz olduğu için amazon'dan almıyorum ki , yerli mağazalara kıl olduğum için yurtdışından alıyorum, dolayısı ile yine amazondan alışverişe devam edeceğim. 
 
Aldığımız ürünlerin önemli kısmı geçiyordu zaten 75 euro u , ama yine de kötü oldu tabii.

Arkadaşlar kargoyu teslim aldım. Ürün kodu olarak yollanmış, office 365 kutusu olarak değil. Arena bilgisayar üzerinden aktifleştirilerek ürün kodlarını alıyorsunuz.
 
Şu şekilde çıktı;
 

 
Arena bilgisayar üzerinden şu ekran geliyor;
 

 
Burada gerekli bilgileri girdim. 2 tane kod almıştım onların ikisini de girince ayrı ayrı gözüktüler.
 
Sonrasında buradaki yöntemle office ürün sitesinden kodları aktifleştirdim. Resimde işaretli şekilde 2018 e kadar geçerli "BİREYSEL" kullanıcı olarak gözüktüler;
 

 
Bir sonraki adımda Microsoft sitesine girip ürün alışverişi bölümünden 1 aylık yenileme işlemi yaptım;
 

 
*Önemli not: bunların hepsinde aynı account bilgilerini kullanıyorum
 
Ödeme gerçekleşti ve sonuç;
 

 
2 yıl 1 ay geçerli office 365 ev kullanıcısı oldum.
 
toplam harcanan: kargo dahil hepsiburada üzerinden 99,40tl + microsoft üzerinden 28tl = 127,40 tl
 
microsoft üzerinden yapılsaydı = 280tl x 2 yıl 1 ay = 588 tl
 
Henüz kurulum yapmadım bilgisayara ama herhalde bir sorun olmaz artık.

Uzunca bir süredir aklımda olan bir şeyi bugün yapmaya karar verdim. Bilgisayar masamı yeniden düzenlemek. Ağırlıklı olarak yazılarımı yazdığım ara sırada oyun oynadığım sistemde bir süredir dev gibi bir masaüstü bilgisayar vardı ve geçen hafta bilgisayardan kurtulmaya karar verdim. Eskisi gibi notebook'uma geri döndüm. Evin içinde istediğim zaman istediğim yere gitmek benim için önemliymiş. Masa başında yazı yaz, sonra sigara içmeye çıkarken buluta salla oradan notebook'la aç gibi eziyetler yaşıyordum. Yeter dedim sonunda.... 
 
Ağırlıklı olarak DIY çözümler kullanmak istedim. Sonuçta amacım eğlenceli zaman geçirmek idi. Hazır bugün yağmur dolayısı ile evdeyken işe giriştim... 
 

 
Ben notebook'umu da bir nevi masaüstü gibi kullandığım için herkes gibi bol bol kablo bulunuyor ortalıkta. Hoş notebook 18.4" olduğu için aslında aslında bir bilgisayar kasasından bile daha fazla yer kaplıyor Masa cam olduğu için kablo toplama aparatı takmak mümkün olmuyor. Bende kıskaç kullanarak topladığım kabloları kıskaçlara sabitledim. Kabloları toplamak için ise spiaral kablo toplayıcısı denen son derece ucuz -metresi 5TL olmalı- bir aparat kullandım. Gerekli yerlerde de çırt çırt kullanarak kabloları biraraya topladım. Sonuç gayet güzel oldu Bazı yerlerde her zaman kullanılmayan kablolar olması gerekiyordu örneğin telefon şarj kablosu gibi onları da kıskaçlara tutturdum.... 
 
Hazır elim değmişken ikinci telefonuma küçük bir stand yaptım. Yukarıdaki en sağdaki resimde gözüküyor. Eski bir kaset kapağını 3M vinyl ile kaplayınca çok güzel bir stand çıktı ortaya... 
 

 
Bir süredir kullanmakta olduğum IKEA Markus koltuktan mutlu değildim. Her tarafından ses gelemeye başlamıştı. Ayrıca saçlarım uzun olduğu için ve her zaman toka kullandığımdan mütevellit arkası uzun koltuklar beni çok rahatsız ediyordu. Ayrıca özel bir yastık kullanmam gerektiği için oturma alanının büyük ve mümkünse düz olması gerekiyordu. Zamanında ofis için fazladan aldığım Adore mobilyanın basit koltuklarından birisini evime getirip kullanmaya başladım. Herkesin ergonomi beklentileri farklıdır ancak ben halimden mutluyum. Zamanına toptan 90 küsür TL karşılığı almıştım. Şimdiki fiyatı da çok yüksek değildir sanırım... 
 

 
Masaüstünde çalışırken müzik dinlemediğim için Audioengine A5'lerimi yedeğe kaldırdım. Hoş aynı oda da bir çift daha var zaten. Basit bir pikap ile sade bir sistemim var, belki SM de görmüşsünüzdür. Bunun yerine elimde bulunan basit bir hoparlör sisitemini kullandım. Sadece youtube videoları vesaire seyrettiğim için ses kalitesi çok önemli değil. Bu hoparlörleri basit birer metal parçasından bükerek elde ettiğim L parçalarla rafa monte ettim ve kabloları tablonun arkasından geçirdim.... 
 

 
Rafları temizleyip yeniden düzenledim. Ayrıca duvar tarafındaki raflara elimde bulunan alüminyum çubuktan bir parça kesip IKEA da satılan çengeller ile günlük kullanım kulaklıklarımı astım. Daha üst model kulaklıklar ise kutularında ayrı bir yerde duruyorlar...  Ayrıca mutfaklarda bir şeyler koymak kullanılan küçük plastik kaplardan alıp monte ettim. İçerisine de çok gerekli olan küçük malzemeleri attım. El altında harika bir çözüm oldu.... 
 

 
Bu aralar tenkeyless bir klavye deniyorum. Bu deneyim hoşuma gitti. Bu şekilde devam eder miyim bilmiyorum ama bir süre devam edeceğim kullanmaya. Klavye ve mouse'un altına fazla beklentim olmamasına rağmen çok iyi sonuç aldığım bir mousepad ekledim. Bunlara extended mouse pad deniyor sanırım. Gearbest'ten 5 Dolara aldım. 
 

 
Tabii ki herşeyi bir güzel temizledim, bol bol toz aldım... Bu arada dikey duran monitörün altındaki stand ta eski bir ayaklı lambaderin altı. Bunu da monitör standı olarak modifiye ettim. 
 
 
Geçen hafta mutfağa LED şerit takarken elimde bayağı fazlalık kalmıştı. Hazır uğraşmışken masanın arkasına LED şerit döşedim. Yapıştıracak yer olmadığı için kablo toplamak için kullandığım kıskaçların ortasına sıcak silikon ile sabitledim. Satın aldığım şeritler RGB şerit olduğu için basit bir kontrol kartı ile renk değiştirebiliyorlar. Aslında oturup kendim de yapardım ama gözler sıkıntılı olduğu için uğraşasım yoktu. İmdada bir arkadaşım yetişti. Mutfağı yaparken tasarladığı kontrol devresi ve uygun bir uzaktan kumanda getirmişti. Hazır eli değmişken fazla fazla yapmış, bir tanesini de kendi odamda kullandım.
 
Kullanacağımdan değil aslında hazır elim değmişken bunu da yapayım dedim. Odadan çıkarken yakıp çalışmaya başladığımda kapatıyorum....
 
Bu arada konu masaydı. Benim masa eski bir yemek masası idi. Bunun üst tablasını kaldırıp cam ile kullanmaya uygun hale getirdim. Cam ise IKEA'dan alındı.... 
 
Yaştan mütevellit sıkıntılar ve zamansızlık gibi problemlere rağmen fena olmadı sonuç. Tabii genç arkadaşlarımız kimbilir neler yapıyorlardır. Benimkisi maksat muhabbet olsun tadında bir paylaşım olsun! 
 
not: Fotoğraflar akşam çekildiği için biraz kötüler. Kusura bakmayın. Hoş ayrıntılı görülecek kadar matah bir şey de yok doğruyu söylemek gerekirse....

@@AlperD aralarında basit el aletleri de var. Pille çalışanlar var , şunlar gibi.
https://www.amazon.com/Decker-AS6NG-Alkaline-Cordless-Screwdriver/dp/B004HY3APW/ref=sr_1_36?s=hi&ie=UTF8&qid=1480612165&sr=1-36
https://www.amazon.com/Black-Decker-71-912-Drill-45-Piece/dp/B000RGYZD0/ref=sr_1_25?s=hi&ie=UTF8&qid=1480612165&sr=1-25
 
Diğer aletlerle de  üzerindeki değerlere dikkat ederek başka cihazların adaptörleri şarj için kullanılabilir diye tahmin ediyorum .

Office 365 Home fırsatı 5 kullanıcı
 
https://www.amazon.de/gp/product/B01EA1MRFU
 
165 TL'ye geliyor.

.............

Amazon.de de 49€'nun üzerindeki ürünlerde bedava kargo kampanyası var. Nerdeyse bütün ürünleri Türkiye'ye gönderiyorlar artık. AVR'ler bile geliyor bedava kargo ile. 
 
https://www.amazon.de/gp/product/B01EN005W0/
 
Örnek bu ürün fiyatı ürün+vergi dahil 600€. O da 2100 TL civarına geliyor. Türkiye fiyatı ise http://www.gsaelektronik.com/urun/pioneer-vsx-1131-k-ev-sinema-amfisi_1457.aspx?CatId=267  4000 TL
 
Bu ürün için Türkiye'ye gönderilemiyor yazısına aldırmayın. Ürünü sepete ekleyip ödeme ekranına geldiğinizde Türkiye'ye gönderildiğini göreceksiniz. 
 
Amazon.de nin avantajları saymakla bitmez. Bir kere fişleri ve voltajları Türkiye ile tam uyumlu. Üstelik AB bölgesinde sayıldığımız için birçok üründe uluslararası garanti durumu da söz konusu.

Yeni macbook pro'ları beğenen nadir kişilerden biri de benim sanırım. Formunun incelmesi ve hafiflemesi, touch bar ile ilk planda first party çok yakında birçok 3rd party programın entegre olarak sonsuz kullanım alternatifinin gelmesi, hemen her tür cihazın 4 porta birden bağlanabiliyor olması bence çok güzel gelişmeler. Eleştirdiğim nokta ise touch bar yüzünden fiyatların ortalamada 300 dolar kadar artması oldu. Herkes dört tane usb-c portu olmasını eleştirmiş gördüğüm kadarıyla ki evet bir noktadan baktığınızda doğru ama apple macbook air ile dvd sürücüyü kaldırdığında da veya ethernet portunu yok ettiğinde de isyan edilmişti. Endüstriye yön vermeye çalışmaları ve cesur davranmaları bu tip tepkileri de ister istemez birlikte getiriyor. Bugün usb-c haricinde port olmamasını eleştiren kişilerin birçoğu 1-2 sene içinde bu ürünleri ve bu ürünlerden esinlenmiş başka markaların ürünlerini öve öve bitiremezse şaşırmamak da lazım. Bugün için belki bir adet 20 TL lik usb type-c to type-a çeviricisini Macbook Pro çantanıza atıp taşımanız gerekecektir elbette ama çok yakın bir gelecekte birçok external disk, flash bellek, hatta yazıcı vs kabloları bile usb type-c olarak bulunacak. O yüzden bence bu gelişmeyi, dört adet portunda da şarj etmekten, data veya görüntü aktarımına kadar her bir şeyi yapabilecek aktarım yeteneği olan bir cihazın tasarlanmış olması olarak görmek daha doğru. Burada benim de eleştirebileceğim ve yazıda da belirtilmiş olan şu nokta var ki hakikaten iPhone'un lightning kulaklığının yeni macbook pro'ya bağlanamaması ciddi bir hayal kırıklığı. Bence bir tane lightning port da görseydik çok anlamlı olurdu.