kHanTW

 
Filmi dördüncü kez izledim, gerçekten şahane

Kozmos Yeni Dünyalar'ı okuyorum. Aslında ilk olarak ingilizcesini okudum. Sonra da çevirisini yaptım, arkadaşlar da basımını yapmışlar sağolsunlar Beta Yayıncılık'tan çıktı.
Dizisi de güzel tabii ama kitap daha doyurucu. 2,5 ay gibi bir sürede bitirdim çevirisini. Diziyle aynı anda çıkartacağız dediler o yüzden kısıtlı bir zamanım vardı. Neyse yetişti işte...

Im Mother

https://www.imdb.com/title/tt6292852/
 
Bir Netflix filmi. Son yıllarda seyrettiğim en iyi filmlerden biri diyebilirim. Bir akşam çerezlik bir film izlyeyim diye tıkladım ama bayıldım filme. Yani bilim kurgu öğelerini, hikayenin işlenişini, senaryosundaki sürprizleri bir kenera bırakırsak gerilim öğesi olarak hemen hemen her yetişkin insanın içinde saklı anne korkusunu çok güzel işlemişler. Şiddetle tavsiye ederim.

Zaman yolculuğu filmlerinin hepsini izlemek gibi bir amacım olduğu için Netflix'teki "See you yesterday" (Dünü Kurtarmak) filmini izlemeye başladım, bir süre sonra atlaya atlaya gitsem de harcadığım 10-15 dakika geri gelmez.... 
 
IMDB 4 küsür vermiş, ben 3 verdim geçtim : https://www.imdb.com/title/tt8743064/ 
 
Konu başlığı ile alakalı değil ama güzel bir zaman filmi olarak pek bilinmediğini umduğum underrated bir film önereyim : https://www.imdb.com/title/tt2669336/

Bence final bölümü 8. sezon ortalamasına nazaran güzel bir bölümdü. Dün akşam izlemeyi planlıyordum, amaaan dedim başka dizi izleyip sabaha bıraktım, bu da düştükleri durumun bir göstergesi.
 
 Eldrun'un dediği gibi, dizi kendini izletti mi , izletti, başka da bir dertleri yoktu zaten. O anlamda başarılılar. 

 Greyworm dan tam bir faşist çıktı, resmen SS subayına döndü, o karakter gelişiminin bu şekle gelmesi üzücü. Missandei'nin gitmesi Danny'yi de Greywormu da kontrol edebilecek bir emniyet sübapının kaybolması demekti zaten. En son buna arazi marazi verip kurtuldular.
 
Genelde kuzeylilerin güneye inmesi pek hayırlara vesile olmuyordu, ben kesin Jon da ölür giderdi diyordum, gene paçayı kurtardı sayılır. Kurtu ile vadalaşmaması internette o kadar büyük olay olmuştu ki bir şekil eklemişler. Ygritte yaşıyor olsaydı en kebap son onunki bile diyebilirdim. Sanki Danny'nin öldüğünü duyduktan sonra Jony'u ya Greyworm, ya Dothrak'lar kıtır kıtır keser gibiydi ama öyle olmamış. Hakikaten Dohtraklar ne oldu ? 
 
Dizide en sevdiğim muhabbetlerden birisi Tyrion'un "gideceğim yeri bilen bir tek varsın, öldükten sonra ne oluyor" konuşmasıydı. Tyrion işin sonunda herkesi "ikna" etti, Sam başarısız bir demokrasi denemesi yaptı, işin sonunda tek yaptığı şey gözleri belertip kargalara musallat olmak olan Bran her nasılsa kral oldu. Bu Bran mevzusu zaten sızan senaryoda varmış ve ekşideki bazı ezikler "bence böyle olacak" ayağı ile sızan senaryoyu yazmışlar, aşağı yukarı böyle bir şey olacağını bekliyordum. Neyse, Tyrion benim bu dizideki en karizmatik bulduğum karakterdi, başına iş gelmeden dizinin bitmiş olması bile güzel. 
 
Sansa kendine kontrafile tarzı güzel bir krallık ayarladı, arkasını sağlama aldı. Kardeşi de kalan 6 krallığın başında, oh mis... 
 
Arya bölümün figüranıydı, ondan ciddi beklentilerim vardı, Frey'lere onu yapan kalanlara ne yapmaz diyordum, greywormu indirip onun kılığı ile Danny'ye dalar diyordum, cruise gemisine bindi gitti. Meeh

Sam kendine kabinede yer kaptı, kitabını bitirdi, Brienne de gene bir yer kaptı kendine, bir de üzerine Jamie'nin altına bir şeyler yazdı. (Niye eli değmişken Renly Baratheon hakkında yazmadı, neyse...)
 
Bronn anlamsızca malı götürdü. Zaten geçen bölümlerde de saçma gelmişti de, gene de yapacak bir şey yok. Muhtemel okuması yazması bile olmayan bir adamı master of coin yaparsan kerhanelere yatırım yapalım der tabi.
 
Drogon en temizini yaptı, ...erim sizi de tahtınızı da diyerek uçtu gitti. 
 
Dizi "Night King kazanaydı daha mı iyiydi?" dedirterek bitti, gene de ilgi çekici bir bölümdü. Bir önceki bölümü TV'den izlemeye üşenip laptoptan izlediğim düşünülürse dediğim gibi "sezon ortalamasına" göre güzel bir bölümdü.
 
Kötüydü ama Lost kadar da kötü değildi. 
 
Bu ara milliyet gazetesi gene ana sayfadan Tyrion'un fotoğrafını koyup "tahtı istemedi ama..." diye spoiler bir başlık atmış, hakikaten yatacak yerleri yok. 
Ha, Azor Ahai ne oldu, Stoneheart ne oldu, onlara hiç girmiyorum bile... Ama bari son bölümde de su şişesi olmayaydı kadrajda. 

Son sezonun ne kadar beğenildiği zaten şuradan belli oluyor: https://www.change.org/p/hbo-remake-game-of-thrones-season-8-with-competent-writers , 600 binin üzerinde, ki bunun en az iki katı benim gibi "Change.org neymiş" diyecek veya zahmete girmeyecek insan vardır.
 
Benim izlediğim kadarıyla, Lost ile beraber en kötü final yapan dizi bu dizi.

 
Çok sağlam oturtmuşlar... 

bütün diziyi bunların üstüne kurup sonra saniyeler içinde ejderhalardan birini harcayamazsın. olmaz.
 
bütün deniz savaşı sahnesi ve missandei'nin kaçırılması olayında o kadar ucuza kaçılmış ki aklım almadı.
 
hayvan gibi bütçesi olan diziyle yaptıkları şeye bak şimdi...
 

 

 
Amazon Prime gecen hafta Philip K. Dick hikayelerini temel alan Black Mirror benzeri bir bilim kurgu dizisi yayinladi - ilk season tutarsa gerisi gelebilir diye dusunuyorum. henuz 1 bolum seyredebildim ama oldukca begendim.
 
https://www.amazon.com/Philip-K-Dicks-Electric-Dreams/dp/B075NTXMN9
 

Philip K. Dick'in son kitabı Radio Free Albemuth 'ı okudum. Philip Dick akıl hastalıklarının içi dünyasını çok iyi biliyor , o twist leri çok iyi kullanıyor. Yine de kitap PKD 'in ortamalsına göre vasat denebilir. Okjunmasa da olur. 
 
En çok adı geçen kitapları Ubik, Valis, The Three Stigmata of Palmer Eldritch  . Bunlar pek SciFi değil içinde SF öğeler olsa da aslında fantazi dünaysında geçiyor. Benim oluduklarım arasında en beğendiğim Time Out of Joint oldu. İçinde hemen hemen hiç sürreal öğeler yok. Güzel HBO miniseri olur . 

Öngörü böyle bir şey

Öngörü böyle bir şey

Nintendo Wii de satılmıştır

Geçenlerde Loving Vincent isimli bir film izledim. Resim/Sanat kültürünü sever kişiler varsa bu filmi kaçırmasın, konusu Vincent Van Gogh üzerine zaten filmdeki kareleri gördükçe kendisinin eserlerinden derlemeler yapılarak kurgulama yapıldığınıda göreceksiniz.

Zamanlama iyi olmuş yeni zamlar kapıda, güle güle kullanın

 
Oyunculuk dersi vermis gercektende. Oyle bir oynamiski baska biri olmus taninmaz hale gelmis.

Uzun süredir ertelediğim, sıkıcı olduğunu düşündüğüm bir filmdi http://www.imdb.com/title/tt0450188/ 
 

 
Marion Cotillard... Öyle böyle oynamamış, jüri olsam oscar moscar bir şey verirdim.
 
Edith Piaf genelevde büyümüş ve hayatı boyunca ızdıraplara marız kalmış bir kadın. Hikayesi de etkileyici oluyor tabi. benim puanım 8/10

EDIFIER S1000DB Hi-Fi Wireless Bluetooth Speaker Bookshelf With aptX For Home Theatre Speakers 
 
Çok güzel bir fiyata denk geldi ,tam Mackie'nin bozulduğu anda. 
 

 

Aldım bir tane Kobo bende. Güzelmiş bu meretler keşke daha önce alsaydım.

 
Vakti olan izlesin şahane.

Bir ara bakayım @Squall
 
Dunkirk çekimler şahane senaryoda ben koptum biraz tarihi bilgim film hakkında yetmedi. Belki senaryo tarihi hakkında bilgim olsa daha güzel olurdu @kHanTW.

İlk matbaa çıktığında herhalde benzer tartışmalar oluyordu eminim. Elle yazılmış kitap gibi olur mu mirim, ne o makine basıyor çat çat, emek var bir kere, alınteri var gibi.
E kitap - kitap tartışması bir nebze ama kitaplara ayrılan vakit genel olarak dünya'da azalıyor gittikçe.

Dunkirk'i beğenenlerde var, beğenmeyip eleştirenlerde çok. Hatta bu eleştiriler yüzünden sinemada gitmedim. Ben beğenenlerdenim, yani WW2 uçakları hastası biri olarak Dunkirk üzerindeki o dogfight sahneleri, Stuka'ların askerlerin üstüne dalıp bomba atması bile yeter. Yani Er Ryan'daki gibi epik bir Normandiya çıkartması, hastanede güzel bir hemşireyle yaralı askerin aşk hikayesi gibi şeyler yok. Evet çok aksiyonlu, uçan kaçan bir film değil ama başından sonuna nasıl geçtiğini anlamadım. Dönemi gerçekten güzel yansıtmışlar. WW2 filmleri seviyorsanız seyretmeden geçmeyin derim.

Açıkçası tablet ile bir şeyler okurken de gözlerim çok aman aman yorulmuyor, neticede günde 10 saatten fazla bilgisayardan bir şeyler okuyan insanlarız. 
 
 Ama psikolojik mi bilmiyorum, e-kitap okuyucu ile daha rahat ediyorum. Dahası sadece bu iş için bir cihazın yanımda olması hoşuma gidiyor. Cebimde taşıyorum, asansörde ve kırmızı ışıkta bile okuyabiliyorum. 
 
 Bence de kitaplara bariz rakip bir teknoloji. Öncelikle evimde kitap kolilerinden ve kitaplardan artık bıktım. Belki çok entellektüel olmayan bir yaklaşım ama kitaplar eskisi kadar huzur vermiyor, sıkışmışlık hissi yaratıyor. Hayalimde uzakta bir kulübe yapmak ve kitaplarımla orayı doldurmak, yani mancave oluşturmak, evimde de tek tük kitap bırakmak var. (Yani henüz ne tam vazgeçebiliyorum, ne de o sıkışmışlık hissini istiyorum) 
 
Dahası kalın kitapları taşıması zor. Bu cihaz (güzel bir kılıfla) kendine yer buluyor, bir süre sonra enstrüman gibi oluyor. Gene kalın kitaplarda (belki size çok önemsiz bir detay gibi gelecek ama)  açılınca ince kısmın kalın kısmın üzerine kapanmasını hiç bir zaman sevmemişimdir. 
 
Dahası bazı kitaplarda fontların zayıf basılması, kağıt ince olduğu zaman arkadaki yazıların belli olması ya da çok küçük fontlar gibi şeyler beni rahatsız edebliyor.
 
Geceleri kendi aydınlatması olan bir cihazı okumak normal kitaptan daha kolay , tek elle okumak da güzel bir şey. 
 
 Zamanında kaset, CD , VCD , DVD vs. koleksiyonu yapmış ve bunlara kıymet vermiş , zamanla bunlardan vazgeçerek bırakmış biri olarak söylüyorum, elektronik kitap , bu işin geleceği gibi gözüküyor. Traktörün öküzü tarlalardan kovduğu gibi kovsa şaşırmam.  
 
Bu arada baskı ve kağıt maliyeti olmadığı, dağıtıcı, lojistik ve (benim çok kıymet verdiği) kitabevi beş kuruş kazanmadığı, depo maliyeti olmadığı halde bile normal kitap ile elektronik kitabın aynı paraya satılması bence büyük bir saygısızlık, onu da söyleyeyim. Olması gereken, aynı Spotify'da olduğu gibi geniş bir abonelik sistemi, o da ileride gelecektir. 

Ben bu kitapta hafiften R. Hakan gördüm, ondan hoşuma gitti.