TheCrow

Üye
  • Mesaj sayısı

    270
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    1

Reputation Activity

  1. rammstein liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Açık kaynak kodlu proje platformları   
    https://bitbucket.org/
    https://cloud.google.com/source-repositories/
    https://www.assembla.com/
    https://www.perforce.com/git-hosting
     
    diye çıkıyor free private git repository diye aratınca
  2. TiesTorN liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Otomobil Hakkında Her şey   
    adamlar bütün şirketleri planlı bir şekilde bir bir yabancılara satıyor hala daha vergiyi yükseltip paranın yabancıya gitmesini zorlaştırıyorlar diyorsunuz. açık açık ülkeye tecavüz ediyorlar. mecburen yüksek vergi falan hem hikaye hem de durumun çözümü değil. neyse kaçıp kurtulabilen kurtulsun yakında bi tezgah daha düzenleyip ülkeyi biz kurtarıyoruz aydın kesim geri batırıyo diyip cahillere iyice linç ettirirler hala aklı başında olanları.
  3. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Hangi antivirus yazılımı   
    windows defender varken lüzumsuz işler derim bana sorulursa... eskisi gibi değil gayet etkin artık. unuttum kaç sene oldu defender dışında bir şey kullanmıyorum, hiç bir sorunum da yok. arada bir malwarebytes ile taratırım sistemi, hiç bir şey çıkmıyor orda da.
  4. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Firefox Quantum (V57)   
    wiki'ye girmek için vpn'e gerek yok, linkte "wikipedia" yazan kısmı "0wikipedia" yapmanız yetiyor. bir 0 yeterli arada bu yararlı bilgiyi de vermiş olayım.
  5. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by infestor in Hangi antivirus yazılımı   
    valla malwarebytes bence su devirde antivirusten cok daha ise yariyor
  6. infestor liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Android vs iOS? Anket   
    düdüklendikçe kendini elit gören, saçma sapan dertlerle uğraşıp ama çok sade basit diye tutturan bi kitleye bişey anlatmak imkansız. telefonu ıvır zıvırla doldurup android bok gibi demelerinin alemi yok
  7. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by SkyWarrior in Yazılımcılara sorular ...   
    Java baki kalır. Too big to fail. 
  8. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Yazılımcılara sorular ...   
    https://blogs.msdn.microsoft.com/ericlippert/2008/05/14/mutating-readonly-structs/
     
    mesela şurdaki olay direk dili ilgilendiren bi detay. pyhton dizi işlemeye yönelik bir çok syntax getiriyor. benzer şekilde c# da da linq var, javascript bambaşka oop patternlerine sahip, bazı dillerde oop diye bişey hiç yok, bazıları pure functional vs.
    yinede dil bilmekten kastedilen genelde o dilin syntaxına ve paradigmasına, kütüphanelerine, geliştirme ortamına hakim olup, o dili kullanarak proje geliştirebilmektir.
  9. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Yazılımcılara sorular ...   
    https://blogs.msdn.microsoft.com/ericlippert/2008/05/14/mutating-readonly-structs/
     
    mesela şurdaki olay direk dili ilgilendiren bi detay. pyhton dizi işlemeye yönelik bir çok syntax getiriyor. benzer şekilde c# da da linq var, javascript bambaşka oop patternlerine sahip, bazı dillerde oop diye bişey hiç yok, bazıları pure functional vs.
    yinede dil bilmekten kastedilen genelde o dilin syntaxına ve paradigmasına, kütüphanelerine, geliştirme ortamına hakim olup, o dili kullanarak proje geliştirebilmektir.
  10. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by eldrun in İşlemci üretim teknolojisi   
    Atomun kendisi 0,1nm. 
     
    İşlemciler litografi diye bir yöntem ile yapılıyor. Işığı farklı maddelerden yapılan katmanlardan oluşan wafer'a yollayıp oyuk açıyorsun. Istediğin şeyin boyutu ufaldıkça, litografi yöntemiyle ışık göndermenin sıkıntısı başlıyor;  yolladığın ışık üst katmanın ufak aralığından geçip alt katmanda oyuk açacakken girişim saçağı oluşturmaya başlıyor yani fotonlar tanecik gibi dümdüz gitmeyip dalga şeklini alıyor ve dağılıyor. Bunun önüne geçmek için daha düşük dalgaboylu fotonlar göndermek lazım ama o iş daha zor. Dolayısıyla kaynaktan çıkan ışını wafer'a değerken bazı aşamalardan geçiriyorlar. 
     
    Günümüzde sanırım hala 193nm'lik ışık yollanıyor, extreme ultraviolet bölgesinden. immersion litografi denilen bir işlemle 65-45nm üretim yapabilecek hale getirdiler, daha sonrasında ise double paterning diye bir şey bulup, 32nm ve altına indiler. Lensten çıkıp wafera giden ışığın önüne üst katmanlarda sırasıyla engeller koyup, alt katmana ulaşacak ışığın aralığını daraltıyorlar. 14nm için ise bunu biraz daha geliştirip multiple pattern yaptılar. 10 ve 7nm'de de aynı şekilde gidilecek gibi ufak farklılıklarla.
     
    Daha sonrası için, bana göre gelecekte her şeyin çözümü olacak olan karbon nanotüp kullanılması gerekiyor fakar ona daha çok var. Şimdi mecburen kullanılan ışığın dalgaboyu düşürülmeye çalışılacak gibi. fakat 7nm'den sonrasında silikon kullanılması pek mümkün değil. Transistörün çalışma mantığında gelen eletriği istediğin zaman kapıyı kapayıp engelleme vardır. Bu kadar ufak boyutlara inildiğinde kapanan kapı elektronu engellemiyor, quantum tünel etkisi nedeniyle elektron kapının karşısına ışınlanıyor. Zaten bu 3d gate'ler finfet'ler falan bu nedenle ortaya çıktı izleyenler bilirler o videoları. 7nm'den ötesine silikonla gidilemez. Indium Galium Arsenide kullanılır belki. 
     
    Şunlar var şimdilik demo olarak.
     
    http://www.abc.net.au/science/articles/2012/02/20/3434739.htm
     
    http://www.wired.com/2015/10/ibm-gives-moores-law-new-hope-carbon-nanotube-transistors/
  11. Hayalet liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in C# Sorularım   
    verdiğin örnek doğru. başka örnek vereyim. santranç programı yazarken IDüzgidebilir, IÇaprazgidebilir gibi interfaceler tanımlayıp birini file birini ata verirsin, vezire ikisini de verirsin. taşların hepsi ortak taş diye bir sınıftan türediyse zaten çoklu kalıtım yapamazsın. deilse bile vezir için olayı çözemiyosun. interface şart oluyor.
     
    aslında bu tip ince şeyleri simülasyon yada oyun falan yazmak hariç, problem çözmeye yönelik yazılım geliştirmekten çok, genel geçer kütüphane kodlarken kullanırsın. yani web sayfası yada veri giriş formu kodlarken pek işine yaramaz.
     
    method hiding duyunca arkadaşın gibi ben de o neymiş dedim. araştırınca gördüm bildiğim bişeymiş. ben onu kullandım, şöyle ki winformsda component geliştirirken bazı metodların adının designerın istediği gibi olması gerekiyordu, ama türediğim class o metodu virtual tanımlamadığı için (kahrolası ms:) ) mecburen yeniden tanımlayıp warningi engellemek (compilera naaptığımın farkında olduğumu göstermek) için kullanmıştım. kimsenin kolay kolay işi düşeceği bişey olmadığı gibi, tavsiye edilen bişey de değil. ancak bu gibi extreme durumlarda mecbur kalınınca kullanılır.
     
    polymorphism candır. o çocuk ya farkında olmadan kullanmıştır ya çok amelece kod yazıydur yada ekranları tasarlamak dışında bi iş verilmemiştir. polymorhpism yerine birde hiç virtual method tanımlamadın mı diye sor belki o zaman anlar muhtemelen de kullandım der.
  12. OnLyTNT liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Yazılımcılara sorular ...   
    o jitin çalıştığı ortamı bilip ona göre optimizasyon yaptığı yalan dolan. jitin runtimeda yaptığı (hw ile alakası olmayan) optimizasyonlar var ama çok kısıtlı denebilir.
    iş hıza gelirse c, c++ dan 3-5 kat daha hızlı ona bakılırsa. c++ ise bi kaç nano saniye hızlı olmak için ortalığa sıçıp batıran saçma sapan bi dil. dili tasarlarken alınan kararlar çıktığı döneme göre makul olabilir tabi o ayrı. yinede kısıtlı kaynaklara sahip kol saati işlemcisi gibi şeyler için javadan kat kat iyidir.
     
    ek olarak java ve .netin jitlerek çalışmasının en büyük olayı garbage collectiondır. platform independent olması nadiren işe yarayan bi ayrıntı sadece.
    tekrar yavaş hızlı olayına gelince günler aylar süren bilimsel hesaplama yapılmadığı sürece en büyük olay kodun düzgün yazılması. baktın performans kurtaracak seviyenin altında darboğaz yaratan yerleri tespit edip optimize edersin. yine olmadı donanım eklersin veya cluster yaparsın olur biter. bu şekilde çözülmeyecek bi olay görmedim ben.
  13. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by AranelSurion in Emulatorler, mame, dolphin vs üzerine.   
    Benim baya ilgim var emulatorlere, normalde PC, Mobil, PSP 'de oyun oynarım, konsollara nadiren el atıyorum, oradaki beğendiğim exclusive birkaç oyunu sonradan PC 'ye emule edilince oynuyorum. 
     
    PCSX2 (PS2), Dolphin (Wil/GameCube) ve DesMuMe (nDS) şuan kullandığım emulatorler. Bunlara PSP 'niz yoksa bir de PPSSPP eklenebilir, hepsi kendi platformunda harika emulatorler, her aletin de kendine has, kesinlikle oynanacak mükemmel oyunları var, üstelik PC 'de %99 sorunsuz çalışıyorlar diyebilirim. Üstüne iyi bir kartla oynuyorsanız, oyunları çok daha yüksek çözünürlüklerde render ettirmeniz, ekstra AA, 3D ve efektler açmanız, hatta daha ileri gidip HD Texture Pack 'ler kurmanız mümkün ki oyunlar gayet güzel görünüyor öyle yapınca.
     
    Bu saydıklarımdan sadece nDS biraz sıkıntı, zira dokunmatik gerektiren oyunlar tabii ki mouse ile iyi olmuyor, şahsen ben sadece Pokemon 'ları oynadım orada, Pokemon için iyiydi. Diğerleri kesinlikle harika ve kullanmaya değecek emulatorler, PC 'de oynamanın bir dezavantajına denk gelmedim, avantajları var. Wii 'nin kendi kontrolorü, Bluetooth üzerinden PC 'ye bağlanabiliyor, size sadece ucuza satılan bir Sensor Bar lazım, GG 'de vardı satan dükkan. Tüm özelliklerini kullanabiliyorsunuz bu şekilde. (Wii 'nin kontrolcüsü çok yetenekli, mutlaka deneyimlemek lazım) Tüm emulatorleri ben TV'de oynamayı tercih ediyorum.
     
    Performans mevzusunda, emulatorler genelde CPU-bound oluyor, GPU daha çok ekstra efektler isteyince işin içine giriyor. Ben 4790K kullanıyorum, saydığım bütün emulatorlerde hiçbir rahatsız edici sorun, fark edilir yavaşlama yaşamıyorum. İyi kötü, stabil olmuş bir emulatorun performansını accuracysi belirliyor. Çok yüksek accuracy hedefleyen, makinenin hatalarını bile emule edeceğim diyen emulatorler "archive-quality" denebilecek şekilde orijinal makineye sadık kalıyorlar ve performans korkunç kötü oluyor, "Oynanır ve farkı gözle anlaşılmaz" seviyesini hedefleyen emulatorler, mesela Dolphin, oldukça performanslı çalışıyor. Hatta bunun bir haberi vardı nette, bilmemkaç GHz isteyen SNES emulatoru diye, sebebi bu.
     
    Bu kadar övdüm emulatorleri, her platform için birkaç da oyun önereyim, bu sıralar kendi oynadıklarım:
    PCSX2 ile Shaolin Monks, Persona 4, God of War II, Kingdom Hearts (bu platforma çıktı mı bilmiyorum, çıktıysa kesinlikle Dante's Inferno)
    Dolphin ile Mario 'lar (özellikle Galaxy 2), Disney Epic Mickey, DKC Returns, Kirby's Return, Sonic Colors, Pandora's Tower, Metroid: Other M, Fragile Dreams. Daha başkaları da var tabii.
    DesMuMe ile tabii ki Pokemon 'lar (HeartGold, White ve White 2)
    PPSSPP için önerim, The 3rd Birthday 'i mutlaka oynayın, gerisi onun kadar mühim değil. (Şaka tabii, Persona 3, Rock Band falan var)
     
    Emulatorlerde asıl bu yıl ve sonrası heyecanlı olacak. WiiU için şimdiden çok iddialı bir emulator (Cemu), PS3 emulatoru rpcs3, 3ds emulatoru Citra ve X360 emulatoru Xenia yolda. Aralarından şuan en hazır görünen Cemu, muhtemelen bu yıl sonuna oynanır seviyede bir şeyler göreceğiz.
  14. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by Mr.Smith in İlk yerli otomobilimizi gururla sunarız...   
    araba olayı değilde bir ara tvde asya triportör pazarının büyüklüğünden ve türkiyenin bu pazara hiç ilgi göstermediğinden bahsediyorlardı. adamlar milyonlarca triportörlük hacme sahip. tabi biz yine herzamanki gibi treni kaçırdık.  araba değilde buraya biraz eğilseydik bizim için bir basamak olabilirdi.
  15. analog liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Nostalji: Kaset Kültürü   
    bir de https://tr.wikipedia.org/wiki/DAT diye bişey vardı. 2000lerin ortalarında dahi ses stüdyolarında olurdu genelde. hala geçerli bişey mi acaba?
  16. SEP liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Şuan ne dinliyoruz?   
    air supply

  17. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Windows 10 üzerine   
    o baştaki harfleri "ı" yaparsan daha iyi olcak sanırım  )
     
    neyse... şaka bi yana, win 10'da bu kadar dert edilen şey neymiş onu çok merak ettim. hiç öyle 7'ye 8'e falan döneyim gibi bir düşüncem olmadı kurduğumdan beri -ki 8.1 kullanmaya alışıp da en çok yadırgayanlardan biriydim win10 için, ona rağmen...
  18. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by Definitive in Sizce antivirüse ihtiyaç var mı, yok mu?   
    Sürekli çalışacak bir antivirüs kullanmak istemiyorsanız Malwarebytes kullanıp periyodik olarak tarama yapılabilir.
  19. MilesTeg liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in SSD'ler hakkında her şey   
    en önemli şey iops değeri bence. onda da buglu bi uygulama yoksa yada server işletilmiyosa iyi ssdyle mükemmel ssd arasındaki farkı biz kullanıcılar hissetmeyiz o kadar.
  20. Hamso liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Volkswagen skandali   
    batı almanya da aynı şekilde gelişebildi zaten
  21. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Kablolar, kablolar, kablolar.   
    Geçen ay sipariş ettiğim Tronsmart MicroUSB kablo seti geldi. Üç tane 1 metrelik kablodan oluşuyor set. Şu arkadaş yani:

    http://www.aliexpress.com/item/Tronsmart-TS-MUP1-Micro-USB-to-USB-Cable-3-Pack-1M-3FT-3/32379119994.html

    7$, yani kabloların tanesi 7 liraya filan geliyor. Kaliteli kablo için çok iyi fiyat. Kabloların görünümü oldukça basit, hatta üzerinde Tronsmart yazmasa birazdan yazımıza konuk olacak ultra ucuz kablodan ayırt edilmesi güç ilk bakışta. Öyle cicili bicili birşey beklemeyin, düz kablo işte.

    Diğer konuğumuz ise Nillkin'in hem MicroUSB, hem de Apple Lightning bağlantı imkanı sunan yassı kablosu. Linki şu:

    http://www.aliexpress.com/item/CE-Certificate-100-Nillkin-2-in-1-Fast-USB-Data-Sync-Charging-Cable-For-iPhone-5S/32411550813.html

    Ben 5$'a aldım, şimdi 4.75$ olmuş. Bu tek kablo fiyatı tabi, o yüzden yukarıdaki ürüne göre fiyat biraz yüksek. Diğer yandan hem daha uzun (1.2m), hem de Lightning bağlantısı da sunuyor. Apple'ın müşteri yolma yongasından var sanırım içinde, telefona takınca "bu kablo orjinal değil abi, telefonun yanarsa karışmam ha" uyarısı çıkmıyor. İyi yani.

    Testimizin üçüncü konuğu Valueline marka yassı kablo. Teknosa satıyor. Fiyatı 15 lira. Uzunluğu 1 metre. Farklı renkleri mevcut.

    http://teknosa.com/urunler/110271551/valueline-vlmp60410r1-00-usb-2-0-kablo-a-male-micr

    Dört numaralu yarışmacımız LG G3'ün yanında gelen kablo. Bunu referans olarak kabul edeceğiz yani. Uzunluğu 1.2 metre.

    Hep sosyetik takılmak olmaz, halk arasına da inmek lazım. S-Link marka iki ucuz kabloyu da denedim bunları denerken. İkisi de ucuz, 10-12 liralık kablolar. Daha ucuza da kablo var, ama onlara ben telefonumu bağlamam. S-Link'lerin ilki Tronsmart kablolara çok benziyor, kalınca ve sanki biraz kısa. Diğeri ince, soketi Apple'ın kablo soketlerine benzetilmiş, uzunluğu 1.2 metre. Sırasıyla S-Link 1 ve S-Link 2 diyeceğim bu arkadaşlara.
     
    Son olarak, Çin'den aldığım ucuz kabloyu da denedim. Tanesi 1.6$, yani yuvarlak hesap 5 liraya filan geliyor. 1 metre boyunda.

    http://www.aliexpress.com/item/1m-Full-copper-Micro-USB-Data-Cable-1M-Data-sync-Charger-cable-USB-Charging-Cables-Cabo/32226708975.html

    Tipi biraz garip ama olsun. Özellikle 2 amper geçirebildiğini iddia eden ucuz bir kablo ararken bunu buldum. Daha ucuz kablolar da var ama işte geçirgenlik önemli. Herhangi bir marka belirtilmemiş maalesef.

    Bir ekleme daha. İhtiyacım olmadığı halde sırf merakımdan Orico'nun kablosunu da aldım, denedim. Bu kablonun özelliği standart USB ucunun (micro olmayan tarafın yani) çift taraflı takılabilmesi. Böylece ters takma, takamama filan olmuyor. İttiriyorsunuz giriyor. Biraz zorlanıyor sanki ama giriyor neticede. MicroUSB soketi de ufak tasarlanmıl, kılıflarla sıkıntı yaratmıyor. 5$ civarına bulunuyor 1 metreliği. Farklı boyda olanları da mevcut sanırım.

    http://www.aliexpress.com/item/ORICO-Micro-B-USB2-0-Cable-for-Your-Phone-and-other-Device-BDC-10/32499958978.html

    Kabloların hepsini LG G3 telefonun yanında gelen, 1.8A akım verebilen standart şarj cihazıyla denedim. Her kabloyu yaklaşık bir dakika boyunca bağlı tutarak denedim. Ölçüm için Ampere uygulamasını ve Nexus 4'ü kullandım. Ampere çok doğru ölçmüyor belki ama mukayese için kullanışlı. Burada amaç karşılaştırabilmek zaten. Test sonuçlarını minimum ve maksimum değerler şeklinde veriyorum.

    Tronsmart: 800mA - 810mA
    Nillkin: 810mA - 810mA
    Valueline: 750mA - 780mA
    LG orjinal kablo: 790mA - 810mA
    S-Link 1: 400mA - 610mA
    S-Link 2: 600mA - 610mA
    Markasız Çin Kablosu: 780mA - 810mA
    Orico: 810mA - 810mA
    Telefon şarjdan söküldüğünde ölçülen değer: (-230mA) - (-220mA)

    Şimdi, sırayla gidelim. Tronsmart kablolar tam F/P canavarı. Hem ucuz, hem de orjinal kabloyla aynı performansı veriyor. Ben beğendim. Tekli satılmıyor, paketi açıp tek tek satanlar da pahalıya satıyor. Bunların bir de iki tane çok kısa, iki tane orta boy (bunlardan yani), iki tane de ekstra uzun (2 metreye yakın) kablodan oluşan seti var. Onun da fiyatı makul. Kablo lazımsa bu alınır.

    Nillkin çok iyi. Orjinal kablodan daha iyi. Bağladığımda 810mA gösteriyordu, bir dakika boyunca ne düştü ne çıktı. Kıymetli cihazları bağlamak için ideal. Evde Apple cihazı varsa onu şarj etmesi de ekstra avantaj. Malzeme kalitesi filan çok iyi. Bulabileceğiniz en iyi kabloyu istiyorsanız bundan alın, çünkü gerçekten iyi. Kusur bulamadım resmen.

    Valueline kablo öyle çok özel bir ürün değil. Yeterli kalitede, hafiften akım dalgalanması oluyor ama yine de fena değil. Nillkin veya Tronsmart kadar iyi olmasa da hemen her Teknosa'da satılıyor olması avantajı. Soketleri biraz kaba yalnız, 90'ların bilgisayar kabloları gibi. Bu soketler çok sağlam görünüyorlar ama göründükleri kadar dayanıklı değiller. Ara sıra indirime giriyorlar, o zaman almak mantıklı olabilir ama 15 lira bu kabloya bence fazla.

    LG'nin OEM kablosu zaten referans olarak girdi teste, fiyatını da bilmiyorum. 10 lira filan değilse zaten çok pahalı diyeceğim çünkü diğer tarafta 15 liraya Nillkin var ve daha güzel.

    S-Link'in kısa kablosu tam çöp. Akım kafasına göre dalgalandı. Taktığımda 400'dü, sonra 600'e çıktı, sonra 500'lere düştü, indi, çıktı filan. Bir kampanyadan ucuza almıştım bunları, normalde telefon filan bağlanmaz. Bu dalgalanma pilin canına okur.

    S-Link'in ikinci kablosu (ince uzun olan) biraz daha iyi, ama yine de yeterince iyi değil. Akım stabil, dalgalanma yok, ama kablo direnci yüksek. Telefonu bozmaz ama şarj süresini uzatır. Bu iki kablonun yukarıdakilere göre tek avantajı mağazadan anında alınabilmeleri. Yoksa hem fiyatları yüksek, hem de kaliteleri kötü.
     
    Ucuz ve markasız Çin malı kablo beni şaşırttı. Markalı kablolarla neredeyse aynı performansı veriyor. Fiyatı da çok uygun. Bağlantı noktaları biraz kaba, daha sade tasarlansa daha güzel olabilirmiş. Dayanıklılık konusunu bilemem, ucuz kablolar genelde çabuk ölüyor ama şu anda (yani yeniyken) performansı kutudan çıkan orjinal kabloya denk. Beğendim, tavsiye edebilirim.

    Orico kablonun performansı çok iyi. Nillkin'den farksız. Çift taraflı takılabilmesi kabloyu sık sık söküp takanlar için avantajlı olacaktır. Fiyatı biraz yüksek gibi geldi bana, ama "birkaç $ fazla olsun, ama çok iyi olsun" diyenlerin tercih edebileceği bir kablo işte.
    Sonuç olarak; eğer çok acil ihtiyacınız yoksa buradan kablo almayın. Bakın bunlar kapalı ambalajda satılan, "sözde kaliteli" kablolar. Aynı fiyata Çin'den çok daha iyisini almak mümkün. Çin kablolarının performansları da gayet iyi, hiç "2700 liralık telefonumu emanet ediyorum ama yanmaz inşallah" demeye gerek yok.
  22. TheCrow liked şu konuya bir mesaj by Hayalet in Yağ içine daldırılmış PC (Oil immersed Submerged PC)   
    Aklımda mineral yağ içine daldırılmış bir PC yapmak var uzun zamandır. Bunun önünde eskiden var olan iki engel artık ortadan kalktı:
     
    1.HDD, disklerin içine yağ girmesi hardiskin ölmesi anlamına geliyordu ki ssdler ile ilgili hiç bir sorun yok.
    2.DVD okuyucu, yağın içinde okuyamıyordu. Artık DVD okuyucu olmazsa olmaz bir şey değil.
     
    Kavram olarak hobi amaçlı bir sistem olarak düşünülebilir yağın içine daldırılmış PC, aşırı OC için çok verimli olamayacağını düşünmüyorum. 
    Yağın sıcaklığı kasanın (akvaryum) içinde heryerde aynı değerle olacak bu sıcaklığı atmak için radyatör ve bir iki fan olması gerekecek. 
    Bu fanların dışında hiç bir fan sesi sistemde duyulmamış olacak. 
     
    Yağ olarak elektriksel olarak iletken olmayan mineral yağ kullanılabilir 100C 'ye kadar yağın içeriğinde bir bozulma olmuyor. 
    Silikon bazlı yağlar 120-130C ye kadar dayanabiliyorlar. İlk fikir olarak aklımda CPU'nun GPU'nun üzerinde keşke hiç heatsink olmasa diye bir 
    fikir geldi ama CPU da oluşan sıcak noktalar muhtemel olarak bu sıcaklıkları geçip yağın yapısının bozulmasına neden olabilir.
     
    Uzun vadede yağın kararmaya başladığı söyleniyor bu nedenle yağ radyatöre girmeden önce bir filtreye girmesinde fayda olabilir.
     
    Akvaryumun kenarlarında yoğuşan suyun yağın içine karışma sorunu var böyle bir şey olunca su ağır olduğu için en altta toplanıyor.
    Bunun çözümü sistemi tam hermetik yapmak veya bir nem alıcı kullanmak olabilir. Bir önlem olarak anakart dikey yerleştirilmeli ve 
    donanım 2-3 santim yukarıda olmalı.
     
    Yağın içindeki fanlar hiç ses çıkarmayacak, bunların yağı iyi devirdaim edemedikleri söyleniyor bu arada. Ama uzun kullanımlarda bile
    ilk günkü gibi kalıyorlarmış.
     
    Şu şekilde kit satanlar bile var bu iş için:
     
    https://www.pugetsystems.com/mineral-oil-pc.php
     

     
    Benim tercihim gecekondu gibi olmaması için kit ile yapmak olurdu ama buarada eldeki imkanlarla yapmış olanlarda var :
     
    http://mineraloilpc.com/en/howto-build-mineral-oil-submerged-pc-computer-tutorial/
  23. Chronos liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in Şuan ne dinliyoruz?   

    Marc Aryan (d. 14 Kasım 1926 - ö. 30 Kasım 1985) Ermeni asıllı Fransa doğumlu Belçika'lı şarkıcı. Asıl adı Henry Markarian olan şarkıcı 1960'lı yıllarda birçok kez Türkiye'ye gelerek konserler vermiş ve Türkçe plaklar doldurmuştu. Çok sevdiği Türkiye'ye adadığı "İstanbul" adlı Fransızca bir şarkı bestelemişti.
  24. Hayalet liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in C# Sorularım   
    while(!SR.EndOfStream) daha iyi olurdu. bu şekilde dosyada satır yoksa hata alırsın o yüzden while döngüsüne çevirmen daha doğru. lokal değişkenler küçük harfle başlarsa daha okunaklı olur. ben şöyle yaparım genelde:
     
    string line;
    using(StreamReader sr = new StreamReader(path))
    {
       while((line = sr.ReadLine()) != null)
       {
         ...
       }
    }
  25. Hayalet liked şu konuya bir mesaj by TheCrow in .NET ile AutoCAD Çalıştırma   
    processler arası veri paylaşımı için https://msdn.microsoft.com/en-us/library/system.io.memorymappedfiles.memorymappedfile(v=vs.110).aspx
    autocadde kendi kontrolünde thread oluşturup kendi message loopunu yapma imkanın varsa (while içinde sürekli win32deki GetMessage'ı çağırma) buraya kendi processinin gui threadinin id'sini ve öbür tarafta autocadde de oluşturduğun threadin id'sini yazarsın. bu idleri kullanarak SendThreadMessage ile birbirine mesaj yollayabilirsin. signalr, named pipes vs büssürü seçenek var. .net interprocess communication die aratırsan bissürü örnek bulursun elimde hazır bişey yok.