ZvAnA

CHW
  • Mesaj sayısı

    2.781
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    107

Reputation Activity

  1. Peregrine liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in En son aldıklarınız   
    Ben de evdeki şarj cihazlarıma bir yenisini daha ekledim. Bununla kuru akü ve paralel seri bağlı lifePO türü lityum piller de güzel şarjediliyormuş. Aslında bu cihazın orjinali SkyRC diye bir marka. Bu onun klonu ucuz bir şarj cihazı. Açıkçası ben biraz araştırdım hobi işleri için falan orjinaline 3-4 katı para vermeye gerek görmedim. Daha çok evdeki mevcut 9 adet 12v'luk akünün hangilerini kurtarabilirim diye aldım. Şu ana kadar iki akü çöp çıktı, iki akü kurtarıldı. Onları FSP online ups'e taktım. Kalan 5 taneden iki tane daha çıkarsa evdeki diğer 1500 Kva'lık APC ups de tekrar kullanılabilecek.
     
     
    Bakalım öncelikleri bir halledelim de, bir sonraki planım Ayarlı güç kaynağı almak.
  2. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in En son aldıklarınız   
    @stardust 2 ve 3. sıradaki Sandisk'ler hariç hepsi çöp.
  3. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by allreadydead in Ev Kurma Deneyimleri   
    Arçelik'ten ucuz Siemens bulunca aldım. Profilo bakamadım çünkü Siemens'teki yeni ürün ve lansman fiyatı olan16-17k dan 13k ya ondan da 12k civarına düşünce diğer opsiyonlar çok anlamlı olmadı.Yarın getirecekler ve serviste kuracak.
    Aslında 2 buzdolabı olduğundan birinde duran malzemelerin bir kısmı dışarıda kalacak. Onun için de biraz daha iri bir cihaz alınacak ama şimdilik beklemesi lazım.
    Tavsiyeler için teşekkürler. Bu başka cihaz olmadığı ve elimizde kalan 3-5 malzemenin de bozulmadan bir dolaba ihtiyacı olduğundan biraz aceleye geldi. Diğeri için biraz daha araştıracağım
  4. wazzap liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in Beyerdynamic MMX 300 Ver.2 Socket değişimi   

    Kulaklığı 4,5 sene önce PC'de kullanmak için almıştım. MMX300 II'ye kadar sırasıyla Sennheiser Pc-350, Pc-360, Audio Technica ATH-AD900X gibi açık kapalı bir kaç model kullandım ve Beyerdynamic mmx II 300 kullandığım en iyi ses kalitesine sahip ve kesinlikle en beğendiğim kulaklık oldu. Kapalı dizayn ve kablosu çıkarılabilir bir kulaklık. Diğer kulaklıklarıma göre biraz daha fazla terletmesi dışında sevmediğim bir olayı yok. PC'de oyun, müzik vs için de kesinlikle herkese tavsiye ederim. 
    Geçen sene otururken farketmeden kablosu koltuğun kolçağı arasına sıkışmış. Kalkarken kablo biraz zorlanınca kulaklık üzerindeki 3,5mm socketi temasszılık yapmaya başladı. Hem mikrofondan ses gitmemeye hem de sağ ya da sol speakerlardan ses kesilmeye başladı.  Önceleri biraz kabloyu dürtünce düzeliyordu. Sonra mikrofondan ses hiç gitmez olunca kulaklığı açıp 3,5mm dişi socketle oynamıştım. Erkek 3,5mm kablo ucunun sockete temas eden yerlerini eğip bükmüştüm. Temas sorunu olduğunu düşündüğüm bir noktaya da lehimle biraz müdahele etmiştim.

     
    Yaklaşık 1 senedir de bu şekilde kullanıyorum. Arada bir yine unutup kabloyu zorladığım zaman ses gidebiliyor ama genelde anlık oluyor ve düzeliyor. Ama bu şekilde uzun süre gitmeyeceği belli.
    Zaten geçen seneden beri aklıma her geldiğinde  kulaklık üzerindeki dişi 3,5mm socketin aynısını bulmak için saatlerce interteneti tarıyordum. Jack üzerinde herhangi bir model ismi kodu vs olmadığı için arattığım kelimelerle karşıma çıkan binlerce tür socket fotosundan bu socketi bulmaya çalışıyordum. Beyerdynamic'in normalde web sayfasında ürünlerle ilgili yedek parçaların ismi, kodu vs olur, hatta çoğu parçayı da satarlar ama bu socketle ilgili hiçbirşey bulamamıştım. Bir keresinde de kendilerine mail attım ama doğru adrese mi attım vs bilmiyorum. Hiç bir cevap gelmedi çünkü. Neyse bir senedir aramama rağmen maalesef bir sonuç alamamıştım ki birkaç gün önce yine aklıma geldi tekrar bir bakayım dedim. Yine saatlerce socket fotolarının arasında kaybolurken biranda karşıma çıktı.

    Kodunu markasını vs buldum. Kygon marka STX-3542-5N-G-TR model kodlu bir socket. Hemen satılan yerlere baktım. Koca dünyada sadece iki yer satıyordu. Mouser Electronics mouser.com'dan, com.tr adresi de olunca 2 adet sipariş verdim. 
    https://www.mouser.com.tr/ProductDetail/806-STX-3542-5N-G-TR
     
    Siparişi verdikten iki gün sonra ne durumda diye bir bakayım dedim. Order Satusta şöyle bir bildirim vardı;

     
    Kısacası export birimi ile iletişime geçmem ve talep edecekleri ekstra bilgiler varsa onları göndermem gerekiyormuş. [email protected] adresine mail atıp  ne istediklerini sordum. Adamlar bana bir form gönderdiler ve bunu doldurup kendilerine göndermemi istemişler.  Ulan alt tarafı iki tane stereo socket istedik. Sanki o soketlerle bomba yapacağız aq, gönderdikleri forma bakın;

     
    Neyse efendim, formu doldurup gönderdim. Şu an bu aşamadayım. Bakalım gümrük konusunda vs sıkıntı yaşayacak mıyız, DHL express bir sorun çıkaracak mı sonraki günlerde paylaşacağım. 
  5. Omfs liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in Ev Kurma Deneyimleri   
    Yeni sıfır eve taşındığımızda bizim de evdeki en büyük dertlerden biri kaçak akım rölesiydi. Evin topraklaması falan oldukça iyi, sıfır tesisat ama kaçak akım rölesi çok sık atıyordu. Siemens marka bir tane takılıydı. Arızalı olup olmadığını bilmiyordum. Tatile falan çıktığımızda korkulu rüyamız olmuştu. Sonra Schneider marka yeni bir tane taktım. Bir iki kere daha attı dedim boşa değiştirdik herhalde. Sonra bir daha atmadı. Yani en fazla senede bir falandır. Ama akım rölesinden mi kaynaklıydı yoksa bina tesisatında başka bir sorun vardı da o mu düzeltildi hâlâ bilmiyorum.
    Bu arada ben de tatile falan gittiğimde philips hue ampuller, kamera ve modeme uzaktan erişim metodlarıyla elektriği kontrol ediyorum.
  6. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by MilesTeg in Ucuz oyun avcısı   
    Light Matter diye bir oyun Steam'de bedava. Nedir ne değildir bilmiyorum açıkçası.
    https://store.steampowered.com/app/994140/Lightmatter/
     
  7. allreadydead liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in Ev Kurma Deneyimleri   
     
    https://www.profilo.com/urun-listesi/beyaz-esya/buzdolabi-ve-derin-dondurucular/buzdolaplari?f_height_so=1860.0&f_width_sa=700.0
    Profilo öneririm Çağrı. Tekrar geçmiş olsun.
  8. wazzap liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in Beyerdynamic MMX 300 Ver.2 Socket değişimi   

    Kulaklığı 4,5 sene önce PC'de kullanmak için almıştım. MMX300 II'ye kadar sırasıyla Sennheiser Pc-350, Pc-360, Audio Technica ATH-AD900X gibi açık kapalı bir kaç model kullandım ve Beyerdynamic mmx II 300 kullandığım en iyi ses kalitesine sahip ve kesinlikle en beğendiğim kulaklık oldu. Kapalı dizayn ve kablosu çıkarılabilir bir kulaklık. Diğer kulaklıklarıma göre biraz daha fazla terletmesi dışında sevmediğim bir olayı yok. PC'de oyun, müzik vs için de kesinlikle herkese tavsiye ederim. 
    Geçen sene otururken farketmeden kablosu koltuğun kolçağı arasına sıkışmış. Kalkarken kablo biraz zorlanınca kulaklık üzerindeki 3,5mm socketi temasszılık yapmaya başladı. Hem mikrofondan ses gitmemeye hem de sağ ya da sol speakerlardan ses kesilmeye başladı.  Önceleri biraz kabloyu dürtünce düzeliyordu. Sonra mikrofondan ses hiç gitmez olunca kulaklığı açıp 3,5mm dişi socketle oynamıştım. Erkek 3,5mm kablo ucunun sockete temas eden yerlerini eğip bükmüştüm. Temas sorunu olduğunu düşündüğüm bir noktaya da lehimle biraz müdahele etmiştim.

     
    Yaklaşık 1 senedir de bu şekilde kullanıyorum. Arada bir yine unutup kabloyu zorladığım zaman ses gidebiliyor ama genelde anlık oluyor ve düzeliyor. Ama bu şekilde uzun süre gitmeyeceği belli.
    Zaten geçen seneden beri aklıma her geldiğinde  kulaklık üzerindeki dişi 3,5mm socketin aynısını bulmak için saatlerce interteneti tarıyordum. Jack üzerinde herhangi bir model ismi kodu vs olmadığı için arattığım kelimelerle karşıma çıkan binlerce tür socket fotosundan bu socketi bulmaya çalışıyordum. Beyerdynamic'in normalde web sayfasında ürünlerle ilgili yedek parçaların ismi, kodu vs olur, hatta çoğu parçayı da satarlar ama bu socketle ilgili hiçbirşey bulamamıştım. Bir keresinde de kendilerine mail attım ama doğru adrese mi attım vs bilmiyorum. Hiç bir cevap gelmedi çünkü. Neyse bir senedir aramama rağmen maalesef bir sonuç alamamıştım ki birkaç gün önce yine aklıma geldi tekrar bir bakayım dedim. Yine saatlerce socket fotolarının arasında kaybolurken biranda karşıma çıktı.

    Kodunu markasını vs buldum. Kygon marka STX-3542-5N-G-TR model kodlu bir socket. Hemen satılan yerlere baktım. Koca dünyada sadece iki yer satıyordu. Mouser Electronics mouser.com'dan, com.tr adresi de olunca 2 adet sipariş verdim. 
    https://www.mouser.com.tr/ProductDetail/806-STX-3542-5N-G-TR
     
    Siparişi verdikten iki gün sonra ne durumda diye bir bakayım dedim. Order Satusta şöyle bir bildirim vardı;

     
    Kısacası export birimi ile iletişime geçmem ve talep edecekleri ekstra bilgiler varsa onları göndermem gerekiyormuş. [email protected] adresine mail atıp  ne istediklerini sordum. Adamlar bana bir form gönderdiler ve bunu doldurup kendilerine göndermemi istemişler.  Ulan alt tarafı iki tane stereo socket istedik. Sanki o soketlerle bomba yapacağız aq, gönderdikleri forma bakın;

     
    Neyse efendim, formu doldurup gönderdim. Şu an bu aşamadayım. Bakalım gümrük konusunda vs sıkıntı yaşayacak mıyız, DHL express bir sorun çıkaracak mı sonraki günlerde paylaşacağım. 
  9. wazzap liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in Beyerdynamic MMX 300 Ver.2 Socket değişimi   

    Kulaklığı 4,5 sene önce PC'de kullanmak için almıştım. MMX300 II'ye kadar sırasıyla Sennheiser Pc-350, Pc-360, Audio Technica ATH-AD900X gibi açık kapalı bir kaç model kullandım ve Beyerdynamic mmx II 300 kullandığım en iyi ses kalitesine sahip ve kesinlikle en beğendiğim kulaklık oldu. Kapalı dizayn ve kablosu çıkarılabilir bir kulaklık. Diğer kulaklıklarıma göre biraz daha fazla terletmesi dışında sevmediğim bir olayı yok. PC'de oyun, müzik vs için de kesinlikle herkese tavsiye ederim. 
    Geçen sene otururken farketmeden kablosu koltuğun kolçağı arasına sıkışmış. Kalkarken kablo biraz zorlanınca kulaklık üzerindeki 3,5mm socketi temasszılık yapmaya başladı. Hem mikrofondan ses gitmemeye hem de sağ ya da sol speakerlardan ses kesilmeye başladı.  Önceleri biraz kabloyu dürtünce düzeliyordu. Sonra mikrofondan ses hiç gitmez olunca kulaklığı açıp 3,5mm dişi socketle oynamıştım. Erkek 3,5mm kablo ucunun sockete temas eden yerlerini eğip bükmüştüm. Temas sorunu olduğunu düşündüğüm bir noktaya da lehimle biraz müdahele etmiştim.

     
    Yaklaşık 1 senedir de bu şekilde kullanıyorum. Arada bir yine unutup kabloyu zorladığım zaman ses gidebiliyor ama genelde anlık oluyor ve düzeliyor. Ama bu şekilde uzun süre gitmeyeceği belli.
    Zaten geçen seneden beri aklıma her geldiğinde  kulaklık üzerindeki dişi 3,5mm socketin aynısını bulmak için saatlerce interteneti tarıyordum. Jack üzerinde herhangi bir model ismi kodu vs olmadığı için arattığım kelimelerle karşıma çıkan binlerce tür socket fotosundan bu socketi bulmaya çalışıyordum. Beyerdynamic'in normalde web sayfasında ürünlerle ilgili yedek parçaların ismi, kodu vs olur, hatta çoğu parçayı da satarlar ama bu socketle ilgili hiçbirşey bulamamıştım. Bir keresinde de kendilerine mail attım ama doğru adrese mi attım vs bilmiyorum. Hiç bir cevap gelmedi çünkü. Neyse bir senedir aramama rağmen maalesef bir sonuç alamamıştım ki birkaç gün önce yine aklıma geldi tekrar bir bakayım dedim. Yine saatlerce socket fotolarının arasında kaybolurken biranda karşıma çıktı.

    Kodunu markasını vs buldum. Kygon marka STX-3542-5N-G-TR model kodlu bir socket. Hemen satılan yerlere baktım. Koca dünyada sadece iki yer satıyordu. Mouser Electronics mouser.com'dan, com.tr adresi de olunca 2 adet sipariş verdim. 
    https://www.mouser.com.tr/ProductDetail/806-STX-3542-5N-G-TR
     
    Siparişi verdikten iki gün sonra ne durumda diye bir bakayım dedim. Order Satusta şöyle bir bildirim vardı;

     
    Kısacası export birimi ile iletişime geçmem ve talep edecekleri ekstra bilgiler varsa onları göndermem gerekiyormuş. [email protected] adresine mail atıp  ne istediklerini sordum. Adamlar bana bir form gönderdiler ve bunu doldurup kendilerine göndermemi istemişler.  Ulan alt tarafı iki tane stereo socket istedik. Sanki o soketlerle bomba yapacağız aq, gönderdikleri forma bakın;

     
    Neyse efendim, formu doldurup gönderdim. Şu an bu aşamadayım. Bakalım gümrük konusunda vs sıkıntı yaşayacak mıyız, DHL express bir sorun çıkaracak mı sonraki günlerde paylaşacağım. 
  10. wazzap liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in Beyerdynamic MMX 300 Ver.2 Socket değişimi   

    Kulaklığı 4,5 sene önce PC'de kullanmak için almıştım. MMX300 II'ye kadar sırasıyla Sennheiser Pc-350, Pc-360, Audio Technica ATH-AD900X gibi açık kapalı bir kaç model kullandım ve Beyerdynamic mmx II 300 kullandığım en iyi ses kalitesine sahip ve kesinlikle en beğendiğim kulaklık oldu. Kapalı dizayn ve kablosu çıkarılabilir bir kulaklık. Diğer kulaklıklarıma göre biraz daha fazla terletmesi dışında sevmediğim bir olayı yok. PC'de oyun, müzik vs için de kesinlikle herkese tavsiye ederim. 
    Geçen sene otururken farketmeden kablosu koltuğun kolçağı arasına sıkışmış. Kalkarken kablo biraz zorlanınca kulaklık üzerindeki 3,5mm socketi temasszılık yapmaya başladı. Hem mikrofondan ses gitmemeye hem de sağ ya da sol speakerlardan ses kesilmeye başladı.  Önceleri biraz kabloyu dürtünce düzeliyordu. Sonra mikrofondan ses hiç gitmez olunca kulaklığı açıp 3,5mm dişi socketle oynamıştım. Erkek 3,5mm kablo ucunun sockete temas eden yerlerini eğip bükmüştüm. Temas sorunu olduğunu düşündüğüm bir noktaya da lehimle biraz müdahele etmiştim.

     
    Yaklaşık 1 senedir de bu şekilde kullanıyorum. Arada bir yine unutup kabloyu zorladığım zaman ses gidebiliyor ama genelde anlık oluyor ve düzeliyor. Ama bu şekilde uzun süre gitmeyeceği belli.
    Zaten geçen seneden beri aklıma her geldiğinde  kulaklık üzerindeki dişi 3,5mm socketin aynısını bulmak için saatlerce interteneti tarıyordum. Jack üzerinde herhangi bir model ismi kodu vs olmadığı için arattığım kelimelerle karşıma çıkan binlerce tür socket fotosundan bu socketi bulmaya çalışıyordum. Beyerdynamic'in normalde web sayfasında ürünlerle ilgili yedek parçaların ismi, kodu vs olur, hatta çoğu parçayı da satarlar ama bu socketle ilgili hiçbirşey bulamamıştım. Bir keresinde de kendilerine mail attım ama doğru adrese mi attım vs bilmiyorum. Hiç bir cevap gelmedi çünkü. Neyse bir senedir aramama rağmen maalesef bir sonuç alamamıştım ki birkaç gün önce yine aklıma geldi tekrar bir bakayım dedim. Yine saatlerce socket fotolarının arasında kaybolurken biranda karşıma çıktı.

    Kodunu markasını vs buldum. Kygon marka STX-3542-5N-G-TR model kodlu bir socket. Hemen satılan yerlere baktım. Koca dünyada sadece iki yer satıyordu. Mouser Electronics mouser.com'dan, com.tr adresi de olunca 2 adet sipariş verdim. 
    https://www.mouser.com.tr/ProductDetail/806-STX-3542-5N-G-TR
     
    Siparişi verdikten iki gün sonra ne durumda diye bir bakayım dedim. Order Satusta şöyle bir bildirim vardı;

     
    Kısacası export birimi ile iletişime geçmem ve talep edecekleri ekstra bilgiler varsa onları göndermem gerekiyormuş. [email protected] adresine mail atıp  ne istediklerini sordum. Adamlar bana bir form gönderdiler ve bunu doldurup kendilerine göndermemi istemişler.  Ulan alt tarafı iki tane stereo socket istedik. Sanki o soketlerle bomba yapacağız aq, gönderdikleri forma bakın;

     
    Neyse efendim, formu doldurup gönderdim. Şu an bu aşamadayım. Bakalım gümrük konusunda vs sıkıntı yaşayacak mıyız, DHL express bir sorun çıkaracak mı sonraki günlerde paylaşacağım. 
  11. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    MZ-S1 NetMD cihazın orijinal kulaklığını sonunda bulabildim. Yanına da çok yakıştı namıssız  

  12. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by MilesTeg in En son aldıklarınız   
    .................
     
  13. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by Atrin in Internet baglantisina kac para oduyoruz?   
    1 Eylül olmadan (belki kampanyaları değiştiriler diye) eşimin üstüne yeni üyelik yaparak geçtim 1000mbit e. 2 yıl 269TL mis gibi. PS5 ve Xbox 750-800 mbps gösteriyor. Speedtest de ethernet ile bağlanınca 950 leri gördü. upload 20 diyorlar ama genelde 30 çıkıyor. 60gb'lık bir oyunu 25dakika gibi bir sürede indiriyor. 
  14. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by T800 in AMD Ryzen 7 5800X3D   
    İşlemciyi 5800X3D ile değiştirdim, 3950X'e göre gördüğüm kadarıyla ki az bakabilirim daha işlemci bağlantılı stuttering Destiny 2'de ortadan kalktı.
    Battlefield 2042'de de deneyeceğim bu ara EA Play'e gelir sanıyorum.
    Onun dışında işlemci çok ciddi ısınıyor yüklenme olursa, oyun fazla yüklenmiyor ise aynı oyunda 3950X'ten daha serin. İlginç bir işlemci, sanıyorum 3D cache nedeniyle baya ısınıyor yüklenme anında.
    3950X varsayılan halde 60-62C oluyordu maksimum, bu 85C gibi oluyor.
  15. escape liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    UYAR! Bu yazı kabus gibi bir tamirat sürecini içerir. 

    Bugün anten çubuğu nihayet elime geçti ve hemen tamir işine koyulayım dedim. Önce evde tamir edebilmem için 12v'luk bir güç kaynağına ihtiyacım vardı. Bu antenleri ben normalde bildiğiniz 12v 7 ah ups aküleriyle çalıştırıyordum ama maalesef elimdeki tüm aküleri tek tek denedim ama hepsi ölmüş. Ayarlanabilir bir basit adaptörle yapabilir miyim diye baktım ama amper değeri çok düşük olduğundan hiçbir işe yaramadı. Kara kara düşünürken aklıma birden evdeki rgb led şeritleri bağladığım 12 v'luk adaptörler geldi ve güç sorununu o şekilde çözdüm.
    Tamamdır artık sorun kalmadı bir iki saate halletmiş olurum diyordum içimden. Ama nereden bilirdim bir tamir işinin bu kadar aksilikle devam edeceğini... Daha işin başında anten motorunun kasasını sökmeye başlamıştım ki kalan son bir somun ben çevirdikçe kendi yerinde boşa dönüyordu. Onu yaptım, bunu yaptım yok. Bana mısın demiyor. Somunun vidalandığı parçanın başı vida gibi değil. Başı düz. Kargaburun gibi birşeyle bir yandan o kısmı sıkarken somunu çevirsem açılacak. Ama işte o vidalı kısmın başı plastik içine gömülü. Herhangi birşeyle kavramama imkan yok. Haliyle sinirlerim tepeme geldi. Sonunda başlarım lan bu işe deyip, aldım elime çekiçle ıskarpilayı kontrollü bir şekilde daldım plastik kısma. İnce uçlu kargaburun kavrayabilecek kadar yaraladım plastiği ve oldu.

    Sırf bu somunu çıkarabilmek için abartmıyorum yaklaşık 5 saat harcadım. Ama sonunda kasayı açabildiğim için keyfim yerine geldi. Artık başka ne sorun çıkabilirdi ki...
    Sıra kasa içindeki pislikleri vs temizleyip, çarklara, hareketli parçalara gress yağı sürmeye gelmişti. Hemen hallediverdim. Metal çubuğu da motorun gri borusundan geçirip, çubuğun plastik kablosunun başını yerine oturttum mu iş bitecekti. Çok beklersin.
    Bu dediğimi yapabilmek için motorun kasasına bir vida ile tutturulmuş en dış gri boruyu sökmem gerekiyordu. Vidasını söktüm, boru milim oynamıyor. Çekiyorum olmuyor, döndürüyorum olmuyor. Öyle bir sıkı ki o borunun yerinden çıktığını bilmesem bunu sabit yapmışlar derim, sırf anten çubuğuna orjinal diye verdiğim 640 liranın içime oturmasıyla işi bırakır giderim. İngiliz anahtarıyla sıkıp döndüreyim diyorum boru eğilmeye başlıyor. Çekiçliyorum hiç bir kıpırdama yok. Wd40 sıkıyorum belki araya nüfüz eder diye o da yok. Kafayı sıyırmaya az kaldı. Baktım olmayacak çekiçle bu sefer ince düz bir saatçi tornavidasını elime aldım. Boruyla kasanın birleştiği noktadan plastikle borunun arasına tornavida ucunu çekiçleyerek sokmaya başladım. İlk denediğim kısımda yine ufak bir yerden plastik kırıldı. Tam aksi yönde aynı işlemi bir daha yaptım ve plastiği biraz daha kırdım.

    Boruyu kavrayan plastik yüzey biraz azalınca başladım zorlamaya ve evet kıpırdadı sonunda. Zorladım zorladım ve nihayet çıktı. Borunun o kısmı nasıl bir oksitlenme yaptıysa plastikle akraba olmuşlar. Bu kısım da 5 saatimi çaldı. Evet anten çubuğunu poşetinden çıkarıp bu aşamaya gelmek 10 saatime mâloldu.
    Artık tecrübe edinmiştim. Bir işi nihayete erdirmeden artık bitti demeyecektim. Şimdi hangi zorluk çıkacak diye korkuyla bekliyordum artık. Bir yandan 640 lirayı boşa mı harcadık acaba, bu kadar aksiliğin üzerine anten çalışmazsa ne yaparım falan diye düşünerek plastik kabloyu haznesinin içine doğru sarmaya başladım. Haznenin gerekli yerlerine yine gress yağı sürdüm ve yerine oturttum. Sadece kasayı kapatmak kalmıştı. Vidaları tek tek yerlerine nazikçe oturttum ve işin başındaki ilk şoku yaşatan somun kaldı yine en sona. Somunu elime aldım yerine oturtacam, ellerim gress'ten dolayı biraz kaygan... Somun pırtı verdi parkeye düştü. Bir sıçrama sesi duydum sonra bir çarpma ve en son yere düşme sesi. Sakinliğimi bozmadan yakın gözlüğümü çıkardım, aşağıya baktım, göremedim. Koltuğumdan kalktım yere eğildim baktım yok. Yok, yok, yok, bulamıyorum. Kafayı gerçekten sıyırma noktasındayım. O tarafta çeşitli adaptörlerin olduğu amazon kutusu vs var. Bakıyorum, kutuyu boşaltıyorum yok ulan yok. Ulan göt kadar odada hemen dibime düştün de nereye gittin kahrolasıca somun. Seni somun yapana, başta oraya takana, anteni kırana, 300 liraya komple yeni universal anten alıp takmayan kafama sövüyorum da sövüyorum. Artık kafa uçtu. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi gibi tekerlemeler falan söylüyorum. O derece yani. Hanım korkudan birşey soramıyor, arada bir gelip kapıdan napıyor bu deli der gibi çaktırmadan bakıp gidiyor. Dedim bir sakinle Korhan! Zaten ter içindeyim dötümden bile ter akıyor. Git bir bardak soğuk cola koy kendine bir nefeslen. Sakince düşün. Bir somun küçücük odada düşüp nereye gidebilir?

    O an gözüm sehpasında duran gitara ilişti, rahatlamak için bir iki tıngırtadıyım diye uzandım ve o an yok artık dedim. Gitar deliğinden içeri girmiş olabilir miydi? 
    Gitarı şöyle bir salladım ve tadaaaaa. Evet somun parkeden sekip gitarın içine girmişti. Yine başladım sövmeye... bu kadarı da olur mu diye sövüyorum artık. Aldım yerine taktım hemen şerefsizi. Masanın üstüne bakıyorum kesin unuttuğum birşey vardır falan diye ama yok hakikaten montaj bitmişti. Geriye bir tek 12v bağlayıp test etmek kaldı. Anasını satayım bu sefer de korkudan adaptörü prize takamıyorum. Çalışmayacak düşüncesi hasıl oldu. Bu sefer gittim kendime çay koyup geldim. Yaktım bir sigara. Bir adaptöre bakıyorum bir antene. Sigaram bitince korkunun ecele faydası yok deyip taktım adaptörün fişini prize. Motorun sesini duymamla anten çubuğun tavana doğru yükselişini gördüm. Sorunsuz şekilde, hiç teklemeden sonuna kadar açıldı anten. Acaba kapanacak mıydı; Sanki yarım gün anamı ağlatan kendisi değilmiş gibi de gayet cool bir şekilde kapandı pzvenk. 
    Bu sahneden sonra çetin geçen, yolları tuzaklarla dolu, 12 saat süren bir tamir serüvenini başarıyla tamamlamanın verdiği huzurla aşağıdaki videoyu çektim ve sizinle paylaşmak için mutluluk gözyaşlarıyla yazdım bu satırları. Bir sonraki serüvende görüşmek üzere.
    https://www.youtube.com/watch?v=CyFBhSJml18&ab_channel=bmxunderground2
  16. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by MilesTeg in İzlenesi film tavsiyeleri ...   
    O başlıkta da dediğim gibi bir şans ver mutlaka Korhancım. Sonra beğenirsin başka zaman falan küfürü yemeyelim
  17. Altan Yoklar liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in Gelecek Filmler   
    Sorun sadece radyasyon mu
    Radyokarbon ne olacak. Bize dönüp yok fosil yakıt kullanmayın, yok deodorant kullanmayın, yok ineklerin saldığı gaz nedeniyle yapay et yiyin derler, sonra bilmem kaç arabanın bilmem kaç yılda atmosfere salacağı gazı nükleer silah denemesiyle bir seferde hepsini salarlar. Fİlm için de patlatsınlar aq, dünya kimin umurunda....
  18. ZvAnA liked şu konuya bir mesaj by SEP in En son aldıklarınız   
    Bundan bi 10 sene sonra biri çıkıp "Ağbi, membran klavye diye bişi varmış, çok iyi ağbi. Ses de çıkarmıyo çataçuta, kafanı dinliyosun valla. Pro gamerlar da kullanıyomuş" derse şaşırmayın. Birçok şeyde olduğu gibi bunda da eskileri çıkarıp çıkarıp servis edecekler, millet de "vauv" diye ayıla bayıla alacak. Ürünün ne olduğu önemli değil, önemli olan nasıl pazarladığın.
  19. wazzap liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in En son aldıklarınız   
    Evde biri APC 1500VA offline diğeri yine 1500VA FSP Online tip iki ups var. İki ups'de 2'şer adet 12v'luk akü kullanıyor. Uzun zaman önce aküleri bittiğinde sonra ilgilenirim diye ikisini de bir dolaba kaldırmış kullanmıyordum. Bunları tekrar hayata geçireyim diye akü fiyatlarına baktım Yuasa 12v 9Ah'lik akülerin fiyatı 600 liradan başlıyor. APC'nin orjinal yedek aküsüne bakayım dedim, bir tek hepsiburada da fiyat gördüm o da 2560TL 
    Durum böyle olunca evdeki atmadığım aküleri canlandırmaya karar verdim. 7 tane akü var. Zaten ne zamandır bir dijital multimetre almak istiyordum. Bu iş için olmazsa olmaz olunca UNI-T UT123D model adıyla aşağıdakini aldım. Ev için ideal bir ürüne benziyor. Ölçeceğiniz şeyi manuel olarak seçmeye gerek kalmıyor. Kendi hallediyor.

    Bir tane de 13.8 - 14.2V 1A çıkış gücü verebilen adaptör siparişi vermiştim ama onun yerine 6.9V 1,5A'lik yanlış göndermişler. Geri gönderip doğrusunu alacağım ama iş çıktı şimdi.
  20. wazzap liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in En son aldıklarınız   
    Evde biri APC 1500VA offline diğeri yine 1500VA FSP Online tip iki ups var. İki ups'de 2'şer adet 12v'luk akü kullanıyor. Uzun zaman önce aküleri bittiğinde sonra ilgilenirim diye ikisini de bir dolaba kaldırmış kullanmıyordum. Bunları tekrar hayata geçireyim diye akü fiyatlarına baktım Yuasa 12v 9Ah'lik akülerin fiyatı 600 liradan başlıyor. APC'nin orjinal yedek aküsüne bakayım dedim, bir tek hepsiburada da fiyat gördüm o da 2560TL 
    Durum böyle olunca evdeki atmadığım aküleri canlandırmaya karar verdim. 7 tane akü var. Zaten ne zamandır bir dijital multimetre almak istiyordum. Bu iş için olmazsa olmaz olunca UNI-T UT123D model adıyla aşağıdakini aldım. Ev için ideal bir ürüne benziyor. Ölçeceğiniz şeyi manuel olarak seçmeye gerek kalmıyor. Kendi hallediyor.

    Bir tane de 13.8 - 14.2V 1A çıkış gücü verebilen adaptör siparişi vermiştim ama onun yerine 6.9V 1,5A'lik yanlış göndermişler. Geri gönderip doğrusunu alacağım ama iş çıktı şimdi.
  21. escape liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    UYAR! Bu yazı kabus gibi bir tamirat sürecini içerir. 

    Bugün anten çubuğu nihayet elime geçti ve hemen tamir işine koyulayım dedim. Önce evde tamir edebilmem için 12v'luk bir güç kaynağına ihtiyacım vardı. Bu antenleri ben normalde bildiğiniz 12v 7 ah ups aküleriyle çalıştırıyordum ama maalesef elimdeki tüm aküleri tek tek denedim ama hepsi ölmüş. Ayarlanabilir bir basit adaptörle yapabilir miyim diye baktım ama amper değeri çok düşük olduğundan hiçbir işe yaramadı. Kara kara düşünürken aklıma birden evdeki rgb led şeritleri bağladığım 12 v'luk adaptörler geldi ve güç sorununu o şekilde çözdüm.
    Tamamdır artık sorun kalmadı bir iki saate halletmiş olurum diyordum içimden. Ama nereden bilirdim bir tamir işinin bu kadar aksilikle devam edeceğini... Daha işin başında anten motorunun kasasını sökmeye başlamıştım ki kalan son bir somun ben çevirdikçe kendi yerinde boşa dönüyordu. Onu yaptım, bunu yaptım yok. Bana mısın demiyor. Somunun vidalandığı parçanın başı vida gibi değil. Başı düz. Kargaburun gibi birşeyle bir yandan o kısmı sıkarken somunu çevirsem açılacak. Ama işte o vidalı kısmın başı plastik içine gömülü. Herhangi birşeyle kavramama imkan yok. Haliyle sinirlerim tepeme geldi. Sonunda başlarım lan bu işe deyip, aldım elime çekiçle ıskarpilayı kontrollü bir şekilde daldım plastik kısma. İnce uçlu kargaburun kavrayabilecek kadar yaraladım plastiği ve oldu.

    Sırf bu somunu çıkarabilmek için abartmıyorum yaklaşık 5 saat harcadım. Ama sonunda kasayı açabildiğim için keyfim yerine geldi. Artık başka ne sorun çıkabilirdi ki...
    Sıra kasa içindeki pislikleri vs temizleyip, çarklara, hareketli parçalara gress yağı sürmeye gelmişti. Hemen hallediverdim. Metal çubuğu da motorun gri borusundan geçirip, çubuğun plastik kablosunun başını yerine oturttum mu iş bitecekti. Çok beklersin.
    Bu dediğimi yapabilmek için motorun kasasına bir vida ile tutturulmuş en dış gri boruyu sökmem gerekiyordu. Vidasını söktüm, boru milim oynamıyor. Çekiyorum olmuyor, döndürüyorum olmuyor. Öyle bir sıkı ki o borunun yerinden çıktığını bilmesem bunu sabit yapmışlar derim, sırf anten çubuğuna orjinal diye verdiğim 640 liranın içime oturmasıyla işi bırakır giderim. İngiliz anahtarıyla sıkıp döndüreyim diyorum boru eğilmeye başlıyor. Çekiçliyorum hiç bir kıpırdama yok. Wd40 sıkıyorum belki araya nüfüz eder diye o da yok. Kafayı sıyırmaya az kaldı. Baktım olmayacak çekiçle bu sefer ince düz bir saatçi tornavidasını elime aldım. Boruyla kasanın birleştiği noktadan plastikle borunun arasına tornavida ucunu çekiçleyerek sokmaya başladım. İlk denediğim kısımda yine ufak bir yerden plastik kırıldı. Tam aksi yönde aynı işlemi bir daha yaptım ve plastiği biraz daha kırdım.

    Boruyu kavrayan plastik yüzey biraz azalınca başladım zorlamaya ve evet kıpırdadı sonunda. Zorladım zorladım ve nihayet çıktı. Borunun o kısmı nasıl bir oksitlenme yaptıysa plastikle akraba olmuşlar. Bu kısım da 5 saatimi çaldı. Evet anten çubuğunu poşetinden çıkarıp bu aşamaya gelmek 10 saatime mâloldu.
    Artık tecrübe edinmiştim. Bir işi nihayete erdirmeden artık bitti demeyecektim. Şimdi hangi zorluk çıkacak diye korkuyla bekliyordum artık. Bir yandan 640 lirayı boşa mı harcadık acaba, bu kadar aksiliğin üzerine anten çalışmazsa ne yaparım falan diye düşünerek plastik kabloyu haznesinin içine doğru sarmaya başladım. Haznenin gerekli yerlerine yine gress yağı sürdüm ve yerine oturttum. Sadece kasayı kapatmak kalmıştı. Vidaları tek tek yerlerine nazikçe oturttum ve işin başındaki ilk şoku yaşatan somun kaldı yine en sona. Somunu elime aldım yerine oturtacam, ellerim gress'ten dolayı biraz kaygan... Somun pırtı verdi parkeye düştü. Bir sıçrama sesi duydum sonra bir çarpma ve en son yere düşme sesi. Sakinliğimi bozmadan yakın gözlüğümü çıkardım, aşağıya baktım, göremedim. Koltuğumdan kalktım yere eğildim baktım yok. Yok, yok, yok, bulamıyorum. Kafayı gerçekten sıyırma noktasındayım. O tarafta çeşitli adaptörlerin olduğu amazon kutusu vs var. Bakıyorum, kutuyu boşaltıyorum yok ulan yok. Ulan göt kadar odada hemen dibime düştün de nereye gittin kahrolasıca somun. Seni somun yapana, başta oraya takana, anteni kırana, 300 liraya komple yeni universal anten alıp takmayan kafama sövüyorum da sövüyorum. Artık kafa uçtu. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi gibi tekerlemeler falan söylüyorum. O derece yani. Hanım korkudan birşey soramıyor, arada bir gelip kapıdan napıyor bu deli der gibi çaktırmadan bakıp gidiyor. Dedim bir sakinle Korhan! Zaten ter içindeyim dötümden bile ter akıyor. Git bir bardak soğuk cola koy kendine bir nefeslen. Sakince düşün. Bir somun küçücük odada düşüp nereye gidebilir?

    O an gözüm sehpasında duran gitara ilişti, rahatlamak için bir iki tıngırtadıyım diye uzandım ve o an yok artık dedim. Gitar deliğinden içeri girmiş olabilir miydi? 
    Gitarı şöyle bir salladım ve tadaaaaa. Evet somun parkeden sekip gitarın içine girmişti. Yine başladım sövmeye... bu kadarı da olur mu diye sövüyorum artık. Aldım yerine taktım hemen şerefsizi. Masanın üstüne bakıyorum kesin unuttuğum birşey vardır falan diye ama yok hakikaten montaj bitmişti. Geriye bir tek 12v bağlayıp test etmek kaldı. Anasını satayım bu sefer de korkudan adaptörü prize takamıyorum. Çalışmayacak düşüncesi hasıl oldu. Bu sefer gittim kendime çay koyup geldim. Yaktım bir sigara. Bir adaptöre bakıyorum bir antene. Sigaram bitince korkunun ecele faydası yok deyip taktım adaptörün fişini prize. Motorun sesini duymamla anten çubuğun tavana doğru yükselişini gördüm. Sorunsuz şekilde, hiç teklemeden sonuna kadar açıldı anten. Acaba kapanacak mıydı; Sanki yarım gün anamı ağlatan kendisi değilmiş gibi de gayet cool bir şekilde kapandı pzvenk. 
    Bu sahneden sonra çetin geçen, yolları tuzaklarla dolu, 12 saat süren bir tamir serüvenini başarıyla tamamlamanın verdiği huzurla aşağıdaki videoyu çektim ve sizinle paylaşmak için mutluluk gözyaşlarıyla yazdım bu satırları. Bir sonraki serüvende görüşmek üzere.
    https://www.youtube.com/watch?v=CyFBhSJml18&ab_channel=bmxunderground2
  22. escape liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    UYAR! Bu yazı kabus gibi bir tamirat sürecini içerir. 

    Bugün anten çubuğu nihayet elime geçti ve hemen tamir işine koyulayım dedim. Önce evde tamir edebilmem için 12v'luk bir güç kaynağına ihtiyacım vardı. Bu antenleri ben normalde bildiğiniz 12v 7 ah ups aküleriyle çalıştırıyordum ama maalesef elimdeki tüm aküleri tek tek denedim ama hepsi ölmüş. Ayarlanabilir bir basit adaptörle yapabilir miyim diye baktım ama amper değeri çok düşük olduğundan hiçbir işe yaramadı. Kara kara düşünürken aklıma birden evdeki rgb led şeritleri bağladığım 12 v'luk adaptörler geldi ve güç sorununu o şekilde çözdüm.
    Tamamdır artık sorun kalmadı bir iki saate halletmiş olurum diyordum içimden. Ama nereden bilirdim bir tamir işinin bu kadar aksilikle devam edeceğini... Daha işin başında anten motorunun kasasını sökmeye başlamıştım ki kalan son bir somun ben çevirdikçe kendi yerinde boşa dönüyordu. Onu yaptım, bunu yaptım yok. Bana mısın demiyor. Somunun vidalandığı parçanın başı vida gibi değil. Başı düz. Kargaburun gibi birşeyle bir yandan o kısmı sıkarken somunu çevirsem açılacak. Ama işte o vidalı kısmın başı plastik içine gömülü. Herhangi birşeyle kavramama imkan yok. Haliyle sinirlerim tepeme geldi. Sonunda başlarım lan bu işe deyip, aldım elime çekiçle ıskarpilayı kontrollü bir şekilde daldım plastik kısma. İnce uçlu kargaburun kavrayabilecek kadar yaraladım plastiği ve oldu.

    Sırf bu somunu çıkarabilmek için abartmıyorum yaklaşık 5 saat harcadım. Ama sonunda kasayı açabildiğim için keyfim yerine geldi. Artık başka ne sorun çıkabilirdi ki...
    Sıra kasa içindeki pislikleri vs temizleyip, çarklara, hareketli parçalara gress yağı sürmeye gelmişti. Hemen hallediverdim. Metal çubuğu da motorun gri borusundan geçirip, çubuğun plastik kablosunun başını yerine oturttum mu iş bitecekti. Çok beklersin.
    Bu dediğimi yapabilmek için motorun kasasına bir vida ile tutturulmuş en dış gri boruyu sökmem gerekiyordu. Vidasını söktüm, boru milim oynamıyor. Çekiyorum olmuyor, döndürüyorum olmuyor. Öyle bir sıkı ki o borunun yerinden çıktığını bilmesem bunu sabit yapmışlar derim, sırf anten çubuğuna orjinal diye verdiğim 640 liranın içime oturmasıyla işi bırakır giderim. İngiliz anahtarıyla sıkıp döndüreyim diyorum boru eğilmeye başlıyor. Çekiçliyorum hiç bir kıpırdama yok. Wd40 sıkıyorum belki araya nüfüz eder diye o da yok. Kafayı sıyırmaya az kaldı. Baktım olmayacak çekiçle bu sefer ince düz bir saatçi tornavidasını elime aldım. Boruyla kasanın birleştiği noktadan plastikle borunun arasına tornavida ucunu çekiçleyerek sokmaya başladım. İlk denediğim kısımda yine ufak bir yerden plastik kırıldı. Tam aksi yönde aynı işlemi bir daha yaptım ve plastiği biraz daha kırdım.

    Boruyu kavrayan plastik yüzey biraz azalınca başladım zorlamaya ve evet kıpırdadı sonunda. Zorladım zorladım ve nihayet çıktı. Borunun o kısmı nasıl bir oksitlenme yaptıysa plastikle akraba olmuşlar. Bu kısım da 5 saatimi çaldı. Evet anten çubuğunu poşetinden çıkarıp bu aşamaya gelmek 10 saatime mâloldu.
    Artık tecrübe edinmiştim. Bir işi nihayete erdirmeden artık bitti demeyecektim. Şimdi hangi zorluk çıkacak diye korkuyla bekliyordum artık. Bir yandan 640 lirayı boşa mı harcadık acaba, bu kadar aksiliğin üzerine anten çalışmazsa ne yaparım falan diye düşünerek plastik kabloyu haznesinin içine doğru sarmaya başladım. Haznenin gerekli yerlerine yine gress yağı sürdüm ve yerine oturttum. Sadece kasayı kapatmak kalmıştı. Vidaları tek tek yerlerine nazikçe oturttum ve işin başındaki ilk şoku yaşatan somun kaldı yine en sona. Somunu elime aldım yerine oturtacam, ellerim gress'ten dolayı biraz kaygan... Somun pırtı verdi parkeye düştü. Bir sıçrama sesi duydum sonra bir çarpma ve en son yere düşme sesi. Sakinliğimi bozmadan yakın gözlüğümü çıkardım, aşağıya baktım, göremedim. Koltuğumdan kalktım yere eğildim baktım yok. Yok, yok, yok, bulamıyorum. Kafayı gerçekten sıyırma noktasındayım. O tarafta çeşitli adaptörlerin olduğu amazon kutusu vs var. Bakıyorum, kutuyu boşaltıyorum yok ulan yok. Ulan göt kadar odada hemen dibime düştün de nereye gittin kahrolasıca somun. Seni somun yapana, başta oraya takana, anteni kırana, 300 liraya komple yeni universal anten alıp takmayan kafama sövüyorum da sövüyorum. Artık kafa uçtu. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi gibi tekerlemeler falan söylüyorum. O derece yani. Hanım korkudan birşey soramıyor, arada bir gelip kapıdan napıyor bu deli der gibi çaktırmadan bakıp gidiyor. Dedim bir sakinle Korhan! Zaten ter içindeyim dötümden bile ter akıyor. Git bir bardak soğuk cola koy kendine bir nefeslen. Sakince düşün. Bir somun küçücük odada düşüp nereye gidebilir?

    O an gözüm sehpasında duran gitara ilişti, rahatlamak için bir iki tıngırtadıyım diye uzandım ve o an yok artık dedim. Gitar deliğinden içeri girmiş olabilir miydi? 
    Gitarı şöyle bir salladım ve tadaaaaa. Evet somun parkeden sekip gitarın içine girmişti. Yine başladım sövmeye... bu kadarı da olur mu diye sövüyorum artık. Aldım yerine taktım hemen şerefsizi. Masanın üstüne bakıyorum kesin unuttuğum birşey vardır falan diye ama yok hakikaten montaj bitmişti. Geriye bir tek 12v bağlayıp test etmek kaldı. Anasını satayım bu sefer de korkudan adaptörü prize takamıyorum. Çalışmayacak düşüncesi hasıl oldu. Bu sefer gittim kendime çay koyup geldim. Yaktım bir sigara. Bir adaptöre bakıyorum bir antene. Sigaram bitince korkunun ecele faydası yok deyip taktım adaptörün fişini prize. Motorun sesini duymamla anten çubuğun tavana doğru yükselişini gördüm. Sorunsuz şekilde, hiç teklemeden sonuna kadar açıldı anten. Acaba kapanacak mıydı; Sanki yarım gün anamı ağlatan kendisi değilmiş gibi de gayet cool bir şekilde kapandı pzvenk. 
    Bu sahneden sonra çetin geçen, yolları tuzaklarla dolu, 12 saat süren bir tamir serüvenini başarıyla tamamlamanın verdiği huzurla aşağıdaki videoyu çektim ve sizinle paylaşmak için mutluluk gözyaşlarıyla yazdım bu satırları. Bir sonraki serüvende görüşmek üzere.
    https://www.youtube.com/watch?v=CyFBhSJml18&ab_channel=bmxunderground2
  23. escape liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    UYAR! Bu yazı kabus gibi bir tamirat sürecini içerir. 

    Bugün anten çubuğu nihayet elime geçti ve hemen tamir işine koyulayım dedim. Önce evde tamir edebilmem için 12v'luk bir güç kaynağına ihtiyacım vardı. Bu antenleri ben normalde bildiğiniz 12v 7 ah ups aküleriyle çalıştırıyordum ama maalesef elimdeki tüm aküleri tek tek denedim ama hepsi ölmüş. Ayarlanabilir bir basit adaptörle yapabilir miyim diye baktım ama amper değeri çok düşük olduğundan hiçbir işe yaramadı. Kara kara düşünürken aklıma birden evdeki rgb led şeritleri bağladığım 12 v'luk adaptörler geldi ve güç sorununu o şekilde çözdüm.
    Tamamdır artık sorun kalmadı bir iki saate halletmiş olurum diyordum içimden. Ama nereden bilirdim bir tamir işinin bu kadar aksilikle devam edeceğini... Daha işin başında anten motorunun kasasını sökmeye başlamıştım ki kalan son bir somun ben çevirdikçe kendi yerinde boşa dönüyordu. Onu yaptım, bunu yaptım yok. Bana mısın demiyor. Somunun vidalandığı parçanın başı vida gibi değil. Başı düz. Kargaburun gibi birşeyle bir yandan o kısmı sıkarken somunu çevirsem açılacak. Ama işte o vidalı kısmın başı plastik içine gömülü. Herhangi birşeyle kavramama imkan yok. Haliyle sinirlerim tepeme geldi. Sonunda başlarım lan bu işe deyip, aldım elime çekiçle ıskarpilayı kontrollü bir şekilde daldım plastik kısma. İnce uçlu kargaburun kavrayabilecek kadar yaraladım plastiği ve oldu.

    Sırf bu somunu çıkarabilmek için abartmıyorum yaklaşık 5 saat harcadım. Ama sonunda kasayı açabildiğim için keyfim yerine geldi. Artık başka ne sorun çıkabilirdi ki...
    Sıra kasa içindeki pislikleri vs temizleyip, çarklara, hareketli parçalara gress yağı sürmeye gelmişti. Hemen hallediverdim. Metal çubuğu da motorun gri borusundan geçirip, çubuğun plastik kablosunun başını yerine oturttum mu iş bitecekti. Çok beklersin.
    Bu dediğimi yapabilmek için motorun kasasına bir vida ile tutturulmuş en dış gri boruyu sökmem gerekiyordu. Vidasını söktüm, boru milim oynamıyor. Çekiyorum olmuyor, döndürüyorum olmuyor. Öyle bir sıkı ki o borunun yerinden çıktığını bilmesem bunu sabit yapmışlar derim, sırf anten çubuğuna orjinal diye verdiğim 640 liranın içime oturmasıyla işi bırakır giderim. İngiliz anahtarıyla sıkıp döndüreyim diyorum boru eğilmeye başlıyor. Çekiçliyorum hiç bir kıpırdama yok. Wd40 sıkıyorum belki araya nüfüz eder diye o da yok. Kafayı sıyırmaya az kaldı. Baktım olmayacak çekiçle bu sefer ince düz bir saatçi tornavidasını elime aldım. Boruyla kasanın birleştiği noktadan plastikle borunun arasına tornavida ucunu çekiçleyerek sokmaya başladım. İlk denediğim kısımda yine ufak bir yerden plastik kırıldı. Tam aksi yönde aynı işlemi bir daha yaptım ve plastiği biraz daha kırdım.

    Boruyu kavrayan plastik yüzey biraz azalınca başladım zorlamaya ve evet kıpırdadı sonunda. Zorladım zorladım ve nihayet çıktı. Borunun o kısmı nasıl bir oksitlenme yaptıysa plastikle akraba olmuşlar. Bu kısım da 5 saatimi çaldı. Evet anten çubuğunu poşetinden çıkarıp bu aşamaya gelmek 10 saatime mâloldu.
    Artık tecrübe edinmiştim. Bir işi nihayete erdirmeden artık bitti demeyecektim. Şimdi hangi zorluk çıkacak diye korkuyla bekliyordum artık. Bir yandan 640 lirayı boşa mı harcadık acaba, bu kadar aksiliğin üzerine anten çalışmazsa ne yaparım falan diye düşünerek plastik kabloyu haznesinin içine doğru sarmaya başladım. Haznenin gerekli yerlerine yine gress yağı sürdüm ve yerine oturttum. Sadece kasayı kapatmak kalmıştı. Vidaları tek tek yerlerine nazikçe oturttum ve işin başındaki ilk şoku yaşatan somun kaldı yine en sona. Somunu elime aldım yerine oturtacam, ellerim gress'ten dolayı biraz kaygan... Somun pırtı verdi parkeye düştü. Bir sıçrama sesi duydum sonra bir çarpma ve en son yere düşme sesi. Sakinliğimi bozmadan yakın gözlüğümü çıkardım, aşağıya baktım, göremedim. Koltuğumdan kalktım yere eğildim baktım yok. Yok, yok, yok, bulamıyorum. Kafayı gerçekten sıyırma noktasındayım. O tarafta çeşitli adaptörlerin olduğu amazon kutusu vs var. Bakıyorum, kutuyu boşaltıyorum yok ulan yok. Ulan göt kadar odada hemen dibime düştün de nereye gittin kahrolasıca somun. Seni somun yapana, başta oraya takana, anteni kırana, 300 liraya komple yeni universal anten alıp takmayan kafama sövüyorum da sövüyorum. Artık kafa uçtu. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi gibi tekerlemeler falan söylüyorum. O derece yani. Hanım korkudan birşey soramıyor, arada bir gelip kapıdan napıyor bu deli der gibi çaktırmadan bakıp gidiyor. Dedim bir sakinle Korhan! Zaten ter içindeyim dötümden bile ter akıyor. Git bir bardak soğuk cola koy kendine bir nefeslen. Sakince düşün. Bir somun küçücük odada düşüp nereye gidebilir?

    O an gözüm sehpasında duran gitara ilişti, rahatlamak için bir iki tıngırtadıyım diye uzandım ve o an yok artık dedim. Gitar deliğinden içeri girmiş olabilir miydi? 
    Gitarı şöyle bir salladım ve tadaaaaa. Evet somun parkeden sekip gitarın içine girmişti. Yine başladım sövmeye... bu kadarı da olur mu diye sövüyorum artık. Aldım yerine taktım hemen şerefsizi. Masanın üstüne bakıyorum kesin unuttuğum birşey vardır falan diye ama yok hakikaten montaj bitmişti. Geriye bir tek 12v bağlayıp test etmek kaldı. Anasını satayım bu sefer de korkudan adaptörü prize takamıyorum. Çalışmayacak düşüncesi hasıl oldu. Bu sefer gittim kendime çay koyup geldim. Yaktım bir sigara. Bir adaptöre bakıyorum bir antene. Sigaram bitince korkunun ecele faydası yok deyip taktım adaptörün fişini prize. Motorun sesini duymamla anten çubuğun tavana doğru yükselişini gördüm. Sorunsuz şekilde, hiç teklemeden sonuna kadar açıldı anten. Acaba kapanacak mıydı; Sanki yarım gün anamı ağlatan kendisi değilmiş gibi de gayet cool bir şekilde kapandı pzvenk. 
    Bu sahneden sonra çetin geçen, yolları tuzaklarla dolu, 12 saat süren bir tamir serüvenini başarıyla tamamlamanın verdiği huzurla aşağıdaki videoyu çektim ve sizinle paylaşmak için mutluluk gözyaşlarıyla yazdım bu satırları. Bir sonraki serüvende görüşmek üzere.
    https://www.youtube.com/watch?v=CyFBhSJml18&ab_channel=bmxunderground2
  24. escape liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    UYAR! Bu yazı kabus gibi bir tamirat sürecini içerir. 

    Bugün anten çubuğu nihayet elime geçti ve hemen tamir işine koyulayım dedim. Önce evde tamir edebilmem için 12v'luk bir güç kaynağına ihtiyacım vardı. Bu antenleri ben normalde bildiğiniz 12v 7 ah ups aküleriyle çalıştırıyordum ama maalesef elimdeki tüm aküleri tek tek denedim ama hepsi ölmüş. Ayarlanabilir bir basit adaptörle yapabilir miyim diye baktım ama amper değeri çok düşük olduğundan hiçbir işe yaramadı. Kara kara düşünürken aklıma birden evdeki rgb led şeritleri bağladığım 12 v'luk adaptörler geldi ve güç sorununu o şekilde çözdüm.
    Tamamdır artık sorun kalmadı bir iki saate halletmiş olurum diyordum içimden. Ama nereden bilirdim bir tamir işinin bu kadar aksilikle devam edeceğini... Daha işin başında anten motorunun kasasını sökmeye başlamıştım ki kalan son bir somun ben çevirdikçe kendi yerinde boşa dönüyordu. Onu yaptım, bunu yaptım yok. Bana mısın demiyor. Somunun vidalandığı parçanın başı vida gibi değil. Başı düz. Kargaburun gibi birşeyle bir yandan o kısmı sıkarken somunu çevirsem açılacak. Ama işte o vidalı kısmın başı plastik içine gömülü. Herhangi birşeyle kavramama imkan yok. Haliyle sinirlerim tepeme geldi. Sonunda başlarım lan bu işe deyip, aldım elime çekiçle ıskarpilayı kontrollü bir şekilde daldım plastik kısma. İnce uçlu kargaburun kavrayabilecek kadar yaraladım plastiği ve oldu.

    Sırf bu somunu çıkarabilmek için abartmıyorum yaklaşık 5 saat harcadım. Ama sonunda kasayı açabildiğim için keyfim yerine geldi. Artık başka ne sorun çıkabilirdi ki...
    Sıra kasa içindeki pislikleri vs temizleyip, çarklara, hareketli parçalara gress yağı sürmeye gelmişti. Hemen hallediverdim. Metal çubuğu da motorun gri borusundan geçirip, çubuğun plastik kablosunun başını yerine oturttum mu iş bitecekti. Çok beklersin.
    Bu dediğimi yapabilmek için motorun kasasına bir vida ile tutturulmuş en dış gri boruyu sökmem gerekiyordu. Vidasını söktüm, boru milim oynamıyor. Çekiyorum olmuyor, döndürüyorum olmuyor. Öyle bir sıkı ki o borunun yerinden çıktığını bilmesem bunu sabit yapmışlar derim, sırf anten çubuğuna orjinal diye verdiğim 640 liranın içime oturmasıyla işi bırakır giderim. İngiliz anahtarıyla sıkıp döndüreyim diyorum boru eğilmeye başlıyor. Çekiçliyorum hiç bir kıpırdama yok. Wd40 sıkıyorum belki araya nüfüz eder diye o da yok. Kafayı sıyırmaya az kaldı. Baktım olmayacak çekiçle bu sefer ince düz bir saatçi tornavidasını elime aldım. Boruyla kasanın birleştiği noktadan plastikle borunun arasına tornavida ucunu çekiçleyerek sokmaya başladım. İlk denediğim kısımda yine ufak bir yerden plastik kırıldı. Tam aksi yönde aynı işlemi bir daha yaptım ve plastiği biraz daha kırdım.

    Boruyu kavrayan plastik yüzey biraz azalınca başladım zorlamaya ve evet kıpırdadı sonunda. Zorladım zorladım ve nihayet çıktı. Borunun o kısmı nasıl bir oksitlenme yaptıysa plastikle akraba olmuşlar. Bu kısım da 5 saatimi çaldı. Evet anten çubuğunu poşetinden çıkarıp bu aşamaya gelmek 10 saatime mâloldu.
    Artık tecrübe edinmiştim. Bir işi nihayete erdirmeden artık bitti demeyecektim. Şimdi hangi zorluk çıkacak diye korkuyla bekliyordum artık. Bir yandan 640 lirayı boşa mı harcadık acaba, bu kadar aksiliğin üzerine anten çalışmazsa ne yaparım falan diye düşünerek plastik kabloyu haznesinin içine doğru sarmaya başladım. Haznenin gerekli yerlerine yine gress yağı sürdüm ve yerine oturttum. Sadece kasayı kapatmak kalmıştı. Vidaları tek tek yerlerine nazikçe oturttum ve işin başındaki ilk şoku yaşatan somun kaldı yine en sona. Somunu elime aldım yerine oturtacam, ellerim gress'ten dolayı biraz kaygan... Somun pırtı verdi parkeye düştü. Bir sıçrama sesi duydum sonra bir çarpma ve en son yere düşme sesi. Sakinliğimi bozmadan yakın gözlüğümü çıkardım, aşağıya baktım, göremedim. Koltuğumdan kalktım yere eğildim baktım yok. Yok, yok, yok, bulamıyorum. Kafayı gerçekten sıyırma noktasındayım. O tarafta çeşitli adaptörlerin olduğu amazon kutusu vs var. Bakıyorum, kutuyu boşaltıyorum yok ulan yok. Ulan göt kadar odada hemen dibime düştün de nereye gittin kahrolasıca somun. Seni somun yapana, başta oraya takana, anteni kırana, 300 liraya komple yeni universal anten alıp takmayan kafama sövüyorum da sövüyorum. Artık kafa uçtu. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi gibi tekerlemeler falan söylüyorum. O derece yani. Hanım korkudan birşey soramıyor, arada bir gelip kapıdan napıyor bu deli der gibi çaktırmadan bakıp gidiyor. Dedim bir sakinle Korhan! Zaten ter içindeyim dötümden bile ter akıyor. Git bir bardak soğuk cola koy kendine bir nefeslen. Sakince düşün. Bir somun küçücük odada düşüp nereye gidebilir?

    O an gözüm sehpasında duran gitara ilişti, rahatlamak için bir iki tıngırtadıyım diye uzandım ve o an yok artık dedim. Gitar deliğinden içeri girmiş olabilir miydi? 
    Gitarı şöyle bir salladım ve tadaaaaa. Evet somun parkeden sekip gitarın içine girmişti. Yine başladım sövmeye... bu kadarı da olur mu diye sövüyorum artık. Aldım yerine taktım hemen şerefsizi. Masanın üstüne bakıyorum kesin unuttuğum birşey vardır falan diye ama yok hakikaten montaj bitmişti. Geriye bir tek 12v bağlayıp test etmek kaldı. Anasını satayım bu sefer de korkudan adaptörü prize takamıyorum. Çalışmayacak düşüncesi hasıl oldu. Bu sefer gittim kendime çay koyup geldim. Yaktım bir sigara. Bir adaptöre bakıyorum bir antene. Sigaram bitince korkunun ecele faydası yok deyip taktım adaptörün fişini prize. Motorun sesini duymamla anten çubuğun tavana doğru yükselişini gördüm. Sorunsuz şekilde, hiç teklemeden sonuna kadar açıldı anten. Acaba kapanacak mıydı; Sanki yarım gün anamı ağlatan kendisi değilmiş gibi de gayet cool bir şekilde kapandı pzvenk. 
    Bu sahneden sonra çetin geçen, yolları tuzaklarla dolu, 12 saat süren bir tamir serüvenini başarıyla tamamlamanın verdiği huzurla aşağıdaki videoyu çektim ve sizinle paylaşmak için mutluluk gözyaşlarıyla yazdım bu satırları. Bir sonraki serüvende görüşmek üzere.
    https://www.youtube.com/watch?v=CyFBhSJml18&ab_channel=bmxunderground2
  25. escape liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in 2004 Sonata elden geçirme.   
    UYAR! Bu yazı kabus gibi bir tamirat sürecini içerir. 

    Bugün anten çubuğu nihayet elime geçti ve hemen tamir işine koyulayım dedim. Önce evde tamir edebilmem için 12v'luk bir güç kaynağına ihtiyacım vardı. Bu antenleri ben normalde bildiğiniz 12v 7 ah ups aküleriyle çalıştırıyordum ama maalesef elimdeki tüm aküleri tek tek denedim ama hepsi ölmüş. Ayarlanabilir bir basit adaptörle yapabilir miyim diye baktım ama amper değeri çok düşük olduğundan hiçbir işe yaramadı. Kara kara düşünürken aklıma birden evdeki rgb led şeritleri bağladığım 12 v'luk adaptörler geldi ve güç sorununu o şekilde çözdüm.
    Tamamdır artık sorun kalmadı bir iki saate halletmiş olurum diyordum içimden. Ama nereden bilirdim bir tamir işinin bu kadar aksilikle devam edeceğini... Daha işin başında anten motorunun kasasını sökmeye başlamıştım ki kalan son bir somun ben çevirdikçe kendi yerinde boşa dönüyordu. Onu yaptım, bunu yaptım yok. Bana mısın demiyor. Somunun vidalandığı parçanın başı vida gibi değil. Başı düz. Kargaburun gibi birşeyle bir yandan o kısmı sıkarken somunu çevirsem açılacak. Ama işte o vidalı kısmın başı plastik içine gömülü. Herhangi birşeyle kavramama imkan yok. Haliyle sinirlerim tepeme geldi. Sonunda başlarım lan bu işe deyip, aldım elime çekiçle ıskarpilayı kontrollü bir şekilde daldım plastik kısma. İnce uçlu kargaburun kavrayabilecek kadar yaraladım plastiği ve oldu.

    Sırf bu somunu çıkarabilmek için abartmıyorum yaklaşık 5 saat harcadım. Ama sonunda kasayı açabildiğim için keyfim yerine geldi. Artık başka ne sorun çıkabilirdi ki...
    Sıra kasa içindeki pislikleri vs temizleyip, çarklara, hareketli parçalara gress yağı sürmeye gelmişti. Hemen hallediverdim. Metal çubuğu da motorun gri borusundan geçirip, çubuğun plastik kablosunun başını yerine oturttum mu iş bitecekti. Çok beklersin.
    Bu dediğimi yapabilmek için motorun kasasına bir vida ile tutturulmuş en dış gri boruyu sökmem gerekiyordu. Vidasını söktüm, boru milim oynamıyor. Çekiyorum olmuyor, döndürüyorum olmuyor. Öyle bir sıkı ki o borunun yerinden çıktığını bilmesem bunu sabit yapmışlar derim, sırf anten çubuğuna orjinal diye verdiğim 640 liranın içime oturmasıyla işi bırakır giderim. İngiliz anahtarıyla sıkıp döndüreyim diyorum boru eğilmeye başlıyor. Çekiçliyorum hiç bir kıpırdama yok. Wd40 sıkıyorum belki araya nüfüz eder diye o da yok. Kafayı sıyırmaya az kaldı. Baktım olmayacak çekiçle bu sefer ince düz bir saatçi tornavidasını elime aldım. Boruyla kasanın birleştiği noktadan plastikle borunun arasına tornavida ucunu çekiçleyerek sokmaya başladım. İlk denediğim kısımda yine ufak bir yerden plastik kırıldı. Tam aksi yönde aynı işlemi bir daha yaptım ve plastiği biraz daha kırdım.

    Boruyu kavrayan plastik yüzey biraz azalınca başladım zorlamaya ve evet kıpırdadı sonunda. Zorladım zorladım ve nihayet çıktı. Borunun o kısmı nasıl bir oksitlenme yaptıysa plastikle akraba olmuşlar. Bu kısım da 5 saatimi çaldı. Evet anten çubuğunu poşetinden çıkarıp bu aşamaya gelmek 10 saatime mâloldu.
    Artık tecrübe edinmiştim. Bir işi nihayete erdirmeden artık bitti demeyecektim. Şimdi hangi zorluk çıkacak diye korkuyla bekliyordum artık. Bir yandan 640 lirayı boşa mı harcadık acaba, bu kadar aksiliğin üzerine anten çalışmazsa ne yaparım falan diye düşünerek plastik kabloyu haznesinin içine doğru sarmaya başladım. Haznenin gerekli yerlerine yine gress yağı sürdüm ve yerine oturttum. Sadece kasayı kapatmak kalmıştı. Vidaları tek tek yerlerine nazikçe oturttum ve işin başındaki ilk şoku yaşatan somun kaldı yine en sona. Somunu elime aldım yerine oturtacam, ellerim gress'ten dolayı biraz kaygan... Somun pırtı verdi parkeye düştü. Bir sıçrama sesi duydum sonra bir çarpma ve en son yere düşme sesi. Sakinliğimi bozmadan yakın gözlüğümü çıkardım, aşağıya baktım, göremedim. Koltuğumdan kalktım yere eğildim baktım yok. Yok, yok, yok, bulamıyorum. Kafayı gerçekten sıyırma noktasındayım. O tarafta çeşitli adaptörlerin olduğu amazon kutusu vs var. Bakıyorum, kutuyu boşaltıyorum yok ulan yok. Ulan göt kadar odada hemen dibime düştün de nereye gittin kahrolasıca somun. Seni somun yapana, başta oraya takana, anteni kırana, 300 liraya komple yeni universal anten alıp takmayan kafama sövüyorum da sövüyorum. Artık kafa uçtu. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi gibi tekerlemeler falan söylüyorum. O derece yani. Hanım korkudan birşey soramıyor, arada bir gelip kapıdan napıyor bu deli der gibi çaktırmadan bakıp gidiyor. Dedim bir sakinle Korhan! Zaten ter içindeyim dötümden bile ter akıyor. Git bir bardak soğuk cola koy kendine bir nefeslen. Sakince düşün. Bir somun küçücük odada düşüp nereye gidebilir?

    O an gözüm sehpasında duran gitara ilişti, rahatlamak için bir iki tıngırtadıyım diye uzandım ve o an yok artık dedim. Gitar deliğinden içeri girmiş olabilir miydi? 
    Gitarı şöyle bir salladım ve tadaaaaa. Evet somun parkeden sekip gitarın içine girmişti. Yine başladım sövmeye... bu kadarı da olur mu diye sövüyorum artık. Aldım yerine taktım hemen şerefsizi. Masanın üstüne bakıyorum kesin unuttuğum birşey vardır falan diye ama yok hakikaten montaj bitmişti. Geriye bir tek 12v bağlayıp test etmek kaldı. Anasını satayım bu sefer de korkudan adaptörü prize takamıyorum. Çalışmayacak düşüncesi hasıl oldu. Bu sefer gittim kendime çay koyup geldim. Yaktım bir sigara. Bir adaptöre bakıyorum bir antene. Sigaram bitince korkunun ecele faydası yok deyip taktım adaptörün fişini prize. Motorun sesini duymamla anten çubuğun tavana doğru yükselişini gördüm. Sorunsuz şekilde, hiç teklemeden sonuna kadar açıldı anten. Acaba kapanacak mıydı; Sanki yarım gün anamı ağlatan kendisi değilmiş gibi de gayet cool bir şekilde kapandı pzvenk. 
    Bu sahneden sonra çetin geçen, yolları tuzaklarla dolu, 12 saat süren bir tamir serüvenini başarıyla tamamlamanın verdiği huzurla aşağıdaki videoyu çektim ve sizinle paylaşmak için mutluluk gözyaşlarıyla yazdım bu satırları. Bir sonraki serüvende görüşmek üzere.
    https://www.youtube.com/watch?v=CyFBhSJml18&ab_channel=bmxunderground2