SEP

 
Diyor ki "Kötüye kötü dedik, kötü olmasına rağmen iyi mi deseydik?".

  Force Awakens ve Rogue One da özel filmler. Özellikle Force Awakens'ı IMAX, normal sinema, evde home theater ve pc de izledim. JJ Abrahms, bu tür oturmuş evrenlerin bütün "bu böyledir, şu şöyle yapılır" dediği şeyleri bozmasıyla ve olur olmadık lens flare efekti eklemesiyle ünlüdür. Force Awakens da ikisini de yapmamış. Birebir ilk filmin şablonunu takip ediyor. Göndermeler yerinde, görsel olarak gerçekten çok başarılı, keyifli bir film ve sıkmıyor. Ama Star Wars illiterate bir insana aksiyon filminden başka birşey sunamaz, o ayrı.Göndermeleri anlamadıktan sonra SW veya Star Trek veya Star Gate gibi şeyleri izlemenin bir anlamı yok. Sadece vakit kaybı olur kişi için. Özellikle sinemada izlenmediğinde, sizi o göndermenin varlığını farkettirecek kimsede olmazsa yanınızda, hiç izlemeyin. Can sıkıntısı olur anca  
 
Ek: Telegram'a yazdım, orası sıfırlanıyor. Burada da dursun.

Bu kablolar, yağ içinde ısınırken soğurken, araba çukurdan geçerken bir şekilde çatlamış.
 
Araç, hava sıcaklığı ne zaman 18in altına inmeye başladı o zaman problem yapmaya başladı.
Problem: R veya D ye takınca, ilk anda bir hafif vurma gelmesi ve D ile giderken aracın vites değiştirmemesi. Hız ve deviri denklestirdiginiz zaman 3.vitesde gittiğini anliyorsunuz. İngilizce limp mode diyorlar, sanziman kendini korumaya aliyor, 4vitesli bu sanzimanda 3. Vites orani 1:1, yani motor gucu dogrudan tekere aktariliyor, vites calismiyor. 5 viteslilerde de 4. Vites 1:1.
İlk donemler aksam serinliginde 1 2 kere boyle oldu. 100metre gidince, vitesmi degismiyor dedim, durdum kapattım calistirdim sorun yok.
Sonra gündüzler de soguyunca bu sorun her çalıştırdığımda olusmaya basladi ve 2,3 kere tekrar edince ariza lambasi yakti. Basınç ayar solenoidi arizali diyen bir kod.
Gündüz olur da hava sicak ve guneste ise araç, sorun yok 2 kere duzgun calisirsa da ariza lambasını kendi kendine sonduruyordu.
Sacma olan hava sicakligi ile solenoidin baglantisi ne. Tikansa hep tikali kalir diyorum ama koda guvenip soleoidi degistirdim, tam da havalar isindi o donem, sorun olmadi. 2 gun sonra gece bindim sorun var. Solenoid değişimi problemi cozmedi.
Bir de gece disarida birakinca sabah sorun var, kapali otoparka koyunca sorun yok.
Gece 12 de park edersem sabah sorun yok, ama aksam 19:00 da park edersem sabah problem var.
Sonra bir gun 10 dakika rolantide biraktim, kapattim actim Dye taktim yine problem var.
Buradan anladim ki, sanziman yağı isinmadan bu problem gecmiyor. Tamen sanzimanin güneş veya kendinen isinmasi, 20 derece gibi bir sicakliga cikmasi hatanin kaybolmasini sagliyordu.
Bir de ekranda O/D isigi var, overdrivei iptal edersen yaniyor. Bunu da sanzimandan okuyor sistem. Hata varken bu lamba da yanmıyor dugmeye basinca. Sonra çukura girdim, yandi sondu bu lamba, bir daha ozellikle cukura girdim yine yandi sondu, sanziman isininca yanik kaldi. Duğmeye basinca söndü tabii.
Buradan teşhisi, bir temassizlik var olarak koydum.
Zaten kabloyu cikartip basinc sensorune giden yollari izleyince kıl bir catlaga rastladim. Dogal olarak kablo sogukta temassizlik yapiyor ve bu solenoidi arizali goruyor.
E ben de araci ekimde sicak havalarda aldim, klima acik eve döndüm. Sicakta bir problem yapmiyordu arac. Belki satan kisin yatirdi, yazin bakti calisiyor Antalya dan Konya galeriye, ordan da bana geldi.
Bu kablo malesef ya lehim atiyor, ya çatlıyor , bir sürü Amerikan , Kanada forumlari okudum, hep bu kablo hasarindan sistem calismiyor.
4 vitesli Mitsubishi, Hyundai ve Kia larda A4CF1 yada 2 olarak bu vites kutusunda kablo da problem oluşabiliyor.

Eski filmleri yeniden yapmak yerine (remake) üçlemeyle bağlantılı farklı filmler yapsınlar. Zaten eski ya da güncelliğini yitirmiş bir seri sayılmaz (ilk film 99 model), remake yapıp batırmasınlar filmleri (en azından ilk filmi).

rebellion85 hocam
 
isyanın kime
 
keke. ne biçim kek bu

O zaman G231'i alıp geçiyorum, çok teşekkürler.

@@Zoma Oyunlarda ultra şekilde bir artısını göremedim. "7.1 olunca elimden bir uçan bir de kaçan kurtuluyor" demedim hiç. Stereo düzeniyle daha rahatım genelde.

@@Zoma
 
Hocam, Realtek'in sürücü ayarlarının içinde 7.1 ses için ek ayar imkanı varsa ses alınabilir sanıyorum. Bildiğim kadarıyla onboard çiplerde de 7.1 olabiliyor. Mesela:
 

 
Her kanal için ayrıca ses ayarı yapılamıyor olsa da iş görebilir, incelemek lazım. Logitech'deki durum şöyle:
 

 
Bu sanal çevresel ses çok gerekli mi, tartışılır. Sıklıkla kullanıyor muyum? Hayır. Bence olmazsa olmaz da değil. PC'de podcast vs dinlerken açıyorum genelde, mono benzeri ses almaktan daha iyi oluyor. Gerçek 7.1 olsa iyi ama olmadan da yaşarsınız.
 
Bu arada G35, G231'e göre çok daha donanımlı sanki. Üzerinde kısayol vs için ek düğmeleri var, mikrofonun kapalı olup olmadığını gösteren ledi de var (ki bence bu iyi bir şey). Ayrıca kafa bandı daha ergonomik ve yine kafa bandı için değiştirilebilir pedlerle geliyor (ki G430'da da keşke olsaymış diyorum). Tek arızası sadece USB bağlantılı olması.

@@Zoma
 
Logitech G430'u aldım. Amazon'dan satın alma durumu vergiler yüzünden neredeyse aynı fiyata geldiğinden ülke içinden almam gerekti. HyperX Cloud 2'yi düşünüyordum ama kulak bölümlerinin katlanmıyor oluşu ve deri kafa bandı yüzünden elemek zorunda kaldım (üzerinde yapay / gerçek deri olan kulaklıkları kullanamıyorum). Fiyatına göre memnunum dyebilirim. Ama daha iyi olabilirmiş. HyperX Cloud 2 ve Cloud Core ile karşılaştıracak olursam;
 
Artıları:
+ Hafif
+ Kablosu oldukça uzun ve örgülü
+ Mikrofonun ses kalitesi / gürültü engellemesi çok başarılı. Arkadaşımdaki HyperX Cloud 2'yle karşılıklı deneme şansımız oldu, HyperX'e göre gayet iyi.
+ Kulak bölümleri geniş ve rahat. Kulak pedleri kumaş olduğu için terletmiyor. Ayrıca yıkanabiliyormuş bunlar (daha denemedim elbette).
+ Kafa bandı ayarını yapmak HyperX'lere göre daha rahat geldi bana.
+ Kulak bölümleri 90 derece dönebilyor. Bu sayede kulaklığı çıkarıp boynunuza astığınızda ya da masanın üzerine koyduğunuzda Hyperx'e göre daha düz duruyor.
 
Eksileri:
- Kullanılan plastiğin kalitesi daha iyi olabilirmiş.
- Örgü kablo biraz ince. Daha kalın olsa daha iyiydi sanki.
- USB ses kartının bağlantı kablosu yine ince, fazla hırpalanmaya gelmeyecek türden. Kasanın arkasına bir kez takıp bir daha kurcalanmamalı.
- Ses ayarı düğmesi ve mikrofonu kapama tuşu kablo üzerinde değil de kulaklığın üzerinde olsa çok iyi olurdu. Oyun içindeyken ses ayarı yapmak gerektiğinde dikkati dağıtıp kabloyla kısa süre cebelleşmek gerekiyor bazen.
- Mikrofonu yukarı kaldırdığınızda mikrofonun sesi kapanmıyor, çalışmaya devam ediyor. Yukarı konumda mikrofon kapalı aşağı konumda da açık olsa çok iyi olabilirmiş.
- Kafa bandındaki (üstteki) sünger ped, 1 saatlik kullanımdan sonra kendini hissettirmeye başlıyor (nispeten dar ve yüksek). HyperX'ler bu konuda daha rahat.
- Kutu içinden taşıma çantası vb. çıkmıyor. Yanınızda bir yere götürmeniz gerektiğinde eksikliğini hissediyorsunuz.
 
Hem artı hem eksi:
~ Kulaklık ve mikrofon jakları ayrı. Bunun bence artı olan kısmı kulaklığa ihtiyacınız yoksa mikrofon jakını takmıyorsunuz. Eksi olan kısmıysa örneğin telefona takıp mikrofonlu kulaklık niyetiyle görüşme yapamıyorsunuz (ek adaptör almak gerek). Ayrıca kullanım şekline göre tek jak takılı olunca diğer jak sallanıp sağa sola çarparak ses yapabiliyor bazen.
~ Kulaklığın kendi ses kartını kullanırsanız sesi daha yüksek alıyorsunuz. Ses kartını takmayıp jakları kullanırsanız ses azalıyor (nedenini pek anlayamadım).
 
 
EK:
 
Yazılımdan bahsedecek olursam 7.1 ses için yazılımını kullanmanız gerekiyor. Bu yazılım da diğer tüm Logitech gaming ürünleri için genel olarak kullanılan Logitech Gaming Software. Klasik olarak yazılım üzerinden kulaklık / mikrofon ses ayarını, bas / tiz ayarını ve ekolayzır ayarlarını yapabiliyorsunuz. Sanal çevresel ses içinse Dolby Surround ya da DTS Headphone X seçilebiliyor. Her ikisi için de hangi kanaldan sesin ne kadar şiddetle geleceğini ayarlayabiliyorsunuz. Açıkçası DTS'i oyunlarda daha başarılı buldum ama hem Dolby hem de DTS'in çözümleri çevresel ses etkisini sanal olarak verdiği için çok gerçekçi sonuç vermiyor. Bu özellikleri sağlayan bir ses kartınız (veya onboard ses çözümünüz) varsa çok gerek yok.

@@MonkeyBusiness  evet bilgisayar o soldaki öndeki fanların olduğu yerde.  İşte resimler
 

 

 
Açıklama:  Masaüstündeki siyah kapağı özel tasarladım üzerinde power-reset tuşları ile , hdd - power ledler ve kulaklık kablosu girebilsin diye geçiş yeri var. Diğer kapağı da bir süre sonra uğraşıp USB2 ve USB3 olarak aldığım uzatmayı takacağım , böylece masa üstünde usb girişleri de olacak.
 
Ayrıca bu mavi olan yandaki egzost fanların biri olan coolermaster çok deli birşeymiş , nasıl hava üflüyor ve inanılmaz sessiz. 

şurda 10-15 tane ücretli icon pack var, şu anda free . 
http://www.androidauthority.com/quick-icon-packs-free-right-now-754811/

Passengers bilim-kurgu severlerin eşi veya sevgilisiyle birlikte izleyebileceği mükemmel bir film olmuş. (ikisiyle birden aynı anda izlemeyin ama...)
 
Eşimle birlikte izledik, tavsiye ediyoruz.

https://www.planetdp.org/article/were-back-art1
 
Site açılmış.

hey adamım o pis xeon işlemcilerinizi alın ve gidin burdan tamam mı ?

SkyWarrior - AMD C-60 @1000MHz - 4GB - 38cb
 
 

Şakayla karışık Chip'e gelsin şu:
 

Siralamanin selameti acisindan sirketteki bilgisayarlar konusuna hic girmeyeyim ben ;-)

birinciliği asla ele geçiremeyecektim, bari sonunculuğu garantileyim istemiştim.
 
evdeki sandıktan bir efsane çıkarmıştım:
 

 
Zaten Cinebench r15, 64bit only olduğu için beni bir hüsrana uğratmıştı. 32bit destekleyen son sürüm r11.5'i buldum ve olaylar gelişti:
 

 
yaklaşık yarım saat sonra gelinen son nokta:
 

 
Evet arkadaşlar bu gece de halimize şükretmek gerektiğini öğrenip, pentium 4 sistemi sandığa geri kaldırdım.
 
Bu render işlemi bitene kadar hastalanacaktım yoksa.
 
İlerki günlerde AMD A64+ 3200 ile yeni testlerde görüşmek üzere 

Arrival, renk ve ton olarak gereksiz derecede karartılmış bir film. Film güzel ama berbat görünüyor (belki sinema yüzündendir diyeceğim ama bilemiyorum). Filme karanlık bir hava verelim derken iyice batırmışlar bence. Bu kadar aşırı color grade yapmalarına gerek yoktu.

Evde çok eski bilgisayarlarınız var diyelim misal pentium 2 3 belki atom işlemcili netbook veya bir VM server var evinizde network işi yapıyorsunuz veya birden fazla cihazı çalıştırıyorsunuz. Kenarda köşede bir torrent serverim olsun evimde NAS yok nereye kuracam derdine düşerseniz basit ve güzel bir çözüm var. 
 
Evdeki eski toshiba laptopu değerlendirme derdine düşmüştüm. 2gb dan fazla ram takılamıyor sadece 32 bit bir pentium dual core işlemcisi var ve LCD ekranın alt tarafında donanımsal bir görüntü bozulması vardı. 
 
32 gb lık eski bir SSD yi taktım üzerine ve turnkeylinux torrent server appliance ın yollarını tuttum. 
 
https://www.turnkeylinux.org/torrentserver
 
Burada 64 bitlik sürüm var ancak mirrorlarda 32 bitlik sürümler de mevcut. 
 
Debian üzerine kurulu bir webmin, web shell ve ruTorrent client mevcut. Samba vs herşey kurulu geldiği için zaten dosya paylaşımında hiç bir sorun yok. USB belleğe rufus ile yazıp sisteme kurulum updateler ile birlikte 10 dk sürmedi. Zaten herhangi bir GUI yok tamamen shell arabirim ama remote kontrol webmin ile sağlanıyor ve çok rahat. NTFS dahil birçok disk formatı desteklendiği için cihaza external sürücü bağlamak da sorun değil. 
 
Kurulumda belirlenen şifreleri de iyice belledikten sonra geriye sadece yeni sunucumuzun IP adresini girip işlere başlamak kalıyor. Şuraya birkaç foto yapıştırayım. 
 
Bu sayede bilgisayarıma herhangi bir malware içeren torrent client yüklemek zorunda kalmıyorum. Torrentleri ana bilgisayarım kapalı iken bile rahat rahat kullanıyorum vs vs. Tabi evinde NAS cihazı olan evinde rpi cihazı olanlar bunları değerlendirmek isteyecektir ama benim derdim evde bir tane atıl bilgisayar var atsan atılmaz satsan satılmaz needelim diyenler için bir seçenek. Laptopun kapağını bile kapalı tutarak bir kabinet içinde rahat rahat çalıştırabilirim kimsenin ruhu duymaz. Ayrıca samba kurulu olduğu için basit bir fileserver modunda çalışması da içten bile değil zaten. 

 
Minyatür, diorama ya da panorama diyelim (üçü de Türkçe olmasa da). Tam karşılığı değil belki ama Anıtkabir'de Kurtuluş Savaşı'ndaki önemli bazı savaşları anlatan benzeri panoramalar mevcut (bkz).
 
Weta Workshop bu dioramalar ve minyatür setler üzerinde çok ustalaştı geçen yıllar içinde. Hatta minyatür işlerinde o kadar ilerledi ve yaptıkları minyatürler o kadar büyümeye başladı ki bunun ismine bigature (miniature'den daha büyük) demeye başladılar (bkz).
 
Son örneklerinden:
 

Yukarıdaki işlemleri yaptık ve temiz bir kurulum imajı elde ettik fakat bize daha fazlası lazım. Temel programları ve güncel sürücü yazılımlarını falan yükleyip bu şekilde bir yedek almak istiyoruz ama kurulumda kullanıcı adı falan sormasını da istiyoruz diyelim.
 
Not: İlk mesajda yapılanları pas geçip doğrudan bu aşamaya da geçebiliriz.
 
Hazırladığımız ile bilgisayarımıza ilk kurulumu gerçekleştiriyoruz. Windows'un yükleneceği sürücüyü seçip kurulumu başlatıyoruz. Bilgisayar kurulum tamamlandıktan sonra otomatik yeniden başlıyor ve karşımıza bilgisayar için bir isim seçmemizi isteyen ekran çıkıyor, bu ekranda herhangi bir isim falan girmeden Control+Alt+F3 tuşlarına basıyoruz, bilgisayar yeniden başlıyor ve Administrator kullanıcısıyla oturumu açıyor.
 
Oturum açıldığında masaüstünde "system preparation tool" penceresi karşımıza çıkıyor.
 

 
Bu pencereyi bir kenera bırakıp sürücülerimizi, yazılımlarımızı yüklüyor, istemediğimiz diğer şeyleri kaldırıyoruz. İşimiz bittiğinde "Generalize" seçeneğini işaretleyip "Shutdown Options" olarak "quit" seçiyoruz.
Ok. tıklayıp işlemin bitmesini bekledikten sonra bilgisayarı yeniden başlatıyoruz fakat yükleme sürücüsünden boot ediyoruz.
 
Kurtarma seçeneklerinden komut satırını bulup DISM ile kurulum yaptığımız sürücünün wim yedeğini alıyoruz.
Dism /Capture-Image /ImageFile:d:\newinstall.wim /CaptureDir:C:\ /Name:"Windows" gibi...
 
 
Daha sonra bu  wim dosyasını kurulum diskimizin içindeki install.wim ile değiştiriyoruz.
 
 
Afiyet olsun..
 
Tabi son olarak şunu da ekleyelim, EFI kurulum yapabilmemiz için Windows kurulum medyası fat32 olarak formatlı olması gerekiyor. Fat32 ise tek dosya boyutu olarak 4gb'ı geçen büyüklükteki dosyaları kabul etmiyor. Dolayısıyla ya program sürücü falan eklerken temkinli davranacağız ya da install.wim dosyasını böleceğiz.
index.wim dosyasını daha küçük boyutlu dosyalara bölüştürmek için
Dism /Split-Image /ImageFile:C:\Temp\Destination\install.wim /SWMFile:D:\sources\install.swm /FileSize:2048 Komutunu kullanabilirsiniz. (2048=2gb). Windows kurulumda otomatik olarak install.wim dosyasını bulamaz ise install.swm dosyalarıyla kurulumu yapacaktır.
 
 
 
 
 
https://www.cursedhardware.com/topic/2199-yaz%C4%B1l%C4%B1ms%C4%B1z-programs%C4%B1z-oem-usulu-kurtarma-partisyonu-olu%C5%9Fturmak/
https://www.cursedhardware.com/topic/2193-programs%C4%B1z-yaz%C4%B1l%C4%B1ms%C4%B1z-windows-yede%C4%9Fi-alma-ve-geri-y%C3%BCkleme/
 
 
 
imagex /ref C:\Temp\install*.swm /check /export C:\Temp\install.swm 1 C:\Temp\install.wim "image" /COMPRESS maximum  

reMarkable - The Paper Tablet