KaraSinek

Üye
  • Mesaj sayısı

    395
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti


Reputation Activity

  1. Atrin liked şu konuya bir mesaj by KaraSinek in iOS uygulama önerileri   
    açık pencereleri organzie etmek için ücretsiz Spectacle'ı tavsiye ederim
    edit: başlığı macos olarak okuyarak vermiştim bu tavsiyeyi mesaj silinebilir.
  2. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by SkyWarrior in Ekmek Yapma Makineleri Hakkında   
    Başlık hareketlenmiş. Eve gidince tariflere bakayım buzdolabından yazarım buradan. 
  3. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in Nostalji: Kaset Kültürü   
    Bu arada düşündükçe yeni anılar canlanıyor.
     
     Kendime göre güzel bir kaset kolleksiyonum vardı, çekme olanlar bir yana, düşük bütçeme göre ciddi sayılabilecek sayıda orjinalim vardı. Çekme kasetlerde de albüm kapağının fotokopisi (son zamanlara doğru renkli fotokopisi/çıktısı) alınarak cetvelle katlama noktalarının üzerinden (rotring kalemin metal ucuyla) geçilir ve kapağın muadili yapılırdı.
     
     Aklıma gelen bir detay, 90'lık kaset alınarak iki adet 45'lik albümün sığdırılması (son zamanlarda ise 100 lük kasetlerle 45'liği geçen standart dışı iki albümü sığdırmak) gibi optimizasyon işleriydi, bunlara kafa yora yora mühendis olduk zaten. 
     
    CD benim çocukluğumda da vardı aslında ama CD çalarlı cihazlar alınabilir rakamlarda değillerdi. Bir arkadaşım (hem biraz mali durumları iyi olduğu için, hem de anne baba ayrılığından şırmartıldığından dolayı) öyle bir sisteme (o sırada küçük bir masa büyüklüğünde oluyorlardı) sahipti, muhtemelen de ilk dinlediğim CD Manowar Kings Of Metal olmalı. (Sonra o çocuğun ilerde adam olmasını bekle )
     
    CD'ler zamanla yaygınlaştı, Bulgar CD denen "orjinal görünümlü çakmalar" piyasayı doldurdu, onlardan almaya başladık. CD çekmek hala imkansız bir şeydi, zamanla bilmemkim ODTÜ'deki cd çaları kullanabiliyormuş gibi "uzak ihtimaller" başladı, sonra da ciddi paralara 2x 4x, her 3 CD'den birini yakan meretleri aldık, zamanla da CD devrine komple geçtik.
     
    E tabi CD devrine geçince benim kasetler tükaka oldu, bir süre 87 model şahinimde kullanıldı sonra da o "çok ciddi arşivim" kutulara dolduruldu, önce odada bir yerlere, sonra da balkona bir dolabın içerisine koyuldu. İşçiler çalışırken o dolabın kırılması, yağmurlu bir havada 3. kattan çamura dökülmeleri ile haketmedikleri bir sona uğradılar. İnsanın yıllarca emek verdiği arşivini yağmurlu bir havada çamurların içinde görmesi, canhıraş aşağıya inmesi, göz ucu ile görece kıymetli olanları kurtarmaya çalışması falan, bir film karesi gibi... Hatırlayınca gene üzüldüm bak, halbuki çoktan unutulmuş bir sevgiliydi... 
  4. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by hakancez in Nostalji: Kaset Kültürü   
    Tunali nin en meşhur mekanı Suleyman abinin shades mağazasıdir. Plak konusunda ezelden beri vardir... Ben ortaokuldan beri muzik manyagi oldugum icin neredeyse tum. Buyuk sehirlerdeki magazlari bilirdim zamaninda... Is guc alemine dalınca eskisi kadar gezemez olduk ne yazik ki..
     
    Lisedeyken izmirden kalkip atina ya slayer konserine gitmisligim bile var...
  5. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by hakancez in Nostalji: Kaset Kültürü   
     
    Normalde Stereo Mecmuası'nda her dakika bir yazı yayınlanıyor. Tahminen konular birçoğunuzu ilgilendirmiyordur ancak kaset yazısı CHW deki yaş kitlesini ilgilendirir diyerek linki ekleyeyim dedim. Benim kaset döneminden aklımda kalanlarla alakalı bir yazı. Sanırım bir çok ortak yorum çıkacaktır... 
     
    http://stereomecmuasi.com/2015/12/nostalji-kaset-kulturu.html
  6. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by kHanTW in Nostalji: Kaset Kültürü   
    Valla çok ama çok keyifli bir yazı, gözlerim doldu Hızlıca aldığım notları yazayım
     
     - Daktilo mevzusu ilginçmiş, hiç aklıma gelmemişti.
     
    - Yıllarca Pentagram'ın Orjinal Trail Blazer albümünü aramıştım, bulunabilir edilebilir bir albüm değildi, herkeste çekimin çekimi vardı, bir gün Yüksel'de bir sokak satıcısında rastlayıp önemsemiyormuş gibi görünerek almıştım. Arşivin tamamını attım sattım kaybettim ama Trail Blazer hala bir köşede durur şimdiye kadar da canlı gördüğüm tek orjinal albüm kendi albümüm, sakın göstermeyini, büyü bozulmasın  (Bilmeyenler için, Trail Blazer Türk Metal Müziği denen şeyin tepe noktasıdır, Pentagram'ın sonraki albümleri dahil yaklaşan bir şey olmamıştır : https://en.wikipedia.org/wiki/Trail_Blazer_(album) ) 
     
    - Bize 24'lü 48'li satılan fakan bir halta yaramayan ingilizce öğretme kasetlerine hep çökesim ve üzerine müzik çekesim gelmiştir, ne yazık ki hiç o kadar cesur olamadım, geçtiğimiz yıllarda da kutusu içerisinde hiç kullanılmamış olarak attım gitti. (Type II idiler, hatırlıyorum, biz kıytırık rakslara çekerken onlar hep baş köşede durdular, işe yaramadılar)
     
    - Kafa temizleyiciler bende de vardı, bir çok arkadaşımda da olsa gerek ama TDK'nın saat pilli olan ürünü gerçekten çok nadir bir şeymiş, ilk defa görüyorum. 
     
    - Kasetlere bant yapıştırarak çekim yapabilmek, derinlerde kalmış gitmiş bir anı... Hatırladım, gülümsedim. Standart dışı kasetler de öyle hoş bir anı, boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz misali delirtirdi, kimse de "ilk yüzün sonunda 8 dakika boşluk" istemediği için bahsedilen abukluklar olurdu. 
     
    - Türk arabeskinin bir yansıması olan "aşık olunca aynı şarkıyı önlü arkalı defalarca çektirtip dinlemek" bence diğer milletlerde yoktur, not alınmalı  
     
    - Ben olsam yazıda bit pazarlarından aldığımız karambol kasetleri de yazardım. Bilmediğimiz bir sürü kaseti yerdeki satıcılardan beşer onar alır eve koşa koşa giderdik, artık ne çıkarsa... Genelde yabancı kasetlerin üzerine müslüm gürses vs. çekilmiş olurdu, ama hazine tutturduğumuz da olmuştu. Hiç bir fikrim yokken, kim olduğunu duymamışken , "Alan Parsons'tan Tales Of Mystery and Imagination, Edgar Allen Poe" albümünü tutturmuştum. (Bence tarihin gelmiş geçmiş en iyi albümlerinden biridir : https://en.wikipedia.org/wiki/Tales_of_Mystery_and_Imagination_(Alan_Parsons_Project_album) )
     
    - Arif Susam ? Hakkaten, Arif Susam be, galiba bir sebepten dolayı onun çaldığı tavernamsı yerden içeri girmişiliğim bile vardı. (Şu yaşta Arif Susam diyene Metin Milli derim, counter çıkarım )
     
    - Bende 5 hoparlörlü , Sony RX-100 diye bir müzik seti vardı, zamanında ciddi para vermiştim. RX-90 modeli ile farkı fazladan 5. hoparlördü, dolby molby dediler ama parçaları öğrenci odasına dağıtamadığım için stereo'dan hallice hiç kullanamadım. (Link bulmaya çalıştım ama zamana gömülmüş, Sony bile üzerine aynı kod adı ile fotoğraf makinesi çıkarmış) Tabi ciddi para diyorum da, baktım da Nakamichi CR-7 ler hala 2500 dolardan başlıyor, benim verdiğim para 1000 mark /o sırada öyle para birimi vardı/ civarındaydı herhalde. Hediye eden amcaya ben de rahmet diliyorum, çok muhterem bir adammış, insan böyle şeyleri hiç unutmuyor, şu an bu ülkede biraz olsun kültür varsa bu tip insanların da sayesinde... 
     
    - Bu arada @@hakancez, bakalım bu aşağıdaki resimdeki enteresanlığı (google kullanmadan) bilebilecek misin ?
     
     
     
    - Hatta (bunda bir soru yok ama) hazır cicileri ortaya çıkarmışım, bir de New Old Stock parça paylaşayım, bu kondüsyonda dünyada çok az olduğu kanaatindeyim
     

     
    PS: Tekrar @@hakancez : Sen DHW whatsapp grubunda yoksun değil mi, niye yoksun ?  
  7. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Deathknight in PSU EVGA SuperNOVA 750W   
    Hayırlı olsun iyi denk gelmiş. O fiyattan denk gelseydi alırdım bende 5-6$ için verilirdi de 30$ fark vardı baktığımda. Neyse kargoda dahil 150liraya canavar psu olmuş olcak. Patlamadığı sürece bundan sonra benim ömürlük işimi görür tahminimce.
  8. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Najaz in Masaüstünde Apple'a geçiyorum, Power Mac G5'in suyunu çıkarıyorum!   
    Hackintosh'u beğenmediniz, biz de bunu getirdik...
     

     
    Karşınızda Apple Power Mac G5; dünyanın ilk 64-bit masaüstü bilgisayarı Steve Jobs'ın kelimeleriyle, "It's a thing of beauty..."
     
    https://www.youtube.com/watch?v=ve3O6VtBmdc
     
    Grafik tasarım bölümünde okuyan genç bir arkadaşın evinin bir köşesinde tozlanırken, arkadaşın kredi kartı borcunu ödemek gibi bir vazifeyi üstlenip benim himayeme giren G5, dünyanın ilk 64-bit masaüstü bilgisayarı olmanın yanında, benim ilk Apple masaüstü bilgisayarım olma ünvanını da taşıyor
     
    G5 bana geldiğinde hal ve vaziyeti şu şekildeydi:
     
    Tek işlemci takılabilen bir anakart üzerinde, IBM'in Apple'la ortaklaşa geliştirdiği ve Power4 işlemcilerinden devşirilen bir PowerPC 970 1.6 GHz işlemciye sahip. Bu işlemci, IBM'in fabrikalarında 130 nm üretim teknolojisi ile üretilmiş ve 58 milyon transistör barındırıyor. İşlemci frekansının yarı hızında çalışan bir FSB'ye sahip bu işlemciyi Steve Jobs "dünyanın ilk masaüstü 64-bit işlemcisi" olarak tanıtmıştı. Power Mac G5'lerin çift PowerPC işlemcili, iki veya dört çekirdekli PowerPC işlemcili ve toplamda 8 çekirdeğe kadar, yani iki adet dört çekirdekli PowerPC işlemciye sahip farklı modelleri de piyasaya sürülmüştü. Apple bazı Power Mac G5 modellerinde, işlemcileri soğutmak için su soğutma sistemi de kullanmıştı.
     
    Anakartın üzerinde toplam 4 adet RAM yuvası var ve bu yuvaların her birine 1 GB kapasiteli DDR-400 RAM takabiliyorsunuz. Bendeki G5'in üzerinde 2 adet 1 GB DDR-400 RAM imodülü ile toplamda 2 GB RAM bulunuyor. 8 RAM yuvasına sahip, azami 8 GB bellek taşıyabilecek Power Mac G5 modelleri de mevcut.
     
    G5, ilk nesil SATA HDD'lerle birlikte satılıyordu. G5'in kızaklı HDD yuvalarına 2 adet SATA HDD bağlayabiliyorsunuz. Bendeki G5'in üzerinde 80 GB'lık bir Seagate Barracuda 7200 RPM HDD takılı. İkinci nesil SATA HDD'leri de destekleyen G5, ne yazık ki 3. nesil SATA sürücülerle bazı sıkıntılar yaşıyor. Bun konuya ileride detaylıca değineceğiz  
     
    G5, üzerinde 64 MB bellekli bir NVIDIA GeForce FX5200 AGP 8X grafik kartıyla geldi. Döneminde bile giriş seviyesi bir kart olan FX5200'ün DVI ve ADC (Apple Display Connector) görüntü çıkışları bulunuyor. ADC çıkışı, görüntü kablosu üzerinden daha fazla elektirik iletebiliyor, aynı zamanda bünyesinde USB özelliğini de barındırıyor. Yani tek bir kablo üzerinden hem sayısal görüntü, hem enerji hem de USB verisi iletebiliyorsunuz.
     
    G5'te optik sürücü olarak bir adet 4X SuperDrive (4x/8x/16x/8x/32x DVD-R/CD-RW) mevcut. G5'in kasasına zaten sadece bir adet optik sürücü bağlayabiliyorsunuz. Optik sürücü, HDD'lerin aksine sisteme PATA arabirimi ile bağlanıyor.
     
    İşletim sistemi olarak Mac OS X Tiger 10.4 sürümüyle piyasaya çıkan G5, PowerPC işlemcileri destekleyen son Mac OS X sürümü olan Leopard 10.5'e de yükseltilebiliyor. Leopard kurulumunun nasıl yapılacağına da detaylı bir şekilde göz atacağız...
     
    G5'in dışı tamamen aluminyumdan üretilmiş kasasında bazı ufak tefek kozmetik kusurlar, arka ayak kısmında da bir deformasyon bulunuyor. Arka ayağın kasanın alt kısmıyla birleştiği bu bölümdeki gizli perçinlerden birkaç tanesi kopmuş durumda, ileride bu kısmın onarımı için birkaç farklı yöntem deneyeceğiz.
     
    Power Mac G5'i bu haliyle, yanında bonus'uyla (*) 250 TL'ye satın aldım. Ve onun üzerinde bazı planlarım var.
     
    1. Yapılacak en kolay terfi, RAM arttırımı. Elimde halihazırda 2 adet 1 GB'lık DDR-400 RAM bulunuyor; bunları kullanarak G5'in RAM'ini 4 GB'a çıkaracağım.
     

     
    2. En kolay olmasa da en acil yapılması gereken terfi, HDD değişimi. G5'in üzerinde gelen 80 GB'lık HDD kullanılamayacak durumda. Üzerinde Mac OS X Tiger işletim sistemi olan bu HDD, sadece kafasına estiği zaman çalışıyor Hem bu sorunu gidermek, hem de sistemi genel anlamda hızlandırmak için G5'e bir SSD terfisi yapacağız. Ancak bu hususta da bazı kısıtlamalar var. Bunları madde madde anlatacağız.
     
    G5'e takacağımız SSD'ye yeni baştan işletim sistemi kurmak gerekecek. Bu işlem de biraz çetrefilli ve epey sabır gerektiriyor. Elimizde mevcut olan kurulum DVD'sinden SSD'ye nasıl Mac OS X Tiger kuracağımızı, USB bellek ile Mac OS X Leopard kurulumunu da detaylıca anlatacağız.
     

     
    3. Çok elzem olmasa da, G5'in grafik kartını da değiştireceğiz. G5'in anakartı, AGP 8X grafik kartlarını destekliyor; ayrıca anakarta AGP PRO grafik kartları da takılabiliyor. Pek tabii ki 2. elde bolca bulunan herhangi bir AGP kartı alıp sisteme takamıyorsunuz. Zira kartın BIOS'unu barındıran flash ROM yongasında, Apple'ın kullandığı Open Firmware standardında bir yazılım bulunması gerekiyor.
     
    Grafik kartı terfisi için elimizde iki seçenek mevcut. Şöyle ki..
     
    3.a. Tozlu raflardan indirdiğimiz bir ATI Radeon 9500 PRO 128 MB AGP 8X grafik kartına Apple BIOS'u yazmak; aşağıda bu işleme ait bir teaser fotoğraf mevcut. Tabii iş bununla bitmiyor, çünkü Radeon 9500 PRO, ek güç girişi ile beslenmeden çalışmıyor. Grafik kartına, boştaki SATA güç fişinden veya optik sürücünün Molex güç fişinden bir çevirici kabloyla ilave güç sağlamamız gerekiyor. Kart üzerindeki güç girişi, disket sürücülerdeki gibi olduğundan, SATA'dan ziyade Molex'ten çevrim yapan bir kablo bulmak daha kolay olacak gibi..
     
    3.b. G5'in yanında bonus olarak gelen ve yine aşağıda resmini görebileceğiniz bir NVIDIA GeForce 6800 Ultra DDL 256 MB AGP PRO 8X grafik kartını sisteme takmak. Bu kart, Power Mac G5'e takılabilecek en performanslı kartlardan biri. PC'lerde kullandığımız 6800'lerin aksine üzerinde ilave güç girişi bulunmayan bu kart, ihtiyaç duyduğu gücü G5'in anakartındaki AGP PRO yuvasının ilave pinlerinden sağlıyor.
     
    En kolay yöntem ikincisi tabii ki; ancak sistemin ilk sahibi genç arkadaşımız, NVIDIA kartı sisteme taktığı zaman sistemin kilitlendiğini, bunu aşmak için sistemi Open Firmware'e boot ederek bazı kodlar girilmesi gerektiğini söyledi. Bu işe henüz girişmediğimiz için sorunun ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz, ama bir sorun varsa elbette ki elimizden kurtulamayacak Kartaca ordularının komutanı Hannibal'ın söylediği gibi; "Ya yeni bir yol bulacağız, ya da yeni bir yol yapacağız."
     

     

     
    Ağzınıza bir parmak bal çaldıktan sonra bugünlük bu kadarı kafi diyoruz ve sizleri G5'in farklı fotoğraflarıyla başbaşa bırakıyoruz. Fotoğraflarda da görebileceğiz üzere, Apple'ın G5 kasasındaki hava soğutma sistemi için yaptığı tasarım takdire şayan; 4 farklı hava kanalına ayırdıkları kasayı sessiz ve verimli bir şekilde soğutmayı başarmışlar.
     
    G5 kasasının iç yapısı (Yan kapak, arka kısımdaki mandal sayesinde kolayca sökülüp takılabiliyor)
     

     
    Delta firması tarafından üretilen ve PowerPC 970 işlemcisi soğutmak için kullanılan fan. Çift işlemcili G5'lerde bu fanlardan altlı-üstlü 2 tane bulunuyor. İşlemci soğutucu bloğunun arkasında ve önünde yer alan bu fanlar sayesinde ön kısımdan arkaya doğru bir hava tüneli oluşturuluyor. Yan kapağı kapatmadan önce bu bölgeye taktığımız şeffaf pleksiglass'tan mamül ilave bir kapak da, çok bölgeli hava tünelini tamamlıyor...
     
    Ufak bir not: G5 işlemciler, PC'lerde alışık olduğumuz şekilde değil. İşlemci, üzerinde soğutma bloğu ve VRM'ler gibi birçok bileşenin de bulunduğu bir ek kart halinde; bu kart anakarta 30 pin'lik özel bir yuva ile bağlanıyor. (İşlemci resimleri alıntıdır)
     

     

     

     

     

     
    G5'in kızaklı HDD yuvaları ile grafik kartı ve PCI-X yuvaların bulunduğu bölümlerdeki hava kanallarını oluşturan fanlar. Grafik kartını soğutan fan, hemen yanında ufak bir hoparlör de barındırıyor. HDD yuvalarını soğutan fanın yanındaysa, anakartın arka tarafındaki ısı borularını soğutmaya yarayan bir blower fan mevcut...
     

     

  9. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Najaz in Zalman Reserator 1 Plus Harici Su Soğutma Sistemi (İnceleme 3., Aktif Soğutma Mod'u 4. Sayfada)   
    Evet arkadaşlar; aşama aşama yaptığım işleri anlatayım 
     
     
    1. VGA Blok
     
    DH 2. el forumlarından sıfır olarak 230 TL'ye satın aldığım EKWB EK-FC R9-290X - Nickel (Rev.2.0) model full-cover VGA blok. Bloğun yanında 2 adet kör tapa, bu kör tapaları sıkmak için ufak bir alyan anahtar ve EK'nın kendi termal macunu geliyor. Bu macun ısıyı iletiyor ama elektiriksel anlamda yalıtımlı. Bloğun kutusundan rakor çıkmıyor. Fotoğrafta gördüğünüz iki adet sıkmatik rakor, Reserator setin içinden çıkan ama mefta olan flowmeter'in rakorları. Bunların bağlantı çapı G1/4 imiş, bu yüzden EK bloğa tam uydu  Görsel olarak da setteki diğer sıkmatik rakorlardan daha güzel gözüktükleri için bloğun üstünde bunları kullandım.
     
    VGA bloğun web sayfasında, bloğun hangi R9 290 kartlarla uyumlu olduğunu gösteren bir tablo var. Bu tabloda, benim kullandığım kart olan MSI R9 290 Twin Frozr 4S Gaming için tam uyumlu olduğu belirtilmiş; kartın yanındaki "Compatibility: Physical" ibaresi, bloğun EKWB personelince kart üzerinde bizzat denendiği ve uyumluluğun teyit edildiği anlamına geliyor.
     

     
     
    2. Flowmeter
     
    Setin içinde bulunan ve su akışını gösteren flowmeter kırık olunca, mecburen başka bir flowmeter edinmek zorunda kaldım. Yine DH 2. el forumlarında Thermaltake Flow TX model basit bir flowmeter ürününü 20 TL ödeyerek satın aldım. Bu ürün, üzerinde kelepçe takılan iki adet rakorla birlikte geldi. Elimde Reserator setinin içinden çıkan pratik kelepçelerden vardı, bu yüzden flowmeter'in rakorlarını hiç değiştirmeden bu haliyle kullandım.
     
    Flowmeter benim için neden önemliydi? Reserator'ün pompası çok ama çok sessiz çalışıyor; çalışıp çalışmadığını anlamanız çok zor; bu yüzden su akışını gösteren bir aparat şart oldu. Ayrıca seti 2. el aldığım için, setin benden önceki sahibi setin içinde bulunan silikon hortumları kendi sistemine göre kesip kullanmış. Yeterli hortum uzunluğu elde edebilmem için, iki hortum parçasını birleştirmem gerekiyordu. Flowmeter sayesinde bunu yapabildim.
     
    Aşağıdaki resimde, silikon hortumun bir ucunda Reserator'ün giriş-çıkış yuvalarına giren özel uç takılı. Bu özel uç sayesinde, sistemi bir yerden bir yere taşırken hortumları Reserator'den kolaylıkla ve soğutma sıvısı kaybı olmadan sökebiliyorsunuz. Bu özel uç, söküldüğünde sıvıyı içinde hapsediyor; içinde bir çeşit tıpa var.
     

     
    3. Soğutma Sıvısı
     
    Soğutma sıvısı olarak saf su ve Feser Base marka korozyon-alg önleyici katkı sıvısı kullandım. Feser katkı sıvısını Sanalpazar üzerinden 45 TL'ye satın aldım. Sıvı 50 ml olarak satılıyor ve bu 50 ml, 2 litre saf suya karıştırılarak kullanılıyor.
     
    Saf suyu önce "akü suyu" olarak, aşağıdaki resimde de görebileceğiniz 1 lt'lik plastik şişede, bir oto aksesuar dükkanından satın aldım. Bir litrelik bu şişelerden iki tanesine 6 TL ödedim. Ama sonra acı gerçek meydana çıktı  Deterjan ve kimyevi ürünler satan bir dükkanın önünden geçerken tesadüfen 4 lt'lik bidonlarda saf su sattıklarını öğrendim; 4 lt'sinin fiyatı 3 TL idi... Yani oto aksesuar satan dükkan bana saf suyu, 4 misli fiyatla satmıştı... Yedekte dursun diye bir bidon daha aldım tabii deterjancıdan   Kıssadan hisse, saf su lazım olursa adresiniz oto aksesuarcılar olmasın...
     


    4. Kasanın Operasyondan Önceki Hali
     
    Kullandığım kasa Silverstone Fortress FT02. Bu kasanın, anakartın arka çıkışlarının kasanın üst kısmına gelecek şekilde anakartı monte ettiğiniz bir yapısı var ve alt kısmında 3 adet 180 mm'lik devasa fanıyla, ısınan havanın yükselerek, fanların oluşturduğu hava kanalıyla kasayı üst kısımdan terketmesi prensibine dayanan bir soğutma sistemine sahip. İşlemci için halihazırda, 240 mm radyatörlü Silverstone TD02 hazır su soğutma kiti kullanıyordum. Bu kiti kasaya ilk monte ettiğimde, kasanın altında bulunan 2 adet 180 mm'lik fanın radyatöre üflediği havanın soğutma için yeterli olabileceğini düşünmüştüm ve kitin içinden çıkan 2 adet 120 mm'lik fanı radyatöre monte etmemiştim. Ancak zamanla şunu anladım: Grafik kartının soğutma bloğunun yapısı, 90 dereceye kadar ulaşan GPU'yu soğuturken oluşan tüm sıcak havayı kasa içine dolduruyordu ve bu da radyatörün daha fazla ısınmasına neden oluyordu. Bu yüzden, radyatörde biriken ısıyı daha çabuk tahliye edebilmek adına 2 adet 120 mm'lik fanı da kasaya dahil etmiştim. Reserator'ü satın almamdaki başlıca etkenlerden biri de, grafik kartının oluşturduğu ısıyı su soğutma yoluyla kasa dışına taşıyıp, CPU soğutucunun radyatörünün üzerindeki 2 fandan kurtulma fikriydi...
     

     

     
    5. Grafik Kartımız Operasyon Masasında
     
    Grafik kartını sistemden söküp masaya yatırdık... Soğutucu bloğunu, backplate'i ve soğutucu bloğun altında yer alan ve RAM'lerin bir kısmını soğutan aluminyum parçayı sökmek zor olmadı. Yalnız MSI GPU çevresindeki 4 vidadan birinin üstüne, kolaylıkla yırtılabilen bir garanti etiketi yapıştırmış. Bu etiketi zarar vermeden sökmek biraz zahmetli oldu; iğnenin ucuyla etiketin bir tarafını hafifçe yukarı kaldırmak ve daha sonra cımbızla etiketi yavaşça yerinden sökmek gerekiyor...
     

     

     
    6.) VGA Bloğunu Monte Ediyoruz...
     
    VGA bloğunu karta monte etmeden önce, bloğun üst tarafında kalacak 2 deliği kör tapalarla kapatmam gerekti. Bloğun yanında gelen alyan anahtar ile bu iş kolayca hallediliyor.
     

     
    Daha sonra, GPU üzerindeki termal macun kalıntılarını izopropil alkol, tuvalet kağıdı ve kulak temizleme çubuğu yardımıyla temizleyip, bloğun kutusundan çıkan EK termal macunu GPU üzerine uygulamak gerekiyor. Yine kutu içeriğinde bulunan ve RAM yongalarının boyutuna göre halihazırda kesilmiş olan, 0.5 mm kalınlığındaki termal pad'leri, RAM yongalarının üzerine yerleştiriyoruz. VRM yongaları için de, 1 mm kalınlığındaki termal padi ince uzun bir şerit halinde kesip uygun yere yerleştirmek lazım. Kutu içeriğindeki yönerge kağıdında, hangi bölgelere termal pad yerleştirmek gerektiği açıkça belirtilmiş...
     

     

     
    Macun-pad uygulama safhasını bitirdikten sonra, VGA bloğu kartın üzerine monte ediyoruz. Sıradaysa bloğa rakorları takma işi var...
     

     
     
    7. Rakorların Takılması
     
    Her ne kadar Zvana hocam gerek yok dese de, ben ne olur ne olmaz diye rakorların vidalı kısımlarına ince bir şerit Teflon bant sardım  Rakorları elle iyice sıktıktan sonra, uygun bir anahtarla çok az bir kuvvet daha uygulayarak iyice sıktım. Bu işlemden sonra grafik kartımız, kasaya monte edilmeye hazır hale geldi...
     

     

     
    8. Grafik Kartını Kasaya Takıyoruz ve Hortumları Monte Ediyoruz
     
    Grafik kartını kasaya yerleştirdikten sonra, hortum uçlarını rakorlara bağladım. Bu aşamada, bloğun üst tarafında kalan rakora su girişi, altta kalan rakora da su çıkışı bağlantısını yaptım. Bu şekilde su daha kolay devirdaim yapacak gibi geldi  Resimde de görebileceğiniz üzere, Silverstone TD02 soğutmanın radyatörü üzerindeki 2 adet 120 mm'lik fanı da söktüm.
     

     

     

     
    9. Hortumları Reserator'e Bağlıyoruz
     
    VGA bloğun rakorlarına hortum uçlarını bağladıktan sonra, hortumun diğer uçlarını Reserator'a bağlama vakti geldi... Hortum uçlarında halihazırda Reserator setin içinden çıkan hızlı bağlantı aparatları takılı. Bunları Reserator'e bağlamak çok basit bir işlem...
     

     

     
    10. 1 Saatlik Sızdırmazlık Testi ve Kasanın Yan Kapağını Kapatıyoruz
     
    Kasanın yan kapağını kapatmadan ve bilgisayarı çalıştırmadan önce Reserator'ü ve bağlantıları sızdırmaya karşı test etmemiz gerekiyor. 2 lt kadar saf suyu ve 50 ml'lik Feser base katkı sıvısını Reserator'ün içine boşaltıp, 1 saat kadar bir süreyle Reserator'ü çalıştırıyor ve bağlantı noktalarındaki olası bir sızdırmaya karşı sistemi gözlüyoruz. Bu aşamada bir salaklık yaptığımı itiraf etmeliyim  Feser katkı sıvısını, sızdırmazlık testi bittikten sonra saf suya karıştırmam gerekiyordu ama ben aceleyle ilk başta saf suya karıştırdım sıvıyı. Allahtan test esnasında herhangi bir sızdırma olmadı; eğer işler yolunda gitmeseydi zaten zar zor bulduğum katkı sıvısını ziyan etme riski ortaya çıkacaktı...
     
    Reserator 1 saatlik testten yüzünün akıyla çıktı ve kasanın yan kapağını kapatma vakti geldi. Bunu yapmak için, hortumları Reserator'dan sökmek gerekti, Reserator'ün özel hortum bağlantıları sayesinde bu esnada sıvı kaybı yaşamadım.
     
    Kasanın yan kapağında bulunan plexiglass pencerede, hortumların girebileceği çapta bir delik açtırmıştım. Bu işlemi plexiglass satışı ve kesimi yapan bir dükkanda 10 TL'ye yaptırdım. Kesimi CNC tezgahında yaptılar ve epey düzgün oldu diyebilirim...
     

     

     
     
    Sonuç: Sıfır Ses; 60 C
     
    Ve Reserator iş başında  1 saatlik Unigine Heaven testinde GPU 60 derece sıcaklıkta sabit kaldı. Fan sesi yok, pompa sesi yok; tamamen pasif soğutma ile elde ettiğim bu sonuç beni fazlasıyla memnun etti. Reserator sayesinde, kasa içinde gürültü üreten 4 fandan kurtulmuş oldum; GPU sıcaklığında da tam tamına 30 derece düşüş oldu. Hava soğutmada GPU'nun ürettiği ısı mecburen kasa içine dağılıyorken, su soğutma ile bu ısı kasa dışına taşınmaya başladı ve kasa içindeki diğer bileşenlerin ısınmasının da önüne geçilmiş oldu; bu durum CPU ısısına da doğrudan etki etti.
     

     

     
    Bu seti kurmanın bedeli bana toplamda şu oldu:
     
    265 TL Reserator seti (Sanalpazar üzerinden taksitle alındı)
    230 TL EKWB VGA Blok (DH 2. el forumlarından alındı)
    20 TL Flowmeter (DH 2. el forumlarından alındı)
    45 TL Feser Base katkı sıvısı (Sanalpazar üzerinden taksitle alındı)
    10 TL Saf su (Kazık yenilerek iki defa alındı) 
    10 TL Plexiglass kesim bedeli
    65 TL Ödediğim toplam kargo bedeli
     
    Toplam: 645 TL 
     
    Bu meblağ, dönemi geçmekte olan bir grafik kartını soğutmak için fuzuli bir harcama gibi görülebilir. Ama bu seti bir araya getirirken paradan çok daha kıymetli şeyler elde etmiş oldum. Zvana hocamın paha biçilmez katkılarıyla hem daha önce tamamen yabancısı olduğum bir konuda tecrübe ve bilgi edindim, hem de eski güzel günlerde yaptığımız gibi bilgisayar kasasının başına oturup saatlerce uğraşmanın tadına tekrar vardım... Bu tür şeyleri yapmayalı uzun zaman olmuştu, gerçekten özlemişim 
     
    Aslında Reserator'un kendisi uzun vadeli bir yatırım olarak görülebilir. Zira grafik kartını değiştirdiğimde, sadece uygun bir VGA blok alarak yeni kartı da Reserator ile soğutabilirim. R9 290 gibi çok ısınan bir kartın bile üstesinden geldiğine göre, önümüzdeki yıllarda da Reserator'ü emekli etmek zorunda kalmayacağım demektir 
  10. Deathknight liked şu konuya bir mesaj by KaraSinek in PSU EVGA SuperNOVA 750W   
    @@Deathknight @@Ranilin
    derken b2 de indirime girdi  http://www.amazon.com/gp/product/B00K85X23O?psc=1&redirect=true&ref_=ox_sc_act_title_2&smid=ATVPDKIKX0DER
     
    Ben B2 siparişi geçtim.
  11. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Squall in Bilgisayar Kasası Tavsiyesine ihtiyacım var. Cooler Master Hyper 212 EVO sığabilen türden.   
    O kadar tipsiz kasalari nerden buldun yahu
     
    http://www.webdenal.com/zalman-z11-plus_444239.html?gclid=CJTP6ozE28kCFUyNGwodw8sOSw
     
    Ben bunu kullaniyorum, sogutumda evo 212.
     

  12. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by wazzap in Bilgisayar Kasası Tavsiyesine ihtiyacım var. Cooler Master Hyper 212 EVO sığabilen türden.   
    valla ben o başlıkta vermiştim güzel bir tane örnek; Corsair 200rr. 35$'a falan düşmüştü sanırım. şu an 50$, bi bakın isterseniz.
     
    http://www.amazon.com/Corsair-Carbide-Series-Compact-CC-9011023-WW/dp/B009GXZ8MM
     
    O soğutucuyla kullanan da varmış. http://www.amazon.com/forum/-/TxHGWPPO1Z8PRY/ref=ask_dp_dpmw_al_hza?asin=B009GXZ8MM
  13. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by YaRiLeTkEn in 6 Ay Ücretsiz Pluralsight Üyeliği   
    Merhaba,
     
    Pluralsight'ı bilenler vardır, yazılım geliştirme tarafında bence şu an en iyi online eğitim sitesi. Microsoft 6 ay ücretsiz üyelik imkanı sağlıyor programına kaydolanlara. Şiddetle tavsiye ederim.
     
    https://www.visualstudio.com/en-us/products/visual-studio-dev-essentials-vs.aspx
     
    Öncen Sign In, sonra Join, sonra Pluralsight ile ilgili linki takip edin. 
     
    Bu arada başlık daha önce açıldıysa veya bir yerde haberi verildiyse kusura bakmayın lütfen.
  14. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Deathknight in n11 - Kampanya, indirimli ürünler ve fırsatlar   
    Ben bu sene içinde randımanlı n11 alışverişi yapmaya başladım. Epeyde bir ürün aldım buradan. Ivır zıvır şeyleri epey uyguna denk getirmek mümkün oluyor. Hatta en son %25 kampanyası yaptılar %5 10 15 20 25 diye devam ediyor. Babam digitürke inat gittiği için bu ay son olduğundan sözleşme bitince iptal edip filbox alıcaz misal. Şu an %20' lik dilimdeyim birde n11 50lira filbox kupon yükledi hesabıma. 270lira gözüken alet bu yolla epey uygun fiyata düşüyor. Son %25' i de yeni yıla girmeden güzel bir alışveriş yaparım diye düşünüyorum benimde pedere cep telefonu alma vakamız var bi cep tel bakınıyorum ama bakalım nası olacak. Geçen bakındığım Xiaomiler tüketilmiş
  15. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Najaz in n11 - Kampanya, indirimli ürünler ve fırsatlar   
    @@KaraSinek Aman hocam sakın ucuz diye uçak bileti, otobüs bileti olayına girmeyin. Çalıntı kredi kartları üzerinden işlem yapılıyor. Bu hileli işlemler tespit edildiğinde, bilet sizin adınıza kesilmiş olduğu için doğrudan hırsız muamelesi görüyorsunuz. Birkaç kişiyi havalimanında gözaltına almışlar bu şekilde.
  16. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by ResetButton in n11 - Kampanya, indirimli ürünler ve fırsatlar   
    Amazondaki indirimlere DH'de bakayım dedim, feci adamlar var orda. 
    n11 i boşverin. Yakında Amazon , Türkiye'den gelen chat ile destek taleplerini kabul etmeyebilir. Veya gönderdiği ürün sayısını azaltabilir. 
  17. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Amazon Alınası Ürünler   
    850 evo 120gb 59$ olmuş... bi 9$ daha refund ettirdim kendime
  18. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Amazon Alınası Ürünler   
    evet amazon iyi gizlemiş o kısmı, ezbere bilmiyorsanız çok zor bulması
     
    en aşağıda;
     
    sağ alt köşede help -> önünüze çıkan "browse more topics" kısmında "need more help" -> contact us -> istediğin siparişi seçip aşağıdan "returns and refunds" -> other return and refund issue -> alttaki "chat" butonu
  19. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Amazon Alınası Ürünler   
    bu arada size bir tüyo vereyim, muhtemelen çoğunuz bilmiyordur... amerikadan aldığınız herhangi bir ürünün fiyatı 30 gün içinde düşerse aradaki fark için ücret iadesi isteme hakkınız var kanun olarak... ben amazonda çok kullanıyorum bunu böyle indirim haftalarında... "en ucuz ne zaman olur acaba bekliyim de öyle alıyım" derdim yok, alıp geçiyorum genelde alacağım şeyi. ucuzlarsa da ücret farkını istiyorum az önce 120gb 850 evo için yaptığım gibi 4$ düşmüş fiyatı, hemen iade ettirdim.
  20. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Coppermine in SAMSUNG EV-NX3000B 20,3 MP Değişebilir Lensli Fotoğraf Makinesi   
    Arkadaşlar selam
    Elimdeki 60D yi yakın bir arkadaşıma 1.150 TL den sattım ve bu makineyi aldım ama bitmediiii
     
    http://www.hepsiburada.com/samsung-nx-cantasi-siyah-ed-cc1n15b-p-FTCNTSAMNX1000S
    28 TL ye bu çantayı aldım
     
    http://www.hizlial.com/samsung-45mm-f18-obejktif/10473493
    276 TL ye bu objektifi aldım
     
    http://urun.n11.com/lens/samsung-50-200-mm-f4-56-ed-ois-iii-telefoto-zoom-lens-P84103870
    320 liraya bu objektifi aldım
     
    http://www.avrupatr.com/#action=productPanel&id=3689
    149 TL ye nx mini to nx adaptörünü aldım
     
    http://www.bimeks.com.tr/urun/143000/samsung-nx-mini-body-beyaz.aspx
    275 TL ye beyaz nx mini gövde aldım
     
    http://www.hepsiburada.com/sandisk-64gb-microsd-48mb-s-class10-hafiza-karti-sdsqunb-064g-gn3mn-p-FTHFZSND64GMCG48
    59 TL ye 64 gb hafıza kartı aldım
     
    Toplamda 1706 TL harcadım 60D ücretini düşersek 556 TL ye 16-200 mm aralığında çok güzel portre çekimi de yapabileceğim ve herzaman hayalim olan çift kamera taşıyabileceğim ufak hafif bir set oluşturdum
     
    Şimdi sıra eldeki canon lenslerini satıp (24-105, 100mm macro, 10-20 sigma ve 50 mm f1.8) canon sayfasını kapatmak olacak ) şimdilik setimden çok mutluyum olurda ilerde nx1 i 600 lira gibi bir paraya satarlarsa da acımaz onu da alırım
  21. Squall liked şu konuya bir mesaj by KaraSinek in Xiaomi Hybrid kulaklık fırsatları   
    bu fiyattaki bir hybrid kulaklığın, gereğinden fazla bassa sahip oacağını ve ek olarak sibiliance'dan müzdarip olacağını düşünüyorum...
  22. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in Otomobil Hakkında Her şey   
     
    John DeLorean önceden General Motors'da çalışıyormuş. Çok başarılıymış, kariyeri çok hızlı ilerlemiş. CEO emekli olacakmış, o da CEO pozisyonuna gelmeyi umuyormuş, ama olmamış. Onu atlayıp bir sonraki adayı CEO yapmışlar. O da buna çok içerlemiş, ayrılıp kendi firmasını (DeLorean Motors Company) kurmuş. Kendisine haksızlık yaptıkları için General Motors'dan intikam almayı hedefliyormuş. O zamanın teknolojisiyle yapılabilecek en iyi arabayı yapmak istemiş. Mevcut tüm acaip teknolojileri barındıran bir araba tasarlamış. Back to the Future'daki DMC-12 o araba işte. Tamamen paslanmaz çelikten gövde (eski arabalarda çürüme ve paslanma ciddi bir problemdi), o zaman için çok deneysel olan bir motor, çok fazla elektronik, yukarı doğru açılan "martı kanat" kapılar filan... Bir nevi şimdi gördüğümüz telefon üreticisi OnePlus gibi yani.
     
    Tabi herşey John DeLorean'ın umduğu gibi olmamış. Kullanılan deneysel teknolojilerin hepsi patlamış. Elektronik ıvır zıvır çalışmaz olmuş. Motor arızaları müşterilere yaka silktirmiş. Normalde hafif arabalarda kullanılan martı kanat kapı sistemi DMC-12'nin çelik kapılarını taşıyamamış, kapılar açık kalamıyormuş, milletin kafasına çarparak kapanıyormuş. İşte böyle arızalar, aksaklıklar yüzünden arabanın adı çıkmış. Filmde de Marty doktora "You made a time machine... Of a DeLorean?!!" şeklinde şaşkınlıkla soruyor hatırlarsanız, hani "ille yapacaktın da başka araba mı bulamadın?" anlamında. Doktor da paslanmaz çelik gövdenin faziletlerini anlatıyor buna cevap olarak. Neyse, adı çıkınca satışlar düşmüş, alanlardan iade etmek isteyenler olmuş, sonunda DMC iflas edip kapanmış. Tabi bu tip firmalarda tam kapanma mümkün değil, satmış olduğu arabalara destek vermek için varlığını sürdürmek zorunda. DMC yakın zamana kadar DeLorean ailesinin şirketi olarak DMC-12 sahiplerine yedek parça sağlamaya devam ediyordu. Hatta aynı tasarıma sahip elektrikli bir versiyonunu da yaptılar. Sonra o proje de yattı sanırım.
     
    İntikam duygusu ve gazla yapılmış bir araba olması haricinde pek bir numarası yoktur yani. Filmde kullanılmış olmasa büyük ihtimalle kimse hatırlamazdı.
  23. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by lawnmower in CVT Şanzıman Kullanımı   
    Eski otomatikler manuel şanzımana göre daha fazla tükettiriyorlardı. Bunun iki sebebi vardı. Otomatik şanzımanlarda manuele göre daha az vites oluyordu. Mesela bir arabanın manueli 5 vitesliyse otomatiği 4 vitesli oluyordu. Eski Amerikan arabalarında 2 vitesli otomatikler var mesela. Vites oranı azaldıkça ideal devir bandının kullanımı da azalıyor, haliyle tüketim artıyor. Ne kadar çok vites, o kadar az tüketim yani. Diğer sebep ise ıslak (viskoz) kavrama. Tork konvertörü de denen bu sistem güç kaybına sebep olur. Modern tork konvertörleri eskilere göre çok daha verimli, ama yine de az miktarda güç kaybı oluyor. Eskiden güç kaybı çok daha fazlaydı. Bu yüzden otomatik arabalar performanssız ve müsrif olarak görülürdü. Yeni şanzımanlarda tork konvertörü kullanılsa da güç kaybı çok daha az, ayrıca bunu manuel şanzımanda kullanımı pratik olmayacak kadar çok vitesli tasarımla ekarte ediyorlar. Mesela 8 vitesli otomatik şanzımanlar gayet normal karşılanıyor artık, hatta bazı üreticiler 9 vitesli şanzıman kullanmaya başladılar son birkaç yıldır. 9 vitesli manuel şanzıman da üretilir ama kullanımı pratik olmaz. Robotize şanzımanlarda zaten kuru kavrama oluyor genelde, yani tork konvertörünün güç kaybı handikapı da aşılmış oluyor.
     
    Bir de işin performans kısmı var tabi. Tek kavramalı robotize şanzımanları hariç tutuyorum, onlar biraz ağır kalıyorlar ama yeni nesil otomatiklerin vites değişim süreleri milisaniyelerle ölçülüyor. Yani en becerikli sürücünün bile vites değişimine karar verme sürecinde şanzıman zaten vitesi değiştirmiş oluyor, daha o adam elini vites koluna atacak da, debriyaja basacak da, kolu çekecek de... Özellikle çift kavramalı şanzımanlar bu konuda çok başarılı.
     
    Forumun temasına uygun biçimde örnek vereyim. Modern işlemciler frekanslarını kendileri ayarlayabiliyorlar. İşlem gücüne ihtiyaç yoksa frekansı ve çarpanı düşürüp yavaşlatıyorlar kendilerini. Yoğun yük altına girdiğinde de hızlandırıyorlar, yani otomatik overclock oluyorlar. Bunun klavye üzerindeki tuşlarla manuel yapıldığını farzedin. 10 tane profil olsun, siz sistemin yük durumuna göre kendiniz işlemci hızını belirleyin mesela. Masaüstü ortamında yavaşlatın, oyun oynarken hızlandırın, sistem kasılmaya başlayınca daha da hızlandırın filan. Uğraşılır mı bununla? Diğer tarafta sistem siz daha işlemcinin yetersiz kaldığını farketmeden durumu kavrayıp frekansı arttırıyor, yük düştüğü anda işlemciyi yavaşlatıp voltajı düşürüyor, çok daha hızlı karar veriyor, üstelik sizin klavyenizdeki tuşların sayısından fazla profile sahip olabiliyor. Modern bir otomatik ile manuelin karşılaştırması budur.
     
    Kısacası eski otomatiklerin sorunları, verimsizliği, performanssızlığı çoktan aşıldı. Çok sakin biryerde yaşıyorsanız ucuz olduğu için manuel tercih edebilirsiniz, bu mantıklı görülebilir. Mesela benim Marmaris'te yaşayan arkadaşım var (buraya da üyedir aslında, Tesla kullanıcı adıyla), bizim "trafik yok, millet daha uyanmamış" dediğimiz Cumartesi sabahı trafiğini bile korkunç buluyor, "siz nasıl katlanıyorsunuz buna, heryerden araba çıkıyor yav" diyor. Ancak trafikli bir şehirde kullanılacaksa ve maddiyat çok kısıtlı değilse otomatik alınmalı.
  24. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Kibitzer in 2021 Heavy Metal haberler   
    Sıkı bir trash'çi olarak çok sevdiğim 80-90'lar trashi yanında günümüzden de birkaç grup dinliyorum. Evile ve Havok en beğendiğim gruplardan.
     

     

  25. KaraSinek liked şu konuya bir mesaj by Najaz in Mobil Kaza Tutanağı Akıllı Telefon Uygulaması   
    Merhaba dikkatsiz ve bahtsız arkadaşlar,
     
    Trafik kazasına karıştığınızda, polis çağırmadan kaza yerinde tutanak tutabiliyoruz. Bu tutanağı oluşturmayı kolaylaştırmak için, akıllı telefonlarda çalışan bir uygulama geliştirilmiş. Ehliyet sahibi tüm arkadaşların telefonlarına yüklemelerini tavsiye ederim. Umarım kullanmak zorunda kalmazsınız...
     
    Mobil Kaza Tutanağı - Google Play
     
    Mobil Kaza Tutanağı - Apple AppStore