wazzap

@@wazzap
Kablonet servis sağlayıcılardan birisiydi, Türkiye'de 5 ayrı hizmet sağlayıcı Kablo TV ve Kablo Internet hizmetlerini imtiyaz lisans sözleşmesi kapsamında satıyordu. Bu sözleşme bittiğinde hiçbirinin sözleşmesini yenilemediler, tüm altyapıyı devir aldılar ve Türksat altında devam ettirirken de hizmetin adını da Uydunet yaptılar. Yani Kablonet aslında bir Türksat markası değildi. O dönemde kablo tv şebekesi üzerinden hizmet veren şirketlerden birisinin adıydı.
 
@@Neverwinter Nights
Ben 89 TL'ye 50 Mbps 250 GB paketini kullanıyorum. 24 ay taahhütlü fiyatı ve sinema kanalları da açık. Eğer genelde 90 TL civarı ödüyorsan bu pakete geçmeyi düşünebilirsin.

Kim gidiyor lan bu 3D filmlere?
 
Gerçekten sırf 3D diye bir sürü izlemek istediğim filmi bluray'leri çıkana kadar izlemiyorum. 
 
 
 

Corsair TR layout klavye yapmadan bizim eve giremez. Sonuçta günlük hayatımızda Türkçe kullanıyoruz. Tamam bu forumdaki hemen herkes US veya UK layout'ta türkçe karakterlerin yerini biliyor olabilir ve genelde büyük bir sorun olmaz diye düşünebilir ama ben öyle düşünmüyorum. Her ne kadar tuş dizilimini bilsem de Türkçe dizilim olması sayesinde ara sıra da olsa klavyeye bakarak yapmam gereken işler olduğunda kolaylık sağlıyor, konuyu sadece harfler olarak düşünmemek lazım. Yazım sırasında çokça lazım olan virgül, soru işareti, parantez vs gibi sembollerde bazen tam yerler karıştırılabiliyor. Ayrıca bir de ev ahalisi de bilgisayarı kullanıyorsa zaten Türkçe olmama gibi bir şansı yok. Velhasıl son tahlilde, Corsair kaliteli ve güzel mekanik klavyeler yapıyor ve almayı gerçekten isteyebileceğim ürünler fakat şu anda Logitech ve Razer bu açıdan çok daha önde. 

.............

Chaos Theory'yi pek sevmez millet ama benim de bayıldığım filmlerden biridir. Sanırım bunda Kanada manzaraları ve filmin müziklerinin de katkısı var.

@@hakancez : Karizmatik birinden hoş bir yorum oldu, sabah sabah iyi geldi... Blog yazmıyorum, tamamen rakamsal konularda 4 kitabım bir de ortak yazarı olduğum beşinci bir kitap var ama o kadar sıkıcılar ki okuyan kimse olduğunu sanmıyorum Genelde sohbetimi beğeniyorlar, her zaman anlatacak bir şeyim olduğunu ve tarzımın Sunay Akın'a benzediğini söylüyorlar ama hepimizde bir onaylanma önyargısı (confirmation bias) olduğu için belki de kötü yorumlara kulağımı tıkayıp iyilere "aa süper, işte ben" diyorumdur
 
Şu sıra biraz boş vaktim var, geyik bir kitap yazıp 13-14 satmasını sağlarım belki
 
Film konusuna dönersek, bugün enteresan bir şeyle karşılaştım. Netflix'ten (şu sıra iyi sömürüyorum) aşağıdaki filme başladım.
 

 
 Peki bunda enteresan olan ne denirse, imdb'den filmin linkine baktığımda puan verdiğimi gördüm... An itibari ile filmin yarım saatini izlemiş olmama rağmen filmden tek kare hatırlamıyorum, dahası bazı "izlemiş olsaydım hatırlayacağım" ıvır zıvır var... Ya benim hafıza komple gitmiş, ya da yanlışlıkla izlememiş olduğum bir filme puan (hem de benim standartlarımda komedi filmleri için iyi bir puan olan 7) vermişim... 

Bu da benim PC'nin içi şimdilik dağınık bir miktar, kablo toplama gerekli.
 

Az bir işi kaldı.
 
Hafta sonu bitiririm sanıyorum, su doldurmak için ucu pipetli şişelerden edinmem lazım bir de ama yakında lab. malzemesi satan yer yok, işin oradan bakacağım olmazsa.
 

Strangers Things izlenmesi gereken bir dizi. Stephen King havası tutturulmuş, 80lerin atmosferi iyi yakalanmış.Biraz Stephen King 'in IT  'ini de hatırlattı. 
Oyunculuklar ,çocuklar da dahil, iyi. Özellikle şu kıvırcık saçlı dombili çok eğlenceli . Yapım kalitesi iyi.  
 
Yalnız sonraki bölümü merak ettirecek bir konu, plot twist  yok . 

DIRT 3 complete edisyon hımbıl store da beleş. Az kaldı hemen alın. 

1080p'de benim indirdiğim medayalar 30-50mbps, 20mbps altı benim için çöp kategorisinde.

Kısmetse 13" 8 GB RAM - 512 GB SSD olan modelini alacağım. Birkaç aydır bekliyordum, rumor takip etmece vs. Beklendiği gibi çıktı, fiyatı hariç.
 
Sadece 4x USB-C olması bence avantaj, MagSafe'i seviyordum ama büyük esneklik her girişte herşeyi yapabilmek. SD kart da kalsa iyi olacakmış. Kulaklık kalmış ama.
 
İşlemci, GPU, SSD, RAM hızlanması ve ekranın wide gamut olması güzel. Touch Bar ne kadar tutacak aslında şüpheliyim, MS bütün ekranı dokunmatik yaparken bir satır koymak pek ileriye atılmış bir adım değil gibi. Touch ID kısmı güzel en azından.
 
Fiyatın artmasını beklemiyordum, o kötü oldu. Aynı fiyata (hatta biraz daha aza) 16 GB - 512 GB olarak almak mümkün olacaktı. Ne yapalım..

İşte benim burada söylemek istediklerimi aslında güzel özetleyen bir yazı
 
https://9to5mac.com/2016/11/02/comment-macbook-pro-reactions/

Bir süre araştırdıktan sonra özellikle .pdf formatında makale okuyabilmek ve kitap okuma alışkanlığımı geri kazanabilmek adına Kobo e-okuyucu almaya karar verdim. Kindle alıp reklamı kaldırtmak, uyumlu e-kitap aramakla uğraşmak vb. gibi aslında basit ancak benim uğraşmak istemediğim şeyler için biraz da bu kararı aldım. D&R'ın (haliyle Doğan Medya'nın) arkasında olduğu bir ürün, yine babil.com tarafından satılan Calibro da mevcut ancak aradığım bazı özellikle Calibro'da olmadığı için Kobo daha mantıklı geldi. Kobo'nun kendi mağazası aracılığıyla milyonlarca kitaba ulaşılabildiği ifade edilse de resmi olarak Türkiye'de D&R ve idefix.com (yine Doğan Medya) tarafından satılan Türkçe kitaplarla sınırlıyız diyebiliriz, resmi olmayan kitaplar için bir sınır yok elbette
 
Bu haftasonu D&R'da bütün cihazları tek tek inceleme fırsatım oldu, aslında Aura H2O almak istiyordum ancak gördüğümde ciddi bir hayal kırıklığına uğradım, ekran boyutu küçük olmasına rağmen su geçirmezlik için yapılan modifikasyonlarla alet büyümüş ve arkası gerek aura one'da gerekse de aura'da bulunduğu gibi zarif değil. Bu zariflik kısmına takılmıyorum diyenler için de kötü bir haber, elde rahat durmuyor bu haliyle. Yine de D&R'a gittiğimde Aura H2O'yu 100 TL indirimle görünce alasım geldi, 549 TL fiyatı oldukça uygundu, fiyat uygunluğu aklımı çelemedi ve 800 TL'ye Aura One aldım.
 
Kutusu çok zarif güzel bir ürün, kutu içerisinden sadece micro usb kablosu çıkıyor, adaptörü yok. Bu haliyle neden adaptör koymazlar anlayamıyorum, adaptör olmadığı için ilk başta taşınabilir pile taktım ve açma tuşuna bastım, alet açıldı, wi-fi ağına bağlandı ancak güncelleme aşamasına gelince pil seviyesi %30 altında olduğu ve yeterli şarj edemediği uyarısı verdiği için açılmadı. Ben de iphone adaptörüne bağladım ve hemen açıldı, normalde iPhone'u çok rahat şarj eden taşınabilir şarj cihazıyla bir uyumsuzluk yaşadım yani. Gerçi bu bir sorun yaratmaz diye düşünüyorum, adaptörle şarj ettiğimde yaklaşık 1-1,5 saatte %100 doluluğa ulaştı ve ilk kitabı okuduğumda %95'e ancak inmişti ki bu sürede wi-fi üzerinden Osmanlıca-Türkçe sözcükleri de google üzerinden arattırdım, .pdf'ler yükledim vs. Adaptörü yanında gelseydi iyi olurdu.
 
İlk kurulum anında hangi hesap üzerinden bağlanmak istediğinizi soruyor, ben yeni bir Kobo hesabı açtım, kredi kartı istemiyor, bu hesabı da idefix.com hesabımla ilişkilendirdim (internet sitesinden çok kolay halledilen bir işlem ve Türkçe), hatta ilk ilişkilendirme anında Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye kitabını da satın aldım. Satın alma işleminin hemen ardından Aura One kendiliğinden wi-fi üzerinden güncelleme yaptı ve kitabı indirdi. 
 
Kobo Aura One'ın en büyük özelliği maviden koruyucu olarak adlandırdığı doğal ışık özelliği, başlangıçta bunu otomatik olarak açık bırakıyor ancak bu özellik otomatik modda çok sinir bozucu oluyor, aynı oda içerisinde bile sürekli ışık ayarı değişip duruyor, bu nedenle bunu otomatik modda bırakmamak lazım. Parlaklık %10 civarında fazla fazla yetiyor, aydınlatmasız ortamda göz yormadığı gibi loş ortamlarda da çok iyi bir görüntüsü var. Ekranı büyük olsa da çözünürlüğü yüksek olduğu için .pdf dosyalarındaki resimleri de anlaşılabilir şekilde görebiliyorsunuz (ki çok iyi birşey)
 

 
Elde tuttuğunuzda nasıl olduğuna dair birkaç foto aldım, arkadaki Blackberry'nin elde durmasına benzer his yaratan yapı çok hoşuma gitti benim, yine ele tam oturuyor oluşu da güzel. Ana ekrandan istediğiniz herşeye ulaşabiliyorsunuz. DRM'siz .pdf dosyalarını direkt olarak bilgisayara usb üzerinden bağlayarak atabiliyorsunuz.
 

 
Mac üzerinde usb bellek olarak görünüyor, attığınız .pdf'ler direkt olarak açılıyor, genel olarak makaleler için %125 büyütmede daha rahat okunuyor, çünkü tam sayfa büyüklüğünde yazılar okunabiliyor olsa da çok küçük kalıyorlar. Bunu ayarlamak da gayet kolay. Bellek tam 8 GB değil bu arada, 7,23 GB olarak görünüyor. 
 
Bugün biraz kurcalayarak okuma fırsatım daha oldu, ekran kalitesi çok çok iyi, büyüklük olarak da 6"'lik modeller bana küçük geldiği için çok iyi geldi, ancak .pdf formatında makale okumayı planlamıyorsanız 6" olan versiyonu aura da fazlasıyla yeterli gelir. Bu ürünlerin çok uzun seneler kullanılabiliyor olması nedeniyle bir kere alırken en iyisini almak ve sonrasını unutmak gerekli diye düşünenlerdenim. Aura H2O halen 550 TL, yine Glo HD modeli de D&R'da satışta, internet üzerinden stokta yok görünüyor ancak Maltepe Carrefour'da mevcut. İnternet üzerinden makale takibi için pocket üyeliği gerektiriyor, henüz kullanmadım, onu da kullanınca buraya ekleme olarak ilave ederim.
 
 

ZBAM!!
https://www.google.com.tr/search?q=what+every+computer+scientist+should+know+about+floating+point+arithmetic
 
Hesaplamanın bir noktasında yuvarlama hatası oluşuyordur. Formatlama veya cast sıkıntısı da olabilir.

oh be aklımı seveyim, sistem şuan tamamen sessiz 
 
- Radyatörün fanlarını, su soğutma sisteminden çıkartım
 
- Bu 2 tane fanı CPU_FAN ve CPU_OPT çıkışlarına bağladım.
 
- H115i'nin PWM kablosunu anakart üstünde kasa fanlarını yönetmek için olan CHA_FAN2'ye bağladım.
 
- NZXT'in 4 fanını birden yöneten fan kontrolcüsünün PWM kablosunu CHA_FAN3'e bağladım.
 
- Bios'tan Q-Fan PWM aktif silent mode.
 
- Fan Xpert 3'den işlemci fanları sabit devir 700 rpm.
 
Sonuç: Mükemmel, istediğim sessiz sistem.
 
Onu dene bunu dene kafayı yedim ama netice aldığım için mutluyum.

Teşekkür ederim herkese, sistemi kurdum 3-4 gün oldu fakat arada uçuşlarım yüzünden paylaşım yapamadım. şimdi 6 günlük tatile girdim, tadını çıkarma zamanı geldi.
 
  
 
  
 

Bu kesin eliptik bisiklet falan bağladı PC'ye oradan elektrik üretecek bunu sattığına göre.

Gerçek olayları anlatıyor. Pablo Escobar'ı anlatıyor işte.

İlk çıkış bazında @@ObiWan'a hak vermemek elde değil tabiki. Buna Civ sayısından bile bakılabilir. Distric bazında benim de dikkat etmediğim kısımlar olmuş. Örneğin "overlap" mevzusu. Civ v'da ne kadar az stack yapmak gerekirse burada da o kadar stack yapmak lazımmış. Örneğin industrial disctrict özellikle stack yapılması gereken kısımlar. Zaten o districtlerin içerisinde bazı şeylerin 6 tile uzaklıktaki şehirleri de neden etkilediği bu şekilde anlam kazanıyor. Ben mesela bu olayı daha bugün öğrendim. Örneğin collessium wonderı'nı öyle bir yere yaparsınızki 3 hatta zorlarsanız 4 şehri de etkileyip büyümede ciddi anlamda verim kazanabiliyorsunuz.
 
Şu videoda mesela teknik anlamda detayları iyi vermişler. Sanırım bu district mevzusunu tam anlamıyla kavramadan oyunu satın alıp multi ortamlara akmak hata olacaktır. En azından benim için. :  

Bilgisayarı aldım sonunda :
 
Anakart : ASUS Z170I GAMING PRO İşlemci :Intel Core i7-6700K İşlemci Soğutucu : CORSAIR Hydro Serisi H100i v2 Ram : Kingston HyperX Savage Black DDR4-2400Mhz C14 32GB (2x16GB) DUAL (14-14-14) 1.2V Ekran Kartı : MSI GTX 1080 GAMING X Sistem Diski : Samsung 950 Pro 512 GB M.2 Depo Diski : 2 Adet Samsung 850 Pro 1 TB Kasa : CORSAIR Graphite 380T Kasa Fanı : COOLER MASTER MegaFlow 200mm  PSU : CORSAIR RM Serisi RM850x 850W 80+ Gold   Daha boot etmedim.. Şimdi işletim sistemi kurma, güncelleme işleri var.

i7-6700k
Asus Maximus VIII Hero
2x8GB Corsair Vengeance DDR 4 3200Mhz Red Led Ram
 
Yarın kuracağız artık. 6700k için reddedemeyeceğim bir fiyat bulunca herşey aniden gelişti.

PC aldım

http://www.dx.com/p/xiaomi-w1n-portable-usb-2-0-powered-wi-fi-access-point-adapter-white-322131#reviews
 
allahtan ingilizce programını yapmış eleman.
 
Adamlar yanında bir tane tıraş bıçağı da yollamışlar.