Thustu

Üye
  • Mesaj sayısı

    300
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti


Reputation Activity

  1. Thustu liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   
      
    Fakir adamın Sennheiser HD 600'ü diye aldım ama arkadaş bu neymiş, bu fiyata böyle bir kulaklık bulamazsınız benden söylemesi. 
    https://www.amazon.com.tr/AKG-240-Stereo-Studio-Headphones/dp/B0016MNBAM/?th=1
    https://www.akg.com/Headphones/Professional Headphones/K240MKII.html
    kendinizi benim gibi audiophile gibi bir bok oldum zannediyorsanız gerçekten bu fiyata kaçırılmaması gereken bir kulaklık.
    ses kalitesi için yorum yapmam için bir kaç gün kullanmam lazım ama şunu söyleyeyim bu fiyata içinden yedek spiral kablo, 3.5mm - 6.35mm dönüştürücü ve en önemlisi yedek earpad çıkması cidden beni çok memnun etti. (alırken farkında değildim, sadece ses kalitesi yorumlarına baktım)
    şimdi bu kulaklık stüdyo kulaklığı, yarı açık. yani kulak nefes alıyor, dışarı da bir miktar ses veriyor, ev ve stüdyo kullanımı için.
    piyasada bulacağınız "oyuncu kulaklığı" tarzı kulaklıkların %99'u kapalı dizayn, oyun turnuvalarında kullanacak güya ses geçirmesin diye ama kulak aşırı ısınıyor ve terliyor uzun süreli kullanımlarda.
    açık dizayn kulaklıklara alışan biri kapalı kulaklık takamaz çünkü yakıyor kulakları.
    evde oyun oynayan oyuncunun kullanacağı adam gibi kulaklık yok.
    yani sennheiser var tabi ama açıkçası aşırı pahalı ve EPOS-GSP olduktan sonraki yeni dizaynları -afedersiniz- yarrak gibi.
    ben artık 15 sene mi oldu, 20 sene mi olacak Sennheiser PC 360 kullanıyorum, yenisi de Gaming One olarak geçiyor, yahu geçen sene kardeşime teknosa'dan 1700 liraya aldım, kendime HD600 alacağım falan diye kendime almadım, halt ettim.
    PC 360'da teknik açıdan hiç sorun yok, hala mükemmel sesi, fakat earpad ve kafaya değen kumaş kısmı iyice çürümeden, yedek olarak saklamak için emekliye ayırmak istedim kendisini. Bir de tabi mikrofon gerekince yine onu kullanacağım zira K 240 MK II 'de mikrofon yok.
    eskisi gibi online multi oyun oynamadığımız için mikrofona ihtiyaç da yok. gerçi Sennheiser GSP 500 fiyatını da takip ediyorum, onu da 2000 altına yakalarsam alırım ama cidden çok çirkin.
    bu AKG için çok sevdiğim, uzun süredir kullanmadığım kelimeyi kullanacağım: evladiyelik 
    alanlar kusura bakmasın da millet saçma sapan paralara logitech, corsair, razer falan kulaklık alıyor... çok üzülüyorum cidden işi kulaklık üretmek olmayan markalardan alınan kulaklıklara.
    neyse fazla traş cildi bozar, kısaca bu fiyata bulunabiliyorken bence alın bir tane dursun.
    -
    ps: amazon olmasaydı türkiye'den almak zorunda kalacağınız fiyatlar:
    https://www.akakce.com/studyo-kulakligi/en-ucuz-akg-k240-mk-ii-fiyati,6499731.html
    -
    ps2:
    bu mesajı yazarken bir yandan da müzik diniyorum, kalite göz yaşartıcı, Sennheiser PC360'dan kesinlikle çok daha iyi diyebilirim...
    abartılı bass veren kulaklıklar seviyorsanız bu size göre değil ama onu baştan söyleyeyim, tertemiz ses veriyor, herhangi bir apaçi modu yok.
  2. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Atrin in Sony HTA9 + SW5 / Sorun (Cozuldu)   
    Yeni hdmi switch geldi ve sorun cozuldu. canavar gibi calisiyor butun sistem. Herkese yardimlari icin tesekkurler  
  3. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Coppermine in En son aldıklarınız   
    Veee mutlu son!
    Böyle neticeleneceğini tahmin etmesem de, buradaki arkadaşların öğütlediği kabullenmiş çaresizliğe kapılmadan, önce satıcıya mesaj atıp, benim onayım olmadan kendisinin onay verdigi ve yorum yazdığı satışı iptal edemeyeceğini yazdim. Aslında amacım ne tür bir mazeret göstereceğini öğrenmekti. Baktım hiç cevap yok, ertesi gün de ebay'e yazdım. Süreçle ilgileniyoruz dediler ve sonraki gün satıcı mesaj atip ürünü yolluyoruz dedi. Artık ebay satıcıya mı birşey dedi, yoksa satıcı 2 gün sonra mı mesajımı okudu da kabul etti, ne degişti bilemiyorum. SSD elime ulaştı, sıcağı sıcağına testleri yaptım. Hız muazzam. 34 Euro'ya 2 TB usb 3.1 Gen2 external ssd, inanılmaz resmen 😀


  4. Thustu liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   

    I sense a disturbance in the Force...
  5. Thustu liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   

    dedikleri kadar var mı, göreceğiz...
  6. Thustu liked şu konuya bir mesaj by escape in En son aldıklarınız   
    Bende 1,5 yıldır XM4 kardeşimde de aynı zamanda alınan Momentum 3 var. Kulağım fena değildir, loseless formatta birebir denedik, size şu kadar yazayım. Ses kalitesi ve bas derinliği için Momentum XM4'e göre açık olarak çok daha iyi, ancak mid seslerde XM4 öne çıkıyor kesin bilgi yayalım. Günlük kullanımda nasıl ve ne zaman kullandığınız belirleyici, benim gibi evde-ofiste toplantı, telefon görüşmesi, müzik, film gibi karma kullanımda XM4 öne çıkıyor, ancak müzik dinlerim sakin ortamda filmimi izlerim zaten kafamda max 2 saat durur derseniz Momentum daha mutlu eder. Çünkü momentum hem ağır hem de uzun kullanımda beni yormuştu, XM4 hafif ve yumuş yumuş malzemeleri:) ANC farklı bir klasman ve Sony ANC teknolojisi cidden başarılı, XM4'ün ANC başarısı Momentum ile kıyaslanmayacak kadar öne çıkıyor.
    XM5'i merak ediyorum ancak sonraki kulaklığım momentum 4 falan olabilir bence:)
  7. Thustu liked şu konuya bir mesaj by MilesTeg in Asus ve Gigabyte anakartlarda CosmicStrand rootkit   
    Yıllardır Asus ve Gigabyte anakartların UEFI arayüzlerinde CosmicStrand adında bir rootkit olduğu keşfedilmiş. Rezaletin daniskası.
    https://securelist.com/cosmicstrand-uefi-firmware-rootkit/106973/
    https://www.tomshardware.com/news/cosmicstrand-malware-asus-gigabyte
  8. Thustu liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    bu araba yabancıların tabiriyle tam bir "money pit"
    4 sene önce katalitikler tıkandığı için içini boşalttırmıştım. o günden beri leş gibi benzin kokuyordu araba çalışırken, sabit dururken camlar açıksa rahatsız ediyordu hep. bu hayvanatta 4 tane katalitik olduğu için diğer dertleriyle uğraşmaktan katalitiğe para ayıramamıştım hiç. sonunda para ayırıp doldurtabildim, rahat bir nefes aldım yahu koku moku kalmadı. bilgisayarı her bağladığımda katalitiklerin çalışmadığıyla ilgili olan hatayı da artık vermiyor. o da güzel oldu. öndeki 2 katalitik konvertor direkt olarak egzoz manifoldlarının üzerinde (headers) (her 4 silindirde 1 headers var) ve bunları sökebilmek için arabanın ön takımını ve traversi komple indirmek gerekiyordu. e indirtmişken baktım direksiyon kutusu da orda duruyor, onda da boşluk vardı zaten. onu da söktürüp revize ettirdim mis gibi oldu. o kadar şey sökülmüşken şaftı da söktürttüm  yıllardır keçesi patlak dolanıyodum. onu da şaftçıya gönderip revize ettirdim. aldığım günden beri airbag bozuk. 2000li yıllardaki bmw'lerle haşır neşir olan varsa bilir meşhur mrsz3 kodlu airbag beynini. gelmiş geçmiş en sorunlu airbag beynidir kendisi, arıza vermeyenini daha görmedim. bir ara tamir ettirdim beyni, 3 ay falan çalıştı sonra yine bozuldu. bu beyinle daha fazla uğraşmak vakit kaybı olduğu için daha sonraki yıllarda çıkmış olan ve çok daha sorunsuz olan mrsz4 kodlu güncel airbag beynini çıkma olarak buldum aldım. bu beyni arabaya entegre edebilmek için 2 tane de güncel darbe sensörü almak gerekiyormuş, onları da aldım. arabaya taktım gerekli bütün kodlamaları kendim yaptım ve şu an çalışır duruma geldi. bakalım sorunsuz olarak çalışmaya devam edecek mi göreceğiz.
  9. Thustu liked şu konuya bir mesaj by SEP in Otomobil Hakkında Her şey   
    Spacer denen şey jantın (ve haliyle lastiğin yukarıdaki örneklere göre 12-14mm) daha dışarıda durmasını sağlayan metal parça.
    Tekerlek göbeğiyle jantın arasına takılıyor, bu sayede tekerler daha dışta duruyor. Bkz:


  10. Thustu liked şu konuya bir mesaj by RFID in Kuantum Bilgisayar ve İnternet Teknolojisi   
    Bu başlık altında geleceğin öncüsü kuantum bilgisayarlar ve interneti tartışalım.

    Uzun Mesafeli Kuantum İletişiminin Genişleyen Ufukları Işınlanma - geleceğin kuantum internetlerinin malzemesi - artık doğrudan bağlı kübitler gerektirmez.
    Kuantum ışınlanması 25 yıl önce gerçeğe dönüştüğünden beri , bilim adamları sınırlarını zorladı. Işınlanma - Star Trek evreninin dışında - kuantum dolanıklığı yoluyla bir kuantum durumunun bir sistemden diğerine iletilmesinden oluşur. İki kuantum sistemi (bir lazer tuzağındaki iki atom) yan yana olabilir veya keyfi olarak büyük mesafelerle ayrılabilirler. Kulağa tuhaf gelse de, kuantum ışınlanma laboratuvarda geniş çapta gözlemlendi ve hatta ortaya çıkan kuantum teknolojilerinde kullanıldı . Bugüne kadar, bilim adamları 1.400 kilometreye varan mesafelerde kuantum ışınlanmasını başardılar.. Ancak fiziksel mesafeden başka sınırlamalar da vardır. Şimdiye kadar, kuantum ışınlanması yalnızca, örneğin birbirleriyle doğrudan temas halinde olan atomlar arasında gerçekleşebiliyordu.
    Ancak yeni bir çalışmada, araştırmacılar, hiçbir doğrudan bağlantı paylaşmayan iki uzak düğüm arasında ilk kez kuantum ışınlamayı başardılar. Bu ilerleme, kuantum bilgisayarları birbirine bağlayacak, günümüzün bulut bilgi işlem çerçevelerinin klasik bilgisayarlar için yaptığı gibi, veri ve hesaplamaları biraz paylaşmalarını sağlayacak bir kuantum İnternet'e doğru önemli bir adımı temsil ediyor.
    “Nesneleri değil, kuantum bilgilerini ışınlıyoruz. Nesnelerin ışınlanması çalışmıyor.”
    —Ronald Hanson, Delft Teknoloji Üniversitesi
    Kuantum fiziği, dolaşıklık olarak bilinen garip bir fenomeni mümkün kılar. Temel olarak, birbirine bağlanan veya "dolaşan" fotonlar gibi iki veya daha fazla parçacık, teorik olarak, birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar, anında birbirlerini etkileyebilirler. Dolaşıklık, hiçbir geleneksel bilgisayarın çözemediği sorunları teorik olarak çözebilen kuantum bilgisayarların çalışması için gereklidir ve neredeyse kırılmaz kuantum şifrelemedir.
    Kuantum bilgisayarları birbirine bağlayabilen ve kuantum şifreli mesajları iletebilen bir kuantum İnterneti geliştirmek için bilim adamlarının, ağın düğümleri arasında kuantum bilgilerini paylaşmanın bir yoluna ihtiyacı var. Ancak, bu tür kuantum verileri kırılgandır. Fotonlarda kodlanmış kuantum bilgisi göndermek isteseydiniz, yeterince büyük cam elyaf uzunluklarında kuantum veri kaybı kaçınılmaz olarak gerçekleşirdi.
    Kuantum bilgilerini büyük mesafelere göndermenin potansiyel olarak daha iyi bir yolu, kuantum ışınlamadır. Tıpkı bilim kurguda olduğu gibi, böyle bir ışınlanmaya maruz kalan kuantum verileri, esasen bir yerde kaybolur ve başka bir yerde yeniden ortaya çıkar. Bu kuantum bilgisi araya giren uzayda seyahat etmediği için kaybolma şansı yoktur.
    Delft Teknoloji Üniversitesi'nde kuantum fizikçisi olan kıdemli yazar Ronald Hanson, "Işınlamanın temel özelliği, düğümler arasında kuantum bilgisinin güvenilir bir şekilde aktarılmasını sağlamasıdır; bu, gelecekte İnternet'te her zaman olması gerekecek bir şey" diyor . Hollanda'da.
    Kuantum ışınlanmasını gerçekleştirmek için, önce iki elektron dolaştırılmalıdır. Daha sonra, iki elektrondan biri -ışınlanacak olan- bir yerde kalırken diğer elektron istenilen hedefe hareket ettirilir.
    Bu, bir ağ ortamında kuantum ışınlanma protokolüne ilişkin bir sanatçının izlenimidir. Kuantum bilgisi, ağdaki komşu olmayan iki düğüm arasında ışınlanıyor. 
    Ardından, ışınlanacak elektronun temel ayrıntıları veya "kuantum durumu" analiz edilir; bu, elektronun kuantum durumunu da yok eden bir eylemdir. Son olarak, bu veriler, orijinalinden ayırt edilemeyecek şekilde, ilkini yeniden oluşturmak için diğer elektronda kullanılabileceği hedefe gönderilir. Tüm niyet ve amaçlar için, o ilk elektron ışınlandı. (Veriler, ışık darbeleri gibi normal sinyaller kullanılarak gönderildiğinden, kuantum ışınlama ışık hızından daha hızlı ilerleyemez.)
    Hanson, “Nesneleri değil, kuantum bilgilerini ışınlıyoruz” diyor. "Nesnelerin ışınlanması çalışmıyor."
    Şimdiye kadar, tüm kuantum ışınlanma, iki düğüm arasında doğrudan bir kanal gerektiriyordu. Bu, kuantum ağlarının potansiyel karmaşıklığını büyük ölçüde sınırladı.
    Yeni çalışmada araştırmacılar, Alice, Bob ve Charlie adlı üç düğümle deney yaptılar. Ara düğüm Bob'un yardımıyla Charlie'den Alice'e kuantum ışınlamayı başarıyla gerçekleştirdiler. Bu, birbirine bitişik olmayan iki düğüm arasında ilk kez kuantum ışınlanma gerçekleştirildi.

    Her düğüm , içinde bir karbon atomunun bir nitrojen atomu ile değiştirildiği ve bitişik karbon atomunun eksik olduğu bir kusuru olan mikroskobik bir yapay elmastan oluşuyordu . Bu " azot-boşluk merkezlerinde " tutulan tek elektronların dönüşü, kuantum verilerini bir kuantum biti veya kübit olarak kodlayabilir .
    Optik fiberler düğümleri birbirine bağladı. Alice ile Bob ve Bob ile Charlie arasında doğrudan bağlantılar vardı ama Alice ile Charlie arasında yoktu. Araştırmacılar bu bağlantıları Alice ile Bob ve Bob ile Charlie arasında dolaşıklığı kurmak için kullandılar.
    Ayrıca, Bob ve Charlie'nin elmaslarının her birinde, bir karbon-13 atomu "hafıza kübiti" görevi gördü. Bu bellek kübitleri, bu düğümlerin dolaşma verilerini depolamasına ve ardından değiştirmesine izin vererek, Alice'in Charlie ile dolaşmasına neden olur. Bu, bilim adamlarının nihayet verileri Charlie'den Alice'e ışınlamasını sağladı.
    Hanson, “Işınlama, kuantum bilgilerini gelecekteki bir kuantum İnternet üzerinden aktarmanın ana yöntemi olacak” diyor.
    Bu tür kuantum ışınlamanın gerçekleştirilmesi, olağanüstü yüksek performanslı kuantum bileşenleri ve bağlantıları gerektiriyordu. Hanson, "Bunun şimdiye kadar gerçekleştirilen en karmaşık kuantum ağı deneyi olduğunu ve en son teknolojide veya ötesinde çalışmak için tüm unsurlara ihtiyaç duyduğunu söylemenin adil olduğunu düşünüyorum" diyor.
    Örneğin, Hanson, "Bellek kübitlerini okumak için yeni bir yöntem icat etmemiz gerekti" diyor. "Bu, okumadaki hatayı yüzde 6'dan yüzde 1'in altına düşürdü." Ek olarak, "gürültü kaynaklarından aktif korumayı kontrol dizilerine entegre ederek bellek kubitlerinin sağlamlığını altı kat artırdık."
    Hanson, gelecekte araştırmacıların düğümler arasındaki mesafeleri genişletmeye, daha hızlı dolaşma oranları için daha verimli donanımlar geliştirmeye ve bir kuantum İnternet kontrol yığını geliştirip test etmeye çalışacaklarını söylüyor.
    *Bilim adamları bulgularını 25 Mayıs'ta Nature dergisinde detaylandırdılar .
  11. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Coppermine in En son aldıklarınız   
    Teknoloji dışı satın almalarım devam ediyor;
    Kitaplığımın en değerli objesi olan, Ecdad Emanetleri adını verdiğim ufak koleksiyonuma dün katılan iki önemli parçayı, ve önceden edindigim bir diger parcayi sizlerle de paylaşayım istedim.

    İlk parça Avusturya üretimi Osmanlı 15. Kolordu Rozeti. 15. Kolordu, ilk olarak Çanakkale Cephesinde savaşmış ve büyük başarılar elde etmiş. Bu rozet de bunu simgeliyor. Türk sancağını dalgalandıran bir mehmetçiğin ayaklarının altında yatan bir ayı detayı, Çanakkale’de bozguna uğratılan itilaf devletlerini, arka tarafta güneş detayı içerisindeki camii detayı da kurtarılan İstanbul’u simgelemiş. 15. Kolordu akabinde İttifak devletleri için Galiçya’da, daha sonrasında da farklı cephelerde savaştıktan sonra en son olarak Kazım Karabekir Paşa komutasında Doğu Cephesi olarak milli mücadeleye destek vermiş Rozet Viyana’da üretilmiş.
      
    Ikinci parca, Osmanlı İmparatorluğu Savaş Pilotu Brövesi. Şaşıranlarınız belki olabilir ama 1. dünya savaşı cephelerinde, akabinde de Kurtuluş Savaşı sürecinde savaşan savaş pilotlarımız vardı. Bu bröve işte o pilotlarımızın ve bizle birlikte savaşan Alman pilotlarına verdiğimiz bröve. 5. Mehmet tuğralı. Altında da Osmanlı’nın kuruluş yılına ithafen 699 yazılmış (hicri yıl)
      
    Ücüncü ve tüm koleksiyonumun en değerli parçası ise İstiklal Madalyası. Kurtuluş Savaşının ardından, TBMM tarafından savaşta direkt katkısı olan tüm subay ve erat için verilmiş olan bu İstiklal Madalyası kendinden önce çıkartılmış tüm madalyaları geçersiz kılıp tek başına sağ göğüs üzerinde gururla taşınması gereken bir madalya olmuştur. Madalya’nın ön yüzünde eski meclis binası ve Ankara silüetinin güneş gibi ışıması ile yeni kurulun devletimizi, hemen önündeki dünya, orak, dişli çark, palet yeni kurulan ülkenin bilim, sanat, üretime verdiği önemi, en öndeki mühimmat taşıyan kağnı ve köylü detayı da Kurtuluş Savaşı ile sembolleşen topyekün tüm halkın katkısını sembolize etmekte.
    Madalyanın arka yüzünde ise Ay Yıldız motifi arasında Ankara’dan çıkıp Misak’ı Milli içerisindeki şehirlere ( Edirne, Bursa, İzmir, Konya, Adana, Musul ve Kars) ulaşan oklar resmedilmiş. Atatürk biraz daha yaşasaydı, Musul’un da ülke topraklarına katılması gerçekleşebilirdi.
    Madalyanın şerit rengine göre kimlere verildiği anlaşılabilmekte.
    kırmızı madalya : bizzat savaşa katılıp, cephede savaşanlara
    yeşil madalya : savaş zamanı mecliste bulunanlara
    beyaz madalya : savaş anında cephe gerisinde yardımı bulunanlara
    kırmızı-yeşil madalya : savaş anında mecliste bulunup cephede savaşanlara verilir.
    Aslında kurdelesi (şeridi) daha yeni olan yada yeni kurdele bağlanmış olan İstiklal Madalyalarını antikacılarda görmek mümkün olsa da ben bilhassa bu madalyayı koleksiyonuma katmak istedim. Madalya, uzun yıllar boyunca gazimizin göğsünde gururla taşınmış ve zaman içerisinde yıpransa da asaletini hiç kaybetmemiş.

     
  12. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Birgün hepimiz Apple M1 ve türevi işlemciler kullanacağımız için, soğutma gibi angaryalarla uğraşmamıza gerek kalmayacak.
  13. Thustu liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in En son aldıklarınız   
    Eşime ve kendime yeni saatler aldım.
          
     
     
  14. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Samimiyetime inan ki çekine çekine paylaşıyorum bu tür şeyleri. Şu kulaklığı Avrupa'da, Amerika'da bir öğrenci yarı zamanlı çalıştığı işinde iki günlük yevmiyesiyle rahatlıkla satın alabiliyor. Ancak bizim ülkemizde (ki bana göre en büyük fiyat çıpası olan) asgari ücretin üçte birine, yani bir insanın 10 günlük emeğinin karşılığına denk geliyor. Yani oralarda çok sıradan bir alışveriş olan bu tür ürünler bile ülkemizde lüks sınıfına girdi ne yazık ki.
    Öte yandan her şeyden kıstık kıstık, hobi olarak elimizde kala kala bunlar kaldı  Biz de kendimizi avutuyoruz işte.
  15. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Sony NW-A55 Walkman ile Anker Soundcore Life Q35 kablosuz kulaklık aldım.
    Hem Walkman hem kulaklık, Sony'nin geliştirdiği bir Bluetooth codec'i olan LDAC destekliyor. LDAC sayesinde (kağıt üzerinde) 990 Kbit/s kablosuz veri aktarımı mümkün. Ancak bu değere en iyi şartlarda ulaşılabiliyor. Sinyal zayıflarsa veri aktarım hızı kademeli olarak 660/330 Kbit/s'ye düşüyor. Sony'nin destek verdiği Walkman cihazlarının yanı sıra Android 8.0 ve üzeri işletim sistemini kullanan cep telefonları da LDAC destekliyor. Bazı telefonlarda LDAC desteğini "geliştirici menüsü"nden aktif hale getirmek gerekebiliyor. Apple cihazlarda ise LDAC desteği yok.
    Teoride 16-bit 44.1Khz bir FLAC dosyasının LDAC ile kayıpsız aktarılabilmesi lazım. Hatta Sony, 24-bit 96Khz bir Hi-Res müzik dosyasının da "neredeyse kayıpsız" bir biçimde aktarılabildiğini iddia ediyor.
    Q35 kulaklığı Walkman'e hem LDAC hem de SBC ile bağladım ve açıkçası çok büyük bir fark duyumsayamadım. Ya 40+ olduğumuz için artık bizim kulak zarları kadayıf olmuş, ya da LDAC ile Sony yeni bir müşteri söğüşleme metodu geliştirmiş 
    LDAC haricinde kulaklık fiyatına göre kaliteli ve bol özellikli bir model. Şık bir taşıma çantası, kablolu kullanım için 3.5mm mikrofonlu kablo, uçak fişi için adaptör ve USB-C şarj kablosuyla birlikte geliyor.
    Kulaklıkta aktif gürültü engelleme (ANC) özelliği var ancak ihtiyaç duymadığım için adam akıllı denemedim. Kullananlar bir Sony WH-1000 serisi kadar iyi olmasa da genel anlamda iş gördüğünü söylemiş. Ancak bu kulaklığın Sony'lerin üçte biri fiyatına satıldığını düşünürsek, bu kadar kusur kadı kızında da olur diyebiliriz.
    İncelemelere göre pil ömrü çok çok iyi. Anker ANC ile 40 saat, ANC olmadan 60 saat pil ömrü belirtiyor ancak kulaklığı kullananlar bundan çok daha iyi değerler elde etmişler. Hızlı şarj özelliği de mevcut ve 5 dakikalık şarj ile kulaklığı 4 saat kullanabiliyorsunuz.
    Kulaklığın varsayılan ses profili bass ağırlıklı. Telefona yüklenen Soundcore uygulaması ile farklı EQ profilleri seçebiliyorsunuz veya kendi EQ ayarlarınızı yapabiliyorsunuz. Ben "Bass Reducer" profilini kullanıyorum ve bu şekilde kulaklık çok daha dengeli ses veriyor.
    Soundcore uygulamasıyla kulaklığın bazı özelliklerini kontrol edebiliyorsunuz. Örneğin, kulaklığı kafanızdan çıkardığınız zaman çalan müziği durdurma özelliği uygulamadan açılıp kapatılıyor. Kulaklığı kullanmadan önce, uygulama üzerinden firmware güncellemesi yapmakta fayda var; şu an için en güncel firmware v1.21.
    Konfor meselesine gelince... Kulaklık pad'leri suni deri, 2 saatlik evde sürekli kullanım sonucunda hafif terlettiğini söylemeliyim. Sıcak yaz günlerinde, dışarıda kullanım için (hele bir de sportif aktivite esnasında) pek uygun olmayabilir. Bunun dışında kafaya uygulanan baskı ve ağırlık minimal düzeyde, o konuda rahatsızlık veren bir durum yaşamadım.
    Son bir not: Anker'in sitesinde kulaklıktaki LDAC özelliği için "Sadece Android cihazlarda desteklenir" gibi bir ibare var. Bu biraz kafa karıştırıcı, zira bendeki NW-A55 Walkman gibi Android tabanlı olmayan ancak LDAC destekleyen cihazlarda LDAC kullanılmıyor gibi bir anlam da çıkabiliyor bu cümleden. Lakin kulaklık LDAC ile sorunsuz bir şekilde Walkman'e bağlanıyor.
    Kulaklığı Hepsiburada'daki indirimden, 100 TL kredi kartı puanını da hesaba katarsak 1700 TL'ye aldım. Anker'in LDAC desteği olmayan bir önceki Q30 modeli de 1500 TL gibi bir fiyat etiketiyle satılıyor. LDAC sizin için önemli değilse, temelde Q35'le birebir aynı olan Q30 da tercih edilebilir. Bir üst segmente çıkmak içinse, Sony'nin WH-1000XM3 (veya XM4) gibi modellerine 3500-4500 TL gibi paralar ödemek gerekiyor. Bu açıdan Anker Q35, parasının hakkını veren bir ürün diyebilirim.

  16. Thustu liked şu konuya bir mesaj by stardust in Otomobil Hakkında Her şey   
    https://youtu.be/mmzn77xOCe0
    ne zamandır doya doya ağlamıyordum, içimi boşalttım iyi oldu.
  17. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Sony VAIO VGN-TXN25N
    Carbon-fiber'den mamül kasası, 1.3 kg. ağırlığı, ufacık boyutuna rağmen sahip olduğu dahili DVD-RW sürücüsü ile bu cihaz, 2000'li yılların başlarında ultraportable sınıfı dizüstü bilgisayarların kralıydı
    Termal macunu yenilenip, ilave 2 GB RAM eklenip, bir de Windows XP SP3 kurulunca, CD'den rip'leyip MiniDisc'lerime şarkı atabileceğim yeni müzik istasyonum haline geldi...

  18. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Coppermine in En son aldıklarınız   
    Tıpkı @Najaz ın MD player koleskiyonu gibi, ancak benimki teknolojik olmasa da, bende eski mekanik araçlar, özellikle de saatlere karşı çok ilgili olduğumdan şu 2 arkadaşı bulup satın aldım. 
    Benim mütevazi saat koleksiyoncuğumda, ortaokul 1'e giderken rahmetli babama ısrarlarımla aldırdığım swiss made Vialüx cep saatim dışında, hep hayalini kurduğum son dönem Osmanlı cep saatlerine de yer vardı. Ama gerek bütçe gerekse de imkanlar sebebiyle bu güne kadar bu hayalimi ötelemiştim. Artık, üstelik de 2 adet ile koleksiyona katılan ve beni çocuk gibi mutlu eden bu "ağır abileri" sizlere de tanıtayım istedim.

    İlk saat Osmanlı pazarı için Serkisoff firmasınca o dönemlerde "Billodes" olarak bilinen ancak daha sonraları hepimizin bildiği "Zenith" e dönüşecek olan İsviçreli bir saat firmasına ürettirtilmiş. K.serkisoff 1890-1920 yılları arasında üretilmiş bir seri, bendeki model de 1901'e tarihli. Osmanlı pazarı için üretilmiş. En büyük alıcıları Osmanlı Rüştiye mektepleri, savaş dairesi(erkanı harbiye) ve harb okullarıymış. Osmanlı'da askeri okulu bitiren askerlere yada rütbe atlayan subaylara ilgili kurumlar tarafından hediye edilirmiş. Daha sonradan askerlerin üzerinde bu saati gören halk, ordu alıyorsa vardır bir hikmeti diyerek alıp kullanmış.

    İlk üretilmeye baslandığı 1850 li yıllarda henüz tepeden kurmalı saatler yeni yeni icat aşamasındaymış ve sistemi bilinmiyormuş üstelik yaygın da değilmiş.  Bu yüzden kurma sistemi arkadan anahtarlı. Bu ağır abi, "zenith saat gibi çalışıyor" deyimine harfiyen uysa da, 121 yılın yorgunluğunu da üzerinde taşıyor arada hafif tekliyor. İyi bir bakımla ilk çünkü haline rahatlıkla dönecektir.

    İkinci modeli ise ben daha bir sevdim sanki. Gerek kadran işçiliği, gerek akrep ve yelkovanın zerafeti gerekse de makinesindeki detaylı kalem işçiliği ile beni mest etti. Bu saat de 1890-1900'ler civarı üretilmiş gibi dursa da üreticisi olan "Charkie" hakkında bir detay bulamadım.

    Her iki saat de 800 ayar gümüş ve porselen kadranlarında da hiçbir hasar yok.

    Ecdad emanetleri serisi ufak ufak büyümeye devam ediyor 

  19. Thustu liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   
    @MilesTeg hayırlı olsun.
    -
    Türkiye'de yaşamanın bana öğrettiği şeyler.
    - Dünya bir gündür, o da bugündür.
    - Alan her zaman kardadır.
    - birikim yapan kaybeder, borçlanan kazanır.
    ben herhalde aileden gelen de bir huyla, cebimde parası hazır olmayan hiçbir şeyi almaya heves etmedim.
    birikim yapayım dedim, satın almak istediğim şeyleri genelde hep erteledim.
    dönüp bakınca aslında en mantıklısını yapmadığımı görüyorum.
    2017 mayıs ayı henüz 2. pilotum, kayınpeder doğuş gurubunda, indirimi var, porsche 718 cayman, metalik renk, sport-chrono paket, sunroof falan istediğim dolu donanımla 370 bin liraydı. kendi arabamı satmadan peşin parayla alırdım çok rahat...
    2018 haziran, kaptan olma hediyesi kendime range rover velar alayım dedim, 700 bin lira idi. 200 bin lira kredi çekip yine çok rahat alırdım. sonra kaskosu, MTV'si, bakım fiyatları derken, bir de çok elektronik arıza çıkarır sakın yaklaşma dediler. onu da almadım, arabam zaten iyi sonra da alırım dedim...
    2021 başında rtx 3080, 8700 liraya almadım. 2022 başında 22 bin liraya aldım...
    bunun gibi irili ufaklı örnekler var hayatımda.
    o porsche'nin de, range rover'ın da fiyatı şuan 3 milyon liranın üstünde.
    sinir oluyorum kendime 
    nereye bağlayacaksın diyeceksiniz. evet RTX 4000 serisi güzel gelecektir ama, 3000 serisi alamayıp bilenmiş, ateşli bir şekilde 4000'leri bekleyen bir güruh var, bu durumun farkında olan bir nVidia var, bir de işte Türkiye'de yaşıyor olduğumuz gerçeği var.
    o yüzden mantalitem değişiyor benim, "alabildiğini al sonra zaten alamayacaksın" moduna dönüyor.
    4000 çıkana kadar kim öle kim kala, 2 kulaç atma mesafemizde, tarihten hiç ders almamış çılgınlar 2022 senesinde hala tank, top, tüfekle sıcak savaşa tutuşmuş...
    uçtuğum 2. pilotlar hemen sıfır araba çekiyordu altına, "oğlum ev alsaydın ya ilk" diyordum. henüz araba almayanlara para biriktir kendin oturmayacak da olsan önce bir 1+1 daire al dedim.
    beni dinlediler ise şimdi küfür ediyorlardır sanırım çünkü artık biriktirdikleri parayla ne ev alınır ne araba 
    bugün uçtuğum 2. pilot haziranda evleniyormuş, 2+1 kapalı mutfaklı daire bakıyorlar, villa falan değil, kiralar 12-15 bin arası kaptanım diyor, valla duyunca hem üzülüyorum, hem kafayı yiyecek gibi oluyorum.
    kendi evimi 7 bin lira taksitle aldım ödedim bitti, herhalde hayatımda yaptığım tek mantıklı iş o oldu. şuan ev almamış olsam bana 15 bin kira deseler valla gider babamın evinde otururum, eski odamı verin derim 
  20. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Najaz in EVGA GTX 1080 SC2 / MSI GTX 1080 Ti Gaming X   
    "Dolandırıldım ama ikna olabilirim..."
    Bu laleyi daha çok üterler

  21. Thustu liked şu konuya bir mesaj by stardust in EVGA GTX 1080 SC2 / MSI GTX 1080 Ti Gaming X   
    sen beni işletiyor musun sahibinden üzerinden, senden şüpheleniyorum şuan 
       
    memleket şizofren olmuş lan, herif öyle bir fanteziye girdi ki, düz 1080'i 6300 liradan almayı kabul ettiği halde satmaktan korktum, 5 sene sonra bozulsa bu kart herif peşime düşer 
    mecbur donanımhaber'e açacağım artık, 20 tane 5000 veririm diye mesaj geldi, biraz da donanımhaber ölücülerinin psikolojisini test edeyim artık 
    çok ilginç bir şekile 1080 ti pek aramıyor millet, fiyat teklif eden bile yok, bu düz 1080'e bir sürü mesaj geldi, EVGA'yı mı çok seviyor millet anlamadım.
  22. Thustu liked şu konuya bir mesaj by stardust in Sony Playstation 4 500 GB, 2 kol ve 16 adet kutulu oyun   
    ohhhhhhhhh beklediğim gün geldi.
    ÇOK PAHALI
  23. Thustu liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   

    şu fotoğrafı çekebilmek için 15 aydır bekliyordum, iyi sabır varmış...
    c64 ve amiga da dahil 30 senelik PC oyunculuğu mecaramın hiçbir döneminde bir parçayı almak için bu kadar beklememiştim.
    1080 Ti kartı 2017 Kasım'dan beri kullanıyorum, hem efsane bir GPU olmasından dolayı, hem de geçtiğimiz sene yaşadığımız ekran kartı kıtlığından dolayı beni bu kadar idare edebildi.
    geriye doğru bakınca, en geç 2 senede bir ekran kartı değiştirmişim, 1080 Ti rekor olarak kalacak mı, RTX 3080 onu geçer mi bilmiyorum ama şu kartı artık alabildiğim için çok mutluyum.
    tahmin edebileceğiniz gibi 50 tane inceleme okudum ve izledim. yine de kartı elime aldığımda ayrıntılara verilen özene hayran kaldım.
    kart 3 ayrı kutu içinden çıkıyor, itopya'nın kargo kutusundan sonra, Asus asıl kutu çıkmadan önce ayrı bir karton kutuya koymuş, asıl kutuyu da köpüklerle içine sabitlemiş, çok takdir ettim kendilerini.

     
  24. Thustu liked şu konuya bir mesaj by Najaz in PS5 | Xbox Series X / S | Next-Gen Konsollar Uzerine   
    Adamlar en azından geri gönderiyor. Koskoca Microsoft garantiye gönderdiğim Play&Charge Kit'in üzerine yattı. THH'den lehime karar çıkmasına rağmen halen yenisini yollamıyor. Karşımda muhattap bile yok.
    Demem odur ki, Türkiye'de artık her şey şansa bakıyor. Garanti-maranti unutun ve aldığınız her ne olursa olsun, bozulmaması için dua edin.
  25. Thustu liked şu konuya bir mesaj by ZvAnA in Windows 11   
    Belki biraz uzun olacak ama artık foruma fazla girdi olmuyor şikayetlerinin yapıldığı bir dönemde kendi windows 11 kullanım tecrübelerimi aktarayım dedim.
    Bir haftadır imzâmdaki sistem ile (TPM 2.0 destekleniyor) windows 11 kullanıyorum. Normalde bu kadar kısa sürede yeni işletim sistemine geçmem ve başkasına da geçmesini önermem. Ama yaklaşık iki, üç hafta yaşadığım bir sıkıntıdan dolayı kafayı sıyırıp sonunda pc'ye format atıp temiz windows kurulumuna karar vermiştim. Sonra da madem sıfırdan temiz bir windows 10 kuracağım ondan önce 11'i deneyimleyim, sorun çıkarsa da fazla bir uğraş vermeden windows 10'a geri dönerim diye düşündüm.
    Bazı şeyler eski sürümlerde edinilen alışkanlıkların da etkisiyle pek hoşuma gitmese de microsoft'tan beklemeyeceğim şekilde işletim sisteminin çalışmasında şu ana kadar büyütülecek bir sorun yaşamadım. Özellikle sürücü konusunda bir sorun yaşamamak şaşırtıcıydı. Hele ki her yeni sürümde creative ses kartı sürücüleri ile birçok sorun yaşamış biri olarak bu konuda da hiçbir sorunla karşılaşmamaktan memnun kaldım. Oysa epey de şikayet görmüştüm önceki haftalarda.
    Dediğim gibi işleyiş olarak bir sorun çıkarmadı windows 11, herşey tıkır tıkır çalışıyor görünüyor. Daha önce windows 10 ile kullanıp da 11 ile uyumsuz olan herhangi bir yazılıma denk gelmedim. Oyunlarda falan herhangi bir sıkıntı yaşamadım. İlk zamanlar herhalde bu konularda biraz sıkıntı vardı. Çünkü kullandığım yazılımlardan biri Logitech'in desteğini 2018'de sonlandırdığı Logitech Gaming Software ve ben G13 için bu yazılımı kullanmak zorundayım. Bu programın kurulamadığına ya da kurulması için bir iki trick yapılması gerektiğine dair yabancı forumlarda mesajlar okumuştum. Ama ben de öyle bir durum olmadı. Direk kurdum programı ve şuan çalışmasında bir sıkıntı yok. Yaşadığım diğer bir sıkıntı "wake on lan" ve uzak masaüstü ayarlarımı yaptıktan bir süre sonra farkettiğim, sistemin boşta kaldığında uyku moduna geçmemesi oldu. Öyle ki monitörler de hiçbir şekilde uykuya geçmiyordu. Windows 10'da da bu konuda çok kere aynı ve benzer sıkıntıları yaşadım. Ancak uzun uğraşlardan sonra biostan bir iki ayar deneyerek bu sorunun da ortadan kalktığını gördüm. Ama windows 10'da bir çözüm bulamadığım ve windows 11'de de aynen devam eden steam açıkken uykuya girmeme ve monitörün anlık uykuya giriyormuş gibi yapıp uyanma sorunu devam ediyor. Bu windows 10'da da alışık olduğum bir durum olduğu için şimdilik üzerinde durmuyorum. Genellikle bu sorun nvidia high definition audio sürücüleriyle bağlantılı bir durum. HDMI ve Display port üzerinden ses desteği sunan monitör kullanımlarında yaşanıyor bildiğim kadarıyla. Kimi kullanıcı aygıt yöneticisinden bu cihazı devre dışı bırak diyerek sorunu çözse de benim pc aynı zamanda salondaki AV Reciever'a bu şekilde bağlı olduğu için benim için bir çözüm yolu değil maalesef.
    Gelelim fonksiyonellik ve alışkanlıklar açısından hoşuma gitmeyen şeylere; Öncelikle startup'a sabitlenmiş uygulamaların kişiselleştirilememesi ve gruplanamaması bunlardan biri. Windows 10'da hep uygulamaların türüne göre gruplanmış bir startup kullanırdım. Bunun için bir güncelleme geleceği söyleniyor; Umarım gelir. Windows 11'in çoklu monitör kullanımında da bazı sorunlar var bana göre. İlk kurduğumda ikinci monitörün görev çubuğunun en sağında saat ve tarih gözükmüyordu. Kaldırmışlar normalde. Ancak epey şikayet olmuş olacak ki bir iki gün önce bir güncellemeyle saat ve tarihi geri getirdiler. Ama işte bu noktada hâlâ yetersiz. Çift monitör kullanan ve oyun oynayan çoğu kullanıcı windows 10'da görev çubuğunu istediği monitöre ana monitör olarak seçmeksizin taşıyabiliyordu. Böylece ana ekranda tam ekran bir oyun çalışırken, system tray'e atılmış uygulamalar üzerinden istenilen ayara anlık müdahele edilinebiliyordu. Windows 11'de şuan bu yok. Ancak ikinci monitörü ana ekran olarak seçerseniz görev çubuğu ve system tray haliyle oraya geçiyor. Ama istediğimiz ana ekranı değiştirmek değil tabi. Umarım bunun için biran önce bir güncelleme gelir. Alışkanlıklardan kaynaklı yaşadığım diğer bir sıkıntı task bar'ın kısayol kullanmak dışında sadece startup windows logosuna sağ tıklayarak gelen menüden açılabilmesi. Oysa eskisinde görev çubuğunda herhangi bir boşluğa sağ tıklayıp görev yöneticisinin olduğu menüye ulaşmak mümkündü. Yine anlam veremediğim bir başka olay masaüstü sağ tık menüsü. Nvidia Control Panel gibi daha önce orada olan bir uygulama kısayoluna menüde yer alan diğer seçenekleri göstere tıkladığınız zaman ikinci kez açılan menüden ulaşabiliyoruz. Kısacası şöyle diyeyim; ilk sağ tık ile windows 11'in yeni menüsü, "Diğer Seçenekleri Göster" tıklandığında alıştığımız windows 10 sağ tık menüsü geliyor. İkisi de aynı menü aslında ama windows 11 menüsünde Nvidia Contol Panel gibi oraya yerleşebilen bir uygulama kısayolu bulunmuyor. Açıkçası hemen hemen aynı menünün tekrar açılmasını çok saçma buldum. Öyle yapana kadar ya eskisi gibi uygulama kısayolu tekrar eklensin, ya da kardeşim orada artık uygulama kısayolu istemiyoruz, git system traydeki nvidia simgesinden ya da başka bir yerden oraya ulaşmaya alış deyin. Hiç olmazsa bir mantığı olsun.
    Gelelim eskisinden güzel olan şeylere; Bunlar genel olarak kozmetik türü şeyler. Genel kanı olarak zaten işletim sisteminin daha güzel göründüğü ki ben de katılıyorum. Pencereler, menüler vs daha modern ve güzel görünüyor. Sistem seslerinde vs daha soft tonlar tercih edilmiş ki bu da hoşuma gitti. Temalarda Koyu ve Açık Mod seçenekleri daha güzel çalışıyor. Ayarlardan temayı koyu mod olarak seçerseniz desteklenen tüm uygulamalar da koyu backround ile açılıyor. Mesela HWinfo64'ü çalıştırdığımda beyaz bir pencere beklerken siyah pencere gelince şaşırdım. Aynı şekilde chrome, edge gibi uygulamalar yine koyu backround ile geliyor. Ama mesela nvidia control panel bildiğimiz şekilde açılıyor. Genel Ayarların olduğu pencere daha derli toplu ve kullanışlı buldum. Ekranın solundan gelen widget penceresi ise çok subjektif bir konu. Kimisi beğenip kimisi beğenmeyebilir. Ben şimdilik negatif ya da olumlu birşey diyemiyorum. Orayı döviz kurunu, hava durumunu, ilgimi çeken konulardaki haber akışlarını takip edebileceğim şekilde ayarlayıp bıraktım. Daha önce bu pencereye görev yöneticisinde bulunan simgesine tıklanarak ulaşılıyordu. Diğer monitör için saat ve tarih ile ilgili gelen güncellemeyle birlikte o simge kaldırıldı görev çubuğunun soluna hava durumu infosu geldi ve artık widgetların olduğu pencereye buraya tıklayarak ulaşabiliyoruz. Her ne kadar çoklu monitör kullananlar için çok anlamlı olmadığını düşünsem de birden çok masaüstü uygulaması ve birbirleri arasında geçişler sorunsuz çalışıyor. Bu birden çok masaüstü kullanımında hep masaüstündeki simgelerin de kaydedilen masaüstüne göre farklı, özelleştirilebilmesini istemişimdir. Neden böyle birşey düşünülmüyor anlamadığım şeylerden biri. Yine windows 11'den beklediğim şeylerden biri daha kolay erişimli ses ayarları idi. Eskisinden daha iyi ama kardeşim birden çok uygulama açıkken sesin şiddetini ayrı ayrı ayarlayabileceğimiz "Ses Düzey Karıştırıcısını" niye bir tık basitliğine bir türlü indiremiyorsunuz ? İnsanlar artık yayın yapıyor, amatör müzisyen pc'ye ses kaydediyor, bir çok farklı harici ses cihazı vs kullanılıyor. Açıkçası yeni bir işletim sisteminde bunların hepsini bir yerden yönetebileceğimiz iyi düşünülmüş bir ayar penceresi beklerdim.
    Sözün özüne gelinirse windows 10'un üzerine ne konmuş, neyi çok beğendin diye sorulursa açıkçası bir cevabım yok. Zaten windows 11 duyurusunda ilgi çeken çoğu özellik sonraya bırakılmış durumda. Bu haliyle daha iyi görünen daha derli toplu bir windows 10 diyebilirim. Bu yüzden durup dururken Windows 11'e geçmenin şuan için bir mantığı yok. Ama kendim açısından şuan itibariyle can sıkıcı, problem olabilecek bir sorun yaşamadığımdan da windows 10'a dönmek için hiç bir sebep göremiyorum. Umarım da absürt bir sorun yüzünden de dönmek zorunda kalmam.