Bilgisayar tarihindeki en önemli üç oyun?
0

Bu konuda 51 mesaj var

Herkes Witcher serisini tavsiye ediyor. Pek oynamadım ama zaten bilinen formülleri rafine etmiş bir seri değil mi bu ? Yoksa yeni bir teknoloji , teknik vs getiriyor mu?

 

Tabii bir de online oyunlar, rpg vs var, onalrı hiç oynamadığımdan yorum yapamıyorum. Ancak Counter Strike 'ı ben bile duyduğuma göre demek ki çok önemli bir oyun.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş
29 minutes ago, ResetButton said:

Herkes Witcher serisini tavsiye ediyor. Pek oynamadım ama zaten bilinen formülleri rafine etmiş bir seri değil mi bu ? Yoksa yeni bir teknoloji , teknik vs getiriyor mu?

 

Tabii bir de online oyunlar, rpg vs var, onalrı hiç oynamadığımdan yorum yapamıyorum. Ancak Counter Strike 'ı ben bile duyduğuma göre demek ki çok önemli bir oyun.

 

Witcher 3 oynamadan önce 1 ve 2'yi çabucak bitirip üçe başlamanı tavsiye ederim. Grafikler ve müzikler muazzam. Oyun çok karmaşık. Hikayesi bazen sıkıcı olabiliyor çünkü takip etmesi zor yan görevlerden ötürü.

 

Counter Strike'a hiçbir zaman tam ısınamadım. Tinerci oyunu gibi geliyor bana :mrgreen:. Bunun çocukluğumdan kalma sebepleri olabilir. Ben küçükken beni hep vururlardı bu oyunda. Adam gibi kill alamazdım. Hırs yapa yapa çok iyi bir seviyeye geldim ama oyunu hala pek beğenmem. Benim için bir BF değildir kesinlikle.

rammstein tarafından düzenlendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş
On 23/02/2018 at 0:10 PM, Najaz said:

Yalnız hiçkimse Ultima Online falan oynamamış sanırım :)

 

Hocam ben oynadım ama tarihteki en önemli oyun denir mi bilmiyorum. Ultima Online (Renaissance 2000'li yıllarda çıkan) hakkında bildiklerim hep Türkiye sınırı içinde. Yurtdışında nasıl bir etki yaptı bilmiyorum. Fakat hayatımda bir daha o tarz bir zevk alamadım fakat "ultima online hayat offline" mottosu çok geçerliydi. Bir sömestir evden çıkmamıştım bu yüzden :( sabaha karşı 04.00 e saat kurup unicorn "tame"lemeye gitmek pek akıl karı gelmiyor şu an :D 

 

hatta 2000 li yıllardan (sanane ve Nebula Locus-Quann dönemi) sonra 2011 veya 2012 gibiydi sanırım @omertocarlos ile Nebula tekrar açılınca başlamıştık. Yine güzeldi fakat eski tadı yoktu.

 

Bu yazıyı yazarken bile google a girip bir kaç resim baktım sanki eski sevgilimi görmüşüm gibi hüzünlendim. Bağımlılık ya bu oyun iyiki bırakmışız zamanında.

Atrin tarafından düzenlendi
jackjoker beğendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş
On 28.02.2018 at 12:17, Atrin said:

 

Hocam ben oynadım ama tarihteki en önemli oyun denir mi bilmiyorum. Ultima Online (Renaissance 2000'li yıllarda çıkan) hakkında bildiklerim hep Türkiye sınırı içinde. Yurtdışında nasıl bir etki yaptı bilmiyorum. Fakat hayatımda bir daha o tarz bir zevk alamadım fakat "ultima online hayat offline" mottosu çok geçerliydi. Bir sömestir evden çıkmamıştım bu yüzden :( sabaha karşı 04.00 e saat kurup unicorn "tame"lemeye gitmek pek akıl karı gelmiyor şu an :D 

 

hatta 2000 li yıllardan (sanane ve Nebula Locus-Quann dönemi) sonra 2011 veya 2012 gibiydi sanırım @omertocarlos ile Nebula tekrar açılınca başlamıştık. Yine güzeldi fakat eski tadı yoktu.

 

Bu yazıyı yazarken bile google a girip bir kaç resim baktım sanki eski sevgilimi görmüşüm gibi hüzünlendim. Bağımlılık ya bu oyun iyiki bırakmışız zamanında.

 

UO sanane.com beta server'larında başlamıştım. o dönem ! guildinde ( sanane de ki eski TRK guildi ) bulunuyordum. Hatta server da ki ilk kaleyi biz yapmıştık. 

o dönem de azazel, dark, el kayedler, crizzz, rom gibi kişiler yakın arkadaşımdı. oyunda chaotic evil karakteri oynuyordum. yani günümüzde tam bir "piç" küfürünü hakeden biri :D

şöyle ki kendime ait bir adam ve o ada üzerinde 20 den fazla dragonum vardı. bu dragonlar ile brit mezarları tek başıma basar ve loot toplardım. dragonlarımın isimlerini o dönem oynayanlar belki hatırlar. ( bombacımülayim, kamyon ) :D

bazen de PK köylerini basardım. köylerin hem çıkışına hem girişine invis eder sonrasında da kendimi gösterip onları dışarı çekerdim. gerisi malum. 

 

yine bazen de hiç gidilmesi mümkün olmayan trap roomlara mark atardım. örneğin bir yerde içinde 50 den fazla elemantel olan bir trap room keşfetmiştim. içeri iki tane green dragon ile girip hepsini temizleyip tam ortasına mark atmıştım.

sonra en kalabalık mekana gidip gate açardım. tabi meraklı bir millet olduğumuzdan gate nereye gidiyormuş diyenler gate den geçip hemen ghost moduna girerlerdi :D çünkü gittikleri yer de o kadar çok elemantel vardı ki ekranları donuyordu ve o esnada saniyeler içinde ölüyorlardı.

tüm herkes gate den geçince bende dragonlarımı alıp hasılatı toplamaya giderdim.

of of ne güzel zamanlardı :D 

gri olmak ne güzeldi :D 

 

 

 

jackjoker tarafından düzenlendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Bilgisayar tarihinde denmiş ama ben PC olarak kısıtlayarak yazacağım.

Doom: Wolfenstein 3D ondan önce olsada çığır açan Doom'du, akabinde gelen klonları ve Duke Nukem'le koptu gitti o genre. Quake 2 çağ atladı, Half-life ile bir çağ daha atlayıp modern FPS olayına gelmiş oldu.

Dune 2: Real-time strateji genre'sını çıkaran oyun. Her ne kadar o genre şu an MOBA olarak hayatına devam etsede, oyun tarihinde önemli bir sayfadır. Command & Conquer ile çağ atladı. Starcraft 1 ve Warcraft 3 ile modern haline çok yakın bir hal aldı. Starcraft 2 zaten gelmiş geçmiş en iyi RTS.

Diablo 2: RPG oyunları çok çok eskiye dayansada Diablo 2 ile başka bir boyuta geçti olay. Çok kural kastırmayan, akıcı, side questli, nispeten open world'lü şeylerin tutmasını sağladı. Modern başarılı RPG'lerin çoğunun ortak özellikleri, Diablo 2 akıcılığı, Baldur's Gate serisi hikaye derinliği ve open world olmasıyla işi kotarıyorlar (bkz. Witcher 3, Skyrim, Divinity: Original Sin serisi)

Prince of Persia: Her ne kadar Mario ondan önce olsada Amiga ve PC'de platform ve sonrasında da 3D platform olayının öncüsüdür. 

Civilization: Hala en iyi turn based strateji demek yanlış olmaz. Bir şekilde zamana meydan okumuş nadir serilerden. İnsanlığa katkısı da çok büyüktür. Mansiyon ödülü olarak Heroes of Might and Magic III, Master of Orion 2 bahsedilebilir.
 

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş
On 3/31/2018 at 7:23 AM, ObiWan said:

Bilgisayar tarihinde denmiş ama ben PC olarak kısıtlayarak yazacağım.

Doom: Wolfenstein 3D ondan önce olsada çığır açan Doom'du, akabinde gelen klonları ve Duke Nukem'le koptu gitti o genre. Quake 2 çağ atladı, Half-life ile bir çağ daha atlayıp modern FPS olayına gelmiş oldu.

Dune 2: Real-time strateji genre'sını çıkaran oyun. Her ne kadar o genre şu an MOBA olarak hayatına devam etsede, oyun tarihinde önemli bir sayfadır. Command & Conquer ile çağ atladı. Starcraft 1 ve Warcraft 3 ile modern haline çok yakın bir hal aldı. Starcraft 2 zaten gelmiş geçmiş en iyi RTS.

Diablo 2: RPG oyunları çok çok eskiye dayansada Diablo 2 ile başka bir boyuta geçti olay. Çok kural kastırmayan, akıcı, side questli, nispeten open world'lü şeylerin tutmasını sağladı. Modern başarılı RPG'lerin çoğunun ortak özellikleri, Diablo 2 akıcılığı, Baldur's Gate serisi hikaye derinliği ve open world olmasıyla işi kotarıyorlar (bkz. Witcher 3, Skyrim, Divinity: Original Sin serisi)

Prince of Persia: Her ne kadar Mario ondan önce olsada Amiga ve PC'de platform ve sonrasında da 3D platform olayının öncüsüdür. 

Civilization: Hala en iyi turn based strateji demek yanlış olmaz. Bir şekilde zamana meydan okumuş nadir serilerden. İnsanlığa katkısı da çok büyüktür. Mansiyon ödülü olarak Heroes of Might and Magic III, Master of Orion 2 bahsedilebilir.
 

 

Aynen katiliyorum.

Yalniz Diablo'yu RPG sinifina koymazdim, hele Baldur's gate ile hic kiyaslamazdim. Diablo kendi sinifini yaratmasiyla onemli bir oyun zaten.

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş
26 dakika önce, Narcissus said:

Listedeki oyunların hepsi o listede bulunabilir ona okay ... ama sıralama tamamen ve aşırı şekilde dötten sallama.. 

 

+1

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Ya size de oluyor mu bilmiyorum ama bu tip top100 top50 listelerinde Mario, Zelda falan görünce acaip uyuz oluyorum. Tamam zamanının çok güzel oyunları ama 35 yaşında Mario kim oynuyor? Anca çocuğu oynuyor diye oynuyordur.

Fakat 35 yaşında hala Fallout 1, X-Wing Alliance, Baldur's Gate, Menzoberranzan, Warcraft 2 oynuyorsunuz işte. Arada bence bu farkı gözardı ediyorlar gibime geliyor.

Ayrıca tüm PC menşeili olmayan oyuna da kılım ama Uncharted, MGS, Last of Us gibi şeyler var konsollarda onlara biraz saygım var :) ama JRPG'ler falan görünce sinirleniyorum :D 

Firienholt and SEP beğendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Biz amariga ve japonyadaki gibi NES, Saturn, Megadrive, SNES vs vs gibi  8 - 16 bitlik konsol dönemlerini görmediğimiz için ... c64, amiga veya pc dışındaki oyunları görünce (hadi kara kutu atariyi de ekliim) "sen kimsin lan değişık" deme gereksinimi duyuyoruz...  Türkiyede konsol dönemi PS2 ile başladığı için Zelda melda pek bilmeyiz.. 

 

Ama bu zeldayı pokemonu marioyu falan aslında 40 yaşındaki serinin manyakları dombili nerdler oynuyor.. 

 

Ben de kılım o ayrı.. 

ObiWan and CandleGarden beğendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Zelda çok büyük fenomen , bu kültürde büyük yeri var ,ama ben de görünce birşey anlamıyorum. Biz de efsaneler PC-Fps ile başlar , belki amiga oyunları. Zelda olayı bize hiç girmedi. Belki aileler sadece oyun oynanan konsolları pek sevmediler Türkiye 'de . Belki kopya oyun olmadığından pahalıya geldi.O kültür biz de hiç yok. 

Mario 64 mesela büyük olay, bilgisayar oyunları tarihinde önemli dönüm noktası ,bugün bile oynayanlar var. O dönem bizde PS 1 satılıyordu. Nintendo 64 aslında çok güzel bir cihazolmasına rağmen oyun temini zor olduğundan ilgi çekmedi hiç 

 

Yine zannediyorum 90ların ortasına kadar pc de oyun oynama diye birşey yoktu bizde. Pc yoktu zaten evlerde . windows 95 ve internette sonra eve girmeye başladı pc ler. O dönem ünlü pc oyunları bizde hatırlanmıyor pek. 

 

Adı daha az geçiyor ama Unreal da önemli bir mihenk taşı. Quake 'in kapalı alanlarda oynanan koyu renkli dünyasından sonra geniş açık alanların olduğu , rengarenk dünyaya geçiyordu. O dönemde eşi benzeri olmayan grafiklere ve tabii sistem gereksinimine sahipti. Buna rağmen maria, zelda kadar adı geçmez yurtdışında . O dönem oyun dünyası PS , Sega, Nintendo nun kontrolündeydi.

ResetButton tarafından düzenlendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

reset, oyunlarla (en azından güncel olanlarla) hiç alakan olmamasına rağmen böyle bir konu açıp bir de konu hakkında yorum yapman garibime gidiyor :baba:  :lol:

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş
On 30.03.2018 at 12:16, jackjoker said:

 

UO sanane.com beta server'larında başlamıştım. o dönem ! guildinde ( sanane de ki eski TRK guildi ) bulunuyordum. Hatta server da ki ilk kaleyi biz yapmıştık. 

o dönem de azazel, dark, el kayedler, crizzz, rom gibi kişiler yakın arkadaşımdı. oyunda chaotic evil karakteri oynuyordum. yani günümüzde tam bir "piç" küfürünü hakeden biri :D

şöyle ki kendime ait bir adam ve o ada üzerinde 20 den fazla dragonum vardı. bu dragonlar ile brit mezarları tek başıma basar ve loot toplardım. dragonlarımın isimlerini o dönem oynayanlar belki hatırlar. ( bombacımülayim, kamyon ) :D

bazen de PK köylerini basardım. köylerin hem çıkışına hem girişine invis eder sonrasında da kendimi gösterip onları dışarı çekerdim. gerisi malum. 

 

yine bazen de hiç gidilmesi mümkün olmayan trap roomlara mark atardım. örneğin bir yerde içinde 50 den fazla elemantel olan bir trap room keşfetmiştim. içeri iki tane green dragon ile girip hepsini temizleyip tam ortasına mark atmıştım.

sonra en kalabalık mekana gidip gate açardım. tabi meraklı bir millet olduğumuzdan gate nereye gidiyormuş diyenler gate den geçip hemen ghost moduna girerlerdi :D çünkü gittikleri yer de o kadar çok elemantel vardı ki ekranları donuyordu ve o esnada saniyeler içinde ölüyorlardı.

tüm herkes gate den geçince bende dragonlarımı alıp hasılatı toplamaya giderdim.

of of ne güzel zamanlardı :D 

gri olmak ne güzeldi :D 

 

 

 

 

Bi ihtimal senle o zamanlardan bi muhabbetimiz dönmüş olabilir. Bombacımülayim, kamyon isimleri yabancı gelmiyor. Bahsettiğin nicklerin hepsini bende biliyorum, hoş bizim onlarla muhabbetimiz değil düşmanlıklarımız vardı. :mrgreen: Horselords ile yakın ilişkilerimiz vardı ama onların klanına girmemiştik. ! , TRK guildlerinide hatırlıyorum. Diablodan oynadığımız diğer Malachi, Rampage gibi arkadaşlarıda hatırlarsın muhtemelen benle birlikte. Biz gerçi Britte çok zaman geçirmiyorduk ilk dönemler. Daha çok moonglowda takılıyorduk, epey bi rp ve normal kalarak takıldıydık. Sonraları Brite falan gelmiştik, Azazel Dark ve Rom gibi isimlerle kapıştığımızı bile hatırlıyorum tabi teketek şansı olmadı ama yanlış hatırlamıyorsam 3v3 lük Azazelin olduğu bi pk ekibi varken Azazeli kıstırıp indirdiydik zırhından ötürü ölmesi epey sürmüştü ayrı mesele. Biz rp takılcaz etcez derken sonra bi dönem gri falan kaldıydık barınamıyorduk. Öyle böyle derken bir dönem pk geçirdik zorluklar yaşadık falan pklar bile bizi kabül etmiyordu belkide çoğu daha önce kapıştığımız kişi buc's da falan çullanıyorlardı :) Guild olarak takılmamanın verdiği sıkıntıları çektik haliyle. Çok uzun süreçler oynadık tabi gerçi ama benim madenci char falanda vardı blood black setleri yaptıydık; sora bi ara logout bugından faydalanarak tekrar mavi olduk ama yinede Delucia pk ağırlıklı dönemlerinde saygınlık görürdüm. Hatta bi sınıf durumu gibi bişi vardı belli kişilere müsade vardı, Mavi olarak pkların arasında dolanırdım kimse dalmaya cesaret etmezdi falan, çoğuylada tabi muhabbetinde var ayrı mesele bi durum olsa onlar bile yardıma gelirdi.

 

Thrillusun Honoru dinleyincede anılar canlandı, britanyada gezinirken horselordları falan görür arada arkaplanda müziği açardık ne güzel günlerdi ya. SNN son dönem patladı devamda etmedi zaten kötü dönemlerinde Nebulaya falan biraz sarkmıştık ben pek takılmadım kendi karakterimle ama Malachinin karakteri epey kastırmıştım kendimde girip kasıyordum. Sonra Arqas dönemimiz oldu hatta orada adminlik falan yaptım Larethian' dan sonra Valheru(Merih abi) ele almıştı ama teknik olarak en yetkili bendim. Oyuncu olarak takıldığımız dönemlerde de bizim çocukların Mattsberg diye soyisimleri vardı. Ben her dönem Deathknight olarak bulundum. Arqas' ta idari sıkıntı, yönetimde ben olmama rağmen Bursa tabanlı ekip çok iyi sahiplenemeyince sunucuyu kapatmak durumunda kaldık. Tekrar tekrar kendim sunucu açmayı düşünsemde yapmadım. En son paganda takıldık orda da cıvıttık artık yöneticilikten bıkıp yine oyuncu olarak oynamak istemiştim, tabi oyunun her bişiyini bilmek kısa sürede en uca getirdi yine bi süre sonra keyifsizleşip bıraktıydık.

 

Şimdi 4 gözle Legends of Aria' yı bekliyorum hatta biraz sabrım taşmaya başladı betadan falan dahil olsam mı diyorum, bi kaç arkadaş alıp baktılar gayet iyi diyorlar epeyde oyuncusuda varmış.

 

Ekleme benim arşiv bi ara disk patlayınca uçtuydu ama dönemden hatırladığım bir arkadaşa paylaştığım şöyle komik bi kare varmış. Böyle acaip muhabetlerde yok değildi UO' nun yeri bambaşkadır.

30072_395644790035_3217791_n.jpg

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş
6 hours ago, TiesTorN said:

reset, oyunlarla (en azından güncel olanlarla) hiç alakan olmamasına rağmen böyle bir konu açıp bir de konu hakkında yorum yapman garibime gidiyor :baba:  :lol:

Garibe gidecek birşey yok. Açılan başlıkların bazıları aslında benim başlığım değil , telegramdaki sohbetler sırasında ilginç olanı buraya başlık açıyorum . 

 

Kaldıki konu güncel oyunlar değil bilgisayar tarihindeki oyunlar. Onları biliyuorum tabii. 

Güncel oyunları oynamadığım doğru ama teknoloji meraklsı olarak incelemlerine bir göz atıyorum. VR'da öne çıkan  oyunları da bir 15-20 dakika deniyorum ilginç birşey var mı diye. VR da yenilik getiren bir oyun olursa herkesten önce haberim olur.. 

ResetButton tarafından düzenlendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

UO ben de oynuyordum ya, yıl 1999-2001 gibi olması lazım. Dial-up ile bağlandığımı hatırlıyorum çok net. 

Biz bir şekilde Nebula UO'da bulmuştuk kendimizi. Acaip guild olaylarını kasıyorduk IRC'deki #GaMeSHoW kanalındaki arkadaşlarla. Bir arkadaş demişti, ya biz burdayız ama Nebula UO'nun gelecek sene olacağı garanti değilki, unofficial server demişti.

İşin enteresan tarafı, sanırım Nebula UO server'ı hala var :D ama o arklardan eser kalmadı...

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

@ObiWan Evet hocam hala aktif. Fakat eski GM kadrosundan birileri yok. Silencer hala onursal başkan gibi listede yazıyor ama göründüğü pek yok :)

 

2000'lerde Nebula güzeldi ya. 250 kişilik server kapasitesi vardı akşamları girmek için sürekli şifre girip denerdik. Dial-up modem zamanında evde biri telefon edeceği zaman bir yere zart diye açardı telefonu pat düşerdik oyundan. Hem ölürdük hemde tekrar oyuna girmek için kasardık. 

ObiWan beğendi

Bu mesajı paylaş


Bu mesajın linki
Sosyal ağlarda paylaş

Yorum yazmak için üye olun veya giriş yapın

Yorum yazmak için üye olmanız lazım

Üye ol

Üye olun ve sitemizin tüm avantajlarından yararlanın!


Yeni bir hesap oluştur

Giriş yap

Zaten üyemiz misin? O halde giriş yap


Hemen giriş yap
0

  • Bu sayfadaki üyeler   0 üye

    Şu an bu sayfayı görüntüleyen bir üye yok