Hayalet

  Evet abicim unut gitsin ... O kadar paraya gidip silivriden tarla almak daha mantıklı olur  )

merhabalar,
 
46 dakikalık bir HD görüntü 1.5 gb alan kaplamış ama ben kayıt tuşuna basmadan bu kayıdı yapmış sanırım 45 dakikalık bir bufferi var ve devamlı kayıt edip üzerine yazıyor.
Kayıt edilen dosyanın uzantısı .rec dosyası ve bunu MPC-HC isimli dosya ile açabildim.
 
Örnek ekran görüntüsü de şöyle:

1'er dakika kanallar arasında gezdim, bir süre sonra dosyalar yüklenmiş olur.
Neta 6400
https://onedrive.live.com/redir?resid=5A559A03198F77CF!42389&authkey=!ABM2yJdgoTO08Hs&ithint=folder%2c

Yahu inanmayin boyle seylere 

Wolfenstein the new order, 60 fps kilitli, grafikler kotu idae edicem sanırım . Bu 60fps olayını değiştirmeden bethesta oyunu almayacağım bir daha.

Bir sıfır fazla olmuş sanırım fiyatta.

Baska bir sey soyliyeyim boyle bir oyun ciktigi zaman bf4 e falan girin ekseriyat comezler kaliyor serverlada acayip skorlar oluyor D

Beğendiğimiz güzel sözlerin paylaşılacağı bir konu olsun istedim. Bazen öyle güzel sözler yazılar okuyorum sonra aklımın bir yerinde kaybolup gidiyor.
 
Alıntı: Nutuk, K.Atatürk
 
 

99 model Corsa-Clio alırım daha iyi 

  Arkadaşlar her biri için ayrı bir başlık açmaya değmeyecek ama bir yandan da sektördeki gelişmeleri takip edip diğer arkadaşları da bilgilendireceğimiz ve en önemlisi üzerine yorumlar yapabileceğimiz bir konunun olmadığını gördüm ve bu ihtiyacı gidermek adına böyle bir başlık açmaya karar verdim.   Benim dikkatimi çeken ilk kısa haber 2015 Game Awards adaylarının açıklanması oldu;   http://www.gamespot.com/articles/witcher-3-leads-game-of-the-year-nominees-for-2015/1100-6432282/   Yapımlar şu şekilde; Bloodborne Fallout 4 Metal Gear Solid V: The Phantom Pain Super Mario Maker The Witcher 3: Wild Hunt  
Sizin favoriniz hangisi?       İkinci olarak da Ars Technica SteamOS' in performansını masaya yatırmış ve sonuçlar pek iç açıcı değil;
 
http://arstechnica.com/gaming/2015/11/ars-benchmarks-show-significant-performance-hit-for-steamos-gaming/
 
Umarım zamanla OpenGL' in daha da olgunlaşması ve gpu üreticilerinin linux driver' lara da gereken önemi vermesiyle bu fark kapanır.
 
 
 
ilk çıkış gününde Fall 4' ün 12 milyon adet dağıtımı yapılmış;
  http://www.gamespot.com/articles/fallout-4-ships-12-million-copies-in-one-day-break/1100-6432277/   Çıkışıyla birlikte birçok oyuncuyu ikiye bölmesine karşın şurası kesin ki oyunun satışları çok iyi olacak. Umarım Bethesda bu paranın bir kısmını artık antika sayılacak oyun motorunu geliştirmeye ayırır. Bir sonraki oyunlarında bu teknik yetersizlikle birçok oyuncuyu şimdiki gibi memnun edemeyecektir.  

Bilimle ilgili bu podcast'de güzel.
 
http://bilimkazani.org/
 
Son podcast'te konuk ettikleri Mete Atatüre Cambridge'de fizik profesörüymüş.:
 
http://www.phy.cam.ac.uk/directory/ataturem

@@ResetButton
 
Yan görevlerden 4 tanesi coop olmadan oynanamıyor oyuncu falan bulamazsan ki bulamaman muhtemel yardım ederim.

Eski otomatikler manuel şanzımana göre daha fazla tükettiriyorlardı. Bunun iki sebebi vardı. Otomatik şanzımanlarda manuele göre daha az vites oluyordu. Mesela bir arabanın manueli 5 vitesliyse otomatiği 4 vitesli oluyordu. Eski Amerikan arabalarında 2 vitesli otomatikler var mesela. Vites oranı azaldıkça ideal devir bandının kullanımı da azalıyor, haliyle tüketim artıyor. Ne kadar çok vites, o kadar az tüketim yani. Diğer sebep ise ıslak (viskoz) kavrama. Tork konvertörü de denen bu sistem güç kaybına sebep olur. Modern tork konvertörleri eskilere göre çok daha verimli, ama yine de az miktarda güç kaybı oluyor. Eskiden güç kaybı çok daha fazlaydı. Bu yüzden otomatik arabalar performanssız ve müsrif olarak görülürdü. Yeni şanzımanlarda tork konvertörü kullanılsa da güç kaybı çok daha az, ayrıca bunu manuel şanzımanda kullanımı pratik olmayacak kadar çok vitesli tasarımla ekarte ediyorlar. Mesela 8 vitesli otomatik şanzımanlar gayet normal karşılanıyor artık, hatta bazı üreticiler 9 vitesli şanzıman kullanmaya başladılar son birkaç yıldır. 9 vitesli manuel şanzıman da üretilir ama kullanımı pratik olmaz. Robotize şanzımanlarda zaten kuru kavrama oluyor genelde, yani tork konvertörünün güç kaybı handikapı da aşılmış oluyor.
 
Bir de işin performans kısmı var tabi. Tek kavramalı robotize şanzımanları hariç tutuyorum, onlar biraz ağır kalıyorlar ama yeni nesil otomatiklerin vites değişim süreleri milisaniyelerle ölçülüyor. Yani en becerikli sürücünün bile vites değişimine karar verme sürecinde şanzıman zaten vitesi değiştirmiş oluyor, daha o adam elini vites koluna atacak da, debriyaja basacak da, kolu çekecek de... Özellikle çift kavramalı şanzımanlar bu konuda çok başarılı.
 
Forumun temasına uygun biçimde örnek vereyim. Modern işlemciler frekanslarını kendileri ayarlayabiliyorlar. İşlem gücüne ihtiyaç yoksa frekansı ve çarpanı düşürüp yavaşlatıyorlar kendilerini. Yoğun yük altına girdiğinde de hızlandırıyorlar, yani otomatik overclock oluyorlar. Bunun klavye üzerindeki tuşlarla manuel yapıldığını farzedin. 10 tane profil olsun, siz sistemin yük durumuna göre kendiniz işlemci hızını belirleyin mesela. Masaüstü ortamında yavaşlatın, oyun oynarken hızlandırın, sistem kasılmaya başlayınca daha da hızlandırın filan. Uğraşılır mı bununla? Diğer tarafta sistem siz daha işlemcinin yetersiz kaldığını farketmeden durumu kavrayıp frekansı arttırıyor, yük düştüğü anda işlemciyi yavaşlatıp voltajı düşürüyor, çok daha hızlı karar veriyor, üstelik sizin klavyenizdeki tuşların sayısından fazla profile sahip olabiliyor. Modern bir otomatik ile manuelin karşılaştırması budur.
 
Kısacası eski otomatiklerin sorunları, verimsizliği, performanssızlığı çoktan aşıldı. Çok sakin biryerde yaşıyorsanız ucuz olduğu için manuel tercih edebilirsiniz, bu mantıklı görülebilir. Mesela benim Marmaris'te yaşayan arkadaşım var (buraya da üyedir aslında, Tesla kullanıcı adıyla), bizim "trafik yok, millet daha uyanmamış" dediğimiz Cumartesi sabahı trafiğini bile korkunç buluyor, "siz nasıl katlanıyorsunuz buna, heryerden araba çıkıyor yav" diyor. Ancak trafikli bir şehirde kullanılacaksa ve maddiyat çok kısıtlı değilse otomatik alınmalı.

Şahsen ekran kartı ve ram hariç bende de aynı sistem var. Sadece 980ti alınıp geçilse bir de ram takviyesi olsa sistem uçar gider bir süre daha .Komple değişikliğe gerek olmadığını düşünüyorum.

Film başlığından esinlenerek bu konuyu başlatıyorum.
 
Bu güne kadar satın alıp oynadığınız ama verdiğiniz paraya acıdığınız oyunlar hangileri?
Belki tanıtım videolarının yada yorumların gazına gelip aldığımız ama şöyle bi gözattıktan sonra bir daha yüzüne bakmamak üzere kaldırıp attığımız oyunlar neler?
 
Biz yandık başkaları yanmasın.

Sarkidan sarkiya degisiyor ama ben de Floor derim. Floor'un Storytime performansi falan efsane.

İstanbul su ve kanalizasyon idaresinin belli başlı problemlerinden birisi (aslında tüm su ve kanalizasyon idarelerinde durum aynı) dönem dönem düşük debi veya su kesilmelerine bağlı şebekeye karışan bakteriyel aşırı gelişim ve bazı bölgelerde de paraziter hastalıklar. Bunların filtrelemeyle çözülmesi de zor, o yüzden evde şebeke suyu tüketmeyin, damacana su şebekeye oranla daha temiz olacaktır her koşulda.

 
Aynı tadı vermese de Floor birçok şarkının altından kalkacak sese sahip.
 

 

Acer, Predator serisi ile baya bir ağırlık verdi bu işlere.
 
İki yeni model daha geliyor, geçen yılın ucuz TN 4K modellerinden sonra XB271HK ile 27" IPS panele sahip 4K bir model geliyor. G-Sync destekli bu model dikkat 75Hz ile geliyor. Sanıyorum yine G-Sync modülü üzerinden overclock söz konusu. 27" 4K için küçük olarak görülebilir ancak IPS, G-Sync ve 75Hz bir arada oyunculara yönelik başka herhangi bir model de yoktur.
 
Geçen sene çıkan ve G-Sync olarak türünün tek örneği olan(Freesync tarafında da benzer ASUS MG279Q var, o da o tarafta tek örnek) 27" IPS 2560x1440 144Hz destekli XB270HU modelinin güncellenmiş versiyonu XB271HU geliyor. XB270HU okuduğum kadarıyla şikayetlerden bir ara Amazon'dan satıştan falan kaldırılmış, Amazon'dan getirtmeyi düşünen varsa güncellenmiş versiyonunu beklesin derim.
 
Daha önce de bahsettik gerçi ama Predator X34 ve Z35 adlı ultrawide modeller de geliyor. X34 34" IPS 3440x1440 75Hz ancak G-Sync üzerinden overclock ile 100Hz. Bu noktada benzer özelliklerdeki ASUS PG348Q da beklenebilir, ondan direkt 100Hz olarak bahsediliyor.
 
Yine bu arada çok böyle model bekleyen var eğer yakın zamanda TN dışı, ultrawide, 120-144Hz 3440x1440 model bekleyen varsa daha baya beklemeleri gerekecek. 3440x1440 100Hz bantgenişliği sınırına dayanıyor Displayport 1.2 standardının.
 
Bu noktada Z35 çok ilginç 200Hz gibi akıl almaz bir overclock değeri ile geliyor, daha önce Eizo Foris'te de 240Hz modu vardı ama o gerçek değildi, TV'ler gibi araya kare ekleme ile ilgili bir teknolojiydi, bu direkt 200Hz overclock ile.
 
Bu arada bunların hepsi yılbaşına kadar gelecek modeller, yani yakın zamanda çıkacak.
 
Tabii ASUS dışında, ASUS monitör duyurduktan sonra çıkarması baya bir süre alıyor, o monitör sanırım Haziran-Temmuz 2016'dan önce gelmez.
 
Yine Acer modeller için her monitör o hızlara overclock olabiliyor mu, bu özellik kullanılırsa garanti ne oluyor, görüntü bozulması oluyor mu v.b. sorular için incelemeleri beklemek gerekecek.
 
Monitör alımında da hep birşeylerden vazgeçilmek zorunda kalınması da yıllardır ayrıca bir sorun. 120-144 Hz mi istiyorsun, TN panele mahkumsun, renk doğruluğu, düzgün renkler, görüntü istedin IPS veya VA alacaksın 60Hz ve dahası modeline göre ağır lag ve piksel cevap sürelerine mahkumsun.
 
Bu anlamda yıllardır ancak rüyalarda görülebilecek IPS özelliklerinde panel, 1080p'den büyük çözünürlük ve 120-144Hz tarama hızı AU Optronics'in AHVA panelleri ile piyasaya girebildi, Acer ve Asus XB270HU ve MG279Q buna örnek.
 
Son aşamada ultrawide bu tarz bir model görmek kaldı, Z35 ve benzeri Benq XR3501 ile yaklaşıldı ancak bant genişliği nedeniyle çözünürlüğün 2560x1080 seviyesinde kalması ve bu nedenle 79 PPI gibi son derece düşündürücü bir değerde kalınması ile yarıda kalmış bir görüntü ortaya çıktı.
 
Yeni nesil ekran kartları, Displayport 1.3 ile o rüya model de gelecektir diye düşünüyorum.

Monitörlerin piksel yoğunlukları ile bilgileri de buradan verelim merak edenler için:
 
24" 1920x1080-91.79 PPI
27" 1920x1080-81.59 PPI
27" 2560x1440-108.79 PPI
28" 3840x2160(4K)-157.35 PPI
27" 5120x2880(5K)-217.57 PPI
34" 3440x1440(Ultrawide QHD)-109.68 PPI
29" 2560x1080(Ultrawide FHD)-95.81 PPI
22" 1680x1050-90.05 PPI
19" 1440x900-89.37 PPI

Konuya ilişkin güzel bir video serisi izledim. Umarım sizin de hoşunuza gider.
 
Hazırlık ufaktan başlama vs.

 
Parçaları birleştirdikleri bölüm.

 
Mineral yağı sisteme ilave ettikleri bölüm.

 
Komponentlerin test edilmesi, performans ölçümü vs

Aklımda mineral yağ içine daldırılmış bir PC yapmak var uzun zamandır. Bunun önünde eskiden var olan iki engel artık ortadan kalktı:
 
1.HDD, disklerin içine yağ girmesi hardiskin ölmesi anlamına geliyordu ki ssdler ile ilgili hiç bir sorun yok.
2.DVD okuyucu, yağın içinde okuyamıyordu. Artık DVD okuyucu olmazsa olmaz bir şey değil.
 
Kavram olarak hobi amaçlı bir sistem olarak düşünülebilir yağın içine daldırılmış PC, aşırı OC için çok verimli olamayacağını düşünmüyorum. 
Yağın sıcaklığı kasanın (akvaryum) içinde heryerde aynı değerle olacak bu sıcaklığı atmak için radyatör ve bir iki fan olması gerekecek. 
Bu fanların dışında hiç bir fan sesi sistemde duyulmamış olacak. 
 
Yağ olarak elektriksel olarak iletken olmayan mineral yağ kullanılabilir 100C 'ye kadar yağın içeriğinde bir bozulma olmuyor. 
Silikon bazlı yağlar 120-130C ye kadar dayanabiliyorlar. İlk fikir olarak aklımda CPU'nun GPU'nun üzerinde keşke hiç heatsink olmasa diye bir 
fikir geldi ama CPU da oluşan sıcak noktalar muhtemel olarak bu sıcaklıkları geçip yağın yapısının bozulmasına neden olabilir.
 
Uzun vadede yağın kararmaya başladığı söyleniyor bu nedenle yağ radyatöre girmeden önce bir filtreye girmesinde fayda olabilir.
 
Akvaryumun kenarlarında yoğuşan suyun yağın içine karışma sorunu var böyle bir şey olunca su ağır olduğu için en altta toplanıyor.
Bunun çözümü sistemi tam hermetik yapmak veya bir nem alıcı kullanmak olabilir. Bir önlem olarak anakart dikey yerleştirilmeli ve 
donanım 2-3 santim yukarıda olmalı.
 
Yağın içindeki fanlar hiç ses çıkarmayacak, bunların yağı iyi devirdaim edemedikleri söyleniyor bu arada. Ama uzun kullanımlarda bile
ilk günkü gibi kalıyorlarmış.
 
Şu şekilde kit satanlar bile var bu iş için:
 
https://www.pugetsystems.com/mineral-oil-pc.php
 

 
Benim tercihim gecekondu gibi olmaması için kit ile yapmak olurdu ama buarada eldeki imkanlarla yapmış olanlarda var :
 
http://mineraloilpc.com/en/howto-build-mineral-oil-submerged-pc-computer-tutorial/

 
Zaten çok iyi durumda değil miydi ya? Ne kurtulması?

Yükleme sürelerinde fark görülmesi lazım azda olsa, BF4 revizyon olmadan önce (oyuncular doğrudan oyuna giriyordu o zaman) oyuna benden 3-5 saniye daha önce girenler oluyordu diye hatırlıyorum. Bence de oyun için lüks ssd almamak lazım
 
Ama şöyle günler sürecek bir analiz analiz için iyi ssd'nin çok büyük getirisi oluyor: 
 

Şimdiye kadar yazdığını mesajlar sizin buradaki yorumlara cevap verecek bir durumda olduğunuz izlenimi vermiyor ne yazık ki. Buradaki hiç kimse aynı düşünmüyor inanın amacımız paylaşım yapmak o yorum saçma bu yorum söyle bu fikirlerinizi kendinize saklamanızı öneririm.