Mono

CHW
  • Mesaj sayısı

    524
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    9

Reputation Activity

  1. Mono liked şu konuya bir mesaj by ChipArchitect in Otomobil Hakkında Her şey   
     
    https://austin.craigslist.org/cto/d/austin-1975-vw-bus-westfalia-camper/6947570596.html
     
    Adam gercekten de cillop gibi restore etmis aleti. Her asamasini fotograflamis, belgelemis falan. Koca bir klasor dolusu resim gosterdi vs.
    Yillardir boyle birsey istiyordum ama muhtemelen hic kullanmayacagimi ve evde bir ton laf isitecegimi bildigim icin o kadar da alici gozle bakmadim. Belki baska bir hayatta. Ama meraklisi vardir, iyi restore edilmis bir ornek gormek ister vs. diye buraya atiyorum.
  2. Mono liked şu konuya bir mesaj by stardust in Bir otomobil 3.000 km üzeri yola kısa sürede ne kadar dayanabilir??   
    lan zaten çıkabilecek bütün sorunlar daha önceden çıktı, daha ne çıkacaktı ki... 
     
    @TiesTorN
  3. Mono liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in Klimalar Üzerine   
    Bir tane mobil klima aldım.
     
    Evde bir tane büyük 24000 BTU klima mevcut fakat yaşadığım yerde elektrik sıkıntısı çok fazla, elektrik sürekli kesiliyor. Apartmanın kendi jeneratörü var ama jeneratör daire başına sadece 6 amper sağlayabildiği için evdeki büyük klimayı jeneratörle kullanamıyoruz.
    Klimasız da yaşanmadığı için mecburen bir de portatif klimalardan aldım.
     
    İnanılmaz gürültülü ve hortumu ayak altında geziyor fakat en azından oda sıcaklığını tahammül edilebilir seviyede tutabiliyor. Güzel tarafı sadece 3 amper çektiği için jenaratör ile de kullanabiliyorum. Fakat gelin görün ki salak alet elektrik gidip gelince otomatik çalışmıyor.
     
    Çoğu klimada bunun ayarı var. Belli bir tuş kombinasyonu ile elektrik geldiğinde en son çalışma modunda otomatik olarak çalışmasını sağlayabiliyorsunuz fakat bu salak portatif klimada böyle bir şey yok. Muhtemelen devresinde hiçbir hafıza donanımı mevcut değil çünkü her elektrik gidip gelince siz elle çalıştırdığınızda default ayarlarda açılıyor, her çalıştırdığınızda tekrar elle ayarlamanız lazım.
     
    Ben de şöyle bir şey yaptım. Elimde bir sürü boşta duran Attiny85 vardı. Bunlardan birine eski bir kumandadan söktüğüm IR led'ini lehimledim ve klimanın kendi kumandasından kopyaladığım komutlarla da her elektrik kesilip geldiğinde klimayı çalıştıracak şekilde programladım. Bu zımburtıyı da eski bir telefon şarj cihazına takarak klimanın alıcısının görebileceği bir yere de sabitledim. Çiçek gibi oldu  

    #include <IRremote.h> IRsend irsend; void setup() { delay(3000); irsend.sendNEC(0x8E700FF, 32); //on delay(1000); irsend.sendNEC(0x8E728D7, 32); //cool delay(1000); irsend.sendNEC(0x8E76897, 32); //High delay(1000); for (int i = 0; i < 10; i++) { irsend.sendNEC(0x8E7B04F, 32); //minus delay(40); } } void loop() { }  
  4. Psikobat liked şu konuya bir mesaj by Mono in Telefon önerisi Huawei ? (Anneye)   
    P Smart 2019? 1600 civarı olması lazım. 
  5. Mono liked şu konuya bir mesaj by jackjoker in Kaza sorunsalı   
    3 üyenin 3 ü de beni haklı bulmuş. Tramer davayı kapatmış sonlandırmış.  Neyse en azından kaskom bozulmadı trafik sigortam bozulmadı. Buna da şükür. 
     
    Dosya Durumu:
    88 - KOMİSYON OYBİRLİĞİ ONAYI (SON DURUM)

    SONUÇ:  88 KOMİSYON OYBİRLİĞİ ONAYI (SON DURUM) Komisyon Değerlendirme (40) sürecinin sonucunda; 3 üyeninde aynı kusur oranı verdiği görüldüğünde (oy birliği), TRAMER tarafından kapatıldığı durumdur.
  6. Mono liked şu konuya bir mesaj by eldrun in Game Of Thrones - Spoiler Alert!   
    Senarist ve yönetmen gözüyle de 8.sezon tamamiyle çöp. Dizi açıkça kitapları referans almayı bıraktığından beri (yeni kitap çıkmayınca) düşüşte. Dizide karakterler kitaptan bağımsız olarak bile tutarsız ve çelişkili davrandılar, karakter arc'ları tamamlanamadı bile. Adamlar zaten başka projelerde rol almak istiyorlar sıkılmışlar game of thrones'u yönetmekten, bunu kaç senedir dile getiriyorlar. Bu kadar vasat bir sezon savunulmasın ya kolaysa siz yapın diye. Bu kafayla dünyanın en kötü dizisini bile savunabiliriz.
     
    Daenerys'in kitapta baya dar kafalı ve yönetmeyi bilmeyen biri olduğunu sanırım önceki sayfalarda yazmıştım. Dizide bu geçişi doğru gösteremedikleri için sonuda Dany delirdiye çevirdiler, oysa Dany hep böyleydi. Jon ile olan sahnede bile, doğruyu ben biliyorum diğerlerinin doğrusu önemli değil diyor, yani kendisini kadri mutlak varlık gibi görüyor, eskiden de böyleydi. Dizi geçişi kademeli yapmak yerine aniden yaptı, 5.sezondan beri işlemesi gerekiyordu. Jaime'nin redemption'u tamamiyle çöpe atıldı. Kitaba göre 4.sezon başlangıcından beri Cersei'den soğuması gereken karakter 7.sezonun sonunda Cersei'ye tavır aldı, kısa süre sonra ise geri döndü, rezillik. Tyrion 5.sezondan itibaren zekasını ameliyatla aldırdı. Diziyi yazanlar senaryo yazmayı bilmediklerinden ve ellerinde kitaplar da olmadıkları için Tyrion sürekli içen ve espri yapan boş bir karaktere dönüştü, karikatürize bir hal aldı. Arya'nın eğitim sahnelerinden itibaren hatalar başladı, Bravoos sahnelerini kitaptan farklı yaptılar ve sıkıcı geçmeye başladığı için alelacele eğitimi tamamlayıp yeni bir senaryo yazdılar Frey'leri gidip öldürdü falan, Arya tamamiyle vasat tv izleyicisine aksiyon sağlayan cool karaktere dönüştürüldü, süper kahraman oldu. Jon Snow kitapta diplomasi uzmanı, istemese bile doğuştan lider bir görüntü çizerken dizide sümsük bir tip oldu. Dany ortalığı yakıp yıkmış hala mal mal o bizim kraliçemiz diyor. Bran bostan korkuluğu oldu, çocuğa 2 sezondur replik yazmayı akıl edemiyorlar.
     
    Kitaptan ayrılıp tek başlarına senaryo yazdıkları ilk yer 5.sezon Dorne sahneleri. Kitapta hikakyeyi oldukça derinleştiren bu kesim diziye konulmayacaktı HBO ille de koyun diyince D&D değiştirip koydu. İzleyiciler Dorne sahnelerinde sıkıntıdan patladılar. Tutarsız saçma sapan sahnelerdi. Sonra herşey çorba oldu. George Martin bile değişikliklerden hoşnut değil hatta 8.sezonda dizi oyuncuları bile hiç memnun değiller senaryodan. 8.sezon 3.bölüm sırf ekranda görülen en uzun savaş sahnesi olsun diye çekilen, izlediğim en kötü en saçma sapan savaş sahnelerinden biriydi. O kadar kumandan o kadar saçma savaş planı yapıyor. Savaş taktiğini kesinlikle düşünmemişler, hiç danışmanlara falan sormamışlar, adamlar sadece ekrana ne koysak karizmatik görüntü olur diye düşünüp bu karizmatik görüntüleri birbirleriyle birleştirmişler. Vasat izleyici zaten anlamsız karizmatik sahneyi gördü mü aooo ne güzel sahne lan derken aksiyon sırasında da düşünmekten ziyade izlendiği için, aksiyon da bölüm boyunca hiç durmadığı için, vasat izleyici 3.bölümü sevebiliyor. Ama 2 dakika düşünmeye fırsat kalınca bütün tutarsızlıklar görülüyor. Dothraki şarjı, trebuchet'lerin konumu, tek sıra ateş yakıldıktan sonra surlardan tek bir kişinin bile ölülere ok atmayıp mal mal beklemeleri... ulan ertesi bölüm ölüleri yakmak için 10 sıra boyunca odun dizmişlerdi devasa ateş yakmışlardı, saldırıdan önce onu yapsaydınız ya kazmalar...
     
    Neyse, 8.sezon inanılmaz vasattı. Final ise kötü değil. Lost, BSG, X-Files ve Heroes gibi oldu. The Chris Carter Effect diyorlar bu olaya. Seyirciyi memnun etmek ve reytinglerde geriye düşmemek için sezonlar boyunca ipuçları verip konuyu geliştirdikçe geliştiriyorsun, sonra seyirci bunlar bu işin altından kalkamayacaklar diye şüphelenmeye başlıyor. Sonra gerçekten işin altından kalkamıyorsun. Çünkü bir süre sonra senaryo yazarken tutarlılığı baz almıyorlar, seyirciye ne koysak hoşlarına gider diye anlamsız sahnelerle doldurdukları için konu çöp oluyor, toparlanamıyor. BSG'de starbuck'un öldürülüp diriltilmesi mesela tamamiyle düşen reytingleri toparlama amacıylaydı, o yüzden tutarlı bir açıklaması yok, havada kalıyor. Lost'ta da dizi ilerlerken hiçbir şekilde roadmap yoktu, her bölüm acaba ne koysak da millet teori kassa konuşsa izlenmeye devam etse diye düşünülerek bir şeyler serpiştiriliyordu. O nedenle açıklama ihtiyacı hissetmediler teorileri. Çünkü onlar da black smoke'u koyarken kafalarında anlamlı bir şey yoktu. Sadece şu black smoke'u koyalım da millet merak etsin izlesin düşüncesi ile oluyor bunlar. Senarist açısından demişsin, bunlar ucuz senaryo yazımı işte. Shock Value'ya, Cool Factore'e göre sahneler koyup tutkalla yapıştırıyorlar, çünkü vasat izleyici bunları görünce daha çok izliyor, senaryo çatısı can çekişiyor. Reytingler yüksek olduktan sonra ve son sezonu/son bölümü dandik olsa ne olur, millet zaten izlemiş, reytingler yüksek gelmiş, adam parayı cukkalamış. Kazandığı para azalmıyor, milleti sezonlarca ekran başında tutmayı başarmış, adamın hedefi iyi senaryo yazmak değil, sezonlarca milleti ekrana kitlemek. Amacına ulaşmış. 
     
     
  7. Mono liked şu konuya bir mesaj by MilesTeg in Bisiklet tavsiyesi ricası   
    Evet bisiklet geldi, bugün de montajını yaptırtıp garantisini başlattım. Ufak da bir tur attım.
     
    Selesi beklediğimden sert, jel kılıf tarzı birşey deneyebilirim ilk etapta. Üzerinde aksesuar yok, biraz daha masraf çıkartacak bana anlaşılan. 
     
    Genel olarak memnunum, ağırlığı sorun olmadı. Viteslere alışmam gerekiyor. Çocukluğumda pinokyo ve bmx bisikletler vardı bir tek, onlarda da vites falan yoktu haliyle. Elim alışınca sorun kalmaz tahminen.
     
    Fikir veren, öneride bulunan herkese teşekkürler 
     
  8. Mono liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in En son aldıklarınız   
    İnceleme yok ama kutu açılışı videosu düşmüş bazı mecralara diyorlar.... Ben başkalarının yalancısıyım. 
     
     
    Spigen diğer çoğu kılıftan farklı, en azından adamların belli bir standartı var ama çok da abartmayalım, nihayetinde plastik kılıf sadece.
     
     
  9. Mono liked şu konuya bir mesaj by MilesTeg in En son aldıklarınız   
     
    İnceleme videosu bekliyoruz.
  10. Mono liked şu konuya bir mesaj by Whooosh in Otomobil Hakkında Her şey   
    Dizel Porsche üretmek sanki yeterince ceza değişmiş gibi..
  11. Mono liked şu konuya bir mesaj by stardust in En son aldıklarınız   

     

         
  12. Mono liked şu konuya bir mesaj by jackjoker in En son aldıklarınız   
    Kahve konusunda yazmıştım. Aynı yazıyı buraya da ekleyim arşiv açısından.
     
    bu kahve olaylarına girince artık çekirdekleri kendi öğütme ihtiyacım olduğunu farkettim. hem tazelik hemde aromaların daha belirgin olması açısından el değirmeninde karar kıldım.
    bunun içinde tercihimi Comandante C40 Nitro Blade'den yana kullandım. ( renk olarak Red Sonja tercih ettim. Siyah ve kırmızı olarak en güzel o görünüyor bence  ) 

     
    Evet fiyat oranına bakarsak pahalı bir el değirmeni. Ancak Mahlkoenig EK43 ile karşılaştırılan bir el değirmeninden bahsediyoruz ki Ek43 rüya gibi bir öğütme makinasıdır. 
    Hemen test yaptık tabi. Homojenlik ve toz bırakmaması muhteşem. İstediğiniz boyutta tüm taneler homojen olacak şekilde öğütüyor. Bunu da patentli nitro blade mimarisine dayandırdığı bir sistemle yapıyor ki bu sadece comandanteye ait bir çözüm. Muhtemelen onu da diğerlerinden ayıran özelliği bu.
    Ayrıca 15gr kahve çekirdeğini muadil tüm el değirmenlerine göre çok daha kısa sürede öğütüyor ki bugün Peru çekirdeklerini ( orta kavurma altı ) 1dk nın altında öğüttüm ve muhteşemdi. 
  13. Mono liked şu konuya bir mesaj by Hamso in Akıllı saat önerisi   
    Saat 7 civarında taksi çağırdım, orasi beni germiş.
    Sonra seyaha acentesi otobüsünü beklerken saat 8 de gerilmisim. Otobüse binince durum iyi.

    Sonra hava limanına varınca saat 10:30 civarı, yeni hava limanı beni germiş



  14. Mono liked şu konuya bir mesaj by Najaz in Eat my dust, dust eaters.   
     
    Benzin TV'de "Bi tur versene" diye bir seri var. Çakkal-çukkalın değil de daha bilgili-donanımlı kesimin takip ettiği bir yayın. Oraya çıksa güzel olur aslında.
  15. Mono liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    aracım zamanında banker bilo spec alındığı için ses sistemi olabilecek en üstü koyulmuş ancak bugüne kadar çok bir farkını görememiştim. nedeni her elektroniğe olduğu gibi onun da eskimesiymiş....
     
    amfisi, hoparlörleri, tizleri, woofer'ı; hepsinin bütün kapasitörleri, filtreleri, körükleri, süngerleri baştan aşağı orjinalliği korunarak yenilendi, böyle bir ses olamaz. sanki arkaya subwoofer taktırmışım gibi hayvani ve tertemiz bir ses çıkmaya başladı... demek ki orjinali buymuş dedim. inanılmaz değişti ses.
     
    şimdi de aracın tüm kapılarına ve ön konsolun altına 60 dns ses izolasyonu döşüyoruz. araç içeriden zaten sessizdi, maybach sessizliğine dönüşecek heralde bununla.
     
    bu araçtaki amacımız her zaman için orjinalliğini bozmadan olabilecek en iyi hale, hatta orjinalinden bile daha iyi getirmek oldu çünkü kullandığımız malzemelerin çoğu orjinalden daha iyi. o yolda devam ediyoruz  yakında kullanmaya kıyamıcam diye korkuyorum.
     
  16. Mono liked şu konuya bir mesaj by allreadydead in Eat my dust, dust eaters.   
    https://petrolicious.com/articles/this-bmw-e39-m5-is-well-on-its-way-to-half-a-million-miles
    Demekki hepsi sorun çıkarmıyor
  17. Mono liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Amazon.de'den 1969 Mini Cooper aldım  
     

     
    Orijinalinde çamurlukları siyahtı. Modeli parçalara ayırıp çamurlukları enamel boya ile beyaza boyadım. Fırçayla boyamama rağmen pürüzsüz bir iş çıktı. Fırça izi vs. yok, fırın boya gibi oldu maşallah
     
    Bu aracın S modeli, The Italian Job filminde kullanıldı. Amacım da eldeki modeli S serisine benzetmek. Bunun için çamurlukları boyamak dışında, kaputun üzerine iki de beyaz şerit çekmem lazım. Onu boya ile halletmeye çalıştım ama hoşuma gitmedi, başka bir yöntem deneyeceğiz artık..
     
    Ford Falcon Interceptor üzerinde de ufak tefek rötüşlar yapmaya başladım. Filmde kullanılan modelin ön ve arka lastik çapları farklı; arka lastikler daha büyük. Bendeki modelde ön-arka lastiklerin ebatları aynı. Ben de dremelle kesip biçtim ve ön lastikleri iyice çamurlukların içine gömdüm; böylelikle bir optik ilüzyon yaratmış oldum ve bu haliyle ön lastikler arkalardan daha ufak gözüküyor.
     

  18. Mono liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    "Hollywood filmlerinde kullanılan ikonik otomobiller" koleksiyomuza 3 otomobil daha dahil oldu
     
    Steve McQueen'in oynadigi 1968 yapimi Bullitt filminde, yaklasik yarim saat kadar suren kovalamaca sahnesiyle akillarda yer etmis, Ford Mustang GT 1968
     

     
     
     
    Bircogumuzun gonlunde taht kurmus, o tuhaf direksiyonuna bir kez bile olsa oturabilmek icin can attigi KITT (Knight Industries Two Thousand); modifiye edilmis bir Pontiac Firebird.
     

     
     
     
    Mad Max film serisinde Mel Gibson'a yarenlik eden Ford Falcon XB Interceptor 1973
     

     
     
    Bu son arac uzerinde bazi ozellestirmeler yaparak onu serinin 2. filmindeki "Road Warrior" haline getirmeyi dusunuyorum. Bunun icin Revell''in Weathering Kit'ini satin aldim. Ayrica dremelle on tamponu kesecegim, arka bagaji da kesip oraya ilave benzin tanki, yedek lastik vs, koyacagim.
     

     
    Bitmis hali soyle bir sey olacak asagi-yukari:
     

     

     
    Koleksiyonun guncel listesi de su duruma geldi:
     
    1. Dodge Monaco Bluesmobile (Blues Brothers, 1980)
    2. Mitsubishi Eclipse (The Fast and the Furious, 2001)
    3. Ford Shelby Mustang GT500 "Eleanor" (Gone in 60 Seconds, 2000)
    4. DMC DeLorean (Back To The Future II, 1989)
    5. Ecto-1 (Ghostbusters, 1984)
    6. Tumbler (The Dark Knight, 2008)
    7. Batmobile (Batman, 1989)
    8. Ford Mustang GT (Bullitt, 1968)
    9. KITT - Pontiac Firebird (Knight Rider, 1982)
    10. Ford Falcon XB Interceptor (Mad Max, 1979)
  19. Mono liked şu konuya bir mesaj by Najaz in En son aldıklarınız   
    Oyun sistemimin CPU soğutmasını ve kablolamasını güncelledim.
     
    CPU soğutma için Silverstone TD03-Lite AIO kullanıyordum. Kasam Corsair 250D olduğu ve kasa içinde siyah-beyaz tema oluşturmak istediğim için, bu soğutucuyu Corsair H80i V2 ile değiştirdim. Ancak bu değişim epey sancılı oldu
     
    Sahibinden'deki bir satıcıdan ikinci el Corsair H80i GT soğutucu satın aldım. Satan kişi yaşadığım şehirde diş hekimliği bölümünde okuyan genç bir çocuk, biraz da bu sıfatına güvenerek, kiti denemeden satın aldım. Lakin eve gelip montajını yaptığımda kitin pompasının arızalı olduğunu gördüm. Geri vermek için çocuğu aradığımda çamura yattı ve iade almak istemedi  (Çocukla ilgili güzel planlarım var, ama intikam soğuk yenen bir yemektir).
     
    Hal böyle olunca, Corsair'e RMA kaydı açmayı deneyeyim dedim. AIO kitinin yanında herhangi bir fatura, belge vs. yoktu ve Corsair RMA için fatura, sipariş ekran görüntüsü gibi bir ispat istiyor. Yine de şansımı deneyeyim dedim ve RMA kaydı açtım. Bir gün sonra beklediğim cevap geldi, fatura olmadan RMA onayı veremeyeceklerini, ancak son 2 yıl içinde başka bir Corsair ürünü satın aldıysam bu ürünün faturası üzerinden bir şeyler yapmayı deneyeceğini yazmıştı Corsair yetkilisi. Ben de yaklaşık 2 yıl önce Amazon.de'den satın aldığım (ancak daha sonra arızalanınca iade ettiğim) Corsair SF450 PSU'nun faturası ile, kullandığım Corsair ürünlerinin (250D kasa, ML120 fanlar vb) fotoğraflarını sisteme yükledim. Bir sonraki gün olumlu cevap geldi ve RMA talebim onaylandı, ancak bunun 1 defaya mahsus yapıldığını ve istisnai bir durum olduğunu, normal prosedürde fatura ibrazının şart olduğunu özellikle belirtmişler. Ürünü Hollanda'daki RMA merkezine, kargo ücretini ödeyerek yollamamı, yeni ürünün kargo-gümrük ücretleri kendileri tarafından ödenerek gönderileceğini yazmışlar.
     
    Ben de ertesi gün PTT'ye gittim ve PTT'nin Turpex hizmetiyle ürünü Hollanda'ya yolladım. Turpex gönderileri uçak kargo ile gidiyor ve kısa sürede teslimat vaatleri var. Şikayetvar gibi sitelerde bazı olumsuz yorumlar okuduysam da, bu yorumların sistem yeni hizmete girdiği dönemlere ait olduğunu gördüm ve artık bazı şeylerin rayına oturmuş olması gerektiğini düşündüm. Bu yüzden sistemi denemeye karar verdim  150 TL gönderi ücreti ödediğim Turpex beni hayalkırıklığına uğratmadı ve Cuma günü PTT'ye teslim ettiğim kargo Pazartesi günü Hollanda'ya ulaştı ve aynı gün Corsair'e teslim edildi.
     
    Yaklaşık 1 hafta sonra ABD'den değişim ürünü yola çıktı. H80i GT modeli üretimden kalktığı için bunun yerine bana güncel versiyon olan H80i V2 yollamışlar. Kargo UPS ile gönderilmiş. Kargo takip no bana iletildikten 4 gün kadar sonra paket Türkiye'ye giriş yaptı ve UPS benden gümrük işlemlerini yürütebilmek için vekaletname istedi. Hemen aynı gün vekaletnameyi gönderip beklemeye başladım, lakin bu bekleyiş epey uzun sürdü.
     
    Corsair paketi "free domicile" ibaresiyle yollamış. Bu şu demek; gönderinin tüm navlun ve gümrükleme masrafları göndericiye ait oluyor. Normalde paket Türkiye'ye giriş yapıp gümrüğe alındıktan sonra 2-3 gün boyunca gümrükte kalıyor, gümrükleme işlemleri bittikten sonra da dağıtıma çıkıyordu. Ancak bu sefer gümrükte bekleme süresi epey uzun sürmüştü, aradan 1 hafta geçtikten sonra yaptığım sorgulamada hala "gümrükleme işlemi devam ediyor" ibaresiyle karşılaşıyordum. UPS'in Türkiye'de gümrükleme işlerini yürüten firma olan Unsped'i birkaç defa aramama rağmen konuştuğum kişiler "ilgileniyoruz, dönüş yapacağız" diyerek baştan savma ifadeler kullandılar. Ben de en son çare olarak olayı Şikayetvar sitesine yazdım. Her ne hikmetse, aramalarıma dönüş yapmayan UPS'in şikayet yayınlandıktan hemen sonra beni arayacağı tuttu ve 1 haftadır gümrükte bekleyen paket şıp diye gümrükten çekiliverdi. Demek ki bu ülkede işler ancak böyle yapınca düzgün yürüyor.
     
    Evet, epey maceralı bir RMA sürecinden sonra yeni AIO kitime sonunda kavuştum. Yeni soğutucu ile birlikte, siyah-beyaz temaya uygun olsun diye yaptırdığım uzatma kablolarını da sistemem monte ettim. Bu kablolar için @Gerginix'in 3D yazıcıda bastığı kablo taraklarını kullandım, kendisine tekrar teşekkür ederim  Kasa mini-ITX olduğu ve içine hem CPU hem GPU için AIO soğutucu sığdırmaya çalıştığım için biraz sıkış-tepiş durdu her şey, ama elde ettiğim görsellik ve soğutma performansından ziyadesiyle memnun kaldığımı söyleyebilirim.
     









     

     

  20. Mono liked şu konuya bir mesaj by Hugh Bullet in Siyah Beyaz   
    Benim oglanin resmiyle basliyalim. 

    Annem ve ben
     

  21. Mono liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    bu aracın elektroniğini hakkıyla yaptırabileceğiniz bir usta ya da mağaza yok zaten, en ünlülerinden olan "mert elektronik" gibi yerler bile yarım yamalak, çöp kalitesinden hallice yapıyorlar, o da sadece bazı modüller için. bir çoğu için bunun tamiri yok git yenisini al diyorlar. aracın fabrika standardına yakın bile değil yaptıkları şeyler, hep dandik mal kullanılıyor, lehimleme yöntemleri tamamen yanlış vs.
     
    piyasadaki diğer e39'lar nasıl hala yürüyorlar diye sorarsanız çoğu 2. el çıkma parçalarla (modüllerle) idare ediyorlar. onların da ömrü fazla değil. sonuçta bir gün tamamı bozulacak ve piyasada e39 kalmayacak, zaten şu anda bile baya bir azaldı.
     
    benim geçen sene sanayide şans eseri tanıştığım 2 arkadaşım var, önce elektronik sorunlar muhabbetiyle tanıştık (onlarda E38 var, elektroniklerimiz ve yaşadığımız sorunlar %90 aynı), sonrasında kafalarımız aynı olduğu için baya baya kankaya bağladık. adamların mesleği normalde apayrı bir şey ama elektroniği hobi amaçlı yapıyorlar. elektronik konusundaki bilgileri o kadar aşmış ki, piyasada ben bu işi yapıyorum diyen ve kendini profesyonel sanan elektrikçilere 10 basarlar. param oldukça ben yenilemek için gerekli olan komponentleri (genellikle kondansatör) alıyorum, onlar da modülleri teker teker fabrikadan yeni çıkmış gibi sıfırlıyorlar. hatta fabrikanın kullandığından daha iyi komponentler aldırdıkları için, orjinalinden daha uzun süre dayanacak şekilde oluyor (20+ yıl)
     
    yaptıkları işin mükemmeliğini şöyle komik bir hikaye ile anlatayım
     
    sanayide ikimizin de gittiği iyi bir usta var, çok iyi işçiliği vardır. çok da büyük bir yer önünde her daim 10 araba var baya tanınmış. maslak askar kadar hatta daha da iyilerdir. orjinal bmw diagnostic GT1 makinası var. ilk gittiğimiz zamanlarda bizim arabaları makinaya bağlayıp en ince ayrıntısına kadar test ederdi. elektronik dalgalanmalar vs. o zamanlar durumu bilmiyor tabi. sonradan öğrendik ki bizim arabalardan sonra adam cihazı servise kalibrasyon için göndermiş, bozuk bu doğru ölçmüyor düzeltin şunu diye, servis de hiç bir sorunu yok diyip geri göndermiş  sonradan anlatıyor bize soruyor ya siz ne yaptınız arabalara, ikinizinkinde de bütün değerler mükemmel sanki daha dün mağazadan yeni alıp gelmişsiniz gibi tek bir sorun ya da en ufak bir elektronik dalgalanma bile yok diyor. arkadaşlar durumu anlatınca adam aklını kaybetti, bana da yapar mısınız diye yalvardı resmen. bunu yapabilen başka yer yok çünkü gerçekten, bugüne kadar bu kadar iyisini görmedim dedi.
     
    velhasıl kelam bu adamlarla tanışmamış olsam bu arabanın altından kalkamaz satardım muhtemelen. misal bir modülün komponent alarak tamiri 2000 TL tutuyor, bu modülü çöpe atıp yeni 0 bir modül alayım derseniz fiyatı 15.000 TL. farkı burdan anlayabilirsiniz.
  22. Mono liked şu konuya bir mesaj by TiesTorN in Eat my dust, dust eaters.   
    şu arabanın sırf elektronik tamirine 50k harcadım amk... sadece mekaniği yenileyerek iş bitmiyormuş bunu anladım, elektronik de çok önemli 15+ yaşındaki (bmw&mercedes gibi elektroniği de gelişmiş olan) araçlar için.
     
    şöyle de bir resim koyayım artık son halinden... araç zaten fabrikasyon M paketti. bende M Paralel jantlar (arkalar 275/35/18, önler 245/40/18) ve M katlanır aynalar ile kozmetiği tamamladım.
     

     
    piyasadaki tek örnek haline geldi... diğer tüm e39lar dökülüyor (özellikle elektronik anlamda). orjinal cihaza bağlanıp taratıldığında tek bir hata kodu bulamazsınız.
     
    artık proje gibi bişey oldu bu  25 yaşına kadar el bebek gül bebek bakıp, klasik envanterine kaydettirip (25 yaşında klasik olunuyor) sonra da hayvani bir fiyata satarım belki. gerçi kendimi biliyorsam satmam, kullanırım. zevk işi.
     
     
  23. Mono liked şu konuya bir mesaj by stardust in Eat my dust, dust eaters.   
    Çok pahalı... 
  24. Mono liked şu konuya bir mesaj by Najaz in Dyson Süpürge Önerisi   
    @Psikobat LP ekolünde yetiştiğimiz için böyle oluyor  Ne diyordu üstad?
     
     "Hayatta iyi şeyler olmaz..." & "Hell is other people"
     
    Ayrıca:
     
    1. Acıma yetime, döner koyar g.tüne.
    2. Babama güvendim, anamın üstünde yakaladım.
    3. Güvenme dostuna, saman doldurur postuna
    4. G.tüne güvenen borazancıbaşı olur.
    5. Adam sandık eşşeği, alnımıza dayadı daşşağı
     
    Bonus mani:
     
    Kırk yıl yağmur yağsa bir şey olmaz mermere,
    Hayatta hiç güvenmem ibnelerle berbere..