pentaman

Bir süre araştırdıktan sonra özellikle .pdf formatında makale okuyabilmek ve kitap okuma alışkanlığımı geri kazanabilmek adına Kobo e-okuyucu almaya karar verdim. Kindle alıp reklamı kaldırtmak, uyumlu e-kitap aramakla uğraşmak vb. gibi aslında basit ancak benim uğraşmak istemediğim şeyler için biraz da bu kararı aldım. D&R'ın (haliyle Doğan Medya'nın) arkasında olduğu bir ürün, yine babil.com tarafından satılan Calibro da mevcut ancak aradığım bazı özellikle Calibro'da olmadığı için Kobo daha mantıklı geldi. Kobo'nun kendi mağazası aracılığıyla milyonlarca kitaba ulaşılabildiği ifade edilse de resmi olarak Türkiye'de D&R ve idefix.com (yine Doğan Medya) tarafından satılan Türkçe kitaplarla sınırlıyız diyebiliriz, resmi olmayan kitaplar için bir sınır yok elbette
 
Bu haftasonu D&R'da bütün cihazları tek tek inceleme fırsatım oldu, aslında Aura H2O almak istiyordum ancak gördüğümde ciddi bir hayal kırıklığına uğradım, ekran boyutu küçük olmasına rağmen su geçirmezlik için yapılan modifikasyonlarla alet büyümüş ve arkası gerek aura one'da gerekse de aura'da bulunduğu gibi zarif değil. Bu zariflik kısmına takılmıyorum diyenler için de kötü bir haber, elde rahat durmuyor bu haliyle. Yine de D&R'a gittiğimde Aura H2O'yu 100 TL indirimle görünce alasım geldi, 549 TL fiyatı oldukça uygundu, fiyat uygunluğu aklımı çelemedi ve 800 TL'ye Aura One aldım.
 
Kutusu çok zarif güzel bir ürün, kutu içerisinden sadece micro usb kablosu çıkıyor, adaptörü yok. Bu haliyle neden adaptör koymazlar anlayamıyorum, adaptör olmadığı için ilk başta taşınabilir pile taktım ve açma tuşuna bastım, alet açıldı, wi-fi ağına bağlandı ancak güncelleme aşamasına gelince pil seviyesi %30 altında olduğu ve yeterli şarj edemediği uyarısı verdiği için açılmadı. Ben de iphone adaptörüne bağladım ve hemen açıldı, normalde iPhone'u çok rahat şarj eden taşınabilir şarj cihazıyla bir uyumsuzluk yaşadım yani. Gerçi bu bir sorun yaratmaz diye düşünüyorum, adaptörle şarj ettiğimde yaklaşık 1-1,5 saatte %100 doluluğa ulaştı ve ilk kitabı okuduğumda %95'e ancak inmişti ki bu sürede wi-fi üzerinden Osmanlıca-Türkçe sözcükleri de google üzerinden arattırdım, .pdf'ler yükledim vs. Adaptörü yanında gelseydi iyi olurdu.
 
İlk kurulum anında hangi hesap üzerinden bağlanmak istediğinizi soruyor, ben yeni bir Kobo hesabı açtım, kredi kartı istemiyor, bu hesabı da idefix.com hesabımla ilişkilendirdim (internet sitesinden çok kolay halledilen bir işlem ve Türkçe), hatta ilk ilişkilendirme anında Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye kitabını da satın aldım. Satın alma işleminin hemen ardından Aura One kendiliğinden wi-fi üzerinden güncelleme yaptı ve kitabı indirdi. 
 
Kobo Aura One'ın en büyük özelliği maviden koruyucu olarak adlandırdığı doğal ışık özelliği, başlangıçta bunu otomatik olarak açık bırakıyor ancak bu özellik otomatik modda çok sinir bozucu oluyor, aynı oda içerisinde bile sürekli ışık ayarı değişip duruyor, bu nedenle bunu otomatik modda bırakmamak lazım. Parlaklık %10 civarında fazla fazla yetiyor, aydınlatmasız ortamda göz yormadığı gibi loş ortamlarda da çok iyi bir görüntüsü var. Ekranı büyük olsa da çözünürlüğü yüksek olduğu için .pdf dosyalarındaki resimleri de anlaşılabilir şekilde görebiliyorsunuz (ki çok iyi birşey)
 

 
Elde tuttuğunuzda nasıl olduğuna dair birkaç foto aldım, arkadaki Blackberry'nin elde durmasına benzer his yaratan yapı çok hoşuma gitti benim, yine ele tam oturuyor oluşu da güzel. Ana ekrandan istediğiniz herşeye ulaşabiliyorsunuz. DRM'siz .pdf dosyalarını direkt olarak bilgisayara usb üzerinden bağlayarak atabiliyorsunuz.
 

 
Mac üzerinde usb bellek olarak görünüyor, attığınız .pdf'ler direkt olarak açılıyor, genel olarak makaleler için %125 büyütmede daha rahat okunuyor, çünkü tam sayfa büyüklüğünde yazılar okunabiliyor olsa da çok küçük kalıyorlar. Bunu ayarlamak da gayet kolay. Bellek tam 8 GB değil bu arada, 7,23 GB olarak görünüyor. 
 
Bugün biraz kurcalayarak okuma fırsatım daha oldu, ekran kalitesi çok çok iyi, büyüklük olarak da 6"'lik modeller bana küçük geldiği için çok iyi geldi, ancak .pdf formatında makale okumayı planlamıyorsanız 6" olan versiyonu aura da fazlasıyla yeterli gelir. Bu ürünlerin çok uzun seneler kullanılabiliyor olması nedeniyle bir kere alırken en iyisini almak ve sonrasını unutmak gerekli diye düşünenlerdenim. Aura H2O halen 550 TL, yine Glo HD modeli de D&R'da satışta, internet üzerinden stokta yok görünüyor ancak Maltepe Carrefour'da mevcut. İnternet üzerinden makale takibi için pocket üyeliği gerektiriyor, henüz kullanmadım, onu da kullanınca buraya ekleme olarak ilave ederim.
 
 

Bir süre araştırdıktan sonra özellikle .pdf formatında makale okuyabilmek ve kitap okuma alışkanlığımı geri kazanabilmek adına Kobo e-okuyucu almaya karar verdim. Kindle alıp reklamı kaldırtmak, uyumlu e-kitap aramakla uğraşmak vb. gibi aslında basit ancak benim uğraşmak istemediğim şeyler için biraz da bu kararı aldım. D&R'ın (haliyle Doğan Medya'nın) arkasında olduğu bir ürün, yine babil.com tarafından satılan Calibro da mevcut ancak aradığım bazı özellikle Calibro'da olmadığı için Kobo daha mantıklı geldi. Kobo'nun kendi mağazası aracılığıyla milyonlarca kitaba ulaşılabildiği ifade edilse de resmi olarak Türkiye'de D&R ve idefix.com (yine Doğan Medya) tarafından satılan Türkçe kitaplarla sınırlıyız diyebiliriz, resmi olmayan kitaplar için bir sınır yok elbette
 
Bu haftasonu D&R'da bütün cihazları tek tek inceleme fırsatım oldu, aslında Aura H2O almak istiyordum ancak gördüğümde ciddi bir hayal kırıklığına uğradım, ekran boyutu küçük olmasına rağmen su geçirmezlik için yapılan modifikasyonlarla alet büyümüş ve arkası gerek aura one'da gerekse de aura'da bulunduğu gibi zarif değil. Bu zariflik kısmına takılmıyorum diyenler için de kötü bir haber, elde rahat durmuyor bu haliyle. Yine de D&R'a gittiğimde Aura H2O'yu 100 TL indirimle görünce alasım geldi, 549 TL fiyatı oldukça uygundu, fiyat uygunluğu aklımı çelemedi ve 800 TL'ye Aura One aldım.
 
Kutusu çok zarif güzel bir ürün, kutu içerisinden sadece micro usb kablosu çıkıyor, adaptörü yok. Bu haliyle neden adaptör koymazlar anlayamıyorum, adaptör olmadığı için ilk başta taşınabilir pile taktım ve açma tuşuna bastım, alet açıldı, wi-fi ağına bağlandı ancak güncelleme aşamasına gelince pil seviyesi %30 altında olduğu ve yeterli şarj edemediği uyarısı verdiği için açılmadı. Ben de iphone adaptörüne bağladım ve hemen açıldı, normalde iPhone'u çok rahat şarj eden taşınabilir şarj cihazıyla bir uyumsuzluk yaşadım yani. Gerçi bu bir sorun yaratmaz diye düşünüyorum, adaptörle şarj ettiğimde yaklaşık 1-1,5 saatte %100 doluluğa ulaştı ve ilk kitabı okuduğumda %95'e ancak inmişti ki bu sürede wi-fi üzerinden Osmanlıca-Türkçe sözcükleri de google üzerinden arattırdım, .pdf'ler yükledim vs. Adaptörü yanında gelseydi iyi olurdu.
 
İlk kurulum anında hangi hesap üzerinden bağlanmak istediğinizi soruyor, ben yeni bir Kobo hesabı açtım, kredi kartı istemiyor, bu hesabı da idefix.com hesabımla ilişkilendirdim (internet sitesinden çok kolay halledilen bir işlem ve Türkçe), hatta ilk ilişkilendirme anında Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye kitabını da satın aldım. Satın alma işleminin hemen ardından Aura One kendiliğinden wi-fi üzerinden güncelleme yaptı ve kitabı indirdi. 
 
Kobo Aura One'ın en büyük özelliği maviden koruyucu olarak adlandırdığı doğal ışık özelliği, başlangıçta bunu otomatik olarak açık bırakıyor ancak bu özellik otomatik modda çok sinir bozucu oluyor, aynı oda içerisinde bile sürekli ışık ayarı değişip duruyor, bu nedenle bunu otomatik modda bırakmamak lazım. Parlaklık %10 civarında fazla fazla yetiyor, aydınlatmasız ortamda göz yormadığı gibi loş ortamlarda da çok iyi bir görüntüsü var. Ekranı büyük olsa da çözünürlüğü yüksek olduğu için .pdf dosyalarındaki resimleri de anlaşılabilir şekilde görebiliyorsunuz (ki çok iyi birşey)
 

 
Elde tuttuğunuzda nasıl olduğuna dair birkaç foto aldım, arkadaki Blackberry'nin elde durmasına benzer his yaratan yapı çok hoşuma gitti benim, yine ele tam oturuyor oluşu da güzel. Ana ekrandan istediğiniz herşeye ulaşabiliyorsunuz. DRM'siz .pdf dosyalarını direkt olarak bilgisayara usb üzerinden bağlayarak atabiliyorsunuz.
 

 
Mac üzerinde usb bellek olarak görünüyor, attığınız .pdf'ler direkt olarak açılıyor, genel olarak makaleler için %125 büyütmede daha rahat okunuyor, çünkü tam sayfa büyüklüğünde yazılar okunabiliyor olsa da çok küçük kalıyorlar. Bunu ayarlamak da gayet kolay. Bellek tam 8 GB değil bu arada, 7,23 GB olarak görünüyor. 
 
Bugün biraz kurcalayarak okuma fırsatım daha oldu, ekran kalitesi çok çok iyi, büyüklük olarak da 6"'lik modeller bana küçük geldiği için çok iyi geldi, ancak .pdf formatında makale okumayı planlamıyorsanız 6" olan versiyonu aura da fazlasıyla yeterli gelir. Bu ürünlerin çok uzun seneler kullanılabiliyor olması nedeniyle bir kere alırken en iyisini almak ve sonrasını unutmak gerekli diye düşünenlerdenim. Aura H2O halen 550 TL, yine Glo HD modeli de D&R'da satışta, internet üzerinden stokta yok görünüyor ancak Maltepe Carrefour'da mevcut. İnternet üzerinden makale takibi için pocket üyeliği gerektiriyor, henüz kullanmadım, onu da kullanınca buraya ekleme olarak ilave ederim.
 
 

Bir süre araştırdıktan sonra özellikle .pdf formatında makale okuyabilmek ve kitap okuma alışkanlığımı geri kazanabilmek adına Kobo e-okuyucu almaya karar verdim. Kindle alıp reklamı kaldırtmak, uyumlu e-kitap aramakla uğraşmak vb. gibi aslında basit ancak benim uğraşmak istemediğim şeyler için biraz da bu kararı aldım. D&R'ın (haliyle Doğan Medya'nın) arkasında olduğu bir ürün, yine babil.com tarafından satılan Calibro da mevcut ancak aradığım bazı özellikle Calibro'da olmadığı için Kobo daha mantıklı geldi. Kobo'nun kendi mağazası aracılığıyla milyonlarca kitaba ulaşılabildiği ifade edilse de resmi olarak Türkiye'de D&R ve idefix.com (yine Doğan Medya) tarafından satılan Türkçe kitaplarla sınırlıyız diyebiliriz, resmi olmayan kitaplar için bir sınır yok elbette
 
Bu haftasonu D&R'da bütün cihazları tek tek inceleme fırsatım oldu, aslında Aura H2O almak istiyordum ancak gördüğümde ciddi bir hayal kırıklığına uğradım, ekran boyutu küçük olmasına rağmen su geçirmezlik için yapılan modifikasyonlarla alet büyümüş ve arkası gerek aura one'da gerekse de aura'da bulunduğu gibi zarif değil. Bu zariflik kısmına takılmıyorum diyenler için de kötü bir haber, elde rahat durmuyor bu haliyle. Yine de D&R'a gittiğimde Aura H2O'yu 100 TL indirimle görünce alasım geldi, 549 TL fiyatı oldukça uygundu, fiyat uygunluğu aklımı çelemedi ve 800 TL'ye Aura One aldım.
 
Kutusu çok zarif güzel bir ürün, kutu içerisinden sadece micro usb kablosu çıkıyor, adaptörü yok. Bu haliyle neden adaptör koymazlar anlayamıyorum, adaptör olmadığı için ilk başta taşınabilir pile taktım ve açma tuşuna bastım, alet açıldı, wi-fi ağına bağlandı ancak güncelleme aşamasına gelince pil seviyesi %30 altında olduğu ve yeterli şarj edemediği uyarısı verdiği için açılmadı. Ben de iphone adaptörüne bağladım ve hemen açıldı, normalde iPhone'u çok rahat şarj eden taşınabilir şarj cihazıyla bir uyumsuzluk yaşadım yani. Gerçi bu bir sorun yaratmaz diye düşünüyorum, adaptörle şarj ettiğimde yaklaşık 1-1,5 saatte %100 doluluğa ulaştı ve ilk kitabı okuduğumda %95'e ancak inmişti ki bu sürede wi-fi üzerinden Osmanlıca-Türkçe sözcükleri de google üzerinden arattırdım, .pdf'ler yükledim vs. Adaptörü yanında gelseydi iyi olurdu.
 
İlk kurulum anında hangi hesap üzerinden bağlanmak istediğinizi soruyor, ben yeni bir Kobo hesabı açtım, kredi kartı istemiyor, bu hesabı da idefix.com hesabımla ilişkilendirdim (internet sitesinden çok kolay halledilen bir işlem ve Türkçe), hatta ilk ilişkilendirme anında Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye kitabını da satın aldım. Satın alma işleminin hemen ardından Aura One kendiliğinden wi-fi üzerinden güncelleme yaptı ve kitabı indirdi. 
 
Kobo Aura One'ın en büyük özelliği maviden koruyucu olarak adlandırdığı doğal ışık özelliği, başlangıçta bunu otomatik olarak açık bırakıyor ancak bu özellik otomatik modda çok sinir bozucu oluyor, aynı oda içerisinde bile sürekli ışık ayarı değişip duruyor, bu nedenle bunu otomatik modda bırakmamak lazım. Parlaklık %10 civarında fazla fazla yetiyor, aydınlatmasız ortamda göz yormadığı gibi loş ortamlarda da çok iyi bir görüntüsü var. Ekranı büyük olsa da çözünürlüğü yüksek olduğu için .pdf dosyalarındaki resimleri de anlaşılabilir şekilde görebiliyorsunuz (ki çok iyi birşey)
 

 
Elde tuttuğunuzda nasıl olduğuna dair birkaç foto aldım, arkadaki Blackberry'nin elde durmasına benzer his yaratan yapı çok hoşuma gitti benim, yine ele tam oturuyor oluşu da güzel. Ana ekrandan istediğiniz herşeye ulaşabiliyorsunuz. DRM'siz .pdf dosyalarını direkt olarak bilgisayara usb üzerinden bağlayarak atabiliyorsunuz.
 

 
Mac üzerinde usb bellek olarak görünüyor, attığınız .pdf'ler direkt olarak açılıyor, genel olarak makaleler için %125 büyütmede daha rahat okunuyor, çünkü tam sayfa büyüklüğünde yazılar okunabiliyor olsa da çok küçük kalıyorlar. Bunu ayarlamak da gayet kolay. Bellek tam 8 GB değil bu arada, 7,23 GB olarak görünüyor. 
 
Bugün biraz kurcalayarak okuma fırsatım daha oldu, ekran kalitesi çok çok iyi, büyüklük olarak da 6"'lik modeller bana küçük geldiği için çok iyi geldi, ancak .pdf formatında makale okumayı planlamıyorsanız 6" olan versiyonu aura da fazlasıyla yeterli gelir. Bu ürünlerin çok uzun seneler kullanılabiliyor olması nedeniyle bir kere alırken en iyisini almak ve sonrasını unutmak gerekli diye düşünenlerdenim. Aura H2O halen 550 TL, yine Glo HD modeli de D&R'da satışta, internet üzerinden stokta yok görünüyor ancak Maltepe Carrefour'da mevcut. İnternet üzerinden makale takibi için pocket üyeliği gerektiriyor, henüz kullanmadım, onu da kullanınca buraya ekleme olarak ilave ederim.
 
 

Video süper, usta işini çok seviyor, çok hoşuma gitti. Teşekkürler

 
çaya beklerim.

Geldiler hele şükür
 

teşekkürler bu iyi oldu, bir ara götürüp gösteririm. keşke dün haberim olsaydı, bostancı sanayideydim dün.
 
 
yok ya ben eminim ki burda bir çoğunuzdan daha iyi durumda değilimdir hatta daha kötü bile olabilirim. olay tamamen önceliklere bağlı. benim için araba ve bilgisayar önceliklidir. son zamanlarda araba daha ön planda. bunların dışında başka hiçbirşeye para harcamıyorum. e ailemle yaşadığım için masrafım da yok. bundan ötürü.

Bisiklet toplamak da en az bilgisayar toplamak kadar zevkli
 

@@pentaman Hocam reklam-tabela işi yapan bir tanıdık var. Kartların modellerini ufak fırçalanmış aluminyum levhalara yazdırmayı düşünüyorum, bana epey uygun fiyata yapacaktı bu işi. Ama bir türlü fırsat bulup uğrayamadım işyerine. İlk fırsatta yapacağım ama aklımda
 
@@Hungarde Aslında boya yerine vernik bile hoş bir görüntü verebilir çerçevelere. Bu haftasonu önce verniklemeyi, hoşuma gitmezse boyamayı deneyeceğim.
 
Türkiye'de bu çapta başka bir çalışma var mıdır bilmiyorum, ama illa ki bizim gibi meraklıları vardır böyle parça toplayan. Geçenlerde sohbet ettiğimiz birinde 50-60 tane soket işlemci vardı mesela, o arkadaş Pentium 3, Pentium 4'leri topluyormuş. Bu tür işlemcileri piyasada bulmak daha kolay tabii, lakin Pentium 2'nin altına indiğiniz zaman inanılmaz zor hale geliyor yurtiçinden temin etmek. Tesadüfen denk gelirse ancak mümkün oluyor koleksiyona katmak.

Mantar panolara mod lazım. İlk hesapta çerçeveler boyanabilir.

@@Najaz hocam Türkiye'de bundan daha geniş koleksiyon var mı ? Hayırlı olsun, bizlere de seyir oldu

Bir de küçük dipnot şeklinde hangi kartın ne olduğu yazan bir ilişik olsa güzel olabilir, denemek lazım.

@@stardust Hocam körü körüne bağlanma diye birşey söz konusu değil. Ethernet çıkışı kullanıyorum ben halen yazıcıda olsun evdeki iMac'te olsun, ancak 4 senedir MB Air'de ethernet çıkışı yok ve en ufak bir ihtiyaç hissetmişliğim de yok. Zaten ethernet çıkışının kaldırılması mobilitenin artışıyla ilişkiliydi ve Apple bu konuda da devrim yaptı, belki hatırlamıyor olabilirsiniz ancak tablet olarak ilk çıkan pc'ler ethernet girişi de barındırıyordu üzerinde ve mobilite diye birşeyden bahsetmek mümkün değildi. Haliyle yanınızda bir ethernet portu kalınlığında bile olsa tablet taşımak zor oluyordu. MBAir'e de bakacak olursanız ethernet girişini sığdırmanız durumunda bilgisayar ister istemez kalınlaşmak zorunda kalacaktır. Özellikle mobil olarak kullanacağınız her türlü araçta kablosuz araçları kullanmak zorundasınız, kablolu kulaklık konusunda ısrarcı olanlar için de sonuçta alternatif mevcut ancak bir süre sonra mobil birşeyler isteyen kesim ister istemez artacak. Bunun mürid (ya da mürit) olmakla ilgisi yok, kullanım kolaylığıyla ilgisi var.
 
Apple'ın sunduğu bazı olanakların iyi gelişmelere yol açacağını görmezden gelmek daha vahim bir durum kanımca. Çıkalı seneler olmasına rağmen güncelleme bile gerektirmeyen airport time capsule-express gibi ürünlere bakacak olursanız Apple bildiğiniz 4-5 sene önden gidiyor kablosuz iletişim konusunda.

iPad Pro aldım, MBAir 11.6'dan sonra biraz büyük geldi ancak çok kullanışlı. Taşınabilirlik olarak nasıl olacak ilerleyen günlerde göreceğiz bakalım. Klavyeyi de aldım ancak kalem için beklemedeyim, gerekli olup olmayacağını göreceğiz.

Ben de ona benzeyen şu Phillips i aldım.
http://www.hepsiburada.com/philips-bg105-10-erkek-vucut-bakim-tiras-makinesi-p-SGPHQG703747?magaza=Hepsiburada
 
Fena değil. İki farklı başçlığı olması güzel.Normal pil kullanıyor, su geçirmez. 

Corsair M65 Pro RGB mini inceleme/ görüşler:
 
- Janjanlı fare sevmem aslında, oyunculuğa bir katkısı yok, bebelere balon tarzı bir şey bu renk olayı. Arayüzden kapatılabiliyor olması iyi ama bir yandan da güzel gece lambası vazifesi görüyore
- Fare oldukça ağır. Ben farenin zeki, çevik ve aynı zamanda ağırını severim. İlk defa aldığım farenin içine kurşun eklemedim .
- Yandaki "snipah" butonu işlev olarak güzel ama parmağım tam olarak yetişmedi, alışmam lazım.
- Sineğin üstünde dpi değiştirme olayını hiç kullanmam, gereksiz. Kapatılabiliyordur umarum, henüz basmadım ama yanlışlıkla basılabilir sanki.
   (Ek: Sonradan baktım detaylı ayarları var butonların vs.. arayüz gayet iyi durumda, her türlü ince ayara müsait, 10 numara 5 yıldız)
- Tekerin gayet güzel hissiyatı var, kıvırtması hoş, gürültüsüz
- Teflon ayaklar, alumn (bu arada aircraft grade dediği nane sert eloksal kaplama anasını satim evde bile yaparsınız biraz kimya bilgisi ile) taban güzel
- Yan gripler çok iyi ama sol tarafta baş parmağın oturduğu kanat fazla geniş, alışamazsam ufak bir modifikasyona giderim orda, acımam 
- Farenin genel üretim ve malzeme kalitesi gayet iyi. Tuş hissiyatını çok beğendim. Kablo biraz kazık gibi
- Bunca yıldır 400-800 dpi oynamışım, 360 derece dönüşüm 15 cm. 12000 dpi gereksiz ama koyuyorlar işte, numara yükselince bir halt olmuyor. Bu yorum ve yukarıda yer alan bir kaç yorum bu fareye özel değil elbette...
- Fare büyüklük olarak Salmosa ve MX300 kasasına oturtulmuş Logilere vb. tüm claw grip profildeki genel farelere göre az biraz daha etli ama ergonomisi, tutuş hissiyatı açısından çok yabancılık çekmedim. Çünkü yan profilden baktğınızda bu fare direk Mx300 profilinde ama azcık daha büyük, eli dolduruyor. Daha da alışacağımı düşünüyorum. Fare ne büyük ne küçük bana göre, tam ortada. WMO 3.0 bana büyük geliyor mesela, Deathadder da buna benzer bir profile sahip.
 
Şimdilik bu kadar...

Eski Apple'ına birşey yükleyememek ya da MacBook'a illa yenisi gibi bir dayatmadan bahsetmek apple ürünü kullanmayan bir kişinin sözleri olabilir ancak. 2010'da aldığım iMac'i halen değiştirmeyi düşünmüyorum, aklınıza gelebilecek her türlü uygulamayı canavar gibi çalıştırıyor, aleti en çok yoran premiere pro bile takılmadan çalışıyor, çoğu güncel pc'ye taş çıkartır. En ufak bir güncelleme ihtiyacı hissetmediğim gibi bozulsa da değiştirsek modundayım artık 4. Seneyi devireceğim mbair de halen güncel ve her uygulamayı çalıştırıyor, halen sürekli yanımda taşıyorum ve halen en az 3-4 saat şarj süresi var. iPhone 5S 3. seneyi yakın zamanda tamamlıyor, değiştirmek gibi bir düşüncem henüz yok. En önemlisi de kilitlenme/yavaşlama gibi problemleri hiç yaşamıyorum.
 
Palm, Blackberry gibi kapalı sistemlerden el aletleri ve telefonlar gerekli güncellemeleri gerekli zamanlarda ortaya koyamadılar o yüzden yok oldular, apple reklam yıldızı olduğu için değil.

Hocam gün içinde fiyatı 64 TL'ye geliyordu, dönem dönem iniyor, bir sonrakinde yakalarsam haber veririm buradan.

Bir süredir hepsiburada'dan kozmetik, temizlik vs. ürünlerini alıyorum, her zaman kargo bedava oluyor ve inanılmaz iyi indirimler yakalanıyor.

Örneğin gillette fusion flexball makine + 8 bıçak + traş jelini 54 TL'den aldım geçen hafta. Genelde 1-2 senelik bir arada alıyorum ben bunları, 2 kutu aldım bana fazla fazla yeter. Eve kadar geldi, gidip alacak olsam daha uğraştırıcı olurdu. Geldiği firma satıcı hepsiburada olmasına rağmen farklı bir kozmetik firmasıydı, fatura hepsiburada'dan geldi.
Bu hafta bulaşık makinesi deterjanı bitmiş, süper hızlı gönderide finish hepsi bir arada 110 tablet 2 kutu ve makine temizleyiciyi 50 TL'ye aldım. Migros'ta sadece 110 tablet indirimle 35 TL'ydi. Direkt olarak finish toptancısından kargolanmış. Ücretsiz kargoyl bu tarz sarf malzemelerini paylaşırsak güzel olur diye düşündüm.

Definitive'in katılmakla beraber, ilave etmek istediklerim var. İlgi azalması durumu çok söz konusu değil, örneğin benim gibi son 8 senedir ayrı bir ekran kartı almamış kişi bile donanım içerisinde 480'den ne çıkacağını merak edip bakıyor, araştırıyor ve bu şekilde oluşabilecek bir rekabet hoşuna gidiyor. Cep telefonunda ise böyle bir durum söz konusu değil, çünkü ne kadar incelerseniz inceleyin getirisi belli olacak ürünler bunlar, sırf kamera desteği için LG alınmaması gerekliliği başından belli bir durum sonuçta, bu kadar ciddi kamera ihtiyacı varsa aynı fiyata mükemmel bir fotoğraf makinesi alıp geçmek mümkün. Android ve iOS arasında seçim yapmanız yeterli günümüzde, neyin ne olduğu belli aslında, çünkü kompakt bir ürün alıyorsunuz, isteseniz de çok inceleseniz de sonuç değişmiyor ve özelliklerini değiştiremiyorsunuz. Bu yüzden abartılı inceleseniz de sonuç değişmiyor.
 
Örneğin bir SSD, ekran kartı, hdd, ram neden ilgimizi çekiyor, çünkü güncelleyebiliyoruz, cep telefonunda böyle birşey söz konusu değil. Nadir değişen parçalardan monitör bile daha ilgi çekici benim gözümde. Definitive'in orada yapmış olduğu esprili bir açıklamadan bu kadar alınmanın da yanlış olduğunu düşünüyorum, laf sokma olmadığı çok net. Her laf sokma durumunda burayı terk edeceksek (laf söyleyip terk edeceksek daha doğru bir terim) benim 50 defa, pek çok kişinin de yüzlerce defa ayrılması gerekirdi.

Kendimi bilemem ama Skywarrior'da var sanırım (Nasıl bir cümle olduysa artık )

ondan bir önceki öyleydi. şu an gidici olan Fiat Brava. @@pentaman teşekkürler
Bugün işlemlere başladılar. ruhsat vs halledecekler. Haftaiçi tamamlanıp, haftasonuna doğru alırız gibi.. bakalım.

Hemen her marka ve modelde stoktaki araçlar beyaz. Ne beyaz sevdalısı milletmişiz anlamıyorum..

@@pentaman
Bağlantı kesintileri fiziksel altyapıdan kaynaklanmıyor muhtemelen. Herhalde kurulan güvenlik ve takip sistemlerinin devreye alınması ile ilgili süreçlerde operatör tarafındaki cihazlarda güncelleme ihtiyaçları, araya giren ek hopların devreye alınması gibi konular kesinti yaratıyor. Uydunet'te Youtube bağlantı kalitesi çok hızlı bir şekilde düştü ve dibe vurdu. Artık VPN olmadan video yüklemek bile mümkün olmuyor. VPN açtığım anda 1080p izlemeye başlıyorum. Bu kadar da işin içine etmek gerçekten rezalet. Çözümü de yok. Kimi nereye nasıl şikayet edeceğim?

Teşekkür ederim. Sizin olumlu tecrübeniz de heveslendirdi beni açıkçası.
 
Şu anda Mac mini var, Gigabit ethernet ile bağlı. Time Machine pek çok küçük dosyayı transfer ettiği için olağan karşıladım o an o performansı. Bir gün büyük boyutlu bir dosya transfer edersem o zaman anlaşılır maksimum kapasitesi.